İşte adım adım Erzincan'daki Islak Komplo
Ergenekon süreci, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye baskınıyla başladı.
HSYK, 2 Temmuz 2007 günü İlhan Cihaner’i Erzincan’a başsavcı olarak
atadı. Ergenekon’da tutuklamaların başladığı günlerde, 2007 yılı Kasım
ayında İsmailağa cemaati soruşturması için düğmeye basıldı.
Soruşturmanın fitili, bir kadının 'Cemaat üyesi kocam beni dövüyor'
şikayetiyle yakıldı. Aile içi şiddet soruşturması, bir anda tüm
Türkiye’yi kapsayacak şekilde bazı cemaatlere yönelik terör örgütü
soruşturmasına dönüştürüldü. Ergenekon’da Veli Küçük ve arkadaşları
tutuklandı, Erzincan’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş ve Yeni Şafak Gazetesi Patronu Ahmet Albayrak dahil 16 ilde 235
kişi takibe alındı. 23 Şubat 2009 günü 29 kişi gözaltına alındı, 9’u
tutuklandı. Yaygın iddia şuydu: Silivri’nin rövanşı Erzincan’da
alınacak, tüm Türkiye’yi tarayan karşı bir dava yolu açılacaktı.
İşte başlangıcından bugüne adım adım Erzincan'daki Islak Komplo ve boşa
çıkarılma süreci:
12.06.2007: Ergenekon soruşturması başladı
İstanbul Ümraniye'de bir evde 27 el bombası
bulunmasıyla Ergenekon soruşturması başladı.
02.07.2007: Cihaner, HSYK tarafından Erzincan Başsavcılığı’na
atandı.
02.11.2007: Erzincan'da İsmailağa soruşturması başladı
Jandarma’ya eşinden şiddet gören bir kadın başvuruda
bulundu. Kadın savcılık ifadesinde gördüğü şiddetin yanı sıra kocasının İsmailağa cemaatinin önde gelenlerinden olduğunu ve bu cemaatin
faaliyetlerini anlattı. Cihaner bunun üzerine cemaate yönelik
soruşturmayı başlattı. Soruşturmada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, Yenişafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak gibi AK Parti'ye
çok yakın isimlerin de yeraldığı 235 şüpheli vardı. Polis bölgesi
olmasına rağmen onlara haber verilmeden Jandarma eşliğinde Erzincan
şehir merkezinde baskınlar yapıldı 29 kişi gözaltına alındı 9 kişi
tutuklandı. Cihaner, o gün kendisini dönemin Adalet Bakanı Cemil
Çiçek'in aradığını ve “Cezaevleri dolu. Seçimden önce zora gireriz”
diyerek şüphelilerin bırakılmasını istediğini iddia etti. Telefonla
aradığı iddiasını kabul ettiği iddia edilen Cemil Çiçek, bunun Adalet
Bakanı olarak o süreçte bilgi alma mahiyetinde bir müracaat, bir girişim
olduğunu belirterek tehdit gibi şeylerin sözkonusu bile olmadığını
açıkladı. Ancak haberimizin hazırlandığı şu saatlerde ajanslara düşen
haberlerde Cemil Çiçek, aradığına dair iddialarını kabul ettiğine
yönelik bir tek cümlesinin hiçbir yerde
görülemeyeceğini, Erzincan başsavcısı Cihaner'i telefonla aradığına
dair hiçbir beyanının bulunamayacağını
söyledi. Bu tartışmaların yaşandığı günlerde başlangıcından o tarihe
kadar yaklaşık iki yılı tamamlamış olan soruşturmanın yasalara aykırı
şekilde Adalet Bakanlığı'ndan gizli yürütüldüğü ortaya çıktı. Bu nedenle
Cihaner hakkında Tunceli Ağır Ceza mahkemesinde 26 yıl hapis istemiyle
dava açıldı. Ayrıca daha sonra açığa çıkan şok edici bir ayrıntı da
Başsavcı Cihaner'in o iki yıllık sürede cemaat hakkında hiçbir suç
unsuru, bir delil bulamadığını HSYK'ya yaptığı savunmasında
belirttiğinin ortaya çıkması oldu. Suç unsurları olmamasına rağmen
Cihaner'in AK Parti'ye yakın isimleri Adalet Bakanlığı'ndan bile gizli
yürüttüğü soruşturmaya dahil ederek Ergenekon soruşturmasının karşısına
çıkmayı amaçladığı iddiaları işte bu noktada ortaya çıktı.
02.03.2009:
Soruşturmayı Erzurum özel yetkili Savcısı Osman Şanal devraldı
Cihaner'in soruşturmayı 16 ile daha yaymaya
hazırlandığı o günlerde Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Savcısı Osman
Şanal devreye girdi. Şanal, bir ihbara dayanarak grubun “silahlı örgüt”
olduğunu iddia etti ve “soruşturma yetkisinin kendisinde olduğunu
belirterek dosyayı istedi. Cihaner dosyayı göndermedi.
05.05.2009: Şanal, Valiliğe bir yazı göndererek, Cihaner’in
görevini sonlandırdığını bildirdi.
26.05.2009: Cihaner ise Valiliğe yazdığı cevabi yazıda, Şanal’ın
bu yönde bir yetkisinin olmadığını öne sürdü. Cihaner, Şanal’ı HSYK’ya
ve Bakanlığa şikayet etti. Cihaner, Erzurum Başsavcılığı'nın ısrarları
üzerine dosyayı Erzurum’a gönderdi. Ama bu kez başka bir cemaatle ilgili
ikinci bir soruşturma başlattı. Erzurum bu dosyayı da istedi.
12.06.2009:
TARAF'IN HABERİ GÖZLERİ ERZİNCAN'A ÇEVİRDİ
Taraf gazetesi ’İrticayla Mücadele Eylem Planı’ adlı
ve Albay Dursun Çiçek imzalı belgeyi yayımladı. Türkiye kamuoyunu
derinden sarsan ve "AKP ve Gülen’i Bitirme Planı" olarak yorumlanan
ıslak imzalı bu planın Erzincan’da uygulamaya konulduğu iddiaları
gündeme gelince gözler birden Erzincan’a çevrildi. Çünkü Erzincan'da
Başsavcı İlhan Cihaner tarafından İsmailağa cemaatine karşı başlatılan
soruşturma tıpkı bu planda belirtildiği gibi cemaatleri silahlı gösterme
ve Ergenekon soruşturmasını bastırmak için bazı önlemlere denk
düşüyordu. Cihaner'in polis yerine jandarma güçlerini kullanarak sahte
delil yaratma çabaları tam da bu plana uygun düşüyordu. Soruşturmanın
Cihaner'den alınmasından sonra peşpeşe gelişmeler yaşanmaya başladı.
Erzincan'da DSİ'ye ait baraj gölünde suların çekilmesiyle el bombaları
ve diğer mühimmat açığa çıktı. Soruşturmayı derinleştiren yeni savcı
Osman Şanal yeni bulgulara ulaştı. Gölde MİT'çilere ait sim kartları da bulundu ve bunların
kime ait olduğu belirlenebildi. Gittikçe hızlanan soruşturmada peşpeşe
tutuklamalar yaşandı. Erzincan'ın bir köyünde dolu lav roketatarlar ve
mermiler yakalandı. Son olarak bir inşaat şantiyesine kaçırılmış olarak
jandarmaya ait çok gizli belgeler bulundu. İddialar ve
suçlamalar korkunç. Hukuku uygulamakla yükümlü olan bir başsavcı, Albay
Dursun Çiçek'e ait 'Islak İmzalı Kontrgerilla Belgesi'ni Erzincan'da
uygulamak ve masum insanları silahlı teröristler olarak göstermeye
çalışmakla suçlanıyor. Gizli tanıklar bizzat Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner tarafından tehdit edildiklerini ve baraj gölündeki silahların
cemaatlere ait olduğunu söylemeleri için zorlandıklarını iddia
ediyorlar.
18.06.2009: Adalet Bakanlığı Cihaner hakkında 15 ayrı
suçlamayla iddianame hazırladı
Adalet Bakanlığı, Cihaner hakkında soruşturma açtı.
Bakanlık, 18 Haziran’da tamamladığı soruşturma raporunda, şikayetçilere
dayanarak Cihaner’i 15 ayrı eylem nedeniyle suçladı. Cihaner hakkında 26
yıla kadar hapis cezası istenen rapor üzerine hazırlanan iddianamede,
şikayetçilerin isimleri ”Duyarlı ve mağdur bir vatandaş“, ”İkram Çamur“,
”Hakan Vural“ olarak açıklandı. Cihaner’in ”İsmailağa soruşturmasını
yetkililerden gizlemek“, ”sahte evrak“, ”kameriye yaptırarak imar
kirliliğine neden olmak“suçlarını işlediği belirtildi.
22.06.2009:
Gizli tanığın ifadesine göre Cihaner Ergenekoncu
Şanal, iddianameyi 22 Haziran’da bitirdi.
İddianamede, ’silahlı örgüt’ iddiasına yer verdi. İddianamenin kabul
edilmesiyle 13 şüpheli hakkında dava açıldı. Bu arada ”Erzincan“ ve ”x“
adlı iki ayrı gizli tanığın ifadeleri üzerine soruşturma ”Ergenekon“
kapsamına alındı. Bu süreçte yaşanan diğer ayrıntılar da şu şekilde:
01.09.2009: ŞOK! CİHANER SORUŞTURMAYI 2 YIL ADALET
BAKANLIĞI'NDAN SAKLAMIŞ
Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner'in 2007'de
başlattığı İsmailağa soruşturmasını 2 yıl kadar Adalet Bakanlığı'ndan
gizli yürüttüğü ortaya çıktı. (Ayrıntılar)
28.10.2009:
Baraj gölüne atılmış silahlar süreci hızlandırdı
DSİ’ye ait Göyne barajında suların çekilmesi sonucu
çok sayıda el bombası ve diğer mühimmat ortaya çıktı. Aramada cep
telefonu ve sim kart da bulundu. Sim kartın çözümü Jandarmada görevli
iki subayı işaret etti. (Ayrıntılar)
20.11.2009: Üsteğmen Ersin Ergut ve astsubay Orhan Esirger
gözaltına alınarak 23 Kasım'da tutuklandı. (Ayrıntılar)
25.11.2009: Erzincan İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü
Binbaşı Nedim Ertan gözaltına alınarak 27 Kasım'da tutuklandı. (Ayrıntılar)
29.11.2009: Tunceli Ağır Ceza'ya Cihaner'in yargılanması için
iddianame sunuldu
Adalet Bakanlığı, Cihaner hakkında kovuşturma
izni verdi. ’Görevi kötüye kullanmak’,
’şüphelilere şantajla baskı yapmak’, ’resmi evrakta sahtecilik’ ve
’yetki gaspı’yla suçlanan Cihaner hakkında 26 yıl hapis istemiyle
iddianame hazırlanarak Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. (Ayrıntılar)
04.12.2009: MİT elemanları tutuklandı
Ertan’dan ele geçirilen CD’ler MİT mensuplarını
işaret etti. Baraj gölünde bulunan sim kartın sahibi olduğu ortaya çıkan
MİT Erzincan Müdürü Şinasi Demir ile iki MİT görevlisi de 72 saatlik
sorgularının ardından tutuklandı. (Ayrıntılar)
10.12.2009: Albay Ali Tapan ifade verdi. Herhangi bir gözaltı ve
tutuklamaya başvurulmayan ifade sonrası Erzincan İl Jandarma Komutanı
Albay Ali Tapan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. (Ayrıntılar)
17.12.2009: 3. ORDU KOMUTANI İFADEYE ÇAĞRILDI
Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal, 3. Ordu Komutanı
Org. Saldıray Berk'i bilgisine başvurmak üzere Erzurum Adliyesi'ne davet
etti. Savcının, Berk'e Ergenekon soruşturması kapsamında bazı sorular
soracağı ancak hakkında herhangi bir suçlama bulunmadığı bildirildi. (Ayrıntılar)
29.12.2009: Tunceli Ağır Ceza iddianameyi kabul etti: Cihaner 26
yıl hapis istemiyle yargılanacak
Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner'in yargılanmasına karar verdi. Cihaner'in 26
yıla kadar hapsi isteniyor. Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen
soruşturma sonucu dava dosyası, Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderilerek dava açılmıştı. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi de yaptığı
duruşma sonucunda Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in "görevi kötüye
kullanmak, evrakta sahtecilik ve imar kirliliğine yol açmak" suçlarından
yargılanmasına karar verdi. Dava dosyası, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne
gönderildi. (Ayrıntılar)
05.01.2010: 3. ORDU KOMUTANININ İFADE VERMEYİ REDDETTİĞİ İDDİA
EDİLDİ
3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in Savcı Osman Şanal'a
ifade vermeyi reddettiği iddia edildi. (Ayrıntılar)
15.01.2010: Erzincan'ın Ortatepe köyünde lav roketatarlar ile el
bombaları bulundu
Erzincan'ın İliç ilçesine bağlı Ortatepe köyünde
3 dolu lav roketatar silah, 5 el bombası ve 800 mermi bulundu. Operasyon
İliç Cumhuriyet Savcılığına gönderilen bir ihbar mektubu üzerine
düzenlendi. 5 kişi gözaltına alındı. Zanlılardan 4'ü serbest
bırakılırken, köy muhtarı T.K. tutuklandı. İlk aşamada silahların köy
muhtarı T. K. ile koruculara ait olduğu, bu şahısların ifadelerinde
silahların Başbağlar katliamının ardından JİTEM’ciler tarafından
kendilerine verildiğini, başka köylerde de silahların dağıtıldığını
belirttikleri iddia edildi. İddialara göre silahlar alevi-sünni
çatışması için dağıtıldı. Bu iddia üzerine
savcılık soruşturmayı genişletti. Önümüzdeki günlerde yeni adreslerde de
arama başlatılacağı öğrenilirken, Ergenekon iddianamelerine de yansıyan
Alevi-Sünni çatışması çıkartmak için karşılıklı silahlandırma iddiaları
üzerinde duruluyor. Özel Yetkili Savcı Osman Şanal, etnik köken ve
mezhep ayrılığına bağlı çatışma çıkararak Albay Dursun Çiçek'in ıslak
imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın uygulamaya sokulduğu
iddiasıyla Erzincan'da bir soruşturma yürütüyor. (Ayrıntılar)
27.01.2010: Kahramanmaraş’ta görev yapan Jandarma Astsubay Şenol Bozkurt
gözaltına alındı. (Ayrıntılar)
27.01.2010: ŞOK! ALAY KOMUTANINA MAKAMINDA GÖZALTI
Eski görevi olan Erzincan Alay Komutanlığını yürütürken
Erzincan baraj gölündeki cephane ve ıslak imzalı Komplo Belgesini
Erzincan'da uygulanmak istenmesi olaylarında rol aldığı şüphesiyle,
Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu makamında
gözaltına alındı. Bir gözaltı da Kahramanmaraş'ta yaşandı. O dönem
Erzincan'da
görev
yapan Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde
görevli Astsubay Ş. B. gözaltına alınarak evinde arama yapıldı. Albay daha sonra
tutuklandı. (Ayrıntılar)
ERZİNCAN'DA KOMUTANIN GÖZDAĞI DENEMESİ.. 2'NCİ SİNCAN OLAYI: ER-SİNCAN
28.01.2010: Erzincan Komplosu’na yönelik operasyonun tepe noktasına
ulaşma korkusu, Erzincan’da Kışla’da kalkışmaya ve 2'nci Sincan olayının
yaşanmasına neden oldu. 3. Ordu Komutanlığı’na ait ağır silah ve
toplarla donatılmış 30 araç, Kışla’dan çıkarak Erzincan şehir merkezine
yöneldi. Araçlar şehir merkezinde tur atarken, vatandaşlar şaşkın
bakışlarla ne olduğunu anlamaya çalıştı. Araçlar daha sonra Saldıray
Berk’in de isminin geçtiği Komplo Operasyonu’nun yürütüldüğü Erzurum’a
döndü. Ağır silahlarla donatılmış konvoy Erzurum istikametine
ilerledikten sonra geri dönüş yaparak tekrar Erzincan şehir merkezine
girdi. Merkezde boy gösteren araçlar yeniden 3. Ordu Komutanlığı’na
döndü. Şehir merkezine giren askeri
araçların 3. Ordu komutanı Saldıray Berk'in emrinde olduğuna dikkat
çeken kaynaklar, dün Erzurum Savcılığı'nca Kahramanmaraş ve Eskişehir'de
iki subayın gözaltına alınmasını ve 17 Aralık'tan beri Berk'in
ifadesinin alınamadığını da hatırlatarak şehir merkezine askeri araç
girişinin ciddi bir gözdağı ve askeri kalkışma olduğuna şüphe olmadığını
vurguluyorlar. (Ayrıntılar)
30.01.2010: Orgeneral Saldıray Berk komutanlığındaki 3. Ordu
Komutanlığının intranet sitesi KaraNET'te, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç
hakkında ağır ifadeler içeren yazılar yer aldığı tespit edildi. Söz
konusu yazılar komutanlık sitesine 'Mutlaka okunması gerekenler' başlığı
altında toplanmış. (Ayrıntılar)
31.01.2010: Soruşturmada 27 Ocak günü gözaltına alınan Eskişehir
Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bırakıldı. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan
Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı istihbarat Şube Müdürlüğünde
görevli Astsubay Şenol Bozkurt ise tutuklanarak askeri cezaevine
gönderildi. (Ayrıntılar)
31.01.2010: 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in ifadeye
çağırdığı halde gelmediği şeklindeki haberlerin doğru olmadığı iddia
edildi. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na dayandırılan haberlerde,
Berk'e şu ana kadar herhangi bir tebligat yapılmadığı belirtiliyordu. (Ayrıntılar)
03.02.2010: Daha önce Erzincan’da görev yapan Eskişehir İl Jandarma
Alay Komutanı Recep Gençoğlu Savcının itirazı üzerine mahkemece
tutuklandı. (Ayrıntılar)
09.02.2010:
ŞOK! SAVCILAR 3. ORDU'YA SOKULMADI
Erzincan'da 2 astsubay ve Avcılar Derneği Başkanı
gözaltına alındı. Erzincan'da 3. Ordu Karargahı'nda görevli istihbarat
astsubay A.S., Yaylabaşı Jandarma Karakol Komutanı astsubay Murat Yıldız
ile avcılık malzemeleri satan Y.B. gözaltına alındı. Astsubaylardan
birinin 3'üncü Ordu Karargahı'ndaki ofisini aramak
isteyen Osman Şanal,
Genelkurmay'dan izin alınmadığı gerekçesiyle içeriye alınmayınca
nizamiyeden dönmek durumunda kaldı. (Ayrıntılar)
11.02.2010: ŞOK! ALBAY KEMAH'TAKİ 9 ERİN ÖLÜMÜNDEN DE SORGULANDI
Gözaltına alınan dönemin Erzincan İl Alay Komutanı Albay
Recep Gençoğlu'na Erzincan Kemah'ta PKK'lılarca düzenlendiği iddia
edilen ve 9 askerin şehit olduğu mayınlı saldırıda rolü olup olmadığının
da sorulduğu ortaya çıktı. (Ayrıntılar)
11.02.2010: Yaylabaşı Beldesi’ndeki Jandarma Karakol Komutanı
Astsubay M.Y ve astsubay A.S. tutuklandı. (Ayrıntılar)
11.02.2010: 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in ifadeye çağrılmış
olduğu ortaya çıktı. Oysa bir süre önce Erzurum Savcılığı'nca Berk'in
ifadeye çağrılmadığının açıklandığı iddia edilmişti. Şanal'ın Orgeneral
Berk'in ifade vermesi için Genelkurmay Başkanlığı'na bilgi verdiği,
Genelkurmay'ın ise 9-14 Şubat tarihleri arasında Berk'in mazeret beyan
ederek ifadeye gelemeyeceğini bildirdiği belirtildi. İfade çağrısının 14
Şubat'tan sonra yenileneceği öğrenildi. (Ayrıntılar)
12.02.2010:
HSYK'DAN İLK HAMLE: İLİÇ SAVCISI GÖREVİNDEN ALINDI
Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasının başlamasına
verdiği bilgilerle katkı yapan Erzincan İliç Savcısı Bayram Bozkurt
HSYK'nın güz kararnamesiyle Malazgirt'e atandı. Aynı gün Bozkurt
hakkında bazı medya organlarında 'Keneyle suikast,çaycıyla darbe'
başlıklı
haberlerde, küçük düşürücü iddialarla karalama kampanyası
yürütüldü. (Ayrıntılar)
12.02.2010: Erzincan'da 9 Şubat'ta gözaltına alınan ikisi astsubay 3
kişiye Erzurum, Erzincan, Tunceli'deki JİTEM yapılanmasıyla ilgili
sorular da sorulduğu ortaya çıktı. 15 Ocak'ta Erzincan'ın bir köyünde
ihbar üzerine Erzurum Savcılığı nezaretinde jandarmanın yaptığı
aramalarda köylülerde dolu lav silahları çok sayıda mermi ve 5 el
bombası ele geçirilmiş, köylüler ilk ifadelerinde bu silahların
kendilerine JİTEM tarafından verildiğini ve başka köylerde de silah
dağıtıldığını açıklamışlardı. Önümüzdeki günlerde yeni adreslerde de
arama başlatılacağı öğrenilirken, Ergenekon iddianamelerine de yansıyan
Alevi-Sünni çatışması çıkartmak için karşılıklı silahlandırma iddiaları
üzerinde duruluyor. Zaten Erzurum Savcısı Osman Şanal'ın başlattığı
soruşturmanın temeli de 'Islak İmzalı Kontrgerilla Belgesi'nin Erzincan
ve çevre illerde uygulamaya konulmak istendiğine dair bulgulara
dayanıyor. (Ayrıntılar)
12.02.2010:
CİHANER, ŞANAL'I HSYK'YA ŞİKAYET ETTİ: HEMEN GÖREVDEN ALIN
İlhan Cihaner'in, Erzurum Başsavcısı ile Erzurum özel
yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ı çok ağır yorumlar içeren
ifadelerle 14 Ocak 2010 tarihinde HSYK'ya şikayet ettiği ortaya çıktı.
Cihaner HSYK’ya başvurarak, soruşturma ve kovuşturmalara müdahale
yetkisi olmayan, daha çok idari bir kurum olan HSYK’dan söz konusu
soruşturmalarla ilgili “gereğinin yapılması” çağrısı yaptı. Dilekçesinde
daha önce de sözlü olarak şikayetçi olduğu anlaşılan Cihaner’in
meslektaşları için yönelttiği suçlama ve taleplerinden bazıları: 'Bana
suç örgütü başı gibi jandarmaya da işgal ordusu gibi davranıyor. Nerede
ise E harfini görünce Ergenekon kapsamına alma çabası içerisindeler. Bu
bilgileri muhtemelen telefonumu dinledikleri için elde etmektedirler.
İliç savcısını arayarak, özellikle tarafıma bilgi verilmemesini
emretmiştir. Bu karartma girişimi daha önce ilimizde meydana gelen MİT
mensupları ile ordu mensuplarına yönelik tuzak iddialarına konu olan
mühimmatlarla ilgili olabileceği akla geliyor. Jandarma mensuplarına
adeta işgal ordusu gibi, bana ise bir suç örgütü başı gibi davranılması,
iyi niyetle açıklanacak bir husus değildir.' (Ayrıntılar)
13.02.2010: ŞOK! KEMAH SALDIRISI ÖNCESİ PKK'LILAR JANDARMAYA
İHBAR EDİLMİŞ
Erzincan Kemah’ta dokuz askerin öldüğü mayınlı
saldırıdan yargılanan köylüler, olaydan önce Jandarma’yı uyardıkları
ortaya çıktı. Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın yürüttüğü
Ergenekon kapsamındaki soruşturmada tutuklanan Erzincan Alay Komutanı
Recep Gençoğlu'na savcılık sorgusunda Erzincan Kemah'taki 9 askerin
şehit olduğu mayınlı saldırıya katılıp katılmadığına dair sorular
yöneltildiği iddia edilmişti. Köylülerin olaydan bir gün önce jandarmayı
arayarak köyde PKK'lı teröristlerin bulunduğunu defalarca ihbar
ettiklerine dair iddiaları telefon dökümleriyle doğrulandı. İhbarların
yapıldığı kişi olarak görülen Ergenekon tutuklusu Jandarma istihbaratçı
Binbaşı Nedim Ersan da ihbarları doğruladı. (Ayrıntılar)
14.02.2010: İnşaata kaçırılan gizli belgeler için üç işçi gözaltına
alınıp sorgulandı
Erzincan Yaylabaşı'ndaki TOKİ şantiyesinde savcılardan
kaçırılmak amacıyla olduğu tahmin edilen, 3'üncü Ordu Komutanlığı ile
Erzincan İl Jandarma Komutanlığı'na ait olduğu iddia edilen 'gizli'
belgeler, 'askeri istihbarat notları' ve 'köylere ilişkin bilgi notları'
ele geçirildiği iddia edildi. Ayrıca bölge halkının Alevi, Sünni,
Kadiri, Şii, Kürt, Kafkas göçmeni şeklinde fişlendiği dosyalar ve
sabotaj krokilerinin de belgeler arasında olduğu belirtildi. Gözaltına
alınan işçiler belge dolu çantanın astsubay Murat Yıldız'ın eşi
tarafından kendilerine verilerek inşaata götürülmesinin istendiğini
itiraf ettiler. (Ayrıntılar)
14.02.2010: Jandarmanın, Savcı Şanal’ı Bakanlığa şikayet ettiği ortaya çıktı
Albay Gençoğlu ile birlikte 6 jandarma görevlisinin
tutuklanmasının ardından Jandarma Genel Komutanlığı’nın, Erzincan’daki
Ergenekon yapılanmasına yönelik soruşturmayı yürüten Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ı Adalet Bakanlığı’na şikayet ettiği
ortaya çıktı. Albay Gençoğlu’nun tutuklanmasının ardından yapılan
şikayette Şanal’ın 'usule aykırı soruşturma yürüttüğü' iddia edildi. (Ayrıntılar)
15.02.2010: 3. ORDU KOMUTANI BERK TEKRAR İFADEYE ÇAĞRILDI
Şanal, 3’üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’i
soruşturma kapsamında bilgisine başvurmak üzere Erzurum Adliyesi’ne
davet etti. Ancak Berk gitmedi. Berk bu kez 'şüpheli' sıfatıyla 10 gün
içerisinde ifade vermeye 2. kez çağrıldı. (Ayrıntılar)
16.02.2010: Erzincan'ın lav silahlarının yakalandığı köyün muhtarının
ifadesinden hareketle astsubay Necdet Özmen tutuklandı. (Ayrıntılar)
16.02.2010: Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasının başlamasına
verdiği bilgilerle katkı yapan Erzincan İliç Savcısı Bayram Bozkurt
hakkında bazı medya organlarında yer alan küçük düşürücü iddiaları
yalanladı. Kendisinin soruşturmanın başlatılmaması için silahla tehdit
edildiğini, buna mahkeme hakimlerinin de şahit olduğunu açıkladı. (Ayrıntılar)
16.02.2010: ŞOK! BAŞSAVCI CİHANER GÖZALTINA ALINDI
Erzurum
savcıları şok gelişmeyle Başsavcı İlhan Cihaner'in Adliyedeki odasında ve evinde arama yaptı,
arama tamamlanınca Cihaner gözaltına alındı. (Ayrıntılar)
17.02.2010: FLAŞ!!! BAŞSAVCI CİHANER TUTUKLANDI
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner,
sabah erken saatlere kadar süren sorgusu sonrasında terör örgütü üyeliği
suçlamasıyla tutuklandı. (Ayrıntılar)
17.02.2010: ŞOK! HSYK SAVCILARIN YETKİLERİNİ KALDIRDI
HSYK şok bir kararla soruşturmayı yürüten Savcı Osman
Şanal ile diğer 4 savcının yetkilerini kaldırdı. Cihaner'in
tutukluluğuna yapılan itiraz mahkemece reddedildi. (Ayrıntılar)
17.02.2010: FLAŞ!!! CİHANER'İN TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ
Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutukluğuna yapılan itiraz Erzurum 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce oybirliğiyle reddedildi. Avukatların savcı için tedbir
talebi de reddedildi. Cihaner'in avukatlarından Baki Uzun, "Özel savcının
yetkilerinin HSYK tarafından kaldırıldığını, bu nedenle bundan sonra, en azından
herhangi bir inceleme yetkisi olmadığını söyleyip, "Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanlığı'ndan tedbir talep ettik. Çünkü kendisi incelemeleri yapmak, dün el
konulan evrakları incelemek istemektedir'' dedi. Mahkemenin, bu taleplerini de
reddettiğini ifade eden avukat Baki Uzun, ''(Henüz savcı Şanal'a yapılmış bir
tebligat olmadığından dolayı, savcının yetkisini kaldırıp kaldırmadığı
mahkememiz tarafından henüz bilinmemektedir) diye itirazımız reddedilmiştir''
dedi. (Ayrıntılar)
18.02.2010: HSYK SORUŞTURMAYA YENİ SAVCILAR ATADI
HSYK soruşturmayı yürütmek için özel yetkili 3 yeni
savcı atadı. Adalet Bakanlığı müsteşarı yeni savcılara itiraz
etmediklerini açıkladı. HSYK, özel yetkilerini kaldırdığı 4 Erzurum savcısının
yerine, 3 yeni savcıyı yetkilendirdi. HSYK'nın kararına göre, Erzurum Savcısı
Taner Aksakal'a, Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği yetkisi verildi. Kurul, yine
Erzurum Adliyesi'nde görev yapmakta olan Mehmet Ali Kurt ile Ender Karadeniz'i
yetkilendirerek Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği uhdesinde görevlendirdi. Savcı
Taner Aksakal, Özel Yetkili Başsavcı Vekili oldu. Bu arada HSYK 3 yeni savcıyı
yetkilendirirken, Adalet Bakanlığı da taktik manevrası yaparak önceki günkü 4
savcının yetkilerinin kaldırılması kararını bir gün gecikmeli olarak Erzurum'a
iletti. Bakanlık, HSYK'nın önceki gün öğle saatlerinde aldığı ve aynı saatlerde
kendisine ulaşan "4 savcının yetkilerinin kaldırılması" kararının yeniden
değerlendirilmesini istedi. Kararın değişme olasılığını da dikkate alarak ilk
kararı Erzurum'a göndermedi. HSYK, başvuruyu reddedince karar tebliğ edildi.
Tebligatları saat 16.00'da tebellüğ eden savcılar da yaya olarak ve korumaları
bulunmaksızın adliyeden ayrıldı. (Ayrıntılar)
18.02.2010: Albay Gençoğlu'nun tutukluğuna itiraz reddedildi
Ergenekon
kapsamında tutuklanan Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Albay Gençoğlu'nun
tutukluluk haline yapılan itiraz reddedildi. Bir süre önce gözaltına alınan
Albay Gençoğlu, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış ancak
yetkileri kaldırılan Erzurum Savcısı Osman Şanal'ın itirazı üzerine tutuklanarak
askeri cezaevine konulmuştu. Gençoğlu'nun Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince
tutuklanmasına karşı yapılan itiraz talebini ele alan Diyarbakır Özel Yetkili 6.
Ağır Ceza Mahkemesi, bu talebi kabul etmedi. (Ayrıntılar)
19.02.2010: FLAŞ!!! ERZİNCAN-ERGENEKON DOSYASI İSTANBUL SAVCILARINDA
Özel yetkileri HSYK tarafından kaldırılan Osman Şanal görevlendirdiği özel kurye
ile 13 parçadan oluşan evrak ve delil dosyalarını tutanakla İstanbul Özel
Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne gönderdi. Şanal, HSYK kararını tebellüğ
etmeden söz konusu dosyaları gönderirken, bu bilgiyi UYAP (ulusal yargı
programı) sistemine de girdi. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği
de bu dosyalar için özel yetkili bir savcıyı görevlendirdi. (Ayrıntılar)
19.02.2010: ŞOK İDDİA!!! CHP'li Ersin gizli tanıklarla görüştü
CHP
İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, Ergenekon'dan tutuklanan Erzincan Savcısı
İlhan Cihaner soruşturmasında gizli tanıklık yapan üç isimle Erzincan Eriza
Otel'de görüştüğü iddia edildi. . Görüşmede ADD Başkanı Hüseyin Beydaş'ın da
olduğu ileri sürüldü. CHP Milletvekili Ahmet Ersin, dün Erzurum'da basına
yaptığı açıklamada, Erzincan'daki gizli görüşmesini itiraf etmişti. Ersin,
Erzincan Başsavcısı Cihaner'in tutuklanması üzerine bölgeye gitmişti. 2 gündür
kayıp olan Munzur kod adlı gizli tanık S.Z. ve diğer gizli tanıklar E.Z. ve
Ö.Z.’nin Erzincan’daki Eriza Otel’de oldukları iddia edildi. Dün Başsavcı
Cihaner'i cezaevinde ziyaret eden CHP heyetine başkanlık eden CHP milletvekili
Ahmet Ersin ile Erzincan ADD Başkanı'nın, verdikleri ifadelerle soruşturmada
önemli yer tutan gizli tanıkları Erzincan Valiliği'nin yakınındaki bir otel
odasında ikna etmeye çalıştıkları iddia ediliyor. İkna edilmeye çalışılanlar
arasında gizli tanık Munzur da bulunuyor. Hatırlanacağı üzere soruşturmada adı
geçen Munzur kod adlı gizli tanıktan birkaç gündür haber alınamıyordu. Gizli
tanıkların araçlarının konunun jandarmanın yetkisinde olmamasına rağmen İl
Jandarma Alay Komutanlığı'nın bahçesinde olduğu ileri sürüldü. Alınan bilgiye
göre, Erzincan Emniyet Müdürlüğü'ne konuyla ilgili bir ihbar telefonu geldi.
Kendisini gizli tanık Munzur (S.Z.)'un yakın akrabası olarak tanıtan kişi, asker
tıraşlı kişilerin S.Z.'yi iteleyerek bir pastaneye soktuğunu, gizli tanık
Munzur'un hayatının tehlikede olduğunu aktardı. Polisi arayan şahıs, akrabası
olan S.Z.'yi dün öğleden önce Ordu Caddesi'nde gördüğünü, yanında sivil ve asker
tıraşlı kişiler olduğunu ifade etti. S.Z'.nin endişeli ve korkmuş halde olduğunu
anlatan şahıs, S.Z. ve yanındakileri arklarından takip ettiğini, şahısların Ordu
Caddesi üzerindeki Paradise Pastanesi'ne S.Z'yi iteleyerek girdiklerini söyledi.
Bir süre sonra S.Z.'nin pastaneden endişeli tavırlarla çıktığını ifade etti.
Şahıs, gazetelerde "Munzur kod adlı gizli tanık kayboldu" haberini gördükten
sonra polisi aradığını söyledi. "Akrabam S.Z.'yi koruyun" diyerek telefonu
kapattı. (Ayrıntılar)
22.02.2010: FLAŞ!!! CİHANER'İN DOSYASI ERZURUM'A İADE EDİLDİ
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Erzincan Ergenekon' soruşturmasına ilişkin yetkisizlik
kararı vererek dosyayı ekrar Erzurum savcılığına iade etti. Başsavcılık,
yetkisizlik gerekçesini ise beş başlıkta topladı: 1) OLAY YERİ ERZİNCAN:
Şüphelilerin tamamının suç tarihlerinde Erzincan'da görev yaptıkları/ikamet
ettikleri, dolayısıyla soruşturma evrakında suç olarak nitelenen eylemlerini
CMK'nın 250. maddesi ile yetkili Erzurum Başsavcılığı yetki sınırları içerisinde
gerçekleştirdikleri sabittir. 2) DOSYA GENİŞ ÇAPLI: faaliyetleri yurdun pek çok
bölgesine yayılan geniş çaplı yasadışı oluşumlara ait soruşturmaların tek bir
dosya üzerinden yürütülmesi mümkün değildir. 3) SORUŞTURMA UZAR: ... Aksi
soruşturmanın uzamasına neden olabileceği gibi, olağanüstü iş yükü altındaki
mahkemelerin kısa sürede sağlıklı muhakeme yapması, karar vermesi imkanı ortadan
kalkacaktır. 4) EKSİKLİKLER: Dosyadaki eksikliklerin Erzurum Başsavcılığınca
ikmal edilmesi gerek usul ekonomisi, gerekse şüphelilere atılı eylemlerin
Erzincan ve çevresinde yoğunlaşmış olması açısından gereklidir. 5) BİRLEŞTİRME:
Kanunda Başsavcılıklar arasındaki yetki ihtilafını çözecek yasal bir düzenleme
bulunmuyor. Başsavcılıklar arasındaki yetki sorunu ancak kovuşturma aşamasında
mahkemeler gidermeli. (Ayrıntılar)
23.02.2010: HSYK Başkan Vekili, Cihaner gözaltına alınırken gözaltına alan
savcılarla görüştüğünü doğruladı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in
gözaltına alınması sırasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan
Vekili Kadir Özbek'in devreye girdiği ve bunu engellemek için Erzurum
Savcılarını tehdit ettiği iddia edildi. Özbek'in, Cihaner'i telefonla arayarak
moral desteği verdiği ve aramayı yapan savcıya gözdağı anlamı taşıyacak şekilde,
isim ve sicil numarasını sorduğu, telefon konuşmalarına, aramaya katılan polis
ve savcıların da şahit olduğu ileri sürüldü. Bu iddiayı cevaplandıran Özbek,
Cihaner'i ve görevini yapan savcıyla görüştüğünü ancak kendisinin değil
Cihaner'in aradığını belirtti ve ayrıca savcılardan sicil no istediğini
yalanladı: 'Kurul adına Türkiye Cumhuriyeti'nin bir başsavcısının makamında ve
evinde yapılan aramanın niteliğini öğrenmek amacıyla yaptığım bir görüşmedir.' (Ayrıntılar)
23.02.2010: Cihaner için yapılan şaşırtıcı tahliye talebi reddedildi
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutukluluğunun kaldırılması için
avukatı Turgut Kazan tarafından yapılan 2. itiraz da reddedildi. Tahliyede
dikkat çeken husus yeni atanan savcı Vekili Taner Aksakal'ın da Cihaner için
tahliye talep etmesi oldu. (Ayrıntılar)
23.02.2010: ŞOK!!! CHP SORUŞTURMAYA FİİLEN MÜDAHALE EDİYOR
Halen süren soruşturmanın cd'lerini parti raporuna eklemeyi savundular: 'Ne olacak
canım?'
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Erzincan Başsavcısı
İlhan Cihaner'in elindeki dinleme kayıtlarının CHP'ye sızdırıldığının ortaya
çıkması, partiyi zor durumda bıraktı. Suçlamaların hedefinde, CHP İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin var. Partinin birçok faaliyetinde kilit rol üstlenen
Ersin, Erzincan Raporu'nu da hazırlayan isim. Ersin, Başsavcı Cihaner'in tespit
ettiği dinleme kayıtlarını da rapora ekleyerek Genel Başkan Deniz Baykal'a
sunmuştu. Gizli soruşturmadaki delillerin bu şekilde parti raporuna eklenmesinin
suç olduğunun hatırlatılması üzerine de şu karşılığı verdi: "Ne olacak canım,
elden ele dolaşıyor böyle şeyler." Ahmet Ersin, verdiği çelişkili bilgilerle de
zor duruma düştü. AK Parti Grup Başkan Vekili Suat Kılıç, Ersin'in rapora
koyduğu ses kayıtlarını bizzat savcının kendisinden aldığını iddia etmişti. Bunu
reddeden Ersin ise dinleme CD'lerinin kendisine Ankara'da ulaştırıldığını ileri
sürmüştü. Kendisini savunurken, "Kayıtlar bana çok sonra ulaştı." demişti.
Fakat, tarihler CHP milletvekilini yalanlıyor. 21 Aralık'ta Erzincan'dan dönen
Ersin, iki gün içinde raporunu hazırlamış ve 25 Aralık 2009 tarihinde de
Baykal'a sunmuştu. Yani Başsavcı Cihaner'le görüşmesinden 4 gün sonra. Aynı
zamanda TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi olan Ersin, iki kez Erzincan'a
giderek Cihaner'le görüştü. İlk olarak 20 Aralık tarihinde bölgeye giden CHP
İzmir Milletvekili, önce Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner ve bazı TSK mensuplarını
ziyaret etmiş, ardından da askerî cezaevinde tutuklu bulunan İl Jandarma
Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ertan, yardımcısı Üsteğmen
Ersin Ergut ve Astsubay Orhan Esirger ile görüşmüştü. Erzurum özel yetkili
cumhuriyet savcıları tarafından iki kez ifadeye çağrılan 3'üncü Ordu Komutanı
Orgeneral Saldıray Berk'le görüşmemiş, gerekçesini de, "Zaten komutandan
alacağım bilgileri başkalarından aldım. Komutanla görüşmeye gerek yok." şeklinde
açıklamıştı. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'la neden
görüşmediğini de şöyle izah etmişti: "Görüşme ihtiyacı duymuyorum. Ben gerekli
bilgileri değişik çevrelerden hem gece hem gündüz yaptığım görüşmelerle
izlenimlerini aldım." 21 Aralık akşamı Ankara'ya dönen Ahmet Ersin, iki gün
içinde raporunu hazırlamıştı. 25 Aralık'ta genel başkana sunduğu bu rapora söz
konusu dinleme kayıtlarını da koymuştu. Ersin, Zaman'ın "CD'ler çok sonra ulaştı
diyorsunuz ama görüşmeden 2 gün sonra hazırladığınız raporda yer alıyor."
hatırlatması üzerine, "Savcıyla görüşmemden belki bir hafta sonra, belki birkaç
gün sonra bana ulaştı, tam hatırlamıyorum." şeklinde çelişkili ifadeler
kullandı. (Ayrıntılar)
25.02.2010: CHP'li Ersin: Gizli tanıkla görüştüm ama gizli tanık olduğunu
bilmiyordum
CHP’li Ahmet Ersin, Erzurum’da Erzincan Başsavcısı İlhan
Cihaner’in de tutuklandığı soruşturmanın gizli tanığıyla görüştüğünü doğruladı.
Kanal A’da yayınlanan ve Ömer Şahin’in sunduğu Görüş Farkı programına katılan
CHP milletvekili Ahmet Ersin, Erzurum’da incelemelerde bulunurken bir kişiyle
basın mensuplarının da olduğu bir ortamda görüşme yaptığını söyledi. Şahsın
konuşmalarından şüphelendiğini söyleyen Ersin, bu kişinin gizli tanık olduğunu
sonradan öğrendiğini iddia etti. (Ayrıntılar)
01.03.2010: HSYK Başkanvekili'nin Erzincan'daki savcıları aradığını gösteren
kamera kayıtları yayınlandı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in evinde ve
ofisinde yapılan aramaların kamera kayıtları ve kayıtlarda yer alan konuşmalar
ilk kez yayınlandı. Görüntülerde HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in hem İlhan
Cihaner'i hem de aramayı yapan savcıyı aradığı görülüyor. Oysa Özbek, kendisinin
Cihaner'i değil Cihaner'in kendisini aradığını iddia etmiş, gazetecilere yaptığı
açıklamada "İlhan Bey beni makamından aradı" demişti. Özbek, Cihaner ve aramaya
eşlik eden Rasim Karakullukçu ile telefonda görüştüğünün ortaya çıkmasının
ardından "telekulaktan" şikayet ederek dinlendiğini iddia etmişti. Habertürk'te
yayınlanan görüntüler "dinlenme" iddialarını da çürütüyor. Çünkü Özbek'in her
iki savcıyı da kameralar çalışırken aradığı görülüyor. Başsavcı Cihaner
Adliye'deki odası arandığı sırada telefonda şu sözleri sarfediyor: "Yerimdeyim
Başkanım. Arkadaşlar geldiler, arama yapıyorlar. Daha sonra gözaltı olacakmış.
Ben fiziki olarak direnmeyi düşünüyorum". Cihaner'in evindeki görüntülerde ise
polislerin Cumhuriyet Savcısı Rasim Karakullukçu'nun nezaretinde arama yaptığı
sırada Karakullukçu'nun telefonunun çaldığı görülüyor. Görüntülerde yapılan
konuşmadan arayan kişinin HSYK Başkanvekili Kadir Özbek olduğunu anlaşılıyor.
Daha önce bu telefon görüşmeleri Kadir Özbek'e sorulmuş, Özbek konuşmaları
doğrulamıştı. Özbek Cihaner'le konuşmasında 'kendisinin direneceğim' tavrına
karşı çıktığını söylediğini de belirtmişti. HSYK başkanvekili Özbek'in halen
yürüyen bir soruşturmada savcıları araması, terör örgütü üyeliği suçlaması
yapılan bir başsavcıya da arama esnasında moral desteği vermesi hukukçular
tarafından savcılara gözdağı ve yargıya doğrudan müdahale olarak yorumlanıyor,
aramayı ve soruşturmayı yapan savcılar üzerinde mutlaka baskı oluşturacağı
belirtiliyor. Telefon görüşmesinde Özbek'in savcılardan sicil numaralarını
istediği de iddia edilmiş ancak bu iddia Özbek tarafından yalanlanmıştı. (Ayrıntılar)
01.03.2010: Cihaner için 3'ncü kez tahliye talep edildi ve reddedildi
Avukatları Cihaner'in tahliyesi için Erzurum 2. Ağır Ceza'ya 3. kez başvurdu.
Ancak akşam saatlerinde mahkeme talebi reddetti. (Ayrıntılar)
01.03.2010: Cihaner'i tahliye ettirmek için ilginç girişim hazırlıkları
Cihaner'in, reddi hakim talebinde bulunabilmek için arama ve tutuklama kararını
veren hakimler hakkında tazminat davası açacağı öne sürüldü. Cihaner'in, HSYK
üyesi Ali Suat Ertosun ve YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan'la birlikte
geliştirdikleri bu stratejiyi deneyeceği ve bu yolla tahliye taleplerini
reddeden hakimlerle arasında 'husumet' doğduğu gerekçesiyle redd-i hakim
talebinde bulunacağı belirtildi. Ancak akşam saatlerinde Erzurum 2. Ağır
Ceza'dan iki flaş haber geldi. Mahkeme Erzincan iddianamesini kabul ederken
diğer taraftan Cihaner'in tahliye talebini 3'ncü kez reddetti. (Ayrıntılar)
01.03.2010: FLAŞ!!! ERZİNCAN-ERGENEKON DAVASI AÇILDI
BERK 1, CİHANER 2 NOLU
SANIK
Erzincan-Ergenekon soruşturması tamamlanarak hazırlanan ve Cuma günü
(26.02.2010) mahkemeye sunulduğu öğrenilen iddianame Erzurum 2. Ağır Ceza
tarafından kabul edildi. İddianameye göre soruşturmada birinci şüpheli 3. Ordu
Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, ikinci şüpheli ise Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3. Ordu Komutanı
Orgeneral Saldıray Berk hakkında hazırladığı ve Berk'in birinci sırada sanık
olduğu iddianamede en çarpıcı bölümünden biri de şu: "...Saldıray Berk'in 3.
Ordu komutanı olarak elindeki tüm yetkilileri mensubu bulunduğu terör örgütünün
illegal amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemesi, bilakis bu konuda diğer
şüphelilerin mevki olarak diğer şüphelilerin üzerinde bulunması durumunu da
kullanarak onlar üzerinde etkinlik sağlaması..." Erzincan İl Jandarma İstihbarat
Şubesi'nde görevli Üsteğmen Ersin Ergut'un ajandasındaki el yazısı ile Dursun
Çiçek imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki ifadeler örtüşüyormuş.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin 'Silahlı
Terör Örgütlerin Yapısı ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün Erzincan
Yapılanması' ara başlığında, Dursun Çiçek imzalı eylem planının Erzincan'da
hayata geçirilmek istendiği, Orgeneral Saldıray Berk'in Ergenekon terör örgütüne
bağlı olarak faaliyet gösterdiği ifadeleri yer alıyor. Akşam saatlerinde kabul
edilen iddianame 61 sayfadan oluşuyor. 14 şüphelinin yer aldığı iddianamede;
birinci şüpheli olarak 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in ismi geçiyor. Orgeneral
Berk hakkında, TCK'nın 314/2, Terörle Mücadele Yasası'nın 5. maddesi ve TCK'nın
53 ve 58/9. maddelerinde sevki isteniyor. İddianamedeki isimler şöyle: 3. Ordu
Komutanı Saldıray Berk, İlhan Cihaner, Ali Tapan, Recep Gençoğlu, Nedim Ersan,
Ersin Ergut, Orhan Esirger, Şenol Bozkurt, Murat Yıldız, Şinasi Demir, Kıvılcım
Üstel, Sadri Barkın İnce, Ahmet Saraçlar, Yaşar Baş" (Ayrıntılar)
02.03.2010: Cihaner için 4. kez tahliye talep edildi
Başsavcı İlhan
Cihaner'in avukatları tutukluluk kararına 4. kez itiraz etti. (Ayrıntılar)
03.03.2010: BDP'liler isyan etti: Ergenekoncu CHP'lilerin fezlekeleri ne
zaman Meclis'e gelecek, Parti kapatma davası hevesindeki başsavcı bunları niye
gözden kaçırıyor?
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ergenekon'la
bağlantısı olan milletvekillerinin ortaya çıkarılmasını istedi. Birçok partili
milletvekili arkadaşı hakkında 'terör örgütü propagandası' suçlamasıyla fezleke
hazırlandığını söyleyen Demirtaş, 'Ergenekon terör örgütünün faaliyetleri içinde
bulunan milletvekillerinin fezlekelerini ne zaman Meclis'e göndereceksiniz?
CHP'nin bazı milletvekilleriyle ilgili dosyaları savcılara ulaştırın' dedi.
Demirtaş, parti grubunda yaptığı konuşmada, CHP lideri Deniz Baykal'ın Ergenekon
sürecine ilişkin tavrını sert bir dille eleştirdi. Demirtaş, Ergenekon
zihniyetiyle hesaplaşılmasını ancak darbe planlarının siyasi uzantılarının da
ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya'ya da mesaj gönderen Selahattin Demirtaş, "Parti kapatma
davası hevesindeki başsavcı bunları niye gözden kaçırıyor?" diye seslendi. (Ayrıntılar)
03.03.2010: FLAŞ!!! SAVCI: BASKI VAR, MAHKEME TANIKLARI ACİLEN DİNLESİN
Erzincan Ergenekon soruşturmasına HSYK darbesiyle atanan ve iddianameyi
tamamlayarak mahkemeye sunan yeni Başsavcıvekili Taner Aksakal kendisini atayan
çevreleri şok etti ve 'Gizli tanıklara baskı var. Gizli tanık delillerinin
kaybolma olasılığı yüksek. Soruşturmanın selameti için çok acele dinleyin'
diyerek mahkemeden talepte bulundu. İddianamedeki bu acil talep, jandarma ve
CHP’li vekillerin gizli tanıklara yaptığı baskıyı akıllara getirdi.
Diyarbakır'da görülen Cemal Temizöz davasında da gizli tanıklara baskı yapıldığı
iddiaları gündeme gelmiş, hatta soruşturma savcısı bu baskıyı delillendirerek
dava dosyasına eklemişti. Bu şekilde delillendirilen baskılar neticesinde bazı
tanıkların mahkemede ifadelerini değiştirdikleri görülmüştü. (Ayrıntılar)
04.03.2010: Erzincan soruşturmasında önemli payı olan İliç Savcısı: Mahkeme
isterse, tanık olarak ifade veririm
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin
kabul ettiği iddianamede eski İliç Savcısı Bayram Bozkurt'a kurulan komplolar
önemli bir yer tutuyor. Örgüt, savcıyı avda kaza kurşunuyla öldürmeyi planlamış.
Kendisine kurulan tuzakları CNN'nin yayınında doğrulayan Bozkurt, istenirse
ifade verebileceğini söylüyor. Erzincan İliç Savcısı Bozkurt, Başsavcı
Cihaner'in şikayeti üzerine HSYK tarafından görevinden alınarak Malazgirt'e
atanmıştı. Erzincan-Ergenekon soruşturması sürecinde dönemin İliç Savcısı Bayram
Bozkurt'un yaptığı katkılar çok önemli. Muhtemelen bu nedenle bazı çevreler
tarafından karalanmaya, küçük düşürülmeye ve hatta iddianamede de belirtildiği
gibi suikaste uğratılmaya çalışıldı. Bu çevrelerin adeta sözcülüğünü yapan
Radikal gazetesinin bu konulardaki yayınları, sadece İliç Savcısı hakkında değil
tüm Erzincan soruşturması boyunca dikkat çekici şekilde tek taraflı ve yanıltıcı
bilgi içeriyor. (Ayrıntılar)
04.03.2010: FLAŞ!!! CİHANER'İN 4. TAHLİYE VE YARGITAY'DA YARGILANMA TALEPLERİ
REDDEDİLDİ
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kabul ettiği, aralarında
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir İl Jandarma Alay
Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu'nun da bulunduğu 10'u tutuklu 14 kişi
hakkındaki iddianamenin tensip zaptında, tutuklu sanıklar Cihaner ve Gençoğlu
ile birlikte Nedim Ersan, Ersin Ergut, Orhan Esirger, Şenol Bozkurt, Murat
Yıldız, Şinasi Demir, Kıvılcım Üstel ve Sadri Barkın İnce'nin 'tutukluluk
hallerinin devamına', sanıklar İlhan Cihaner ve Recep Gençoğlu'nun avukatlarının
tahliye taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildi. Tensip zaptında ayrıca şu
ifadeler yer aldı: 'İddianamede sanığın üzerine atılı suçların terör suçları
olması bu tür suçların görevle hiçbir şekilde bağdaşmayan, ilişkisi olmayan
mütemadi suç olması bu suçun niteliği ve süreklilik arzeden özelliği nedeniyle
temadinin bir kısmının görevini yaparken, yani mesai saatleri içerisinde
yapılmasının bu suçu görev suçu haline getirmeyeceği, dolayısıyla sanığın
üzerine atılı suçların kişisel suç olması nedeniyle sanık İlhan Cihaner vekili
Hamit Sekman ile müdafileri Hikmet Aksakallı ve Çetin Fındıkoğlu'nun dosyaya
görevsizlik kararı verilmesi yönündeki taleplerinin reddine, sanıklardan İlhan
Cihaner'in mahkememizde yargılanmasına oy çokluğu ile karar verildi.' Üç
hakimden oluşan mahkeme heyetinde üye hakim Ali Kaya alınan tüm bu kararlara
karşı çıktı. Muhalefet şerhinde ortaya koyduğu görüşleriyle dikkat çeken Hakim
Kaya, Cihaner'in işlediği iddia edilen suçların görev suçu olduğunu savunmasıyla
ve davanın Yargıtay'a götürülmesinde ısrar etmesiyle şaşırttı. (Ayrıntılar)
04.03.2010: ŞOK İDDİA!!! Gizli Tanıklar ikna için Ankara'ya getirildi
Erzincan Davası'nın kayıp gizli tanıkları Munzur ve iki akrabası Ankara'da
ortaya çıktı. Üç gizli tanığın ifadelerini değiştirmeleri için CHP'liler ve
Cihaner'e yakın çevrelerce yoğun baskı altında olduğu iddia ediliyor. CHP'li
Ahmet Ersin gizli tanıklarla görüştüğünü doğrulamış ancak gizli tanık olduğunu
bilmeden tesadüfen tanıştığını ve görüştüğünü savunmuştu. Bu tesadüfler
günlerdir devam ediyor olmalı ki gizli tanıklar hala ikna edilmeye çalışılıyor.
Gizli tanıklardan birinin kendisine önerilen 80 bin TL rüşveti anlattığı hem
iddianameye hem de gazetelere yansımıştı. Gizli tanıkların Ankara'ya
getirilmesinde peşin 50 bin TL ödendiği ve yoğun baskı yapıldığı iddia ediliyor.
Gizli tanıkların CHP'lilerle yapılan toplantıdan sonra bazı yüksek yargı
mensuplarıyla görüştürülecekleri ve ardından Star TV başta olmak üzere bazı
medya organlarına çıkartılacakları öğrenildi. (Ayrıntılar)
06.03.2010: FLAŞ!!! Ankara'ya getirilen gizli tanıkların şok fotoğrafları
Sonsayfa sitesine ulaşan fotoğraflarda, Ankara'ya getirtilecek olan gizli
tanıkların bazı medya ve CHP'lilerle görüştürüleceği iddiası doğrulandı.
Erzincan soruşturmasına başından beri tek taraflı yaklaşan Radikal gazetesi
muhabirinin gizli tanık Munzur ve yanındaki bir kişiyle gizlice görüştüğü
fotoğraflarla belgelendi. CHP Milletvekili Erol Tınaztepe, Gizli Tanıklarla
Ankara’da görüştüğünü Radikal Gazetesi’nden Mesut Hasan Benli’ye doğruladı.
CHP’li Tınaztepe, “gizli tanıklar Ankara’ya gezmeye gelmiş ben de öyle görüştüm”
açıklamasını yaptı. CHP’li Ahmet Ersin de gizli tanıklarla Erzincan’daki
görüşmesini, önce gizlemiş, arkasından reddetmiş ve en son “eşinden boşanacakmış
onu görüştük” gibi benzer bir gerekçeyle açıklamaya çalışmıştı. Radikal
muhabirinin gizli tanıkla görüşmesinin ayrıntıları da ilginç. CHP Milletvekili
Erol Tınaztepe'nin koordine ettiği gizli tanıkların ziyaret trafiğinde casus
filmlerini aratmayacak mekanlar ve yöntemler seçildi. Gizli tanık Munzur
görüşmeye, Davut Konig isimli bir kişiyle geldi. Radikal Gazetesi Muhabiri,
haberinde “Cihaner’in yakını” olarak belirttiği Davut Konig’le görüştü. Görüşme
Ankara ŞehirlerTerminali'nin (AŞTİ) kuytu bir bölümde gerçekleşti. Daha çok
evsiz ve yolda kalmış insanların uyumak için kullandığı bölümde Radikal Muhabiri
ile “gizli” görüşme ayarlandı. AŞTİ’ye Davut Konig ve gizli tanık Munzur beraber
gelirken, daha sonra ayrıldılar. Radikal Muhabiri ile Konig söz konusu kuytuda
bir araya geldi. Konig, Munzur ile muhabir arasında adeta mekik dokudu.
Munzur’un muhabirin sorularına direkt cevap vermesi engellenirken, Konig
kontrolünde kontrollü cevaplar verildi. Radikal muhabirinin gerçekleştirdiği
görüşme sonrası yazdığı haberi bizzat aldığı bu ayrıntılara dayandırmayıp CHP’li
vekile dayandırması daha da ilginç bulundu. (Ayrıntılar)
09.03.2010: Erzincan'da Ergenekon operasyonu: 3 gözaltı
Erzincan
iddianamesinde toplantıların yapıldığı yer olarak belirtilen ve ayrıca gizli
tanıklarla CHP'lilerin buluştuğu yer olarak gösterilen Paradise Pastanesi'nin
sahiplerinden iki kardeş ile bir kişi gözaltına alındı. Sorguları sonrası
serbest bırakılan bu kişiler tutuksuz yargılanacak. (Ayrıntılar)
11.03.2010: FLAŞ!!! CHP'Lİ ERSİN'İN GİZLİ TANIKLA GÖRÜŞME KAYDI YAYINLANDI
CHP Milletvekili Ahmet Ersin Erzincan'da gizli tanıklarla buluştuğu eliza
otelinin silindiği söylenen güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
Görüntülerde CHP'li Ersin'in gizli tanıkla tanıştırılması tokalaşması ve
konuşmaları detaylı olarak görünüyor. Şok görüşmeye Cihaner'in avukatı Hamit
Sekman ve Paradise Pastanesi'nin sahibi de katılıyor. CHP'li Ahmet Ersin gizli
tanıklarla buluşmaya elinde bir çanta ile geliyor. Ersin getirdiği çantayı
bırakıyor daha sonra o çantayı gizli tanıklara ifadelerini değiştirmeleri
yönünde baskı yapan, onları Ankara gönderen ve bugün gözaltı sonrası Erzurum
nakli yapılan, Paradise Pastanesi sahibi Erdal Erdoğan alıyor. Erdoğan çantayı
alıp çıkınca peşinden Gizli Tanık Munzur da çıkıyor. Yani çantayı CHP'li Ahmet
Ersin getiriyor, ama çantayı gizli tanık ekibi alıp götürüyor. Görüntülerin
ortaya çıkması üzerine Ersin, kendini ilginç gerekçelerle savundu. Ersin, Munzur
ile ailevi konuları görüştüğünü ileri sürdü. Elindeki siyah evrak çantasının
içerisinde ise pijama ve tıraş takımı olduğunu iddia etti. (Ayrıntılar)
13.03.2010: Yüksek Yargı, CHP'ye hala suskun. Ya aynı şeyi AK Parti yapsaydı?
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in Erzincan davasının gizli tanıklarından
Munzur ile bir otelde buluştuğunu gösteren kamera kayıtları Türkiye'yi sarstı.
Ersin de, internet sitelerinde görüntüleri yayınlanan 'skandal buluşmayı' önce
inkar etse de daha sonra doğruladı ve farklı açıklamaya çalıştı. Ancak olayla
ilgili şu ana kadar ne soruşturma başlatıldı ne de yüksek yargı mensuplarından
herhangi bir açıklama geldi. CHP'li vekilin, gizli tanıkla görüşmesine büyük
tepki gösteren hukukçular Ersin hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 281. ve 288.
maddelerine göre; 'suç delillerini karartmak ve adil yargılamaya müdahale'den
hemen soruşturma başlatılması gerektiğini belirtiyor ve 'Eğer bir terör
örgütüne üyelik söz konusu ise dokunulmazlık dikkate alınmadan soruşturma
başlatılabilir' diyorlar. Başsavcı Cihaner'in gözaltına alınması olayında hemen
peşpeşe açıklama yapan HSYK-Yargıtay-Danıştay üyeleri-Yargıtay Başsavcısı'nın bu
skandal karşısında hala suskunluklarını sürdürmesine kamuoyunun tepkisi giderek
artıyor ve Kontrgerilla ile Ergenekon'un özellikle yüksek yargıda nasıl
örgütlendiğini gösteren çarpıcı bir gelişme olarak gösteriliyor. (Ayrıntılar)
15.03.2010: Ersin'in bir yalanı daha çıktı: Avukatı otele o çağırmış
Erzincan
Ergenekon soruşturmasına fiilen müdahale ederek suç işleyen CHP İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin'in gizli tanık Munzur'la yaptığı görüşmeye dair bir
açıklama da tutuklanan Başsavcı İlhan Cihaner'in avukatı Hamit Sekman'dan geldi.
Sekman, Eriza Oteli'ndeki görüşmeye kendisini Ahmet Ersin'in çağırdığını
söyledi: 'Ahmet Ersin benim tesadüfen orada olduğumu söylüyor. Halbuki beni
kendisi iki kere çağırdı. Nasıl böyle bir açıklama yapar hayret ediyorum' Sekman,
Ersin'in istemesi halinde bunu ispat edebileceğini söyledi. (Ayrıntılar)
16.03.2010: Erzincan'daki pastaneci tutuklandı
Erzincan'daki Ergenekon
soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra mahkemece serbest
bırakılan Erdal Erdoğan, savcının itirazı üzerine yeniden gözaltına alındı.
İlerleyen saatlerde mahkemeye çıkarılan Erdal Erdoğan tutuklandı. (Ayrıntılar)
16.03.2010: BAŞBUĞ'DAN SKANDAL AÇIKLAMALAR: SALDIRAY BERK'İN ARKASINDAYIZ
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner, dün
Hürriyet'te yer alan röportajda Erzincan iddianamesinin bir numaralı şüphelisi
3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in arkasında olduklarını
açıklayarak yeni bir skandala daha imza attı. Hukukçular, komutanların sözlerini
doğrudan yargıya müdahale olarak değerlendirdi. (Ayrıntılar)
18.03.2010: ŞOK İDDİA!!! HSYK Cihaner'i Yargıtay üyesi yapmaya kalkıştı,
girişim son anda engellendi
Yargı kulislerinde konuşulan iddiaya göre bazı
HSYK üyeleri, tutuklu Erzincan Başsavcısı Cihaner’i Yargıtay üyesi yapmak için
geçtiğimiz günlerde adını 20 kişilik atama listesine koydu. Ancak Yargıtay
Başsavcısı Yalçınkaya itiraz edince Cihaner'in adı listeden çıkarıldı ve ataması
yapılan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı sayısı 19'da kaldı. Kulislerde dile
getirilen bir başka iddia ise İlhan Cihaner’in tutukluluğunun kaldırılması için,
‘kanun yararına bozma’ talebinde bulunulması. Cihaner’in avukatlarının Erzurum
ve Diyarbakır mahkemelerine yaptıkları tutukluluğa itiraz talepleri her
defasında reddedildi. İddiaya göre, Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet
Başsavcıvekili Taner Aksakal’ın, HSYK’nın daha önce 4 özel yetkili savcı için
aldığı kararın gerekçesini gözönüne almayarak Cihaner ile ilgili iddianameyi
mahkemeye sunması Yargıtay’a taşınacak. İddianamenin Cihaner ile ilgili kısmı ve
tutukluluk halinin kaldırılması için kanun yararına bozma talebinde bulunulacak.
Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın devreye girmeyeceğini düşünen bazı HSYK üyeleri,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinden itiraz edecek. CMK 310’nuncu maddesi
uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kanun yararına başvurma hakkı
bulunuyor. (Ayrıntılar)
19.03.2010: ŞOK!!! CİHANER'E YARGITAY'DAN ÇEKİLEN FAKS: 'SENİ DİNLİYORLAR,
DİKKAT ET!'
Aralarında İlhan Cihaner'inde bulunduğu bazı hakim ve
savcıların Ergenekon soruşturması kapsamında dinlenmesine izin veren mahkeme
kararının Yargıtay binasında bulunan Siyasi Partiler Bölümü'ndeki bir fakstan
İlhan Cihaner'e fakslandığı ve böylece dikkatli olması konusunda uyarıldığı
ortaya çıktı. (Ayrıntılar)
20.03.2010: Cihaner'in tutukluluk itirazına 5'nci ret Diyarbakır'dan
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutukluluk haline beşinci kez
yapılan itiraz bir üst mahkeme olan Diyarbakır 4. Ağır Ceza'da karara bağlandı.
Savcı Cihaner'in avukatları tarafından yapılan itirazı görüşen mahkeme heyeti
'kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve mevcut delil durumu' gerekçesiyle Cihaner'in
tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu kararla Cihaner'in tutuklanmasına
yapılan 5. itiraz da reddedilmiş oldu. (Ayrıntılar)
30.03.2010: Cihaner'in tahliyesine 6'ncı ret
Erzurum'da ve
Diyarbakır'daki özel yetkili mahkemelere dilekçeyle verilen 4 ayrı tahliye
istemi ve bir kez de mahkemenin iddianameyi kabul ettiği gün olmak üzere toplam
5 kez reddedilen Cihaner'in avukatlarından Aslı Kazan, bugün altıncı kez tahliye
isteminin Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtti.
Aslı Kazan şöyle dedi: "İstanbul'dan iki ve Ankara'dan bir olmak üzere üç avukat
Erzurum'a geldik. Tahliye talebi duruşmalı olarak görülecekti. Bir gün önceden
geldik. Otelde kaldık. Mahkeme başkanı ve başsavcı vekili ile görüşmemize,
tahliye talepli dilekçemizi sunmamıza ve özellikle duruşma talep etmemize
rağmen, talebimiz hiç ciddiye alınmadı. Bugün evrak üzerinden inceleyip, matbu
bir ret kararıyla talebimizi reddettiler. Duruşma yapılacağı tensip zaptında
belirtilmiş olmasına rağmen, duruşma yapılmadı." (Ayrıntılar)
01.04.2010: Cihaner'i, davasını Yargıtay'a alıp kurtarma planı
Evrakta
sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından yarın Yargıtay 11. Ceza
Dairesi'nde hakim karşısına çıkacak olan Ergenekon tutuklusu ve halen Erzincan
Cumhuriyet Başsavcılığı görevini de sürdürmekte olan İlhan Cihaner'in
Erzurum'daki Ergenekon Terör Örgütü üyeliği suçlamasıyla Mayıs'ta başlayacak
olan davasının Yargıtay'a taşınarak kurtarılmasına çalışılacağı iddiası giderek
güçleniyor. Cihaner'le ilgili Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin bazı
girişimlerde bulunduğu ileri sürülüyor. İddialara göre, YARSAV'ın görüşü
doğrultusunda Cihaner'in avukatları Erzurum'daki davayla birlikte dosyaların
Yargıtay'da birleştirilmesini isteyecek ve tahliye talebinde bulunacak. Ancak
Yargıtay bu girişimde bulunsa bile Erzurum'daki mahkemenin, Cihaner'in işlediği
suçların görev değil terör suçu olması nedeniyle buna muvafakat vermeyeceği,
dolayısıyla da girişimin sonuçsuz kalacağı tahmin ediliyor. Böyle bir durumda
devreye HSYK'nın girerek Erzurum mahkemesinin iki üyesini değiştirmeye
kalkabileceği ancak buna da Adalet Bakanlığı'nın izin vermeyeceği ileri
sürülüyor. Buna benzer bir durum Şemdinli davası sürecinde yaşandı. Van Ağır
Ceza Mahkemesi'nin Şemdinli olayında sanık asker ve itirafçıları ağır cezalarla
cezalandırması üzerine devreye Yargıtay girmiş ve davanın askeri mahkemeye
alınması için mahkemeye baskı uygulamıştı. Ancak baskılara sonuna kadar direnen
mahkemenin kararı üst mahkemece de onanınca bu kez devreye HSYK girmiş, mahkeme
üyelerinin tümü görevlerinden alınarak yerlerine yeni üyeler atanmıştı. Bu yeni
üyeler ilk duruşmada davayı askeri mahkemeye göndermiş, askeri mahkeme de ilk
duruşmada sanıkları tahliye etmişti. (Ayrıntılar)
02.04.2010: FLAŞ!!! Cihaner'i Yargıtay'da yargılayarak kurtarma planı işliyor
Kontrgerilla yargısı tüm gücüyle direnişte. Erzincan Başsavcısı İlhan
Cihaner'in bugün Yargıtay'da görülen görev suçuyla ilgili davasında avukatları,
Erzurum'da görülecek olan 'Ergenekon Terör Örgütü' üyeliği davasının da
Yargıtay'a alınarak iki davanın birleştirilmesini ve Ergenekon suçlarının görev
suçu sayılmasını istedi. Mahkeme bu isteğe olumlu yaklaşarak Erzurum
mahkemesinden dosyayı istedi. Karar 14 Mayıs'taki duruşmada verilecek. Ancak bu
planın gerçekleşmesi için Erzurum mahkemesinin de muvafakat vermesi gerekiyor.
Mahkemenin buna olumlu yaklaşmayacağı, Cihaner'e ve diğer sanıklara atfedilen
suçların açık terör suçu olması nedeniyle davayı Erzurum'da görmekte ısrar
edeceği tahmin ediliyor. (Ayrıntılar)
14.04.2010: Cihaner'in tahliyesine 7'nci ret
Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutukluluk halinin sona erdirilmesi için yapılan
altıncı itiraz, mahkemece reddedildi. Erzincan İddianamesinin kabul edildiği gün
de mahkeme heyeti tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Böylece Cihaner'in tahliyesi için Erzurum 2. Ağır Ceza tarafından beş kez,
Diyarbakır 4. ve 6. Ağır Ceza tarafından da iki kez olmak üzere toplam 7 kez ret
kararı verilmiş oldu. (Ayrıntılar)
16 Nisan 2010: Savcı Şanal'a tehdit mektubu gönderildi
Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu tarafından özel yetkisi elinden alınmadan önce Erzincan
soruşturmasını başlatmış ve yürütmekte olan Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman
Şanal'a, tehdit içerikli mektup gönderildiği öğrenildi. Erzurum Cumhuriyet
Başsavcısı Sinan Kuş, gazetecilere yaptığı açıklamada, tehdit içerikli mektubun
10 gün önce geldiğini ve tahkikat başlatıldığını belirtti. (Ayrıntılar)
18.04.2010: Orgeneral Berk’e 3. celp gitti
Erzurum Başsavcılığınca
açılan Erzincan Ergenekon davasının 1 numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı Org.
Saldıray Berk'e duruşmada hazır olması için mahkeme celbi gönderildi. İlk
duruşma 4 Mayıs Salı günü Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. Berk'in
ifadesi HSYK tarafından görevinden alınan önceki savcı Osman
Şanal tarafından
iki kez alınmak istenmiş, ancak Berk ifade vermeyi reddetmişti. Erzurum
Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Orgeneral Berk’in duruşmaya gelmemesi halinde
mahkemenin usül hükümlerinin uygulanacağını söyledi. (Ayrıntılar)
28.04.2010: ŞOK SES KAYDI!!! Erzincan komplosunda 'Gizli Tanık' pazarlığı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'i gözaltına alan Erzurum Özel yetkili
Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'a Ergenekon Terör Örgütü ve HSYK tarafından
ortaklaşa kurulan komplo ses kaydıyla belgelendi. CHP'nin Erzincan Ergenekon
davasını takip etmekle görevlendirdiği Milletvekili Ahmet Ersin ile Gizli Tanık
Munzur'u Eriza Otel'de 'pijama ve traş takımı' dolu(!) çantayla 16 Şubat 2010
tarihli görüşmede bir araya getiren Paradise Pastanesi'nin sahiplerinden Erdal
Erdoğan'ın ağzından dökülen cümleler, Erzincan'daki korkunç komployu gün yüzüne
çıkardı. Ahmet Ersin'in de hazır bulunduğu buluşmada, gizli tanık Munzur'a
ifadesini değiştirmesi için çeşitli garantiler veren ve şimdi Ergenekon Terör
Örgütü'nün üyesi olmak suçuyla tutuklu bulunan Erdal Erdoğan'ın sözleri deprem
etkisi yaratacak cinsten.. Neler demiyor ki Erdal Erdoğan.. Savcı Şanal'ın HSYK
tarafından saat kaçta görevden alınacağını yerine kimin atanacağını dakikası
dakikasına bilmesinden tutun da, gazetecilerden Uğur Dündar başta olmak üzere,
Paşaların, Adliyedeki tüm hakim ve görevlilerin kendi adamları olduğuna
varıncaya kadar inanılmaz vaatler veriyor gizli tanık Munzur'a. Ahmet Ersin ile
Paradise Pastanesi'nin sahibinin pastanedeki görüşmeden bir kaç gün önce, Eriza
Otel'de Munzur'la yaptıkları görüşmede, gizli tanığa para dahil olmak üzere
büyük vaatlerde bulundukları, ses kaydında açık açık anlatılıyor. Ergenekon
Terör Örgütü'nün Yargı-Medya-Silahlı Kuvvet üçgenini kullanarak yargıyı nasıl
pasif hale getirdiğini de tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. (Ayrıntılar)
28.04.2010: 3. Ordu Komutanı Berk, imza karşılığı duruşma tebligatını almış
3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in, Erzincan Ergenekon davasıyla
ilgili olarak kendisine sanık sıfatıyla gönderilen mahkeme tebligatını bizzat
aldığı bildirildi. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, sanıklar arasında
yer alan 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'e, geçen hafta içerisinde
imza karşılığında duruşmaya katılmasının tebliğ edildiğini açıkladı. Başsavcı
Kuş, Orgeneral Berk'in, mahkeme davetiyesini bizzat kendisinin imza karşılığında
aldığını dile getirdi. Duruşma 4 Mayıs 2010 tarihinde Erzurum'da yapılacak. (Ayrıntılar)
28.04.2010: CHP, davayı izlemek için 3 milletvekilini Erzurum'a gönderiyor
CHP Erzurum İl Başkanı Avukat Tuncer Aktaş, Erzincan davasını izlemek üzere
parti genel merkezinden 3 milletvekilinin 4 Mayıs günü Erzurum'a geleceğini
açıkladı. Aktaş, Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu başkanlığındaki 3 kişilik
milletvekili heyetinin duruşmayı sonuna kadar izleyip, genel başkanları Deniz
Baykal'a rapor sunacaklarını kaydetti. (Ayrıntılar)
29.04.2010: Mahkemece bugün kabul edilen 7'nci iddianame Erzincan
iddianamesini destekledi
Bugün mahkemece kabul edilen 7'nci Ergenekon
iddianamesi olan 'Islak İmza' iddianamesi ile bu ıslak imzalı planın Erzincan'da
Ergenekon örgütünce uygulamaya konduğu iddiasıyla Erzurum Başsavcılığı'nca
hazırlanan Erzincan iddianamesinin ilerleyen süreçte birleşebileceğine kesin
gözüyle bakılıyor. 7'nci iddianame, Erzincan iddianamesine bir çok yerde atıf
yaparak kirli planın Erzincan'da uygulanmak istendiğine dair Erzurum
savcılarının iddialarına katılıyor. Kirli planın hazırlayıcısı Albay Çiçek'in
Erzincan'a gittiği iddiası 7'nci iddianamenin ekleri arasına giren otel
kayıtları ve tanık ifadeleriyle doğrulanmış oldu. Oysa Albay Çiçek Erzincan'a
gittiği iddiasını kabul etmemişti. 7'nci iddianamede ıslak imzalı 'İrtica İle
Mücadele Eylem Planı’nın, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü tarafından Albay Dursun
Çiçek’e hazırlatıldığı ve Erzincan'da da uygulamaya kalkışıldığı anlatılıyor.
İddianamede 'Nitekim, örgütün şüpheli Dursun Çiçek’e hazırlattığı bu eylem planı
ile ülkede kargaşa ve kaos ortamı oluşturmak suretiyle ülkeyi yönetilemez hale
getirmeyi ve böylece yürütme organını zayıflatarak ortadan kaldırmayı amaçladığı
anlaşılmaktadır. Dursun Çiçek’in örgütün amaçları ve talimatı doğrultusunda
hazırlamış olduğu ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı belgede yer alan
planların uygulamaya konulması aşamasını denetlemek ve bu planları uygulayan
şahıslarla görüşerek onları yönlendirmek üzere Erzincan iline gittiği
anlaşılmıştır' deniliyor. İddianamede, Erzincan Ergenekon yapılanmasının cemaat
evlerine silah yerleştirme çabalarının son anda engellendiği anlatılarak
'Şüphelinin altında imzası bulunan ‘İrticayla Mücadele
Eylem Planı’ başlıklı
belgede detaylı olarak belirtilen planların büyük bir kısmının uygulamaya
konulduğu açıkça görülmektedir' görüşüne yer veriliyor. (Ayrıntılar)
03.05.2010: FLAŞ!!! ERGENEKON SORUŞTURMASI CHP'YE SIÇRADI
Erzincan'da
yürütülen Ergenekon soruşturmasına fiilen müdahale ettikleri ve soruşturmanın
şüpheli ve gizli tanıklarıyla bağlantıları nedeniyle Erzurum Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca CHP'li iki milletvekili, Ahmet Ersin ve Erol Tınastepe hakkında
Ergenekon Terör Örgütü'ne yardım ve yataklık suçlamasıyla, Adalet Bakanlığı Ceza
İşleri Genel Müdürlüğü'ne Sunulmak üzere fezleke hazırlandı. “CHP milletvekili
Ahmet Ersin’in Erzincan Eriza otel’de Erdal Erdoğan aracılığıyla CHP Erzincan
milletvekili Erol Tınastepe ile birlikte Tanık Munzur ile özel olarak 10 dakika
kadar görüştüğü ve görüşmenin yapıldığı yere yakın sütun kenarına bırakılan
siyah bond çantanın görüşmenin bitmesi ve Ahmet Ersin’in ayrılmasından bir süre
sonra görüşmeyi sağlayan Erdal Erdoğan tarafından alındığının Eriza Otel kamera
kayıtlarından tespit edildiği” belirtilen fezlekede, Ersin ve Tınaztepe’nin
gizli tanıklara 80 bin Tl verdikleri resmi kayıtlara geçiriliyor. Fezlekede
CHP’li vekillerin bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış olan, Erzincan Ergenekon
davasındaki müdahaleleri, gizli görüşmeleri ve para trafikleri yeralıyor.
Savcılık detaylı bilgi ve belgeleri verdikten sonra iki CHP’li vekilin Ergenekon
Terör Örgütüne yardım etmek suç delillerini bozmak ve adil yargılamayı
etkilemeye teşebbüs, maddi menfaat karşılığı ifadeleri değiştirtmek
suçlamalarıyla yargılanması istendi. (Ayrıntılar)
03.05.2010: 1 nolu sanığa son anda görev emri: Yarınki duruşmaya katılmayacak
Erzurum'da yarın yapılacak Erzincan-Ergenekon davasında terör örgütünün
bölgedeki 1 numaralı sanığı olarak yargılanacak olan Org. Saldıray Berk'e son
anda 3 gün süreli yeni bir görev verildiği ve bu nedenle yarınki duruşmaya
gelmeyeceği 'Sonsayfa' haber sitesinde iddia edildi. Bu iddianın doğruluğu
yarınki duruşmada ortaya çıkacak. Davada 1 numaralı sanık olarak yargılanmasına
karşın, Org. Berk'in şu ana kadar ifadesi alınamadı. İfade vermeyi defalarca
reddeden Berk, savcıları nizamiyeye almadığı gibi, 20 araçlık askeri bir konvoyu
savcılara ve soruşturmaya gözdağı vermek amacıyla Erzincan caddelerinden
Erzurum'a doğru yürütmüştü. 23 Nisan ve benzeri resmi kutlamalara katılmadığı da
gözlenen Saldıray Berk'in ne zamana kadar mahkemeden kaçacağı ve bunun için daha
başka hangi bahaneleri bulacağı merak ediliyor. (Ayrıntılar)
03.05.2010: ŞOK SES KAYDI!!! Berk: İşbirlikçi hükümet devam ediyor
Bugün internete bir şok ses kaydı düştü. 'Evinize interneti bilgisayarı
sokmayın' gibi şaşırtıcı ifadeleri de içeren ses kaydının, masum insanları
silahlı terörist olarak
göstermeye çalışmakla suçlanan ve Ergenekon örgütünün
bölgedeki 1 numaralı elemanı olarak yarın yargılanmaya başlayacak olan 3. Ordu
Komutanı Saldıray Berk'e ait olduğu iddia ediliyor: 'Açılım denen şey
Türkiye'nin bekasına saldırıdır. ATV televizyonunu izlemeyin. Haa benim eşim
seyrediyor. Hayır, ama o bunun farkında değil. Bizim görevimiz karakol savunmak
değil' diyen Berk, hükümeti 'işbirlikçilikle' suçluyor. Türkiye'nin bir kaosa
sürüklendiğini söylüyor. TSK'yı kendisiyle özdeşleştiren Berk, 'Türkiye
tarihinde hiç olmadığı kadar bir kaosa sürüklenmek üzere biliyorsunuz. Tek
ayakta kalan kurum silahlı kuvvetler. Silahlı kuvvetlere karşı da terör, irtica,
kurum dışından yine silahlı kuvvetlere yıpratma kampanyası. Burda yargıyı
kullanmak, emniyeti kullanmak gibi çok yönlü bir taarruz veya baskı var.'
sözleriyle yarın huzuruna çıkacağı mahkeme üyelerini de töhmet altında
bırakmaktan çekinmiyor. "Türkiye tarihinde olmadığı kadar kaosa sürükleniyor..
Başımızdaki işbirlikçi hükümet devam ediyor.. Arap efsanesi yerine Ergenekon
efsanesine imza atmaktan gurur duyarım.. Evinize internet sokmayın.. Personel
çok çalışkan da olsa mesai sonrası ne yapıyor bakın.. Başbakan çıkıyor diyor ki
bu gazeteleri almayın Öyleyse siz de onun istediklerini almayın.. Açılım denen
şey türkiyenin bekasına saldırıdır.. Eşleriniz ATV seyrediyor mücadelenin
farkında değil.." gibi alt başlıkları bulunan ses kaydı habervaktim sitesinde
yayınlandı. (Ayrıntılar)
04.05.2010: FLAŞ!!! ERZİNCAN DAVASI BAŞLADI
Duruşma esnasında F-16'lar uçtu, Cihaner savunma
yapmıyor, Berk gelmedi...
Tarihi dava başladı. Erzincan davasında Ergenekon
davasından biraz daha farklı olarak, kelimenin tam anlamıyla Kontrgerilla
yargılanıyor.
Özel
Harp Dairesi (ÖHD) mensubu bir Albayın hazırladığı "Erzincan gibi hassas bir
bölgede Alevi-Sünni çatışmasının çıkarılmasını ve masum insanların evlerine
silah konulup terör örgütü süsü verilmesini hedefleyen sahte operasyonları
içeren ıslak imzalı kontrgerilla planı"na göre hareket eden bir başsavcı, 3'ncü
Ordu komutanı ve ona bağlı subaylar ile bazı sivillerin katıldığı kontrgerilla
örgütlenmesi şu saatlerde hakim karşısında. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
bugün başlayan Erzincan Ergenekon davasının 14 sanığından biri hariç tümünün
katıldığı ilk duruşmaya sadece davanın bir numaralı sanığı olan 3. Ordu Komutanı
Orgeneral Saldıray, Genelkurmay'dan 3 günlük görevlendirme izni alarak
katılmadı. Bugünkü ilk duruşmada çok faş bir gelişme yaşandı. Dava görüldüğü
esnada adliyenin üzerinden iki savaş uçağının 'alçak uçuş' yapması dikkat çekti.
Erzincan soruşturması sürerken bazı subayların gözaltına alınmalarının hemen
ertesi saatlerinde, davanın 1 numaralı sanığı Saldıray Berk'e bağlı 20 araçlık
askeri bir konvoy da sıradışı bir güzergah izleyerek Erzincan sokaklarında
dolaşmış daha sonra soruşturmanın yürütüldüğü yer olan Erzurum yönüne kısa süre
ilerleyen araçlar tekrar geriye, kışlaya dönmüşlerdi. Halk arasında heyecana yol
açan bu hareketlilik askeri yetkililerce askeri tatbikat hazırlığı olarak
açıklanmaya çalışılsa da hem vatandaşlarca, hem medya ve hem de soruşturma
savcıları tarafından askeri bir kalkışma, savcılara ve soruşturmaya bir gözdağı
olarak algılanmış ve bu algı Erzincan iddianamesine de yansımıştı. Başsavcı
İlhan Cihaner'in avukatı ile Saldıray Berk'in avukatları, açılan bu davanın
hukuksuz dava olduğunu, burada açılmaması gerektiği konusunda usule ilişkin
itiraz ettiler ve görevsizlik kararı verilerek davanın Yargıtay'a gönderilmesini
talep ettiler. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Cihaner'in dosyasının
Yargıtay'a gönderilmesi talebini oy çokluğu ile reddetti. Aynı talep
iddianamenin kabul edildiği gün de yapılmış, ancak reddedilmişti. dildi
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, avukat Turgut Kazan'ın müvekkili İlhan
Cihaner'in yargılanması yönünden görevsizlik kararı verilerek dosyanın
Yargıtay'a gönderilmesi talebini oy çokluğu ile reddetti. Aynı talep daha önce
de aynı şekilde, oy çokluğu ile reddedilmiş, Hakim Ali Kaya karara muhalefet
etmişti. Bugünkü duruşmada reddedilen bir başka talep de MİT mensubu sanıkların
yargılanabilmeleri için Başbakanlık'tan izin alınması yönündeki talepleri oldu.
Mahkeme heyeti, sanıkların suçunun kişisel bir suç olması nedeniyle bu talebi
reddetti. Duruşmada yaşanan önemli bir gelişme de Cihaner'in avukatlarının,
Mahkeme başkanının reddini talep etmeleri oldu. Avukat Turgut Kazan, gerekçe
olarak mahkeme başkanının savcıyı kayırmasını gösterdi. Reddi hakim talebi
mahkeme başkanının katılmadığı hakim heyeti tarafından karara bağlanacak. Üç üye
toplanarak hakimin reddi konusunda karar verecek. Eğer, üye hakimlerin mahkeme
başkanına yönelik ret kararını kabul ederse bu kez yedek üye hakimin katıldığı
heyetin davaya bakması gündeme gelecek. (Ayrıntılar)
04.05.2010: FLAŞ!!! Erdoğan'dan Org. Berk'e jet tepki: Biz 'Ergenekon'un
altına imzamı atarım' diyenleri gördük
Partisinin grup toplantısında
konuşan Başbakan Erdoğan, dün internete düşen ses kaydında "Ergenekon'un altına
imza atmaktan şeref duyarım" diyen ve hükümeti işbirlikçilikle suçlayan
Erzincan'daki Ergenekon yapılanması davasının 1 numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı
Orgeneral Saldıray Berk'e tepki gösterdi: "Ergenekon sizin neyinize dediler. Biz
'Ergenekon'un altına imzamı atarım' diyenleri gördük. Yalanla iftira ile
üzerimize geldiler. Siyaset yollarını kapatmak istediler. Cumhurbaşkanı
seçemezsiniz dediler. Partilerinin kapanmasından nemalananları gördü bu ülke.
Çünkü onlar için parti demek bakkal dükkanı demek. Tabelanı indirir yenisini
asarsın. Biz bunu işlemiyoruz. Herkes unutsa, biz Danıştay saldırısını, atılan
manşetleri, ısmarlama yorumları, cenaze törenlerinde aleyhimize kurgulanmış
provokasyonları unutmayacak ve aziz milletimize de unutturmayacağız." Saldıray
Berk'in dün internete düşen şok içerikli ses kaydı, tüm gelişmelere karşı
dokunulmazlığını hala nasıl sürdürebildiğini ve bu sorunun peşinden de başka
soruların sorulmasına yol açıyor. Erzincan kurtarılmış bölge mi? Fiili bir darbe
var da haberimiz mi yok? Erzurum'da bugün başlayan Erzincan Ergenekon Terör
Örgütü davasında 1 numaralı sanık olan 3'ncü Ordu Komutanı Saldıray Berk'in hala
görevini sürdürüyor olması, savcıların ve mahkemenin ifadesini alamıyor olması,
bugünkü duruşmaya da genelkurmayın dünkü görev yazısına dayanarak katılmayan,
bir anlamda mahkeme ve savcıları muhatap kabul etmeyen, savcı ve soruşturmaya
gözdağı vermek için Erzincan sokaklarında askeri araçları yürüttüğü iddianameye
de yansımış olan Berk'in, Başbakan tarafından muhatap alınarak açıkça
eleştirilmesine karşın hala görevini sürdürüyor olması şaşkınlıkla karşılanıyor.
Kamuoyu bu durum karşısında soruyor: Berk'e dokunulamıyor mu ve dokunulamayacak
mı?.. Bugün davanın görüldüğü Erzurum Adliyesi'nin üzerinde jetlerin uçmasının
anlamı ne? Daha önce de askeri araçların Erzincan sokaklarında yürütülmesinin
anlamı ne?.. Yoksa Erzincan bazı generallerce kurtarılmış bir bölge mi, fiili
bir askeri kalkışma mı var?.. (Ayrıntılar)
05.05.2010: Erzincan davasında 2. duruşma: Savaş uçakları da işe yaramadı,
reddi hakim reddedildi
'Erzincan'daki Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'
davasının bugün görülen ikinci duruşmasında, sanık avukatlarının 'reddi hakim'
talebi, mahkeme tarafından kabul edilmedi. Bugünkü oturuma 3'ncü Ordu komutanı
Org. Saldıray Berk yine katılmadı. Duruşmada, Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay,
sanık avukatlarının dünkü "reddi hakim" talebinin görüşüldüğünü, söz konusu
talebin, "CMK’nın 22. maddesinde belirtilen nedenlerin oluşmaması ve kendisinin
tarafsızlığını ve objektifliğini bozacak herhangi bir eylemi olmadığından" üye
hakimlerden Sefa Bilen başkanlığında Ali Kaya ve İsmail Şahin'den oluşan mahkeme
üyelerince oy birliğiyle reddedildiğini bildirdi. Karatay, ayrıca bu karara üst
mahkeme olan Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edilebileceği kaydedildi.
Bunun üzerine söz alan tutuklu sanık Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, mahkemeden
davayı 24 gün içinde bitirmesini beklediklerini, 14 Mayıs'ta Yargıtay'da
görülecek dava öncesi dosyanın oraya gönderilmesi gerektiğini, itiraz ettikleri
takdirde dosyanın gönderilmeme riski olduğunu, bu nedenle yasal hakları olan
itirazdan feragat ettiklerini, kararı son derece haksız bulduklarını
vurgulayarak, "Karara itiraz hakkımızı kullanmayacağımızı belirterek,
iddianamenin okunmasına devam edilmesini talep ediyoruz" dedi. Bugünkü duruşmada
Savcı tarafından iddianamenin özetinin okunması tamamlanarak sanıkların
savunmalarına geçildi. Esasa yönelik savunma yapmayacağını belirten Başsavcı
Cihaner'in sık sık mahkeme heyetine ve savcıya itirazları dikkat çekti. Albay
Dursun Çiçek'in imzası bulunduğu belirtilen "irticayla mücadele eylem planı"na
da değinen Başsavcı Cihaner, şunları kaydetti: "Dursun Çiçek belgesi... Çiçek'in
Erzincan'a girdiği yönünde tek bir delil yok, gizli tanık ifadeleri dışında.
Gizli tanık beyanları dışında tek bir delil yokken, avukatı da Çiçek'in
Erzincan'a gelmediğini beyan etmişken bu iddialar araştırılmadan iddianameye
konuşmuştur. Anlamakta güçlük çekiyorum. 2009'da hazırlanmış bir plan, 2007'nin
ortasında nasıl hayata geçirilir. Bunu ben nasıl yürürlüğe koyabilirim. Burada
çok ciddi bir mantık hatası var. Bunun bir mantıksal sürecini ortaya koymak
lazım.. Artık daha fazla konuşmayacağım. Kimlik bilgilerim hariç bundan sonra
hiçbir soruya cevap vermeyeceğim." Daha sonra Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay,
"Sanık savunma yapmayacağını bildirdiğinden çapraz sorguya geçemiyoruz" dedi. (Ayrıntılar)
06.05.2010: Erzincan davasında 3. duruşma: Sanıklara şok haber: Erzincan
soruşturması sürüyor
Erzincan-Ergenekon davasının üçüncü duruşması Erzurum
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Duruşmada söz isteyen Başsavcı İlhan
Cihaner, koruma polisinin ifadesinin alındığını belirterek, kendisiyle ilgili
halen yürütülmekte olan bir soruşturmanın olup olmadığının bildirilmesini talep
etti. Cihaner ayrıca, kendisi ve diğer sanıklarla ilgili "önleyici dinleme"
yapılıp yapılmadığını sordu. Mahkeme Başkanı, Cihaner ve davanın diğer sanıkları
hakkında ayrı bir soruşturma olup olmadığının Erzurum Başsavcılığı'ndan
sorulmasına hükmetti. Sanıklar hakkında önleyici dinleme yapıldığına ilişkin
soruya ise bu konunun yasal olarak açıklanmasının mümkün olmadığından TİB'e
sorulması talebinin reddine karar verdi. İlhan Cihaner'in avukatlarından Hikmet
Aksakallı, söz alarak savcılığın elindeki delillerin tamamını ortaya koyması
gerektiğini ifade etti. Sanık avukatlarının itirazları üzerine söz alan savcı
Taner Aksakal, 'Demokrasiye Müdahale Planı'nın hayata geçirilmesiyle ilgili
soruşturmanın tefrik edilerek ayrı bir numara üzerinden devam ettiğinin
yargılama konusu olan iddianamede belirtildiğini hatırlattı. Süren soruşturma
dosyasında davanın bazı sanıklarına ilişkin delillerin bulunduğunu belirten
Aksakal, bu delillerin iddianameye dönüştüğünde bu dava dosyasına da
sunulacağını kaydetti. Şu anda yargılanan sanıkların mahkeme önüne çıkmasının
gecikmemesi, yasal haklarının ihlal edilmemesi için bir an önce dava açıldığını
kaydeden Aksakal, "Buradaki bazı sanıklarla ilgili belgelerin bu aşamada dava
dosyasına konulması gizlilik kararına aykırı olacak ve soruşturmaya halel
gelecek. Bu nedenle bu aşamada bazı delilleri sunmadık. O dava açıldığında
delilleri de sunacağız." açıklamasında bulundu. Sanık avukatlarının buna itiraz
etmeleri üzerine tekrar söz alan savcı Aksakal, huzurda yargılanan sanıklar için
süren herhangi bir soruşturma olmadığını tekrar vurguladı. Aksakal, "Huzurda
olmayan bir kısım kişiler, meçhul kişiler hakkında soruşturma sürüyor. O
kişilerle buradaki sanıkların irtibatını gösteren delilleri ibraz etmedim. Ben
sanıklar lehine ya da aleyhine dosyaya herhangi bir delil koymamış değilim.
Cihaner benim dosyaya delil koymadığımı söylüyor, isterse bu konuda suç
duyurusunda bulunabilir." dedi. Savcının soruşturmanın sürdüğüne dair
açıklamaları üzerine sanıklar sadece savunmalarını verdi, çapraz sorguyu kabul
etmediler. (Ayrıntılar)
07.05.2010: Erzincan davasında 4. duruşma: Cihaner: Hava sahası uçuşlara
kapatılsın
Erzincan'daki Ergenekon silahlı terör örgütüne ilişkin, Erzurum
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 4. oturumu başladı. Dava süreciyle
birlikte bazı basın kuruluşlarında yer alan haberleri eleştiren sanıklardan
Başsavcı İlhan Cihaner, 'Bazı haberlerde adliye binası üzerinden uçuşlar
yapıldığı ileri sürülüyor. Benim de bu yönde bir esprim olacak. Dosyanın
bulunduğu yerin hava sahasının tüm uçuşlara kapatılmasını talep ediyorum. Tabii
bu bir espri. Ama hakkımızdaki taraflı tutuma bir örnek olduğu için bu konuya
dikkat çektim' diye konuştu. Öte yandan Cihaner'in avukatları gizli tanık
Erzincan'ın ifade görüntüsünün kaydının kendilerine verilmesini talep etti.
Ayrıca gizli tanıkların da duruşmada açık olarak ifade vermelerini istedi.
Dosyada delil olarak bulunan ajandasındaki notları okuyan diğer bir sanık
Üsteğmen Ersin Ergut, 'Gülen ormanlarında İbrahim isimli kişiye dikkat edilecek,
Erdoğan, tezgah, orgenerale sunulacak' şeklindeki ifadelerin savcı tarafından
Gülen cemaatine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir çalışma olduğunun
sanıldığını, ancak bunun doğru olmadığını ileri sürdü. Ergut, Gülen
ormanlarından kastının Refahiye'deki ormanlar, 'İbrahim' isimli kişinin PKK'ya
çalışan biri olduğunu, Erdoğan'ın da PKK milisleri tarafından tezgah kurulan
kişi olduğunu iddia etti. (Ayrıntılar)
10.05.2010: FLAŞ!!! HSYK'nın atadığı savcı Kontrgerillacıları şok etti:
Erzincan ve Ergenekon davaları için birleşme talebi
Erzincan davasının
bugünkü 5. duruşmasında, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal davanın,
Albay Dursun Çiçek'in de yargılandığı, İstanbul'daki 'Kaos Planı' davası ile
birleştirilmesini talep etti. Aksakal, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davada yargılanan sanıklar ile Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davada yargılanan sanıklar arasında hukukî ve fiilî bağ bulunmasını,
talebine gerekçe olarak gösterdi. Sanık İlhan Cihaner'in avukatı Baki Lütfü
Uzun, kendi davalarının İstanbul'daki davayla bir ilgisinin bulunmadığını
savundu. Birleştirme talebinin reddedilmesini istedi. Saldıray Berk'in avukatı
Zeynel Yüksel de birleştirme talebine karşı çıktı. Duruşmada söz alan İlhan
Cihaner de iddia makamının, dava dosyasıyla ilgili talebini doğru bulmadığını
dile getirdi. Cihaner, "Bu dava dosyasının Dursun Çiçek'in yargılandığı davayla
hiçbir bağı bulunmamaktadır. Dursun Çiçek'in, iddianamede belirtildiği gibi
Erzincan'a gelmediği anlaşılmıştır. Erzincan'a geldiğine dair bir delil yoktur.
Benim Erzincan'da cemaatlere yönelik düzenlediğim operasyonların, Dursun Çiçek
imzalı 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' ile bir ilgisi yoktur.'' dedi. (Ayrıntılar)
10.05.2010: FLAŞ!!! Erzincan ve Ergenekon için birleşme talebi kabul edildi
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 'Erzincan'daki silahlı terör
örgütü' davasında çok önemli bir gelişme yaşandı. Özel Yetkili Cumhuriyet
Savcısı Taner Aksakal, dava dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen ve Dursun Çiçek'in de yargılandığı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'
davası ile birleştirilmesini talep etti. Talebi değerlendirmek üzere duruşmaya
saatlerce ara veren mahkeme heyeti gece geç saatte kadar süren görüşmeler
sonucunda, Ergenekon yapılanmasının Erzincan ayağıyla ilgili dava ile
İstanbul'daki davanın birleştirilmesine oy çokluğu ile karar verdi. Ancak bu
kararla birleşme işlemi hemen gerçekleşmiyor. Bundan sonraki adım, İstanbul'daki
Islak İmzalı Komplo Belgesini konu alan 7'nci Ergenekon davasına bakan İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu birleşme isteğine muvafakat (olur) yanıtı
vermesi. Eğer bu adım da olumlu gerçekleşirse Erzincan dava dosyası
İstanbul'daki Mahkemeye gönderilecek ve davalar birleştirilecek. Bu birleştirme
olayı daha önce de gündeme gelmiş ancak gerçekleşmemişti. HSYK tarafından şok
kararla görevden alınan Erzincan soruşturmasının önceki savcıları, karar HSYK
tarafından kendilerine resmen tebliğ edilmeden önce dosyayı UYAP üzerinden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti. Ancak dosya üzerinde
incelemelerini yapan İstanbul C. Başsavcılığı ise dosyaların benzerliğini kabul
etmekle beraber suç yerinin İstanbul dışında olması, dosyanın geniş çaplı
olması, birleştirmenin İstanbul'daki soruşturmanın uzamasına neden olabileceği,
Erzincan soruşturmasındaki eksiklerin varlığı ve de daha önemlisi birleştirme
kararının mahkeme safhasında verilmesinin yetki ihtilafı sorunu nedeniyle daha
doğru olduğu gibi beş gerekçeyle dosyanın tekrar Erzurum Cumhuriyet
Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermişti. (Ayrıntılar)
13.05.2010: Erzincan soruşturması sürüyor: Gizli Tanık operasyonuna inceleme
başlatıldı
Erzincan'daki Paradise Pastanesi sahibi Erdoğan'ın, Erzincan
Ergenekon davası gizli tanığı Munzur'a 'İfadeni geri çek' baskısı yaptığına dair
internete düşen ses kaydıyla ilgili inceleme başlatıldı. Erzurum Cumhuriyet
savcıları ses karşılaştırması istedi. Kayıttaki sesin doğruluğunun tespit
edilmesi halinde görüşme kaydında yer alan iddialarla ilgili soruşturma
başlatılabilecek. Erzincan Paradise Pastanesi sahibi ve gizli tanıklarla CHP'li
Ahmet Ersin'i buluşturmasıyla gündeme gelen Erdal Erdoğan'a ait olduğu ileri
sürülen bir ses kaydı büyük tartışma yaratmıştı. Kayıtta Ergenekon sanığı
durumunda bulunan Erdal Erdoğan'ın, HSYK'nın Osman Şanal ile birlikte 4 özel
yetkili savcının yetkilerini alma kararını önceden bildiğini, ayrıca Erzincan
örgütlenmesi içinde çok sayıda üst düzey kişilerin yer aldığını belirten
ifadeleri yer alıyordu.(Ayrıntılar)
14.05.2010:
ŞOK SES KAYDI!!! CİHANER KURTARILMAK İSTENİYOR
Erzincan'daki
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Başsavcı İlhan Cihaner'in bugün Yargıtay'da
görülecek "evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma" davası öncesinde şok
bir ses kaydı ortaya çıktı. Yargıtay üyesi Hamdi Yaver Aktan ve kimliği
belirsiz bir kişiye ait olduğu iddia edilen kayıt, video paylaşım sitesi 'liveak.com'da
yayınlandı. Kayıtta, Yargıtay üyesi Aktan olduğu iddia edilen kişi ile kimliği
belirsiz kişi, Erzincan davası sanıklarından 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray
Berk ve Başsavcı İlhan Cihaner'in nasıl yargıdan kaçırılacağına ilişkin ip
uçları veriyor. Erzurum'da görülen 'terör örgütü üyeliği' davasının
Yargıtay'daki evrakta sahtecilik davası ile birleştirilmesi planlarının
yapıldığı kayıtta, Orgeneral Berk'in duruşmalara neden katılmadığına ilişkin
konuşmalar yer alıyor. Cihaner'in Yargıtay'da görülen görev suçu ile ilgili
davasının düşeceği iddiasına yer verilen kayıtta, Erzurum'daki mahkemeye açıkça
baskı yapılacağı ifade ediliyor. Şahıslar, Erzincan davasının gizli tanıklarına
rüşvet verdiği iddiasıyla gündeme gelen CHP Milletvekili Ahmet Ersin'e de
eleştirilerde bulunuyor. (Ayrıntılar)
14.05.2010: Yargıtay'dan Erzurum Mahkemesi'ne suç duyurusu
Başsavcı
İlhan Cihaner, bugün Yargıtay'da hakim karşısına çıktı. Silahlı terör örgütü
yöneticisi iddiasıyla yargılanan Cihaner için Yargıtay'daki 'evrakta sahtecilik'
suçlamasıyla süren davanın bugün yapılan ikinci duruşmasında görev suçu
davasıyla Erzincan'daki terör suçu davasının birleştirilmesi ve yargılamanın
Yargıtay'da yapılması ve tabii Cihaner'in tıpkı Sincan hakimi Osman Kaçmaz gibi
beraat ettirilerek kurtarılması talebinin karara bağlanması bir olasılık olarak
bekleniyordu. Ancak dosya kendilerine gelmediği için bu kararı veremeyen
Yargıtay mahkemesi ise bu duruma öfkelenerek dosyayı kendileri yerine
İstanbul'daki mahkemeye gönderen Erzurum mahkemesi için suç duyurusunda
bulunulmasına ve dosyanın ivedilikle kurye ile getirtilmesine karar verdi. (Ayrıntılar)
15.05.2010: FLAŞ!!! Yargıtay'daki 'Skandal Ses'in sahibi belli oldu: Ersan
Ülker
Ergenekon sanığı Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'i kurtarma
planındaki ikinci kişinin kim olduğu ortaya çıktı. Star Gazetesi'nde yeralan
haberde Yargıtay 8. Daire üyesi Hamdi Yaver Aktan'la, İlhan Cihaner'i kurtarmak
için plan yapan kişinin Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker olduğu
iddia edildi. Ülker, iddiayla ilgili olarak 'bilmiyorum, okumadım' yanıtını
verdi. Bu çok önemli bir iddia çünkü; Ersan Ülker, Cihaner'i yargılayan dairenin
başkanı. (Ayrıntılar)
18.05.2010: ŞOK SES KAYDI!!! YÜKSEK YARGIÇLARIN
CİHANER'İ KURTARMA PLANI
İnternete bir ses kaydı daha düştü. Yargıtay 8. Dairesi üyesi Hamdi Yaver
Aktan ile Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Üyesi Fatih Arkan'ın arasında geçen ve
internete düşen ses kaydı şok eden ifadeler içeriyor. 2 Nisan 2010 tarihinde
Yargıtay 11. Ceza dairesinde yargılanmaya başlanan Erzincan Başsavcısı İlhan
Cihaner hakkında yapılan duruşmadan hemen sonra yapıldığı anlaşılan konuşmada
Erzurum’da devam eden Ergenekon Terör Örgütü'nün Erzincan yapılanması ile ilgili
davanın Ankara’ya alınması ile ilgili planlar üzerinde konuşuluyor. Bu plana
göre Erzurum ve İstanbul Ağır Ceza mahkemelerinden ivedilikle kurye ile asılları
istenen dava dosyalarını ele geçiren Yargıtay mahkemesi, bu davaları kendisinde
birleştirerek yerel mahkemelere geri göndermeyecek, tutuklu sanıkları da tahliye
ederek davayı zamana yayacak ve işi oyalayarak dosyayı kapatacak. Konuşmanın bu
bölümünde, işlerin planlandığı gibi gitmemesi halinde neler olabileceğini de
şöyle öngörüyorlar: 'Erzurum, dosyayı göndermeyiverirse ne yapacağız? -
Göndermek zorunda. - Yapmayın böyle diye diye böyle oldu. HSYK’yı da rezil
etiler. Göndermiyorum derse ne yapacaksınız? - Fotokopi bile gönderse
birleştirme kararı verip esası kapatıp dosyayı gönder kardeşim. Fotokopiyi bile
gönderse burası cesaretli ise, ben olsam birleştiririm basarım tahliyeyi.' Ses
kaydındaki bir bölüm de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de yargılanmak istendiği
'Kayıp Trilyon' davasıyla ilgili şok edici şantaj ifadeleri içeriyor. 'Kayıp
Trilyon' davasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik
kararına konuyla ilgisi ve davanın tarafı olmayan bir vatandaş tarafından
yapılan itiraz üzerine Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz
Cumhurbaşkanının yargılanmazlığını ortadan kaldıran skandal bir karar vermişti.
Bu skandal üzerine devreye giren Adalet Bakanlığı Kaçmaz’ın kararı aleyhine
yazılı emir yoluna başvurmuştu ve bu dosya halen incelenmek üzere Yargıtay 11.
Ceza Dairesinde beklemekte. Hamdi Yaver Aktan konuşmasında bu dosyanın
Erzurum’daki dosyanın birleştirilmesine kadar elde tutulması gerektiğini şu
şekilde ifade ediyor: 'Ersan’a dedim ki, cumhurbaşkanlığı dosyasını sakın karara
çıkartma, beklet. Bir akademisyen bu konuda görüş yazacak bana.' Ses kaydının
devamında Hamdi Yaver Aktan, birleştirme ve sanıkların tahliyesini başarması
halinde yargıladığı sanık İlhan Cihaner'e 'İlhan anlat bakalım' diyerek
samimiyetini ortaya koyan 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker’e Yargıtay
başkanı olacağını söylediğini açıkça ifade ediyor. Ses kaydında ayrıca Yargıtay
cumhuriyet başsavcısının bir kapatma davası daha açabileceği ancak anayasa
değişikliği sürecinde bunun yapılmasının zor olduğu ve seçimleri olumsuz
etkileyebileceği ifade ediliyor. (Ayrıntılar)
20.05.2010: Savcılık ve Yargıtay, kayıtlara inceleme başlattı. Sonuç çıkar
mı?
'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan tutuklu Erzincan Başsavcısı
İlhan Cihaner'i, davasını Yargıtay'a alarak kurtarma planını ispatlayan 2 gün
önce ortaya çıkan skandal ses kayıtlarına yönelik hukukçuların tepkileri giderek
artarken, Yargıtay'ın da konuyla ilgili bir inceleme başlatmak zorunda kaldığı
öğrenildi. Akşam saatlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da konuyla
ilgili soruşturma başlattığı bildirildi. Soruşturmanın ses kaydında yeraldığı
iddia edilen Yargıtay üyelerinin suç duyurusu üzerine başlatıldığı öğrenildi.
Hukukçular, Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan ile 10. Hukuk
Dairesi üyesi Fatih Arkan olduğu iddia edilen iki kişi arasında geçen skandal
konuşmanın yargıya müdahale niteliği taşıdığı, Yargıtay'ın adli mahkemelere
dosyayı gönder şeklinde herhangi bir talimat veremeyeceği konusunda birleşiyor.
İnceleme ve soruşturmalar ses kayıtlarının doğruluğunu tespit etmeyi de içeriyor
mu yoksa sadece kayıtları kimlerin sızdırdığı ile sınırlı mı tutulacak?.. (Ayrıntılar)
22.05.2010: Erzincan soruşturmasında gizli tanıklara çelik yelek: Canları
Allah'a emanet
Davayı Yargıtay'a gönderme planları altüst olunca davanın
en önemli unsuru olan tanıklara yönelen Ergenekon, gizli tanıkları ortadan
kaldırmak için taşeronlarını devreye soktuğu iddia edildi. Erzincan Emniyeti ve
Jandarma haber elemanlarının polis denetiminin dışında kalan kırsal bölgede
yaşayan gizli tanıklara PKK tarafından saldırı yapılacağı yönünde bilgi
vermesine karşın, başta Erzincan Jandarma Komutanlığı ve Ergenekon'dan
tutuklanan Astsubay M. Y'nin görev yaptığı Yaylabaşı Karakolu olmak üzere
güvenlik birimlerinin bölgede hiçbir önlem almadığı, kasıtlı veya kasıtsız
güvenlik zafiyeti oluşturulduğu ifade edildi. Bölgede yaşayan gönüllü köy
koruyucularının verdiği bilgiye göre PKK'nın bu kişilerin isim ve adreslerini
temin ettiği, her an bir gece baskını gerçekleştirilebileceği vurgulandı.
Soruşturmayı yürüten Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının gelen bilgiler
doğrultusunda çalışma başlattığı ve tehlike altında olan gizli tanıklara geçici
önlem olarak çelik yelek dağıtıldığı belirtilirken, Emniyetin durumdan haberdar
olduğu fakat bölgenin jandarma bölgesi olması sebebi ile bir koruma tedbiri
uygulayamadığı ifade ediliyor. (Ayrıntılar)
26.05.2010: FLAŞ!!! Erzincan'da yeni Ergenekon operasyonu
Ergenekon'un
Erzincan ayağına yönelik olarak yeni polis operasyonu yapıldı. Erzurum 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda saat 10.00 sularında Erzincan Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Jandarma ekipleri,
Ankara'dan gelen olay yeri inceleme ve bomba imha uzmanları savcı nezaretinde
Erzincan-Çağlayan karayolu 8. kilometresinde bulunan Önder ve Hüdai Ünlüer
kardeşlere ait Ünlüer Et Entegre Tesisi'ne Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet
Savcısı Taner Aksakal'ın talimatıyla yapılan operasyonlarda Ünlüer Et Entegre
Tesisi'nde başlatılan ve ertesi gün de devam eden kazılarda herhangi bir bulguya
rastlanmadı. İddialara göre mühimmat araması yapıldı. Tesis sahiplerinden Hüdai
Ünlüer, İstanbul merkezli Ergenekon soruşturmasının 10. ayağında İstanbul
savcıları tarafından tutuklanmıştı. Ünlüer halen tutuklu bulunuyor. (Ayrıntılar)
26.05.2010: FLAŞ!!! Yargıtay baskısı sonuçsuz: Dosya Diyarbakır'da
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3'ncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray
Berk'in terör suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasını 28 Mayıs’taki duruşmaya
kadar ‘ivedilikle ve kuryeyle’ gönderilmesini isteyen Yargıtay 11. Ceza
Dairesi'ni şok eden gelişme... Dosyayı 11 gün elinde tutan Erzurum’daki Özel
Yetkili 2. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘şikayetçinin’ birleştirmeye itirazı üzerine dün
dosyayı üst mahkeme olan Diyarbakır’a gönderdi. (Ayrıntılar)
27.05.2010: ŞOK!!! Hakim Şengün 'Islak İmza' dosyasını Yargıtay'a gönderiyor
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, Dursun Çiçek'le ilgili
Ergenekon dava dosyasını bugün kurye ile Yargıtay'a gönderiyor. Yargıtay'da
yarın İlhan Cihaner'in duruşması olduğunu hatırlatan Şengün, kendilerindeki
dosyayı bu duruşmaya yetiştirmek için incelemelerini sürdürdüklerini ve bugün
göndereceklerini ifade etti. Yargıtay'ın dosyayı istediğine dair yazı
bulunduğunu söyleyen Şengün, 'Neden göndermeyeyim?' dedi. (Ayrıntılar)
28.05.2010: Cihaner mahkemeyi terörle suçladı, yargıtay görmedi
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki
yargılanmasına devam edildi. Bugünkü 3'ncü duruşmada savunmasına devam eden
Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ni kendisine terör uygulamakla suçladı.
Duruşmada internete düşen, Yargıtay üyelerinin kendi aralarında yaptıkları
Başsavcı Cihaner'i Yargıtay'da yargılayarak kurtarma konulu ses kayıtlarını
haber yapan beş gazete ve 1 televizyon kanalı hakkında suç duyurusunda
bulunulmasını kararlaştıran Yargıtay hakimlerinin, Erzurum mahkemesini terör
uygulamakla suçlayıp hakaret eden Başsavcı Cihaner hakkında suç duyurusunda
bulunmaması ise dikkat çekti. Suç duyurusu yapılan gazeteler Zaman, Yeni Şafak,
Vakit, Star ve Bugün. Daire ayrıca, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen
ve Cihaner'in ''Ergenekon terör örgütü üyesi olmak'' suçlamasıyla yargılandığı
dava dosyasının özel kurye ile Daire'ye gönderilmesini kararlaştırdı. (Ayrıntılar)
31.05.2010: Yargıtay Üyesi: Erzurum mahkemesi dosya isteğine uymasın
Yargıtay 5. Ceza Dairesi Üyesi Ömeroğlu, Başsavcı Cihaner'i kurtarma
operasyonunda yaşanan skandalla ilgili bir yazı kaleme aldı. Yüksek mahkemelerin
son dönemdeki tutum ve davranışlarıyla yerel mahkemeleri baskı altına aldığını
aktaran Ömeroğlu, 'Yargıtay 11. Ceza Dairesi anayasal suç işlemektedir. Özel
kurye ve Erzurum'un dava dosyasını İstanbul'a göndermeden istemesi gerçek ise
usul ve yasaya aykırıdır. Bu, hakimlere emir vermektir. CMK'ya göre yerel
mahkemelerin buna itibar etmemeleri gerekir.' ifadelerini kullandı. Ömeroğlu,
Star gazetesine yazdığı yazıda ayrıca, duruşmada yaşanan alkış skandalını da
değerlendirdi: 'Eğer bunlar gerçekse, başkan ve heyetin açıkça ihsas-ı reyini
gösteren bir tablodur.' (Ayrıntılar)
01.06.2010: Diyarbakır Mahkemesi, Islak İmza ve Ergenekon'un birleşme
itirazını reddetti
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in
yargılandığı Erzincan'daki 'silahlı terör örgütü' davasının İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülen 'İrtica İle Mücadele Eylem Planı' davasıyla
birleştirilmesi kararına yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, tarafların,
mahkemenin vermiş olduğu birleştirme kararına itirazıyla ilgili bir hüküm
bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddettiğini açıkladı. (Ayrıntılar)
08.06.2010: Ergenekoncu CHP'lilerin fezlekesi Meclis'te
Erzurum
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve
Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe hakkında hazırlanan fezleke Meclis'e
ulaştı. CHP'li vekillerin 'Ergenekon terör örgütüne yardım etmek, suç
delillerini bozmak ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlamalarıyla
yargılanmasının talep edildiği fezlekede, Ahmet Ersin'in gizli tanık Munzur'la
yaptığı görüşme de yer alıyor. Fezleke, komisyonda görüşüldükten sonra kabul
edildiği takdirde Meclis Genel Kurulu'na gönderilecek. CHP'li vekillerin
dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde karar çıkarsa Ersin ve Tınastepe'nin
Ergenekon örgütü şüphelisi olarak yargılanmalarının yolu açılacak. Fezlekede adı
geçen Erol Tınastepe, komisyonun vereceği kararı beklemeden Meclis'e
dokunulmazlığının kaldırılması için dilekçe vereceğini, yargılanmaktan
korkmadığını ifade etti. (Ayrıntılar)
09.06.2010: Cihaner dosyası yeniden Diyarbakır'da
Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner'in de tutuklu olarak yargılandığı dava dosyasının
itiraz üzerine tekrar Diyarbakır'a gönderildiği öğrenildi. Cihaner'in avukatı
Turgut Kazan bu duruma tepki gösterdi ve itiraz ederek dosyanın Diyarbakır'a
gönderilmesine neden olan kişi için 'sokaktan birisi ' diyerek hakarette
bulundu. Dosyanın tekrar Diyarbakır'a gitmesiyle 11 Haziran Cuma günü
Yargıtay'da yapılacak 4. duruşmaya gelmesi imkanı ortadan kalkmış oldu. (Ayrıntılar)
10.06.2010: İŞTE KONTRGERİLLA YARGISI: SKANDAL FAKS OLAYI ÖRTBAS EDİLDİ
Yargıtay, Ergenekon sanığı Başsavcı Cihaner’in dinlendiğine dair Yargıtay
Başsavcılığı’ndan gönderilen faks hakkında işlem yapmama kararı aldı. Yargıtay
bu kararını Başsavcı Yalçınkaya olmak üzere ilgili şahısların 'faks
çekmediklerini beyan etmeleri' üzerine aldı. Oysa çekilen faks Başsavcı
Cihaner'in bürosunda yapılan aramalarda ele geçirilmiş, Erzurum Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca Cihaner hakkında yürütülen soruşturmada delil olarak dosyaya
konulmuştu. (Ayrıntılar)
11.06.2010: ŞOK!!! GÜVENLİK GÜÇLERİ YARDIMIYLA DOSYA ERZURUM'DAN ALINSIN!
Davanın bugün görülen 4. duruşmasında mahkeme Erzurum 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nden beklenen dava dosyasının gelmesinin beklenmeden Daire'de bulunan
CD'ler üzerinden incelenmesine karar verilmesine hükmetti. Duruşmada söz alan
Cihaner'in Avukatı Turgut Kazan, "Yargıtay Başsavcılığı, bir savcı göndererek
dosyayı elden teslim alsın. Engellenmesi halinde güvenlik kuvvetlerinden yardım
istenmesi yolunda bir karar verilsin." dedi. (Ayrıntılar)
15.06.2010: FLAŞ!!! Cihaner dosyası İstanbul'a gönderildi
Erzurum 2.
Ağır Ceza Mahkemesi, 'Erzincan Ergenekonu' olarak bilinen ve Erzincan Başsavcısı
İlhan Cihaner ve üçüncü ordu komutanı Saldıray Berk'in de sanık olarak yer
aldığı dosyayı, ısrarla isteyen Yargıtay'a değil 'Islak İmzalı Kontrgerilla
Belgesi' davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ancak
İstanbul mahkemesinin de dosyayı hemen Yargıtay'a göndermesi bekleniyor. Böylece
Erzurum mahkemesinin yetki gaspına direnmesine karşılık, adı son zamanlarda sık
sık medyaya yansıyan İstanbul 13. Ağır Ceza Bakanı Köksal Şengün'ün şaşırtan
şekilde dosyayı hemen yargıtaya göndermesiyle, görev suçlarına bakan Yargıtay
11. Ceza Dairesi'nin, bu iki
yerel mahkemedeki farklı terör davalarına zorla el
koyarak birleştirme kararı vermesi ve sanıkları ilk duruşmada tahliye etmesi
bekleniyor. (Ayrıntılar)
18.06.2010: FLAŞ!!! İŞTE KONTRGERİLLA YARGISI: CİHANER KURTARILDI!
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak'
suçlamasıyla yargılandığı dava ile 'Görevi kötüye kullanmak', 'Evrakta
sahtecilik' ve 'İmar kirliliğine neden olmak' iddialarıyla Yargıtay'da
yargılandığı davanın 'şahsi ve fiili irtibat' bulunduğu gerekçesiyle
birleştirilmesine karar verdi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı da birleştirme
kararının ardından her iki davada tutuklu tüm sanıkların tahliyelerini talep
etti. Böylece artık 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in ifade vermesi ve mahkemeye
çıkması gerekmeyecek. Bu skandal kararla birlikte 2'nci Şemdinli olayı
gerçekleşmiş oldu. 2005 yılında da Şemdinli'de asker ve sivil sanıkların
katıldığı ve iki vatandaşın öldürüldüğü olaya bakan Van sivil mahkemeleri
sanıkları ağır hapis cezalarıyla cezalandırmalarına karşın devreye giren HSYK ve
Yargıtay dava dosyasını zorla mahkemeden alarak askeri mahkemeye göndermiş, ilk
duruşmada da sanıklar 2 vatandaşı öldürmelerine karşı tahliye edilmişlerdi.
Şemdinli ve Cihaner davalarının yerel mahkemelerden alınarak sanıkların tahliye
edilmesi, Kontrgerilla'nın varlığını kanıtlayan en büyük delillerden biri olarak
yerini aldı. Özel Harp Dairesi'ne (ÖHD) bağlı psikolojik harp birimlerinden
birinde çalışan Kurmay Albay Dursun Çiçek'in emir komuta zinciriyle hazırladığı
'Islak İmzalı' Kontrgerilla planı Erzincan ve yöresinde uygulanmaya, masum
insanlar klasik kontrgerilla mantığına uygun olarak 'silahlı ve tehlikeli
teröristler' olarak gösterilmeye çalışıldı. Fakat Şemdinli'deki gibi sivil
savcılar tarafından deşifre edildiler, aralarındaki bağlantılar ve cephaneleri
ortaya çıkarıldı. Ancak özellikle yüksek yargıda örgütlendiği çok net ortaya
çıkan bağlantıları eliyle sivil halkın ve yerel mahkemelerin elinden kurtarıldı.
Kısa zaman sonra tekrar aramızda dolaşmaya ve yeni kışkırtma planlarını
yürütmeye çalışacaklarına şüphe duyulmuyor. (Ayrıntılar)
19.06.2010: 28 Şubat süreci 1000 yıl sürecek mi?
Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'e yargılanma yolunu
açması.. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, Ergenekon davalarında tutuklama
kararları veren ceza mahkemelerinin 9 hakimine tazminat kararı vermesi..
Yargıtay 11. Dairesi'nin, Cihaner'in Erzurum'daki terör suçu davasını, askeri
araçların yürütülmesi ve adliye üzerinde savaş uçaklarının 'alçak uçuş'
desteğinde inanılmaz şekilde bünyesine alarak sanıkları tahliye etmesi ..
İstanbul 9. Ağır Ceza'ya HSYK korsan kararnamesiyle atanmış olan Yılmaz Alp'in
balyoz tutuklularına ikinci toplu tahliye kararını vermesi.. Sırada, ses
kayıtlarıyla da ortaya çıktığı gibi Temmuz ayı içinde verileceğine kesin gözle
bakılan meclisin anayasa değişiklik paketindeki Anaya Mahkemesi ve HSYK üye
sayısının artırılması maddelerinin anayasa mahkemesince iptal kararı.. Peşpeşe
gelen bu 5 gelişme, yargıdaki kontrgerillacıların organize şekilde atağa
geçtiklerini gösteriyor. Özellikle anayasa mahkemesinin vereceği karar çok
kritik ve 28 Şubat sürecinin 1000 yıl sürüp sürmeyeceğini gösterecek. (Ayrıntılar)
20.06.2010: Kritik gün 28 Haziran: Yargıtay'ın kararı yok sayılabilir
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin Erzurum 2. Ağır Ceza tarafından İstanbul 13. Ağır
Ceza'ya birleştirme talebiyle gönderdiği dosyaya, aslı olmadan kopya CD nüshası
üzerinden el koyarak birleştirme ve sanıklara tahliye kararı vermesi hukukçuları
ayağa kaldırdı. 28 Haziran'da birleştirme kararı konusunda kritik bir karar
verecek olan İstanbul'daki Ergenekon davasına bakan mahkemenin önünde birkaç yol
var: Birincisi; 'Millete Komplo' belgesi davası sanığı Dursun Çiçek'in
yargılandığı davayla hukuki ve fiili irtibatı var' diyerek her iki davayı
birleştirebilir. Dava Ergenekon davasıyla birleştirilirse dosyanın aslı
üzerinden yargılama yapılması gündemde. İkincisi; Mahkeme, Çiçek'in yargılandığı
davayla 'hukuki irtibat yok' derse dosyanın Erzurum'a iadesi gerekiyor. Bu halde
Erzurum yeni bir karar verecek. Üçüncüsü; Ergenekon davasına bakan mahkeme
dosyayı Yargıtay'a gönderirse, özel yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcı
Vekilliği uyuşmazlık talebinde bulunabilir. Uyuşmazlık yaşanması halinde son
kararı Yargıtay 5. Ceza Dairesi ya da Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun vermesi
bekleniyor. Dosya Silivri'deki mahkemede birleşirse Ergenekon terör örgütü
üyeliğinden yargılanan Orgeneral Saldıray Berk, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner ve diğer sanıkların tutukluluk haline yeniden karar verilebilecek.
Bu durumda fotokopi belgelerle CD yargılaması yapan 11. Ceza Dairesi'nin kararı
ortada kalacak. (Ayrıntılar)
21.06.2010: Eski Savcı açık konuştu: Ergenekon Yargıtay'a da sıçradı mı?
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in
Erzurum'daki terör davası ile Yargıtay'daki davayı birleştirmesi ve Cihaner ile
9 sanığı tahliye etmesine hukukçulardan gelen tepkiler giderek setleşiyor. Kenan
Evren hakkında iddianame hazırladıktan sonra meslekten ihraç edilen eski Savcı
Sacit Kayasu, kararı 'vahim' olarak niteledi: 'Bir ses kaydı olmasaydı, hadi
derdiniz 'hukuki hata.' Ama o ses kaydından sonra 'acaba bu işin arkasında başka
şeyler var mı; Ergenekon terör örgütü Yargıtay'a da sıçradı mı?' gibi insanın
aklına ister istemez bu sorular geliyor.' (Ayrıntılar)
22.06.2010: FLAŞ!!! Yargıtay endişelendi: Cihaner dosyasına inceleme
Yargıtay'ın dosya aslını görmeden CD üzerinden vererek oldubitti saydığı skandal
karara rağmen, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosya
aslını göndermedi ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Cihaner ve Islak İmza
dava dosyalarının birleştirilmesi talebini incelemeye aldı. Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, beklendiği gibi hareket ederek dosya aslının hemen Yargıtay'a
gönderilmesini istedi. Ancak heyetteki diğer iki üye hakimin aksi yönde görüş
bildirmesi üzerine Erzurum mahkemesinin Cihaner dosyası ve talebi incelemeye
alındı. Kararın Islak imza davasının başlayacağı 28 Haziran Pazartesi gününe
kadar verileceği ve sürpriz bir karar çıkabileceği bildiriliyor. (Ayrıntılar)
23.06.2010: Terör sanığı Cihaner'in görevine dönmesi Erzincan'da yuhalandı
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan ve ardından
Yargıtay'ın tartışmalı bir kararıyla tahliye olan terör sanığı İlhan Cihaner
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı görevine yeniden başladı. Hukuksuz şekilde
düşman mahkeme gördüğü Erzurum mahkemesinin yargılamasından kaçırılan,
yargılanmadığı için de aklanamayan Erzincan Başsavcısı Cihaner'in halkın arasına
hangi yüzle gireceği, çalışanlarına nasıl emir vereceği, resmi törenlere katılıp
katılmayacağı merak ediliyor. Hatırlanacağı gibi Erzincan Ergenekon Terör
davasının 1 numaralı sanığı olan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, 23 Nisan
törenleri ile Çanakkale Şehitlerini Anma ve Deniz Zaferi'nin 95'inci yıldönümü
nedeniyle Erzincan'da yapılan iki törene katılmaması ile dikkati çekmişti. Bu
arada Cihaner'in göreve başladığı ilk gün adliyeye gelişi esnasında çalışan
işçiler tarafından yuhalandığı iddia edildi. (Ayrıntılar)
24.06.2010: Adalet Bakanı neden Cihaner'i görevden almıyor?
Yargıtay 11. Ceza dairesinin tartışmalı kararıyla tahliye edilen Erzincan
Ergenekon davasının iki numaralı sanığı İlhan Cihaner, hakkında ifade veren
tanıkları tehdit etti. Hukuksuz şekilde düşman mahkeme gördüğü Erzurum
mahkemesinin yargılamasından kaçırılan, yargılanmadığı için de aklanamayan
'terör' suçlaması altındaki Erzincan Başsavcısı Cihaner'in tekrar Başsavcılık
görevine dönmesi hukukçuları çileden çıkardı. Adalet Bakanını göreve çağıran
hukukçular Cihaner'in görevden alınmasını istediler. Emniyet içerisinde benzer
durumlarda yetkililerin harekete geçtiğini ve soruşturma ve davanın selameti
açısından görevden alma yoluna gidildiğini vurgulayan hukukçular terör suçlaması
altındaki bir başsavcısının aklanmadan göreve devam etmesinin vahim bir hata
olduğunu, adalet bakanlığının harekete geçmemesinin izah edilemeyeceği uyarısını
yapıyorlar. (Ayrıntılar)
25.06.2010: FLAŞ FLAŞ FLAŞ!!! Islak İmza ve Cihaner
dosyaları birleşti
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Albay Dursun Çiçek'in Islak İmza Davası ile
Başsavcı İlhan Cihaner'in davasının birleştirilmesini karar verdi. Karar
oyçokluğuyla alındı, mahkeme başkanı Köksal Şengün karara şerh düştü. Yargıtay
dosyaların birleştirilmesine gerek görmemişti. İstanbul'un sürpriz kararı
Kontrgerillacıları şok etti. Bu karar sonrası sanıklar hakkında tekrar tutuklama
kararı verilip verilmediği henüz bilinmiyor. Ayrıntılar ilerleyen saatlerde
belli olacak. Bu kararla Erzurum mahkemesinin yalnız olmadığı ortaya çıkmış
oluyor. Ancak bu son karar sonrası davanın Yargıtay uyuşmazlık mahkemesine
gitmesi bekleniyor. Orada davanın tekrar Yargıtay'da kalması gerektiği kararı
verilse bile İstanbul mahkemesinin kararı çok önemli, çünkü Yargıtay'ın yaptığı
dosya gaspının İstanbul'daki hakimlerce de görüldüğünü ve tavır konulduğunu
gösteriyor. Bu karara en çok sevinenlerden biri de şüphesiz Erzurum 2. Ağır
Ceza'daki hakimler olacak. Mahkeme heyeti yargıtayın hukuksuzluğunu madde madde
sıraladı. İçlerinden biri özellikle çok çarpıcı ve yargıtayın hukuksuzluğuna
yine yargıtayın uygulamasıyla ışık tutuyor: 'Yargıtay'ın birleştirme kararını
aslı elde olmayan onaysız fotokopi belgeler üzerinden verdiği ve hatta hukuken
onaysız olmaları nedeniyle güvenilirliği bulunmayan bu evrakın incelenip delil
değerlendirmesi yapılarak tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesi,
hukuka ve Yargıtay'ın kökleşmiş uygulamalarına aykırıdır. Yargıtay
uygulamasında, dosyanın tamamının değil de sadece bir tek evrakın bile onaysız
fotokopi olması bozma nedeni yapılmaktadır.' (Ayrıntılar)
27.06.2010: Cihaner yeniden tutuklanabilir
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Kaos Planı' davasıyla, İlhan Cihaner'in
sanık olduğu Erzurum'da görülen terör örgütü davasının birleştirilmesi yönündeki
kararına hukukçular tam destek verdi. İstanbul'un kararının doğru ve yerinde
olduğunu anlatan akademisyenler, 'terör örgütü üyesi' olmakla suçlanan İlhan
Cihaner'in yeniden tutuklanabileceğini aktarıyor. Hukukçular, İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararla ayrıca hukukun itibarını da kurtardığına
dikkat çekiyor ve ekliyorlar: 'Şimdi dava konusunda son kararı verecek olan
Genel Kurul, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin vermiş olduğu bu fotokopiden dosya
birleştirme kararını bozacak. Genel Kurul'da bulunan yaklaşık 125 hâkimin böyle
bir hukuka aykırı kararın altına imza atacaklarına ihtimal yok.' (Ayrıntılar)
28.06.2010: Cihaner fotokopisi yargıtayı zor durumda bıraktı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i fotokopi üzerinden tahliye eden Yargıtay’ın,
daha önce ‘fotokopi belge üzerinden birleştirme olmaz’ kararı verdiği ortaya
çıktı. (Ayrıntılar)
01.07.2010: Cihaner davası yarın: Hedef Uyuşmazlık Mahkemesi
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu, yarın devam edilecek olan Yargıtay 11.
Dairesi'ndeki Cihaner davasında sanık ve çevrelerinin yeni hedefinin tıpkı ses
kaydındaki gibi konuyu uyuşmazlık mahkemesine götürmek ve buradan istedikleri
kararı çıkartmak olduğunu söyledi. Yargıtay'ın kısıtlı CD kopyası üzerinden
adeta gaspederek tek taraflı bir dayatma kararla el koyduğu ve sanıklarını
tahliye ettiği dava dosyasına asıl bakması gereken İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi, Yargıtay'ın dayatmasına razı olmamış ve aldığı sürpriz kararla
Yargıtay'ın dosyasına el koyma kararını tanımamıştı. Dosyanın aslının kendisinde
olduğunu belirterek davaya bakmakta ısrar eden 13. Ağır Ceza heyeti, ortaya
çıkan krizi çözmek için de dava dosyasını Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na
göndermiş ve davaya hangi mahkemenin bakacağına onun karar vermesini talep
etmişti. (Ayrıntılar)
02.07.2010: Yargıtay'da Cihaner tiyatrosu: Sil kızım tahliyesi yanmasın!
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in göreviyle ilgili yargılandığı
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde görülen dünkü duruşma ilginç bir diyaloğa sahne
oldu. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, bir önceki duruşmada
verilen birleştirme kararının kesinleşmediğini tutanaklara geçirdi. Ancak sanık
avukatlarının, 'Bu şekilde bir beyan geçerse önceki birleştirmeyi ve tahliyeleri
tartışmalı hale getirir' uyarısı üzerine Ülker, kararından vazgeçti ve 'Onu bir
silelim' diyerek ifadeyi tutanaktan sildirdi. Başkan Ülker birleştirme kararını
açıkladığı önceki duruşmada da oldukça heyecanlıydı ve sanık Cihaner'e görüşünü
sormayı bile unutarak birleştirmeye karar verildiğini açıklamıştı. Ancak
seyircilerin uyarısı üzerine Ülker, Cihaner'e birleştirmeye dair görüşünü
sormuştu. (Ayrıntılar)
02.07.2010: Yargıtay'daki Cihaner davası: Dosya Kurula gönderildi
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki davasına
bugün devam edildi. Dava dosyası, davaya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ile
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nden hangisinin bakacağına karar vermesi için Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'na gönderildi. (Ayrıntılar)
03.07.2010: FLAŞ!!! Erzincan'da yeni Ergenekon operasyonu
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal, Erzincan'da Ergenekon
soruşturması kapsamında 5'i askeri personel ait 8 ayrı adreste arama yaptı.
Yapılan aramalarda evlerde bulunan bilgisayar ve çok sayıda dokümana el konuldu.
İl Merkez ve Jandarma Komutanlığı'nda görevli olduğu öğrenilen askeri personel
ve sivil vatandaşlarla ilgili herhangi bir gözaltı yaşanmadı. Savcılık kısa süre
önce de Ünlüer Et Tesisleri'nde mühimmat kazısı yapmış, ancak herhangi bir
bulguya rastlamamıştı. (Ayrıntılar)
06.07.2010: Org. Koşaner'den Erzincan soruşturmasına engel
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının Ergenekon soruşturması kapsamında
Erzincan Merkez Komutanı Albay Murat Yılmaz'ın odasında geçtiğimiz Perşembe günü
yapmak istediği aramanın Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Işık Koşener'in şok
talimatı ile engellendiği belirlendi. Delil gizlemeye engel olabilmek için
baskın şeklinde planlanan operasyonun Karar Kuvvetleri Komutanının müdahalesi
sonucu skandala dönüştüğü öğrenildi. Erzurum Emniyeti Terörle Mücadele Şube
Birimleri ve Genelkurmay Askeri Savcısı ile birlikte Merkez Komutanlığına giden
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal'ın nizamiyeden içeri
alınmadığı, yaklaşık bir saat kadar bekletildikten sonra, Erzurum 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nden çıkartılan arama kararına rağmen 'Kara Kuvvetleri Komutanının
izni yok' denilerek geri gönderildiği belirtildi. (Ayrıntılar)
08.07.2010: FLAŞ!!! Çantadan Cihaner'in şok talimatları çıktı
Ergenekon soruşturması kapsamında geçtiğimiz hafta evi ve ofisi aranan Hamit
Sekman’ın cübbesini koyduğu çantadan Ergenekon sanığı Erzincan Başsavcısı İlhan
Cihaner’in el yazılı talimatları çıktı. Polisin arama sırasında ele geçirilen
notlarda Cihaner, Hamit Sekman’dan tanıklarla görüşüp onlara baskı yapmasını,
Cihaner aleyhinde tanıklık yapmaları halinde yüklü tazminat davaları açılacağını
söylemesini istediğini kendi el yazısıyla ifade ediyor. (Ayrıntılar)
13.07.2010: Cihaner'in avukatına 'gizli tanığa baskı' sorgusu
CHP milletvekili Ahmet Ersin'in Erzincan merkezli Ergenekon davasının gizli
tanıklarıyla otel lobisinde görüştüğünün belirlenmesi üzerine gizli tanıklara
baskı yapıldığı gerekçesiyle açılan soruşturma kapsamında Başsavcı Cihaner'in
eski avukatı Hamit Sekman ile Atatürkçü Düşünce Derneği Erzincan Şube Başkanı
Hüseyin Baydaş dün ifade verdi. Geçen hafta içerisinde Erzincan'daki polis
operasyonunda da avukatların ofislerinde arama yapılmış ve Cihaner'in eski
avukatı Hamit Sekman'ın çantasında Cihaner'in el yazısıyla yazılmış şok
talimatlar ele geçirilmişti. Talimatlarda Cihaner, Hamit Sekman’dan tanıklarla
görüşüp onlara baskı yapmasını, Cihaner aleyhinde tanıklık yapmaları halinde
yüklü tazminat davaları açılacağını söylemesini istiyordu. (Ayrıntılar)
11.08.2010: YAŞ krizi bitti HSYK başladı: Terör sanığına terfi baskısı
HSYK'daki Kontrgerillacı 5 üyenin, Erzincan'daki terör örgütü davasında 2
numaralı sanık olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i Ankara'ya, o
olmazsa Bursa'ya başsavcı olarak atama çabaları dün de sürdü. Üyelerin,
İstanbul'daki Ergenekon soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz'ün terfi ettirerek
bypass etme planı ise Adalet Bakanı Ergin'e takıldı. Krizin giderek büyüyeceği
tahmin edilirken kritik atama ve terfilerin referandum sonrasına
ertelenebileceği konuşuluyor. (Ayrıntılar)
17.08.2010: Başsavcıdan gizli tanığa tehdit: Senin kalemini kırdık!
Erzurum'da devam eden Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan daha sonra
Yargıtay 11. Ceza Kurulu'nun tartışmalı kararıyla serbest bırakılan Erzincan
Başsavcısı İlhan Cihaner'in aynı davanın tanıklarından İlyas Meral'i tehdit
ettiği iddiasının soruşturma dosyalarına eklendiği öğrenildi. (Ayrıntılar)
23.08.2010: Kara Kuvvetleri'nin yeni komutanı Ceylanoğlu, Saldıray Berk'i
akladı
Genelkurmay Başkanlığı, 'Ergenekon'a bağlı olarak faaliyet gösterdiği öne
sürülen eski 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile ilgili raporunu
tamamladı. Raporda, 'İddialar hiçbir belgeye dayanmayan kişisel ve farazi
değerlendirmedir' denildi. Eklerle birlikte 500 sayfalık raporda Kara Kuvvetleri
Komutanlığı'na atanan Org. Erdal Ceylanoğlu'nun imzası var. (Ayrıntılar)
17.09.2010: Polisi suçlamışlardı: Erzincan bombaları 3. Ordu'nun
Erzincan'daki baraj gölünden çıkan ve 'Emniyet koydu' denilen mühimmatları Kara
Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma sahiplendi. Savcılığa gönderilen yazıyla
Şemdinli olaylarında da kullanılan el bombalarının da bulunduğu mühimmat 3. Ordu
Komutanlığı envanterine kayıtlı çıktı. (Ayrıntılar)
24.09.2010: Yargıtay’dan bir ihsası rey daha: Cihaner'le toplantı
Erzincan Başsavcısı ve Ergenekon davasının sanığı İlhan Cihaner’in tahliye
olduktan bir ay sonra, davasının temyizine bakacak olan Yargıtay 8. Daire
üyeleriyle Yargıtay binasında bir toplantı yaptığı ortaya çıktı. Bu toplantıya,
8. Daire üyeleri Hamdi Yaver Aktan, Haydar Metiner, Nuray Duranoğlu, Ali Cengiz
Özbek ve Necla Üçkardeşler’in katıldığı öne sürüldü. Cihaner’le toplantı yapan
Yargıtay üyelerinin tamamının Cihaner’in davasının gitmesi muhtemel Yargıtay
Ceza Genel Kurulu üyesi olmaları dikkat çekti. Erzurum 2'nci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanmakta olan Cihaner'in terör davası, Yargıtay 11. Ceza
Dairesi'nin Şemdinli'yi hatırlatan skandal kararıyla Yargıtay'a alınmış, Cihaner
ve diğer tüm tutuklu sanıklar tahliye edilmişlerdi. Ancak yine Cihaner'in adının
geçtiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ıslak imzalı Kontrgerilla Belgesi
davasında mahkeme heyeti sürpriz bir kararla Cihaner'in Yargıtay'a alınan
davasıyla bu davanın birleştirilmesine karar vermiş ve davaya hangi mahkemenin
bakacağına karar vermesi için de dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na
göndermişti. Kararın yıl sonuna kalmadan çıkması bekleniyor. hukukçular davaya
İstanbul'un bakacağına eminler. Çünkü yargıtayın sadece görev suçuyla ilgili
davalara bakması mümkün. Ceza Kurulu'nun vereceği kararla Kontrgerilla'nın
yargıdaki varlığı bir anlamda tescillenmiş olacak. (Ayrıntılar)
27.09.2010: ŞOK Ses Kaydı!!! Cihaner ve tüm Ergenekon davaları Ankara'ya
alınsın
İnternete yeni bir ses kaydı daha düştü. Dailymotion.com'da yayına konulan 4
parçalı ses kaydı bir süre sonra site tarafından yayından kaldırıldı. Skandal
ses kaydındaki kişiler arasında Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, Yargıtay Üyeleri
Hamdi Yaver Aktan ile Fatih Arkan, Prof. Dr. Ersan Şen, 11. Ceza Dairesi Başkanı
Ersan Ülker, Danıştay 7. Daire Üyesi Eren Sonbay gibi isimler bulunuyor. Şok
diyalogların geçtiği ses kaydı, Yargıtay'da nasıl kirli oyunlar oynandığını,
yerel mahkemelerden oraya aktarılan dosyalara bakacak hakimlerle görüşülerek
dosyalara nasıl tesir edildiğini bir kez daha gösteriyor. Ses kaydı, çok yakında
İstanbul'da mı yoksa Ankara'da mı bakılmaya devam edileceğine dair Yargıtay Ceza
Kurulu'nda karara bağlanacak olan Islak İmza ve Cihaner dosyaları konusunda
yargıtayda nasıl kirli oyunlar oynandığını, hatta sadece bu davaların değil tüm
Ergenekon davalarının dahi birleştirilerek Ankara'da Yargıtay'da gördürülmesi
çabalarının harcandığını gösteriyor. Şu ana kadar yüksek yargıdaki bu kirli
oyunları deşifre eden çok sayıda ses kaydı yayınlandı. Sonuncu ses kaydı,
referandumda hayır oyları çıkmasının önemini ve boykot desteği için PKK terör
örgütü lideri Öcalan'la görüşülmesi gerektiğini işliyordu. Yine önceki
kayıtlardan birinde de Cihaner davasının Erzurum Mahkemesi'nden baskıyla
alınarak Yargıtay'da görülmesi ve sanıkların tahliye edilmesi işleniyordu.
Ortaya çıktığında Türkiye'yi sarsan bu ses kaydındaki kişiler için, kimlikleri
de açık olmasına rağmen birşey yapılmadı ve kayıtta geçen kirli plan adeta
göstere göstere ve adım adım gerçekleştirildi. İçlerinde gerçek hukukçular
bulunsa da Yargıtay dairelerinde kritik konumlara gelmiş birçok ismin örgütlü
olarak birlikte hareket ettikleri, ihsası reyde bulunarak dosyalara bakacak
kişilere ve dosyalara tesir ettikleri, istedikleri yönde karar çıkarttıkları bu
ses kayıtlarından anlaşılıyor. (Ayrıntılar)
28.09.2010: SKANDAL!!! Yargıtay Cihaner tiyatrosuna devam edecek
Ses kayıtlarındaki kirli plan doğrulandı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu beklenen
kararı verdi ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 'Ergenekon terör örgütüne üye
olma' suçu kapsamında görülen davanın Yargıtay 11. Ceza Dairesinde görülmesine
karar verdi. Kurul kararı 18'e 6 oyla aldı. Bu kararla, dava son olarak
görüldüğü Ankara'daki 11. Daire'de kalmış oldu. Terör davaları özel yetkili ağır
ceza mahkemelerinde görülür ayrıca yargıtay'da görüşülecek olsa dahi 9. Daire
buna bakabilir. Ancak bu kurallar ihlal edildi. Bu kararla, birinci sınıf yargı
üyesi barındırabilen her çetenin davası yargıtaya alınabilir. Sanık Cihaner'in
Yargıtay Ceza Genel Kurulu başkanı ve diğer üyelerle görüştüğü iddia edilmiş,
dün ortaya çıkan ses kayıtlarıyla da bu doğrulanmıştı. Buna rağmen alınan bu
kararla Kontrgerilla'nın yargıdaki, özellikle de yüksek yargıdaki varlığı bir
kez daha tescillendi. İtalya'daki Gladio skandalını ortaya çıkaran Savcı Felice
Casson'un da dediği gibi Kontrgerilla en büyük direnişi yargıda gösteriyor. Ses
kayıtlarıyla da ortaya çıktığı gibi, Ergenekon'la bağlantı şüphesi bulunan yargı
mensupları, örgütlü şekilde hareket ederek bağlı bulundukları örgüte yönelik
soruşturmayı inanılmaz şekilde devir almış oldular. Artık istedikleri gibi
kapatabilirler. Kamuoyundaki kanaat bu. Ve iddialara göre yargıtay bununla da
yetinmeyecek ve öncelikle 'Islak imzalı' dava olmak üzere Ergenekon davalarının
tümü, yerel mahkemelerde karara bağlanması beklenmeden yargıtayda
birleştirilecek ve örtbas edilecek. Terör konusunda Yargıtay'da görülen ilk dava
Cihaner'in davası. İddialara göre bu dava emsal kabul edilerek diğer Ergenekon
ve benzeri davalardaki 1. sınıf sanık durumundaki sanıkların müracaatı üzerine o
davalar da yargıtaya alınacak. (Ayrıntılar)
30.09.2010: Hukukçular: Yasalara göre Yargıtay'ın kararı yok hükmünde
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Başsavcı İlhan Cihaner'in ağır ceza mahkemesinde
yargılandığı terör davasının Yargıtay'a alınmasına dair kararı kamuoyunda şok
etkisi yaptı. Hukuk fakültelerinin dekan ve öğretim üyelerinden baro
başkanlarına, hukuk derneklerinin yöneticilerinden emekli yargı mensuplarına
kadar herkes yapılan işlemin Anayasa'ya ve kanunlara aykırı olduğuna dikkat
çekiyor. Yargıtay'ın yerel mahkemelerin görev alanındaki örgüt davasına
bakmasının yetki gaspı anlamına geldiği, kararın Ergenekon davalarının seyrini
değiştireceği ve zaten bunun amaçlandığı vurgulanıyor. Aslında böyle bir durumun
yaşanabileceği Ergenekon soruşturmasının başlayıp hızla ilerlemesi üzerine
birkaç senedir dile getirilmekteydi. 16 Temmuz 2008'de CHP’li Onur Öymen,
katıldığı bir TV programında ‘Merak etmeyin, Ankara’da hakimler var’ diyerek
mahkemeden mahkumiyet çıksa bile Yargıtay’dan döneceğini ima etmişti. Ancak
artık mahkumiyet kararlarının dahi beklenmeyeceği anlaşılıyor. Hukukçular bir
çok yasa hükmünün açıkça ihlal edildiğini, dolayısıyla kararın yok hükmünde
olduğunu belirtiyorlar. (Ayrıntılar)
02.10.2010: Cihaner davasının gizli tanığına: İfadeni değiştir, yoksa!..
Erzincan Ergenekon davasının gizli tanıklarından 'Munzur'un, Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki ifadelerini değiştirmesi için tehdit
edildiği, ağabeyinin de bu nedenle rehin alındığı iddia edildi. Durumun polise
aktarılması üzerine tehdit eden şahısla ağabeyin ifadeleri alındı. Aynı davanın
tanıklarından İlyas Meral de Başsavcı İlhan Cihaner tarafından tehdit edildiğini
ileri sürmüştü. (Ayrıntılar)
03.10.2010: Bir itiraf da Cihaner'den: Başbakan'ı dinletmiş
Ergenekon'un Erzincan ayağıyla ilgili görülen davanın sanıkları arasında yer
alan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in, 32. Gün programında
söyledikleri dikkat çekti. Ergenekon terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla
yargılanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, cemaatler soruşturması
sırasında Başbakan Erdoğan'ı da dinlettiğini ağzından kaçırdı. Program
yönetmeninin hayret ettiği ifadeler üzerine konuşmasının ilerleyen bölümlerinde
ise 'Benim soruşturmamda yasama dokunulmazlığı olan hiç kimse dinlenilmemiştir'
diyerek durumu düzeltmeye çalıştı. (Ayrıntılar)
05.10.2010: Hukukçular: Başbakanı dinleten Cihaner görevden alınmalı
Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, katıldığı bir televizyon programında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlettiğini ağzından kaçıran Erzincan
Başsavcısı İlhan Cihaner'in, görevden alınarak hakkında adli ve idari soruşturma
başlatılması gerektiğini söyledi. 'Tuhaf ki Cihaner'e çok ilginç bir himaye söz
konusu. Demokratik devletlerde böyle bir başsavcı görev yapamaz' diyen Avcı,
şöyle konuştu: 'Ama siz devletin derinliklerinde gizli bir kliğe dayanıyorsanız,
bu noktada birtakım kendinizce cesaret, rahatlık teşkil edebilecek açıklamalar
yapabiliyorsunuz. Normalde kanallara çıkıp açıklama yapan başka bir başsavcı
gördünüz mü? Üstelik yargılanıyorsunuz, bir de televizyona çıkıp istediğiniz
gibi yorum yapıyorsunuz. Demek ki İlhan Cihaner, kendisine nazar değmeyeceğine
emin.' (Ayrıntılar)
18.10.2010: Terör sanığı Başsavcı Cihaner görevden alınacak mı?
Halen Erzincan'da Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasında yer aldığı iddiasıyla
açılan davada 2 numaralı sanık olarak yargılanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner'in davası ses kayıtlarına da yansıyan bir plan uyarınca skandal
bir müdahaleyle yargıtaya alınmış ve sanıklar tahliye edilmişti. Bu tahliye
sonrası Erzincan'daki görevine dönen ancak atılı suçlardan beraat etmediği için
halen bir terör davasında sanık olan Cihaner'in başsavcılık görevine iadesi
kamuoyunda tartışmaya yol açmıştı. Dava açıldıktan sonra da Cihaner ve diğer
şüphelilere yönelik soruşturmanın devam ettiği Erzurum'daki duruşmalarda ortaya
çıkmıştı. Erzurum başsavcılığınca ikinci bir iddianame hazırlanması gündemde.
Yeni kurulun Cihaner'in durumunu da görüşüp görüşmeyeceği, halen devam eden
soruşturmanın selameti açısından Cihaner'in görevden alınıp alınmayacağı merak
ediliyor. (Ayrıntılar)
22.10.2010: Yargıtay'daki Cihaner davası ertelendi
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in 'görevi kötüye kullanma, evrakta
sahtecilik' ve 'terör örgütü üyesi olma' suçlamalarından yargılanmasına
Yargıtay'da devam edildi. Dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'ndan henüz
gelmediği için duruşma 24 Aralık'a ertelendi. (Ayrıntılar)
25.11.2010: Ergenekon yaşıyor: Erzincan'da kilit ismin evi kurşunlandı
Erzincan'da yürütülen Ergenekon soruşturmasının kilit ismi İlyas Meral'in
ailesiyle birlikte yaşadığı ev kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşunlandı.
Emrindeki 90 sokak çocuğuyla silah ve uyuşturucu taşıma işinde Ergenekon'a
hizmet etmekle suçlanan İlyas Meral iddianamede ismi geçtikten sonra kendisini
baskı altında hissettiğini belirterek, 'Zor durumdayım. Tehdit ediliyorum' dedi.
Bu olay, Ergenekon kadrolarının tamamıyla deşifre edilemediği, saldırı gücünü
koruduğu iddialarını doğrular nitelikte. (Ayrıntılar)
27.11.2010: Erzincan tanığı, 'belgeleri savcıya verme' diye kurşunlanmış
Ergenekon'un Erzincan ayağına ilişkin davanın kilit ismi İlyas Meral, önceki gün
evinin kurşunlanmasının tesadüf olmadığını söyledi. Davayı soruşturan savcıyla
telefonda konuştuklarını ve elindeki bazı belgeleri bir gün sonra vermek üzere
anlaştıklarını aktaran Meral, görüşmenin yapıldığı günün gecesinde evinin
kurşunlandığına dikkat çekti. Telefonlarını dinleyen birilerinin kendisine
gözdağı vermeye çalıştığını ifade eden Meral, 'Ancak, bu tür eylemlerden
bıkmayacağım. Tehditler nedeniyle çocuğum okula, ben ise evime gidemiyorum. Ama
korkmuyorum. Ben kaza ve kadere inanmış bir insanım. Elimde ne kadar bilgi ve
belge varsa kolluk kuvvetlerine teslim edeceğim' dedi. (Ayrıntılar)
02.12.2010: Cihaner, Şanal’ı Yarsav hakimine şikayet etti
Islak imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı Erzincan’da hayata geçirmek
iddiasıyla eski Erzurum özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından
makamında gözaltına alınan eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner arasındaki
yetki tartışması yargıya taşındı. Cihaner, Şanal hakkında yaptığı şikayete 60
gün içinde cevap vermeyen Adalet Bakanlığı'nın işleminin iptali için,
başkanvekilliğini YARSAV üyesi Gürsel Özkan'ın yaptığı Ankara 1. İdare
Mahkemesi'ne başvurmuştu. İlk duruşma dün yapıldı. (Ayrıntılar)
21.12.2010: Mahkeme: Cihaner'den soruşturmanın alınması doğru
Ankara 1. İdare Mahkemesi; Cihaner'in elinden usulsüz yürütülen soruşturmaları
alan Savcı Şanal'ın, yasalara uygun hareket ettiğine karar verdi. (Ayrıntılar)
23.12.2010: Mahkeme, Cihaner'in hakaret görüntülerini istedi
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yetkisi kaldırılan Erzurum
Savcısı Osman Şanal'ın kendisine hakaret ettikleri iddiasıyla haklarında 100 bin
TL manevi tazminat davası açtığı eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile
avukatı Turgut Kazan'ın yargılandığı davaya Erzurum 3. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme, Erzincan Ergenekon Terör Örgütü
soruşturmasında makamında gözaltına alınan Erzincan eski Başsavcısı İlhan
Cihaner'in görevli savcıya hakaretlerini gösteren video görüntülerini istedi.
Cihaner, medyaya da yansımış olan görüntülerde mahkeme kararına dayanarak
kendisini gözaltına almaya gelen savcıya inanılmaz şekilde hakaretlerde
bulunuyordu: 'Cihaner: Eşkıya gibi davranıyorsunuz.. Savcı Şanal: Eşkıya gibi
davranmıyoruz.. Şu anda oturuyoruz bakın... Cihaner: Hayır, hayır... Eşkıyalık
elinde silahla kılıçla olmaz... Eşkıyanın değişik şeyleri var. Savcı Şanal:
Elimizde mahkeme kararıyla geldik buraya.. Cihaner: O karar da eşkıyalık.. Öyle
anlaşılıyor..' (Ayrıntılar)
24.12.2010: Yargıtay, 3 aydır Cihaner dosyasını göndermiyor
Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki duruşması, dava dosyasının Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'dan gelmemesi üzerine 2 ay sonraya ertelendi. (Ayrıntılar)
01.01.2011: 'Cihaner haklı çıktı'cıların gizlediği bomba ayrıntılar
Ortada silahlı cemaat yoktu ama Cihaner oluşturmaya çalıştı. Islak Plan buydu.
Ergenekon soruşturmasından birkaç ay sonra cemaat soruşturması başlatıldı...
İsmailağa cemaati soruşturmasıyla alakalı Erzurum Özel Yetkili Başsavcılığı'nın
'Ortada silahlı örgüt yok, izinsiz eğitim kurumu açma var' kararı medyada 'Cihaner
haklı çıktı' şeklinde yansıtıldı. Oysa Cihaner kendi soruşturmasında İsmailağa
cemaatiyle ilgili iddiaları anayasal düzene karşı suç kapsamında
değerlendirmişti. Cihaner Adalet Bakanlığı'ndan gizlediği soruşturma sürecinde 2
yıl boyunca telefon dinlemesi yaptırmış, dinleme taleplerinde ise zanlıların
Anayasal düzen aleyhine faaliyette bulunduğunu iddia etmişti. Soruşturmada
şüpheliler, yasadışı Hizbullah ve İBDA-C örgütü mensubu oldukları iddiasıyla
dinlendi. Cihaner ve örgütü, soruşturmanın ilerleyen safhalarında cemaati
silahlı gösterebilmek için ıslak imzalı plana göre cemaat evlerine silah
yerleştirmeye çalıştı, Erzincan baraj göletine el bombaları attırdı. Bu korkunç
komplo tespit edildi ve şu an yargı safhasında. Komployu örtebilmek için çılgın
bir çaba var. Dava, savaş uçaklarının bile devreye sokulduğu, ses kayıtlarıyla
da ortaya çıkan skandal bir süreçte yargıtaya alındı. Komployu anlatan tanıklar,
halen silahlı saldırılara uğramakta. (Ayrıntılar)
01.01.2011: Yargıtay’ın hakim ve savcıları yargılama yetkisi kaldırılıyor mu?
Yeni HSYK tasarısında hakim ve savcıların yargılanmalarına ilişkin kurallar
değiştiriliyor. Taslakta Yargıtay’ın hakim ve savcıları yargılama yetkisi
kaldırılıyor. Bu değişiklik Cihaner davasını da etkileyecek. Skandal şekilde
Yargıtay'a aldırılan Cihaner davası tekrar yerel mahkemeye dönecek. Taslakta
kritik bir değişiklik de, hakim ve savcılarla iştirak halinde suç işleyenlerin
davalarının hakim ve savcıların yargılandıkları yerde birleştirilmesi kuralının
kaldırılması. Eğer bu taslak yasalaşırsa, Ergenekon davasında Cihaner’le
birlikte Yargıtay’a kapağı atan Kara Kuvvetleri Eğitim Doktrin Komutanı
Orgeneral Saldıray Berk’in de aralarında olduğu sanıklar özel yetkili İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar. (Ayrıntılar)
25.02.2011: Cihaner dosyası Erzincan'da
Cihaner davası tekrar Erzincan'da. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, eski Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında 'Ergenekon terör örgütüne üye
olmak' suçlamasıyla yargılandığı davada, Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni
alınmadığı gerekçesiyle, dava dosyasını tekrar Erzincan Cumhuriyet
Başsavcılığı'na gönderdi. Cihaner'in, Yargıtay 11. Ceza Dairesinde, 'Görevi
kötüye kullanmak ve imar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla yargılanmasına
ise devam edilecek. Terör dosyası hakkında soruşturma izni verilirse dava tekrar
Yargıtay'a gelecek. (Ayrıntılar)
26.02.2011: 'Er Cihaner'i kurtarmak' oyununa devam
Masum insanların evlerine silah ve diğer delilleri yerleştirerek hükümeti
devirmeye kadar genişletilecek korkunç bir komplo kuran terör suçlularını
kurtarma gayreti ısrarla sürdürülüyor. Yargıtay 11. Ceza Dairesi Cihaner dava
dosyasını Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınamadığı gerekçesiyle
Erzincan'a gönderdi. Soruşturma izni alınınca 'görev suçu' kapsamlı yeni bir
iddianamenin hazırlanarak Yargıtay'a gönderilmesi hedefleniyor. Ancak
görüştüğümüz hukukçular bu girişimin işe yaramayacağını belirtiyorlar. (Ayrıntılar)
01.03.2011: Yargıtay'dan soruşturma siparişi
Yargıtay Cihaner soruşturmasını garantiye almak için Erzincan Cumhuriyet
Başsavcılığı'na sipariş vermeye çalışıyor. Aslında sipariş ifadesi biraz hafif
kalıyor, Yargıtay doğrudan talimatla bir soruşturmayı şekillendirmeye çabalıyor.
Erzincan'a dosyayı 'soruşturmayı tamamla bana gönder' direktifiyle yolluyor.
Hiçbir makam ve kişi, yürütülen soruşturmayla ilgili hakim ve savcılara emir ve
talimat veremez. Buna yüksek mahkemeler, Adalet Bakanlığı ve Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu da dahil. (Ayrıntılar)
17.03.2011: Erzincan köylerindeki silahların sırrı çözülüyor
1993'te Alevi-Sünni çatışması için Erzincan'da köylülere dağıtılan silahlarla
ilgili önemli belgelere ulaşıldı. Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in
2009'da başlatılan soruşturmayı nasıl yürüttüğünü gösteren belgelere göre, dosya
terör suçu yerine Ateşli Silahlar Yasası kapsamına alınmış. Cihaner, olayın özel
yetkili savcıya bildirilmemesi için talimat vermiş. Mühimmatta 3 LAW ve bombalar
da var. (Ayrıntılar)
07.04.2011: Cihaner'in gizli sorgu odası
Islak imzalı 'Darbe Andıcı'nı Erzincan'da uygulamakla suçlanan Ergenekon sanığı
eski Başsavcı İlhan Cihaner'in Erzincan Adliyesi'ndeki gizli sorgu odası ortaya
çıktı. Cihaner'in İsmailağa Cemaati'ne yönelik soruşturmayı yürütürken
yaptırdığı sorgu odasında şüphelileri sorguladığı öğrenildi. Ortaya çıkan diğer
bir çarpıcı ayrıntı da, Cihaner'in makamında gözaltına alındığı sırada savcı ve
güvenlik güçlerine fiziken direnmesi ve polislerce ancak zorla götürülebilmesi
oldu. (Ayrıntılar)
08.04.2011: Cihaner davası ikinci kez ertelendi
Erzincan eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in "Görevini kötüye kullanmak
ve imar kirliliğine neden olmak ve evrakta sahtecilik" suçlamasıyla açılan
davanın görülmesine, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde devam edildi. Dava,
Erzurum'dan istenen dosyanın gelmemesi sebebiyle ikinci kez ertelendi. Daire
Başkanı Ersan Ülker, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenen, Cihaner'in
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde yürüttüğü 'cemaatlere' ilişkin dava
dosyasının gönderilmesine ilişkin yazılan yazıya bir cevap verilmediğini
açıkladı. (Ayrıntılar)
08.04.2011: Islak imza dosyası Yargıtay'dan geldi
Islak imzalı 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' dava dosyasının aslı, Yargıtay
Ceza Genel Kurulu’ndan mahkemeye geri gönderildi. Ergenekon davasına bakan
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oyçokluğu ile ıslak imza davası ile Erzincan
Ergenekon davasını birleştirmişti. Ancak Erzincan Ergenekon davasına müdahale
eden Yargıtay 11. Ceza Dairesi, eski Başsavcı İlhan Cihaner'in görev suçu davası
ile bu davayı skandal şekilde fotokopi üzerinden birleştirerek kendi üzerine
aldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu hukuksuzluğu onayladı. (Ayrıntılar)
11.04.2011: Islak İmza davasında kritik kararlar
Islak imzalı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasında önemli kararlar..
Mahkeme, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilen belgeler
arasında bu davayı ilgilendiren belge varsa acil olarak gönderilmesini istedi.
Belgelerden birinin, Albay Çiçek'e o belgeyi hazırlaması için emir veren,
Tümamiral Alaattin Sevim'in ıslak imzasını taşıyan bir talimat yazısı olduğu
iddia edilmişti. Mahkeme, Genelkurmay, MİT ve Emniyet'ten ıslak imzalı planın
Erzincan'da faaliyete geçirilmesi iddiasıyla ilgili ellerinde herhangi bir belge
ve bilgi olup olmadığının sorulmasına karar verdi. Davanın gelecek duruşmasında,
Erzincan davasının kritik gizli tanıklarının dinlenmesine karar verildi. Alınan
çok sayıdaki ara kararlara bakıldığında, mahkemenin, davanın eski Başsavcı İlhan
Cihaner'in yargılandığı Erzincan Ergenekon davası ile bağlantısı üzerinde
durduğu görülüyor. (Ayrıntılar)
28.04.2011: Savcı Şanal tekrar özel yetkili savcı olarak görevine başladı
Eski Başsavcı İlhan Cihaner'i Ergenekon üyeliği suçlamasıyla makamında gözaltına
aldığı için önceki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun şok kararıyla görevden
alınan Erzurum savcısı Osman Şanal ile diğer iki savcı, HSYK tarafından
görevlerine iade edildi. Özel yetkili savcı Osman Şanal ve arkadaşları Ergenekon
gibi terör örgütü soruşturmalarına bakmaya devam edecek. Erzincan Ergenekon
örgütlenmesine yönelik dava açılmış olsa da soruşturmanın da sürdüğü duruşmalar
esnasında ortaya çıkmıştı. Soruşturma ve davada kritik ifadeler veren tanıklara
yönelik silahlı saldırılar gerçekleşmiş, Şanal'ın yerine atanan savcı tarafından
yeni operasyonlar düzenlenmişti. Bu soruşturmada uzun süredir herhangi bir
gelişme yaşanmıyor. Savcı Osman Şanal'ın bu soruşturmayı tekrar ele alıp
almayacağı merak ediliyor. Diğer taraftan İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesinde
görülmekte olan 'Islak İmzalı Kaos Planı' davasında, dosyanın Erzincan Ergenekon
dosyası ile birleştirilmesi gündeme gelmişse de yargıtayın skandal müdahalesiyle
Erzincan terör örgütlenmesi davası Yargıtay 11. Ceza Dairesine alındı. Ancak
İstanbul'daki mahkemenin son duruşmada aldığı bazı kritik kararlar, mahkemenin
örgütün Erzincan ayağının peşini bırakmayacağını gösteriyor. Diğer taraftan
Cihaner dosyası halen Erzincan Başsavcılığında. Yargıtay 11. Ceza Dairesi
Cihaner dava dosyasını Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınamadığı
gerekçesiyle Erzincan'a göndermişti. Soruşturma izni alınınca 'görev suçu'
kapsamlı yeni bir iddianamenin hazırlanarak Yargıtay'a gönderilmesi
hedefleniyordu. Ancak bu konuda Erzincan savcılığında şu ana kadar herhangi bir
gelişme yaşanmadı. (Ayrıntılar)
22.05.2011: Cihaner nerede, cemaat kışkırtması orada
'Erzincan'daki cemaatleri silahlandıramayan Cihaner'in yeni bölgesi Denizli mi
olacak' diye sormuştuk, haklı çıktık. İlhan Cihaner'in milletvekili adayı olduğu
Denizli'de cemaat kışkırtması yaşanıyor. CHP Denizli örgütü, İsmailağa
cemaatinin siyasi propaganda yaptığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda
bulundu. Merkez ilçe başkanlığı, cemaat mensuplarının cami cemaatlerine CHP'yi
kötüleyip AK Parti lehine konuşmalar yaptığını iddia etti. Denizli'de CHP ve
derin güçlerin cemaat kışkırtmalarının giderek artacağı ileri sürülüyor.
Erzincan bölgesinde cemaatlere ve özellikle İsmailağa cemaatine karşı faaliyet
yürüten ve onları silahlandırmayı başaramayan Cihaner ve CHP öncülüğündeki derin
güçlerin Denizli bölgesinde de faaliyete geçtiği görülüyor. Hedefte yine
İsmailağa cemaati var. CHP'den aynı gün bir istifa haberi geldi. Denizli
Belediye meclisinin CHP'li bir üyesi Cihaner'e tepki amacıyla istifa etti. (Ayrıntılar)
24.05.2011: Gizli tanık: Cihaner 'terör arttırılmalı' diyordu
Altında Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzası bulunan İrtica ile mücadele eylem
planı belgesine ilişkin davada ifade veren gizli tanık Efe şok açıklamalar
yaptı. 2009 yılında Erzincan'da Balyoz seminerinden daha büyük bir seminer
yapıldığını dile getiren Efe, katıldığı bazı toplantılarda ortamın gerdirilmesi
gerektiği yönünde konuşmalar yapıldığını da ileri sürdü: 'İlhan Cihaner'den
'Terör eylemleri artırılmalı'' şeklinde sözler duyuyordum.' Hanefi Avcı'nın
kendisini arayarak ifadesinden vazgeçmesini istediğini iddia eden Efe,
Erzincan'daki darbe toplantısında Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın da bulunduğunu
ilk defa duruşmada dile getirdi. (Ayrıntılar)
25.05.2011: Cihaner'in derinliğini, gizli tanık da doğruladı
Islak İmza davasının dünkü duruşmasında ifade veren Gizli Tanık 'Efe' şok
açıklamalarda bulundu. Erzincan'da yaklaşık 15 albayın katıldığı bir toplantıda
Albay Dursun Çiçek'i gördüğünü ve kesin şekilde teşhis ettiğini kaydeden Efe,
Konak Mazlum Oteli'nde kalan Çiçek'in kaydı silinemeyince, isim benzerliği olan
1977 doğumlu bir kişinin kimlik bilgileriyle kayıtların değiştirildiğini iddia
etti. Gizli tanığın verdiği bilgilerden, ıslak imzalı komplonun Erzincan'da
uygulanmasında İlhan Cihaner'in başrolde olduğu anlaşılıyor. İlhan Cihaner'in ne
kadar derin bir kişi olduğu, Yargıtay'ın onun davasını skandal şekilde kendi
bünyesine almasında, izlendiğini faksla bildirmesinde, Denizli'den milletvekili
adayı gösterilmesi için YSK'daki üyelerini devreye sokmasıyla anlaşıldı. (Ayrıntılar)
26.05.201: Islak İmza davası Kadir Özbek'e uzanabilir
Islak İmza davasında ifade veren gizli tanığın anlattıkları gündemi sarstı. HSYK
eski Başkanvekili Kadir Özbek'in de Ergenekon örgütlenmesinde yer aldığı, savcı
olan gizli tanığı bilinçli şekilde Erzincan'a tayin ettiği ve İlhan Cihaner'e
yardımcı olması için baskı kurduğu iddia edildi. Hukukçular bu açıklamaların
Kadir Özbek'i de davaya katacağını belirttiler. (Ayrıntılar)
26.05.2011: ŞOK iddia: 9 asker bilerek ölüme gönderildi
Gizli Tanık 'Efe'nin ıslak imza davasında verdiği ifadenin ayrıntıları ortaya
çıktıkça Türkiye sarsılmaya devam ediyor. Cumhuriyet savcılığı yaptığı ortaya
çıkan Efe, istihbarat uyarılarına rağmen 2008'de 1 yarbay ve 8 askerin Erzincan
Kemah'ta pusuya düşürülmesine göz yumulduğuna dikkat çekti. İddiasını somut
delillere dayandıran Efe, 2008 yılında şehit edilen Yarbay Miktad Şamdancı ve 8
askerin kaos için Erzincan Kemah'ta bile bile ölüme gönderildiğini savundu. 'Miktad
yarbayı muhafazakar diye sevmezlerdi. İstihbarat bilgilerine rağmen oraya
gönderildi' dedi. Söz konusu olayla ilgili yapılan araştırmada da dönemin
Erzincan Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu'nun olayda ihmali olduğu ortaya
çıkmıştı. (Ayrıntılar)
27.05.2011: Gizli Tanık Erzincan'ı sarstı
Erzincan'da uygulamaya konulan ıslak imzalı 'AK Parti ve Gülen'i bitirme
planı'nı konu alan davada Ergenekon'un kaos planlarını deşifre eden gizli tanık
Efe'nin ifadeleri şehirde büyük yankı uyandırdı. Efe, dönemin Erzincan
Başsavcısı İlhan Cihaner'in başkanlık ettiği bazı toplantılarda üniversitedeki
Kürt, Alperen ve ülkücü grupların yönlendirilerek, ortalığın karıştırılmasını
istediğini dile getirmişti. Zaman'a konuşan eski Alperen Ocakları Doğu Anadolu
Bölgesi Başkanı Halim Albayrak, 'Jandarma İstihbarat'tan birileri 3. Ordu
Komutanı'nın selamıyla yanımıza geldi. Seçimden önce miting yapın, size her
türlü desteği sağlayacağız diye garanti verdi.' dedi. (Ayrıntılar)
01.06.2011: Şok belge: Cunta TSK'da böyle örgütlendi
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda zemin altına gizlenmiş olarak ele geçirilen
çuvallarca belge içinden, cuntanın Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde nasıl
yapılandığını gösteren şok bir belge de çıktı. '(1)BERECELİ\ÖZEL DOSYALARIM'
isimli belgede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ailesinin fişlenmesine yönelik
çalışma yapacağı için Albay Cemal Temizöz'ün Kayseri'de görevlendirilmesi
isteniyor. Temizöz, 2008'de Kayseri İl Jandarma Alay komutanı yapıldı.
Erzincan'a da önemli atamalar yapılmış: 'Erzincan'da savcılarla uyumlu çalışacak
isim istediler. İl Jandarma'ya S. Yarbay verilecek. Recep Gençoğlu Albay'la
birlikte C.Savcısı'na yardımcı olacaklar.' Kritik atamalardan bir diğeri Albay
Hüseyin Özçoban'ın Konya'ya gönderilmesi. (Ayrıntılar)
17.06.2011: Cihaner davasına devam edildi
Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in, 'görevi kötüye kullanmak
ve imar kirliliğine neden olmak' suçlamasıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde
yargılanmasına devam edildi. Davanın hemen sonuçlanması talebi mahkeme heyetince
reddedildi. (Ayrıntılar)
24.06.2011: Erzincan Darbe Semineri'ne inceleme
Islak imza davasında, Ergenekon'un Erzincan örgütlenmesini aydınlatmaya yönelik
çok sayıda ara karar alındı.. Önceki duruşmalarda dinlenen ve savcı olduğu
öğrenilen gizli tanık Efe'nin Erzincan'da Balyoz'dan daha büyük bir darbe planı
semineri olduğuna ilişkin sözleri, yargılamayı yapan mahkemeyi harekete geçirdi.
3'ncü Ordu Komutanlığı ile 3'ncü Ordu'ya bağlı birimlerde 2009 yılında
gerçekleştirilen plan semineri, iç güvenlik semineri ve yapılan tüm
toplantıların, isimleri, katılımcıları ve tarihleriyle birlikte bildirilmesi
istendi. Gizli tanık Efe'nin, duruşmada Erzincan yapılanmasına ilişkin bazı
fotoğraf ve kamera kayıtlarını Erzurum Başsavcılığına verdiği şeklindeki
ifadesini de dikkate alan mahkeme, bu fotoğraf ile kamera görüntülerinin
istenmesine karar verdi. (Ayrıntılar)
07.07.2011: İsmailağa davası beraatle sonuçlandı
Erzincan Cumhuriyet eski Başsavcısı İlhan Cihaner’in başlattığı ve Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal tarafından ’Cebir ve şiddet kullanarak Anayasal
düzeni ortadan kaldırdıkları’ iddiasıyla soruşturması elinden alınan ’İsmail Ağa
Cemaati’ üyeleri hakkında Erzurum Özel Yetkili 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi karar
verdi. 16 cemaat üyesi, ’Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’
suçundan beraat ederken, ’Yasalara aykırı eğitim kurumu açmak’ suçundan 11
sanığa 5’er ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların daha önce kasıtlı bir
suçtan mahkum olmadıklarını, kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum,
davranışlarını dikkate alarak verilen hapis cezasını 5 yıl süreyle erteledi. (Ayrıntılar)
16.07.2011: Cihaner'in 'görev suçu' davası durdu
Erzincan eski Başsavcısı ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner'in, başsavcı iken
işlediği görev suçlarıyla ilgili Yargıtay'da yargılandığı dava, dokunulmazlık
kazandığı gerekçesiyle durduruldu. Cihaner'in Erzincan Ergenekon Terör Örgütü
üyeliği ile yargılandığı dava ise dokunulmazlık kapsamında olmadığı için devam
edecek. (Ayrıntılar)
01.08.2011: Islak imzaya Büyükanıt-Başbuğ onayı
Komplo operasyonlarını yürütmek amacıyla beş yılı kapsayan 'Bilgi Destek Planı'
isimli belge ilk olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt tarafından
onaylandı. Eylem Planı adıyla güncellenen ve 'ıslak imzalı komplo belgesi'
haline getirilen belgeye ise İlker Başbuğ onay verdi. (Ayrıntılar)
01.08.2011: Tanık: Albayı Erzincan'da karşıladık
Islak imzalı komplo belgesi davasının bugün görülmeye başlanan 21. duruşmasına
gizli tanık 'Munzur' şok iddialarda bulundu. Tutuklu sanıklardan Kurmay Albay
Dursun Çiçek'in Erzincan'a geldiğini ve kendilerinin de Çiçek'i karşıladıklarını
söyleyen Munzur, İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda görevli Şenol Başçavuş'un
kendisine 2 bin TL vererek misafir Çiçek için akşam bir eğlence düzenlemesini
istediğini, bu isteği kendisine ait kafede yerine getirdiğini ifade etti. (Ayrıntılar)
02.08.2011: CHP'nin tanık operasyonu doğrulandı
İnternet andıcı dosyasının birleştirilmesinin istendiği ıslak imza davasının
dünkü duruşmasına gizli tanık 'Munzur'un ifadeleri damgasını vurdu. Planda ıslak
imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in Erzincan'a gitmediğine yönelik iddiasını
yalanlayan Munzur, emekli Org. Ergin Saygun ve Çiçek'in sivil helikopterle
geldiğini, karşılayanların arasında kendisinin de bulunduğunu vurguladı. Daha
önceki ifadesini değiştirmesi karşılığında kendisine 80 bin lira verilmek
istendiğini belirten Munzur, teklifi yapan kişinin yanında dönemin CHP İzmir
milletvekili Ahmet Ersin'in olduğunu söyledi. Munzur'un ikna edilmesi için
İstanbul'da Radikal gazetesi muhabirlerinin de devreye girdiği iddia edilmiş,
buna dair fotoğraflar basına yansımıştı. (Ayrıntılar)
12.09.2011: Andıç davası başladı: Tanıktan şok ifade
Islak imzalı 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' davasıyla birleşen 'İnternet
Andıcı' davasının görülmesine başlandı. Duruşmada gizli tanık 'Ethem' ifade
verdi. Korucu olduğu öğrenilen 'Ethem' ifadesinde bazı askeri yetkililerin
Erzincan bölgesinde PKK'ya yardım ettiklerini iddia etti. Gizli Tanık 'Ethem'in
Erzincan Ergenekon davasında da tanık olarak ifadesi bulunuyor. Tutuklu sanık
emekli albay Dursun Çiçek'in, Ethem'in dinlenmemesi yönündeki talebi mahkemece
reddedildi. 'Ethem', Erzincan Ergenekon davasının da gizli tanıklarından.
Tanıklıklarına başvurulan gizli tanıklar 'Ethem' ve 'Can', ıslak imzalı kaos
planının Erzincan yöresinde uygulanmaya çalışıldığı iddiasını güçlendiren
ifadeler vermişlerdi. 21 Şubat 2010 tarihindeki haberlerde, "Gizli tanıkların
anlatımlarıyla Erzincan'da ülkücülerin alevilere karşı nasıl hareketlendirilmeye
çalışıldığı görülüyor" deniliyor, ayrıntılar veriliyordu. (Ayrıntılar)
14.09.2011: Cihaner'in vekilliği karanlık odada belirlendi
Ergenekon bağlantılı Odatv iddianamesine giren yasal dinleme kayıtları, CHP’nin
Ergenekon sanığı İlhan Cihaner’i Ergenekon baskısı ile milletvekili adayı
yaptığını ortaya koyuyor. 20 Ocak 2011 tarihli ses kaydında, Soner Yalçın ile
A.A. isimli bir şahıs arasında, Cihaner’in vekil yapılması için bir konuşma
geçiyor. Ardından Odatv’de, 'Cihaner simgedir, vekil yapılmalıdır' şeklinde bir
yayın yapılıyor. Bu yayından 4 saat 32 dakika sonra ise, daha önce vekil adayı
yapılmayan Cihaner, Kılıçdaroğlu tarafından apar-topar Denizli 2. sırada aday
gösteriliyor. (Ayrıntılar)
22.09.2011: 3. Ordu seminer listesi mahkemede
Genelkurmay Başkanlığı, Ergenekon kapsamındaki ıslak imza davasına bakan
mahkemenin isteği üzerine, 2009 yılında 3. Ordu Komutanlığı ve alt birimlerinde
yapılan plan seminerlerinin listesini İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderdi. Islak imzalı belge davasında geçtiğimiz günlerde ifade veren
gizli tanık Efe, 2009 yılında Erzincan'da Balyoz'dan daha büyük bir plan
semineri yapıldığı şeklindeki iddiada bulunmuştu. (Ayrıntılar)
26.09.2011: Bebek düşüren anne Cihaner'den şikayetçi
CHP milletvekili ve Ergenekon sanığı İlhan Cihaner'in, kamuoyuna 'bebek düşüren
soruşturma' olarak yansıyan Erzincan'daki operasyonu sırasında 5 aylık hamile
olduğu ikizlerini kaybeden anne, dönemin yetkili ve görevlilerinden şikayetçi
oldu. Sorumluların bulunmasını isteyen Sünbül Gündoğdu, 'Hamile olduğumu
söyledim, karnımı aradılar' dedi. Gündoğdu, şikayet dilekçesini Erzincan
Adliyesi'ne verdi. (Ayrıntılar)
01.11.2011: HSYK: Cihaner yargılanmalı
Cihaner'le ilgili kritik karar.. HSYK, eski Başsavcı ve CHP milletvekili İlhan
Cihaner'in, Erzincan Ergenekon davası kapsamında, ıslak imzalı 'İrtica ile
Mücadele Eylem Planı' çerçevesindeki faaliyetleri nedeniyle yargılanması
gerektiğine karar verdi. Kararı oy çokluğuyla alan HSYK, Cihaner hakkında
iddianame hazırlanması için Erzincan’a en yakın başsavcılık olan Tunceli
Cumhuriyet Başsavcılığı’na dosyayı gönderdi. Hazırlanacak iddianame sonrası
mahkemece yargılanmasına karar verilirse Cihaner'in dosyası Yargıtay'a
gönderilecek. Cihaner yargılanması gerektiğine dair HSYK kararına sert tepki
gösterdi: "Bunun adı ortaçağa dönüştür. Bunun adı engizisyondur." (Ayrıntılar)
17.01.2012: Tunceli'den Cihaner'e şok: Yeniden yargılanacak
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan Başsavcılığı sırasında, 'İrticayla
Mücadele Eylem Planı' çerçevesinde faaliyet gösterdiği iddiasıyla Yargıtay'da
yargılanacak. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, Cihaner'in milletvekili
dokunulmazlığının terör suçu için geçerli olmadığına karar vererek dosyayı
Yargıtay'a gönderdi. (Ayrıntılar)
Erzincan'da savcı Cihaner ve Jandarma'nın 'ıslak imza' operasyonları
Ergenekon soruşturmasını akamete uğratma girişimleri
Abdullah Harun, (18 Şubat 2010), son günc.: (17 Ocak 2012)
|