Ergenekon´da inceleme kapsamına alınınca İsmailağa Cemaati´ni hedef alan büyük bir soruşturma başlatan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in, soruşturmayı tam 2 yıl Adalet Bakanlığı´ndan gizlediği ve illegal bir biçimde yürüttüğü, polis bölgesinde bulunan şüphelilere yönelik arama, el koyma, ifade alma gibi tüm işlemleri jandarmaya yaptırdığı ortaya çıktı. Savcı İlhan Cihaner´in İsmailağa soruşturmasını 2009´da birden resmileştirmesi ve illegal biçimde, polis yerine jandarma aracılığıyla delil toplamaya çalışmasının altında, zaten çok yakında hakkında Ergenekon soruşturması yürütüldüğünün ortaya çıkacağını düşünerek tıpkı Sincan Hakim Osman Kaçmaz´ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ü işin içine karıştırmasında olduğu gibi Ergenekon soruşturmasına karşı ´ön alma´ taktiği izlediği şüphesi giderek güçleniyor.
Ergenekon´un karşısına çıkarılmak istenen soruşturma iki yıl gizlenmiş
Ergenekon´da inceleme kapsamına alınınca İsmailağa Cemaati´ni hedef alan büyük bir soruşturma başlatan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in, soruşturmayı tam 2 yıl Adalet Bakanlığı´ndan gizlediği ve illegal bir biçimde yürüttüğü, polis bölgesinde bulunan şüphelilere yönelik arama, el koyma, ifade alma gibi tüm işlemleri jandarmaya yaptırdığı ortaya çıktı. Savcı İlhan Cihaner´in İsmailağa soruşturmasını 2009´da birden resmileştirmesi ve illegal biçimde, polis yerine jandarma aracılığıyla delil toplamaya çalışmasının altında, zaten çok yakında hakkında Ergenekon soruşturması yürütüldüğünün ortaya çıkacağını düşünerek tıpkı Sincan Hakim Osman Kaçmaz´ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ü işin içine karıştırmasında olduğu gibi Ergenekon soruşturmasına karşı ´ön alma´ taktiği izlediği şüphesi giderek güçleniyor.
Hakkında Ergenekon kapsamında inceleme başlatılan bazı hakim ve savcılar ´ön alma´ taktiği mi izliyor?
2008 yılında çok sayıda hakim ve savcı hakkında Ergenekon soruşturması kapsamında mahkeme kararlarıyla teknik takip başlatılmıştı. Muhtemelen bu soruşturma içerisinde yer aldığını öğrendiği için Sincan 1. Ağır Ceza hakimi Osman Kaçmaz telefonlarının dinlenmemesi için adliyedeki odasına jammer cihazı koymuş, başka hakim ve savcıların başvurmadığı bu korunma yöntemi kamuoyunda merakla karşılanmıştı. Ardından çok geçmeden Hakim Osman Kaçmaz bir kişinin başvurusu üzerine verdiği kararla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ü kayıp bir trilyon davasında şüpheli olarak kayıtlara geçirterek yargılanması gerektiğine hükmetmişti. Hukuk çevrelerinde deprem etkisi yapan bu karar siyasi bulunmuş, hakkında anayasada yargılanamaz hükmü bulunan cumhurbaşkanının şüpheli sıfatıyla küçültülerek yargılanmak istenmesi toplumda büyük bir tepkiye yol açmış, devreye giren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı vermişti. Osman Kaçmaz´ın çılgınca girişiminin sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında 2008´de soruşturma başlatıldığını öğrenen Kaçmaz´ın teknik takipten kaçmak ve ilişkilerini gizlemek için bir taraftan odasına jammer cihazı koyduğu, diğer taraftan da Cumhurbaşkanı Gül hakkında çılgınca bir girişimde bulunarak kendisi hakkında çok daha önce başlatılmış Ergenekon incelemesinin Gül kararına misilleme olduğu izlenimini vermeyi amaçlayan bir ´ön alma´ taktiği yürüttüğü izlenimi giderek netleşiyor. Hakim Osman Kaçmaz´ın Ergenekon sanıklarına ve özellikle Kemal Kerinçsiz´e abartılı hayranlığı iddianameye de yansımıştı. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Hakkı Yalçınkaya´nın da Kemal Kerinçsiz´e hayranlığı ´Abi bir emriniz var mı?´ sözüyle ve Ergenekon soruşturmasını yakından ilgilendiren bazı gelişmelerdeki tavırlarıyla medyaya yansımıştı. Ergenekon konusunda kitap yazan yazar Zihni Çakır hakkında verdiği mahkumiyet kararı ve Ergenekon´u öven gerekçeli kararı, Kerinçsiz´in, Dink hakkında 301. madde kapsamında suç duyurusunda bulunması ve her duruşma öncesi Şişli Adliyesi´nin önünde gösteri yapması, Hakim Yalçınkaya´nın, Hrant Dink´in yargılandığı 301 davasına bakan hakimler arasında yer alması, Dink´in öldürülmesinin ardından Yalçınkaya´nın, Agos Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Arat Dink ve İmtiyaz Sahibi Serkis Seropyan´ın 301. maddeden yargılandıkları davaya da bakması ve sanıklara gerekçeli kararı çok ses getiren hapis cezaları vermesi.. 2008´de çok sayıda hakim ve savcı hakkında Ergenekon kapsamında başlatılan teknik takip ve incelemelerin sebebinin de Ergenekon sanıklarıyla bu tür sıradışı ilişkiler olduğu tahmin ediliyordu. Hakkında muhtemelen benzer şekilde Ergenekon sanıklarıyla ilişkileri sebebiyle inceleme başlatılan Savcı İlhan Cihaner´in de İsmailağa soruşturmasını 2009´da birden resmileştirmesi ve illegal biçimde, polis yerine jandarma aracılığıyla delil toplamaya çalışmasının altında, zaten çok yakında hakkında Ergenekon soruşturması yürütüldüğünün ortaya çıkacağını düşünerek kendisinden İsmailağa soruşturması sebebiyle intikam alındığını göstermeyi amaçlayan ´ön alma´ taktiğinin bulunduğu şüphesi giderek güçleniyor.
Cihaner´e yönelik inceleme HSYK´da ele alınacak
Ergenekon´da inceleme kapsamına alınınca 16 şehirde İsmailağa Cemaati´ni hedef alan bir soruşturma başlatan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in, söz konusu soruşturmayı tam 2 yıl Adalet Bakanlığı´ndan gizlediği ve illegal bir biçimde yürüttüğü tespit edildi. Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından yürütülen soruşturma sonucunda Başsavcı Cihaner hakkında hazırlanacak olan dosya, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu´nda (HSYK) ele alınacak. Savcı Cihaner hakkında soruşturulan konuların bir bölümü şunlar:
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü´nün 01.01.2006 tarih ve 6 sayılı genelgesi gereği örgütlü suçlar soruşturulurken form doldurularak derhal Adalet Bakanlığı´na bilgi veriliyor. 2007´de başlatılan soruşturma evrakı ise 2009 yılında bildirildi.
Cihaner, soruşturmayı Erzincan Adliyesi´nde görevli herhangi bir savcıya havale etmek yerine teamüllere aykırı olarak soruşturmayı bizzat yürüttü ve tarafsızlığını kaybetti.
Cihaner, İsmailağa ile ilgili soruşturmada yetkisini aşarak Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı´na bağlı olan Erzurum, Van, Kelkit, Iğdır, Bayburt, Doğubeyazıt, Kars, Aşkale, Sarıkamış, Gümüşhane gibi birçok yere talimatlar yazdı. Birçok kişinin evlerinde arama yapılmasını ve gözaltına alınan kişilerin Erzincan´a getirilmelerini istedi.
İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatlerine mensup kişileri Hizbullah ve İBDA-C üyesi gibi göstererek telefonlarını dinletti.
Kemah ilçesindeki Medine Vakfı´nın şubesinde arama yapılması talebi üzerine Kemah Savcılığı arama yapılması için emniyete yazı yazdı. Buna rağmen Cihaner şehir merkezindeki aramayı jandarmaya yaptırdı.
Şüpheli olarak gösterilenlerin önemli bir bölümü emniyet bölgesinde bulunmasına karşın arama, el koyma, ifade alma gibi tüm işlemleri jandarmaya yaptırıldı.
Cihaner´in yazışma üslubu Adalet Bakanlığı´nın soruşturmasına konu oldu. Müfettişler Cihaner´in Erzincan Valiliği ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine yönelik küçültücü yazılar yazdığını belirleyerek, soruşturma evrakına ekledi. ( Yenişafak)
Deniz Feneri tutmadıysa alın İsmailağa yeterki Ergenekon bitsin
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında başlatılan idari soruşturmanın nedeninin savcının İsmailağa Cemaati´ne soruşturma açması değil, Ergenekon´la ilgili olduğu ortaya çıkmıştı. Adalet Bakanlığı´nca yapılan açıklamada ´Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki inceleme ve soruşturmaların, bazı basın yayın organlarında yer verilen soruşturmayı başlatmasıyla bir ilgisi bulunmamaktadır´ deniliyordu. Yine Cumhuriyet Başsavcısının da aralarında bulunduğu bir kısım hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında 2008 yılında başlatılan bir inceleme ve soruşturma kapsamında yapılan teknik takibin de yetkili mahkemeler ve hakimler tarafından verilmiş yasal karar olduğu belirtilmişti. Savcı Cihaner´in, Albay Dursun Çiçek imzalı Darbe Andıcı´nı Erzincan´da uygulamaya koyduğu iddia ediliyordu. Benzer şekilde soruşturma açılan hakimlerden birisinin de Sincan 1. Ağır Ceza hakimi Osman Kaçmaz olduğu ortaya çıkmış, mahkeme kararıyla 2008´de başlatılan incelemelerde Kaçmaz´ın Ergenekon örgütüyle bağlantısını gösteren dinleme kayıtlarının elde edildiği ve buna dayanarak Sincan mahkemesine gelen müfettişlerin inceleme yaptığı ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri birkaç haftadır Erzincan ve Erzurum bölgesinde İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma haberlerini manşetten veriyor ve cemaatin üzerine gidilmediğini, hükümetin müdahalesiyle soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını, şüpheli sayısı başlangıçta fazla iken sonradan azaltıldığını iddia ediyor. Ergenekon davasını pasifize edebilmek için Deniz Feneri davasını sürekli gündeme taşımalarıyla dikkati çeken Ergenekon medyasının yeterli etkiyi uyandıramaması ve hükümetin ´Deniz Feneri soruşturması´ da sonu nereye giderse gitsin sürdürülsün açıklamaları ve bu soruşturmanın Ergenekoncu çevrelerin çok güvendiği Yargıtay Başsavcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülüyor olması sonrası şimdi başka bir soruşturmayı Ergenekon davasının karşısına çıkarmaya çalıştığı, Ergenekon soruşturma ve davasının aslında siyasi olduğunu göstermeye çabaladığı açıkça görülebiliyor.
Abdullah Harun
(01 Eylül 2009, 12:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Erzincan´da savcı İlhan Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Haklarından 2008´de soruşturma başlatılan hakim ve savcılar manşetlerimiz
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Kontrgerilla Medyası