Fetullah Gülen'in yıllardır yaşadığı ABD'den Türkiye'ye dönmemesinin nedenleri giderek belirginleşiyor: Yürütülen iki büyük soruşturma.. Gülen'in bu soruşturma savcılarını görevden aldırma girişimlerinin ve olası diğer tüm çabalarının 12 Ekim'deki HSYK seçimleri sonucunda tam bir akamete uğramış olması.. Yargının paralel yapı tehlikesi karşısında birleşmiş olması.. Kendisiyle bağlantılı olduğu ileri sürülen polislere açılan çok sayıda diğer dava ve soruşturmalar.. Aleyhindeki çok sayıda suç duyurusu.. Gülen'in yaptığı karşı suç duyurularının takipsizlikle sonuçlanmaya başlaması.. Bu takipsizlik kararlarının yüzlerce yeni davayı getirme olasılığının belirmesi.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gülen yapılanmasına karşı tavrını hiç yumuşatmaması.. Paralel yapı tehlikesinin 1990'lı yılların sonunda da gündeme geldiğinin ve dolayısıyla bir hükümet sorunu değil devlet sorunu olduğunun tüm kesimlerce farkedilmiş olması.. İşte tüm bu ve sayılabilecek belki başka gelişmeler karşısında Fetullah Gülen'in ABD'den Türkiye dönme konusunu aklının kenarından bile geçirmediği, gelmesi durumunda derhal gözaltına alınıp tutuklanacağı korkusu yaşadığı ileri sürülüyor. Oysa İran lideri Humeyni'nin ülkesine dönmesinde olduğu gibi Gülen'in de Türkiye'ye gösterişli bir karşılama töreniyle dönme hazırlıkları yaptığı yakın dönemde gündeme gelmiş, hatta kalması için yapılan Ankara Gölbaşı'ndaki muhteşem malikanenin ayrıntıları medyaya yansımıştı.
08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önce tedavi olmak gerekçesiyle 1999'da gittiği ABD'de yaşamını sürdürüyor. Açılan o davadaki beraat kararının 2007 yılında Yargıtay tarafından da onanması üzerine Türkiye'ye geri dönmesi için hiç bir hukuki engelin kalmadığı dile getirilmiş ve defalarca geri dönmesi için çağrılar yapılmıştı. Son çağrılardan biri bir kaç yıl önce bizzat Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilmişti. O günler, paralel yapı tartışmalarına da çok uzaktı. Ancak en üst düzeyden gelen tüm bu çağrılara rağmen Gülen Türkiye'ye dönmedi.
Kamuoyunda buna bir anlam verilemiyordu. Kimi yorumcular Gülen'in açılabilecek yeni davalardan çekindiğini, kimileri de Gülen'in şartların daha da olgunlaşmasını beklediği ve tıpkı İran lideri Humeyni'nin 1979'daki devrim sonrası İran'a dönmesinde olduğu gibi şaşaalı bir törenle Türkiye'ye dönmeyi hesapladığını dile getiriyorlardı.
ÇANKAYA KÖŞKÜ'NDEN YÜKSEĞE YAPILAN MALİKANE
Paralel yapı tartışmalarının hemen öncesindeki aylarda basına da yansıyan haberlerde Ankara Gölbaşı'na bağlı İncek semtinde 11 ay önce (2012'nin sonuna doğru) temeli atılan ve 14 bin metrekarelik arazi üzerinde yükselen dev bir malikâneden bahsediliyordu. Ruhsatı cemaate çok yakın işadamı Akın İpek'e ait olan malikânenin Türkiye'ye dönme planı yapan Gülen için inşa edildiği iddia ediliyordu. Malikane için 1 Ekim 2013'te Gölbaşı Belediye İmar Müdürlüğü'nden alınan ve maliyeti yüksek, büyükelçilik ve vali konaklarına özel verilen V sınıfı A grubu (V-A) inşaat ruhsatı, malikânenin diplomatik merkez ya da saray olabileceği ihtimalini güçlendiriyordu. Ankara'da imara açık en yüksek noktada olan arsa, bin 100 metre rakımda bulunurken malikânenin arsası Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden daha yüksekte bulunuyordu.
Bu malikane haberinin ardından Gülen'in Türkiye'ye dönmesi hususu medyada tartışılmaya başlandı. Ancak kısa süre sonra hükümetin dersanelerin kapatılma kararını alması ve bir kaç hafta sonra da hükümete yönelik 17 Aralık soruşturmasının başlatılması bütün planları değiştirmiş görünüyor.
Cemaat tabanlı paralel devlet yapılanması tartışmalarının 17 Aralık süreciyle birlikte başlaması ve en şok edici iddiaların bizzat Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilmesinin Gülen'in dönüş planını bozduğu anlaşılıyor.
YÜZLERCE DAVA AÇTI, ADININ GEÇMEDİĞİ HABERLERE BİLE
Paralel yapılanmayı eleştiren hemen her basın haberine Fetullah Gülen avukatları aracılığıyla dava açtı. Paralel yapılanmayı hedef alan suç duyurularını yapan vatandaşlar ile açıklama yapan siyasiler de adeta istisnasız Gülen'in karşı suç duyurusu ile karşılık gördü. Öyle ki, Gülen tarafından açılan davaların sayısının aylar önce 1000'i aştığı basında dile getirilmişti. Son sayının ne olduğu merak ediliyor. Bu davalardan bazılarının kabul edilerek Gülen lehine tazminat ve ceza ile sonuçlandığı, çoğunun ise reddedildiği biliniyor.
Örneğin sonuçlanan son dava, Gülen'in Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası oldu. Fetullah Gülen'in, bazı gazetelerde yer alan bir röportajında kendisine iftirada bulunduğu iddiasıyla eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi. Dava dilekçesinde, İşler'in bazı gazetelerde yer alan "Karanlığın arkasındaki çete, cemaat bitmiştir" başlıklı röportajında Gülen'in "Kişilik haklarına saldırdığı" ileri sürülerek, 50 bin lira manevi tazminat talep ediliyordu. Mahkeme davanın reddine karar verdiğini açıkladı.
Bu dava dediğimiz gibi 1 yılı doldurmaya yaklaşan 17 Aralık paralel yapı tartışmaları sürecindeki sadece son örneklerden biri oldu. Hemen hergün basına bir başka davayla ilgili gelişmeler yansıyor.
Ve bu noktada Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı hukukçulara dayandırdığı haberinde ilginç bir olasılıktan bahsetti. Pazarcı, Fethullah Gülen'in suç duyurusuyla açtırdığı davalarda hakkında takipsizlik kararı verilenlerin karşı suç duyurusunda bulunabileceğini yazdı. Yazar, bu görüşüne dava açma hakkının bir baskı aracı olarak kullanılmaması için getirilen ve “İftira Suçunu” düzenleyen TCK'nin 267. Maddesi’nin birinci fıkrasını gösterdi.
Gerçekten de Pazarcı'nın yazısında dile getirdiği gibi Gülen, içinde kendi adı geçmeyen cemaatle ilgili her haber ve gelişmeye karşı hemen dava açmakta. Öyle ki, kendisi hakkında suç duyurusu yapanlara karşı aynı gün hemen karşı suç duyurusunda bulunuyor. Kendisiyle ilgili dile getirilen şikayet ve delillerin doğruluğunu araştırmak için bile bir süre gerekirken bu yapılmıyor. Bunun en büyük delili de, Gülen'in şikayet dilekçelerinde hedef şahsı sadece kısaca şikayet etmek ve kendisine iftira edildiğini belirtmek ile yetinmesi oluyor. Aleyhinde sunulan somut delillere dair bir açıklama ve savunma getirmiyor. Bu nedenle Gülen'in bu karşı suç duyuruları yapmaktaki amacının, kendisi hakkında gelebilecek başka suç duyurusu ve şikayetlerin önüne geçmek, göz korkutmaya çalışmak olduğu ilk günlerden beri dile getirilen bir değerlendirme oldu.
GÜLEN: BENİ SORUŞTURAN SUÇ İŞLER!
Bu değerlendirmeyi haklı kılan şok edici ve skandal bir girişim daha geldi. Fetullah Gülen'in paralel yapılanmaya karşı en büyük soruşturmayı yürüttüğü ortaya çıkan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına karşı harekete geçtiği ortaya çıktı. Hem avukatı aracılığıyla soruşturma savcısını HSYK'ya şikayet etti ve görevden alınmasını istedi, hem de 30 ilin savcılığa dilekçeyle başvurarak "Ankara savcılığının talimatlarını uygulamayın, paralel örgütü soruşturmayın. Masum kişilerin soruşturulması suçtur" konulu gözdağı niteliğinde suç duyuruları yaptı. Ancak Gülen'in beklediğinin tam aksi gerçekleşti. Suç duyuruları o illerin savcılığınca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi ve paralel yapı iddialarını güçlendiren bir delil olarak dosyaya girdi.
MAHKEMEDEN 'YURTDIŞI' VURGUSU
Aleyhinde gelişen bu şikayet, soruşturma ve gazete haberleri fırtınasının önüne geçebilmek için Gülen'in sergilediği çaba mahkemeleri bile isyan ettirdi. Öyle ki, Gülen'in şikayetine tazminat talebine bakan bir mahkeme yurtdışında ikameti olması ve yazışmalarda kendisine ulaşma güçlüğü nedeniyle, açtığı dava için Gülen'in 5bin TL teminat yatırması gerektiğine hükmetti. Emsal hale gelmesi beklenen kararda Gülen'in yurtdışında olmasına vurgu yapılmış olması bir anlamda çok dikkat çekiciydi.
Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının dava açmasına” ilişkin kanun maddesi uyarınca Gülen’in yargılama giderleri teminatı yatırmasına karar verdi. Hukukçular bu gelişme üzerine, “Gülen’in Türkiye’de mutad adresi yok. Kanunun maddesi açık. Gülen’in, açtığı bütün davalarda teminat yatırması gerekecek. Hakimler HMK gereği, Gülen’den teminat istemek zorundalar” değerlendirmesini yaptı.
GÜLEN'İ KORKUTAN GELİŞMELER
Sonuç olarak;
-"Gülen liderliğindeki paralel devlet yapılanması" konulu İstanbul ve Ankara'da iki büyük soruşturmanın yürütülüyor olması..
-Gülen'in bu iki soruşturma savcısını görevden aldırma girişimlerinin ve olası diğer tüm çabalarının 12 Ekim'deki HSYK seçimleri sonucunda tam bir akamete uğramış olması. Yargının paralel yapı tehlikesi karşısında birleşmiş olması..
-Gülen'in aleyhindeki haberler için açtığı davalarda mahkemelerin ret kararı vermesi. Ret gerekçelerinde, 'basının, somut verilerden yola çıkarak bir dereceye kadar abartıya da kaçarak yorum ve eleştiri yapmasının engellenmemesi gerektiğinin' belirtilmesi..
-Gülen'in açtığı diğer davaların da çoğunlukla takipsizlikle sonuçlanmakta oluşu..
-Gazeteci Emin Pazarcı'nın dile getirdiği gibi takipsizlik kararlarının Gülen aleyhinde yüzlerce karşı davanın açılma olasılığını getirmesi..
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gülen yapılanmasına karşı tavrını hiç yumuşatmaması, kararlılığını sürdürmesi..
-Paralel yapı tehlikesinin AK Parti'den önce de davalara konu olduğunun farkedilmesi.. Suikast sonucu hayatını kaybeden akademisyen Yazar Prof. Necip Hablemitoğlu'nun 17 Aralık sonrası dönemde paralel yapı tartışmalarıyla ortaya çıkan somut bilgileri adeta 90'lı yılların sonunda görmüş ve dile getirmiş olması.. Bu açıdan paralel yapı tehlikesinin bir hükümet sorunu değil bir devlet sorunu olduğunun tüm kesimlerce farkedilmiş olması..
İşte tüm bu ve sayılabilecek belki başka gelişmeler karşısında Fetullah Gülen'in ABD'den Türkiye dönme konusunu aklının kenarından bile geçirmediği, gelmesi durumunda derhal gözaltına alınıp tutuklanacağı korkusu yaşadığı, hatta ABD'de bile kalmasının giderek zorlaştığını düşündüğü ve güvenli bir üçüncü ülkeye gitme planları yaptığı dile getiriliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(08 Kasım 2014, 13:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: