Van'da, 15 Temmuz sonrası suç duyurusu üzerine açılan davada Fetö şok mangası tarafından okulu bıraktırmak için müştekiye işkence uyguladığı ve topuklarını kırdığı ileri sürülen Naki Sarıkavak beraat etti. Ancak itiraz üzerine dosyayı inceleyen istinaf mahkemesi, sanığın Bylock kaydı ile FETÖ'cülerle arasındaki bağlantıya atıf yaptı. Mahkeme ayrıca, yerel mahkeme tarafından müştekinin topuklarının kırıldığı dönem hastaneden aldığı raporun da dosyada yer almadığını bozma kararına gerekçe gösterdi. Dava yerel mahkemede tekrar görülecek.
01.12.2022 10:30 Van'da, 15 Temmuz sonrası suç duyurusu üzerine açılan davada Fetö şok mangası tarafından okulu bırakturmak için müştekiye işkence uyguladığı ve topuklarını kırdığı ileri sürülen Naki Sarıkavak beraat etti. Ancak itiraz üzerine dosyayı inceleyen istinaf mahkemesi, sanığın Bylock kaydı ile FETÖ'cülerle arasındaki bağlantıya atıf yaptı. Mahkeme ayrıca, yerel mahkeme tarafından müştekinin topuklarının kırıldığı dönem hastaneden aldığı raporun da dosyada yer almadığını bozma kararına gerekçe gösterdi. Dava yerel mahkemede tekrar görülecek.
7 Kasım tarihinde basına yansıyan gelişmeye göre, Merve Nayır Alagöz'ün en büyük hayali subay olmaktı. 2009 yılında girdiği Kara Harp Okulu'nda FETÖ'cülerin şok mangasına alındı. FETÖ'cü komutanı topuklarını kırarak, kopya kumpası kurarak Merve Nayır Alagöz'e okulu bıraktırdı. 15 Temmuz'dan sonra bu kişi hakkında dava açtı. Ancak ortadaki delilere rağmen mahkeme sanık Naki Sarıkavak hakkında işkence ve FETÖ'den beraat kararı verdi. İstinaf mahkemesi ise bu kararı bozarak Naki Sarıkavak'ın yeniden yargılanmasını istedi.
Merve Nayır Alagöz uzun yıllardır hayalini kurduğu Kara Harp Okulu'na 2009 yılında girdi. Ancak o dönem her yeri ele geçiren FETÖ'cüler Harbiye'de de köşe başlarını tutmuşlardı. Kendinden olmayanları şok mangalarına alarak, eğitim adı altında işkence yaparak okulu bırakmaları için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Onlardan olmayanlardan birisi de Merve Nayır Alagöz'dü. İzmir Menteş'teki intibak kampında takım komutanı tarafından şok mangasına alınarak kendi ifadesiyle işkenceye uğradı. Adına eğitim denilen bu işkencede Takım Komutanı Naki Sarıkavak, Merve Nayır Alagöz'ün topuklarını kırdı. Hastaneye gitmesine bile izin vermediler, daha sonra ailesiyle birlikte gittiği hastanede ayak
topuklarının kırıldığını öğrendi. Merve Nayır Alagöz'ün topukları kırıldıktan sonra, ayakları uzun süre alçıda kaldı.
KOPYA KUMPASI
Merve Nayır Alagöz inatçıydı. Koltukaltı değneklerle FETÖ'cülere rağmen okuluna
devam etti. Son sene gelmişti. Artık okulu bitireceğine kesin gözüyle bakıyordu.
Hatta teğmen fotoğraflarını bile çektirmişti. FETÖ'cüler boş durmadı, son
sınavında Merve Nayır Alagöz'ün kopya çektiğini öne sürerek hakkında tutanak
tuttular. Merve Nayır Alagöz daha fazla dayanamadı ve gözyaşları içinde ayrılış
dilekçesini vererek bu 'şanlı yuva'yı bırakma zorunda kaldı.
Ayrılırken kendisine bunu yapanlarla hukuk önünde hesaplaşacağı günlerin
gelmesini bekledi ve bir isimi hiç unutmayacaktı: Naki Sarıkavak!
BEKLEDİĞİ GÜN GELMİŞTİ
15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün TSK içindeki yapılanmasına yönelik birçok dava
açıldı. Merve Nayır Alagöz'de Naki Sarıkavak hakkında suç duyurusunda bulundu.
15 Temmuz sırasında Van Tuşba İlçe Jandarma Komutanı olduğu için Naki Sarıkavak
hakkındaki dava Van'da açıldı.
DELİLERE RAĞMEN BERAAT KARARI
Merve Nayır Alagöz, kendisine bunları yapan Naki Sarıkavak'ın cezasını
çekeceğinden emindi. Mahkemeye ifadesini de verdi. Dosyada Naki Sarıkavak'ın
FETÖ'cülerle bağlantıları, Bylock kullandığı delilleriyle anlatılıyordu. Kara
Harp Okulu'nda şok mangası adı altında yaptığı işkenceler de tanık ifadeleriyle
dosya içinde yer aldı. Buna rağmen Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi 2022 yılının Mart ayında Naki
Sarıkavak'ın silahlı terör örgütü üyesi olma ve işkence yapmak suçundan
beraatine karar verdi.
İSTİNAF YEREL MAHKEMENİN KARARINI BOZDU
Duruşma savcısı yerel mahkemenin verdiği bu karara itiraz ederek, kararı istinaf
mahkemesine taşıdı. Dosyayı inceleyen Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi
yerel mahkemenin verdiği beraat kararını 21 Ekim tarihinde bozarak dosyayı
tekrar geri gönderdi. 2. Ceza Dairesi Naki Sarıkavak aleyhine verdiği kararda
sanığın Bylock kaydına ve FETÖ'cülerle arasındaki bağlantıya atıf yaptı. Üst
mahkeme, yerel mahkeme tarafından Merve Nayır Alagöz'ün topuklarının kırıldığı
dönem hastaneden aldığı raporun da dosyada yer almadığını, raporun da hastaneden
istenmesine karar verdi.
'ÜNİFORMALARIMI AĞLAYA AĞLAYA TESLİM ETTİM'
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu subayların baskısı ve işkencesi nedeniyle
Kara Harp Okulunu 4. sınıfta bırakan 25 yaşındaki Merve Nayır, en büyük hayali
olan askerlik mesleğinden ayrılmaya zorlayanlarla yargı önünde hesaplaşmak
istediğini ve başına gelenleri 15 Temmuz darbe girişiminden hemen medyaya
anlatmıştı. Nayır, yaptığı açıklamada, asker olma isteğinin daha ortaokulda
başladığını, bunun kendisi için 'çocukluk hayali' olduğunu söylemişti.
Asker bir babanın kızı olarak büyüdüğünü ve sadece üniformaya aşık olduğu için
bu mesleği seçmediğini dile getiren Nayır, 'Belli bir disiplin içerisinde ve
vatan, millet sevgisini ön planda tutarak büyüdüm.' ifadelerini kullandı.
'BİR DAMLA SU BİLE İÇEMİYORDUK'
Nayır, 2009 senesinde Kara Harp Okuluna girdiğini, okula başladıktan sonra
intibak eğitimi için İzmir'in Menteş ilçesine götürüldüklerini kaydederek,
burada eğitimin ikinci günü, kendisi gibi seçilmiş bir grup öğrenciyle birlikte
şok mangasına alındıklarını belirtti.
Şok mangalarında çok zorlu eğitime tabi tutulduklarını, diğer öğrencilerin uygun
adımla gittikleri yerlere 'yat-kalk' yaptırılarak süründürülerek
götürüldüklerini aktaran Nayır, 'Burada çok fazla fiziksel ve psikolojik şiddete
maruz kaldım. En çok baskıyı da o mangalara yapıyorlardı. Biz sabah içtimalarına
tam teçhizat katılıyorduk. Mataralarımız ağzına kadar doluydu. İzmir'de 40
derece sıcağın altında eğitimler yaparken gözümüzün önünde o sular yerlere
dökülüyordu. Bir damla su bile içemiyorduk. Ben bu eğitimlere başlamadan önce 56
kiloydum. Bu intibak eğitimi yaklaşık 28 gün sürdü ve bu süre sonunda 40 kiloya
kadar düştüm.' diye konuştu.
'BİZİ YEMİN TÖRENİNE ÇIKARMADILAR'
Nayır, bu eğitimler sırasında ayağının zedelendiğini, izin talebinde bulunduğu
takım komutanlarının ise olumsuz yanıtıyla karşılaştığını söyledi.
Bütün bu yapılanların 'gizli' şekilde üst komutanlardan saklanarak yürütüldüğünü
anlatan Nayır, şöyle devam etti:
'28 günlük eğitimimiz bitti ve bizi yemin törenine çıkarmadılar. Ailem beni
törende izlemeye geldiğinde komutanlarımızın emriyle deniz nöbeti tuttuk biz.
Yemin töreninin ardından annem ile birlikte askeri hastaneye gittik. Doktor bize
iki ayak topuk kemiklerimin de kırıldığını söyledi. İki ayağım dizlerime kadar
alçıya alındı. Daha yeni askeri öğrenci olmanın sevincini yaşıyordum. 'Acaba bu
şekilde devam edebilir miyim?' diye travma da yaşadım. Okula 45 gün sonra
başladım ve okul içerisine değnekle gezdiğim günleri hatırlıyorum. O kadar aşkla
bağlanmıştım bu mesleğe.'
'AĞZIMIZLA KUŞ TUTSAK ONLARIN GÖZÜNDE SUBAY OLAMAYACAKTIK'
Nayır, zaman zaman kendisine hakaret ve baskılar yapıldığını, takım
komutanlarının, kendisinin de aralarında bulunduğu bazı kişilere 'mimlenmiş'
olarak baktığını ifade ederek, şunları dile getirdi:
'Hep belirli kişiler üzerine oynanıyordu. Bizden, 'alt sınıflar üzerinde çete
kurduk' diye savunma aldılar. Ona bile cevap veremedik. Bu yüzden birçok kez
savunma verdik. Biz sevilmeyen ve hor görülen tiplerdik. Ağzımızla kuş tutsak
onların gözünde subay olamayacaktık. Bunu her seferinde dile getiriyorlardı.
Sürekli, 'Er ya da geç bu okuldan atılacaksın, boşuna uğraşma', gibi ifadelerle
karşı karşıyaydık. Her yönden elimizi kolumuzu bağladıklarını düşünüyordum.'
'O ÜNİFORMALARI VATAN HAİNLERİNE EMANET ETTİK'
Nayır, son senesine girdiğinde ise her şeye rağmen artık mezun olabileceğine
inanmaya başladığını ancak FETÖ'ye yakın öğrencilerin 4 senede 'yata yata'
bitirdiği okulu kendisinin 5 sene çaba göstererek bitiremediğini belirterek,
'Biz literatürde zaten 'teğmen' olmuştuk. Kıta stajı yaptık ve staja geldik.
Ardından bütünleme sınavlarına girip mezun olacaktık. Onda bile elimizi kolumuzu
bağladılar.' ifadelerini kullandı.
Son senesinde kendisi için hayati önem taşıyan bir sınavda, subayların bilgisi
ve izni dahilinde cevap kağıtları toplanacağı sırada 2 soruyu yanıtlamasına
rağmen 'kopya çektiği' iddiasıyla hakkında tutanak tutulduğunu belirten Nayır,
'Tutanak tutulan sınavım, kopya iddiasında bulunduklarından dolayı
değerlendirmeye alınmadı. Alınsaydı bir dersim kalacaktı. Ondan tek ders
sınavına girip mezun olabilme umudum vardı. ' dedi.
Nayır, hayallerine ulaşmak için 5 sene emek vererek, yata yata değil her anın
hakkını vererek çalıştığını vurgulayarak, şunları kaydetti.
'Mezun olduğumu sadece ben değil ailem de düşünüyor. Ben teğmen fotoğraflarımı
bile çektirmiştim, artık her şeyim hazırdı. Mezuniyet albümüm bile hazırdı. Daha
önceden hazırlanan yıllıklara benim adımı koymamışlardı. Bu önceden belliydi
zaten. Beni zaten teğmen çıkarmayacaklarmış. Ben son gün o çok sevdiğim
üniformalarımı üstümden çıkararak ağlaya ağlaya teslim ettim. O üniformaları
vatan hainlerine emanet ettik. Biz zamanında karşı koyamadık. O çok sevdiğim
üniformayı üstümden çıkarsalar da bu benim hep hayalimdi. Mezuniyetimize 1 ay
kala bize ayrılma dilekçesi yazdırdılar. Bu kapsamda benden 'okulu bırakmak
istediğime dair dilekçe' istediler çünkü bu dilekçeyi yazarsam kendi isteğimle
ayrılmış olacaktım ve sivil bir üniversiteye yatay geçiş hakkım doğacaktı. Aynı
zamanda ayrılmayı kabul edip tazminat ödemeyi de kabul etmiş olacaktım. Ben de
kabul ettim. Bu dilekçede onların dediklerini yazdık ve istediğimizi
yazdırmadılar.'
BU KIZ DAHA NE YAPSIN?
Askerlik görevine geri dönmeyi düşünenler için çalışma yapılması çağrısında
bulunan Nayır, 'Ben de çocukluk hayalimi gerçekleştirmeme engel olanlarla, yargı
önünde hesaplaşacağım.' dedi.
Evet Nayır'ın 2 Ağustos 2016'da basına anlattıkları bunlardı, ama Fetullah Gülen
örgütünden olmayanları TSK'dan uzaklaştırıp yerlerine kendi mensuplarını
getirmek üzere görev yapan şok mangasından sonra bir şok da yargıdan geldi.
İnanılmaz şekilde dosyaya hastane raporu girmedi, sanığın Fetö bağlantıları da
dikkate alınmadı. Bu skandal beraat kararına Nayır yine de itiraz etti. Ve
istinafta bir umut doğdu. Nayır yapabileceği her şeyi yaptı. Soruyoruz, bu subay
kızımız daha ne yapsın?.. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(01 Aralık 2022, 10:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: