Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sanıkları eski Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil ile eski EDOK Kurmay Başkanı Tümgeneral Hamza Koçyiğit'in yeniden yargılandığı dava Temmuz, Ekim ve Kasım aylarında görülen üç duruşmayla sona erdi. 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan İyidil'e 15, Koçyiğit'e ise 13 yıl hapis cezası verildi. İlk yargılamada ağırlaştırılmış müebbet olarak verilen ceza, istinaf ve yargıtay aşamalarında 12 yıl hapse ve hatta beraate bile dönüşmüştü. Verilen cezaya esas alınan gerekçenin sanıkların görevde bulundukları konumlarında darbeye engel olabilecekken buna adeta sessiz kaldıklarına yönelik oluşan kanaatin etkili olduğu tahmin ediliyor. Çünkü duruşmada tanık olarak ifade veren emekli bir tuğgeneral, darbe gelişmeleri üzerine İyidil'in kendisine 'Bu olaya taraf değiliz, müdahil olmayın' dediğini iddia etmişti. Tanığın bu sözleri, sanıkların darbe girişimine karşı pasif tavırlarını gösteren çok sayıda delille de örtüşüyordu.
21.11.2022 12:10 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sanıkları eski Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil ile eski EDOK Kurmay Başkanı Tümgeneral Hamza Koçyiğit'in yeniden yargılandığı dava Temmuz, Ekim ve Kasım aylarında görülen üç duruşmayla sona erdi.
19.07.2022 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mahkeme başkanı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin sanıklar hakkında, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak alt sınırdan ceza verildiği değerlendirmesinin yer aldığı ilamı okudu.
Mahkeme başkanı, buna ilişkin savunma yapmaları için sanık ve avukatlarına söz verdi.
Yargıtay'ın ilamına katılmadığını belirten İyidil, kendisiyle ilgili birçok maddi hata ve yanlış hukuki değerlendirmeler yapıldığını iddia etti.
İlamda, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında görev ve rütbesinin gereğini yerine getirmediği nedeniyle üst sınırdan cezalandırılmasının istendiğini dile getiren İyidil, şöyle devam etti:
'O gece, bana bağlı olmayan birliklere neden gitmediğim için hesap soruluyor. Yüksek mahkemenin askeri temayül ve disiplini dikkate almadığını düşünüyorum. Bana bağlı karargah, darbecilerin eline geçmiş, gitsem onlar tarafından alıkonulacağım. Eğer karargaha gitseydim o gece Isparta'dan getirilmek istenen komando taburunun kışlasına dönmesini kim sağlayacaktı? Zırhlı Birlikler Komutanlığı'ndan tankların çıkışını kim engelleyecekti? Omzuma yıldız takılmasını beklerken bileklerime kelepçe vuruldu. O gece ulusal kanallara bağlanıp anayasa, demokrasi ve cumhuriyet bağlılığımı bildirdim ama bunlar görmezden geliniyor.'
Darbecilere karşı kendisine bağlı birlikleri karargaha gitmeden sevk ve idare ettiği için suçlandığını öne süren İyidil, 15 Temmuz akşamı dönemin Deniz
Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu, 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar ile Özel
Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın da darbecilere karşı birlikleri dışarıdan
sevk ettiklerini söyledi.
İsnat edilen suçlamaların somut delilere dayanmadığını, daha önce hakkında
beraat veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının da
kendisini doğruladığını savunan İyidil, buna rağmen tutukluluk halinin devamına
hükmedildiğini söyledi.
Mahkemeden vicdani ve hukuki bir karar beklediğini dile getiren İyidil,
beraatini talep etti.
'Ben vatanı satmadım'
Dönemin EDOK Kurmay Başkanı eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit de askerlik görevi
boyunca mesleğine ve milletine karşı sadakatsizlik yapmadığını iddia ederek,
'Ben vatanı satmadım, ihanet etmedim, ihaneti de görmezden gelmedim.' dedi.
Önceki savunmalarında da bu konuya dair birçok delil sunduğunu belirten
Koçyiğit, kendisiyle aynı durumda olan bazı kişilerin beraat ettiğini söyledi.
Darbe girişimi sırasında FETÖ'cülerle hareket ettiğine dair dava dosyasında bir
delil bulunmadığını ileri süren Koçyiğit, 'Ancak o gece darbeye karşı verdiğimiz
mücadele herkes tarafından biliniyor. Buna rağmen bugün tutuklulukta yedinci
yıla girdik. Hukukun bir an önce işlemesini bekliyoruz.' diye konuştu.
Tutukluluğu nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirten Koçyiğit, iyi
koşullarda tedavi görmek için beraatini talep etti.
Savcı 20 yıla kadar hapis istedi
Beyanların ardından İyidil'in avukatları, yargılandığı darbe davasında beraat
eden dönemin Lojistik Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç'in salon dışında
olduğunu, kendisinin tanık olarak dinlenmesini istedi.
Bu talebi yerinde görmeyen mahkeme heyeti, esas hakkında mütalaasını sunması
için savcıya söz verdi.
Savcı, Yargıtay ilamı doğrultusunda eski generaller İyidil ile Koçyiğit'in,
'anayasal düzeni ihlal teşebbüsüne yardım' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar
hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Sanık ve avukatları mütalaaya karşı savunma hazırlamak için süre istedi.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamı kararlaştırarak duruşmayı 14
Ekim'e erteledi.
14.10.2022 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sanıkları eski Eğitim ve Doktrin
Komutanlığı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil
ile eski EDOK Kurmay Başkanı Tümgeneral Hamza Koçyiğit'in yeniden yargılandığı
davaya tutuklu sanık Metin İyidil'in, esas hakkında mütalaaya karşı savunmasını
yapmasıyla devam edildi.
METİN İYİDİL'İN SAVUNMASI
İyidil sözlerine, "Sabah kendi kendime '7 senede kaç defa elime kelepçe
takıldı' diye sordum. Bugünle tam 876 defa." ifadeleriyle başlayınca Mahkeme
Başkanı, "Duruşmada kelepçe takmıyoruz." dedi. İyidil de, "Duruşmada demedim."
karşılığını verdi.
Savunmasının başlangıcında TSK'ya 44 yıl hizmet ettiğini; Hulusi Akar'ın, Yaşar
Güler'in, Necdet Özel'in kendisinin sicil amiri olduğunu, 2016 YAŞ'ında da
birinci sıradan orgeneralliğe terfi etmesinin öngörüldüğünü anlatan İyidil şöyle
devam etti:
"Darbeciler tarafından hazırlanan listede Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine
alınmış gözüküyorum. Tutukluyum. Orgeneralliğe terfide ikinci sırada olan Erdal
Öztürk darbecilerin listesinde 1. Ordu Komutanlığı'na atanmıştı, beraat etti.
Terfi sıralamasında beşinci sırada olan Musa Aysever yine darbeciler tarafından
emre alınmıştı, şimdi Kara Kuvvetleri Komutanı"?
Yargıtay ilamında kendisi hakkında herhangi bir suçlama olmadığını, sadece ceza
uydurulmaya calışıldığını belirtip, "Ben niye buradayım? Ortada suç yok." diyen
İyidil beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Hasdal'da FETÖ-toto Oynadılar
İyidil, MİT'in kendisi hakkındaki, "FETÖ mensubu olduğu iddia edilmektedir."
şeklindeki yazısına ilişkin de şunları söyledi:
"Bunun kaynağı emekli askeri savcı Zeki Üçok. Burada tanık olarak dinlendiğinde
kendisi anlattı. Balyoz kumpasında tutuklandıklarında Hasdal'da FETÖ-toto
oynamışlar. Bilgi amaçlı hazırladıkları bu listeler adeta delil gibi
değerlendirilmiş. Nitekim buraya geldiğinde, 'Metin İyidil ve Ercan Çorbacı'da
yanılmışız, bunlar FETÖ'cü değil.' dedi. Sormak hakkım değil mi, neden MİT'ten
gelen evrakı buraya yazıyorsunuz da Zeki Üçok'un söylediklerini yazmıyorsunuz?"
İyidil, hakkında birtakım suçlamalarda bulunan 15 kişiyle yüzleşmek istediğini
bildirirken de, "Bırakın yüzleşmeyi, ihbarcılardan biri yok bile. Bunlar çöptür,
her çöp dosyama konmuştur. Ben böyle evrakları çok gördüm, tamamen FETÖ
mahreçlidir. Birçok vatansever subayı böyle yediler." dedi.
Metin İyidil, kendisi ve diğer sanık Hamza Koçyiğit için "FETÖ'cü" diyen gizli
tanık kod Abdullah'a ilişkin de şöyle konuştu:
"?O kobra pilotu. Sikorsky pilotu olsa uçağına binmişliğim olurdu. Hiç
tanımıyorum. Bu şahıs Hulusi Akar komutanımıza da aynı iftirayı attı. Bu
şerefsiz davranıştan sonra TSK ile ilişiği kesildi. Bu adamın Necdet Özel ile
ilgili söyledikleri de var."
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden İyidil, darbecilerin
kendisinin de aralarında olduğu 93 generali/amirali emre aldığını, yani "Bunlar
bizden değil" dediğini vurgularken şöyle konuştu:
"Ama anlamadığım bir sebeple birileri beni hukuki yolla oraya itelemeye
çalışıyor. Önemli isimlerin hakkımdaki ifadeleri kararlara yazılmıyor, ama adı
sanı belli olmayanların iddiaları yazılıyor. 'Bu hukuki mi?' diye gecelerce
kafamı duvarlara vurdum."
İyidil, 15 Temmuz gecesi, "Darbecileri top atışıyla vurun" emri verdiğini, ama
şimdi vurulmasını istediği adamlarla aynı cezaevinde olduğunu kaydetti.
Saat
15.30 olduğunda Mahkeme Başkanı, İyidil'e savunmasının bitip bitmediğini sordu.
İyidil, "Benim savunmam bitmez." karşılığını verince de Başkan, "İlelebet devam
mı edecek?" dedi.
Metin İyidil, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, Merkez Komutanı Metin
Gürak'ı Etimesgut Zırhlı Birlikler'i kontrole göndermesine değinirken de şu
dikkat çekici ifadeleri kullandı:
"Ankara Garnizon Komutanlığı'nda ne var? 28. Mekanize Tugay. Kara Kuvvetleri'nin
en kuvvetli tugayı. Akar, şimdi 2. Ordu Komutanı olan bu korgenerale, 'Git
Etimesgut'taki tankları kontrol et.' diyor. Ya kendi birliği? O gece Ankara'yı
kana bulayan tanklar o birlikten çıktı. O birlik neden kontrol edilmedi?"
Saat 16.15 olduğunda Mahkeme Başkanı, İyidil'e, "Toparlasan; daha Hamza'nın da
savunması var. Sabahtan beri seni dinliyoruz." uyarısında bulundu.
İyidil savunmasını şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz'dan sonra hakkımda bazı spekülasyonlar çıkınca Yaşar Güler'e gittim,
Başsavcı Vekilini arayıp benim nasıl biri olduğumu anlattı. Bana da, 'Endişe
edecek bir şey yok.' dedi. Ama içim rahat etmedi, bir basın açıklamasıyla 15
Temmuz gecesi darbeye karşı neler yaptığımı tek tek anlattım. Bu açıklama iki
kişiyi sıkıntıya sokmuş. Biri Zırhlı Birlikler'de darbecileri derdest etmemizden
nemalanmak isteyen, diğeri Eğridir Dağ Komando Okulu'ndan Harbiyelileri çıkaran.
Birilerinin tavuğuna kış demişim; Pazartesi kendimi sulh ceza hakiminin önünde
buldum. 'Tankları ben çıkarttırmadım, Harbiyelileri ben döndürdüm.' dediğim için
7 senedir buradayım. Geriye dönüp baktığımda, 15 Temmuz'da içimizde erken
uyumuşlar var. Rahatsızlananlar var. Acaba ben de başımı kuma gömse miydim? Ama
bir asker olarak doğru olanı yaptım. Yoksa ben de, sizin eşinizin veya hakime
hanımın kendisinin yaptığı yemeği yediği gibi, eşimin yemeğini yerdim. Mazgaldan
uzatılan yemeği değil. Ben darbeci değilim. Bunu nasıl anlatacağımı
bilemiyorum."
Saat 18.00 olduğunda Mahkeme Başkanı İyidil'i bu defa da şöyle uyardı:
"9.30'dan beri seni dinliyoruz. Son yarım saat veriyorum. Ona göre ayarla,
toparla. Ondan sonra Hamza Koçyiğit'i dinleyeceğiz."
Şekeri Düştü
Başkan'ın bu uyarısından 10 dakika sonra İyidil, "Biraz dinlenebilir miyim?"
dedi ve poşetinden bir şeyler aramaya başladı. Ardından şu diyalog yaşandı:
Başkan: Metin İyidil ne arıyorsun?
İyidil: Şeker ölçüm cihazını arıyorum.
(İyidil cihazı bulamayınca poşetinden bir şeker çıkarıp yedi)
Başkan: Biraz acele edersen.
İyidil'in avukatı: Biraz ara verebilir miyiz?
Başkan: 15 dakika sonra ara vereceğim. Devam edemeyeceksen?
İyidil: Edecek gibiyim. Gidebildiğim yere kadar gideceğim.
Başkan: Evet bir 15 dakika daha veriyorum. Toparla artık savunmanı.
Avukat: 15 dakika ile mi sınırlayacağız, İstenen ceza oranına baktığımızda?
Başkan: Savunmasını hiçbir şekilde kesmedik. 9.30'dan beri dinliyoruz.
Mahkeme Başkanı'nın bu son uyarısından sonra İyidil savunmasına 1 saat daha
devam edince duruşmaya 19.10'da 1 saat ara verildi.
Verilen aranın ardından duruşma yeniden başladığında Mahkeme Başkanı bir kez
daha, "Metin İyidil toparla artık, müdahale etmek zorunda kalıyorum." uyarısında
bulundu. İyidil savunmasının devamında 16 Temmuz sabahı Isparta'dan birlik
hazırlanması için talimat verdiğini anlatırken Mahkeme Başkanı, "Bak tekrar
Isparta olayına döndün." dedi. İyidil de şu karşılığı verdi:
"15 Temmuz gecesi olan Harbiyeliler olayıydı. Sabahki ise başka. Genelkurmay
Başkanvekili Ümit Dündar'ın emriyle Ankara'da darbe karşıtı faaliyetleri
organize eden Korgeneral Yıldırım Güvenç, darbecilere operasyon ihtimali
bulunduğundan bazı birliklerin hazır edilmesi talimatını verdi. Ben de bunun
için Isparta'yı aradım. Sonra Vali'yi arayıp izin istedim. Darbeci olsam izin
ister miyim?"
Savunmasını saat 21.25'te tamamlayan İyidil'in son sözleri şunlar oldu:
"Tek ihtiyacım var; dosyaya adil, vicdani, hukuki bakılması, belgelerin
okunmasıdır. Benim hakkım beraattır. Varlığım Türk varlığına armağan olsun."
KOÇYİĞİT'İN SAVUNMASI
İyidil'in avukatlarının savunma için süre istemesinden sonra diğer sanık Hamza
Koçyiğit'in savunmasına geçildi.
Sanık Koçyiğit de gizli tanık Abdullah kodun kendisiyle ilgili iddialarının
gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Onunla yüzleşmek istedik; ama mahkeme bizle
ve avukatlarımızın olmadığı bir celsede onu dinledi, soru sormamız engellendi,
adeta bizlerden kaçırıldı. Böylece kendimizi aklamamız önlenip üzerimizde şaibe
kalması sağlandı." dedi.
Yargıtay ilamı ve mütalaayı okuyunca, "Bunlar doğru mu yoksa verilecek cezaya
uygun bir mütalaa mı hazırlanmış?" şeklinde düşündüğünü belirten eski tümgeneral
ve dönemin EDOK Kurmay Başkanı Koçyiğit bir kez daha darbe gecesi yaptığı
faaliyetleri 17 başlık altında anlatıp şunları söyledi:
"Aslanlar gibi darbe karşıtı faaliyetlerimin görmezden gelinmesi adalete ve
vicdana sığmaz. Eğer Sayın Savcı lütfedip tanık beyanlarını okuyup beşini
yazsaydı, o zaman mütalaanın şekli değişirdi. 6 yıl 3 aydır derdimi anlatmaya
çalışıyorum. Ben vatanı satmadım, satılmasına da göz yummadım, FETÖ'cü olmadım."
Koçyiğit'in savunmasının saat 23.30'da tamamlanmasının ardından Avukatı Hıfzı
Çubuklu da savunma için süre istedi.
Mahkeme Başkanı, sanıkların tutukluluğunun devamıyla duruşmanın 11 Kasım'a
bırakıldığını açıkladı.
11.11.2022 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sanıkları eski Eğitim ve Doktrin
Komutanlığı Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil
ile eski EDOK Kurmay Başkanı Tümgeneral Hamza Koçyiğit'in yeniden yargılandığı
davaya devam edildi.
11 Kasım'da, Yargıtay'ın ikinci kez bozma kararının ardından Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen davaya, tutuklu sanıklardan İyidil salonda hazır
bulunurken, Koçyiğit ise bulunduğu cezaevinden ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS)
ile katıldı.
SON SÖZLER ALINDI
Mahkeme Başkanı, esasa ilişkin savunmaların tamamlandığını belirterek,
sanıkların son sözlerini alacağını açıkladı.
Söz verilen sanık İyidil, 6 yılı aşkın süredir tutuklu yargılandığını
belirterek, mahkemeden adil ve vicdani bir karar vermesini talep etti. İyidil,
hakkındaki suçlamaların hukuki bir temele dayanmadığını savunarak, '44 yıldır
şerefle taşıdığım üniformama halel getirecek hiçbir davranışım olmamıştır.
Sorumluluk duygusu ölümden ağır bir duygudur. O gece sorumluluk alanımda
darbecilere karşı ilk emri veren benim.' diye konuştu.
Tutuklu sanık Koçyiğit de yargılama sonunda suçsuz olduğunun ortaya çıktığına
inandığını dile getirerek, beraatini istedi.
HÜKÜM: DARBEYE YARDIM SUÇUNDAN 13 ve 15 YIL HAPİS
Avukat beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık İyidil'e
'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan 15 yıl 10 ay
hapis cezası verdi. Mahkeme, sanık Koçyiğit'i aynı suçtan 13 yıl 4 ay hapis
cezasına çarptırarak, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Davanın geçmişi
Darbe girişiminden sonra İyidil ve Koçyiğit ile eski Harekat Eğitim ve Öğretim
Daire Başkanı Tuğgeneral Lütfi İhsan Yanıkoğlu, eski EDOK Okullar Komutanı
Korgeneral Abdullah Barutcu, eski Muharebe Geliştirme Başkanı Tuğgeneral Mehmet
Topçu ve Binbaşı Ersal Duman hakkında dava açıldı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince 27 Nisan 2018'deki karar duruşmasında, sanıklar
İyidil, Koçyiğit ve Yanıkoğlu, 'anayasal düzeni ihlale teşebbüs' suçundan
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıklar Barutcu, Topçu ve Duman ise atılı suçlardan beraat etti.
Kanun yolu incelemesi yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi,
İyidil'in beraatine karar verdi. Daire, diğer sanıklara ilişkin hükümleri ise
hukuka uygun buldu.
Tahliye edilen İyidil, savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklandı.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, istinaf mahkemesinin duruşma
açmadan karar verilmesi nedeniyle İyidil hakkındaki beraat kararını kaldırdı.
Kararda ayrıca İyidil'in eylemlerinin 'anayasal düzeni ihlale teşebbüs suçuna
yardım' kapsamında olduğu ifade edildi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Koçyiğit ile beraatine hükmedilen
Barutcu hakkındaki kararı da bozan daire, diğer 3 sanık yönünden kararları
onadı.
Bunun üzerine İyidil, Koçyiğit ve Barutcu, yeniden Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
Bozma kararının ardından dosyayı 2 Şubat 2021'de ikinci kez karara bağlayan
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kez 3 sanığı, aynı suçtan 12 yıl 6'şar ay
hapis cezasına çarptırdı.
Bu kararı da temyiz eden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 'anayasal düzeni ortadan
kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan sanık Barutcu'ya verilen 12 yıl 6 ay hapis
cezasını onadı.
Daire, İyidil ve Koçyiğit'e alt sınırdan ceza verildiği gerekçesiyle dosyayı
ikinci kez bozarak, iki sanık yönünden Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
BU OLAYA TARAF DEĞİLİZ, KARIŞMAYIN!
Mahkemede bugün verilen cezanın gerekçesi henüz açıklanmış değil. Gerekçede,
sanıkların görevde bulundukları konumlarında darbeye engel olabilecekken buna
adeta sessiz kaldıklarına yönelik oluşan kanaatin etkili olduğu tahmin ediliyor.
Çünkü duruşmada tanık olarak ifade veren emekli bir tuğgeneral, darbe
gelişmeleri üzerine İyidil'in kendisine 'Bu olaya taraf değiliz, müdahil
olmayın' dediğini iddia etmişti.
5 Ocak 2021 tarihli duruşmada, olay tarihinde İstanbul'daki Tuzla Piyade Okul
Komutanı olarak görev yapan emekli Tuğgeneral İrfan Can, tanık sıfatıyla
dinlenmişti. Can, 16 Temmuz 2016'da Samsun'da bulunduğunu, gece saat 02.00-03.00
sularında sanık İyidil'in kendisini arayarak mevcut durumu bildirdiğini ve
izinlerin iptal edildiğini belirterek okula dönmesi emrini verdiğini aktardı.
Emir üzerine yola çıktığını, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda gözaltına alınarak
tutuklandığını ifade eden Can, ilerleyen süreçte hakkında takipsizlik kararı
verildiğini ve emekliye sevk edildiğini söyledi.
Tanık Can, olay günü İyidil'in kendisine darbe girişimi sırasında hangi emirleri
verdiğinin sorulması üzerine, 'Birliklerden hiçbir personel ve silahın
çıkmamasını, bu olaya taraf olmadığımızı açık ve net bir şekilde söyledi. 'Bu
olaya taraf değiliz, müdahil olmayın.' dedi.' ifadelerini kullandı.
Tanığın bu sözleri, sanıkların darbe girişimine karşı pasif tavırlarını gösteren
çok sayıda diğer delillerle de örtüşüyordu. Ellerinde darbeye karşı durma
imkanları varken bunu kullanmayan ve bu şekilde adeta darbeye geçit veren bu TSK
komutanlarının ilk yargılamada müebbet olan hapis cezalarını istinaf mahkemesi
masumiyet karinesi gereği beraate çevirmiş, yargıtay ise darbeye yardım suçu
olarak 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi gerektiğini belirtmişti. Bu skandal
gelişmelere göre, gelecekte yaşanabilecek bir başka darbe girişiminde ülkeyi
koruması gereken TSK komutanlarının darbeyi yapanların kimliğine göre konum
almalarının hafif bir ceza ile geçiştirilebileceği, adeta paçayı
sıyırabilecekleri ilan edilmiş oluyor.
Sanıkların son aldıkları 13 yıl hapis cezasının bir kaç yıl içinde sona erip
serbest kalacakları, ülkeye yönelik 250 şehidin verildiği darbe dosyasının
darbenin kimden geldiğine ve kime yönelik olduğuna bakarak karar verdiği
şüphesini taşıyan adil (!) üst yargı tarafından kapatılmış olacağı söylenebilir.
Askerin biri başına gelecekleri bile bile komutanının emrini yerine getiriyor,
darbecilere silahıyla saldırıyor ve akabinde şehit ediliyor, diğer bir komutansa
'bizi ilgilendirmez bırakın karışmayın' diyebiliyor. Gazeteci Abdurrahman
Dilipak 28 Şubat darbecileri için 'onbaşı bile olamayacakların general olduğu
ülke' yazısını kaleme almıştı da başına gelmeyen kalmamıştı. Bereket o tür
generallere kalmadı ülke o gece. Vatandaş işi bitirdi. Belki de işin bittiği
söylenemez, yarım kalmış da olabilir.. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Korg. İyidil: Darbede taraf değiliz!
Müebbetlik Darbeciye Beraat!
Edok'taki Darbecilere 3 müebbet
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-13 Haziran (2017) 'Ankara 7 sanık Darbe Yap./EDOK
Komutanları' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(21 Kasım 2022, 12:10
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: