Taksim Gezi olayları 19 gün sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür ´duran adam´ eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek veren vatandaşlar sağda solda saatlerce hareketsiz durarak mesajlarını vermeye halkın dikkatini çekmeye çalışıyorlar. Şiddet içermeyen bu eylem türü kamuoyunun ilgisini çekmiş görünüyor. Twitterde eğlenceli geyikler dolaşmaya başladı bile. Diğer taraftan bugün medyada ilginç bir iddia yer aldı. Buna göre, ´ayakta durma´ eylemi yeni değil. Gene Sharp adlı Amerikan gizli haberalma teşkilatı CIA ile bağlantılı bir Amerikalı tarafından yıllar önce geliştirilmiş 198 eylem türünden biri. Sharp´ın listesinde yer alan bu maddelerden bir çoğunun Gezi sürecinde uygulandığı da söyleniyor. Buradan hareketle medyada Gezi olaylarının ardında CIA´nın olduğunu ima edenler de var. Ancak dikkatle incelendiğinde, kabul edilemeyecek bazı eylem çeşitlerini içerse de, tartışılacak bir çok yönleri olsa da bu metotların şiddeti içermediği, aksine şiddet kullanılmasına şiddetle karşı olduğu, bu yönüyle de Gezi olaylarına aykırı olduğu görülebilir. Şiddet ya da tencere tava çalmak yerine başkalarını rahatsız etmeyecek eylemlere geçilmesini olumlu bir değişim olarak değerlendirenler de var.
19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonunda polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür "duran adam" eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek veren bazı kişiler, sağda solda saatlerce hareketsiz durarak mesajlarını vermeye, halkın dikkatini çekmeye çalışıyor.
Şiddet içermeyen bu eylem türü kamuoyunun ilgisini çekmiş görünüyor. Bugün medyada yer alan bazı haberlerde ilginç bir iddia yer aldı. Buna göre, "ayakta durma" eylemi yeni değil. "Gene Sharp" adlı, Amerikan gizli haberalma teşkilatı CIA ile bağlantılı olduğu ileri sürülen bir Amerikalı tarafından yıllar önce geliştirilmiş 200 kadar eylem türünden biri. Sharp'ın listesinde yer alan çok sayıdaki maddenin Gezi sürecinde uygulandığı tespit edildi. Buradan hareketle medyada, Gezi olaylarının ardında CIA'nın olduğunu ima edenler oldu. Ancak dikkatle incelendiğinde; kabul edilemeyecek mekan işgali ve benzeri bazı eylem çeşitlerini içerse de, tartışılacak bir çok yönü olsa da bu metotların genelde şiddet içermediği, aksine şiddete şiddetle karşı olduğu, bu yönüyle de Gezi olaylarına ters düştüğü görülebilir.
-Gene Sharp kimdir?-
Gezi olaylarıyla başlayan sürecin değişen eylem türleriyle devam edeceği beklenebilir. Bu nedenle konuyu detaylıca ele almakta yarar var. Öncelikle Gene Sharp kimdir ona bakalım.
O, yaklaşık 60 yıldır pasif direniş teorisi ve yöntemleri üzerine çalışan bir Amerikalı akademisyen. Kitapları ve yazılarıyla Burma'dan Ukrayna ve Sırbistan'a, Tunus'dan Mısır ve diğer Ortadoğu ülkelerine kadar dünyanın her yerinde diktatörlük rejimleriyle mücadele edenlere ilham verdiği ileri sürülüyor. Pek az kişi Gene Sharp'ı tanıyor, adını biliyor.
Sharp şu an 85 yaşında. 2009'da Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilinceye kadar pek kimsenin dikkatini çekmeyen, görünüşte kendi halinde bir sosyolog ve siyaset bilimci, bir teorisyen. Pek ortalıkda görünmese de hazırladığı 88 sayfalık "Diktatörlükten Demokrasiye (From Dictatorship to Democracy)" kitabının, dünyanın hemen her yerinde şiddet içermeyen devrim aktivistlerinin el kitabı olduğu ileri sürülüyor. Bu çevrelere göre, Gene Sharp'ın pasif direniş ve sivil itaatsizlik üzerine yazdıkları, özellikle "198 Pasif Eylem Metodu", taleplerine ulaşmada halkların işine yarıyor. Sharp, "Pasif eylem, her durumda kullanılabilir. Çünkü bütün hiyerarşik kurumlar ve hükümetlerin en ayırt edici özelliğine saldırıyor: Yönetilene bağımlılık" diye yazıyor. Bu yöntemlerin, halkın talepleri gündeme geldiğinde, ABD dâhil, her yerde geçerli olduğuna inanıyor.
Gandi ve Thoreau gibi sivil itaatsizlik felsefesini savunan öncüleri kendine idol olarak alan Sharp'ın temel yaklaşımı; "Diktatörler, kendilerine itaat edildiği için iktidarda kalır. Onlardan korkulmaz ve itaat edilmezse zorda kalırlar" şeklinde... Sharp, diktatörleri ayakta tutan unsurların çok iyi tespit edilip onların yalnızlaştırılması gerektiğini ve bu amaçla eylemlerin nasıl kitleselleşeceğinin yolunu gösteriyor. Semboller, sloganlar, örgütlenme modelleri anlatan Sharp, 1983 yılında kurduğu Albert Einstein Enstitüsü aracılığı ile fikirlerini, teorilerini enstitü üzerinden ücretsiz olarak dünyaya yayıyor. Sivil toplum kuruluşlarına ve muhalif kanaat temsilcilerine yol gösteriyor.
Şiddet içermeyen devrim teorisyeni Sharp'ın 30'dan fazla dile çevrilen kitapları sınırlardan gizli olarak geçirilmiş, dünyanın her yerinde sivil polisten saklanmış eserler. Önce Tunus sonra da Mısır'da hükümetinin düşürülmesinde onun kitabının etkili olduğunu savunanlar olduğu gibi, bunun bir lekeleme olduğunu iddia edenler de var.
-Genelgeçer bir diktatörlük devirme kılavuzu-
Sharp, en fazla dile çevrilen ve dağıtılan kitabı "Diktatörlükten Demokrasiye 1993"ü, Aung San Suu Kyi'nin tutuklanmasından sonra Birmanya'da başlayan demokratik harekete ithafen yazdığını belirtiyor. Ancak ülkeyle ilgili herhangi bir uzmanlığa sahip olmadığı için Sharp, tamamen genelgeçer bir diktatörlük devirme kılavuzu yazmış. Ortaya çıkan kitap, kolayca çevrilebilir ve farklı durumlarda uygulanabilir özellikler taşıyor. Birmanya'dan Tayland ve Endonezya'ya ulaşan kitap, Doğu Avrupa, Güney Amerika ve Orta Doğu'da kullanıldı.
-İran'daki ayaklanmada rolü-
Sırbistan'da Slobodan Miloşeviç ve Ukrayna'da Viktor Yanukoviç'i düşüren demokratik hareketlerin de Sharp'tan ilham aldıkları iddia ediliyor. İran'da 2009 yılında gerçekleşen gösteriler sonrasında yargılanan protestocular, bu metodların 100'den fazlasını kullanmakla suçlanmış, birçoğunun üzerinden de Sharp'ın tezlerinin yer aldığı fotokopiler çıkmıştı. Eğer bu iddia doğruysa Sharp'ın kuramlarının İran'da işe yaramadığı, ayaklanma hareketinin büyümediği ve iktidarın devrilmediği ortada.
-Tahrir'de rol aldı mı?-
Mısır'daki Tahrir ayaklanmasında Sharp'ın kuramlarına dayanan "198 Pasif Direniş Metodu" kitapçığının kullanıldığını iddia edenler var. Bu iddianın o halk hareketine ABD desteği verildiği iddiasını ortaya atmak ve dolayısıyla da leke sürmek için kullanıldığını savunanlar da.. Taksim Gezi Parkı olaylarının Tahrir'e benzerliğini ısrarla dile getirenler var. Gene Sharp'ın kuramlarının Tahrir'de kullanıldığını, Batı'nın Tahrir'e destek verdiğini dile getirenler var. Bunlar büyük iddialar. Bu nedenle bu konuda biraz detaya girmekte fayda var.
Tahrir'deki olaylar incelendiğinde bu iddianın halk hareketini lekelemek için kullanıldığını anlamak zor değil. Devrilen lider Hüsnü Mübarek'in tıpkı daha önce devrilen İran Şahı gibi ABD'nin Ortadoğu'daki en yakın müttefiği olduğunu, benzer şekilde İsrail'in de en güvendiği lider ve komşu olduğunu bilmeyenler bu tür psikolojik hamleleri yapabilir, leke sürmeye kalkabilir.
Tahrir ayaklanması 11 Şubat 2011'de sonuçlandı. Mısır diktatörü Mübarek istifa etti. Yeni hükümetin ilk icraatlarından birisi, yabancı vakıfların Mısır'daki siyasi faaliyetlerinin üzerine gitmek oldu. 2011 sonunda yabancı vakıflara baskınlar yapıldı. Gözaltılar yaşandı. 43 sanık hakkında açılan dava 4 Haziran 2013'te sonuçlandı. Mısır Ceza Mahkemesi, 43 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisini siyasi faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle 1 ila 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanı Ray Lahood'un oğlunun da aralarında bulunduğu 16 Amerikalı hakkında 5 yıl hapis cezası verildi. Dava sonunda Alman Konrad Adenauer Vakfı'nın yöneticilerine ve büro sorumlularına da 5'er yıla kadar varan hapis cezaları verildi. Toplam 43 sanığın tümüne ceza verildi. Mahkeme ayrıca sivil toplum kuruluşlarına ait tüm evrak ve dokümanlara el konulmasını ve ofislerinin kapatılmasını kararlaştırdı. Mısır Başsavcılığı söz konusu kişilerin sivil toplum kuruluşu adı altında ülkede siyasi faaliyetler yürüttüğünü, 2012 Mart ve Aralık ayları arasında izinsiz açılan 6 kuruluşun temsilcisinin, yabancı kaynaklardan fon sağladığını ortaya koydu.
Ceza alan vakıflardan biri de bir Alman vakfı idi. Almanya'nın Türkiye üzerindeki siyasi nüfuz çabası çok fazla. 2002 sonunda silahlı saldırıda hayatını kaybeden Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun bu vakıfların Türkiye'deki etkilerini araştırdığı sırada öldürüldüğü iddia ediliyor. Ölümünde Ergenekon örgütünün parmağı Ergenekon davasında gündeme geldi. Yine davada Alman vakıflarının Türkiye'deki siyasi etkileri de gündeme geldi. Mahkeme bu iddiaların üzerine gitti. Alman vakıflarından Türkiye'deki Ergenekon sanıklarına paralar gönderdiğine dair belgeler yayınlandı. Yine Almanya, Ergenekon firarisi Bedrettin Dalan'a sahte pasaport verecek kadar ileri gitti. Onu Türkiye'ye iade etmeyi reddediyor. Yine Alman derin devleti Türklere yönelik dönerci cinayetlerinin ardından çıktı. Türklere yönelik kundaklama olaylarının ardında da aynı gücün rol aldığı şüphesi var. Alman ve Türk kontrgerilla teşkilatlarının hala güçlü olduğu Alman araştırmacılar tarafından da dile getiriliyor. Yani Almanya'nın açıkça Gezi olaylarından yana taraf olması şaşırtıcı değil. Alman Başbakanı Merkel, Gezi olaylarında skandal sayılabilecek ifadelerle Türk devletini eleştirdi. Durumu G-8 toplantısına getirebileceklerini belirtti. Alman medyası, Başbakan Erdoğan'ı ve hükümetini açık düşman ilan eden bir yayın politikası izliyor. ABD ve İngiltere'nin durumu da farklı değil. Avrupa parlamentosu Gezi olaylarında polis müdahalesini kınarken aynı günlerde İngiltere'de gerçekleşen sert polis müdahalesine ise en ufak bir ses çıkarmadı. Örnekler çoğaltılabilir. Görüldüğü gibi Gezi olayları yabancı unsurlar tarafından şiddetle desteklendi. ABD CNN televizyonu, 1 milyon katılımlı AK Parti İstanbul mitingini hükümeti protesto gösterisi diye inanılmaz şekilde çarpıtmaktan çekinmedi. Yabancı gazeteci ve parlamenterler Gezi protestolarına aktif katıldılar. Kendi medyaları dahi bunları eleştirdi, "kendi ülkenizdeki benzer olaylara tepki vermezken orada ne işiniz var" diyerek. Bu güçler AK Parti hükümetini devirme çabasında aktif rol aldılar. Tüm bunların organize olduğuna şüphe duyulmuyor.
Sonuç olarak Tahrir'de Batı'nın desteği olduğu iddiası yalan. Tahrir'dekiler bu vakıfların üzerine gitti. Dolayısıyla Gezi Tahrir olamaz. Gezi'deki eylemciler olsa olsa Tahrir'deki eylemcilere saldıran Mübarek taraftarı 'Baltacılar' olur. Bunu da Tahrir'de bulunmuş bir gazeteci Gezi olaylarını yorumlarken belirtti; 'Bunlar bizim baltacılara benziyor.'
-CIA bağlantısı-
Gelelim Sharp'ın CIA bağlantısı iddialarına. Özellikle sol eğilimli internet sitelerinde çok ilginç bağlantılar aktarılıyor. Gene Sharp'ın pasif direniş teorisini, ABD'nin açık biçimde müdahale etmek istemediği ülkelerin rejimlerini içeriden değiştirmek üzere formüle ettiği ve onlarca yıldır, önce NATO'ya daha sonra da CIA'e bu 'yumuşak darbeleri' örgütleyecek liderleri eğitmek konusunda yardım ettiği savunuluyor. Bu savı destekleyen birçok 'kanıt' da gösteriliyor.
Örneğin Sharp'ın 1985'te yayımladığı, Avrupa'nın, Sovyetler Birliği'nin olası işgaline karşı nasıl direnebileceğini anlatan 'Making Europe Unconquerable' kitabının ikinci baskısına, 'Soğuk Savaş'ın babası' kabul edilen George Kennan'ın önsöz yazması bunlardan biri.
Tibet muhalefetini, Dalai Lama'nın önderliğinde onun birleştirdiği diğer bir iddia.
Yine terör eylemlerini durdurmak için Filistin Kurtuluş Örgütü içinde bir grup oluşturmaya çalıştığı; bunun için gerekli düzenlemeleri, İsrail silahlı kuvvetlerinin psikolojik harekât bölüm başkanı Albay Reuven Gal ile birlikte yaptığı ve söz konusu grubu Tel Aviv'deki Amerikan Büyükelçiliği'nde eğittiği ileri sürülüyor.
Albay Robert Helvey'nin de, CIA'in Albert Einstein Enstitüsü'nü daha etkin kullanmaya karar verdiğinde devreye girdiği ve Burma'daki muhalefetin eğitilmesi konusunun o zaman gündeme geldiği iddia ediliyor. Rangoon'da 1985 ile 1987 arasında askeri ataşe olan Helvey'nin iyi tanınan bir CIA ajanı olduğu söyleniyor. Bu ilişki, CIA ile Gene Sharp arasındaki bağlantı iddiaları için de en güçlü kanıtı oluşturuyor.
-Organik ilişkiler-
Şubat 1990'da enstitünün, İsrail silahlı kuvvetlerinin psikolojik harekât bölüm başkanı Albay Reuven Gal ve Amerikalı askeri ateşe Robert Helvey'in yardımlarıyla düzenlediği Pasif Direniş Önlemleri Konferansı ile iyi tanınan ekonomist ve CIA danışmanı Thomas Schelling'in enstitünün yönetim kuruluna katılması da, Gene Sharp'a ilişkin bu iddiaları kuvvetlendiriyor.
Ayrıca enstitünün para kaynakları konusundaki iddialar da ilginç. Enstitünün, CIA bağlantılı olduğu söylenen Demokrasi İçin Ulusal Vakıf'ın alt örgütlerinden Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitü tarafından finanse edildiği öne sürülüyor.
Uzun zaman ana destekçilerinden olan, mültimilyoner bankacı ve Sharp'ın eski öğrencisi Peter Ackermann'ın aynı zamanda, Ukrayna'daki Turuncu Devrim'in finansörlerinden olduğu iddiası da, Albert Einstein Enstitüsü'nün çok temiz para kaynaklarına sahip olmadığı yönündeki tabloyu güçlendiriyor.
İŞTE SHARP KURAMLARI: 198 MADDELİK ŞİDDETSİZ EYLEM YÖNTEMLERİ
Resmi bildiriler: 1. Konuşmalar 2. Muhalefet ya da destek mektupları 3. Kurum ve kuruluşlar tarafından verilen demeçler 4. İmzalı basın açıklamaları 5. İtham ve niyet beyanları 6. Grup halinde ya da kitlesel dilekçeler
Daha geniş bir izleyici kitlesi ile iletişimler: 7. Sloganlar, karikatürler ve semboller 8. Flamalar, posterler ve afişe edilen iletişim araçları 9. Broşürler, el ilanları ve kitaplar 10. Gazeteler ve mecmualar 11. Kayıtlar, radyo ve televizyon 12. Hava reklamları ve yere yazılan yazılar
Grup temsilleri: 13. Temsilciler heyeti 14. Sahte ödüller 15. Grup olarak lobi çalışmaları 16. Grev gözcülüğü 17. Sahte seçimler
Sembolik kamusal oyunlar: 18. Bayrakların ve sembolik renklerin gösterimi 19. Sembollerin giyilmesi 20. Dua ve ibadet 21. Sembolik nesnelerin teslim edilmesi 22. Protesto amaçlı soyunma eylemleri 23. Kişisel eşyaların imha edilmesi 24. Sembolik ışıklar 25. Portrelerin gösterilmesi 26. Protesto olarak boya kullanılması 27. Yeni işaretler ve isimler 28. Sembolik sesler 29. Sembolik itirazlar 30. Kaba hareketler
Bireyler üzerinde baskı kurulması: 32. Görevlilerin rahatsız edilmesi 33. Görevlilerle alay edilmesi 33. Dost olma 34. Gece nöbetleri
Drama ve müzik: 35. Mizahi skeçler ve eşek şakaları 36. Oyun ve müzik performansları 37. Şarkı söylemek
Geçit törenleri: 38. Toplu yürüyüşler 39. Geçit törenleri 40. Dini geçit törenleri 41. Hac yolculukları 42. Konvoylar
Ölen kişiler için yas tutmak: 43. Siyasi matem 44. Sahte cenazeler 45. Göze çarpıcı cenazeler 46. Mezarlıklarda saygı gösterileri
Halk kurulları: 47. Protesto ya da destek kurulları 48. Protesto toplantıları 49. Kamufle edilmiş protesto toplantıları 50. Tartışmalar
Geri çekilme ve tanımama: 51. İş bırakmalar 52. Sessizlik 53. Ödüllerden feragat edilmesi 54. Sırtını dönmek
Sivil direniş yöntemleri: 55. Sosyal boykot 56. Seçerek sosyal boykot 57. Lisistratik* eylemsizlik 58. Aforoz etme 59. Men etme (Aristofanes'in Lisistrata adlı oyununda yer alan ve eski Yunan'da eşlerin savaşın durması için cinsel perhiz uygulaması gibi örnekler kastedilmiştir. Sosyal etkinliklere, geleneklere ve kurumlara itaatsizlik) 60. Sosyal ve sportif etkinliklerin askıya alınması 61. Sosyal ilişkilerin boykot edilmesi 62. Öğrenci boykotları 63. Sosyal itaatsizlik 64. Sosyal kurumlardan çekilme Sosyal sistemden çekilme 65. Evden çıkmama 66. Tamamen kişisel direniş 67. İşçilerin iş bırakması 68. Sığınma 69. Topluca ortadan kaybolma 70. Protesto amaçlı göç (hicret)
Ekonomik direniş yöntemleri: (1) Tüketici eylemleri: 71. Tüketici boykotları 72. Boykot edilen malların tüketilmemesi 73. Tasarruf politikası 74. Kiraların ödenmemesi 75. Kiralamayı reddetme 76. Ulusal çapta tüketici boykotu 77. Uluslararası çapta tüketici boykotu
İşçi ve üretici eylemleri: 78. İşçi boykotları 79. Üretici boykotları
Aracı eylemleri: 80. Tedarikçi ve taşıyıcı boykotu, İş sahibi ve yönetimin eylemleri 81. Tüccarların boykotu 82. Mal satışının ya da kiralamasının reddedilmesi 83. Lokavt 84. Endüstriyel yardımın reddedilmesi 85. Satıcıların “genel greve gitmesi”
Mali kaynak sahiplerinin eylemleri: 86. Banka mevduatlarının çekilmesi 87. Ücretleri, aidatları ve vergi tarhlarını ödemeyi reddetmek 88. Borçları ya da faizi ödemeyi reddetmek 89. Fonlar ve krediler ile ilişiğin kesilmesi 90. Gelirin reddedilmesi 91. Bir devletin parasının reddedilmesi
Devletlerin eylemleri: 92. Yurtiçi ambargo uygulamak 93. Tüccarların kara listeye alınması 94. Uluslararası satıcıların ambargo uygulaması 95. Uluslararası alıcıların ambargo uygulaması 96. Uluslararası ticaret ambargosu
(2) Sembolik grevler: 97. Protesto amaçlı grev 98. Ani grev (küçük çaplı grev)
Tarımsal grevler: 99. Çiftçilerin greve gitmesi 100. Çiftlik çalışanlarının greve gitmesi
Özel grupların greve gitmesi: 101. Etkilenmiş işgücünün reddedilmesi 102. Tutukluların greve gitmesi 103. Esnafın greve gitmesi 104. Mesleki grev
Olağan endüstriyel grevler: 105. İşletmelerde greve gidilmesi 106. Endüstriyel grev 107. Destek grevi
Kontrollü grev: 108. Ayrıntılı grev 109. Teker teker boykot 110. İş yavaşlatma grevi 111. Protesto amaçlı olarak kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatma grevi 112. Hasta raporu almak 113. İstifa etmek suretiyle grev 114. Sınırlı grev 115. Seçici grev
Çok endüstrinin katılımı ile grev: 116. Genelleştirilmiş grev 117. Genel grev
Grev ve ekonomik kapanma kombinasyonları: 118. Dükkan kapatma 119. Ekonomik olarak işe son verme
Politik direniş yöntemleri: 120. Biat edilmemesi ya da sadakatin geri çekilmesi 121. Halkın destek vermeyi reddetmesi 122. Direnişi savunan yayınlar ve konuşmalar
Vatandaşların hükümet ile işbirliği yapmaması: 123. Yasama organlarının boykot edilmesi 124. Seçimlerin boykot edilmesi 125. Devlet memuru olarak işe girmenin ve memur pozisyonlarının boykot edilmesi 126. Devlet dairelerinin, kurumlarının ve diğer kuruluşlarının boykot edilmesi 127. Devlet eğitim kurumlarından çekilme 128. Devlet destekli kuruluşların boykot edilmesi 129. Kolluk kuvvetlerine yardımın reddedilmesi 130. Kendine ait işaretlerin ve yer imlerinin kaldırılması 131. Atanan memurların kabul edilmemesi 132. Mevcut kurumların lağvedilmesinin reddedilmesi
Vatandaşlar için itaate ilişkin alternatifler: 133. İsteksiz ve yavaş itaat 134. Doğrudan gözetimin olmadığı durumlarda itaatsizlik 135. Halk itaatsizliği 136. Gizli itaatsizlik 137. Bir kalabalığın ya da toplantının dağılmayı reddetmesi 138. Oturma eylemi 139. Zorunlu askerlik hizmetine ve sınır dışına direnme 140. Kimliğini gizleme, kaçma ve sahte kimlik kullanma 141. “Gayrimeşru” kanunlara sivil itaatsizlik
Devlet personelinin eylemleri: 142. Devlet memurları tarafından seçici şekilde yardımcı olmanın reddedilmesi 143. Komuta ve bilgi hatlarının işleyişinin engellenmesi 144. Oyalama ve engelleme 145. Genel anlamda idari direniş 146. Adli direniş 147. Kolluk kuvvetleri tarafından kasti olarak verimsizlik sergilenmesi ve seçici direniş 148. Ayaklanma
Ulusal Hükümet Eylemleri: 149. Kanunlara uygun nedenlerle iş yavaşlatma ve ertelemeler 150. Temel devlet birimlerinin direnişi
Uluslararası alanda devlet eylemleri: 151. Diplomatik ve diğer temsilciliklerde değişiklikler 152. Diplomatik etkinliklerin ertelenmesi ya da iptal edilmesi 153. Diplomatik olarak tanımamak 154. Diplomatik ilişkilerin sona erdirilmesi 155. Uluslararası kurumlardan çekilme 156. Uluslararası kurumlara üyeliğin reddedilmesi 157. Uluslararası kurumlardan ihraç
Şiddet içermeyen müdahale yöntemleri: Psikolojik müdahale: 158. Öğelere kendini maruz bırakma 159. Oruç tutmak (a) Manevi baskı için oruç tutmak (b) Açlık grevi (c) Şiddet karşıtı direniş amaçlı oruç tutmak 160. Tersine duruşma 161. Şiddet içermeyen taciz
Fiziksel müdahale: 162. Oturma eylemi 163. Ayakta durma eylemi 164. Toplu taşıma araçlarını kullanma eylemi 165. (Wade-in) Yürüyerek girme eylemi 166. Sürekli hareket etme eylemi 167. Dua etme eylemi 168. Şiddet içermeyen baskınlar 169. Şiddet içermeyen hava baskınları (broşür atmak) 170. Şiddet içermeyen istila 171. Şiddet içermeden vücudunu araya sokma 172. Bedeni kullanarak şiddet içermeyen engelleme 173. Şiddet içermeyen işgal
Sosyal müdahale: 174. Yeni sosyal düzenin tesis edilmesi 175. Tesislerin aşırı doldurulması 176. Oyalama eylemi 177. Konuşma eylemi 178. Gerilla tiyatrosu 179. Alternatif sosyal kurumlar 180. Alternatif iletişim sistemi
Ekonomik müdahale: 181. Ters grev 182. Dışarı çıkmama grevi 183. Şiddet içermeyen arazi işgali 184. Abluka ile karşı çıkma 185. Siyasi motifli taklitçilik 186. Tekelci alım 187. Varlıklara el konulması 188. Çöp boşaltma 189. Seçici himaye 190. Alternatif pazarlar 191. Alternatif ulaşım sistemleri 192. Alternatif ekonomik kuruluşlar
Siyasi müdahale: 193. İdari sistemlerin aşırı yüklenmesi 194. Gizli ajanların kimliklerinin ifşa edilmesi 195. Hapis cezası talep edilmesi 196. “Tarafsız” kanunlara sivil itaatsizlik 197. İşbirliği yapmadan ikna Etmeye çalışma 198. Çifte egemenlik ve paralel hükümet oluşumu
GELELİM SADEDE
Evet, Sharp'ın 198 maddelik eylem çeşidi işte bunlar.. Görüldüğü gibi genelgeçer yani heryerde ve her kesim tarafından kullanılabilecek kuramlar gibi görünüyor. Dikkatle incelendiğinde kabul edilemeyecek işgal, halka yönelik iş yerlerinde grev ya da diğer bazı eylem çeşitlerini içerse de, tartışılacak bir çok yönleri olsa da bu metotların şiddeti içermediği, aksine şiddet kullanılmasına şiddetle karşı olduğu, bu yönüyle de Gezi olaylarına aykırı olduğu görülebilir.
Oysa Gezi olayları boyunca molotof, havai fişek, kaldırım taşı ve bilye gibi silahlarla vatandaşların dükkan ve işyerleri yakılıp yıkıldı. Hükümete ve Başbakan Erdoğan'a ağza alınmayacak küfürler edildi. Duvarlara umumi tuvaletlerde rastlanabilecek şekil ve yazılar yazıldı. Kamunun ulaşımı engellendi. Masum vatandaşlar dövüldü. Kamuoyu bu vahşeti 19 gün boyunca tv ekranlarından açıkça gördü. Bu şekildeki bir şiddet ya da tencere tava çalmak yerine başkalarını rahatsız etmeyecek eylemlere geçilmiş yada geçilecek ise bu olumlu bir değişim olarak değerlendirilebilir.
Diktatörleri pasif direnişle devirmeyi amaçlayan eylemlerin, demokrasinin olmadığı ve halk oyunun öneminin olmadığı diktatörlüklerde işe yarayabileceği görülebilir. Sharp rol alsın ya da almasın bu tür metotların Arap Baharı denilen, Tunus Zeynel Abidin Bin Ali, Libya Kaddafi ve Mısır Mübarek rejimleri gibi diktatörlüklerin demokrasiye dönüştürülmesi sürecinde isyancılar tarafından kullanıldığı ortaya çıktı.
Tekrar etmek gerekirse şiddet içermediği ileri sürülen bu tür metotlardan bazılarının aksi özellik taşıdığı, kabul edilemeyeceği söylenebilir. Bunun dışında ise bu tür pasif eylemlerin sesiz yığınların politize olması gibi olumlu bir sonuç doğurabileceği söylenebilir. Bu ise bizce gayet iyi bir şey. Gezi olaylarının içinde ve ardında yer alanların gayet iyi örgütlendikleri, çok iyi politize oldukları, seslerinin de fazla çıktığı görülüyor. Aynı özelliğe sessiz yığınlar da kavuşursa bunun ülkenin iyiliğine olacağı söylenebilir.
Şu iki üç haftalık Gezi eylemlerine bakıldığında, ortalığı yakıp yıkmanın ve hükümeti sandık yerine bu yöntemlerle devirmeye çalışmanın Gezicilere geçici bir tatmin dışında büyük zarar verdiği görülecektir.
Bu marjinal grupların halka kendilerini beğendiremediği sürece boş yere kürek çekecekleri açıktır. Bu marjinaller, gözaltına alınan Gezi eylemcilerinin bırakılması için Vatan'daki Emniyet binası önünde gösteri yapanlara tepki gösteren Zahide Teyzeyi anlayamazlar. Onu bir yerlerden para alıp konuşmakla itham edebilirler. Bu marjinallerden biri olan Avusturya meclisindeki Türk milletvekili Avusturya'da AK Parti hükümetine destek gösterisi yapacak Türk işçilerinin yurtdışı edilmesi için Avusturya meclisine öneri bile götürebilir. Bu kadar nefret taşındığı sürece halka ulaşmaları imkansız. Halka kendilerini beğendiremedikleri sürece de Sharp değil bütün CIA gelse nafile. 198 değil 198bin kuram da geliştirseler boş. Saatlerce durma eylemi yapsalar, hatta amuda kalkıp beklemeyi deneseler de hava..
Beğendirmek için de başörtüsüne saygı duymalılar. Onlara saldırıp tekme tokat dövmemeliler.. Camilere saygı duymalılar.. Ayakkapla girip içki içmemeliler.. Esnafa saygı duymalı, cam çerçeve indirmemeliler. Yıkıcı olmak yerine yapıcı olmalılar.. Terörü bitirecek projelere karşı çıkmak yerine yetersiz bulup daha iyisini önermeliler.. Grev yapıp hasta vatandaşı hizmetsiz bırakacaklarına sağlık hizmetleri nasıl daha iyi olur diye öneriler getirmeliler.. Ekonomi nasıl daha iyi olur, savunma nasıl daha bağımsız olur diye fikirler geliştirmeliler. Şunun bunun kuramlarını araştırmak yerine, ortada saatlerce durarak medyada fotoğraf çıkartmaya, meşhur olmaya çalışmak yerine isimsiz kahramanlar olmaya çalışmalılar.
Sanal dünyalarından çıkıp gerçeklerin arasına karışmalılar. 'Herşey bedava olsun', 'herkesin malı herkese ait olsun' gibi en fakir halkların bile artık ciddiye almadığı garip fikirlerden vazgeçmeliler. Kömür alıyor oy veriyor diye insanlara hakaret etmek yerine 'biz duran adam olmak yerine çalışan üreten adam olsaydık onlar bu hale düşmezdi' demeliler..
Gezi olaylarında inanılmaz yalanlarla kitleleri kışkırtmaya çabalamak işe yaramıyor. Menderes döneminde kıyma makinesinden geçirilen gençler gibi yalanlar artık işe yaramıyor. İletişim çok gelişti, gerçek çok kısa sürede ortaya çıkıyor. Sandıkta CHP'nin İnönü devrinde olduğu gibi 'açık oy gizli tasnif' de yok. Herkes istediği partiye oy atabiliyor. Seçimlerde hile yapılamıyor. Sandık müşahitleri ile herkes bölgesindeki oyların doğruluğunu kontrol edebiliyor.
TAVSİYELER
Eylemci arkadaşlara bazı tavsiyelerimiz de var. İki gündür süren duran adam eylemini artık bırakın. Sıkıldık. Seçimlere kadar 8 ay var. Bu hızla siz 198 maddeyi uygulamayı bitiremeden seçimler gelecek. Acele edin. iki gündür duran adam eylemi baydı. Yenileri gelsin. Ortalığı yakıp yıkmayın da durun durabildiğiniz kadar. Vatandaşın dükkanının önünde durmayın, müşterisini ve ulaşımını engellemeyin de ne kadar isterseniz o kadar durun. Durmanız için özel yerler bile yapılabilir sizin için.
Duran adamların ne zaman 'düşünen adam' eylemi yapacağı, bir şeyleri devirmek yerine ülke için inşa edebilecekleri şeyleri düşünmeye ne zaman başlayacakları merak ediliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(19 Haziran 2013, 17:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Taksim Tahrir olmaz
Mısır Alman vakıflarını yargılıyor
Mısır ve Türkiye için tarihi gün: 11022011