İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´Kaos Planı´ davasıyla, İlhan Cihaner´in sanık olduğu Erzurum´da görülen terör örgütü davasının birleştirilmesi yönündeki kararına hukukçular tam destek verdi. İstanbul´un kararının doğru ve yerinde olduğunu anlatan akademisyenler, ´terör örgütü üyesi´ olmakla suçlanan İlhan Cihaner´in yeniden tutuklanabileceğini aktarıyor. Hukukçular, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararla ayrıca hukukun itibarını da kurtardığına dikkat çekiyor ve ekliyorlar: ´Şimdi dava konusunda son kararı verecek olan Genel Kurul, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin vermiş olduğu bu fotokopiden dosya birleştirme kararını bozacak. Genel Kurul´da bulunan yaklaşık 125 hâkimin böyle bir hukuka aykırı kararın altına imza atacaklarına ihtimal yok.´
Cihaner yeniden tutuklanabilir
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´Kaos Planı´ davasıyla, İlhan Cihaner´in sanık olduğu Erzurum´da görülen terör örgütü davasının birleştirilmesi yönündeki kararına hukukçular tam destek verdi. İstanbul´un kararının doğru ve yerinde olduğunu anlatan akademisyenler, ´terör örgütü üyesi´ olmakla suçlanan İlhan Cihaner´in yeniden tutuklanabileceğini aktarıyor. Hukukçular, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararla ayrıca hukukun itibarını da kurtardığına dikkat çekiyor ve ekliyorlar: ´Şimdi dava konusunda son kararı verecek olan Genel Kurul, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin vermiş olduğu bu fotokopiden dosya birleştirme kararını bozacak. Genel Kurul´da bulunan yaklaşık 125 hâkimin böyle bir hukuka aykırı kararın altına imza atacaklarına ihtimal yok.´
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, önceki gün tarihi bir karara imza attı. Ergenekon davasına bakan mahkeme, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasıyla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in de sanıkları arasında bulunduğu Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dosyasının birleştirilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş olması nedeniyle doğan ´yetki´ uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gönderilmesine hükmetti. Mahkeme heyetince avukatlara dağıtılan birleştirme kararında, Yargıtay´ın yaptığı hukuksuzluklar tek tek sıralandı. Kararda, Yargıtay´ın ´fotokopiler üzerinden´ yaptığı birleştirme ve tahliyelerin ´hukuk dışı´ olduğu, yoruma yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak ifade ediliyor. İşte o karardan özet bazı cümleler: Başsavcı İlhan Cihaner ve Albay Dursun Çiçek dosyaları arasında şahsi ve fiili irtibat vardır. Dava dosyalarında isnat edilen suçlar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Erzurum dosyası sanıklarının, Yargıtay´daki davada isnat edilen suçlarla bir ilgileri yoktur. Birleştirme konusuyla ilgili karar vermesi gereken ilk merci, Yargıtay 11. Ceza Dairesi değil, bizzat İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´dir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi yüksek görevli mahkeme olmayıp ilk dereceli mahkeme sıfatıyla yargılama yapmaktadır, yani mahkemeler arasında bir alt-üstlük ilişkisi yoktur. Mahkemelere talimat veremez. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin resen birleştirme kararı vermesi ve üstelik onaysız fotokopilerden ibaret dava dosyasına dayanarak delil değerlendirmesi yapması, hukuka uygun değildir. Yargıtay uygulamasında, dosyanın tamamının değil de sadece bir tek evrakın bile onaysız fotokopi olması bozma nedeni yapılmaktadır.
Hukukçulardan tam destek
İstanbul 13. Ağır Ceza´nın hukuk dersi niteliğindeki kararına hukukçulardan tam destek geldi. İstanbul´un kararının hukuk adına sevindirici olduğunu anlatan hukukçular, İlhan Cihaner´in yeniden tutuklanması için hiçbir engel olmadığını söylüyor.
Karar, yargıya güvenimizi artırdı
Sacit Kayasu (Emekli Cumhuriyet Savcısı): Mahkemenin kararı Yargıtay´ın yaptığı işlemin haksız olduğunu ortaya koyuyor. Kararda, Yargıtay´ın yerel mahkemelerin amiri olmadığına dair vurgu yapılması çok önemli. Zaten Yargıtay´ın birleştirme kararı vermeden dosyayı istemesi, doğrudan doğruya o mahkemeye karşı saygısızlıktı, mahkemeyi yok saymaktı. Yargıtay´ın birleştirme kararı vermek gibi bir yetkisi yok. Bu yetki, ağır ceza mahkemesinin. Yargıtay´ın aldığı birleştirme kararı ve tahliyelerden sonra kamuoyunda hukukun güvenilirliği büyük yara aldı. Ama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararı ´Bize güvenin, güvenmeyeceksiniz yüksek yargıya güvenmeyin´ niteliğinde bir mesaj veriyor.
Birleştirme kararı doğru mahkeme tutuklama kararı verebilir
Namık Kemal Hatipoğlu (Avukat): İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin birleştirme kararı doğru. İstanbul sanıklar hakkında yeniden tutuklama kararı verebilir. Ancak hukuki bakımdan hata yapılıyor. Burada ´yetki uyuşmazlığı´ değil, ´görev uyuşmazlığı´ söz konusu. Yetki uyuşmazlığı farklı, görev uyuşmazlığı farklı bir şeydir. Bu dosyaya Yargıtay´ın müdahale etmesi son derece yanlıştır. Bu durum ´hiçbir usul hükmünün, gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyici nitelikte kullanılamayacağı´ yönündeki ceza hukukunun genel ilkesine aykırıdır. Neden hâlâ Yargıtay bu dosyayla uğraşıyor, anlamıyorum. Görev uyuşmazlığı konusunda ancak dava temyiz edilirse itiraz edilebilir. Yani 14. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gidilebilir kanun gereği. Uyuşmazlık için Yargıtay Ceza Genel Kurul´una gidilmesi hukuka aykırıdır.
İlhan Cihaner´in tutuklanmasına engel yok
Bilal Çalışır (Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı): 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği kararın, Yargıtay 11. Ağır Ceza Dairesi´ne karşı alınmış bir tutum olarak algılanmaması gerekiyor. Erzurum´daki mahkeme dosyayı İstanbul´a birleştirme amacıyla göndermişti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi hukuk çerçevesinde kalarak, birleştirme kararı vermiş. Gerekçesinin referans maddeleri tek tek sıralanmış. Mahkeme adeta, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nce verilen birleştirme kararıyla Türkiye´de kişilere ya da gruplara göre kararlar verildiğini bir daha gün yüzüne çıkardı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin ideolojik saplantılar doğrultusunda verdiği kararın usulsüzlüğü zaten biliniyordu. Son karar ile hukuk bir kesinlik kazandı. Bu aşamadan sonra 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Cihaner ile ilgili tutuklanma kararı çıkarabilir. Bunu engelleyecek bir durum söz konusu değil. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Dairesi için görevsizlik kararı veriyor.
Uyuşmazlığı 13. Ağır Ceza çözmeliydi
Prof. Dr. Mustafa Şentop: Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin kararı, içinde ´Yargıtay´ kelimesi geçtiği için, üst mahkeme olduğu anlamına gelmez. İlk derece mahkemesi olarak da, karar verdiği durumlar olur. Nitekim Yargıtay 11. Ceza´nın oldubittiye getirdiği Cihaner kararı da böyle bir karardır. İstanbul 13. Ağır Ceza´nın kararı, Yargıtay kararının tartışılmasını ve hukuken değerlendirilmesini sağlayacak. İki karar olduğu için ortada, ´olumlu görev uyuşmazlığı´ söz konusudur. Dolayısıyla dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gidecek. Oradan ne çıkar bilemeyiz tabii... Ancak bu karar ilke kararı olacağı için, 11. Ceza Dairesi gibi davranmayacaktır. İstanbul 13. Ceza Dairesi´nin görevlendirilmesinin beklenmesi, daha tabiidir.
Fotokopiden birleştirme kararının hükmü yoktu
Gültekin Avcı (Eski Cumhuriyet Savcısı): Kaos Planı´yla ilgili adının geçmemesi gereken tek mahkeme, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´dir. Dairenin kendi görev alanına giren suçlar, kanunla belirlenmiştir. Dairenin görev alanına sadece görev suçu girmektedir. Terör suçuyla görev suçu birleştirilemez. Dolayısıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği karar, anayasal açıdan, yasalar açısından ve Yargıtay içtihatları açısından çok isabetli, çok doğru bir karardır. Dosya kapsamında yargılanan Cihaner dışındakilerin, zaten Yargıtay Ceza Dairesi´nin görev tanımıyla hiçbir ilgisi yoktur. Geçerli olan karar, 13. Ağır Ceza´nın kararıdır. Çünkü dosyanın aslı bu mahkemededir. Fotokopi üzerinden verilen kararın hukuki değeri yoktur. 13. Ağır Ceza, yargılamayı devam ettirecektir. Sanıklar hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarabilir.
Artık üst yargı daha dikkatli olmalı
Prof. Dr. Faruk Turhan (Süleyman Demirel Hukuk Fakültesi Dekanı): İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, gayet yerinde bir karar vermiş, yasalara uygunluk gözeten bir tutum sergilemiştir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin fotokopi belgelerle vermiş olduğu birleştirme kararının usulsüzlüğü ortaya konulmuş oldu. Davada İstanbul 13. Ağır Cezası yetkilidir. Çünkü Erzurum´daki mahkemeye dosyayı birleştirme talebiyle İstanbul´a göndermişti. Mahkeme de bu yönde talebini kullandı. Yargıtay Ceza Dairesi, talimat verir gibi dosyayı istemişti ancak bir alt mahkeme olsa bile mahkemeye talimat verilemez. Aynı davada iki farklı kararın çıkması kamuoyunun dikkatini de çekmiştir. Bundan sonra özellikle üst derece yargı mercilerinin karar verirken daha dikkatli karar vermeleri gerektiği kendini gösterdi.
Yargıtay´ın ´hukuksuz´ kararı tescillenmiş oldu
Prof. Dr. Osman Kaşıkçı (Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı): Bu karar ülkemizde hâlâ hukuku tarafsız ve objektif uygulayan hâkimlerin olduğunu gösterdi. Çünkü Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin vermiş olduğu karar hukuku yok sayan bir karardı. Yargıtay her ne kadar üst derece mahkemesi ise de Cihaner´i yargılarken ilk derece konumundaydı. Ama adeta üst derece mahkemesiymiş gibi davrandı. Bunun karşılığında da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, vermiş olduğu isabetli kararda Yargıtay´ın böyle bir şey yapamayacağını, verse bile hukuka aykırı olacağını tescillemiş oldu. Genel Kurul, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin vermiş olduğu bu fotokopiden dosya birleştirme kararını bozacak. Genel Kurul´da bulunan yaklaşık 125 hâkimin böyle bir hukuka aykırı kararın altına imza atacaklarına ihtimal vermiyorum.
Alkışlanacak bir karar
Reşat Petek (Eski Cumhuriyet Başsavcısı): Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin kararı yetki gasbıydı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararı hukuk adına alkışlanacak bir karar. Yargıtay´ın ilk derece mahkemesi pozisyonuna girdiği doğrudur. Mevcut haliyle dosyada hem Yargıtay 11. Ceza Dairesi hem de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yetkili. Dolayısıyla dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gidecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, Albay Dursun Çiçek imzalı ´Darbe Andıcı´ davasıyla Başsavcı İlhan Cihaner´in dosyasını birleştirme kararının doğru olduğunu söyleyen emekli Başsavcı Reşat Petek, Gerekçeler çok yerinde. Yargıtay üst mahkeme değildir, ağır ceza mahkemelerine emir ve talimat veremez dedi. Yargıtay´ın özel kurye ile dosyayı istetmesi, kopya üzerinden birleştirme kararı vermesinin yargılama hukukuna aykırı olduğunu belirten Petek Dolayısıyla İstanbul´da verilen birleştirme kararı yerinde ve hukuk dersi niteliğindedir dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararından sonra hukukta ´olumlu görev uyuşmazlığı´ durumunun ortaya çıktığını anlatan Petek, Eğer, 13. Ağır Ceza´nın yetkili olduğuna karar verilirse yargılama süreci başlayacak. Bundan sonra mahkeme tutuklama kararı da verebilir, tahliyelerde tek söz sahibi olur.
Ergenekon´da hem sanık hem savcı çelişkisine HSYK sessizliği
Cihaner´in görevinin başına dönmesinin, sağlıklı soruşturma ve yargılamaya engel olacağını belirten Petek, Erzincan Başsavcılığı´ndan davayla ilgili bir belge istense bu Cihaner´in kontrolünden geçecek. Adliyede davayla ilgili tanık ifadesi alınmak istese, bu kişi amiri konumundaki Cihaner hakkında konuşmuş olacak dedi.
Alkışlayan üyeler karar verecekler: Salt çoğunluk yeterli oluyor
Yargıtay´ın, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in tutuklanması ve tahliyesine gösterdiği tepki, Cihaner ve Çiçek dosyalarının birleştirilmesi ile ilgili görev uyuşmazlığının Yargıtay Ceza Genel Kurulu´nda tarafsızlığını yitirmiş hakimler tarafından mı kararlaştırılacak sorusunu akıllara getirdi. Kamuoyu ve hukuk çevreleri tarafından ihsas-ı rey olarak algılanan süreç, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in gözaltına alınmasıyla gerçekleşmişti. Erzincan Ergenekon olayları soruşturmasında hakkında 15 ayrı suçtan 26 yıl hapsi talep edilen Cihaner´in tutuklanması Yargıtay´da deprem etkisi meydana getirmişti. Cihaner´in tutuklanmasından sonra Yargıtay üyelerinin toplu olarak, Yargıtay başkanı yurt dışında olduğu için bu göreve vekalet eden Yargıtay Başkanvekili İhsan Akçin´e bildiri yayınlatmak istedikleri öne sürülmüştü. Gözaltı kararından sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yaptığı ilk toplantıda Cihaner´i gözaltına aldıran savcıların özel yetkilerini kaldırmış, 50´den fazla yüksek yargı mensubu da HSYK´ya tebrik ve destek ziyaretinde bulunmuştu. Görevi kötüye kullanmak, evrakta sahtecilik ve imar kirliliğine neden olmak suçlarından Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nde yargılanan Cihaner´in duruşmalarında Yargıtay üyelerinin alkışları dikkatleri çekmişti. 11. Ceza Dairesi´ndeki duruşmalara yine birçok Yargıtay üyesi cübbeleriyle katılmışlar, hatta Cihaner duruşma salonuna girerken ve çıkarken ayakta alkışlamışlardı. Cihaner´in gerek Yargıtay 11. Ceza Dairesi´ndeki duruşmaları gerekse de terör örgütü davasının görüldüğü Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmalarına giderek açıkça destek veren YARSAV üyelerinin de birçoğu Yargıtay mensubu. Tüm bu gelişmeler ışığında dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gönderildi. Kararı işte bu üyeler verecek. Ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşan Ceza Genel Kurulu, toplantıları nöbetleşe yapıyor. Yargıtay Ceza Dairesi Başkanvekilinin başkanlığında, Ceza Daireleri başkanı ve iki üyenin iştirakiyle toplanan Genel Kurul kararı salt çoğunlukla alıyor. ( Zaman, Yenişafak)
13. Ağır Ceza gereğini yaptı, sıra Yargıtay´da
28 Haziran 2010: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in sanık olduğu davaya ilişkin verdiği karar Türk hukuk tarihine geçecek nitelikte. Önceki güne kadar temyiz mercii olarak Yargıtay yerel mahkemelerin yaptığı hukuk hatalarını düzelten bir işlev görmüştü. Ancak önceki gün bir ilk derece mahkemesi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin yaptığı fahiş hukuk hatasını düzeltmek zorunda kaldı. Ergenekon davasına bakan mahkemenin verdiği kararda belirttiği hususlar, yargıya yürürlükteki mevzuatın dışına çıkılarak yapılan müdahalelerin hukuka verdiği zararı göstermesi açısından çok önemli. Bu düzeltme yapılmasaydı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararında belirtildiği üzere, yargı birliği bozulacaktı. Yargıda bir mahkemenin tutuklu sanıkları görevli olmayan başka bir mahkemece fotokopi dosya üzerinden tahliye edilmesinin yolu açılacaktı. Sivil ve askeri yargı ayrımı nedeniyle sağlanamayan yargı birliği, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin kararıyla sivil yargı içerisinde de tamamen bozulma tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı. Bu yüzden burada görev uyuşmazlığı sorununa bakacak olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu´nun birleştirme hususunda vereceği karar kritik öneme sahip. Ceza Genel Kurulu (CGK) vereceği kararla yargı yetkisinin kullanılmasında yüksek yargının vesayetinin bulunup bulunmadığını gösterecek. CGK, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin kararını yerinde görürse yerel mahkemelerin yargı yetkisi elinden alınmış olunacak. Hukukçular bu yüzden böyle bir kararın Anayasa ve kanunların ihlali anlamına geleceğine dikkat çekiyor. Yargıtay içinde gerçekleştirilen ´iş bölümü´ gereği olarak resmi belgede sahtecilik suçlarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesi gibi terör örgütü davalarına da bakar hale gelecek. Hukukçular, 11. Ceza Dairesi´nin, fotokopi belgeler üzerinden, duruşma tutanaklarını sanık avukatlarından temin ederek verdiği birleştirme ve tahliye kararının yargı birliğini bozduğunu belirtiyor. Yargıtay´ın kendi eliyle ´paralel yargılama´ sürecini başlatarak, hukukta büyük bir kaosun başlangıcına imza atması, hukuk fakültesinde ders veren akademisyenlere Bu kararı öğrencilerimize anlatamayız. dedirtti.Bu yüzden Yargıtay´ın kararından sonra kimse bu durumu izah edemiyordu. Tam bu sırada Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nden ´Ankara´da hakimler var´ dedirtecek bir karar geldi. Şimdi Cihaner´in yargılandığı dava normal mecrasına girdi. Yani Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin Cihaner davasının mağdurları olmadan, dosyanın aslını görmeden verdiği kararın hukuka uygunluğunu denetleme imkanı doğdu. ( Zaman)
(27 Haziran 2010, 12:39), son güncel.: (28 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Islak İmza ve Cihaner birleşti
Flaş!!! Yargıtay endişelendi: Cihaner dosyasına inceleme
Kritik gün 28 Haziran: Yargıtay´ın kararı yok sayılabilir
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
İŞTE ADIM ADIM ERZİNCAN´DAKİ ISLAK KOMPLO
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi