İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Albay Dursun Çiçek´in Islak İmza Davası ile Başsavcı İlhan Cihaner´in davasının birleştirilmesini karar verdi. Karar oyçokluğuyla alındı, mahkeme başkanı Köksal Şengün karara şerh düştü. Yargıtay dosyaların birleştirilmesine gerek görmemişti. İstanbul´un sürpriz kararı Kontrgerillacıları şok etti. Bu karar sonrası sanıklar hakkında tekrar tutuklama kararı verilip verilmediği henüz bilinmiyor. Ayrıntılar ilerleyen saatlerde belli olacak. Bu kararla Erzurum mahkemesinin yalnız olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Ancak bu son karar sonrası davanın Yargıtay uyuşmazlık mahkemesine gitmesi bekleniyor. Orada davanın tekrar Yargıtay´da kalması gerektiği kararı verilse bile İstanbul mahkemesinin kararı çok önemli, çünkü Yargıtay´ın yaptığı dosya gaspının İstanbul´daki hakimlerce de görüldüğünü ve tavır konulduğunu gösteriyor. Bu karara en çok sevinenlerden biri de şüphesiz Erzurum 2. Ağır Ceza´daki hakimler olacak. Mahkeme heyeti yargıtayın hukuksuzluğunu madde madde sıraladı. İçlerinden biri özellikle çok çarpıcı ve yargıtayın hukuksuzluğuna yine yargıtayın uygulamasıyla ışık tutuyor: ´Yargıtay´ın birleştirme kararını aslı elde olmayan onaysız fotokopi belgeler üzerinden verdiği ve hatta hukuken onaysız olmaları nedeniyle güvenilirliği bulunmayan bu evrakın incelenip delil değerlendirmesi yapılarak tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesi, hukuka ve Yargıtay´ın kökleşmiş uygulamalarına aykırıdır. Yargıtay uygulamasında, dosyanın tamamının değil de sadece bir tek evrakın bile onaysız fotokopi olması bozma nedeni yapılmaktadır.´
FLAŞ FLAŞ FLAŞ!!! Islak İmza ve Cihaner dosyaları birleşti
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Albay Dursun Çiçek´in Islak İmza Davası ile Başsavcı İlhan Cihaner´in davasının birleştirilmesini karar verdi. Karar oyçokluğuyla alındı, mahkeme başkanı Köksal Şengün karara şerh düştü. Yargıtay dosyaların birleştirilmesine gerek görmemişti. İstanbul´un sürpriz kararı Kontrgerillacıları şok etti. Bu karar sonrası sanıklar hakkında tekrar tutuklama kararı verilip verilmediği henüz bilinmiyor. Ayrıntılar ilerleyen saatlerde belli olacak. Bu kararla Erzurum mahkemesinin yalnız olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Ancak bu son karar sonrası davanın Yargıtay uyuşmazlık mahkemesine gitmesi bekleniyor. Orada davanın tekrar Yargıtay´da kalması gerektiği kararı verilse bile İstanbul mahkemesinin kararı çok önemli, çünkü Yargıtay´ın yaptığı dosya gaspının İstanbul´daki hakimlerce de görüldüğünü ve tavır konulduğunu gösteriyor. Bu karara en çok sevinenlerden biri de şüphesiz Erzurum 2. Ağır Ceza´daki hakimler olacak. Mahkeme heyeti yargıtayın hukuksuzluğunu madde madde sıraladı. İçlerinden biri özellikle çok çarpıcı ve yargıtayın hukuksuzluğuna yine yargıtayın uygulamasıyla ışık tutuyor: ´Yargıtay´ın birleştirme kararını aslı elde olmayan onaysız fotokopi belgeler üzerinden verdiği ve hatta hukuken onaysız olmaları nedeniyle güvenilirliği bulunmayan bu evrakın incelenip delil değerlendirmesi yapılarak tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesi, hukuka ve Yargıtay´ın kökleşmiş uygulamalarına aykırıdır. Yargıtay uygulamasında, dosyanın tamamının değil de sadece bir tek evrakın bile onaysız fotokopi olması bozma nedeni yapılmaktadır.´
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Albay Dursun Çiçek´in Islak İmza Davası ile Başsavcı İlhan Cihaner´in davasının birleştirilmesini karar verdi. Yargıtay ise dosyaların birleştirilmesine gerek görmemişti. İstanbul´un sürpriz kararı Kontrgerillacıları şok etti. Bu karar sonrası sanıklar hakkında tekrar tutuklama kararı verilip verilmediği henüz bilinmiyor. Ayrıntılar ilerleyen saatlerde belli olacak. Bu kararla Erzurum mahkemesinin yalnız olmadığı ortaya çıkmış oluyor. Ancak bu son karar sonrası davanın Yargıtay uyuşmazlık mahkemesine gitmesi bekleniyor. Orada davanın tekrar Yargıtay´da kalması gerektiği kararı verilse bile İstanbul mahkemesinin kararı çok önemli, çünkü Yargıtay´ın yaptığı dosya gaspının İstanbul´daki hakimlerce de görüldüğünü ve tavır konulduğunu gösteriyor. Bu karara en çok sevinenlerden biri de şüphesiz Erzurum 2. Ağır Ceza´daki hakimler olacak.
YARGITAY KENDİYLE ÇELİŞTİ.. KARAR ZİNCİRLEME KAOS DOĞURUR.. İLK KARAR MERCİİ 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ.. FOTOKOPİYLE BİRLEŞTİRME OLMAZ..
Dosya yetki uyuşmazlığı için Yargıtay´a gidiyor
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiş olması nedeniyle doğan ´yetki ´ uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla, dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine hükmetti.
13. Ağır Ceza, Yargıtay 11. Daire´nin usulsüzlüklerini tek tek sıraladı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasıyla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´in de sanıkları arasında bulunduğu Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasının birleştirilmesi kararında, ´Yargıtay 11. Ceza Dairesi ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaların tarafları arasında sanık Cihaner dışında bir bağlantı olmadığını´ belirtti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince avukatlara dağıtılan birleştirme kararında, Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK), ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususunda kurallar koyarken, yargılama sürecine katılan kişilerin de hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenlediği hatırlatıldı. Dava dosyalarının birleştirilmesi ile ayrılmasının ne şekilde yapılması gerektiği ve uyuşmazlıkların ne şekilde giderileceği hususlarının CMK´nın 8 ve 18. maddeleri arasında düzenlendiği vurgulanan kararda, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki 14 sanıklı dava dosyasının, ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasıyla birleştirilerek bu mahkemeye gönderildiği ifade edildi. Kurmay Albay Dursun Çiçek´in de sanıkları arasında bulunduğu ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ davasının ilk duruşmasının 28 Haziran 2010 Pazartesi günü yapılacağı hatırlatılan kararda, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyayı, muvafakat almadığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermesi üzerine mahkemeler arasında uyuşmazlık doğduğu ve Başsavcı Cihaner´in ´görevi kötüye kullanmak´ suçundan yargılandığı davaya bakan Yargıtay 11. Ceza Dairesinin de Erzurum´daki dosyayı kendi dosyasıyla birleştirmesi üzerine uyuşmazlık oluştuğu belirtildi.
´Uyuşmazlık hangi merci tarafından çözülecek?´
Kararda, ´Çözülmesi gereken sorun, adı geçen mahkemelerden hangisinin davaya bakmakla yetkili olduğu ve bu uyuşmazlığın hangi merci tarafından çözüleceği sorunudur´ ifadesi kullanıldı. Mahkemece yapılan incelemede, Yargıtay 11. Ceza Dairesi ile Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyalarında yapılan usul hataları tek tek sıralanarak hataların oluşma nedenleri belirtildi. Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 18 Haziran tarihli birleştirme kararının irdelendiği ve iki dosyanın değerlendirildiği kararda, her iki yargılamaya bakıldığında, CMK´nın 8 ve 11. maddeleri kapsamında kanunun aradığı anlamda bir bağlantının söz konusu olmadığı vurgulandı. Kararda, ´Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinde görülen davaların, sanık İlhan Cihaner dışında, tarafları arasında bir bağlantı yoktur. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Başsavcı haricinde 13 sanık vardır ve bu sanıkların Yargıtay 11. Ceza Dairesinde yürütülmekte olan davada taraf sıfatları yoktur. Bu nedenle diğer sanıklar yönünden taraf yönüyle de bir bağlantıdan söz edilemez´ denildi.
OLAY NEYDİ?
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk´in da sanık olduğu davaya bakan Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklara ?Albay Dursun Çiçek imzalı İrtica İle Mücaadele Eylem Planı´nı Erzincan´da uygulamaya çalıştıkları? suçlaması yöneltildiği için dosyayı ?Islak İmza davasıyla birleştirilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne göndermişti. Cihaner´in ´evrakta sahtecilik´ suçundan yargılandığı Yargıtay 11. Ceza Dairesi ise araya girerek ve hatta Erzurum´daki dosyanın aslını bile görmeden fotokopi belgeleri inceleyerek ve Erzurum ile İstanbul´daki mahkemelerin muvafakatını almadan davayı Yargıtay´daki davayla birleştirmiş ve Cihaner dahil 10 tutuklu sanığı tahliye etmişti. Bu şok kararla yetinmeyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi, dosyanın aslını elinde bulunduran İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine de ?üzerinde hiçbir işlem yapmadan dosyayı bana gönder? yazısı yazarak mahkemeye dayatmada bulunmuştu. 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri Sedat Sami Haşıloğlu ile Hasan Hüseyin Özese, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün ?Yargıtayda birleşti, incelemeye gerek yok? muhalefetine rağmen Erzurum´un gönderdiği dosyayı incelemeye almışlardı.
Cihaner´in umudu yine Yargıtay´da
26 Haziran 2010: Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin birleştirme kararının usule aykırı olduğunu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu´nun uygunsuzluğu gidereceğini söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararını değerlendiren Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, yetkili ve görevli mahkemenin Yargıtay´ın 11. Ceza Dairesi olduğunu belirterek, Kararın verilmesi usule uygun değildir. Bu uygunsuzluğu Yargıtay Ceza Genel Kurulu çözecektir. dedi. ( Cihan)
Mahkemeden hukuk dersi
Ergenekon terör örgütü davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin fotokopi üzerinden aldığı İlhan Cihaner dosyalarını birleştirme kararının hukuksuz olduğunu, söz konusu birleştirme kararının Anayasa´ya, yasalara ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme ayrıca, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in sanık olduğu Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dava ile Albay Dursun Çiçek´in sanık olduğu Ergenekon davasını birleştirdi. Kararda, iki dosya arasında hukukî ve fiilî irtibat bulunduğu gerekçesiyle davanın kendi mahkemelerinde görülmeleri gerektiği ifade edildi. Bu şekilde Yargıtay 11. Ağır Ceza Dairesi´nin fotokopi belge üzerinden aldığı birleştirme kararı nedeniyle iki mahkeme arasında yetki uyuşmazlığı ortaya çıktı. Uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gönderilmesine hükmedildi.
İstanbul´un kararı tarihî
İstanbul´dan çıkan tarihî kararda özellikle Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin uygulamalarının hukuksuzluğuna ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi: Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin resen birleştirme kararı vermesi ve üstelik onaysız fotokopilerden ibaret dava dosyasına dayanarak delil değerlendirmesi yapması hukuka uygun değildir. Bu uygulama, Türkiye genelinde zincirleme bir kısım hukukî problemlerin doğmasına neden olma olasılığını doğurabilecektir. Birleştirme konusuyla ilgili karar vermesi gereken ilk merci, öncelikle ilk derece mahkeme sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesi değil, bizzat İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´dir. Dava dosyalarında isnat edilen suçlar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Erzurum dosyası sanıklarının, Yargıtay´daki davada isnat edilen suçlarla bir ilgileri yoktur ve Cihaner´e isnat edilen suça iştirakleri söz konusu değildir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi yüksek görevli mahkeme olmayıp, ilk dereceli mahkeme sıfatıyla yargılama yapmaktadır, yani mahkemeler arasında bir alt-üstlük ilişkisi yoktur. Talimat veremez. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin ´dosyayı incelemeden gönderin´ talebi, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine bir müdahale olacağı anlamına gelecektir. Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, iki hafta önce Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin fotokopi belge üzerinden birleştirme kararı aldığı İlhan Cihaner dosyası ile ilgili kritik kararını açıkladı. Mahkeme, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin fotokopi üzerinden aldığı birleştirme kararının hukuksuzluğunu ortaya koyan çarpıcı bir karar aldı. Mahkeme, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 10 Mayıs 2010´da aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle İstanbul´daki Ergenekon davasıyla birleştirilmesi kararını onaylayarak, davanın kendi mahkemelerinde görülmeleri gerektiğine hükmetti. Bu şekilde Yargıtay 11. Ağır Ceza Dairesi´nin fotokopi belge üzerinden aldığı birleştirme kararı nedeniyle iki mahkeme arasında yetki uyuşmazlığı ortaya çıktı. Bu yüzden mahkeme, Yargıtay 11. Ceza Dairesi ile aralarında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gönderilmesine karar verdi. 15 sayfalık karara Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün muhalefet şerhi koyması dikkat çekti.
Bir hakim diğer bir hakime talimat ya da emir veremez
Mahkeme heyeti: Yargıtay, Erzurum mahkemesine sormadan karar alamaz!
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince avukatlara dağıtılan birleştirme kararında, Çiçek dosyası ile Cihaner´in terör örgütü üyeliği ile suçlandığı dava dosyalarının şahsi ve fiili irtibatı olduğu vurgulandı. Yargıtay´ın ilk derece mahkemesi olarak davaya baktığı ve birleştirme hususunda Erzurum mahkemesine sormadan hiçbir karar alamayacağının altı çizildi. Yargıtay´ın aldığı kararın hukuksuz olduğu yönündeki tespitler tek tek sıralandı. Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin ´birleştirme kararı vermeden dosyayı gönderin´ talimatına da değinilen kararda, Bir hakim diğer hakime talimat ya da emir veremez. uyarısında bulunuldu.
Yargıtay´ın hukuksuzluğu madde madde sıralandı
Kararda, Yargıtay 11. Dairesi´nin fotokopide birleştirme kararının Anayasa, Hakimler ve Savcılar Kanunu, CMK´nın 10. maddesi, kararı veren dairenin de içinde yer aldığı Yargıtay mahkemelerinin içtihatlarına aykırı olduğu tespiti yapıldı. Kararda, Yargıtay´ın Cihaner´i görevinden dolayı yargıladığı, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde ise sanık Cihaner ile birlikte 14 sanık hakkında silahlı ´terör örgütüne üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi´ gibi suçlardan dolayı yargılama yapıldığı belirtildi. Kararda, Her iki yargılamaya bakıldığında, kanunun aradığı anlamda bir bağlantı söz konusu değildir. denildi. Kararda, her iki dosya arasındaki bağlantısızlık noktaları şöyle sıralandı:
1) Dava dosyalarında isnat edilen suçlar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır.
2) Erzurum dosyası sanıklarının, Yargıtay´daki davada isnat edilen suçlarla bir ilgileri yoktur ve Cihaner´e isnat edilen suça iştirakleri söz konusu değildir.
3) Her iki yerde görülen davalardan birinin sonucunun diğerini etkilemesi de söz konusu değildir.
4) İki davanın birleştirilerek görülmesinde, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki dava sanıklarının herhangi bir menfaati yoktur, bir yarar söz konusu değildir.
5) Cihaner hakkındaki dava, Erzurum´daki davaya nispeten çok daha basit bir davadır. Erzurum´daki davanın kapsamı itibarıyla geniş olması, yargılama süresinin Yargıtay´da görülen davaya nazaran daha uzun süreceği anlamına gelmektedir. Birleştirme halinde Yargıtay´daki davada karar verilme süreci uzayacak ve birleştirmeden beklenen fayda gerçekleşmeyecektir. Bu durum, Cihaner´in yararına bir durum değildir.
6) Yargıtay 11. Ceza Dairesi yüksek görevli mahkeme olmayıp, ilk dereceli mahkeme sıfatıyla yargılama yapmaktadır, yani mahkemeler arasında bir alt-üstlük ilişkisi yoktur.
7) Yargıtay kararında, ´Genel Kurul´dan hareket ederek´ demekle, kendi içinde çelişkiye düşmüştür. Bu gerekçeye dayanıldığında, görevli mahkemenin Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi olacağı sonucu çıkar. Erzurum mahkemesinin cezalarının üst sınırı, Cihaner´in yargılandığı suçların üzerindedir.
8) Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin, CMK´nın 10. maddesine göre resen birleştirme kararı vermesi yasal olarak mümkün değildir. Bu uygulama, Türkiye genelinde zincirleme bir kısım hukuki problemlerin doğmasına neden olma olasılığını doğurabilecektir. Bir mahkeme, kendisiyle ilgili gördüğü bir başka mahkemenin tutuklu iş dosyasını isteyebilecek, dosyayı istediği mahkemenin görüşünü de almadan resen birleştirme kararı verip, doğrudan bu mahkemenin tutuklulukla ilgili kararını değiştirerek bir kısım sanıkları salıverebilecektir.
Yargıtay korsanlığına yargıtay cevabı: ´Onaysız fotokopiyle karar verildi. Oysa dosyanın tamamının değil bir sayfasının bile fotokopi olmasının yargıtayca bozma nedeni sayılması kökleşmiş bir uygulamadır.´
Birleştirme kararını biz veririz, Yargıtay 11. Ceza Dairesi değil!
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin birleştirme kararında, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´birleştirme´ yönündeki kararını, İstanbul´un muvafakatının alınmaması nedeniyle yok saymasının usulde yeri olmadığı ifade edildi: Birleştirme konusuyla ilgili karar vermesi gereken ilk merci, Yargıtay 11. Ceza Dairesi değil, bizzat İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´dir. Yargıtay ilk birleştirme iradesinin duruşma günü olan 18 Haziran´da ortaya koydu. Erzurum ise 10 Haziran´da birleştirme kararı vererek dosyadan elini çekti. Hukuken yürürlükte olan bir birleştirme kararı varken ilk derece mahkemesi olarak yargılama yapan, Anayasa ve yasalar tarafından gerek mahkememiz, gerekse Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ne göre yüksek görevli mahkeme unvanına sahip olmayan 11. Ceza Dairesi´nin resen birleştirme kararı vermesi ve üstelik onaysız fotokopilerden ibaret dava dosyasına dayanarak delil değerlendirmesi yapması hukuka uygun değildir. Kaldı ki, Yargıtay´ın birleştirme kararını aslı elde olmayan onaysız fotokopi belgeler üzerinden verdiği ve hatta hukuken onaysız olmaları nedeniyle güvenilirliği bulunmayan bu evrakın incelenip delil değerlendirmesi yapılarak tutuklu sanıkların tahliyelerine karar verilmesi, hukuka ve Yargıtay´ın kökleşmiş uygulamalarına aykırıdır. Yargıtay uygulamasında, dosyanın tamamının değil de sadece bir tek evrakın bile onaysız fotokopi olması bozma nedeni yapılmaktadır.´
Yargıtay, mahkemelere ´bağlayıcı´ emir veremez
Kararda, Yargıtay ceza dairelerinin yargılama yetkisinin kullanılmasına ilişkin yerel mahkemeye talimat verme hak ve yetkisinin bulunmadığının yadsınamaz hukuki bir gerekçe olduğu kaydedildi. Şu ifadelere yer verildi: Bir hakimin kararını verirken özgür olabilmesi için yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsız olması yetmez. Aynı zamanda kendi içinde bulunduğu yargı sisteminde diğer yargı organlarına karşı da bağımsız olması gerekir. Yargı organı, birçok yargılama makamından oluşur. Bu yargılama organları arasında bir alt-üst ilişkisi ancak muhakeme usulünün itiraz ve temyiz gibi durumların gerektirdiği ölçüde vardır. Buna göre temyiz yolunda, üst yargılama makamı, alt yargılama makamının kararını bozabilir veya onu bağlayacak şekilde bir karar verebilir. Ancak üst yargılama makamlarının önceden genel nitelikte emir ve talimat vermeleri, belli bir davada serbestçe karar vermesi anlamına gelen hakimlerin bağımsızlığı ilkesine ters düşer. Yüksek hakimlerin önceden bağlayıcı ve genel emir verebilmeleri yargı bağımsızlığı ile uzlaşmaz olarak kabul edilmektedir. Türk milleti adına yargılama yetkisini kullanmakta olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne ´belirli bir kararın verilmesi veya verilmemesi´ şeklinde bir talepte bulunulmasının, Anayasa´mızın 138. maddesindeki düzenlemeye, yani mahkemelerin bağımsızlığına ve yargıç teminatına açıkça aykırılık oluşturacağı ortadadır.´
´Dosyayı gönderin´ talebi, yargı bağımsızlığına müdahale
Birleştirme kararında, Yargıtay 11. Ceza Dairesi´nin, birleştirme konusunda bir karar verilmeden Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dosyasının gönderilmesini istemesinin Anayasa´nın 138. maddesi başta olmak üzere yürürlükteki mevzuata aykırı bir talep olduğu belirtildi. Şöyle denildi: Mahkememizin birleştirme kararı verilerek gönderilmiş bir dava dosyası hakkında hiçbir karar vermeden esası kapatarak göndermesi, hem ´görevi ihmal etme´ veya ´kötüye kullanma´ suçu olasılığını doğurabilir hem de usul hükümleri gereği de olanaksızdır. Böyle bir yetkinin bulunduğunun kabulü, mahkemelerin diğer bir mahkemenin görmekte olduğu dava dosyasını tek taraflı birleştirme kararı vererek getirtmesi sonucunu doğurur ki, bu mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine bir müdahale olacağı anlamına gelecektir.´ ( Zaman)
Cihaner´in avukatı Kazan çok kızdı: Birleştirme kararı yok hükmünde
28 Haziran 2010: Dava dosyalarının İstanbul 13. Ağır Ceza heyetince birleştirilmesinin ardından Cihaner´in avukatı Turgut Kazan kameraların karşısına geçerek önemli açıklamalarda bulundu. Avukat Kazan, Öyle bir sorun yaşıyoruz ki hukukla hiçbir ilgisi yok. Bugün de yine bir örneği kamuoyuna duyurmak için sizlerle buluşma mecburiyeti doğmuştur. dedi. Islak imza davasıyla İlhan Cihaner davasının birleştirilmesine tepki gösteren Kazan Müvekkilimiz Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili olarak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin geçtiğimiz Cuma akşamı verdiği birleştirme kararı tam bir yok hükmünde karar örneğidir. Biz inanıyoruz ki bu durum Yargıtayca da tespit ve tescil edilecektir. diye konuştu.
´Yargıtay´a savaş açılmıştır´
Avukat Kazan, birleştirme kararıyla ilgili olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Yargıtay´ın kararına itiraz etme hakkının olduğunu söylemesine de sert çıktı. Kazan, Bir mahkeme sanki tarafmış gibi itiraz etme hakkının olduğunu kayda geçiriyor. diye konuştu. Kazan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin iki üyesinin davaların birleştirilmesi konusunu tartışmadığını Yargıtay´ın verdiği tahliye kararını tartıştığını söyledi. Kazan, Tıpkı Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin ve Başbakan´ın yaptığı gibi Yargıtay´a savaş açıyor. Nitekim, birleştirme kararıyla yetinilmiyor itiraz hakkından bahsedilerek, bir taraf gibi hareket ediliyor. Ve tahliyelerin hukuka aykırı olduğu belirtilirken, taraf oldukları açıkça kabul ve itiraf ediyorlar.Birleştirmeyi tartışırken, Yargıtay´ın tahliye kararına dil uzatmak, kimsenin hakkı değildir; haddi değildir. dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Cihaner´in tahliyesini sağlayan cd´lere onaysız belge demesine de karşı çıkan Kazan, cd´lerin Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gönderildiğini söyleyerek, Onaysız belge denilmesi kural dışı, hukuk dışı ve usul dışıdır. dedi.
´Bizden gizli açık yargılama yapılıyor´
Avukat Kazan, Siz Erzurum Mahkemesi hiçbir şey görmeden birleştirme kararı veriyor ona selam duruyorsunuz. Kendiniz Yargıtay dosyasını hiç görmeden bağlantı yoktur diyorsunuz. Ama Yargıtay´ın Erzurum Mahkemesinin gönderdiği cd´ler üzerinden tahliye kararı vermesini kınıyorsunuz.Bu ne menem bir çelişkidir ? diye sordu. Kazan iki davanın birleştirme kararı verilirken, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin taraf avukatları içeri almadığını söylemesi ancak ´ açık yargılama yapıyorum ´ demesine ise, Açık yargılama oyun değildir. Açık yargılama taraflarla birlikte olur. Ama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi savcıyı çağırıyor. Kapalı bir odaya giriyor. Üç tane dilekçe vermişiz. Bizden gizli açık yargılama yapılıyor dedi.
´Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalıdır´
Kazan konuşmasının sonunda özel yetkili mahkemeleri ve dolasıyla İstanbul 13. Ağrı Ceza Mahkemesini de eleştirerek, İşte özel yetkili mahkemeler budur. Özel yetkili mahkemeler bakanlık teklifiyle kurulur. Atama taslaklarını bakanlık hazırlar ve siyasal iktidarın ezmek istediği insanları yargılarlar.Dolayısıyla demokrasi ve hukuk devleti için, kişi güvenliği ve korkusuz yaşama hakkı için, önce özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekir.Türkiye´de kim ki demokrasiye inanıyorsa, kim ki birazcık hukuk devletine saygısı varsa, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için mücadele vermelidir şeklinde konuştu. Kazan Islak imza davasının bugün başlayacağını ancak Cuma günü iki davanın birleştirme kararı sonrası ıslak imza davasından tutuklu bulunan sanıkların açık bir mağduriyetle karşı karşıya kalacağını belirtti. ( Vatan)
Abdullah Harun
(25 Haziran 2010), son güncel.: (28 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Yargıtay endişelendi: Cihaner dosyasına inceleme
Kritik gün 28 Haziran: Yargıtay´ın kararı yok sayılabilir
Cihaner´i Yargıtay´da kurtarma planı manşetlerimiz
İŞTE ADIM ADIM ERZİNCAN´DAKİ ISLAK KOMPLO
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi