1993´te Alevi-Sünni çatışması için Erzincan´da köylülere dağıtılan silahlarla ilgili önemli belgelere ulaşıldı. Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in 2009´da başlatılan soruşturmayı nasıl yürüttüğünü gösteren belgelere göre, dosya terör suçu yerine Ateşli Silahlar Yasası kapsamına alınmış. Cihaner, olayın özel yetkili savcıya bildirilmemesi için talimat vermiş. Mühimmatta 3 LAW ve bombalar da var.
Erzincan köylerindeki silahların sırrı çözülüyor
1993´te Alevi-Sünni çatışması için Erzincan´da köylülere dağıtılan silahlarla ilgili önemli belgelere ulaşıldı. Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in 2009´da başlatılan soruşturmayı nasıl yürüttüğünü gösteren belgelere göre, dosya terör suçu yerine Ateşli Silahlar Yasası kapsamına alınmış. Cihaner, olayın özel yetkili savcıya bildirilmemesi için talimat vermiş. Mühimmatta 3 LAW ve bombalar da var.
Ergenekon sanığı eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili bir skandal daha ortaya çıktı. Cihaner´in, Sivas katliamının ardından Alevi-Sünni çatışması için Erzincan´da köylülere dağıtılan silahlara ilişkin soruşturmayı, kapsamını küçülterek terör dışına aldığı belirlendi. İliç´te jandarma komutanı ve savcının imzasını taşıyan tutanak ile başsavcılığın fezlekesi, yaşananları bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Zaman´ın ulaştığı belgeler, 3 LAW silahı, 3 tüfek bombası ve iki el bombasının da yer aldığı mühimmatın Cihaner tarafından nasıl soruşturulduğunu da gösteriyor. Dosyayı terör suçu yerine Ateşli Silahlar Yasası´na muhalefet kapsamına alan Cihaner, olayın Erzurum´daki özel yetkili savcıya bildirilmemesi için talimat vermiş. Bilgiler, Cihaner´in ´soruşturma bitmeden müdahale edildi´ açıklamasını yalanlıyor. Soruşturmadan 2010´da haberdar olan özel yetkili savcının tespiti ise dikkat çekici: Silahların halka veriliş tarzı Ergenekon faaliyeti olma ihtimalini güçlendiriyor.
Silahlar 1993´te dağıtılmış
İliç Cumhuriyet Başsavcılığı´nın hazırladığı fezlekeye göre, olay 1993´te Ortatepe köyünde meydana geldi. Çuvallarla mühimmat getiren bir asker, bunların Alevi-Sünni çatışmasında köylülerin kendilerini korumaları için gönderildiğini söyledi. Önce buradaki bir mağaraya, ardından Karakoçlu köyüne saklanan mühimmat ihbar üzerine ele geçirilirken, konu 2009 yılında Cihaner´e intikal etti.
Cihaner ihbarı örttü
Milletvekili aday adaylığı için Adana Cumhuriyet Savcılığı görevinden istifa eden İlhan Cihaner, NTV´de Banu Güven´in sorularını cevapladı. Cihaner, Erzincan´daki görevi sırasında 1993´te yaşanan Sivas olaylarından sonra birilerinin iç savaş çıkarmak için köylülere silah dağıttığına ilişkin verilere ulaştığını söyledi. Soruşturmaya müdahale edildiğini ileri süren Cihaner, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı´nın konuya el koyduğunu savundu. Cihaner´in iddialarının aksine o dönemde soruşturmayla ilgili Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı´na bilgi verilmemesi yönünde talimat verdiği ortaya çıktı. Zaman´ın ulaştığı tutanağa göre Alevi-Sünni çatışması öncesi bir astsubayın İliç ilçesine bağlı Ortatepe köyüne silah ve mühimmat gönderdiği, konuyla ilgili ihbarcının verdiği bilgilerin Cihaner tarafından örtüldüğü anlaşıldı.
3 law, 3 tüfek bombası ve 2 el bombası ele geçirildi
İliç Jandarma Bölük Komutanı Yılmaz Sandal, Jandarma Kıdemli Üstçavuş Lokman Karakaya ve Cumhuriyet Savcısı Eren Budak´ın altında imzası bulunan tutanağa göre, 22 Aralık 2009´da Ortatepe´de çobanlık yapan bir kişi, Sandal´ı arayarak ülke gündemi ile ilgili önemli bilgiler anlatacağını belirterek görüşmek istedi. Sandal, beraberinde bir üstçavuşla muhbirin evinde görüştü. Konuyla ilgili savcı Eren Budak´a bilgi verdi. Budak da konuyu Erzincan Başsavcısı Cihaner´e aktardı. Budak ve Sandal ile Erzincan´da yüz yüze görüşen Cihaner, ihbarcının anlattıklarının örgüt suçuna değil, ateşli silahla yasaya muhalefet kapsamına girdiğini söyledi. Cihaner ayrıca, Budak´a olayla ilgili Erzurum Özel Yetkili Savcısı´nın yetkisine giren bir durumun olmadığını ifade ederek savcının aranmamasını istedi. İliç Cumhuriyet Başsavcılığı´nın olayla ilgili hazırladığı fezlekede, ´silahlı terör örgütüne üye olma´, ´tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma´ şeklinde belirtilen suçun 1993-2009 yıllarını kapsadığı belirtiliyor. Fezlekeye göre, 1993´te İliç´e bağlı Bağıştaş istasyonuna bir asker çuvallarla mühimmat getirdi. Bunların Alevi-Sünni çatışmasında köylülerin kendilerini korumaları için gönderildiğini söyledi. Mühimmat, fezlekede adı şüpheli olarak geçen Ortatepe köyünde oturan Ömer Kuruçaylı tarafından koruculara dağıtıldı. Daha sonra başka bir şüpheli tarafından köye yakın bir mağaraya saklandı. Şüphelilerin hepsi mühimmatın Erzincan´ın Tercan ilçesinde görevli astsubay N.Ö. tarafından gönderildiğini aktardı. Kemaliye´ye bağlı Karakoçlu köyünde ikamet eden Bedir Büyüközkan da mühimmatın evinin altında iki çuval içinde saklandığını itiraf etti. Evdeki aramada 3 LAW, 3 tüfek bombası, iki el bombası, 27 mavzer mermisi ele geçirildi.
Cihaner: İlk aşamada basit bir ihbar gibi düşünmüştüm
Öte yandan konudan haberdar olan Özel Yetkili Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal, 12 Ocak 2010´da İliç Başsavcılığı´ndaki soruşturmaya re´sen el koydu. Soruşturmaya el koyma yazısında şu ifadeler yer aldı: Bir vatandaşın başsavcılığa müracaat ederek 1993 yılında askeri bir şahıs tarafından çeşitli mühimmatın köylüye dağıtıldığı, bu sırada, ´Yakında Alevi-Sünni çatışması çıkacak, mühimmatlarla kendinizi savunursunuz.´ denildiğine dair bilgi edinilmiştir. Silahların halka veriliş tarzı ve söylenenler dikkate alındığında halen soruşturması yürütülen Ergenekon terör örgütü faaliyetlerinden biri olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Yürütmüş olduğunuz bu soruşturmaya CMK´nın 250. maddesi gereğince el konulmuştur. El konulan soruşturma halen sürüyor. NTV´deki konuşmasında herkesin, cemaatlerle ilgili soruşturmasına odaklandığını belirten Cihaner, Ben nihai kararı vermemişken müfettişler müdahale etti. demişti.
Eski Savcı İlhan Cihaner ise sorularımız üzerine televizyondaki konuşmasından farklı olarak, soruşturmayı yürüten İliç savcısının kendisine konu hakkında bilgi verdiğini söyledi. İlk aşamada kendisine iletilenlerin ´basit bir ihbar´ olduğunu düşündüğünü ifade eden Cihaner, bu sebeple bu aşamada soruşturmayı CMK 250´ye uygun görmediği için 6136´ya göre değerlendirmede bulunduğunu kaydetti. Cihaner, esas üzerinde durulması gereken noktanın bu davanın hangi aşamada bulunduğu olduğunu belirtti. ( Zaman)
ERGENEKON DAVASINI ÇÖKERTME KOMPLOSU
Ergenekon süreci, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye baskınıyla başladı. HSYK, 2 Temmuz 2007 günü İlhan Cihaner´i Erzincan´a başsavcı olarak atadı. Ergenekon´da tutuklamaların başladığı günlerde, 2007 yılı Kasım ayında İsmailağa cemaati soruşturması için düğmeye basıldı. Soruşturmanın fitili, bir kadının ´Cemaat üyesi kocam beni dövüyor´ şikayetiyle yakıldı. Aile içi şiddet soruşturması, bir anda tüm Türkiye´yi kapsayacak şekilde bazı cemaatlere yönelik terör örgütü soruşturmasına dönüştürüldü. Ergenekon´da Veli Küçük ve arkadaşları tutuklandı, Erzincan´da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Yeni Şafak Gazetesi Patronu Ahmet Albayrak dahil 16 ilde 235 kişi takibe alındı. 23 Şubat 2009 günü 29 kişi gözaltına alındı, 9´u tutuklandı. Yaygın iddia şuydu: Silivri´nin rövanşı Erzincan´da alınacak, tüm Türkiye´yi tarayan karşı bir dava yolu açılacaktı.
Bir kadının kocası tarafından dövüldüğü iddiasıyla başlatılan ´cemaat soruşturması´ masum insanların evlerine silah yerleştirerek yakalatmayı ve cemaatleri ´silahlı kalkışma´ aşamasında gösterme çılgınlığına kadar vardı. Kurmay Albay Dursun Çiçek´in ıslak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesi işte bu amaçla devreye sokularak cemaatler silahlı gösterilmeye, çok büyük gürültü koparılarak soruşturma AK Partili yetkililere dayandırılmaya kalkışıldı. Zaten hedef de buydu. Böylece Ergenekon soruşturma süreci en can alıcı açıdan vurularak durdurulmuş olacaktı. Cihaner soruşturmayı iki yıl boyunca Adalet Bakanlığı´ndan gizli yürüttü.
Ancak bu komploda yer almak istemeyen şahısların ihbarıyla plan suya düştü. Erzincan göletine atılarak jandarmaya buldurulması ve cemaatle bağlantılı gösterilmesi planlanan silahlar ihbar üzerine polis tarafından bulundu. Bu komploda yer alan çok sayıda tanık itiraflarda bulundu. Soruşturma inanılmaz şekilde genişledi. 3´ncü Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk´in 1 numaralı, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in 2 numaralı sanık olduğu 17 sanıklı Erzincan Ergenekon Terör Örgütü davası açıldı.
Soruşturma sürecinde savcılara baskılar yapıldı. Görevli dört savcı, yetkileri HSYK tarafından kaldırılarak soruşturmadan alındı. Ancak yerlerine atanan yeni savcı soruşturmayı tamamlayıp iddianameyi mahkemeye sundu. İddianame kabul edilerek dava açıldı. Dava sürecinde de inanılmaz baskılar yapıldı. 1 numaralı sanık Berk komutasında askeri araçlar şehir merkezinde yürütüldü. Dava duruşmalarında savaş uçakları mahkeme salonu üzerinde alçak uçuş yaptı. CHP´liler ile Radikal gazetesi muhabirleri devreye sokularak bazı tanıkların para teklifleriyle ifadelerinden vazgeçmesine çalışıldı. Bazı tanıklara silahlı saldırılar gerçekleşti. Dava skandal şekilde Yargıtay´a alındı ve sanıklar serbest bırakıldı.
İşte başlangıcından bugüne adım adım takip ettiğimiz Erzincan´daki Islak Komplo ve boşa çıkarılma süreci:
12.06.2007: Ergenekon soruşturması başladı
İstanbul Ümraniye´de bir evde 27 el bombası bulunmasıyla Ergenekon soruşturması başladı.
02.07.2007: Cihaner, HSYK tarafından Erzincan Başsavcılığı´na atandı. (Listenin devamını görmek için tıklayın..) (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
SİLAHLARI KÖYÜ SAVUNMAK İÇİN ALDIM. KİMDEN ALDIĞIMI MAHKEMEYE SÖYLERİM
18 Mart 2011 - Alevi-Sünni çatışması için 1993 yılında Erzincan´da köylülere dağıtılan silahlarla ilgili Zaman´ın dün manşetten duyurduğu haber, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Silahların dağıtıldığı belirtilen Ortatepe köyünün muhtarı Turgut Kuruçaylı, mühimmatları doğruladı ancak nereden temin ettiğini sadece mahkemeye çıkarsa söyleyeceğini belirtti. Zaman´a konuşan Kuruçaylı, silahları köyünü savunmak için aldığını ileri sürdü. Bunun Alevi-Sünni meselesi ile alakalı olmadığını söyleyen Kuruçaylı, Köyümüz Tunceli-Sivas güzergahındadır. Köyümüzü savunmak için bu silahları bir şekilde temin ettim. Şu an nasıl aldığımı açıklayamam. Mahkemeye hala çağrılmadık, mahkemeye çıkarsak nasıl temin ettiğimizi de söyleyeceğiz. dedi.
İliç Savcılığı´nın konuyla ilgili hazırladığı fezlekede 1993´te İliç´e bağlı Bağıştaş istasyonuna bir askerin çuvallarla mühimmat getirdiği belirtilerek, bunların Alevi-Sünni çatışmasında köylülerin kendilerini korumaları için gönderildiği ifade ediliyor. Mühimmatın, fezlekede adı şüpheli olarak geçen Ortatepe köyünde oturan Ömer Kuruçaylı tarafından koruculara dağıtıldığına dikkat çekilerek, daha sonra başka bir şüpheli tarafından köye yakın bir mağaraya saklandığı belirtiliyor. Şüphelilerin hepsinin mühimmatın Erzincan´ın Tercan ilçesinde görevli astsubay N.Ö. tarafından gönderildiğini söylediği vurgulanırken, Kemaliye´ye bağlı Karakoçlu köyünde ikamet eden Bedir Büyüközkan da mühimmatın evinin altında iki çuval içinde saklandığını itiraf ettiği ve evdeki aramada 3 LAW, 3 tüfek bombası, iki el bombası, 27 mavzer mermisi ele geçirildiği ifadelerine yer veriliyor.
Soruşturma kapsamında hazırlanan fezlekede mühimmatları köylülere gönderen ve Kırklareli´nde ikamet eden astsubay N.Ö. soruşturma kapsamında 15 Şubat 2010´da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nce tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Ortatepe köyü, satılığa çıkarıldığı haberleriyle de gündeme gelmişti. Muhtar Kuruçaylı, köyde tek başına yaşadığını ifade ederek şunları dile getirdi: Bir yol sorunu vardı. 5 aya yakın köyümüzün yolu Erzincan Valiliği tarafından trafiğe kapatıldı. Önce öğrenci vekilleri çekti gitti. Devletin tüm kademeleri köyleri ve sağırları oynadı. Şu an köyümüzde kimse kalmadı. ( Zaman)
(17 Mart 2011), son güncel.: (18 Mart 2011)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İŞTE ADIM ADIM ERZİNCAN´DAKİ ISLAK KOMPLO
Erzincan´da savcı Cihaner ve Jandarmanın ´ıslak imza´ operasyonları
Flaş!!! Erzincan´da çok sayıda mühimmat bulundu
Erzincan´daki law ve bombaları bize JİTEM´ciler verdi
Erzincan´da sanıklara JİTEM de sorulmuş
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi