HSYK, Erzurum´da Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar olan Erzurum özel yetkili Başsavcıvekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal´ın, CMK´nın 250. maddesi kapsamındaki yetkilerinin kaldırılmasına ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Gür, Karakullukçu, Yazıcı ve Şanal ile diğer ilgililer hakkında yasal gereğinin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Şimdi gözler bu hakim ve savcılara soruşturma izni vermekle tek yetkili olan Adalet Bakanlığı´nda... Emekli Askeri hakim Ümit Kardaş, ´Bu olay askeri kesime yönelik soruşturmanın yapılan suçlamaların ardından oldu. Askeri baskının sonucunda bu karar alınmıştır. Şimdi burada hukuk devleti adına vahim bir gelişme var. Hadi 1 savcı hata yaptı ama 5 savcıyı birden böyle bir olayın için almak çok vahimdir. Dikkat ederseniz o Orgeneralin sorguya alınması zaten çok zorlu geçti. Savcıların şu ana kadar yapılanların hepsi geçerli işlemdir. O soruşturma bitmiştir. Bu olay çok tuhaf bir şey. HSYK böyle giderse kendi meşrutiyetini bile yitirebilir´ diyerek sert tepki gösterdi. HSYK´nın bu kararı Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya´nın yürüttüğü Şemdinli soruşturmasına Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt´ı iddianameye dahil etmesi üzerine acilen görevden alınmasını hatırlattı.
FLAŞ!!! HSYK´dan şok karar: Savcı Şanal´ın yetkisi kaldırıldı
HSYK, Erzurum´da Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar olan Erzurum özel yetkili Başsavcıvekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal´ın, CMK´nın 250. maddesi kapsamındaki yetkilerinin kaldırılmasına ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Gür, Karakullukçu, Yazıcı ve Şanal ile diğer ilgililer hakkında yasal gereğinin yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Şimdi gözler bu hakim ve savcılara soruşturma izni vermekle tek yetkili olan Adalet Bakanlığı´nda... Emekli Askeri hakim Ümit Kardaş, ´Bu olay askeri kesime yönelik soruşturmanın yapılan suçlamaların ardından oldu. Askeri baskının sonucunda bu karar alınmıştır. Şimdi burada hukuk devleti adına vahim bir gelişme var. Hadi 1 savcı hata yaptı ama 5 savcıyı birden böyle bir olayın için almak çok vahimdir. Dikkat ederseniz o Orgeneralin sorguya alınması zaten çok zorlu geçti. Savcıların şu ana kadar yapılanların hepsi geçerli işlemdir. O soruşturma bitmiştir. Bu olay çok tuhaf bir şey. HSYK böyle giderse kendi meşrutiyetini bile yitirebilir´ diyerek sert tepki gösterdi. HSYK´nın bu kararı Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya´nın yürüttüğü Şemdinli soruşturmasına Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt´ı iddianameye dahil etmesi üzerine acilen görevden alınmasını hatırlattı.
Daha önce Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıları görevden almaya çalışan HSYK, bu kez Cihaner için devreye girdi. Kurul´un yüksek yargıdan gelen üyeleri, Adalet Bakanı´nın katılmadığı olağanüstü toplantıda oyçokluğuyla hukukçuları ayağa kaldıran bir karar aldı. Bakanlık Müsteşarı Ahmet Kahraman´ın da katıldığı toplantıdan sonra yapılan yazılı açıklamaya göre, Erzurum´daki Ergenekon soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Başsavcı Vekili Tarık Gür, savcılar Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal´ın yetkileri alındı. Başsavcı Sinan Kuş´la birlikte adı geçen ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı. Buna gerekçe olarak CMK´nın 250. maddesinin ihlal edilmesi, yetki aşımında bulunulması gösterildi. HSYK ayrıca, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, Başsavcı Vekili Gür ve cumhuriyet savcıları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Cihaner´in gözaltısıyla ilgili görüşmelerin dün geç saatlerde yetkiye ilişkin usul tartışmalarıyla başladığı ettiği belirtildi. Görüşmelerin bugünkü bölümünde Kurul´un yüksek yargıdan gelen üyeleri, 4 savcının özel yetkisinin kaldırılması için önerge verdiği, yalnız kalan Müsteşar Kahraman´ın ise karara muhalefet ettiği öğrenildi. Karar sonrası özel yetkileri kaldırılan 4 savcı Erzurum´da düz savcı olarak görev yapacak.
ERZİNCAN´DAKİ ERGENEKON SORUŞTURMASI NASIL KAPATILIR?.. CANLI YAYINDA İZLİYORUZ..
Orgeneral Berk´in sorgusunu yapacak savcı kalmadı: HSYK´dan soruşturmayı kapatmak için ince strateji
HSYK, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal´ın özel yetkisini kaldırmakla kalmadı. Kurul, Şanal´la birlikte Erzurum´da bu soruşturmaya bakması muhtemel 3 savcının da özel yetkisini kaldırdı. Bu şekilde terör örgütü çerçevesinde yürütülen ve CMK 250´ye giren Ergenekon´la ilgili soruşturmaya Erzurum´da bakacak savcı kalmadı. Bu hamleyle Erzurum´a istediği isimleri atayabilmek için boşluk oluşturdu. Kurul´un, Erzurum´daki dosyayı bu yolla kapatmaya çalışacağı öne sürülüyor. HSYK´nın jet kararı, ikinci Ferhat Sarıkaya olayı olarak değerlendiriliyor. Şemdinli iddianamesini hazırlayan Savcı Sarıkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt´la ilgili iddiaları iddianameye koyduğu için ´kurumlar arası çatışmaya yol açtığı´ gerekçesiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edilmişti. HSYK´nın Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile Ergenekon kapsamında soruşturma yürüten Özel Yetkili Savcı Osman Şanal ve diğer savcılar hakkındaki farklı tutumu da dikkat çekti. Erzincan Başsavcısı Cihaner, yetkili olmadığı halde İsmailağa cemaati hakkında terör örgütü soruşturması yürüttü. 25 ilde gözaltı ve arama kararları veren, İstanbul´daki yüzlerce kişinin telefonlarını dinleyen Cihaner´e Özel Yetkili Erzurum Başsavcılığı kendilerinin görevli olduğunu belirtmesine rağmen soruşturma dosyasını göndermedi. Cihaner hakkındaki suç duyuruları üzerine HSYK herhangi bir girişimde bulunmazken, Adalet Bakanlığı müfettiş görevlendirdi. Cihaner´e müfettiş incelemesinden sonra dava açıldı. Cihaner, Yargıtay´da göreviyle ilgili suçlardan dolayı yargılanacak. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, HSYK´ya yaptığı şikayet yazısında soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek şekilde gizli tanıklarla ilgili bilgilere yer vermiş, Özel Yetkili Savcı Osman Şanal´ın görevden alınması gerektiğini savunmuştu. Cihaner yazısında aksi halde kurumlar arası çatışma çıkacağı tehdidinde bulunmuştu. Bu arada HSYK´ya Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu´ndan ve Danıştay´dan destek geldi.
Yargıdaki kontrgerillacılar güç gösterisinde: Yargıtay da HSYK´nın kararı hukuka uygun buldu
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, HSYK´nın aldığı kararın hukuka uygun olduğunu söyledi. Gerçeker: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun Erzurum özel yekili savcılarının yetkisini kaldırmasını hukuka uygun bulduk dedi. Kararın oybirliği ile alındığı bildirildi.
Kontrgerillacıların dayanışmasında Danıştay´dakiler hiç geri kalır mı?
Danıştay da koroya katıldı. Danıştay Başkanı Mustafa Birden: ´Danıştayın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) birikimli ve deneyimli yargıçlarına güveni tamdır.´ ( Zaman)
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek: HSYK doğru bir karar vermiştir
Erzincan Savcısı´nın tutukluluk hali hemen kaldırılarak dosyasının Yargıtay´a gelmesi gerekir. Erzurum Savcısı´nın yaptığı yetki aşımıdır. HSYK bunun önüne geçmiştir.
AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ: HSYK yargı bağımsızlığına darbe vurmuştur
AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ, HSYK yargı bağımsızlığına darbe vurmuştur dedi. Bozdağ, yürütülmekte olan bir dava ile ilgili olarak hiç bir başvuru olmaksızın durumdan vazife çıkararak savcıları görevden alması açık bir suçtur. Yargı bağımsızlığına müdahale dilmiştir. HSYK, dokunulamaz imtiyazlı bir zümre oluşturmuştur. Siyasetçiler gibi tavır koyan bir HSYK ile karşı karşıyayız. Muhalefetin, HSYK´nın aldığı bu skandal kararı eleştirmesi gerekirken bu kararı onaylaması ayıptır. Hükümet yargıya müdahale deniliyor. Buna dair bir tane örnek verebilir misiniz? HSYK´nın aldığı bu karar müdahalenin ta kendisidir. Hukuk devleti ilkesini ihlal eden bu kararı tarih utançla yazacaktır. Bu karar, ceza kanunu bakımından ´Adli yargılamayı ihlal´ suçudur. AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç: Erzurum´da bir soruşturma yürütülürken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´ndan bir açıklama yapılması ve ardından da HSYK´nın savcının yetkisini aldığını ilan etmesi bir müdahaledir. Bu kadar aceleci bir müdahale ile soruşturmanın seyrinin etkilenmesi söz konusudur. Soruşturmanın salahiyeti açısından bu acelesi müdahale son derece yanlıştır.
Demokrat Yargı: İkinci Şemdinli vehameti yaşanıyor
HSYK´nın Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal´ın yetkilerinin kaldırılması kararını Habertürk´e değerlendiren Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can, meslekten ihraç edilen Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya olayını hatırlatarak 2. Şemdinli vehameti ortaya kondu dedi. Can, kararla ilgili şunları söyledi: Demokrat Yargı Derneği kurulurken yargının temel sorununun sistemin kendisinden kaynaklandığını özellikle vurgulamıştık. Yargının kendi içerisindeki hiyerarşik sistem, HSYK´nın kürsü yargıçları ve savcıları üzerindeki hiyerarşik yetkileri, gücü, otoritesi ve iktidarının yargı bağımsızlığı açısından sorun yarattığını dile getirmiştik. Yüksek yargıdaki özellikle temyiz incelemeleri açısından bakıldığı zaman bunun da yargı bağımsızlığı açısından problemler yaratabileceğini dile getirmiştik. bugün karşılaştığımız durum çok vahim bir tabloyu ortaya koymaktadır. Bu durum 2. bir Şemdinli vehametini ortaya koymaktadır. Biz bunu bu şekilde görüyoruz. Yetkili olup olmadığı tartışmalı, yetkili olduğunu söyleyen de var, yetkisiz olduğunu söyleyen de var. Neticede, yasa maddesine dayanılarak başlatılan bir süreç vardır. Bu süreç çerçevesinde verilmiş bir mahkeme kararı vardır. Bu mahkeme kararına dayanılarak önce aramalar gerçekleştirilmiştir ardından da tutuklama kararı gerçekleşmiştir. Bu konuda hatalar olabilir, yoruma dayanılarak farklılıklar olabilir ve bunu düzeltebilecek süreçler yasalar içerisinde öngörülmüş durumdadır. Ama bütün bunlara rağmen HSYK olarak tanımlanan yargı kurumu olmayan, idari bir niteliği olan bir kurum bugün itibariyle yargıya doğrudan müdahale etmiştir. Adil yargılamanın gerçekleşmesini bütünüyle olanaksızlaştırarak sözkonusu dava sürecinde, soruşturma sürecinde yetkili olanların yetkilerini ortadan kaldırmış durumdadır.
Yüksek yargı siyasallaştı
Eski DGM Savcısı Mete Göktürk´e göre bu gelişmelere rağmen soruşturma durmayacak devam edecek: Aralarında kişisel husumetler bulunduğu öne sürülüyor belki bu sebeple yetkileri kaldırılmış olabilir. Yeni bir savcı görevlendirilecektir. Soruşturma devam edecek. Durmayacak. HSYK oy çokluğuyla 4 savcı için suç duyurusunda bulundu. Ortada çok ciddi bir usulsüzlük tespit edilmiş ki böyle bir suç duyurusunda bulunmuşlar. Çok net bilgiler gelmediği sürece herhangi bir yorumda bulunmak yanlış olur. Yüksek Yargı büyük ölçüde siyasallaşmıştır. Onlar siyasetin önünü tıkayan kurumlar haline gelmiştir. HSYK zaman zaman ´yaptım oldu´ anlayışıyla kararlar verebiliyor bu tabii adalet açısından oldukça sakıncalı bir durum. Özellikle yüksek yargıda müthiş bir politize olma söz konusu, politik kararlar veriyor. Türkiye´de siyasetin üzerinde bir askeri vesayet söz konusudur, dolayısıyla onun etkilediği kurumlardan bir tanesi ne yazık ki yüksek yargı. Bunu Anayasa Mahkemesi´nde de, HSYK kararlarında da, Danıştay´ın kararlarında da görüyoruz. Ortada bir güç gösterisi almış başını gidiyor. Bunların ancak yeni bir anayasayla düzeltilebileceğini düşünüyorum.
Yardıda iç çatışma başladı
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk´e göre ise yargı içinde bir iç savaş başladı: Bu bir yargı kararı değil bir idari tedbirdir. HSYK hakim ve savcılarla ilgili idari işleri yürüten bir kuruldur. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin derhal Erzurum´a Erzincan´a gitmesi gerekir. Maalesef yargıda iç çatışma şeklinde bir izlenim edindim. Daha önce dini bir cemaate karşı bir soruşturma yaptığı için suçlanıyordu. Belki görevini yapmanın bedelini ödüyordur.
HSYK meşruiyetini yitirebilir
Emekli Askeri hakim Ümit Kardaş, HSYK´nın Yetki aşımı kararını değerlendirdi. Bu olay askeri kesime yönelik soruşturmanın yapılan suçlamaların ardından oldu. Askeri baskının sonucunda bu karar alınmıştır. Şimdi burada hukuk devleti adına vahim bir gelişme var. Hadi 1 savcı hata yaptı ama 5 savcıyı birden böyle bir olayın için almak çok vahimdir. Dikkat ederseniz o Orgeneralin sorguya alınması zaten çok zorlu geçti. Savcıların şu ana kadar yapılanların hepsi geçerli işlemdir. O soruşturma bitmiştir. Bu olay çok tuhaf bir şey. HSYK böyle giderse kendi meşrutiyetini bile yitirebilir.
Savcılar arasında husumet var
Prof. Ersan Şen İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi: Özel yetkili bir savcının yetkisini elinden alıyorsunuz. Yürüyen bir soruşturma var. Şu anda bu savcının yetkisi alınmışsa da dosya Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasıdır ve bu soruşturma dosyasını kimse alamaz. Bu soruşturmada hukuka aykırılıklar varsa Adalet Bakanlığı´nın derhal buraya başmüfettiş göndermesi gerekiyor. Bu şimdi başsavcının başına gelebilir yarın bir başkasının başına gelebilir. Yarın insanların aklına ´Acaba burada dosya mı kapatılır´ diye gelebilir. İnsanlar şüpheye düşebilir. Dosya Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasıdır. Soruşturma dosyası kapatılamaz. Hiç kimse emir ve talimat veremez ´bu dosyayı aç veya kapat´ diye. O savcının yetkisi alınmıştır sadece. Bir başka savcı o dosyaya devam edecektir. Tutuklama kendiliğinde sona eremez. Şartlar eksikse tutuklama tedbirine son verilecektir. Mevcut hukuk kurallarının tam ve mükemmel bir şekilde uygulanmasının zamanı gelmiştir. İnsanlar artık yoruldu. Savcılar arasında husumet var, başka sebepler var. Bunlar hukukun içine karışmışsa insanın dehşet içine düşmemesi imkansız.
Karara değil savcılara itiraz var
Emekli Danıştay Üyesi Dr. Metin Şekercioğlu: ?Tutuklama kararını alan mahkeme, kararı savcılar yetkiliyken verdi. Ama şimdi bu işlemlerin tümünün sakat olduğunu başka bir mercii, o savcıların yetkisiyle ilgili yüce bir kurul karar verdiğine göre, kararı eleştirmiyorlar, şimdilik yetkilerini alalım dediler. Bu aşamadan sonra itiraz aşaması. Cihaner de itiraz edecek. O itirazın çok çabuk şekilde değerlendirilip, tutuklama kararının kalkması inancımı belirttim. Şimdi itiraz edildiği zaman özel yetkili savcıların yaptıkları işlerde, haklarında soruşturma bile açılmasını isteyen bir üst kurul var. Bu bakımdan bundan sonrasının değerlendirilmesi de gelişecek olaylara göre belli olur. Şu anda itirazın kabul edilmesi gerekir.?
Statükocularla değişimcilerin kavgası
Star Gazetesi Başyazarı Prof. Dr. Mehmet Altan, Mehmet Altan HSYK´nın Erzurum Özel Yetkili Savcısı´nın yetkilerini elinden almasıyla ilgili HABERTURK.COM´a konuştu: Ergenekon´da nasıl bir sinir ucuna dokunulduysa Ankara ayağa kaldı. Aklıma Van Savcısı geliyor. O zaman Ankara çok sessizdi. Eski Genelkurmay Başkanı ´Van Savcısı´nı ben attırdım´ dedi. Burada bir çifte standart var. Bütün bu bağırmalara, çağırmalara rağmen Ergenekon süreci yolunda gidiyor. Ne olursa olsun bunun ileriye doğru büyümüş olduğunu görüyorum. Ergenekon yeni devletin oluşma, bir normalleşme süreci. Bu ileriye yürüyüşü kimse durduramaz. Bir tarafta statükocular bir tarafta değişimciler var. Meseleyi bir yeni devlet oluşuyor ve eskisi kendini artık taşıyamıyor diye görünce
olay daha net anlaşılıyor. Ankara hiçbir şey için bu kadar hızlı harekete geçmiyor. Ergenekon´un üzerine gidildikçe eski devletin ne olduğu gözüküyor. Bu süreçte bunu engellemeye kimsenin gücü yok. Baskı altına alınsa bu süreç alınırdı.
Bu kadar önemli bir soruşturmayı yapan savcının bu aşamada yetkisinin alınması en azından gariptir
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Gökçen: Bu kadar önemli bir soruşturmayı yapan savcının bu aşamada yetkisinin alınması en azından gariptir. Bu soruşturma bugüne kadar devam ediyor. Orada görev yapan kişinin yaptığı işlemler belli. Bu aşamada alınmasını en azından devlet ciddiyeti ile bağdaştıramadım. Sonuç olarak bu yetkiyi veren aynı kurul, alacak olan da odur ama bir soruşturma yürütüldüğü esnada aynı anda eş zamanlı olarak yetkinin alınması düşündürücü... Tabi ki ellerine ulaşmış ciddi bir belge varsa bilmiyorum. Çok şık bir davranış değil endişe verici diye düşünüyorum.
İlhan Cihaner´in avukatı itiraz etti
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner´in avukatı Hamit Sekman, müvekkilinin tutuklanmasına ilişkin mahkemeye itiraz dilekçesi verdi. Sekman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başsavcı Cihaner´in tutuklanmasına ilişkin bir itiraz dilekçesi hazırladıklarını, bunu Erzurum´daki 2. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sunduklarını söyledi. Sekman, ´Biz mahkemeye dilekçemizi sunduk. Mahkeme dilekçemizi sunduktan sonra serbest bırakabilir de bırakmayabilir de. Biz şansımızı deneyeceğiz´ diye konuştu.
Yargı, içtihatlara göre hareket etmeli
Taha Akyol (Milliyet Gazetesi): HSYK´nın burada özel yetkili savcı ataması gerekecek şimdi. Bu savcıların görüşünün ne olduğu çok önemli. Eğer HSYK, YARSAV çizgisindeki savcılardan seçerse sonucun ne olacağı belli. YARSAV Başkanı, bugün bu konudaki kanaatlerini açıkladı. Aksi görüşte savcılardan seçerse ne olacağı maalesef yine belli. Yargı mensuplarının kendi vicdanlarına şu soruyu sormalarını rica ediyorum. Kanunları ve içtihatları siyasi konumlarına göre uygularsanız bakın bu iş nereye kadar gidiyor. 12 Eylül öncesinde iki tane polis derneği vardı. Pol-Bir ve Pol-Der. Yakalandığınız zaman sağcıysanız dua edersiniz, ben Pol-Bir´den biriyle karşılaşayım diye. Kanun ve içtihatları siyasi konumlara göre uygularsanız bu durum karşınıza çıkar. Yargı mensupları siyasi değil, yerleşik içtihatlara göre hareket etmeli. Evrensel hukuk literatürüne göre yorum yapmalı. Hakim ve savcılar, verdikleri kararlarda kitabına nasıl uydururum diye bakmamalı.
İkinci bir Ferhat Sarıkaya olayı
Erdem Gençay (Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı): Yargı, yargıya müdahale etmiştir. İkinci bir Ferhat Sarıkaya olayıyla karşı karşıyayız. Hazırladığı iddianame nedeniyle Van Savcısı´na yapılan işlem, burada da oluyor. Orada da tamamen ideolojik bir durum vardı. Hukuktan uzak, tartışmaya açık bir karar. Bu kararın ardından, söz konusu soruşturmanın ne durumda olacağını hep birlikte göreceğiz. Yargı, yargıya müdahale etmiştir. Anayasa´nın değiştirilmesi bu kapsamda, HSYK´nın durumunun tekrar tartışmaya açılarak, kararlarının yargı yoluna açık hale getirilmesi gerekli.
Yargıçlara, gözdağı verilmek isteniyor
Kadir Akbaş (Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı): Soruşturması devam eden bir davanın savcısının görevden alınması yargıya haddini bildirmek olarak anlaşılır. Bu kararla adeta yargıçlara gözdağı vermek isteniyor. Ergenekon örgütünün yargı içerisindeki uzantılarına erişilmesine izin verilmiyor sonucu çıkarılır. Bu yaklaşım adeta HSYK´nın benim onaylamadığım hiçbir davayı sürdüremezsiniz izlenimi oluşturuyor. Adeta soruşturma bu aşamada tutulmak isteniyor. Daha ileri gidilmesine izin verilmiyor. Bu, yargıya açıkça müdahaledir, kabul edilemez.
Soruşturmanın akıbeti açısından sıkıntı oluşturur
Prof. Dr. Hakan Hakeri (19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı): Yürütülmekte olan bir soruşturmanın ortasında kalkıp böyle bir şey yapılması doğrudan doğruya soruşturmaya müdahaledir. Soruşturmanın akıbeti açısından sıkıntı oluşturacaktır. Bundan sonra yetkilendirilecek savcının soruşturmayı sağlam ve objektif bir şekilde yürütmesini etkileyecek. CMK´nın 250. maddesi uyarınca soruşturmanın Erzurum´da yapılmasında bir sıkıntı yok. Yetki aşımı zaten yoktu. Savcı soruşturma sonrasında Yargıtay´da yargılanılacaktı. Daha önce de bir savcıyı aldılar görevden, yerine gelen bir günde dosyayı okuyup önceki savcının aksi görüşte mütalaasını verdi ve olay kapandı.
Ergenekon soruşturmasında tarafmış gibi bir algı doğuyor
Bilal Çalışır (Avukat Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı): Bu karar kesinlikle hukuki değildir. Bir kere HSYK soruşturma prosedürünü işletmedi. Adalet Bakanlığı´ndan soruşturma izni olması gerekiyor. Daha sonra Bakanlık müfettişlerinin bir rapor hazırlayıp Adalet Bakanlığı´nın soruşturmaya ilişkin izin vermesi gerekiyor. Bu soruşturmayla ilgili bakanlık izin verdikten sonra HSYK bu hususta işlem yapabilir. Bu soruşturma yaklaşık 8-9 aydır devam ediyor. Bu süre zarfında özel yetki verdiğiniz bir savcı var. Kamuoyunda bu hususta yüzlerce haber çıktı. Siz bu haberleri hiç okumadınız mı? 9 ay sonra diyorsunuz ki ´Hayır arkadaşım sen yetkili değilsin burada.´ 9 aydır neredeydiniz?
Yetkilerin kaldırılması tutuklama kararını etkilemez
Ahmet İyimaya (TBMM Adalet Komisyonu Başkanı): Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner´i tutuklayan Erzurum özel yetkili başsavcısının yetkilerinin kaldırılması tutuklama kararını etkilemez. Savcının yetkileri kaldırılmıştır ancak kararı mahkeme vermiştir. Buna dikkat etmek gerekir. HSYK, CMK´nın 250. maddesine göre savcıları atıyorsa buna paralel olarak görevden de alabilir. Ancak gerekçelere bakmak lazım. Şimdi yaptığımız yorumlar çok sağlıklı olmaz. Yetki çatışması görünüyor.
Soruşturma kesinlikle hukuka uygun
Ahmet Gündel (Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı): Başsavcıya yüklenen suçlara baktığımızda yasadışı silahlı bir terör örgütüne üye olmaktan ve örgütün faaliyetleri kapsamında etkinlikler yapmakla suçlanıyor. Böyle bir suçun savcının görevinden kaynaklanan bir suç olmadığı açıktır. Bu suçun kişisel bir suç olduğu açık bir şekilde anlaşılıyor. Savcının takibe alındığı için savcının suçüstü yakalandığından başsavcının 250. maddenin 3. fıkrasına göre yargılanmayacağı açıktır. Bu nedenle soruşturma kesinlikle hukuka uygundur.
Gladio´nun üzerine gidildiği için büyütülüyor
Sacit Kayasu (Emekli Cumhuriyet Savcısı): Konuyla ilgili itirazlar yanlış mecrada yürüyor. Şu an dava görülmüyor. Hazırlık safhasında bir tutuklama kararı. Tutuklamayı gerçekleştirenler de karşı tarafın başsavcı olduğunu biliyor. Türkiye´de ilk defa gerçekleşen bir tutuklamada kararı veren hakimin kılı kırk yardığını düşünüyorum. Demek ki ellerinde çok önemli deliller var. Davayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı´nın açması gerektiği görüşüne katılmıyorum çünkü böyle bir yetkisi bulunmuyor. Tutuklamanın bu kadar büyütülmesinin nedeninin, devletin içerisindeki Gladio´nun üzerine gidilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Savcı araştırmadan soruşturmaya girişmez
Avukat Sinan Kılıçkaya (Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı): Osman Şanal, nasıl soruşturma yürüteceğini biliyordur ve Cihaner´in görevi ile ilgili suç işlemediği kanaatine sahip olduğu için soruşturmayı başlatmıştır. Savcının usul bilmeden, araştırmadan bu tarz bir soruşturmaya girişmeyeceğini düşünüyorum. Ayrıca mahkeme de savcının tutuklanması kararını vermiştir ki eğer soruşturmayı yürüten savcı yanlış yapmış olsaydı bunu mahkeme düzeltirdi. Dosyanın içeriği toplum tarafından bilinmemektedir. Bu nedenle içeriği bilinmeyen konu hakkında yorumlar yapılması veya HSYK ve YARSAV tarafından yapılan çıkışlar yargıya müdahaledir.
Disiplin soruşturması da açılabilir
Cüneyt Toraman (Avukat): Terör suçlarında, özel yetkili savcılar yetkilidir. Soruşturma konusu, terör suçuyla ilgili olup, savcının göreviyle ilgili olmadığından, bu prosedüre uyma zorunluluğu yoktur. Aksi takdirde, terör örgütü adına suç işleyen hiçbir hakim ve savcı soruşturulamazdı. Savcı hakkında, hem göreviyle ilgili suçlamalar ve hem de terör örgütüyle ilgili suçlamalar bulunmaktadır. Ben, terör suçlaması nedeniyle tutuklama kararı verildiğini, göreviyle ilgili suçların yasadaki prosedüre uygun olarak soruşturulacağı, ayrıca disiplin soruşturması açılabileceğini düşünüyorum.
YARSAV, üslubuna dikkat etmeli
Faik Tarımcıoğlu (Emekli Askeri Hakim): Bu soruşturmada hukuka aykırı bir durum yoktur. HSYK´nın konuya hemen müdahale etmesi mesleki etik açısından yanlıştır. YARSAV, mesleki bir dayanışma derneğidir. Üyeler konuyla ilgili fikirlerini açıklayabilir ancak üslup anlamında dikkatli olmalı ve aşırılığa kaçmamalıdır. Sükunetle bunun kabulünü isterdim. Hukuki süreç işliyor. Sonucu görmeden siyasi tavır alarak reaksiyon göstermek bana doğru gelmedi.
Yargı kendini dokunulmaz görüyor
Erdal Doğan (Anayasa Hukukçusu): Bir kişinin başsavcı olması soruşturma konusu olmasına engel değildir. Türkiye´de kendini dokunulmaz gören iki tane kurum var. Biri ordu diğeri yargı. Halbuki hukuk devletinde hiç kimse dokunulmaz değildir. Herkes suç teşkil eden bir konuda yargıya hesap vermek zorundadır. HSYK´nın ve YARSAV´ın tepkilerine baktığınızda dokunulmazlık zırhına bürünmüş politik bir açıklama olduğunu görürsünüz.
Terörle suçlanıyor, tutuklama hukuki
Necati Ceylan (Türkiye Gönüllü Teşekkülleri Vakfı Başkanı): CMK´nın 250. maddesinde çete ve terör suçlarına bulaşan kişiler, Yargıtay yargılamasından istisna tutulmuş. Eğer bir savcı çete ve terör gibi devlete karşı işlenmiş bir iddiayla suçlanıyorsa özel yetkili savcılar tarafından kendisine dava açılabilir. Bu konuyla ilgili özel yetkili savcılara kanunlarda yetki verilmiş. Cihaner de ´Ergenekon örgütüne üye olmak´tan tutuklandığına göre olay hukukidir.
Şemdinli´de neler olmuştu?
Erzincan´da yaşanan yargı kriziyle Hakkari´nin Şemdinli ilçesinde yaşanan olaylar arasında benzerlik kuruluyor. Şemdinli savcısının meslekten ihraç edilmesi iki gündür gündemde... Peki, Şemdinli´de neler olmuştu?
Tarih 9 Kasım 2005... Şemdinli´de PKK´dan hüküm giymiş Seferi Yılmaz´ın kitabevi bombalandı. Olayda 1 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Olayla ilgili olarak astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş tutuklandı. Dava, güvenlik gerekçesiyle Van´a alındı. Soruşturmayı, Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın hakkında yolsuzluk ve tarihi eser kaçakçılığı iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya yürüttü. Savcı Sarıkaya, Şemdinli iddianamesini hazırlarken, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, zanlı astsubaylardan Ali Kaya´yı tanıdığını söyledi. Büyükanıt´ın Tanırım, iyi çocuktur sözleri iddianameye girdi. Savcı Barıkaya, Büyükanıt hakkındaki bir ihbar mektubunu da iddanameye delil olarak ekleyince, Kara Kuvvetleri Komutanı o iddianamede ´yargıyı etkilemeye çalışmak´, ´örgüt kurmak´, ´sahte belge düzenlemek´ ve ´görevini kötüye kullanmakla´ suçlandı. Bu suçlamalar Sarıkaya´nın meslek hayatının sonu oldu. Savcı Sarıkaya, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nca 2006´da meslekten ihraç edildi. Türkiye´de avukatlık bile yapamaz hale geldi. Sarıkaya, 2008 yılında ülkeden ayrıldı. Estetik ameliyat olup Ergenekon´un gizli tanığı olduğu iddia edildi. Bu iddia Meclis´e soru önergesi olarak da geldi. Ancak Adalet Bakanlığı bu önergeye, Elimizle böyle bir belge yok yanıtını verdi.
Önce sivil, sonra askeri mahkeme
Ferhat Sarıkaya´dan sonra Şemdinli davası önce sivil mahkemede görüldü; 2 astsubay ile PKK itirafçısı 39´ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Bu karar Yargıtay´ca bozuldu. Yerel mahkeme kararında direnince davanın hakimleri başka yerlere atandı. Dosya askeri mahkemeye alındı. Bu mahkeme de sanıkları ilk duruşmada serbest bıraktı. 3 yıl askeri mahkemede görülen dava şimdi yine sivil mahkemede.
Siyasiler 2 gündür Şemdinli´yi hatırlatıyor
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün yaptığı açıklamada, HSYK´nın Şemdinli olaylarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı hakkında verdiği meslekten çıkarma kararının Avrupa Birliği´nin Türkiye hakkında düzenlediği ilerleme raporlarında yargıya ağır baskı olarak nitelendirildiğini belirtti. Ergin, aynı konunun yine Avrupa Birliği adına düzenlenen Türk Yargısının İşleyişine İlişkin İstişari Ziyaret Raporlarının sonuncusunda yargıya yönelik iç tehdit olarak değerlendirildiğini ifade etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, bugün yaptığı açıklamada, Şemdinli davasının iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet savcısının başına gelenleri hatırlayınız. Türk hukuk dünyası, bu kararın yaşattığı çelişkiyi, acıyı ve tahribatı henüz üzerinden atamamışken, şimdi yeni bir hukuk faciasıyla karşı karşıyadır. Bugünden sonra hangi savcımız, özgürce, yargı bağımsızlığına müdahale edileceğini düşünmeden, korkusuzca olayların üzerine gidebilecektir dedi. ( Cnnturk)
(17 Şubat 2010, 14:04), son güncel.: (18 Şubat 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Erzincan´da savcı İlhan Cihaner ve Jandarma´nın ´ıslak imza´ operasyonları
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları
Şemdinli Davası´nın sivil-asker Kontrgerillacılar tarafından örtbas edilmesi