Sakarya Adalet ve Vicdan Platformu, Taraf gazetesi sorumluları ile gazeteciler Mehmet Baransu ve Emre Uslu hakkında suç duyurusunda bulundu. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, Taraf gazetesinde Mehmet Baransu ve Emre Uslu imzasıyla çıkan çeşitli haber ve yazılarda, normal yayıncılık faaliyetinin ötesine geçilerek haber verme eyleminin aşıldığı, gerçeklerin tahrif edilerek yalan habercilik gerçekleştirildiği, doğrusu basit bir araştırma ile bile bulunabilecek iddiaların doğrusu ortaya çıktıktan sonra bile günlerdir ısrarla basın-yayın yoluyla kamuoyuna aktarılmaya devam ettiği ve bu yolla kamuoyunun birbirine karşı kışkırtılmaya çabalandığı vurgulanıyor. Suç duyurusunda, bahsi geçen şüphelilerin yalan haber yaparak kamuoyunu yanıltmaya ve birbirine karşı kışkırtmaya çalışmak, teröre ve kaosa neden olmak, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerini engellemek, Baransu'nun twit mesajında olduğu gibi hükümete ve onun nezdinde onu seçen kamuoyu kesimlerine tehdit ve şantaj yöneltmek suçlarından soruşturulması, yargılanması ve cezalandırılması talep ediliyor.
10.12.2013 15:17 Sakarya Adalet ve Vicdan Platformu adına İmdat Geyve adlı bir vatandaş, Taraf gazetesi sorumluları ile gazeteciler Mehmet Baransu ve Emre Uslu hakkında suç duyurusunda bulundu. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, Taraf gazetesinde Mehmet Baransu ve Emre Uslu imzasıyla çıkan çeşitli haber ve yazılarda, normal yayıncılık faaliyetinin ötesine geçilerek haber verme eyleminin aşıldığı, gerçeklerin tahrif edilerek yalan habercilik gerçekleştirildiği, doğrusu basit bir araştırma ile bile bulunabilecek iddiaların doğrusu ortaya çıktıktan sonra bile günlerdir ısrarla basın-yayın yoluyla kamuoyuna aktarılmaya devam ettiği ve bu yolla kamuoyunun birbirine karşı kışkırtılmaya çabalandığı vurgulanıyor.
Yine suç duyurusunda, Mehmet Baransu'nun, twitter hesabından bir tweet atarak, "Daha evdeki bavulu açmadım. Bu klasörde olan belgeydi" diyerek şantaj ve tehditte bulunduğu, bu yolla meşru şekilde seçilen bir hükümetin yıpratılmaya ve düşürülmeye çabalandığı, bu tehdit ve şantajın sadece hükümete değil onu seçen kamuoyu kesimlerine yönelik olduğu da belirtiliyor.
Taraf gazetesinin günlerdir sürdürdüğü çarpıtma haberlerden örneklerin verildiği suç duyurusunda, bunların doğru olmadığının ortaya çıktığı da yine örneklerle belirtiliyor.
"Tehdit ve şantaj"dan sonra suç duyurusunda belirtilen en önemli bir diğer bulgu olarak da, doğru olmadıkları ilerleyen günlerde ortaya çıktığı halde Taraf gazetesinin düzeltme ve özür yoluna gitmemesi, aksine yayınlarını "ısrarla sürdürmesi" olarak gösterildi.
Suç duyurusunda, bahsi geçen şüphelilerin; yalan haber yaparak kamuoyunu yanıltmaya ve birbirine karşı kışkırtmaya çalışmak, teröre ve kaosa neden olmak, anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerini engellemek, hükümete ve onun nezdinde onu seçen kamuoyu kesimlerine tehdit ve şantaj yöneltmek suçlarından soruşturulmasını, yargılanmasını ve cezalandırılması talep edildi.
------------------------------------------------------------------------------
İşte o suç duyurusu:
SAKARYA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
ŞÜPHELİLER: Taraf gazetesi sorumluları, muhabir Mehmet Baransu, gazeteci Emre Uslu, soruşturma ve inceleme sonucunda tespit edilecek diğer kişiler.
MÜŞTEKİ: İmdat GEYVE TC…… SAKARYA ….
SUÇLAR: Türkiye’de kaos çıkarmak, anayasal düzeni basın yayın yoluyla değiştirmeye teşebbüs, yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerini engellemek.
İZAH: 28 Kasım 2013 tarihinde Taraf gazetesinde Mehmet Baransu imzasıyla "Gülen'i bitirme kararı 2004'te MGK'da alındı" başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Http://www.taraf.com.tr/haber/gulen-i-bitirme-karari-2004-te-mgk-da-alindi.htm linkinden de ulaşılabilecek habere göre; Milli Güvenlik Kurulu'nun, 2004 yılı Ağustos ayında yaptığı toplantıda, "Fethullah Gülen grubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler" başlığıyla, "Cemaate karşı bir eylem planı hazırlanması" tavsiye kararı olarak hükümete bildirilmiş. Habere göre MGK kararında, “Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen grubuna” ait kurumların faaliyetlerinin engellenmesi için, “Ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapılmalıdır, eylem planı hazırlanmalıdır” deniyor. 25 Ağustos 2004 tarihli MGK kararının altında, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün yanı sıra, beş ayrı bakanla, dönemin MGK üyeleri Aytaç Yalman, Özden Örnek, İbrahim Fırtına, M. Şener Eruygur imzası da yer alıyor.
Kamuoyundaki yaygın kanaate göre Taraf'taki bu haber dershane tartışmaları üzerine yayınlanmış bulunmaktadır. Ancak haberde yer verilen MGK kararlarında dershaneler hakkında herhangi bir düzenleme tavsiyesinde bulunulmadığı da dikkati çekmektedir. Habere göre, Gülen okulları ve cemaat evlerinden bahsedilen MGK kararlarında ‘tasfiye’nin merkezine de bu iki oluşumun oturtulduğu iddia edilmektedir.
Baransu, haberinde, bu iddiaların gazeteci Alper Görmüş tarafından 24 Şubat 2012’de yine Taraf’ta yazıldığını da hatırlatmaktadır. Buna göre Görmüş, “MGK 2004’te ‘Cemaat’i takip’ kararı alıyor” başlığı altında şu ifadeleri kullanmış: (http://www.taraf.com.tr/alper-gormus/makale-mgk-karari-2004-cemaat-in-takibine.htm)
“Soru şöyle: Devletteki ‘Cemaat’le ilgili olduğu düşünülen kadroları tasfiye kararı MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasından epeyce önce alındığı iddiası doğruysa, bu karar ne kadar eskiye gitmektedir? Ya da hükümet ile cemaat arasındaki gerilim ne zamandan beri vardır?
Ben, aşağı yukarı 2006’dan beri ‘Hükümet, cemaatin devlet içindeki ağırlığından rahatsız, harekete geçecekmiş’ cümlesini ya da onun türevlerini duymaktayım. Fakat 2004’te Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) Gülen Cemaati’nin takip edilmesine dair bir tavsiye kararı alındığını herkes gibi ben de bilmiyordum. Fakat alınmış. Özden Örnek’in günlüklerinin Haziran 2004 ve Ağustos 2004 MGK’larının anlatıldığı bölümlerinde bu durum şöyle ifade ediliyor:
24 Haziran 2004: Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay Başkanı oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer siyasi irade konulup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket olacağını belirtti.
25 Ağustos 2004: Fethullah Gülen ve teşkilatı ile ilgili olarak geçen toplantıda yapılan görüşmeden sonra bu adamın faaliyetlerinin yakından takip edilmesine karar verilmişti, onunla ilgili tavsiye kararı bugün imzalandı. Bilmem ne işe yarayacak.
Özden Örnek ‘Bilmem ne işe yarayacak’ diyor ama, MİT’in MGK kararına dayanarak o günden beri bir çalışma yapmadığını bugün kim güvenle öne sürebilir?”
Baransu'nun Taraf'taki haberi bu şekildedir. Haberde, Fethullah Gülen cemaatini bitirme kararının 2004'te Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığı döneminden beri uygulamaya konulduğu iddia edilmekte, hükümet suçlanmaktadır. Hükümet yetkililerinin aksi yöndeki açıklamalarına ve dün 97 Sivil Toplum Kuruluş adına gazetelere verilen ilanlarda yayınlanan bildiriden de anlaşıldığı gibi (http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5718) kamuoyunun önemli bir kısmının aksi yöndeki görüşlerine karşın Taraf gazetesi aynı yöndeki yayınlarını ısrarla sürdürmektedir.
Yine Taraf gazetesinde, 2 Aralık 2013 tarihinde ve yine Mehmet Baransu imzasını taşıyan "Hükümete ters düşen cemaatler fişleniyor" başlıklı haberde (http://www.taraf.com.tr/haber/hukumete-ters-dusen-cemaatler-fisleniyor.htm), 2004'teki o MGK kararına bağlı olarak bazı fişlemelerin yapıldığı iddia edilmiştir. Haberde Baransu, son üç yılda da bu fişlemelerin devam ettiğini iddia etmektedir.
Bu haberle bağlantılı olarak yine Taraf gazetesinde 5 Aralık 2013 tarihinde Emre Uslu imzasıyla yayınlanan "Ne sızdırması! Fişlemeleri Başbakanlığa bildirdiler" başlıklı haberde (http://www.taraf.com.tr/haber/ne-sizdirmasi-fislemeleri-basbakanliga.htm) ise şu satırlar yer almaktadır:
"FİŞLENEN KİŞİLERİN BAŞINA NELER GELDİ?
Fişlenen kişilerin başına ne geldiğine bakarak fişleme bilgilerin iletilip iletilmediği anlaşılabilir. Fişlenenler arasında yer alan Ö.C bir üniversitede rektör adayı olmuş. Fişleme bu adaylıkla ilgili. Aday olduktan sonra Rektör adayı adım adım izlenmiş ve hakkında kara propaganda kampanyası başlatılmış. Haberlerden biri şu “19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramında, Rektör aday adayı olan Ö.C'nin trafik kuralları ile alay edercesine verdiği görüntüler bu önemli güne damgasını vurdu.”
Fişlenen diğer akademisyen N.Ö. O da rektör adayı olduğu için fişlenmiş. Onunla ilgili olarak da kara propaganda kampanyası yapılmış. N.Ö hakkında başka bir akademisyene yumruk attığı şeklinde haberler yaptırılmış.
"FETHULLAHÇI" DİYE TASFİYE EDİLMİŞ
Fişlenen bir başka akademisyen M.C.H. O da rektör adayı olduğu için fişlenmiş. Onun hakkında da kara propaganda haberleri yaptırılmış. Fişlemelerin sonunda bu kişilere ne olduğunu merak mı ediyorsunuz? Fethullahçı diye fişlenen tüm şahıslar tasfiye edilmiş. Rektör adayları yüksek oy almalarına rağmen atanmamış."
Ancak bu haberdeki iddiaların doğru olmadığı, o haberde fişlendiği ileri sürülen üç öğretim üyesine dair basında -03 Aralık 2013'te yani iki gün önce- çıkan aksi yöndeki haberlerden açıkça anlaşılmaktadır. (http://www.yeniakit.com.tr/fisleme-mufterilerine-hodri-meydan-makale,3874.html)
Linki verilen bahsi geçen yazıda bu durum şu satırlarla belirtilmektedir:
"Listede yer alan üç kişiyi araştırdım.. Üç değişik ilimizdeki, rektör adayları.. İkisi seçimlerden üçüncü olarak çıkmış. Birisi de ikinci.. Öylece Cumhurbaşkanı’na sunulmuşlar.. Cumhurbaşkanı, üç “fişlenmiş isim”in olduğu listelerdeki birinci isimleri rektör olarak atamış.. Şunu demeye hakkınız var mı? “Biz Gülen gurubundanız. Biz üniversite içindeki seçimlerde üçüncü de olsak.. Cumhurbaşkanı bizi rektör olarak atamalıydı..” Rektör olarak atanmamışlar diye, “Fişlenmiş oldukları için zarar gördüler” diyebilir misiniz? Üç ismin de, yakın tarihteki bulundukları makamlara baktım.. Hiçbirisinde, küçücük bir geriye gidiş yok.. AK Parti iktidarında, kariyerlerinde kaydettikleri olumlu gelişmeleri, hiç hatırlatmama gerek bile yok.."
Görüldüğü gibi iki gün önce doğru olmadığı ortaya konulduğu halde Emre Uslu imzalı haberde yalan iddia ısrarla sürdürülmektedir.
Yine bir başka dikkat çeken husus da; bu suç duyurusuna temel teşkil eden 28 Kasım 2013 tarihli haberde bir yazısı alıntılanarak iddialara dayanak gösterilen gazeteci Alper Görmüş’ün Türkiye gazetesinde 30.11.2013, 01.12.2013 ve 02.12.2013 tarihli peşpeşe üç yazısında iddiaları yalanlamasıdır. Görmüş’ün bu yazılarına karşın sorumluların özür dilemek bir yana iddialarını ısrarla sürdürmeye çalıştıkları da anlaşılmaktadır.
İşte bu noktalardan hareketle; bu haberlerle yapılmak istenenin normal yayıncılık faaliyetinin ötesine geçtiği ve haber verme eylemini aştığı görülmektedir. Haberlerde gerçekler tahrif edilmekte, yalan habercilik gerçekleştirilmekte, doğrusu basit bir araştırma ile bile bulunabilecek iddialar basın-yayın yoluyla kamuoyuna aktarılmaktadır. Yapılan bu çarpıtma haberlerle kamuoyunun birbirine karşı kışkırtılmasının amaçlandığı çok açıktır.
Yine Mehmet Baransu, 28 Kasım 2013 tarihinde twitter hesabından bir tweet atarak, "Daha evdeki bavulu açmadım. Bu klasörde olan belgeydi" demiş bulunmaktadır. Kamuoyunda büyük yankı bulan bu mesajın kamuoyunca da algılandığı gibi, şantaj ve tehdit niteliğinde olduğu açıktır.
Dolayısıyla gerçek olmayan bir yalan habercilik faaliyetinin yürütüldüğü ve bununla kamuoyunun birbirine karşı kışkırtılmasının hedeflendiği açıktır.
Diğer taraftan dezenformasyon yani yalan, çarpıtma ve karalama nitelikli bu haberlerle, meşru yollarla seçilen bir hükümetin karalanmasının ve düşürülmesinin hedeflendiği de anlaşılmaktadır. Ve bu yolla, yani o yalan haberlerle, tehdit ve şantaj mesajlarıyla, o hükümeti meşru yollarla seçen kamuoyu kesimlerine tehdit ve şantaj yöneltilmekte olduğu da açıktır.
Tekraren; doğrusu basit bir araştırma ile bulunabilecek iddiaların bile o haberler içerisinde kamuoyuna yansıtıldığı görülmektedir.
Bu gerekçelerle Taraf gazetesi sorumluları ile Mehmet Baransu ve Emre Uslu'nun;
-Yalan haber yaparak kamuoyunu yanıltmaya çalışmak,
-Kamuoyunu birbirine karşı kışkırtmaya çalışmak,
-Teröre ve kaosa neden olmak,
-Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerini engellemek,
-Hükümete ve onun nezdinde onu seçen kamuoyu kesimlerine tehdit ve şantaj yöneltmek
suçlarını işlediği kanaatindeyiz.
DELİLLER: Tüm yasal deliller, tanıklar, bilahare tarafımızca dosyaya sunulacak diğer deliller ile aşağıda verilen ilgili haberler:
"Gülen'i bitirme kararı 2004'te MGK'da alındı", 28.11.2013
http://www.taraf.com.tr/haber/gulen-i-bitirme-karari-2004-te-mgk-da-alindi.htm
'MGK 2004’te ‘Cemaat’i takip’ kararı alıyor", 24.02.2012
http://www.taraf.com.tr/alper-gormus/makale-mgk-karari-2004-cemaat-in-takibine.htm
"97 STK´dan cemaate tepki", 05.12.2013
http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5718
"Hükümete ters düşen cemaatler fişleniyor", 02.12.2013
http://www.taraf.com.tr/haber/hukumete-ters-dusen-cemaatler-fisleniyor.htm
"Ne sızdırması! Fişlemeleri Başbakanlığa bildirdiler", 05.12.2013
http://www.taraf.com.tr/haber/ne-sizdirmasi-fislemeleri-basbakanliga.htm
"Fişleme müfterilerine hodri meydan!", 03.12.2013
http://www.yeniakit.com.tr/fisleme-mufterilerine-hodri-meydan-makale,3874.html
"MGK’nın 2004’teki ‘Cemaat’ kararının anlamı -1-", 30.11.2013
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/alper-gormus/577016.aspx
"MGK’nın 2004’teki ‘Cemaat’ kararının anlamı -2-", 01.12.2013
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/alper-gormus/577029.aspx
"MGK’nın 2004’teki ‘Cemaat’ kararının anlamı -3-", 02.12.2013
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/alper-gormus/577067.aspx
NETİCE-İ TALEP: Taraf gazetesi sorumluları ile Mehmet Baransu ve Emre Uslu'nun; Yalan haber yaparak kamuoyunu yanıltmaya ve birbirine karşı kışkırtmaya çalışmak, Teröre ve kaosa neden olmak, Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerini engellemek, Hükümete ve onun nezdinde onu seçen kamuoyu kesimlerine tehdit ve şantaj yöneltmek suçlarını işlediği kanaatindeyiz.
Kanaatimizce yasadışı iş çevirenler yalana, tehdit ve şantaja, yasaya saygılı olanlar ise yasalara müracaat ederler. Bu nedenle biz bu suç duyurusunu yapmış, kamuoyunun temsilcisi olan savcılık makamına müracaat etmiş bulunmakta, bizim adımıza bu suçları soruşturmasını beklemekteyiz.
Bahsi geçen şüphelilerin bu suçlar ve tespit edilebilecek diğer suçlardan ve bu suçlara uygun yasa maddelerinden soruşturulmasını, yargılanmasını ve cezalandırılmasını arz ve talep ederiz.
10.12.2013 İmdat GEYVE
SAKARYA ADALET VE VİCDAN PLATFORMU
Kayıt No: 2013/11591
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(10 Aralık 2013, 15:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: