Taksim Gezi olayları üzerinden Başbakan Erdoğan´ı devirme hareketinin arkasında Fethullah Gülen cemaati de var mı?.. Fethullah Gülen, 5 gün önceki bir vaazında olaylarla ilgili net ve makul açıklamalar yapıyordu. O açıklamalara bakıldığında cemaatin olayların arkasında olduğunu söylemek zor. Cemaat yetkilileri de bu görüşte. Ancak cemaate bağlı medyanın yayın politikası farklı konuşuyor. Kafa karıştıran bulgular var. Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Zaman yazarı Şahin Alpay´ın bir yazısından yola çıkarak bu iddiayı ve Gezi olaylarının arka planını analiz ediyor.
09.06.2013 11:36 Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit): Şahin Alpay´dan evirip çevirmeden.. Şahin Alpay sözünü evirip çevirmiyor, buna sosyolojik kılıflar falan bulmaya çalışmıyor bazı “abi”lerin yaptığı gibi. Söyleyeceğini açıkça söylüyor: “Başbakan değişmeli”. Bundan benim anladığım şu, “Ya Başbakan kendini değiştirmeli ya da Başbakan değiştirilmeli”..
Aynı netlikle söyleyen bir kişi daha var: Zaman Kahire temsilcisi Cumali Önal, Mısır´da muhalif El-Vatan gazetesine verdiği mülakatta, Başbakan Erdoğan´ı mutlak itaat isteyen “diktatör” olarak tanımladı.. Ona göre, “Taksim olayları, diktatör “Erdoğan´a karşı bir intifadadır.”
Kimilerine göre Erdoğan´ın hastahaneye yatırılması ve herhalde sonra da orada icabına bakılması gerekir..
Birtakım kardeşler bu tarlayı epey sürdüler. Bu sözler birilerinin ağzında sakız oldu günlerdir..
Evet, Erdoğan´ı değiştirmek istiyorsanız, buyrun değiştirin.. Bunun yolu, sandıktan geçiyor.. Ya da AK Parti delegelerine söyleyin, kurucu genel başkanlarını partiden uzaklaştırsınlar.. O da olmuyorsa, AK Parti grubuna diyin ki, “Bu adama güvenoyu vermeyin”
Kim dinlerse sizi.. Peki sonra, sonra ne olacak, ne yapacaksınız?. Korkuları şu, eğer rollerini iyi oynayamazlarsa, Baykal´ın başına gelen, onların da başına gelir. Ama rollerini bu şekilde oynamaya devam ederlerse, bindikleri dalı kesmiş olurlar. Erdoğan sonrası onların hali nice olur, onu kimse bilemez.
Size siyasi bir dedikodudan söz edeyim. Önce MHP Gezi Parkına niye destek vermedi. Verse TKP-İP ile aynı mekanda bir araya gelecekti. Bu hem kendi aralarında bir çatışmaya sebeb olabilirdi ve hem de MHP bu işten zararlı çıkabilirdi. Dışarıda kalarak devlete sahip çıkmış oldular.. Erdoğan´ı karşılamaya gelenler arasında bazı MHP´liler de vardı.. Erdoğan´a yapılan hakaretleri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yapılan hakaret olarak görüyorlar. Polise saldırı, hatta Başbakanlığa saldırı, cami olayı, Müslümanlara yönelik galiz ifadeler de onları öfkelendirmişti.. Erdoğan´dan Yazıcıoğlu suikastını çözmesini istiyorlar. Suriye vurgusunu hatırlatıyorlar ve Türkiye üzerinden oynanan oyunlarla “Yiğido”nun öldürülmesi arasında bir ilişkiden söz ediyorlar..
Peki şimdi ne oluyor? Birileri CHP ile MHP´yi bir araya getirmeye çalışıyor. Tabii Parlamento aritmetiği içinden kolay kolay bir hükümet çıkmıyor.. CHP, MHP, BDP ve bağımsızların toplamı 220 bile etmiyor.. Bir seçim de çare değil. Aceba AK Parti´den ılımlı İslamcılar ayrılırsa sonuç ne olur? AK Parti´den 100 milletvekili gider mi mesela! Birileri oturmuş bu hesapları yapıyor.. CHP+MHP+Yeni oluşumla AK Parti´yi iktidardan indirebilirler mi? İndirseler bile ilk seçimde sonucun ne olacağından emin değiller. O zamana kadar da ne yapacakları belli değil..
BBP´liler de vardı meydanda. “Türkiye Suriye de olmayacaktır” diyen, “Yiğido”lar.. İslam´a, Müslümanlara, camiye saldırıya isyan ediyorlar. Kızıl bayraklara, Taksim´deki açık hava barına, Başbakana küfretmek, polise saldırmak, Başbakanlık´a saldırmak ne demek! Erdoğan´ın dik duruşunu da beğeniyorlar..
Ne yapacaklar, efkar da basıyor, içki de pahalı! Çözümsüzlük bunaltıyor bunları!
Sormak gerek, “Erdoğan çok hırçın“ değil mi? Ya siz! Sizinkiler.. “Bağırma” derken bile sesiniz daha yüksek çıkıyor sanki!
Önce “Tayyib” diye aşağılamaya çalıştılar, sonra “Kasımpaşalı” diye burun kıvırdılar.. Sonra yürüyüşünü, duruşunu, konuşmasını konu edindiler, ama halk onu bu haliyle sevdi..
“Muhtar bile olamaz” diyorlardı, Başbakan oldu. Şimdi onun Cumhurbaşkanı ya da “Başkan” olmasını engellemeye çalışıyorlar.. Bu kez “diktatör” olmak istemekle suçluyorlar.. “Tek adam” olmakla itham ediyorlar.. Bunu söyleyenler dünki tek adamın partisi..
“Başkanlık” sistemini tek adam rejimi olarak görüyorlar. Bu durum ona bugünkinden daha fazla bir yetki vermeyecek aslında. Bugün yasama ve yürütmenin başı durumunda değil mi? İstediğini milletvekili yapıyor ya da bakan olarak atayabiliyor.. O zaman başkan olmak ona artı olarak ne sağlayacak ki!
Sahi, Şahin Alpay şu ifadeleri ile ne demek istiyor şimdi: “Eğer Başbakan değişmeye ikna edilemezse, o zaman ben şahsen yaklaşık on bir yıldır sürdürdüğü yoğun çalışmalar sonunda ziyadesiyle yorulmuş olduğu ya da sağlık durumunun göreve devam etmesine izin vermediği sonucuna varacağım. O zaman çare bulma sorumluluğu halka düşecek.”
Madem bütün Türkiye destekliyor, Gezi Parkı cemaati parti kursun.. Sağcısı, solcusu, dincisi, hepsi var. Bakalım kaç oy alacaklar.. Hükümetten taleplerini de parti programına yazsınlar bakalım..
Her şey sandıktan ibaret değil kuşkusuz ama, sandıksız bir demokrasi nasıl bir şey olur, onu da hesaba katmak gerek.
Bakın! Bir talebiniz varsa bunu ilgilisine iletirsiniz. Talebiniz yasanın emri ise ve yasa uygulanmamışsa, bundan dolayı bir hak kaybı sözkonusu ise yargıya gidersiniz. Konu yasal çerçevede ve otoritenin takdir yetkisi içinde ise, talebinizi iletirsiniz, yapılmazsa sandıkta hesabını sorarsınız.. Yoksa ben AKM yerine cami istiyorum, siz “yıkılmasın” diyorsunuz, bir başkası başka bir şey isteyebilir, buna kim karar verecek? Ya da Topçu Kışlası´nın yapılıp yapılmamasında yetki kimde.. Sandığı beklersiniz, o zamana kadar da halkı ikna etmeye çalışırsınız. Düşünce ve ifade hürriyeti, basın ve örgütlenme, toplantı ve gösteri hürriyeti bunun için var.. Buyurun yakıp yıkmadan, fiziki engelleme yapmadan yüzünüzü halka dönün, sözünüzü onlara söyleyin.. Bu işin hukukla, demokrasi ile alakası yok.
Alabora ne diyordu, “Anlamadınız mı hâlâ” işin aslını.. O atılan sloganlar, duvarlara yazılanlar, devrim ve isyan çağrıları, Başbakanlık´ı işgal girişimleri neyin nesi idi? Selâm ve dua ile.. (Abdurrahman Dilipak / Yeni Akit)
MİT KRİZİNİN ARDINDA DA CEMAAT Mİ VARDI?
Taksim Gezi olayları üzerinden Başbakan Erdoğan´ı devirme hareketinin arkasında Fethullah Gülen cemaatinin olduğu iddiası günlerdir dile getirilmekte. Cemaat yetkilileri bu iddiayı yalanlasa da gruba bağlı medyanın yayın politikası farklı konuşuyor. Son dönemde hükümetle bu cemaat arasında yaşanan gerilim ile darbelere karşı yıllardır izlenen yayın politikasının son günlerde terkedildiği, yerine Başbakan´ı sürekli hedef gösteren yayın ve haberlerin yayınlanmakta olduğu dikkati çekiyor.
Gezi olaylarına cemaat desteği şüphesi akıllara 2012 Şubat ayında yaşanan MİT krizi olayını getiriyor. Terörü durdurmak amacıyla PKK yetkilileri ile Oslo´daki görüşmelere Başbakan Erdoğan´ın talimatıyla katılan başta Müsteşar Hakan Fidan olmak üzere 5 MİT görevlisi ilerleyen aylarda İstanbul özel yetkili cumhuriyet savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından ´şüpheli´ sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. Polisin hazırladığı bir fezlekeyi kullanan savcının 5 kişiyi ´şüpheli´ sıfatıyla çağırmasının anlamı çok büyüktü. Türkiye sarsıldı.
Müsteşar dahil 5 MİT yetkilisine yöneltilen suçlama, KCK terör örgütü içerisine sızdırılmış çok sayıdaki MİT ajanının terör olaylarına katılması idi. Hükümet risk aldığını, oy kaybetmek pahasına terörü bitirmek istediğini açık açık söylüyordu son bir kaç yıldır. Turgut Özal dışında hiç bir siyasetçi bu riski almadı. O da ekibindeki yetkililerle birlikte bir suikast fırtınasında bedelini ödedi. Kamuoyundaki kanaat bu. Özal dışında bu riski alan diğer lider Başbakan Erdoğan oldu. Dolayısıyla terörü bitirmek isteyen Başbakan Erdoğan, terörü kışırtmak suçlamasıyla karşı karşıya bırakılmış oldu. Erdoğan´a en büyük leke sürülmek istenmiş oldu.
İlerleyen günlerde asıl gerekçenin ise bu değil Oslo görüşmeleri olduğu ortaya çıktı. Başbakan da bunu açıkça vurguladı.
CHP dahil olmak hemen her kesim bu hareketin arkasında cemaatin olduğu iddiasını dile getirdi. CHP Erdoğan´a destek verdi.
Yine bu krizin hemen ardından polis teşkilatında iki üst düzey yöneticinin yeri değiştirildi. Bu da iddiaları desteklemiş oldu. Cemaatin polis teşkilatında çok güçlü olduğu uzun yıllardır her kesim tarafından dile getirilen bir iddiaydı.
Bir diğer ayrıntı, cemaatin yayın organlarının MİT Krizinde savcıdan yana açıkça tavır alan bir yayın politikası oldu.
Hakan Fidan´ın Ergenekon ve İsrail´in nefret ettiği bir kişi olması ve onu savcının hedefine koyan ses kaydının, Başbakan Tayyip Erdoğan´ın Mısır gezisinde İsrail´e karşı yürütülmesi planlanan yaptırımları açıkladığı, tüm dünyaya yönelik konuşmasını yaptığı saatlerde bir internet sitesi hacklenerek servis edilmesi de ilginç bir başka ayrıntı idi.
Gezi olaylarına dönecek olursak cemaatin olayların ardındaki güçlerin arasında yer aldığı iddiası, o kesimin basılı, televizyon ve internet medya organlarının yürüttüğü yayın politikası ile güçleniyor. Son dönemde hükümetle bu cemaat arasında yaşanan gerilim bir tarafa, darbelere karşı yıllardır izlenen yayın politikasının son günlerde terkedilerek yerine Başbakan´ı sürekli hedef gösteren yayın ve haberlerin yayınlanmakta olduğu görülüyor. Kafaları karıştıran bu ayrıntılar tesadüf olabilir mi? Cemaat yetkililerin iddiaları yalanlama yerine bu ayrıntılara cevap vermesi bekleniyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
GÜLEN: ÇAPULCU TABİRİNİ KULLANMAYIN
24.06.2013 17:36 Fethullah Gülen, kendi adını taşıyan internet sitesinde yayınlanan ´Darılma Yok, Dayanma Var!..´ başlıklı videosunda Başbakan Erdoğan´ın Gezi Parkı eylemcileri için ´çapulcu´ demesini eleştirdi. Fethullah Gülen, kendi adını taşıyan internet sitesinde yayınlanan ´Darılma Yok, Dayanma Var!..´ başlıklı videosunda Başbakan Erdoğan´ın Gezi Parkı eylemcileri için kullandığı ´çapulcu´ tabiriyle ilgili ´O sözü kullanmayın´ dedi. Gülen, sohbetinde ´Hani sizin belki de çapulcu diyeceğiniz birkaç tane. O tabiri de kullanmayın. Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır´ dedi.
Fethullah Gülen Hocaefendi´nin açıklaması, Gezi eylemlerine açık destek veren Doğan Medya grubu yayın organlarında ilgiyle karşılandı. Okur yorumları kısmında ise hem tepki hem övgü yer aldı. İşte o yorumlardan hurriyet.com.tr sitesinde yer alanlar:
mustafa birol
24.06.2013 17:22:33
buyuk adam vesselammm...herkes kendi buyuklugunce olgun bakar olaylara...
Cem Sütçü
24.06.2013 17:27:58
Müslümanlar kardeş ne demek ya? Müslüman olmayınca kardeş olunmuyor mu?
ÜMİT SEZAİ ATTİLA
24.06.2013 17:24:31
Teşekkür ederiz Hocam her zaman iyi şeyler önerdiniz
Hatice Fahrünnisa Ensari
24.06.2013 17:24:00
Sn.F.H.nın hoşgörülü dini bakış açısııyla getirdiği yorum,insani ölçüye davet ediyor.Sn.Başb.tüm direnişçilere çapulcu dedi,onlar öğrenci,sanatçı,sade vatandaş vb.çapulcumuydular?İçlerinde gerçek çapulcu olsa dahi,1000yıllık mabetten birsözHerkesi dinleyin,herkesin anlatacak bir hikayesi vardırder
sagduyulu osman
24.06.2013 17:21:12
fethullah hoca kasıt sizce tüm eylemcileri mi ortalığı yakıp yıkanlar mı. siz başbakanımızı iyi dinlememişsiniz
erkan c.
24.06.2013 17:16:15
Hoca, her kesimden her insana böyle mavi boncuk dağıtmayı pek sever...
Yorum cu
24.06.2013 17:16:58
Çapulcular bu ülkeye yarar değil zarar getirir.
Musa Tok
24.06.2013 17:16:03
agop yine bir mesaj yazmis ama seviyesi ne oldugunu acikca gostermis
futbol yıldızı
24.06.2013 16:43:56
demek ki bu gezi eylemleri 47 saniye de olsa bazılarını iyi bir şeyler izlemesine vesile oluyormuş..
emk ost
24.06.2013 16:46:14
Hacı ilk defa doğru bir kelam etmiş !
Cumali Zatoglu
24.06.2013 16:36:15
Çapulcu demeyin, bir gün levsiyyattan kurtulurlar.. (Levsiyyat: Pislik, kir.. Mülevves kelimesi ile aynı kökten..) Sağol Hocam, biz çapulcu kalalım!..
emine güleç
24.06.2013 16:35:16
Clark Kant hoca efendinizin ne demek istediğini anladık da. Bunu hangi sıfatla söylediğini anlayamadık.
eren uluşan
24.06.2013 16:23:12
Bu adam herşeye barışçıl yaklaşmak zorundamı? Bizim ülkemize gitmez böyle adamlar barışmış, anlaşmaymış, birbirine hoşgörüymüş.. Bunu anlamak için yorumlara bakın, çoğu biz bu adamı anlamıyoruz der:)
canan gönlühoş
24.06.2013 16:22:24
yahu adam ne dese inanmıyorsunuz, bu nasıl kindarlıktır, bu nasıl bir düşünce yandaşlığıdır, el insaf ! sevmiyorsanız bile saygı duyun saygı!
clark kant
24.06.2013 16:22:04
HOCAEFENDİYE BU ADAM TABİRİYLE YORUM YAPAN ARKADAŞIMIZ MALESEF KENDİ SEVİYESİNİ GÖSTERMEKTEN ÖTEYE BİR ŞEY YAPMAMIŞTIR..
erdem erdem
24.06.2013 16:21:59
ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ ANLAMAYA DAVUL ZURNA AZ HOCAM NE GÜZEL SÖZLER SÖYLÜYORSUNUZ BİRİLERİ ANLAMAMIŞ ANLAYIŞLARI KIT..
mürsel isaoğlu
24.06.2013 17:14:15
Hocam iyi niyetinize saygı duyuyorum ama bunların düzeleceği yok..
Don Chapuller
24.06.2013 17:13:44
Ne demek öyle demesin böyle demesin sizin bu ağız kapatma kültürünüz yüzünden Türkiye tartışmayı unuttu.Tartışılmayacaksa doğrular nasıl bulunacak, çapulcu desin bize ama gençliğinde diyeceğini dinlesin...
sadrettin demirkol
24.06.2013 16:59:44
Çok büyük organizesyon. 16 gün süren etkinlik. gözlerim yaşardı. Eğitimn kalitesi çok yüksek...
zıkkım içeyim inşallah
24.06.2013 16:54:26
Hoca içkiye filan karşı olmasa gidip Gülenci olacağım yemin ederim.. Nedir bu Hükümetten çektiğimiz ya!..
t c haydar ahi
24.06.2013 16:50:40
Bak su Allahin isiner! yarin hoca da duran hoca olmasin basiniza!
Erdem Erten
24.06.2013 16:44:56
HOCA, ON DAKKA DiKiLiP DiRENiS YAPSAN NASIL OLUR ?. BENCE COK FAYDALI OLUR, DURAN HOCA DA LAZIM.
deep ımpact
24.06.2013 16:33:27
Adam diyor ki: herşeye rağmen sabırlı ol, dövene elsiz, sövene dilsiz ol, bir gün gelir çapulcu dediklerin, ülke zora girdiğinde kahraman kesilir ve mahçup olursun!!!. Ama, ülkeyi zora sokanların bizatihi kendisi çapulcular ise, bu kahramanlık nasıl olacak bilemem :)
ays 1905
24.06.2013 16:33:12
Hocam öyle uzaktan uzağa zor olmuyor yaa gelin böyle. sahi niye gelemiyorsunuz.
Tırmık ´
24.06.2013 16:29:34
Artık cemaat de desteği çekti....
Ali İhsan ASLAN
24.06.2013 16:26:18
Zatı muhterem hala Pensilvanya´da değil mi ? Sevmiş olsa gerek, hiç çıkmıyor ABD´den. Ben 2 hafta yurt dışında kaldığımda memleketimi özlüyorum Nazım Hikmet gibi burnumda tütüyor.
kunta kinte
24.06.2013 16:25:28
Şimdi demeyin derken, hangi tarafa söylüyorsun hoca :)
BÜYÜK CİMBOM
24.06.2013 16:22:55
SENİ ÇOK SEVİYORUM.... HERKES SENİ BİRGÜN ANLAYACAK....
Tsubasa Tsubasa
24.06.2013 16:22:08
Belli bir anlayışın dışında konuşmayan dinlemeyen ve sürekli yaftalayan birinin hocaefendiyi anlaması zor tabii.
sami hadi
24.06.2013 17:03:17
hoşgörü iyi de bi yere kadar...
Erden Erkam
24.06.2013 17:02:52
Nafile - başbakan ne dedi: Erdoğan değişmez dedi. Artık ve ne yazıkki kendinden başkasını dinlemiyor! Saygılar -
Mert Özromano
24.06.2013 16:49:29
O Capulcular zaten bu ulkedeki polis siddetine karsi buyuk kahramanlik yaptilar. Utanicak bir seyleride yok. Utanmasi gereken kisiler hala inkardadir!
nazan sekban
24.06.2013 16:49:28
yeter ki onlar iyi birşey yapsında bizi utandırsınlar.
Rasit Gül
24.06.2013 16:48:39
HOCAM, SİZ DE İZMİRLİ SAYILIRSINIZ, KESTANEPAZARI CAMİİ´NDE YILLARCA ÇALIŞTINIZ. GÜNDOĞDU MEYDANI´NDA EYLEM YAPAN İZMİRLİ´LERE BİR DESTEK VERSENİZ?
lawyer agop terzioğlu
24.06.2013 16:47:52
SAYIN HOCAM ; KILIÇDAROĞLU YENİ EVLENEN ÇİFTE ÇAPULCU DEDİ , ONA MESAJINIZ YOKMU ???
Yorumlu yorum
24.06.2013 16:19:50
verdiği örneğe dikkat : halid bin velid... seviyormuş gibi yapıp tokat mı atıyor şimdi.!
Mustafa Eraslan
24.06.2013 16:15:12
En azından Türkçe özetini geçmiş burası. Uzun açıklamadan hiç birşey anlamadık. Osmanlıca mı, Arapça mı, Farsça mı?
ali aktaş
24.06.2013 16:14:41
çok doğru söylemişsiniz hocam tebrikler.başbakana duyurulur.
çapulcu pınar
24.06.2013 16:13:01
Cemaatini hiç haz etmiyorum ama bu adam gerçekten güzel konuşuyor...
yolcu 1
24.06.2013 16:12:03
Hoca efendi dönüş bileti aldı da hazırlık mı yapılıyor hayırdır? (Kaynak)
HAKKI SÖYLEMELİ, YA DA SUSMALI
25.06.2013 16:12 Fethullah Gülen Hocaefendinin dünkü vaazında Başbakan Erdoğan´ı Gezi eylemcilerine çapulcu dedi diye eleştirmesi kamuoyunda rahatsızlığa neden oldu. Yeni Akit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, yazısında Gülen´in tek taraflı eleştirilerde bulunmasını eleştiriyor. Gülen´in ´İçlerinden belki geleceğin Halid Bin Velid´leri çıkabilir´ gibi tuhaf bir mantıkla gezi eylemcilerine çapulcu denilmemesini tavsiye etmesine tepki gösteren Karahasanoğlu, hocaefendinin 28 Şubat sürecinde de benzer şekilde tek taraflı davrandığına dair çok sayıda örnek veriyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan üzerinden 2011 başında yaşanan cemaat-hükümet krizi Gezi olayları nedeniyle bugünlerde bir kez daha gündemde. Cemaat lideri Fethullah Gülen´in son vaazlarında dolaylı yolla Başbakan´ı eleştirmeye başlaması dikkatleri çekti. Cemaat yetkilileri iddiaları yalanlıyor. Başbakan Erdoğan ise iddiayı imaen de olsa hiç dile getirmiyor. Ancak hem cemaate mensup medyanın Gezi olaylarında izlediği yayın politikası, hem Gülen´in vaazlarında verdiği kritik mesajlar ve hem de bu olguların Gezi eylemcileri ile diğer kamuoyu kesimlerinde oluşturduğu algı, cemaat-hükümet krizinin bir kez daha yaşanmasına neden oluyor.
Gezi olaylarına Fethullah Gülen cemaatinin destek verdiği iddiası genişleyen şekilde tartışılmaya devam ediyor. Cemaate bağlı yayın organlarının Gezi olaylarını meşru görür tarzda haberleştirme politikası ile bu basın organlarında çalışan bazı yazar ve muhabirlerin açık tavır alması, iddianın ilk kez dile getirilmesine neden olmuştu. Ardından cemaat lideri Fethullah Gülen´in son iki vaazında Başbakan Erdoğan´a dolaylı cümlelerle eleştirmesi geldi.
Cemaat yetkilileri iddiayı yalanlıyor. Başbakan Erdoğan ise iddiayı imaen de olsa hiç dile getirmiyor. Ancak ortaya çıkan bulgular kafaları karıştırıyor. Gülen bir önceki vaazında diktatörlükten kaçınılmasını istemişti. Gezi eylemcilerinin Başbakan Erdoğan Erdoğan´a yönelik ´diktatör´ tepkilerinden hemen sonraya gelen bu vaaz, kamuoyunda Erdoğan´a yönelik bir tepki olarak algılandı. Gülen´in diktatörlükten kaçınılması uyarısı, Gezi eylemcileri ve onları destekleyen çevrelerde takdirle karşılandı.
Fethullah Gülen, dün yayınlanan son vaazında ise, Başbakan Erdoğan´ın adını belirtmeden Gezi Parkı eylemcileri için ´çapulcu´ demesini eleştirdi. Gezi eylemcilerine yönelik ´çapulcu´ nitelemesi ilk kez Başbakan Erdoğan tarafından kullanıldı. Ardından eylemciler bu nitelemeyi benimseyerek kendilerini çapulcu olarak ifade etmeye başladılar.
Gülen´in son vaazında Başbakan Erdoğan´a yönelik çapulcu eleştirisi kamuoyunda tepkilere neden oldu. Yeni Akit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu yazısında Gülen´in tek taraflı eleştirilerine tepki gösteriyor. Gülen´in ´İçlerinden belki geleceğin Halid Bin Velid´leri çıkabilir´ gibi tuhaf bir mantıkla gezi eylemcilerine çapulcu denilmemesini istemesine tepki gösteren Karahasanoğlu, hocaefendinin 28 Şubat sürecinde de benzer şekilde tek taraflı davrandığına dair çok sayıda örnek veriyor.
Karahasanoğlu´nun yazısından bir bölümü şu şekilde:
Şu sözü duydun mu hocam: “Ya hakkı söyle, ya da sus”!.. Doğru hocam, “çapulcu ifadesi”ni kullanmayalım.. Ama bunu söylerken, “çapulcu” denilenlere de bazı uyarıların olmalı değil miydi hocam?
Madem konuya girdin.. 28 Şubat sürecinde de sergilediğin, o malum alışkanlığı sürdürmek.. Hep bize nasihat edip, çok daha ağır hataları, küfürleri, münafıklıkları görmezden gelmek, ne derece doğrudur, hocam? “Çapulcu” demeyelim.. Peki, demeyelim..
“Haydi arkadaşlar, polis kıyafeti giyip, halkın içine karışalım. Ortalığı karıştıralım” diyenler hakkında bir fikriniz var mı, hocam? Bir açıklamanız olmadığına göre, itirazınız yok gibi algılasak, onaylamışsınız gibi yorumlasak, yanlış yapar mıyız hocam? Mesela, polise taş atalım mı hocam? Arkadaşlar, “Taş yetmez, molotof” diyorlar, o serbest midir, hocam? “Müftü karısıyım” diye ortaya çıkana ne diyelim hocam? “Geleceğin cennetlik anası” diye, elini öpelim mi hocam? Taksim´de bikinisi ile dans edene ne diyelim? Onun da, ayağının altını öpelim, gelecekte ne olacak, bilinmez.. Değil mi hocam!..
Camiye ayakkabıları ile girmiş gençler vardı.. Elverdiğince, o gençlere eleştirileri, bir sınırda tuttuk.. Hassas bir konu idi.. “Onlar elebaşı değil, onlar birer kukla” dedik.... Bu ifadeyi de kullanmayalım, değil mi hocam.. .. Sırf camide yaşadığımız o çirkin görüntüye, Allah için kızdığımdan.. oksa cehennemlik mi oldum ben hocam? Dahası var.. Başbakan´a küfürler.. Ailesine küfürler.. nlarla da ilgili bir çift sözünüz olacak mı hocam? Yoksa, “Onlar yarının Halid bin Velid´leri olabilir” diye, küfürleri de hoşgörü ile mi karşılamalıyız hocam?.. “Ya hakkı söyle, ya da sus” diye bir söz, hiç duydunuz mu hocam?
GÜLEN´DEN GEZİ DEĞERLENDİRMESİ: SAĞDUYU MESAJLARI
26.06.2013 14:26 Fethullah Gülen´in Gezi olaylarına dair makul mesajları olduğu ortaya çıktı. Gülen, 4 Haziran tarihli bir vaazında Gezi olaylarıyla ilgili net ve makul açıklamalar yapıyordu. O açıklamalara bakıldığında cemaatin olayların arkasında olduğunu söylemek zor. Fethullah Gülen, 4 Haziran 2013 Salı günkü sohbetinde Taksim Gezi Parkı protestoları ve sonrasında gelişen hadiseler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.Herkul.org´da yayınlanan sohbetten bir kısım şöyleydi:
(...) Beri tarafta da birileri... Niye vuruyorlar? Niye öldürüyorlar? Niye zayiata sebebiyet veriyorlar? Ne günahı var o masum insanların ki camlarını kırıyorlar; molotof kokteyli atıyorlar yurtlara, pansiyonlara, evlere, okullara, üniversitelere, hatta banka şubelerine!.. Öyle bir mantıksızlık, gayr-i insanîlik alıp gidiyor.
-Masum insanların istekleri görmezden geliniyor-
Şimdi “Bütün bütün böyle.. bir hak arama meselesi hiç yoktur!” derseniz, oradaki bazı masum insanları, masum istekleri de görmezlikten gelirsiniz. Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz. Onlar bizim ihmalimizin meydana getirdiği nesillerdir. Saniyen; bazı makul istekleri vardır onların.
-Ağaç derken kendileri yeşili öldürdüler-
Hakikaten “Bir park.. ağaçları sökülmemeli; insanların gezisine müsait hal, o durum, o tablo korunmalı!” diyebilirler, öyle değerlendirebilirler. “Ekosistem” diyebilirler, “Yeşili öldürüyorsunuz!” diyebilirler. Fakat sonra bunu yaparken, orada denge korunamayabilir. Bu defa kendileri yeşili öldürürler. Kendileri genel ahengi bozarlar, ekosistem diye bir şey ortada bırakmazlar. Böyle bir başka mevzudaki duyarsızlık, az meseleyi anlayamama, başka tarafta farklı bir tefrite sebebiyet verir veya farklı bir ifrata sebebiyet verir, hafizanallah.
-İstismar etmek isteyenler var-
Fakat, bir yönüyle bizim bir zayıf yanımızı, bazı masum insanların belki zayıf yanları sanılan masum isteklerini istismar etmek isteyen dışta ve içte bir sürü, böyle kulaklarıyla genel havayı almaya çalışanlar da var.
Hani bazı mahluklar, kulaklarıyla havayı almaya çalışırlar, kıpırdatırlar kulaklarını, sesleri duymaya çalışırlar. Onlar, böyle bir şeyi duyunca (istismar ederler.)
-Suriye´de kıyamet kopuyor umurlarında değil-
Şimdi dünyada bütün medya Türkiye´nin aleyhinde; burada da öyle, başka yerde de öyle, Avrupa´da da öyle. Sanki kıyamet kopmuş gibi bir halleri var. Suriye´de kıyamet kopuyor umurlarında değil.
Irak´ta kıyamet kopuyor umurlarında değil. Daha dünyanın değişik yerlerinde canlı bombalar umurlarında değil. Fakat Türkiye bölgede muvazene unsuru olma durumunda bir devlet.. belli kazanımları olan bir devlet.. belli yere gelmiş bir devlet. İşte bir taraftan o masum istekler.. o masum isteklerin içte bazı kimseler tarafından istismar edilmesi, belli ideolojilere kurban edilmesi o masum isteklerin.. başkalarının da bu meseleyi kendi hesaplarına derinlemesine değerlendirmeleri.. bizim gafletimiz, bizim cehaletimiz, bizim görmezliğimiz; başkalarının uyûn-u sâhire şeklinde, hiç uyumayan gözler şeklinde bizi bir kere daha kündeye getirme adına zemin oluşturma gayretleri. Olan, o oldu.
Bu tablo.. bunu Sahib-i Şeriat haber vermiş. İnsanlar kendi ruh ve mana köklerinden koparılınca böyle olacak, haber vermiş onu. Meseleye bu zaviyeden yaklaşınca zannediyorum, biz de bakış zaviyemizi bir kere daha gözden geçirmemiz lazım. Acaba kabahat bu meselelere karşı umursamazlık içinde bakan, her şeyi hafife alan, “şuydu, buydu” deyip geçiştirende mi?
-Kabahat kimde-
Yoksa sokakları bir yönüyle harp meydanlarına çeviren insanlarda mı? Ya da bütün bunların kabahati, sistemde mi? Bizim iyi nesiller yetiştiremeyişimizde mi? Onlara yürekten sahip çıkamayışımızda mı? O zaman sistemin gözden geçirilmesi lazım. Bizim, düşüncelerimizi bir daha gözden geçirmemiz lazım.
Hidayette olup olmadığımızı, doğru yolda olup olmadığımızı kontrol etmedik. Başıboş nesiller yetişti; ne doğru ne yanlış onu bilmeyen nesiller yetişti. Biz umursamazlık içinde baktık. Çok defa onları hafife aldık. “Bir avuç” dedik onlara.. ve onlar da azgın, esirmiş insanlar gibi sağa sola saldırdılar. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(09 Haziran 2013), son güncel.: (26 Haziran 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
MİT GÖREVLİLERİNİN İFADEYE ÇAĞRILMASI KRİZİ MANŞETLERİMİZ
Cemaat-MİT çatışması mı yaşanıyor?
Hükümet sivil darbeyi engelledi
Erdoğan: Fidan´ı yedirmem
MİT müsteşarı Fidan hedefte
Odatv-Aydınlık-İsrail´in hedefi: Fidan
´Mesaja mesaj´ ses kaydı