Cemaat mensubu eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in, Dink olayında kritik öneme sahip LOG kayıtlarının hepsini imha ettirmesi bir kez daha gündemde. Bu imha dahi tek başına paralel yapının Dink cinayetiyle bağını ortaya koymaya yeter. Ayrıca cemaat savcılarının Dink soruşturmasını sürüncemede bırakmaları, geçtiğimiz günlerde tutuklanan İstanbul eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ali Fuat Yılmazer'le ilgili iddiaları soruşturmamaları gibi başka bulgular da mevcut.
29.07.2014 12:41 Emniyet müfettişleri, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in, Hrant Dink cinayeti davasında kritik öneme sahip LOG kayıtlarının hepsini imha ettirdiğini ortaya çıkardı. Müfettişlerin raporuna göre Akyürek, bu talimatı verdikten bir gün sonra görevden alındı.
Paralel yapıya yönelik bilinen en büyük soruşturma halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu savcısı Serdar Coşkun tarafından yürütülüyor. Coşkun, geçtiğimiz haftalarda 30 ilin emniyet müdürlüğüne gönderdiği talimatta, paralel yapı hakkındaki iddialarla ilgili delillerin toplanmasını talep etmişti. Talimattaki talepler kapsamına, yapılanmanın Dink cinayetiyle bağlantısına dair iddiaların araştırılması da dahildi.
-Paralel tartışmaları çıkmadan önce de Dink-cemaat bağlantısı gündemdeydi-
Paralel medya, savcının bu gizli talimatını orjinalini yayınlayarak deşifre etmiş savcıya büyük tepki göstermişti. Tam anlamıyla "bir bardak suda fırtına koparmak" olan bu tepki haksızdı. Çünkü Dink soruşturmasında ihmallerin olduğu ve gerçek zanlıların ortaya çıkmaması için gayret gösterildiği şüphesi son yıllarda yoğun şekilde gündemdeydi. Dink dosyasının örtbas edildiği şüphesinde cemaatin adı bazı polis müdürleri ve savcılar nedeniyle sık sık gündeme gelmişti. Yani bu şüpheler, paralel yapı tartışmaları ortaya çıkmadan önce de mevcuttu.
Cemaatin Dink cinayetinde adı bir çok kez geçti. Cemaat mensubu eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in, Dink olayında kritik öneme sahip LOG kayıtlarının hepsini imha ettirdiğinin ortaya çıkması ise tek başına paralel yapının Dink cinayetiyle bağını ortaya koyacak nitelikte.
Emniyet müfettişlerinin raporlarına göre Hrant Dink cinayetiylele ilgili en önemli delillerden biri olan LOG kayıtları, 10.10.2009 tarihinde Ramazan Akyürek’in talimatıyla imha edildi. Akyürek delilleri imha ettirdikten 6 gün sonra ise 16.10 2009 tarihinde görevden alındı.
Görüldüğü gibi bu olay paralel yapı tartışmalarından yıllar önce yaşandı.
DELİLLER KARARTILDI
Müfettiş raporunda Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığındaki projelere ait kullanıcı işlem bilgilerini imha ettirdiği, böylece yetki aşımı yapmak süretiyle İçişleri Bakanı tarafından onaylanan yönetmeliğin en önemli maddelerinden birini teknik ve hukuki bir temele dayanmaksızın fiili olarak değiştirdiği bu şekilde “Yetkisini kötüye kullandığı veya suç işleyen görevlileri tespit etmede en önemli delil olan log verilerini imha ettiği” vurgulanıyor.
LOG kayıtları, basitçe bilgisayar üzerinde yapılan tüm işlemlerinin otomatik kayıt altına tutulması işlemine deniyor. Hangi kullanıcının hangi tarih ve saate bilgisayarda hangi işlemleri yaptığı kaydı tutulur. Örneğin 3 nolu bilgisayarda 16 Şubat 2013 saat 11'de paint programı açıldı. 11.10'da şuraya şu dosya kaydedildi. Firefox ile internete girildi, şu sitelerde gezildi... Word açıldı, sayfaya şu yazılar yazıldı. vs. vs.. Log kayıtları, "Kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl" gibi sorulara cevap veren, bir bilgisayarda neler yapıldığını, kimin yaptığını, ne zaman ve nasıl yaptığını öğrenmenin tam yoludur.
BAŞKA DELİLLER DE VAR
Akyürek'in logları imha ettirmesinin dışında paralel yapının Dink soruşturmasını örtbas ettiğini düşündüren başka bulgular da mevcut.
Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink'in öldürüldüğü 2007 tarihli suikastin davası geçen 7 yıla karşın halen tamamlanmadı. Dava sürecinde ilginç gelişmeler yaşandı. Özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012 tarihinde verdiği kararda, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti. Şok etkisi yapan bu kararın temyizine bakan Yargıtay da, sanıkların silahlı terör örgütü değil, suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmaları gerektiğine hükmetti. Dava yeniden görülmeye başladı. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması sonrası davaya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi bakmaya başladı. Davanın 7. duruşması önümüzdeki Ekim ayında yapılacak.
Soruşturma dosyasını 2010'da devralan cemaat savcılarından Muammer Akkaş da önceki savcılar gibi dosyada hemen hiçbir işlem yapmadı. Cemaat bağlantıları sürekli gündemde olmasına rağmen dosyada hiç bir ilerleme olmadı. 25 Aralık soruşturmasını usulsüzce yürüttüğünün ortaya çıkması üzerine Akkaş başka bir ile tayin edildi. Dink olayının da aralarında olduğu dosyalar Akkaş'ın elinden alınarak başka savcılara devredildi.
YENİ SAVCILAR ÖRTBASI TESPİT ETTİ
15 Temmuz'da önemli bir gelişme yaşandı. Yeni savcılar dosyaya giren birçok delilin sümenaltı edilerek araştırılmadığını tespit etti. İncelemede; paralel polis şefleri oldukları öne sürülen Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer hakkındaki iddiaların görmezden gelindiği ve soruşturma savcısı Muammer Akkaş'ın da dosyayla ilgilenmeyip mesaisini 25 Aralık paralel darbe girişimi için harcadığı belirlendi.
Soruşturma dosyasında sümenaltı edilen hususlardan bazıları şunlar:
-Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi’nin başındaki Ramazan Akyürek, cinayeti aydınlatacak emniyet içinde yaşanan trafiğin kayıtlarını sildirdi. Log kaydı olarak adlandırılan bu kayıtların silinmesiyle soruşturma ciddi tıkanma yaşandı. Akyürek hakkındaki iddialar işleme konulmadı ve ifadesi alınmadı.
-Dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in hakkında birçok iddia ve şikayet olmasına rağmen ifadesine başvurulmadı.
-TÜBİTAK ve Adli Tıp olay yeri görüntülerindeki incelemelerinde gereken hassasiyeti göstermedi.
-Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi, İstanbul Emniyeti, Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarması’na dair iddialar tarafsız soruşturulmadı.
-Olay günü ve öncesinde sanıkların irtibatlarını netleştirecek telefon HTS kayıtlarının incelenmesinde İstanbul Emniyet’indeki yetkili kişiler titiz çalışmadı ve delil gizledi.
-Sanık ifadelerindeki çelişkilerin araştırılması soruşturulmadı.
(29 Temmuz 2014, 12:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: