Yeraltı dünyasının önemli isimlerinden Kürşat Yılmaz, Hrant Dink'i paralel yapının öldürttüğü iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. 'Gülen Terör Örgütü, cinayeti bana teklif etti' diyen Yılmaz'ın dilekçesinde; Gülen, eski askeri hakim, hakim, savcı, emniyetçiler ve önemli bir siyasi ismin de aralarında bulunduğu 15 kişi şüpheli olarak yer aldı. İddiasını daha önce de açıklayan ve mahkemeye dilekçe vermiş olan Yılmaz, -iddiasına göre ciddiye alınmayarak- Dink davasında tanık olarak dinlenmedi.
14.05.2014 14:15 Yeraltı dünyasından Kürşat Yılmaz, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink öldürülmesinin "Fetullah Gülen Terör Örgütü"ne mensup, emniyette yuvalanmış emniyet görevlileri tarafından organize edildiğini öne sürdü. Yılmaz "Fetullah Gülen Terör Örgütü" hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Fetullah Gülen, eski askeri hakim, hakim, savcı, emniyetçiler ve önemli bir siyasi ismin de aralarında bulunduğu 15 kişi şüpheli olarak yer aldı.
HRANT DİNK'İ ORTADAN KALDIRACAKSIN
Yılmaz, daha önce Dink'in öldürülmesi için kendisine teklifte bulunulduğunu açıklamış ve mahkemeye dilekçe vermişti. Ancak tanık olarak dinlenmedi. İşte özetle suç duyurusunda yer alan iddialar:
'Dink'i ortadan kaldır' teklifini kabul etmeyince, 2005'te "Toprak" operasyonunda tutuklandım. Bu terörize yapıyı, bana dava açılan Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde fark ettik. Ama şikayet ettiğimiz kişilerin de yapı içinde olduğunu geç anladık.
HERKESİ VURACAK GÜÇLERİ VAR
Kendisini İ. I. olarak tanıtan şüpheli kişi, 2004 yılında Dink'in öldürülmesi işini bana teklif etti. H. A. ile birlikte hareket eden bu kişi, Gülen cemaatinin Ankara sorumlusu ve istihbarat alanında ajan. İllegal faaliyetleri organize eder, TSK'da ve istihbaratta önemli kişilerle içli dışlıdır. H. A. da askeri alanda bu terör örgütüne bilgi ve eylem desteği yapan, yönetici organizatördür. Bir defasında Başbakan'ı bile öldürecek güçleri olduğunu beyan etmişti. Dink cinayetinin görüldüğü mahkemeye dilekçe verdim, ciddiye alınmadı. Bu cinayetin arkasındaki gerçek irade ABD Ermeni Diasporası'dır ve burada cinayeti organize eden örgütün emniyet kanadı, bizzat ABD'de bulunan örgüt lideri ve yanındaki daimi yönetim kadrosudur. Danıştay cinayetleri için ipucu olacak duyumları vardır.
Ergenekon soruşturmasında savcı Zekeriya Öz tarafından ifadem alındı. "Türkiye'de Ergenekon diye bir terör örgütü duymadım, görmedim ama Fetullah Gülen Terör Örgütü diye bir örgüt var" dedim. Bu beyanı tutanağa dahi geçmedi.
CEMAAT ŞÜPHESİ
Dink cinayetinin anahtar isimlerinden Erhan Tuncel, suikastın büyük bir yapı tarafından gerçekleştirildiğini söylemişti. Tuncel "Karşımızda polis yok, cinayet şebekesi var. Bu yapıyı kuranların yargılanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar" diye konuşunca tüm gözler savcı Muammer Akkaş ve emniyet mensupları Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer'e çevrilmişti. (Takvim)
TUNCEL: AKYÜREK-YILMAZER ÇETESİ
Daha önce adları kamuoyunda ‘cemaatçi’ olarak anılan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in ‘cemaatçi olmadıklarını’ söyleyen Erhan Tuncel, Dink cinayetini ihbar ettiğini ancak "Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer çetesinin" cinayeti önlemediğini öne sürüyordu.
Erhan Tuncel’in, savunmasında yer alan bazı ifadeleri şöyleydi: “Benim cinayetle alakam yok. Beni dublör olarak kullanıyorlar. Ben ihbarımı yaptım. Cinayet engellenebilirdi.. Hrant Dink cinayetinin hükümetle ve cemaatle bir ilgisi yoktur. Cinayet Ergenekon üzeri bir şebeke tarafından işlenmiştir. Devlet bu cinayet şebekesine maaş ödemekte, ailelerine sosyal güvenlik imkanı tanımaktadır.. Ben tanığım ve tanık koruma programından yararlandırılmam gerekiyor. Sanık olarak burada olmamalıydım.”
Polis istihbaratın muhbirlerinden olan Erhan Tuncel, Hrant Dink davasında azmettiricilik suçlamasıyla yargılanmış ve beraat etmişti. Ancak ´örgüt yok´ diyerek sonuçlanan davanın temyizine bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ´Cinayetin ardında örgüt var. Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan bir örgüt. Ancak bir silahlı terör örgütü değil.´ gibi şaşırtıcı bir gerekçeyle oybirliği ile bozma kararı vermişti. Yargıtay, beraat kararı verilen Erhan Tuncel´in ise Dink'in öldürülmesine yardımdan cezalandırılması gerektiğine de hükmetmişti. Bozma kararı sonrası yeniden görülen davada Tuncel hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.
Dink davasıyla ilgili bağlantılı bir gelişme de gazeteci Nedim Şener'in iddialarıydı. Şener, Ergenekon terör örgütüne yardım ettiği gerekçesiyle Odatv davasında yedi yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle halen yargılanmakta. Davada yaptığı savunmasında Şener, Dink cinayetiyle ilgili yazdığı kitabı sonrası davaya dahil edildiğini anlattı. Polisin kendisine komplo kurduğunu iddia eden Şener, Hrant Dink cinayetine ilişkin araştırmaları ve polislerin bu cinayetteki ihmalini göstermesi nedeniyle adı geçen polisler tarafından hedef alındığını gösteren bazı belgeleri sunmuştu.
(14 Mayıs 2014, 14:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: