Yargıtay, birlik ve bütünlüğe aykırı kararı oybirliğiyle aldı.. Gazeteci Hrant Dink´in öldürülmesinin devletin birlik ve bütünlüğünü bozmadığını savunan Yargıtay, oybirliği ile aldığı kararla cinayeti işleyen çeteyi terör örgütü olarak görmedi. Oysa cinayetin hükümeti devirme amacıyla Ergenekon terör örgütü tarafından işlettirildiğine dair çok sayıda delil ve bulgu ortaya çıkmış durumda. Davanın savcısı ve sanığı ile Yargıtay başsavcılığı ve kamuoyu da, cinayetin ardında Ergenekon Terör Örgütünün olduğu konusunda birlik ve bütünlük içerisinde bulunuyor.
16.05.2013 10:26 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, gazeteci Hrant Dink´in öldürülmesiyle ilgili davada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği ´örgüt yok´ kararını bozdu. Yargıtay, sanıkların TCK´nın 220. maddesinde düzenlenen ´suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt´ kapsamında cezalandırılması gerektiğine dikkat çekti. Yargıtay´ın, sanıkların oluşturduğu yapıyı Susurluk davasında olduğu gibi silahlı terör örgütü olarak değerlendirmemesi soru işaretlerine yol açtı. Daire kaynakları, ?Terör örgütlerinde olması gereken devletin anayasal düzeni ve toprak bütünlüğünü bozmak gibi bir amacın Dink cinayetini işleyen örgüt bakımından saptanamadığı gerekçesiyle sanıkların kurduğu oluşum silahlı terör örgütü kapsamına girmiyor.? değerlendirmesini yaptı. 9. Daire, Yasin Hayal liderliğindeki örgütün suç işlemek için kurulduğu görüşüne vardı. Hayal´e Dink´i kasten öldürmeye azmettirmekten verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onayan daire, ´silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma´ suçundan verilen beraat hükmünü ´suç örgütü kurma ve yönetme´ suçundan cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle bozdu. Hayal, 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanacak. Yargıtay, beraat kararı verilen Erhan Tuncel´in ise Dink´in öldürülmesine yardımdan cezalandırılması gerektiğine hükmetti.
Başsavcılık, Dink cinayetinin sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylem olarak tanımlarken, sanıkların cezası daha ağır olan silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanmasını talep etmişti. Başsavcılık tebliğnamesinde, eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, Türkiye´yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu vurgulanmıştı.
9. Ceza Dairesi, örgüt suçuyla ilgili bozma kararının ardından, 18 sanığın Dink´in öldürülmesi ve McDonald´s´ın bombalanması eylemleriyle ilgili cezalarını değerlendirdi. Dairenin oybirliğiyle aldığı kararı, Başkan Ekrem Ertuğrul açıkladı. Daire kararına göre sanıklar hem örgüt suçu yönünden hem de onanan cezalar dışındaki hükümler yönünden yeniden yargılanacak. Yerel mahkeme, ilk kararında direnirse dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na gelecek.
Dairenin bazı kararları şöyle:
Yargıtay kararında, 2004´teki Trabzon´daki McDonald´s olayında Erhan Tuncel ile Yasin Hayal´in suç teşekkülünü oluşturdukları, bu teşekkülün 2005´te suç örgütüne dönüştüğü, Dink eylemini suç örgütü kapsamında işledikleri vurgulandı.
Sanık Yasin Hayal´in Dink´i kasten öldürmeye azmettirme suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükmünü onayan daire, Hayal´in ´silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma´ suçundan verilen beraat hükmünü ´suç örgütü kurma ve yönetme´ suçundan cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle bozdu. Yazar Orhan Pamuk´a yönelik ´akıllı ol´ tehdidinden dolayı verilen 3 ay hapis cezasını az bulan Yargıtay, Hayal´in sözlerinin Pamuk´u ölümle tehdit olduğunu, ancak bu hususta aleyhe temyiz olmaması nedeniyle verilen cezayı onadığını vurguladı.
Yargıtay, yerel mahkemenin Dink cinayetiyle ilgili beraat kararı verdiği Erhan Tuncel´in Dink´in öldürülmesine yardımdan cezalandırılması gerektiğine hükmetti. Tuncel´in tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçundan verilen beraat kararını bozan Daire, ayrıca Tuncel hakkında ´silahlı terör örgütü yöneticisi olma´ suçundan verilen beraat hükmü de ´suç örgütü üyesi olma´ suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmasına hükmetti. Daire, Tuncel´in ayrıca 24 Ekim 2004´te McDonald´s´a atılan bombayı imal edip Hayal´e verdiği, Hayal´in de Tuncel vasıtasıyla bombayı restorana koyduğu sonucuna vardı.
Yargıtay´ın kararının ardından örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Yasin Hayal, 3 ile 9 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanacak. Daire Dink cinayetini TCK´nın 314. maddesindeki silahlı terör örgütü kapsamında değerlendirseydi sanıklar 7,5 yıldan 15 yıla kadar ceza alabilecekti. (Metin Arslan / Zaman)
Dink davasında Susurluk riski
Hrant Dink cinayeti davası, yargı makamlarının attığı ilginç adımlarla bir satranç oyununa dönüştü. Mahkeme savcısı, esas hakkındaki mütalaasında ?büyük örgüt Ergenekon? derken, mahkeme, ?örgüt yok? kararı verdi. Yargıtay Başsavcılığı yine Ergenekon´u işaret edip, ?Devlet örgütü bulmalı.? dedi. Son olarak Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise ?Örgüt var ama silahlı değil adi suç örgütü.? diyerek yerel mahkemeden bu yönde karar vermesini istedi. Yani Ergenekon aradan çıkarıldı. Yargıtay´ın açıklaması, ´örgüt´ tespiti sebebiyle kısmen olumlu gibi görünse de, aslında Dink davasında da, Susurluk´a benzer bir akıbeti akla getiriyor.
Dosya, Yargıtay´ın kararına gerekçe yazmasının ardından tekrar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gelecek. Dink cinayeti soruşturmasıyla ilgili daha ilk başta iddianamede ?terör örgütü eylemi? denildi. Ergenekon soruşturması başlayınca, cinayete giden süreçte boy gösterenler, bu örgütün üyesi ya da yöneticisi olmakla suçlandı. Ergenekon´da, büyük resim yavaş yavaş ortaya çıksa da Dink cinayeti bu aydınlanmadan nasibini almadı. Daha sonra savcı Hikmet Usta önemli bir çıkış yaparak, cinayeti Ergenekon örgütünün Trabzon hücresinin işlediğini iddia etti. Savcı, büyük örgüt olarak Ergenekon´u işaret etti ama mahkeme, örgüt olmadığı hükmüne vardı. Gerekçeli kararında da, cinayetin, üç beş kişinin milliyetçi duygularla işlediği bir olay olmadığını, fail ve maktulün özel olarak seçildiğini ama bunları ispatlayacak delilleri de bulamadığını ifade etti. Devamında, ?Cinayet için ortada tahmin edilenden daha büyük bir terör örgütü olmasaydı delillere daha kolay ulaşılacağı mantıksal olarak çıkarılabilecek bir sonuçtur.? dedi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da hazırladığı raporda cinayet soruşturmasının etkin yapılmadığını, kamu görevlilerinin dokunulmazlık zırhına büründüğünü tespit etti. Bütün bu gelişmelerden sonra gözler Yargıtay´a çevrildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ocak 2013´te Ergenekon´a çok uyan bir tespitle cinayetin örgütlü yapı tarafından işlendiğini belirterek, amacın da ülkede kaos çıkarmak olduğunu söyledi. Hem duruşma savcısı hem de Yargıtay başsavcısı, ?Cinayetin arkasında büyük bir örgüt var.? tespitinde bulunsa da, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ?Örgüt var ama silahlı terör örgütü değil, adi bir suç örgütü.? dedi. Herhangi bir soruşturma eksikliğine de vurgu yapmadı, sadece verilen hükmü bozdu. Yargıtay´ın açıklaması, ´örgüt´ tespiti sebebiyle kısmen olumlu gibi görülse de, aslında Dink davasında da, Susurluk´a benzer bir akıbeti akla getiriyor.
Susurluk davasında, olayın perde arkasını araştıran mahkeme başkanı Sedat Karagül değiştirilip yerine hakim Metin Çetinbaş (emekli olunca Ergenekon sanık avukatı oldu) getirilmiş ve dava adi bir suç örgütü olarak bitirilmişti. Dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da, adi çete suçundan verilen düşük hapis cezalarının onanmasını talep etmiş, Yargıtay 9. Ceza Dairesi de onamıştı. Aynı bu şekilde, Dink mahkemesi de, bu karar doğrultusunda örgüt suçundan ceza verip Yargıtay da bunu onarsa ikinci bir Susurluk vakası yaşanabilir. Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, ?Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nın tebliğnamesi açıklandığında ´6 yıl öncesine döndük.´ demiştim. Şimdi 6,5 yıl sonra başlangıçtaki noktadan birkaç adım daha gerideyiz.? diyor. Öte yandan, böyle giderse TMK 10 ile görevli savcı Muammer Akkaş´ın elindeki cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen kamu görevlileriyle ilgili soruşturma dosyası da akim kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Bütün bu gelişmeler ışığında sorulması gereken şu: ?O kadar hukuk, yargı reformu neden yapıldı? Ergenekon ve Balyoz gibi derin devlet, cunta yargılamaları niye eksik bırakılıyor? Yargıtay Başsavcılığı, bozma talebinde, Susurluk´a atıfta bulunarak, ?örgüte ilişkin tüm yapının ilk aşamada ortaya çıkarılamamış olmasının yakalanan sanıkların eylemlerinin niteliğini değiştirmeyeceği? tespitinde bulunup geri kalan yapılanmanın ortaya çıkarılmasının da devletin görevi olduğunu vurgulamıştı. Yargıtay, kararıyla bunun önünü tıkıyor. Yıllardır, Ergenekon davasıyla ortaya çıkan gerçekler, dava savcısının büyük örgüt tespitleri, Dink cinayetinden operasyon olarak bahseden Kafes Eylem Planı hepsi bir kalemde siliniyor. (Büşra Erdal / Zaman)
DELİLLER: DİNK´İ ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ÖLDÜRDÜ
Yargıtay´ın cinayetin bir terör örgütü tarafından işlendiğine dair karar alması beklenirken aksi bir karar vermesi, üstelik de bunu oybirliğiyle vermesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Çünkü Yargıtay´ın kararının aksine Dink´in herhangi bir suç örgütü tarafından değil Ergenekon Terör Örgütü tarafından öldürüldüğünü gösteren çok sayıda somut delil bulunuyor. Ergenekon ve Malatya Zirve davaları ile halen devam eden soruşturmalarda bu konuda somut deliller ortaya çıktı. Hem Dink davasındaki duruşma savcısı, hem o davanın bir sanığı ve hem de temyiz için görüş bildiren Yargıtay Başsavcılığı da cinayetin bir terör örgütü tarafından işlendiği kanaatindeydi. Ortaya çıkan somut deliller ve savcıların görüşerinden sonra kamuoyu da bu kanaatteydi. Herkesin birlik ve bütünlük içinde olduğu bir konuda kamuoyu vicdanını tatmin etmeyecek bir karar veren, bu kararı da ´cinayet devletin birlik ve bütünlüğünü bozmamıştır´ gibi tuhaf bir gerekçeyle ve üstelik de oybirliğiyle veren Yargıtay, bir yargı skandalına imza atmış görünüyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
YARGITAY´IN KARARINA TEPKİLER
16.05.2013 14:18 Yargıtay´ın Dink cinayetindeki kararını değerlendiren hukukçulara göre davanın önü yeniden açıldı. Ancak karardaki, cinayetin basit suç örgütü tarafından işlenmiş gibi gösterilmesine dikkat çeken avukatlara göre, sanıkların Ergenekon´la bağlantısı gölgelenmek isteniyor.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Hrant Dink´in öldürülmesiyle ilgili davada verdiği ´örgüt yoktur´ kararını bozdu. Daire, sanıkların suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan yargılanmaları gerektiğine karar verdi. Yargıtay´ın kararını değerlendiren Dink´in avukatları ve hukukçular, bir hukuk skandalının önüne geçildiğini ve yargılamanın önünün tekrar açılmış olduğunu belirtti. Avukat Erdal Doğan ise, verilen kararla cinayetin basit bir suç örgütü tarafından işlendiğini göstererek, sanıkların Ergenekon´la bağlantısının gölgelenmek istendiğine dikkat çekti.
Cinayetin arkasındaki profesyonel örgüt göz ardı ediliyor
Dink´in avukatı Fethiye Çetin:Yargıtay´ın kararı yerel mahkemenin kararından daha ileride bir karar; ancak savcıların hazırladığı iddianamenin ise çok gerisinde. İşlenen suç temel hak ve özgürlükleri, kamu barışını ortadan kaldırmayı ve demokratik düzeni bozmayı hedefleyen bir eylem. TCK´nın 220. maddesine göre, Yasin Hayal tarafından kurulmuş basit bir silahlı suç örgütü gibi gösterilmek isteniyor. Böylece cinayetin arkasındaki profesyonel örgüt göz ardı edilmiş oluyor.
Adi silahlı bir örgütün suçuymuş gibi gösterilmek isteniyor
Zirve davası avukatı Erdal Doğan:Yargıtay´ın kararıyla, Dink cinayetiyle gündeme gelen Jandarma´nın rolü, Ergenekon´la ilişkisi, Zirve Yayınevi cinayeti, TUSHAD ilişkisi, MİT´in Özel Harp Dairesi ile ilgili Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu´na gönderdiği raporla ilişkisi görmezden geliniyor. Bu ilişkiler gizlenerek işlenen suçun adi bir silahlı suç örgütü tarafından işlendiği gösterilmek isteniyor. Herhangi bir Kürt meselesinde poşu takmış veya pankart açmış birisi terör örgütü üyesi olmak suçuyla yargılanıyorsa Yargıtay´ın bu kararı sorgulanmalı.
Cinayeti işleyen yapı açığa çıkmadı
Hrant Dink´in avukatı Hakan Bakırcıoğlu:Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin cinayetin örgütün faaliyeti kapsamında işlendiğine dair kararı doğrudur; ancak örgüt tanımını TCK m.220 çerçevesinde oluşturması hatalıdır. Biz müdahil taraf olarak Hrant Dink´i öldüren silahlı örgütün TCK m.309´da tanımlanan ´Anayasayı ihlal´ suçunu işlediklerini belirttik. Ayrıca örgütün niteliğinin yanı sıra o denli önemli olan diğer husus ise örgütün kimler üzerinden tanımlandığıdır. Dink cinayetini işleyen örgütün üst yapısının açığa çıkarılmadığı ve Dink cinayetine örgütün faaliyeti kapsamında yahut örgütsel faaliyeti olmaksızın iştirak eden kamu görevlileri hakkında dava açılmadığı noktada Dink cinayeti davasında sonuç elde edilmesi mümkün değildir.
Hrant Dink´i öldürenlerin hedefinde AKP iktidarı vardı
Avukat Bahri Belen: Yargıtay, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin kararını bozarak, bir hukuk skandalının önüne geçti. Yargılamanın önü tekrar açıldı. Bundan sonra ise söz konusu, örgütün nasıl tanımlanacağıdır. Dink cinayeti, McDonald´s´ın bombalanması, Yasin Hayal´in Orhan Pamuk´u tehdit etmesi ve Rahip Santoro cinayetlerinin birbirleriyle bağlantılı olarak örgütlü bir eylem olduğunu düşünüyorum. Çünkü olayların yaşandığı dönemlerde AKP iktidarını zora sokacak toplumsal olayları tetikleyecek eylemler içermesiydi. Davaya konu eylemlerin amacında din ve ırkçılığın ön planda olması AKP iktidarını hedef aldığını gösteriyor. (Mustafa Gürlek / Zaman)
´Yerel mahkeme savcının ´terör örgütü var´ iddiasını dikkate almalı´
17.05.2013 11:24 Dink cinayetine ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin ´örgüt var´ diyerek kararı bozmasına hukukçular temkinli yaklaştı. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gündel yerel mahkemenin deliller kapsamında soruşturmayı derinleştirmesini isterken Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı´nın şu sözleri ise tüm beklentiyi özetliyor: ?Dink´i bir çocuk mu öldürmüştür? O, silahı tutan bir maşadır, maşayı tutanları bulmak gerekiyor.?
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Hrant Dink cinayeti ile ilgili verdiği ´örgüt yok´ kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nden döndü. Yerel mahkemenin aksine cinayetin arka planında ´örgüt var´ diyen Yargıtay´ın bozma kararını değerlendiren hukukçular, yerel mahkemenin örgüt iddiasını dikkate alması gerektiğine dikkat çekiyor. Ufuk Uras ise yargılamanın yeniden görülmesi açısından umutlu olduğunu ifade etti.
Yerel mahkeme, ´terör örgütü var´ iddiasını dikkate almalı
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gündel: Dink cinayeti ile ilgili Yargıtay 9. Dairesi´nin kararı, genel anlamda olumlu gibi görünse de ciddi sıkıntılar barındırıyor. Dink cinayetiyle ilgili bütün yük yerel mahkemede. Mahkeme deliller kapsamında soruşturmayı derinleştirmelidir.
Yargıtay, ´örgüt var´ diyerek kapıyı araladı
Ceza hukukçusu Doç. Dr. Caner Yenidünya: Yargıtay, TCK´nın 220. maddesine göre değerlendirdiği dosyada kapıyı aralamış oldu. Çünkü örgütlü suçlarda 220. madde genel bir hükümdür. Yerel mahkemenin, bozma kararına uyması halinde soruşturma derinleştirilebilir. Böylece suçun vasfına ve ortaya çıkacak yeni delillere göre, cinayeti işleyen örgütün Ergenekon ile bağlantısı ortaya çıkabilir.
Örgütün mahalli bir çete gibi gösterilmesi tuhaf
Eski Milletvekili Ufuk Uras: Yargıtay´ın mahkeme kararını bozması olumlu. Sonuçta bir örgüt saptadılar. Fakat bu örgütün sanki bir ´mahalli´ örgütmüş gibi verilmesinde tuhaflık var. Çünkü ´suç amaçlı örgüt´ deniyor ama suçun amacı, muhtevası terörse, terör örgütüyle arasındaki farkı nasıl ayıracaksınız? Hrant cinayeti ile Ergenekon arasındaki bağlantı kurulana kadar bu dava bitmeyecektir.
Karar tatmin edici değil
Gazeteci-yazar Alper Görmüş: Hukuki bir yorum yapamam ama yerel mahkemenin de bu saatten sonra kendi aldıkları kararı, onları çok hırpalayacak şekilde radikal bir kararla bozacağını zannetmiyorum. Evet suç işlemek üzere bir örgüt kurulmuş, ama o kadar... Üç beş serseri örgüt kurmuş gibi. Yerel mahkeme bunu benimseyebilir ve mesele kapanabilir gibi bir korkum da var.
Bu davadaki derin bağlantılar henüz çıkartılmadı
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı: Yargıtay´ın kararından sonra detaylı araştırılırsa ikinci bir Susurluk olmaz. Dink´i bir çocuk mu öldürmüştür? O silahı tutan bir maşadır, maşayı tutanlar kim onu bulmak gerekiyor. Maşayı tutanlar bulununca fotoğrafın tamamı aydınlanabilir.
Siyasi cinayetler büyük örgütlerle bağlantılıdır
Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Cahit Özkan: Bugüne kadar işlenen siyasi cinayetlerin hiçbirisi bireysel değildir. Büyük bir örgütle bağlantılıdır. Susurluk gibi davalar maalesef Türk yargısının hukuk önünde kötü sınav verdiği davalardır. Dink davasının da böyle olmaması için Yargıtay´ın kararından sonra savcılık kısmının çok iyi şekilde araştırılıp mahkemeye sağlam deliller içeren bir dosya gönderilmeli.
Cinayet, milliyetçi duygulara sahip bir grup gencin işi değil
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş: Agos´un bu haftaki sayısında ?Yargıtay suçluyu buldu: Yalnız kurtlar örgütü? manşetiyle cinayetin Trabzon´un Pelitli beldesinde yaşayan bir grup gencin işi gibi gösterilmesine tepki gösterdik. Söz konusu olan ´yalnız kurt´ olunca, ne cinayeti işleyen örgütün üst yapısının açığa çıkarılması ne de örgütün faaliyetlerine destek veren kamu görevlileri hakkında dava açılmasına gerek kalıyor. Etkili bir yargılama sonucu örgütün üst yapısı açığa çıkartır ve cinayete karıştığı çeşitli delillerle sabit olan kamu görevlileri hakkında dava açılırsa, adalet işte o zaman yerini bulur. (Mustafa Gürlek, Hasan Karalı, Yavuz Akengin / Zaman)
Dink cinayeti siyasî alanı etkiledi diye teröre girmez
17.05.2013 11:29 Hrant Dink cinayetiyle ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği ´örgüt yok´ kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, gerekçeli kararını tamamladı. Cinayeti işleyen oluşumun ´terör değil suç örgütü´ olarak değerlendirilmesinin sebebini açıklayan Daire, suçun, Türk Ceza Kanunu´nun (TCK) 302. maddesinde yer alan devletin birliği ve bütünlüğüne yönelik olduğunun belirlenemediğini vurguladı.
Terörle Mücadele Kanunu´na (TMK) atıf yapılan gerekçede, ?Bir oluşumun terör örgütü sayılabilmesi için yöntem ve amaç unsurlarını aynı anda sağlamış olması gerekir. Dolayısıyla, bir oluşumun salt siyasi sebep ve saiklerle suç işlemesi ya da işlediği suçların aynı zamanda siyasal ve sosyal alanı etkileyen sonuçlar doğurması sadece bu sebepten dolayı terör örgütü olarak kabul edilmesini netice vermeyecektir.? denildi. Türk hukukunda terör örgütlerinin, bazı istisnai suç tiplerini işlemek üzere kurulacak istisnai örgütler olduğu belirtilirken, bu konuda TMK´nın 1. maddesinde sayılan ilkeler sıralandı. ?Cebir ve şiddet kullanarak; Cumhuriyet´in niteliklerini değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak´ gibi suçları işlemek üzere kurulan örgütlerin terör kapsamında sayılacağı kaydedildi. Bunun dışındaki tüm suçları işlemek üzere kurulacak örgütlerin suç teşekkülleri olduğu? ifade edildi. Dink suikastı davasında yargılanan sanıkların, suç örgütü sayılabilmesi için gerekli olan fail sayısı ve yeterli delillerin bulunduğu, bu yüzden suç örgütü denildiği vurgulandı.
Gerekçeli kararda, Yasin Hayal´in silahlı suç örgütü kurma ve yönetme, sanıklar Ahmet İskender ve Ersin Yolçu´nun örgüt üyesi olma, sanıklar Erhan Tuncel, Tuncay Uzundal ve Zeynel Abidin Yavuz´un örgüte üye olma ve öldürmeye yardım suçlarından mahkumiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesinin bozma sebebi sayıldığı bildirildi. McDonald´s´ın bombalanması eylemi ile Dink´in öldürülmesi olayının detaylarıyla anlatıldığı gerekçeli kararda özetle şu bilgilere yer verildi: ?Yasin Hayal´in, Erhan Tuncel´in de katılımı ile siyasi saiklerle suç işlemek için oluşturduğu teşekkülün 24.10.2004 tarihinde mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bunun zaman içerisinde diğer sanıkların da katılımı ile belirsiz tür ve sayıda suçları işlemek üzere, süreklilik gösteren, hiyerarşik düzen içerisinde çalışan ve iş bölümüne dayalı örgütsel bir yapıya dönüştüğü belirlenmiştir. Sanık Hayal, Dink cinayetinden önce başkalarını da vuracağını söyleyen Ogün Samast´a ?Bizim işimiz Hrant Dink´le? diyerek örgütsel yaklaşımını ortaya koydu. Yazar Orhan Pamuk´a yönelik tehdit de, örgütün seçerek belirlediği hedef kişilere yönelik olarak aynı nitelikteki suçları işlemeye devam etme kararlılığını gösteriyor.?
Yargıtay Başsavcılığı, karara itiraz etmeyecek
Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin sanıkların Dink cinayeti eylemini terör örgütü olarak görmemesi üzerine gözler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´na çevrildi. Alınan bilgilere göre, tebliğnameyi hazırlayan Başsavcılık yetkilileri dün toplantı yaptı ve karara yeni bir itiraza gerek görmedi. Başsavcılık, gerekçeyi inceledikten sonra bu konudaki son kararını verecek.
9. Ceza Dairesi´nin görüşlerine katıldığı ancak örgütün silahlı terör örgütü olduğu iddiasını kabul etmediği Yargıtay Başsavcılığı tebliğnamesinde, eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, Türkiye´yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu vurgulanmıştı. TCK´nın 302. maddesinin koruduğu devletin birliği kavramının sadece toprak parçasından oluşmadığı belirtilirken, ?Milleti oluşturan, dil, din ve etnik yönden farklı olan toplulukların arasını açmaya yönelik eylemler de bu suçu oluşturur.? denilmişti. (Metin Arslan / Zaman)
İLK DURUŞMA 17 EYLÜL´DE
13.06.2013 10:31 Yargıtay, bozma kararının ardından dava dosyasını İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdi. Mahkeme, ilk duruşma tarihi olarak 17 Eylül 2013 gününü belirledi. Tutuklu sanık Yasin Hayal ile başka suçtan tutuklu bulunan Zeynel Abidin Yavuz´un da duruşmada hazır edilmesini istedi.
(16 Mayıs 2013), son güncel.: (13 Haziran 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Dink davası yeniden görülecek
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Flaş!!! Başsavcı: Dink´te örgüt var
Flaş!!! Dink´in katiline 22 yıl
Flaş!!! Dink davası sonuçlandı
Tanık: Dink´i Özel Harp öldürdü
Özel Harp de Dink şemasında
MİT´ten bir Özel Harp belgesi daha
Arınç suikast belgesi MİT´den
Dink cinayetinde 18 karanlık nokta
Dink için Yargıtaya 18 delil sunuldu
Dink Hakimi: Örgüt yok diyemem
Savcı Dink´te temyize gidiyor
Sanık Tuncel de Ergenekon dedi
Savcı: Dink cinayeti Ergenekon işi
Dink dosyasındaki Ergenekon delilleri
Dink´te suç: Anayasa ihlali
Dink cinayetinde 30 kişiye soruşturma
Gül, Dink için DDK´yı görevlendirdi
Flaş!!! Ergenekon ve Dink sanıklarının irtibatı tespit edildi
Balyoz Darbe Planı´nın hedeflerinden biri de Dink çıktı
Santoro, Dink ve Zirve aynı örgütün işi
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler
Avcı ve Şener´in Dink yalanları
Zirve: Şerefsizlere vur dedik, öldürdüler
Katili yakalamayı sevenler ile katille resim çektirmeyi sevenler
Samast, Dink´e öpülerek uğurlanmış
Samast´ın yakınındaki o er kim?
Dink sanıklarıyla irtibatlı jandarmalar
AİHM: Ergenekon, terör örgütü
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap