Tam
EskidenYeniye
 

Şok!!! Kumpası hakim kanıtladı

İzmir'de aralarında muvazzaf askerlerin de olduğu 357 sanığın yargılandığı 'fuhuş, casusluk ve şantaj' davasında şok bir gelişme yaşandı. Duruşmada, davanın iki numaralı sanığı Narin Korkmaz'ın baba evinde yapılan aramaya katılan polis memurlarından ikisi tanık olarak dinlendi. Duruşmada ayrıca aramaların video görüntüsü de izlendi. Mahkeme Başkanı görüntüler izlenirken duruşma salonundakileri 'Özellikle 57. saniyeye dikkat edin' diye uyardı. Bu saniyelerde, evin üst katındaki kişiler aşağıya çağrıldıktan sonra bir polisin 'siyah poşetle' merdivenlerden çıktığı ve bir süre sonra poşet olmadan indiği görüldü. Mahkeme Başkanı tanık polislere, üst katta kimse olmadığı halde polisin yukarı çıktığını belirterek 'Arkadaşınız yukarıda ne yapıyor?' diye sordu. Yanıt alamayınca da polisin adının Ali Bekar olduğunu açıkladı. Bu gelişme üzerine sanık avukatları, 'kumpasın kanıtlandığını' söyledi.

Önceki haber title=Sonraki haber

25.10.2014 17:38 İzmir'deki casusluk davasının dün (24 Ekim 2014) görülen duruşmasında Narin Korkmaz'ın evinin aranma görüntülerinde bir polisin siyah poşetle eve girdiği, poşetsiz çıktığı belirlendi.

İzmir'de aralarında muvazzaf askerlerin de olduğu 357 sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında ilginç bir sahne yaşandı. Duruşmada, davanın iki numaralı sanığı durumundaki Narin Korkmaz'ın, Pamukkale Üniversitesi öğrencisi olarak Denizli'de bulunduğu sırada İzmir'deki baba evinde yapılan aramaya katılan polis memurları Yaşar Güzel ve Hanefi Aydın tanık olarak dinlendi.

Merdivenden çıkıyor

Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, tanık polis Yaşar Güzel'e ekipten birilerinin arama öncesi suç unsuru olarak dosyaya giren materyallerin bulunduğu evin üst katına çıkıp çıkmadığını sordu. Güzel "Hatırlamıyorum" deyince, Kızıltaş, arama anında kaydedilen görüntülerin salondaki perdeye yansıtılmasını istedi.

Kızıltaş, duruşma salonundakileri "Özellikle 57. saniyeye dikkat edin" diye uyardı. Bu saniyelerde, evin üst katındaki kişiler aşağıya çağrıldıktan sonra bir polisin 'siyah poşetle' merdivenlerden çıktığı ve bir süre sonra poşet olmadan indiği görüldü.

Mahkeme Başkanı Kızıltaş, üst katta kimse olmadığı halde polisin yukarı çıktığını belirterek "Arkadaşınız yukarıda ne yapıyor?" diye sordu. Yanıt alamayınca da polisin adının Ali Bekar olduğunu açıkladı. Sanık avukatlarından Muzaffer Sevgi Sakarya, 'kumpasın kanıtlandığını' söyledi.

İdari soruşturma

Bu konuda daha önce, Mülkiye Başmüfettişi Alpaslan Işık'a da ifade verdiğini dile getiren diğer tanık polis memuru Hanifi Aydın ise Narin Korkmaz'ın görüntülü takibinde de görev aldığını, bu dönemde belge alışverişini görmediğini söyledi.

Siyah poşet tesadüfleri!

Davada ifade veren Narin Korkmaz "İzmir'de babamın evinde mutfak dolabının üstünde siyah poşet ve hard disk buluyorlar. Babam tutanağı imzalamış ama kendisi doğuştan kör..." demişti. Söz konusu poşette askerlere ait gizli bilgilerin olduğu döküman ve harddisk bulunduğu belirtilmişti. Diğer sanık Safiye Köten de "İki polis, buzdolabının üzerinden bulduğunu söylediği siyah bir poşet getirdi. İçinden hard disk, boş askeri kimlikler, kan tüpü çıktı. Evin başka yerine bakmadılar" demişti.

Buzdolabı talimatı...

Davanın önceki gün görülen duruşmasında da sanık askerlerden Jandarma Üsteğmen Süer'in evindeki aramaya katılan iki polis tanık olarak dinlenmişti. Buzdolabının arkasında suç unsuru harici belleklerin bulunduğu aramaya katılan polisler aramadan önce amirlerinin kendilerine 'özellikle buzdolabının arkasına bakmaları' talimatı verdiğini söylemişti. Polisler "Buzdolabı sözünü özellikle mi vurguladı?" sorusuna "Evet" yanıtı verdi.

DİĞER DETAYLAR

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasında davanın 1 ve 2 numaralı sanıkları Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz’ın evlerinde arama yapan polisler dinlendi. Özkaynak’ın Sapanca’daki çiftlik evinde yapılan aramaya katılan ilçe polisi Ahmet Nafiz Edip, İzmir’den gelen operasyon polislerinin arama sırasında Sakarya ve Sapanca polisini yanlarına yaklaştırmadığını vurgulayarak, dijital materyalleri evde bulunurken görmediğini söyledi. Dijitallere ilişkin tutanağı ise dikkat etmeden imzaladığını dile getirdi.

GÖRÜNTÜYE DİKKAT

Narin Korkmaz’ın, Pamukkale Üniversitesi’nde okurken Denizli’de kaldığı sırada İzmir’deki baba evindeki aramaya katılan polisler Yaşar Güzel ve Hanefi Aydın ayrı ayrı tanıklık yaptı. Güzel, Korkmaz’ın evine 7-8 kişilik ekiple gittiklerini, kendisinin de aramayı görüntüye almakla görevli olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, Güzel’e, polis ekibinden birilerinin aramaya başlanmadan suç unsuru olarak gösterilen materyallerin bulunduğu üst kata çıkıp çıkmadıklarını sordu. Tanığın “hatırlamıyorum” yanıtı üzerine Kızıltaş, arama görüntülerini salondaki televizyon ve perdelere yansıtarak izletilmesini istedi. Kızıltaş, görüntüler oynatılmadan önce “Özellikle 57. saniyeye dikkat edin” diyerek duruşma salonundakileri uyardı. Kızıltaş’ın dikkat çektiği saniyelerde, evin üst katındaki kişileri aşağıya çağrıldıktan sonra bir polis memuru elinde “siyah poşetle” merdivenlerden üst kata çıkıyor. Polis daha sonra “poşetsiz” aşağıya iniyor. Ardından polisler alt katta aramaya faaliyetine başlıyor. Daha sonra üst kata çıkan polisler “siyah poşet” içinde suçlamaların kaynağı “delilleri” buluyor.

Sık sık üst katta kimsenin olmadığını ve polisin hala aşağıya inmediğini vurgulayan ve tanığa sorduğu “Arkadaşınız yukarıda ne yapıyor?” sorularına doyurucu yanıt alamayan Mahkeme Başkanı Kızıltaş, görüntülerin izlenmesinin ardından “eli poşetli polisin” tespit edildiğini, adının Ali Bekar olduğunu açıkladı. Bekar ile evdeki aramayı yöneten Emniyet Amiri Yaser Özoğul’un telefonla aranmasını istedi. “Paralel operasyon” kapsamında görevden atıldığı anlaşılan Özoğul, avukatıyla görüştükten sonra mahkemeye gelebileceğini bildirdi. Ağrı’ya “sürüldüğü” kaydedilen Ali Bekar’a ise ulaşılamadı.

'KUMPAS KANITLANDI '

Sanık avukatlarından Muzaffer Sevgi Sakarya, son duruşmada “kumpasın kanıtlandığını” söyledi. Sakarya, “Biz baştan beri dijital materyal bulunduğu ileri sürülen evlerdeki aramaların usulsüz yapıldığını, bunların o kişileri ait olmadığını belirtmiştik. Kendimize o kadar güveniyorduk ki, mahkemenin başından beri DNA ve parmak izi incelemesi talep ediyorduk. Deliller toplandıkça haklılığımız ortaya çıkıyor. Mahkemede izlenen görüntüler, kumpasın açık kanıtıdır. Oraya bir materyal yerleştirilmiştir, diğer sanıkların evlerinde olduğu gibi, daha sonra bulunmuştur. Bu kumpasın açık ve görüntülü bir delilidir” diye konuştu.

'TEMİZ' DELİLLER!

Öte yandan davanın önceki günkü duruşmasında Üsteğmen Onur Süer’in Marmaris’teki evinde yapılan aramaya katılan Başpolis Adem Demir, sonradan emniyet müdürlüğüne terfi eden Mehmet Emin Çakıcı’nın kendilerini aramada buzdolabı ve televizyonun arka taraflarını kontrol etmeleri için yönlendirdiğini söyledi. “Buzdolabı sözünü özellikle mi vurguladı?” sorusuna “evet” yanıtı verdi. Arkadaşlarının buzdolabını çektiğini, kendisinin de burada kılıf içindeki hard diski bulduğunu söyledi. Soru üzerine harddiskin, tozlu ortamdan etkilenmemiş biçimde “temiz” olduğunu dile getirdi. Demir, “Onur Süer bizden, imaj alınmasını istedi. Ama biz ‘teknik imkanımız yok’ diye kabul etmedik. Ardından bize refakat eden jandarma ekibi, kendi birimlerinde imaj cihazının olduğunu ve yardım edebileceklerini söyledi. Amirimiz Mehmet Emin Çakıcı ise savcıyla konuşacağını söyleyip dışarıya çıktı. Döndüğünde ise, izin vermediğini söyledi, harddiski alıp ayrıldık” dedi. Süer’in ev sahibi olan Ayşe Akman da, talimatla Marmaris’te verdiği ifadede, Süer’in evde olmadığını söylemesine karşın polislerin eve girdiğini bildirdi.

------------------------------------------------------------------------------

PARALEL MEDYADAN AKSİ İDDİA: "GÖRÜNTÜLER KUMPAS OLMADIĞINI KANITLIYOR!"

28.10.2014 22:24 Bu şok gelişmeye karşın ertesi gün paralel kesimin medyasında aksi yönde bir iddia dile getirildi. Buna göre, "Görüntüler aslında kumpas olmadığını kanıtlıyor. Hükümet medyası olayı çarpıtıyor.." Evet, paralel medyada aynen bu iddia dile getirildi. Olay bu şekilde değerlendirildi. Birbirine zıt bu iki şok iddiadan hangisinin doğru olduğu ilerleyen günlerde daha net ortaya çıkacaktır. Duruşmanın celse tutanağının tam metni ile arama video görüntüleri ortaya çıktığında hangi iddianın doğru olduğu kamuoyunun tarafından da görülebilecektir.

Paralel kesimin merkez yayın organı olarak da değerlendirilen Zaman gazetesinde kumpasın çöktüğü şu satırlarla okuyuculara aktarıldı:

"İzmir’de devam eden tehdit ve şantajla belge ele geçirme davasının sanıkları, kendilerini kurtarmak için ‘paralel’ yalanına sarıldı. Evlerinde yapılan aramalarda delil bulunan sanıklar, siyah poşet içindeki delillerinin polisler tarafından yerleştirildiğini iddia etti. Hatta arama sırasında çekilen görüntülerde olmayan siyah poşet hayali bir kurguyla varmış gibi gösterildi. Gerçek 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ortaya çıktı. Polislerin, sanıklardan Narin Korkmaz’ın evine delil yerleştirmediği, merdivenlerden çıkan polisin elinde siyah poşet olmadığı mahkemede izlenen görüntülerde açık ve net şekilde görüldü. Görüntülerin 57’nci saniyesinde merdivenlerden çıkan polisin elinde siyah poşet olmamasına rağmen yalan bazı gazeteler, polisin elindeki siyah poşetle merdivenlerden çıktığını yazarak yalan haberlere bir yenisi daha ekledi.

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanıklı tehdit ve şantajla belge ele geçirme davasında suç örgütü yöneticisi olduğu iddia edilen Narin Korkmaz’ın babasının evinde operasyon günü yapılan arama görüntüleri izlenmişti. Bazı basın organları bu görüntülerden yola çıkarak gerçekle ilgisi olmayan, ‘polis eve siyah poşet bıraktı’ şeklindeki bir iddia ortaya attı. Bir polisin elindeki siyah poşetle evin merdivenlerinden çıktığı ve poşetsiz indiği şeklinde haberler yapıldı. Ancak polisin arama başlamadan kapı girişinden başlattığı kamera kaydı görüntüleri, siyah poşet iddiasının asılsız olduğunu ortaya koydu. Söz konusu görüntünün 57’nci saniyesinde bir eli boş olan, diğer elinde ise beyaz not kağıtlarına benzer bir şey bulunan polis, merdivenlerden birkaç basamak çıktıktan sonra kamera açısından çıkıyor. Elinde bir kuruyemiş firmasının isminin yazılı olduğu siyah poşet bulunan polis ise kameranın açısından bir tek saniye bile çıkmıyor. Kamera açısından yaklaşık 2 dakika boyunca kaybolan polis ise daha sonra merdivenlerden inerek tekrar açıya giriyor. Narin Korkmaz’ın babasına ait evde, baba Atilla Korkmaz, kız kardeşi, eniştesi ve hazirun olarak çağırılan 2 komsuyla birlikte 5 kişinin bulunduğu sırada yapılan aramada ise üzerinde hiçbir yazı olmayan, insan vücuduna saklanamayacak kadar büyük olan şişkince bir poşet çıkıyor. Evde yapılan aramanın tamamı görüntülenirken delil olarak bulunarak el konulanlarda tutanak altına alındığı görülüyor.

EVDE BABA KORKMAZ’IN YANI SIRA DÖRT KİŞİ VAR

Polisin operasyon günü evde yaptığı arama sırasındaki görüntülerde, gözleri görmeyen Narin Korkmaz’ın babası Atilla Korkmaz’ın yanı sıra kardeşi ve eniştesi de bulunuyor. Ayrıca polis arama sırasında evde bulunması için hazirun olarak iki komşusuna da getiriyor. Görüntülerde bu detaylar da yer alıyor. Ancak evde bulunan 4 kişi görmezden gelinerek bu durum, ‘Kör babama tutanak imzalattılar’ şeklinde kamuoyuna yansıtılıyor.

HÜKÜMET MEDYASI SANIKLARI PARALEL YALANINA ORTAK EDİYOR

Bugün davanın en çok magazine edilen sanığını Narin Korkmaz’ı sayfalarına taşıyarak, ‘İnlerine Gireceğim’ başlığını atan Yeni Asır, davayla ilgili 23 Ocak 2013 tarihinde, "TSK'yı her yönüyle fiş'lemişler’ başlığına yer vermişti."


Yine Zaman'da verilen diğer bir haberde de şu iddialar yer aldı:

"Av. Küçük: Poşetle hiçbir polisin yukarı çıkmadığı mahkemede anlaşıldı. İzmir'de devam eden tehdit ve şantajla belge ele geçirme davasında polisin, sanıklardan Narin Korkmaz'ın evine siyah poşet yerleştirdiği iddiasını, arama sırasında çekilen ve mahkemede izlenen görüntüler çürüttü. Cuma günü yapılan duruşmada aramaya katılan polislerden Yaser Özoğlu da dinlendi ve bu iddiayı yalanladı. Ancak bazı gazete ve internet siteleri, olmayan görüntüleri varmış gibi göstererek bir polisin 'siyah poşetle' merdivenlerden çıktığı ve poşetsiz indiği iddiasına yer verdi. Yaser Özoğlu'nun avukatı İsmail Hakkı Küçük, bugün yazılı bir açıklama yaparak, "Duruşmada izlenen görüntülerde, haberlerde belirtildiği gibi bir olayın yaşanmadığı, yani elinde poşetle hiçbir polis memurunun yukarı çıkmadığı, mahkeme huzurunda sanık ve avukatların da gözü önünde açık ve net bir şekilde ortaya çıkmış ve bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu resmi mahkeme tutanaklarına geçmiştir." dedi.

Av. İsmail Hakkı Küçük, "25.10.2014 günü bazı basın yayın organlarında müvekkil Yaser Özoğlu'nun ismi de zikredilerek İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan 'gizli bilgi ve belge bulundurma davası' ile ilgili sanık Narin Korkmaz'ın ev araması sırasında polis kamerasınca çekilen görüntülerin 57. saniyesinde bir polis memurunun elinde bir siyah poşetle yukarı çıkıp poşetsiz olarak aşağı indiği ve daha sonra yapılan aramada bu poşetin içerisinden suç delillerinin bulunduğu yönünde tamamen asılsız ve görülmekte olan davayı etkilemeye yönelik olduğu değerlendirilen haberler yayınlanmıştır." açıklamasında bulundu.

Müvekkili Özoğlu'nun 24 Ekim günü duruşma devam ederken 12.30 sıralarında telefonla tanık sıfatıyla davet edildiğini ve 14.30 sıralarında duruşmaya katıldığını belirten Av. Küçük, şunları dile getirdi: "Duruşmada izlenen görüntülerde, haberlerde belirtildiği gibi bir olayın yaşanmadığı, yani elinde poşetle hiç bir polis memurunun yukarı çıkmadığı, mahkeme huzurunda sanık ve avukatların da gözü önünde açık ve net bir şekilde ortaya çıkmış ve bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu resmi mahkeme tutanaklarına geçmiştir. Bu gerçek dışı haberleri yapan yayın kuruluşlarından beklenen şey; iddia ettikleri bu iftira ile ilgili kamera kayıtlarının yayınlanmasıdır. Eğer ortada bir polis memurunun poşetle yukarı çıkıp poşetsiz aşağı indiğine ve aramada bu poşetten suç delillerinin bulunduğuna dair bir görüntü var ise bu görüntüleri izlemek tüm kamuoyunun hakkıdır. Resmi mahkeme tutanakları ve arama sırasında çekilen görüntüler ortaya çıktıktan sonra bu gerçek dışı haberleri yapan kuruluşların ne yazacakları ya da yazamayacakları merak içerisinde beklenmektedir."

Müvekkili Özoğlu'nu yönettiği bu arama ile ilgili yapılan gerçek dışı haberlerde müvekkilin ismi de verilerek müvekkilin 'paralel yapı operasyonu' sonucu polislikten atıldığının belirtildiğini ifade eden Av. Küçük, şu açıklamada bulundu: "Oysaki gerçekte müvekkil hakkında verilen meslekten çıkarma cezasında ne paralelin 'p' si ne de hukukun 'h'si yer almaktadır. Müvekkil ile ilgili yapılan bu hukuksuz yakıştırma ve iftira ile ilgili hukuki süreç en kısa sürede başlatılacaktır. Müvekkil 24.10.2014 günü saat 14.30 sıralarında katıldığı ve 20.30 sıralarında biten duruşmada mahkeme heyetine, avukatlara ve sanıklara hitaben sorulacak hiçbir soruyu reddetmeyeceğini ve sorulacak soruların tamamına cevap vereceğini peşinen beyan etmiş ve bu husus resmi mahkeme tutanaklarına geçmiştir. Müvekkil, duruşmada kendisine yöneltilen bütün sorulara eksiksiz olarak yaklaşık 6 saat boyunca cevap vermiştir. Sonuç olarak; müvekkilin bu konu ile ilgili, resmi mahkeme tutanaklarına rağmen gerçek dışı haber yapmaktan çekinmeyen basın yayın organları da dahil olmak üzere hangi basın yayın organı, nerede, ne zaman, ne şekilde, kimlerle olacağına da kendileri karar vermek suretiyle, sadece adil yargılamayı etkilememek ve davanın esasına dair olmamak şartıyla, müvekkile sorulacak her soruya kamuoyu önünde cevap vermeye hazır olduğunu ilgililere ve tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz."


Eskort kızlarla 1500 bürokrat nasıl fişlendi? (2)

Casusluk davası ve kumpas iddiasıyla ilgili bir başka bilgi de Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir tarafından veriliyor. Yükselir konuyla ilgili yazısının 2. bölümünde şu görüşleri dile getiriyor:

"Kamuoyu'nda "Askeri Casusluk Davası" olarak bilinen konuya kaldığımız yerden devam. Pazar günkü yazımda 7 Şubat MİT Krizi'nden istediği sonucu alamayan Paralel örgütün hükümetten intikam almak maksadıyla kurgulayıp sahneye koyduğu oyunun figüranlarının eskort kızlar olduğunu yazmıştım. Hükümetin bürokrasisinin fuhuş düşkünü ahlaksız insanların elinde olduğu algısını yaratıp, başka türlü bir itibarsızlaştırma girişiminde bulunan örgütün ne yapmaya çalıştığını, örgütü yakından tanıyan- bilen ve yine onların mağdur ettiği eski polis şefi Hanefi Avcı daha soruşturmanın başladığı o günlerde şöyle dile getirmişti:
 
"İzmir (casusluk) süreci bir rezilliktir. Cemaatin istihbarattaki adamları, istihbaratın kendi fişlerini, kendileri için hazırladıkları fişleri seçip subayların bilgisayarına koymuşlar. Bir istihbaratçı olarak, bu adamları yetiştirmiş biri olarak, bunu görür görmez anlarım."

Şimdi gelelim işin bir başka boyutuna... Normalde aslında bağımsız bir savcı bu türden fişlemelerin usule aykırı olduğunu anlayıp derhal gereğini yapar. Ama eğer bu savcı bu yapının güdümünde ise hiç usul falan aramaz ve dosyaları işleme koyar. İşe bakınız ki o dönem bu davaya bakan eski İzmir cumhuriyet savcısı (yeni Eskişehir Savcısı) Zafer Kılınç bırakın usule aykırılığı görüp reddetmesini, bir de oturup fişlenen kişilerin isimlerinin ve fişlemenin içeriğinin olduğu dosyaları tüm kurumlara ayıklama yapmadan topluca göndermiş. Sayesinde her kurum başka bir kurumda fişlenen kişiler hakkında bilgi sahibi olmuş. Ve alçakça teknikler kullanılarak yapılan bu fişlemeler paralel yapının bazı medya kuruluşlarına da servis edilerek bu kişilerin toplumda ahlaksız insanlar olarak itibarsızlaştırılmaları sağlanmış.

Arşivleri tararsanız cemaate yakın basın yayın organlarında bu konuyla alakalı ilginç haberlere rastlayacaksınız. Savcı Zafer Kılınç'a dayandırılarak yapılan bir haberde mesela bu sözde eskort kızların bir kısmının bulaşıcı hastalık taşıdığı iddia ediliyor ve bundan hareketle de bunlarla irtibatlı olan tüm bürokratların kurumlarınca tedavi edilmesi gerektiği belirtiliyor. Amaç aşağılayıcı bir şekilde sağlık gerekçesini bahane ederek olabildiğince itibarsızlaştırmak tabii.

Bu kadarla kalsa iyi... Kamuoyunda oluşması istenen "Bunlar hem casus, hem de eskort kızlarla yatıp kalkan ahlaksız tipler" algısının yerleşebilmesi için savcı Zafer Kılınç yetkisini aşıp kapı kapı gezmiş. Evet, yanlış duymadınız. Şaka gibi gelecek size biliyorum ama adam yetkisini aşarak başta Merkez Bankası olmak üzere, BDDK ve Hazine Müsteşarlığı'na bizzat gidip oradaki en üst düzey kişilere brifingler vermiş. Ve bu kişilerin disiplin cezaları alabilmesi için telkinlerde bulunmuş.

Bir kısmı bu telkinler neticesinde disiplin soruşturması başlatmış ama Allah'tan aralarında İçişleri, Dışişleri, Maliye ve Ekonomi bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, BDDK, Merkez Bankası'nın da olduğu kurumların bir kısmı da bu paralel oyuna gelmemiş.

Bu arada sonradan bunun kirli bir oyun olduğunu ispat etmek için bazı bürokratlar İdare mahkemelerinde dava açıyor. Ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan (TİB) telefonlarının HTS kayıtlarını istiyorlar. Ve işe bakınız ki TİB, emniyetin aksine bürokratların belge sızdırdığı söylenen eskort kızlarla konuşma kayıtları olmadığını mahkemeye bildiriyor."

Eskort kızlarla bürokratlar nasıl fişlendi? (3)

29.10.2014 10:45 Sevilay Yükselir ertesi gün konuyla ilgili bilgiler vermeye devam etti. Yükselir'in yazısının 3. bölümü şu şekilde:

"Kamuoyunda "Askeri Casusluk Davası" olarak bilinen Paralel Kumpas'a dikkat çekmeye çalışırken dün gazetede bu kumpasın 2 yıldır saklanan belgesi manşetteydi. Belgeyi ele geçiren muhabir arkadaşımız Ali Eyce'yi tebrik ediyorum. Ve tabii ilgili yazılarımı teyit ettiği için de teşekkür.

Gelelim şimdi sadede... Dünkü yazımda davaya bakan, o dönemin İzmir Savcısı Zafer Kılınç'ın marifetlerini aktardığım bölümde, sanırım maddi hatadan dolayı yanlış anlaşılma olmuş. Bunun da farkına dava mağdurlarının uyarılarıyla vardım. Dava sürdüğü için adını gizli tuttuğum mağdur okurumdan aldığım mektubu aktarıyorum:

"Davaya ismi bulaştırılmış ve masumiyet karinesi ihlal edilerek, bilgi dahi verilmeden görevden alınmış bir Hazine çalışanıyım. Hazine, Merkez Bankası ve BDDK, yani Başbakan Yardımcısı Babacan'a bağlı kuruluşlar iddiaların yalan olduğunu bile bile adı geçenleri suçlu ilan etmiş, görevden almış, disiplin cezası vermiştir. Davanın kumpas olduğu ortaya çıkmasına rağmen infaz sürmekte, mağdurlara hakları iade edilmemektedir. Lütfen bu fahiş hatanızı düzeltiniz ve diğer kurumlar bu iddialara karşı çalışanlarını korurken Hazine ve Merkez Bankası'nın çalışanlarını infaz ettiğini yazınız. Hazinenin uygulamasının ne kadar kötü niyetli olduğunu göstermek açısından diğer kurumlardan örnekler vereyim. Başbakanlık: Efkan Ala, Kemal Cirit. İddianamede adı geçen bu kişilerden biri bakan diğeri Artvin Valisi olmuştur. Cirit başbakanlık eski güvenlik işleri genel müdürüdür. Düşünün artık işin vahametini!!! Dışişleri Bakanlığı: Tanju Bilgiç. 6 gizli belgeyi sözde çeteye vermekle suçlanan Bilgiç Sayın Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Bakanlık Sözcülüğü'ne atanmıştır. Ekonomi Bakanlığı: Bu Bakanlık da adı geçen çalışanlarını görevden almamış, disiplin cezası vermemiştir. Bakanlık çalışanlarından milli hakem Bülent Yıldırım Süper Lig'de maç yönetmeye devam etmiştir!"

Mektubu okudunuz. Benim de şunun altını çizmem gerekiyor. Bu davayla Paralel Yapı, hükümet bürokrasisinin ahlaksız insanların elinde olduğu algısını yaratmak istiyor. Bunu vaktinde anlayan anlamış ve gereğini yapmış. Anlamayanlar ise haksızca fişlenen insanlara eziyet ederek Paralelcilerin değirmenine su taşımış. Bilerek ya da bilmeyerek; ama üzgünüm ki bunların başında Ali Babacan geliyor.

Hazine, Merkez Bankası, BDDK gibi "paralel"in etkin olduğu kurumlarda savcılıktan gelen yazılar işleme kondu ve bürokratlar hakkında disiplin işlemi uygulandı. En ciddi kıyımların yaşandığı yerlerden biri Merkez Bankası'ydı. 3'ü üst düzey 11 bürokrat bu soruşturmada adı geçtiği için görevden alındı. BDDK'da da 3 üst düzey bürokrat "casusluk"tan işini kaybetti. Görevden alınanlar arasında BDDK'nın internet sitesindeki kamuya açık raporunu çeteye sızdırdığı iddia edilen kurul başkanı da vardı.

En ciddi tasfiyelerden biri de Hazine'deydi. Personel Dairesi ve kontrolörler arasında iyi örgütlenmiş olan paralel isimlerin girişimiyle fişlenen 19 bürokrattan 6'sı görevden alındı. Diğerleri de pasif göreve verildi. Bununla da yetinilmedi, 10 bürokratın da davaya katılması için İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Ancak, ÖYM'ler sonrası kurulan 5. Ağır Ceza savcısı bu bürokratlar için takipsizlik kararı verdi. Görevden alınan ve meslekten atılan bürokratların tümü idare mahkemesi kararıyla görevine iade edildi.

Şimdi soruyorum: Bu kişilerin onuru, şerefi ve namusu için iade-i itibar yapılacak mı? Bunlara ceza yağdıran paralel müfettişlere ve hukuk müşavirlerine ceza verilecek mi?"

(25 Ekim 2014, 17:38), son güncel.: (29 Ekim 2014, 10:45)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

FUHUŞ VE CASUSLUK SORUŞTURMASIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
ERGENEKON, BALYOZ VE BENZER DAVALARDA DELİL TARTIŞMALARI
Şok: Tanık, İzmir Casusluk'u doğruladı
TÜBİTAK: Deliller sahte değil
Casusluk davası durmayacak
Casusluk iddianamesi kabul edildi
İşte casusluk çetesinin şeması
Casuslar TSK´da cirit atıyor
Casusluk davasında sanıklara şok
Avcı, Paralel Tehlikeyi anlattı
AYM: Balyoz'da hak ihlali var
Paralel´e de Ergenekon´a da hayır

PARALEL YAPI İLE İLGİLİ TÜM MANŞETLERİMİZ

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=6381    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.019.025