İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen askeri casusluk operasyonu soruşturmasında 357 sanık hakkında hazırlanan iddianame İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi.
22.01.2013 13:28 İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nın, ´gizli belge ve bilgi bulundurma´ soruşturmasına ilişkin hazırladığı iddianame kabul edildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nca fuhuş yaptırılan kadınlar aracılığıyla yüksek rütbeli askeri personelin uygunsuz görüntülerini çektikleri, bu görüntülerle şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettikleri iddia edilen suç örgütüne yönelik başlatılan soruşturmada iddianame, 15 gün önce tamamlanıp ilgili mahkemeye gönderilmişti. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan yaklaşık 2 bin sayfalık iddianame, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. Soruşturma kapsamında bugüne kadar çoğunluğu emekli ve muvazzaf asker 93 kişi tutuklanmış, çok sayıda kişi tutuksuz yargılanmak üzere bırakılmıştı. Tutuklular arasında 1 travesti ve 19 kadın ile Marmaris´te marina işletmeciliği yapan bir işadamı da bulunuyor.
NASIL BAŞLAMIŞTI?
İzmir merkezli olayda ihbar üzerine başlayan ve yaklaşık iki yıl süren araştırmaların ardından Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlendiği operasyonun Mayıs (2012) ayındaki ilk dalgasında, askeri belgelerin evlerinde çıktığı şebekenin fuhuş kanadı lideri olduğu öne sürülen Denizli Pamukkale Üniversitesi öğrencisi 25 yaşındaki Narin K. ile Marmaris´teki marinanın sahibi işadamı Bilgin Özkaynak tutuklanmıştı.
6 GÖZALTI DALGASI YAŞANDI
Bu operasyonları peşpeşe 5 operasyon dalgası daha takip etti. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nca ´fuhuş yaptırılan kadınlar aracılığıyla yüksek rütbeli askeri personelin uygunsuz görüntülerini çektikleri ve bunlarla şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettikleri´ iddia edilen suç örgütüne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında düzenlenen toplam 6 operasyon ve gözaltı dalgasında, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında en üst rütbeli subay olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele 15 Eylül 2012´de tutuklandı ve itiraz üzerine 25 Eylül´de tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Edindiğimiz son bilgilere göre soruşturma kapsamında halen 92 kişi tutuklu bulunuyor. Bu tutukluların, 1 travesti ve 19 kadın ile Marmaris´teki marinanın sahibi işadamı Bilgin Özkaynak´ın da aralarında olduğu 21 sivil dışındakileri emekli ve muvazzaf askerlerden oluşuyor.
DAHA ÖNCE İSTANBUL´DA AÇILMIŞ OLAN FUHUŞ VE CASUSLUK DAVASI SONUÇLANMIŞTI
2012 yılı Mayıs ayında İzmir merkezli olarak başlatılan bu ´Fuhuş ve askeri casusluk´ soruşturması dışında 2010 yılında Ergenekon savcısı Fikret Seçen tarafından İstanbul´da başlatılmış olan bir başka soruşturma daha yürütülmüştü. Bu soruşturma kapsamında ise 61 kişi gözaltına alınmıştı. İstanbul´da 2010 yılının Nisan ayında 155 Polis ihbar hattına gelen bir e-maille başlayan fuhuş soruşturması yapılan teknik ve fiziki takiplerle birlikte casusluk soruşturmasına dönüşmüştü. Yapılan takipler neticesinde hücre tipi bir yapılanmayla örgütlenen bir grup muvazzaf ve emekli askerin, stratejik öneme sahip bilgi ve belgeleri fuhuş yoluyla tehdit ve şantajla elde ettikleri anlaşıldı. Açılan soruşturmada 61 kişi şüpheli olarak gözaltına alındı. Çoğu asker olmak üzere 56 kişi sanık olarak yargılandı. 234 kişinin bilgi sahibi olduğu gerekçesiyle ifadesi alındı. 71 kişi şikayetçi oldu. Dava sürecinde şikayetçi sayısı 10 kişiye kadar düştü. 02 Ağustos 2012 tarihinde sonuçlanan bu davada, tüm sanıklar ´casusluk ve fuhuş´ suçundan beraat ederken, Türkiye tarihinde ilk kez ´devletin güvenliğine ilişkin belgeler´ ile ´açıklanması yasak belgeleri temin etmek´ suçlarından ceza verdi. Sanıkların belgeleri kime sattıklarının tespit edilemediği gerekçesiyle casusluk suçunun tespit edilemediği açıklandı ve bu suçtan ceza verilmedi. Davanın en ilginç ayrıntısı hiç şüphesiz, ´gizli belgeleri temin eden bir örgütün var olduğu´nun mahkemece sabit görülmesiydi. Ancak yurtdışından kimlere belge sızdırıldığı konusu, yurtdışındaki şahıslara ulaşmak ve sorgulamak gibi diplomatik imkansızlıklar ya da benzer nedenlerle tespit edilemediği için casusluk cezası verilmedi. Sanıklar hafif cezalar aldılar. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
-Askeri casusluk iddianamesinde ilginç detaylar-
22.01.2013 19:24 İzmir´de aralarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele´nin´de bulunduğu 88´i tutuklu 357 sanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen ´gizli belge ve belge bulundurma´ soruşturmasında hazırlanan iddianame 12´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. Çete reisi olmakla suçlanan tutuklu işadamı Bilgin Özkaynak´a müebbet istenirken, tutuksuz sanık Koramiral Veysel Kösele hakkında ise ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek´ suçlamasıyla 6 yıla kadar hapis cezası istendi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nca ´fuhuş yaptırılan kadınlar aracılığıyla yüksek rütbeli askeri personelin uygunsuz görüntülerini çektikleri ve bunlarla şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettikleri´ iddia edilen suç örgütüne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 88´i tutuklu 357 sanık hakkında 2 yıl ile müebbet arasında değişen hapis cezaları istendi. 196 müştekinin, 831 mağdurun bulunduğu ve bin 937 sayfa olan iddianame, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10´uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç tarafından hazırlandı. Aynı kanunun ilgili maddesiyle görevli İzmir 12´nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin, mahkemece 15 günlük inceleme sürenin dolması ve kabul edilmesiyle, ilk duruşma için de tarih belirlenerek davanın görüşülmesine başlanması bekleniyor.
OPERASYON İHBAR MAİL´İ İLE BAŞLADI
İzmir Emniyet Müdürlüğü´ne gelen haleizmirhale-at-hotmail.com adresinden 10 Ağustos 2010 tarihinde gönderilen ihbar mailinde; İzmir´de özellikle üniversitede öğrenci genç kızları kandırarak zengin kişilere veya üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çete olduğu, mensuplarının gözlerine kestirdikleri kızlarla önce arkadaşlık kurarak güvenlerini kazandıkları; daha sonra bir şekilde kızlarla birlikte oldukları, kızları ellerinde seks görüntüleri olduğunu belirterek, bu görüntüleri ailelerine ve internete vermekle tehdit ettikleri belirtildi. Böylece kızları kendilerine bağımlı hali getirdikleri, çetenin çok sayıda üst düzey tanıdıklarının bulunduğu ve bundan dolayı kimsenin kendilerine bir şey yapamadığı, çetenin içinde kadınların da bulunduğu ve bu kadınların takıldığı mekanlarda geç ve güzel kızları ağlarına düşürdükleri belirtildiği kaydedildi. Konuyla ilgili İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği tarafından yapılan araştırma sonucunda ihbarda adı geçen şahısların bazıları hakkında daha önce de örgüt kurmak, yönetmek, fuhuşa aracılık etmek ve insan ticareti suçlarından işlem yapıldığı, bunların birbirleriyle irtibatlı olarak faaliyetlerini sürdürdükleri, özellikle fizikleri düzgün ve güzel görünümlü üniversitede okuyan genç kızları kandırarak zengin veya üst düzey kişilere pazarladıkları yönünde bilgiler elde etti.
ÖRGÜT KAPSAMINDA TAKİP BAŞLATILDI
Bunun üzerine savcılık tarafından bu kişiler hakkında adı geçenlerin eylemlerinin örgütlü olarak fuhuş yaptırmak amacıyla tehdit, baskı uygulamak suretiyle insan ticareti suçu olduğundan CMK´nın 250 maddeleri gereğince Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10´uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç´ın talimatıyla polis tarafından 30 Eylül 2010 tarihinde çete teknik takibe alındı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü, çete lideri Bilgin Özkaynak, Narin Korkmaz´ın ve yabancı uyruklu kadınların aralarında bulunduğu zanlıları teknik ve fiziki takibe aldı. Sanıklardan Can Erduman ve Ergin Akı, Bülent Dengiyok ve Alena Dengiyok´un örgütlü olarak yabancı kadınlara fuhuş yaptırdıkları, fuhuşa aracılık ettirdikleri, kadınların yurtdışından getirilerek Mavişehir semtinde lüks evlere götürüldükleri, irtibat kurdukları müşterilerle bu kadınların müşterilerin evlerine ya da otellere götürdükleri, kadınların nakillerinin bizzat örgüt mensupları tarafından yapıldığı, sanıklardan Safiye Köten´in Ege Üniversitesi´nden mezun olup, bir şirkette çalışmaya başladığı, babasının görevi nedeniyle Foça ilçesinde bulunan askeri birliklerdeki birçok askerle dikkat çekici irtibatının bulunduğu, özellikle Deniz Kuvvetlerine bağlı subay sınıfındaki genç teğmen ve üsteğmenlerin Safiye Köten ile sürekli cinsel amaçlı biraraya geldikleri ancak Köten´in para karşılığı cinsel ilişkiye girmesine rağmen çoğundan para almadığı, aynı anda birden çok teğmen ve üsteğmen ile ilişkisini devam ettirdiği belirtildi.
TEĞMEN KORKMAZ
Narin Korkmaz´ın ise şüpheli Ertunç Uslu ile birlikte birtakım askerlerle bilgi toplama amaçlı istihbari çalışma içinde bulundukları, bu çalışmalarla ilgili şahısların askerlere cinsel yönden yaklaşarak ilişki kurmak, özel bilgilerini elde etmek ve şantaj yapma maksatlı faaliyetlerde bulundukları kaydedildi. Narin Korkmaz´ın 16 yaşından itibaren TSK ile resmi hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen, kurumun birçok bilgisine vakıf olduğu, kurumsal jargonu çok iyi kullandığı, kendisini ´2006 devresi´ olarak nitelendirdiği bazı görüşmelerinde kendisini ´Teğmen Korkmaz´ olarak tanıttığı, sosyal iletişim ağı faceebook´ta işveren bilgisini ´Hava Kuvvetleri Komutanlığı´ olarak düzenlediği, sınıf gözetmeksizin birçok subay ve astsubay ile irtibat kurduğu, zaman zaman bazı subay, astsubay askeri okul öğrencisiyle cinsel amaçlı biraraya geldiği, birçok ildeki ve KKTC´deki askeri bölgelere, lojman, orduevi gibi diğer yerlere rahatça girip çıkabildiği, bu şekilde arkadaş çevresini askerlerden oluşturmaya dikkat ettiği belirtildi.
BİRÇOK ASKERİ BİLGİ ELEGEÇTİ
Korkmaz´ın tape görüşmelerinde askeri bilgileri rahatlıkla deşifre ettiği, evinde ele geçen notebook ve ajandada TSK´ya sızma faaliyeti yürüttüğüne dair çok sayıda asker kişilerin bulunduğu görüldüğü kaydedildi. Korkmaz´dan elde edilen dijital materyaller içinde bycasus ismi verilmiş hard disk içinde elde edilen ajanda.xsl isimli belgede pandora veri tabanında yer alan verilerin birçoğunun aynı şekilde bulunduğu ve burada bulunan ham bilgilerin arşiv niteliğindeki pandora veri tabanına daha sonradan aktarıldığı ifade edildi. Pandora isimli veri tabanınının suç örgütünün arşivi niteliğinde olduğu ve içeriğinde örgütün hiyerarşisi ve işleyişi konusunda bazı bilgilerin yer almasının yanında binlerce kişinin fişleme bilgisi ve kişisel verilerinin, çok sayıda devlet güvenliğine ilişkin bilgi ve belgenin bulunduğu ifade edildi. Adı geçen dosyada, Korkmaz´ın birlikte olduğu subay ve astsubaylar ile diğer bazı kişiler hakkında detaylı istihbari bilgilerin yer aldığı, Türkiye radar kapsamaları ve NATO ile müşterek radar kullanım bilgileri, Türkiye´nin sabit mobil ve gelecek olan ağdan ihbar kontrol uçağıyla birlikte radarlarının mevzilerinin ve irtifalara göre görebilecekleri yerleri gösterdiği kaydedildi.
HERKESİN BİLGİSİ AYRINTILI YER ALDI
Narin Korkmaz´da ele geçen Pandora dosyasında B.E. hakkında alkol içince herşeyi anlattığı, Muhsin Yazıcıoğlu´nun helikopter kazasıyla ilgili ihmallerden bahsetti ifadeleri yer aldı. Dosyada C.U. isimli asker hakkında ise PKK ile irtibatı varmış, akrabaları PKK´ya aktif olarak yardım ediyormuş. Doktor olması dolayısıyla rahatlıkla her yere girebiliyor. Bir dost ile haber gönderildi. Bundan sonraki çalışmaları bizim aracılığımızla yapacak. Milas ile ilgili çok değerli, Türkiye´ye ait sırları kapsayan gizli belgeler getirdi. Savaşa girildiğinde 192 filonun Milas meydanına gitmesiyle ilgili her şey var. İntikal protokolü, personel listesi, uçak sayısı, görevleri, meydan krokileri, uçakların nerelere konumlanacağı her şey var. Çok güzel. On numara bir iş yaptı. Fiyatını reis belirleyecek ifadelerine yer verildi. E.T hakkında ise, Eskişehir´deki önemli bir elemanımız her ziyaretimde önemli bilgiler getiren biri. Bu belgeler çok değerli. Yunanistan´a karşı yapılacak bir savaş senaryosunu da içeren Türkiye ile Yunanistan arasındaki güç karşılaştırmasını getirdi. Ancak bu yeterli değil ve eski bilgiler içeriyor. Güncel plan seminerinde verilen tüm takdimlere ihtiyacımız var. Bunu elde etmek için böcekçi haricinde belirtilen kişilerle temas kurularak F16 ve F4 uçaklarıyla ilgili bütün planların bu kişiler tarafından bilindiğini belirtti denildi. M.K.K hakkında, Yunanistan´a Bandırma´dan Ege görevi için kalkan uçakları uçuş güzergahlarını 7 dakika içinde Yunanistan´a gönderiyormuş. Araştırılması gerekiyor. Bize de yakın duruyormuş. Reisin haberi var. Yunanistan´la direkt bağlantısı reisi ve Coco´yu rahatsız etmiş. Bizim de her dediğimizi yapıyor. Karakteri oturmadığı için her şeye meraklı ifadeleri kullanıldı.
Kaymakam A.Ö. ile ilgili de, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve çalışanlarına onun vasıtasıyla doğrudan ulaşıyor ve bilgileri kolay alıyoruz. İzmir içinde daha merkezi bir yere gelse daha iyi olur. Koltuk hırsı çok ve yükselecek birisi. Bırakmamalıyım ifadelerinin yer bulduğu gözlendi.
TÜM BİLGİLER REİSTE TOPLANIYOR
Örgüt lideri Reis lakaplı Bilgin Özkaynak´ın emekli Albay olan örgüt yöneticisi şüpheli C.B.´yi müdür olarak yanında bir yıl çalıştırdığı ve işten ayrılmasının ardından teknik takibe alınmaya başlandığı belirtildi. Bilgin Özkaynak´ın 2010 yılında oğlu Demokan Özkaynak´ın öldürülmesi ile ilgili Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davayla ilgili örgüt üyelerinden davanın seyrini lehlerine çevirebilmek için teknik veriler elde etmesi yönünde yardım istediği belirtildi.
Özkaynak´ın kendisine ait Marmaris´teki marinada yer kiralayarak kapalı tersane tesisi açan Cenk Tan ve Tandoğan Altınsuyu isimli işadamlarına baskı yaptığı ve işyerlerini zorla ele geçirdiği vurgulandı. Özkaynak´ın konuyu yargıya taşıyan işadamlarına, Siz benim gücümü biliyorsunuz, Hiçbir davayı kazanamazsınız. Benim savcılıkta, Yargıtay´da adamlarım var. Burası da benim, Ankara da benim diyerek tehdit ettiği ifade edildi. İddianamede Bilgin Özkaynak´ın teknik takip ihtimalini gözönünde bulundurarak iletişim kurarken tedbirli davrandığı ve konuşmalarını buna göre yaptığı da vurgulandı.
SUÇ ÖRGÜTÜNÜN AMACI
İddianamede, bütün çıkar amaçlı suç örgütlerinde olduğu gibi Bilgin Özkaynak liderliğindeki suç örgütünün de temel amacının çıkar elde etmek olduğu, özellikle TSK´da yapılanması sayesinde büyük bir güç ve çok geniş bir faaliyet alanına sahip bulunan suç örgütünün amaca ulaşabilmek için her türlü yola başvurduğu ve hiçbir alanı boş bırakmadığı kaydedildi. İddianamede, Elde ettiği illegal güç sayesinde her geçen gün etki alanını ve hedeflerini genişleten suç örgütünün adeta kamu kuramlarını bir ahtapot gibi sardığı, operasyon sürecinde ortaya çıkmıştır. Suç örgütünün Hükümet, TSK, MİT dahil olmak üzere bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü anlaşılmıştır ifadeleri yer buldu.
Profesyonelce oluşturulduğu belirtilen örgütün gizliliğe azami derecede önem verdiği, ele geçirilemeyen Kara Kutu başka bir arşiv oluşturduğu, sahip olduğu bilgi ve belgeleri de şifreleri kırılamayacak şekilde dosyaladığı vurgulandı. Örgütle ilgili ele geçirilen çok sayıda dijital veri dosyasına konulan şifrelerin şifre kırma uzmanları tarafından bile aylardır çözülemediği ifade edildi. İddianamede ayrıca, Şu ana kadar ortaya konan yapı bile devletin başta silahlı kuvvetler olmak üzere diğer kurumlarıyla birlikte nasıl bir tehlike ve tehditle karşı karşıya kaldığını göstermesi açısından çok önemlidir denildi. Örgütün bilgi ve belgeleri yurt içinde ve yurt dışında belirlenen alıcılarına kuryeler aracılığıyla para karşılığında sattığı, bunu da iş takip çizelgesi adı altında kayıt altında tuttukları belirtildi. Örgütün yurt dışına gönderdiği bilgi ve belge içeriklerinin Hükümeti ve TSK´yı uluslararası arenada devletler karşısında zor durumda bırakmayı amaçladığı vurgulandı. Örgütten ele geçirilen veri tabanlarının devletin gireceği muhtemel bir savaş düşünülerek düşmanın işine yarayacak tüm bilgileri içerdiği de iddianamede yer aldı.
PKK/KCK´YA DA BİLGİ SIZDIRILMIŞ
Türk Hava Kuvvetlerine ait uçakların düşürülmesi ve pilotların öldürülmesine ilişkin T-37 uçağının önemli kısımları, nasıl ve hangi yollarla düşürülebileceği ve bu planlarını uygulayabilecekleri personel isimlerinin yer aldığı belge de bu hususa iyi bir örnek teşkil etmiştir ifadelerine yer verildi. Komutana Tavsiyeler isimli dosyada suç örgütünün Ağustos Şurası´nda amiralliğe terfi edecekler listesini sunduğu, TSK içerisinde suç örgütü yapılanması dışındaki hedef kişilerin terfilerinin engellenmesi de örgütün bir başka faaliyeti olarak yer aldığı belirtildi.
PKK/KCK terör örgütüne bilgi ve belge aktarıldığı, terör örgütüyle ilişkili olduğuna dair açıklamaların yer aldığı kaydedildi.
VEYSEL KÖSELE´NİN ŞİFRESİNİ Mİ KIRDILAR
İddianamede Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele´nin örgüt adına faaliyette bulunduğu, bilgi ve belgeleri temin suçlarını işlediği, deliller ve tüm evrak kapsamında anlaşıldığı, Genelkurmay Başkanlığı´ndan yazılan yazıda ise iki adet bilgi ve belgenin TCK 334/1 maddesi kapsamında olduğunun, bir adet bilgi ve belgenin de açıklanması yetkili makamların iznine tabi olmakla birlikte içeriğinde gizli belge bulunmadığın belirtildiği ifade edildi
Safiye Köten isimli örgüt üyesinde ele geçirilen Pandora isimli veri tabanında, Veysel Kösele hakkında, Güney Görev Harekatı Direktifi, Ege ve Doğa Akdeniz´de harekat yapacak, Aksaz´da konuşlanacak Güney Grup Komutanlığı´nın icra edeceği harekat faaliyetlerine ilişkin esasları belirlemektir. Bu belge özellikle Yunanistan ve GKRY için çok değer taşır. Veysel Kösele´nin arşivinden önemli belgeler, DZKK gizli belgeleri ifadeleri yer aldı
İSTENEN CEZALAR
Savcı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan iddianamede, çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek suçlarından müebbet ve 9´ar yıl hapis cezası istendi. Çete yöneticisi olduğu suçlamasıyla Coşkun Başbuğ, Hakan Oğuzhan, Safiye Köten, Engin Karatekin, Onur Süer, Bülent Acar, Engin Çırakoğlu, Bülent Akbaş ve Mehmek Aksu ile örgüt üyesi olduğu suçlamasıyla Mehmet Levent Akyıldız, Ergün Özkan, Mustafa Dölalan, Merdin Kışkan, Ümit Topaloğlu, Aziz Murat Değirmencioğlu, Cem Atilla Toprakkale, Sunay Akkaya, Evren Tezcan hakkında 9 yıl ile müebbet arasında hapis cezaları istendi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek suçlamasıyla 2 yıl ile 6 yıl arası hapis cezası istendi. Diğer sanıklar hakkında da 3 yıldan başlayan hapis cezaları istendi.
İddianamede adı geçen 831 mağdur arasında devlet memuru ve askerin de fişlendiği belirtildi. 3´ü kadın 55 muvazzaf askerin sanık olarak yargılanması istenen iddianamede, 88 tutuklu sanık bulunuyor. Duruşmanın gelecek mart ayında kesintisiz yapılacağı belirtildi. (DHA)
BÜLENT ARINÇ: CİDDİ BULURSAM MÜDAHİL OLURUM
23.01.2013 17:53 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Askeri Casusluk davasının iddianamesinde isminin geçmesi hakkında, Ben iddianameyi görmedim ama basına yansıdığı kadarıyla bu iddianamenin içinde bana ait, Sayın Ali Babacan´a ait bazı konular var. İddianamenin tamamını görmem lazım. Çünkü bu iddianamede yazılı olan hususları ciddi bulursam, benimde bu açılan askeri casusluk davasına müdahil olmam gerekir dedi.
Arınç kendisi hakkında, bugüne kadar bir çok konuda şayialar ortaya çıktığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Bir tanesi Aralık 2009´da evimin çevresinde yakalanan bazı şahıslar ile ilgili. Bunların eylemiyle soruşturmanın devam ettiğini biliyorum ama henüz bir sonuca ulaşmamış. İkincisi, yine Milli İstihbarat Teşkilatı´nın darbelerle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde kurulan komisyona gönderdiği bilgilerin içerisinde, bana ve bazı şahıslara karşı suikast tertiplenmek istediği iddiasıdır. Bir üçüncüsü de bugün gazetelerde yer alan, internet sitelerinden okuduğum kadarıyla askeri casusluk ile ilgili davanın iddianamesinde bana ve aileme ait bazı bilgilerin, belli amaçlarla toplandığı yazılı. Bununla ilgili baş harfleri olan bazı kişilerden de bahsediliyor. Demek ki ben farklı dönemlerde bir hedef haline getirilmiş bir insanım. Bu son açılan dava, eğer iddianameyi okur, iddiaları ciddi bulursam, şahsımla ilgili bulursam, avukatlarım aracılığıyla müdahil olmak da isterim. Umarım dava en kısa şekilde görülür ve iddianamede suçlanan kişilerle ilgili bir yargı kararına hepimiz kavuşuruz. (DHA)
TSK´YI AHTAPOT GİBİ SARMIŞLAR
24.01.2013 10:42 Askerî casusluk çetesinin, eskort kızlarla birlikte olan kurmay subayları gizli kamerayla görüntülediği, daha sonra şantaj yaparak bilgi ve belge sızdırdığı öne sürüldü. İddianameye göre, örgütün koordinatörü emekli Albay Coşkun B. ?Hedefimiz öncelikle kurmay subaylar, sonra subay, astsubay ve sivil memurlar şeklinde olacak. Herkese zaafı noktasında yaklaşılacak.? dedi.
Eskort kızları kullanarak askerî belgeleri ele geçiren suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmayla ilgili hazırlanan ve İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede çarpıcı detaylar yer alıyor. Casusluk, fuhuş ve şantaj çetesinin, yurtiçi ve yurtdışına sattığı gizli askerî bilgi ve belgeleri temin etmek için öncelikle kurmay subayları hedef seçtiği ileri sürülüyor. Örgüt lideri Bilgin Ö.´den elde edilen ´Pandora Veri Tabanı´nın çetenin arşivi olduğu belirtilen iddianamede, kayıtların, hiyerarşik yapıyı, işleyişi, faaliyetleri ve amaçları net olarak ortaya koyduğu dile getirildi.
Hedef seçilen kurmay subayları fuhuş yaparken gizli kamerayla görüntüleyen örgütün, şantaj yaparak bilgi ve belge sızdırdığı öne sürüldü. Koordinatör olarak gösterilen ´COCO´ kod adlı emekli Albay C.B.´nin, diğer koordinatörler Narin Korkmaz ve Hakan O.´ya talimatları şöyle: ?İrtibata geçtiğiniz kişilerin zaaf noktaları mutlaka tespit edilecek. Kimisi parayı, kimisi rütbeyi, kimisi ailesini sever. Herkese zaafı noktasında yaklaşılacak ve çalıştırılacak. ...Hedefimiz öncelikle kurmay subaylar, sonra subaylar, sonra astsubaylar ve sivil memurlar şeklinde olacak. Herhangi bir kurmayla irtibata geçen (kızlardan ilişkiye giren veya girecek olan) hemen benimle bağlantı kuracak.?
İddianamede, örgütün koordinatörü olarak gösterilen ´COCO´ kod adlı emekli Albay Coşkun B. ile ilgili detaylı bilgiler bulunuyor. Örgüt lideri Bilgin Ö.´de ele geçirilen ve Coşkun B.´ye ait olduğu değerlendirilen dijital materyal içerisinde ´tum listem.xlsx´ isimli dosya bulunduğu, dosyada 4 ayrı çalışma sayfası halinde ´Dikkat Edilecekler, Travestilerle Görüşenler, Gay Olan Personeller ve Paşa Kurmay İrtibatlarım´ başlıkları ile suç örgütü içerisindeki faaliyetlerin kaydedildiği belirtildi. Kayıtların ´Dikkat Edilecekler´ bölümünde, Coşkun B.´nin, suç örgütünün diğer koordinatörleri Hakan O. ve Narin K. ile suç örgütünün yapılanmasındaki fuhuş yapan kadınlara hitaben dikkat edecekleri hususlara ilişkin verdiği talimatları kaydettiği tespit edildi. Coşkun B.´nin örgütün diğer koordinatörleri Hakan O. ve Narin K.´ya yönelik talimatları şöyle: ?Kara Kuvvetleri´nde çalışan irtibata geçtiğiniz personeller hakkında bana mutlaka bilgi verilecek. Gerek çalışanların, gerekse diğerlerinin getirdikleri belgeleri Pandora´ya girmeden önce veya sonra mutlaka görmem ve kıymetlendirmesini yapmam gerekiyor. Kara Kuvvetleri´ne ait size vereceğim hedef listesi üzerinde çalışmanız daha iyi olacaktır. Hedef listesi verilmeyen yerler için hedefimiz öncelikle kurmay subaylar, sonra subaylar, sonra astsubaylar ve sivil memurlar şeklinde olacak. Herhangi bir kurmayla irtibata geçen (kızlar...) hemen benimle bağlantı kuracak.?
Ali Rıza B.´nin getirdiği veya yönlendirdiği personelle (hâkimle) özel ilgilenilmesi gerektiği talimatını veren emekli Albay Coşkun B., örgüt üyelerine hedefteki kişilerin zaaflarından yararlanılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Coşkun B.´nin iddianamede yer alan ifadeleri şöyle: ?İrtibata geçtiğiniz kişilerin zaaf noktaları mutlaka tespit edilecek. Kimisi parayı sever, kimisi rütbeyi sever, kimisi ailesini sever. Herkese zaafı noktasında yaklaşılacak ve çalıştırılacak. Görüntüsü alınan kişilere karar verilmeden önce kesinlikle görüntülerinden bahsedilmemeli. İkili ilişkiler sayesinde veya para karşılığı çalışacak olanlar görüntülerinden haberdar olmayacak ama ´çalışmam´ diyenlere zorluk çıkartanlara (karar verilirse) görüntülerden korkutmadan bahsedilecek. Personel olmayıp bir personelin yakın akrabası olanlarla (oğlu, kızı, eşi vs.) irtibata geçerseniz onları kullanarak personeli çalışanımız haline getirebiliriz. Özellikle dinci personel yakınları bu konuda birinci hedefimiz. Kullandığımız sivil memurların listesini hazırlıyorum. Onları çalıştıkları illere göre paylaşalım. Onları kullanarak herkese ulaşabiliriz. Genelkurmay Başkanlığı´nda sivil memurlar sayesinde çok ciddi bir albay ve kurmay arşivimiz oldu.?
HÜKÜMET, TSK, MİT ALEYHİNE FAALİYETLER YÜRÜTÜLMÜŞ
Örgütün sahip olduğu güç, iddianamede, ´suç örgütünün amacı´ başlığı altında şöyle anlatılıyor: ?Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki yapılanması sayesinde büyük bir güç ve çok geniş bir faaliyet alanına sahip bulunan suç örgütü bu amacına ulaşabilmek adına her türlü yola başvurmuş, hiçbir alanı boş bırakmamıştır. Elde ettiği illegal güç sayesinde her geçen gün etki alanını ve hedeflerini genişleten suç örgütünün adeta kamu kurumlarını bir ahtapot gibi sardığı operasyon sürecinde ortaya çıkmıştır. Suç örgütünün T.C. Hükümeti, TSK, MİT dâhil olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü anlaşılmıştır.?
Doğudaki bütün birliklerin haritası ellerinde
Suç örgütünde Doğu ve Güneydoğu´da TSK´ya ait üs bölgeleri, jandarma ve hudut karakollarının yerlerinin tek tek belirlendiği kabartma bir harita bulunduğu ifade edildi. Bu haritanın, terör örgütünün eline geçmesi halinde her türlü saldırı ve sabotaj için en uygun hedefin belirlenmesi ve kaçış güzergâhlarının tespitinde çok kritik bir kaynak olabileceği vurgulandı.
Generalin evine gizli kamera
Örgütün, N.P. isimli generalin kızının evine kamera yerleştirdiği ve erkek arkadaşıyla birlikte fotoğraflarını çektiği de ileri sürüldü. Çeteden ele geçirilen bir kayıtta, şu ifadeler dikkat çekiyor: ?N.P.´nin kızı A.´nın, okuldaki erkek arkadaşları ile muhabbeti çok iyiymiş. Ben nereye takılacaklarını bildiririm, siz fotoğraflarsınız. F. hanımın A.´nın durumundan haberi var ama paşaya söylemiyor. N. paşa, kızı konusunda çok hassas. Kızının çocukla el ele fotoğrafı bile onu delirtir. Elemanımız M.K., N. paşanın lojmanına girdiği anlardan birinde A.´nın odasına gönderdiğiniz kamerayı yerleştirmiş. ´Çok iyi oldu´ diyor.?
Görüntü çekene 10 bin lira
İddianameye göre, casusluk çetesi, askerî gizli bilgi ve belgeleri elde ettiği subay, astsubay ve sivil memurları ağına düşürmek için 40´tan fazla yerli ve yabancı kadını kullanmış. Çete yöneticilerinde ele geçirilen dijital verilerde, çetenin kullandığı Türk ve yabancı uyruklu kadınlara, ilgilendikleri kişilerin nasıl gizli kamera görüntülerini çekecekleri detaylı olarak anlatılıyor. Yüksek rütbeli birinin görüntüsünü çeken kadına bin lira ile 10 bin lira arasında para ödeyen çete yöneticileri, hangi kadının hangi subay veya astsubaya gideceğini bile liste halinde düzenlemiş.
Kamplarda emekli generallere tuzak
Suç örgütünün hedefine koyduğu generallerin gizli görüntülerini almak için askerî kampta odalara gizli kamera yerleştirdiği de ileri sürüldü. Şüpheli O.S.´den elde edilen ´CEM´ ismi verilmiş materyal içinde, konuyla ilgili bir belge yer alıyor. İddianameye göre belgede şöyle deniliyor: ?Top Bçvş.´nin Aksaz kampında yaptığı gizli çekimler çok başarılı. Şarkıcı A. için kamp içinde iki ayrı oda ayarlattım. Kamplardaki bu odalar, hedeflerdeki paşalar için kullanıma hazır. Gizli çekim için teknik hazırlığı B. Astsubay halleder.?
Jetlerin güzergahı Yunanistan´a gitmiş
Narin Korkmaz´dan elde edilen ´ajanda´ adlı belgede, M.K.K. adlı kişinin, Bandır-ma´dan Ege Denizi görevi için havalanan Türk savaş uçaklarının uçuş güzergahları ile ilgili bilgileri 7 dakikada Yunanistan´a gönderdiği yer alıyor. Örgüt yöneticisi Korkmaz, M.K.K. ile ilgili şu notu düşmüş: ?Bize de yakın duruyor. Reisin (suç örgütü lideri B.Ö.) haberi var. Yunanistan´la direkt bağlantısı, reisi ve COCO´yu rahatsız etmiş, bizim de her dediğimizi yapıyor. Karakteri oturmadığı için her şeye meraklı... Gelecekte çok iş yapar. Bandırma uçuş profillerini Yunanistan´a telefonla bildirmesi hususu açıldı. Murat Polat´tan bahsetti. Tehdit edince harekât kısım amiri olan bütün uçuş planları önünden geçen Murat Polat´ın Yunanistan ilişkilerini anlattı. Murat Polat´ın kullandığı piyonlardan birisi olduğu anlaşıldı. Reis, Murat Polat´ı ve kaşlıyı çok merak ediyor.?
ŞOK ŞÜPHE: NARİN, HEPATİT B HASTASI. İLİŞKİYE GİRDİĞİ SUBAYLARA BULAŞTIRMIŞ OLABİLİR!
Hava Eğitim Komutanlığı´nın istihbarat raporunda, çete yöneticileri arasında gösterilen Narin Korkmaz´ın hepatit B hastası olduğu belirtildi. İddianameye giren raporda, şu ifadeler yer aldı: ?Narin Korkmaz´ın H. ve G. isimli iki kız arkadaşının daha olduğu, askerî öğrenci ve personelle ilişkilerinin olduğu, Korkmaz´ın hepatit B hastası (karaciğer iltihaplanması, tedavi edilmezse siroz ve ölüm riski) olduğu, cinsel ilişki ile bulaştığı, ilişkilerinde bunu sakladığı, ilişkiye girdiği değerlendirilen kişilerin de şu anda hasta olabileceği fakat hasta olduklarını bilmiyor olabilecekleri, ilişkilerin görüntülü kayıt altına alınmış olabileceği ve bu kayıtların baskı/şantaj ile TSK´den bilgi sızdırmak amacıyla kullanılabileceği değerlendirilmektedir.? (Vahit Yazgan, Özdemir Özkan, Hasan Çilingir / Zaman)
ÇETE ANKARA´YI YAKIN MARKAJA ALMIŞ
24.01.2013 10:49 İZMİR Cumhuriyet Başsavcılığı´nın kadınları kullanarak askeri belgeleri ele geçiren suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturmanın mahkemece kabul edilen iddianamesinde, çetenin, dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan´ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov´a yazdığı mektupları ele geçirdiği iddia edildi. Çetenin, Ankara´da eskort kızları kullanarak ulaştığı üst düzey bürokratlar hakkında listeler oluşturduğu da belirtildi.
´Başbakanlık´tan 12 resim çıktı
Çetenin ?Pandora? veri tabanında yer alan ?Başbakanlık resimler? isimli dosyadan Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ gibi hükümet yetkilileri ile askerlerin ve sanatçı Sertap Erener´in bulunduğu 12 adet fotoğraf çıktı. İddianamede, fotoğrafların örgüte bilgi ve belge sağlayan Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli şüpheli Albay N.K.A´dan elde edildiği bilgisi de yer aldı. Yine aynı kişiden, Başbakan Askeri Başdanışmanlığı Kuruluş Ve Teşkilatının bilgilerinin ve takdim planının yer aldığı belgeler de alındığı iddianamede bilgiler arasında yer aldı.
Suudi Prens görüşmesi hazırlıkları
Çetenin yine Dışişleri´ndeki bir kaynağı aracılığıyla ele geçirdiği belgeyi Pandora veri tabanına kaydettiği de ortaya çıktı. ?Sayın Başbakanımızın, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sultan Bin Abdülaziz Al Saud ile görüşmesinde istifade edebilecekleri konuşma notu? başlıklı 6 sayfalık belgenin, ?Siyasi ve askeri konular, İsrail/ ODBS, Lübnan, Yemen, Bahreyn, Libya, Mısır, Tunus? alt başlıkları halinde düzenlenmiş ve bu ülkelerin son durumları ile ilgili bilgiler içerdiği belirtildi.
Gül´ün uçağına yakın markaj
Çetenin, Ankara Kara Havacılık´ta çalışan bir muvazzaf askerden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün kullandığı uçakların özellikleri ve görüntülerini de aldığı iddianamede yer aldı. Çetenin ayrıca, Dışişleri´ne ait birçok görev, dahili telefon, oda numarası ve kişilerin adreslerinin bulunduğu belgeler, büyükelçilerin isimleri, nerede çalıştıkları, makam arabaları ve özellikleri, diğer resmi arabalar, plakaları, markaları ve şoförlerinin isimleri, yurt dışında görevli ataşe, ataşe yardımcısı, müşavir gibi personellerin ev ve cep telefonlarının kayıt edildiği listeleri de ele geçirdiği iddianamede detaylarıyla yer aldı.
BALYOZ´U EMİR SUBAYI SIZDIRDI
FUHUŞ yoluyla askeri casusluk şebekesi iddianamesinde, zanlı H.O.´nun bilgisayarından çıkan bir belgede Balyoz Darbe Planı ile ilgili ilginç bir iddia yer aldı. Yarbay T.S. ilgili hazırlanan belgede ?Çetin Doğan´ın emir subaylarının Balyoz Planını Çetin Doğan´ın kasasından alıp sızdırdığını söylemiş. Doğan, emir subaylarına çok kötü davranıyormuş, bundan dolayı yapmışlar. Hatta ´Sizler benim köpeklerimsiniz´ diyormuş. Kendisi Batı Çalışma grubunda aktif olarak çalıştığını söylemiş? denildi. Çetin Doğan´ın emir subaylarına kötü davrandığı iddiaları, Balyoz davasının ilk duruşmasının yapıldığı gün Silivri Cezaevi önünde yaşanan bir manzarayı akıllara getirdi. Doğan, çamurlu ayakkabılarını korumalarına sildirmişti. (Arda Yavuz / Star)
3 TAHLİYE
29.01.2013 21:32 88´i tutuklu 357 sanığı bulunan ´askeri casusluk davası´nda iddianamenin kabul edilmesinin ardından avukatların yaptığı itiraz sonucu 3 sanık tahliye edildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nca yürütülen, ´gizli bilgi ve belge bulundurma´ soruşturması kapsamında açılan davada, 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutukluluk hallerine yapılan itirazları değerlendirdi. TCK 220/2. maddesi uyarınca ´örgüt üyesi olmak´ suçlamasıyla yargılanan ve haklarında 1-3 yıl arası hapis cezası istenen Mustafa Yıldız ve Birol Sam adlı tutuklu sanıklar ile Deniz Kuvvetleri Komutalığı´nda muvazzaf asker olan Özgür İkiz´in tahliyesine karar verildi. Tutuksuz sanıklar Ali Tuna Baysal, Hakan Taşkesen, Ercüment Tatlıoğlu ve Mehmet Emre Gültekin hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını kaldıran mahkeme heyeti, ayrıca 38 sanığa yurt dışına çıkış yasağı getirdi. 12. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma gününü 16 Nisan 2013 olarak belirledi.
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli Savcı Zafer Kılınç´ın hazırladığı iddianamede, adı geçen 831 mağdurdan, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği ileri sürülüyor. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek suçlarından müebbet ve 9´ar yıl hapis cezası isteniyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek suçlamasıyla 2 ila 6 yıl arası hapis cezası talep ediliyor. (AA)
MAHKEME, 2 BİN DOSYANIN ŞİFRESİNİ KIRMAK İÇİN YURTDIŞINDAN HACKER ARIYOR
22.02.2013 11:50 Askeri casusluk davasında ´hacker´ krizi... Çetenin 2 bin dijital dosyasının şifresi kırılamadı. Savcı, yurt dışından yardım alınması talimatı verdi. Çetenin 2 bin dijital dosyasının şifresi kırılamadı, savcı ´Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin şifre kırma uzmanları şifreleri çözememiştir´ dedi. Özel sektör de çaresiz kalınca 5 ülkede hacker arayışı başladı. Emniyet kadrosundaki 45 kripto uzmanı, askeri casusluk operasyonunda ele geçirilen içinde çok önemli bilgilerin olduğu tahmin edilen 2 bin dijital veri tabanı dosyasının şifresini kıramadı. Kripto uzmanları ayrıca, çete lideri Bilgin Özkaynak´ın çok gizli bilgileri barındırdığı iddia edilen ´Kara kutu´ dosyasına da ulaşamadı. Hacker krizi iddianame satırlarına yansıdı. Savcı Zafer Kılınç iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin şifre kırma uzmanları şifreleri çözememiştir satırlarına yer verdi. Bu gelişme üzerine çok sayıda siyasetçi, işadamı ile önemli askeri bilgilerin bulunduğu tahmin edilen dosyaların çözümü için özel sektör ile bilgisayar şirketlerindeki kripto uzmanlarından yardım istendi. Ancak 4 ay süren çalışmalarda da dosyaların şifresi kırılamadı. Savcının bu gelişme üzerine yurt dışından yardım alınması talimatı verdiği öğrenildi. Dosyaların çözümü için 5 ülkenin güvenlik biriminde görev yapan kripto uzmanlarından yardım almak için harekete geçildi. Bu 5 ülke arasında Amerika, Almanya ile İsrail olduğu iddia edildi.
Devlet tehdit ve tehlike altında
Akşam´ın haberine göre, Savcı Zafer Kılınç, iddianamede şifre kriziyle ilgili şu detayları verdi: Suç örgütünün yöneticileri ve üyelerinde ele geçirilen çok sayıda veri aynı zamanda Pandora Veri Tabanı´nda da yer almaktadır. Karşı karşıya olduğumuz suç örgütü, ülke çapında ve KKTC´de bilgi ve belge temin etme ağını profesyonelce oluşturmuş ve işletmiş, yapısı ve hedefleri tespit edilmiş profesyonel bir örgüttür. Suç örgütünün gizliliğe azami derecede riayet etmesi, ele geçirilemeyen ´Kara Kutu´ adlı başka bir arşiv oluşturmuş olması, sahip olduğu bilgi ve belgeleri şifreleri kırılamayacak şekilde dosyalamış bulunması örgütün ne kadar profesyonel hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Şu ana kadar ortaya konulan yapı bile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere diğer kurumlarıyla birlikte nasıl bir tehlike ve tehdit ile karşı karşıya kaldığını göstermesi açısından çok önemlidir.
SANIKLARA CASUSLUK SUÇLAMASI YOK!
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, çoğunluğu asker 88´i tutuklu 357 kişiye yönelik gerçekleştirilen operasyonla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, suç delilleri içerisinde sperm ve kan örnekleri için hazırlanmış tüplerin de ele geçirildiği, suçlamanın ise casusluk olmadığı belirtildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Haydar imzasıyla yapılan açıklamada şöyle denildi: Düzenlenen iddianamede hakkında casusluk suçlaması ile soruşturma yapılan ve dava açılan hiçbir sanık bulunmamaktadır. Sanıklar hakkında kamu davaları açılmış olup tüm sanıklar hakkındaki deliller ayrıntılı olarak iddianamemizde gösterilmiştir. (Akşam)
6 TAHLİYE
27.02.2013 16:41 İzmir´de görülen askeri belgelerin ele geçirilmesiyle ilgili davada tutuklu 6 sanık tahliye edildi. İzmir merkezli olarak, şantajla askeri belgelerin ele geçirilmesine yönelik düzenlenen operasyon kapsamında tutuklanan sanıklarla ilgili davaya bakan İzmir 12´nci Ağır Ceza Mahkemesi dosya üzerinden inceleme yaptı. Mahkeme bu inceleme sonunda sanıklardan Albay Ahmet Gençer Kıvrakatar, Tabip Albay İsmail Tayfun Uzbay, Kurmay Albay İlkay Altındağ, Binbaşı Serap Alagöz, Kurmay Albay Zeki Aşın ve Tabip Albay Timuçin Şenkul´un tahliyesine karar verdi. (DHA)
(22 Ocak 2013), son güncel.: (27 Şubat 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Casuslar TSK´da cirit atıyor
Casusluk: 6. dalga, 50 gözaltı
Casusluk: 5. dalga, 54 gözaltı
Casusluk: 4. dalga, 30 gözaltı
Casusluk: 2. dalga, 51 gözaltı
Casusluk operasyonu: 26 gözaltı
Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
ARINÇ´A SUİKAST İDDİASI VE KOZMİK ARAMA MANŞETLERİMİZ
Balyoz Planı ve davası manşetlerimiz