17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası dile getirilen 'orduya kumpas kuruldu' iddiaları üzerine İzmir casusluk davasında yargılamanın durdurulması talep edildi. Ancak mahkeme talebi reddetti. Öte yandan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, bugün bir gazetede yer alan açıklamalarında İzmir casusluk davasının da paralel devletin komplosu olduğunu ileri sürdü.
13.01.2014 15:07 İzmir'de 38'i muvazzaf ve 59'u tutuklu 357 sanıklı, tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belge temin etme davasına, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10'uncu maddesiyle görevli İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Bugünkü duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların bazıları ile avukatları katıldı.
CHP'Lİ VEKİLLER İZLEDİ
Daha önceki duruşmalarda izinsiz konuşmak istediği, mahkeme düzenini bozduğu gerekçesiyle karar duruşmasına kadar cezaevinden getirilmemesine karar verilen, suç örgütü lideri olmakla suçlanan tutuklu sanıklardan işadamı Bilgin Özkaynak da avukatının yeniden katılma istemiyle verdiği dilekçe sonrası duruşmada hazır bulunduruldu. Davayı, CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Erdal Aksünger, Musa Çam, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir de izledi.
YARGILAMANIN DURDURULMASI İSTENDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın 17 Aralık'taki rüşvet yolsuzluk operasyonu sonrası 'Orduya kumpas' kurulduğu yolundaki sözleri duruşmaya damga vurdu. Daha önce, Balyoz ve Ergekon gibi davaların yeniden görülmesi istenirken, İzmir'deki askeri bilgi ve belge bulundurma davasında da sanıkların avukatları mevcut gelişmeler göz önünde bulundurularak yargılamanın durdurulması, askeri sanıkların askeri mahkemede yargılanmaları ve tutuklu sanıkların tahliyeleri taleplerinde bulundu.
Sanık avukatlarından Mahmut Yılmaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın orduya kumpas kurulduğu yönündeki sözleri dikkate alınarak, tutuklu sanıkların bir saat dahi içerde kalmamaları gerektiğini belirtti, mevcut gelişmeler göz önünde bulundurularak yargılamanın durdurulmasını talep etti. Diğer bazı sanıkların avukatlarından Andaç Şükrü Zaloğlu da, yargılamanın bu saatten sonra devam etmesinin hukuken mümkün olmadığını, özel yetkili mahkemelerin meşruiyetinin bulunmadığını öne sürerek, "Yargılamaya devam edersek akıntıya kürek çekeceğiz. Mahkemenin saygınlığının korunması için, bu güvensizlik ortamında yargılamaya devam edilemeyeceği kararının verilmesini ve tutukluların tamamının da adli kontrol yöntemiyle tutukluluk hallerinin kaldırılarak duruşmaya ara verilmesini talep ediyoruz" dedi.
TALEP REDDEDİLDİ
Cumhuriyet savcıları Mehmet Sedat Erbaş ve Hüseyin Alabay, yasal mevzuat değişiklikleri kapsamında, mahkemelerin kapatılması konusunda net bir durum olmaması nedeniyle talebin reddi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, her ne kadar özel yetkili mahkemeler kaldırılmış olsa da, TMK 10'uncu maddesiyle görevli mahkemelerin görevlerini ifa etmeye devam etmeleri, kanun ve düzenleme çalışmalarının devam etmesine nazaran devletin devamlılığı prensibi nedeniyle, taleplerin reddine ve yargılamanın devam etmesine karar verildiğini açıkladı.
Daha sonra sanık avukatlarından Hakkı Çelik, muvazzaf subay ve astsubaylarla ilgili dosyanın ayrılmasını, mahkemenin görevliksiz kararı vermesini ve asker sanıkların askeri mahkemede yargılanmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Rahman, askeri suçlar kapsamında kalan suçlara ilişkin dosyasının ayrılması talebinin daha önce reddedildiğini hatırlatarak, mahkemenin verdiği kararın geçerli olduğunu ve yargılamaya devam edileceğini bildirdi. Duruşmada daha sonra sanıkların savunmalarına geçildi.
ŞER YUVASI TARAFINDAN FİŞLENDİM
GATA Üroloji Bölümü'nde hekim olarak görev yapan tutuksuz sanık Prof. Dr. Tabip Kıdemli Albay Temuçin Şenkul, mesai arkadaşıyla yaptığı konuşmalar nedeniyle örgüt üyeliğiyle suçlanmanın akıl dışı olduğunu söyledi. İddianamede adı geçen diğer 350'yi aşkın kişi ile hiçbir irtibatı bulunmamasına rağmen sadece mesai arkadaşı olan iki kişi ile içeriği bile belli olmayan konuşmasının iddianamede yer aldığını belirterek, "Şer yuvası tarafından fişlenerek mağdur edildiğim görülmektedir. Burada yargılanıyor ve savunma yapıyor olmaktan hicap duyuyorum. Eminim ki, bu iğrenç iftiralar ve oyunu düzenleyenler bir gün sanık sandalyesinde olacak, biz onları izleyeceğiz. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Duruşma devam ediyor.
2 YIL İLE MÜEBBET HAPİS ARASINDA CEZALAR İSTENİYOR
Davada, 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanık hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar isteniyor. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia ediliyor. Çete lideri olmakla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile sanıklardan Narin Korkmaz hakkında, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl hapis cezası talep ediliyor. Sanıklar arasındaki Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl arası hapis cezası talep ediliyor.
HANEFİ AVCI: İZMİR SÜRECİ REZİLLİK
Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda sahte ve kurgulanmış deliller bulunduğuna dair şok iddialarını 2010 yılında yazdığı kitabında ileri sürmüş olan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın, bugün Yenişafak'ta yeni açıklamaları yayınlandı. Avcı'nın o zaman uçuk gibi görünen iddialarında doğruluk payı olduğu 17 Aralık operasyonları sonrası gündeme gelen paralel devlet tartışmalarında ortaya çıkmış bulunuyor. Bu nedenle Avcı'nın iddiaları bugünlerde tekrar gündemde. Avcı'nın açıklamalarında İzmir casusluk davasıyla ilgili bölümler de var. Avcı'nın Yenişafak gazetesinde yer alan açıklamalarından ilgili bölümler şu şekilde:
"İşin çapı büyük. Cemaat kendi parasıyla dinleme cihazı alıp bunları Emniyet İstihbarat'ta tutup kullanıyor, TİB'de kendi kanallarıyla dinleme yapıyorlar. Sahtecilik operasyonunu onlar yapıyor. İzmir (casusluk) süreci bir rezilliktir. Cemaatin istihbarattaki adamları, istihbaratın kendi fişleri, kendileri için hazırladıkları fişleri seçip subayların bilgisayarına koymuşlar. Bir istihbaratçı olarak, bu adamları yetiştirmiş biri olarak, bunu görür görmez anlarım... İzmir soruşturması, casusluk davası bir rezilliktir. Cemaat polisi kendi topladığı istihbarat bilgilerini almış, askerlerin bilgisayarlarına koymuş... Bunu teşhir etmek lazım..."
5 TAHLİYE!
27.01.2014 18:45 İzmir'deki 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davada, tutuklu 4 sanık hakkında daha tahliye kararı verildi. Davanın görüldüğü Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetmesi üzerine, sanık avukatlarının bir üst mahkeme olan Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdikleri itiraz dilekçelerinin değerlendirilmesine bugün de devam edildi. İtirazları değerlendiren mahkeme, Andaç Keskin ile muvazzaf askerler Ömer Faruk Erdoğan, Mete Varol Güneş ve Murat Polat hakkında tahliye kararı verdi. Üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu tahliye edilenlerin sayısı 22'ye ulaştı.
Dava TMK 10. maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edilmişti.
Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti. Davanın İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanması sonrasında, tutuklu 20 kişi tahliye edilmişti.
-Tahliyeler-
Davanın görüldüğü İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Ocak'taki duruşmada tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine, sanık avukatları bir üst mahkeme olan Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi vermişti. Dilekçeleri 24 Ocak'ta değerlendirmeye başlayan mahkeme, muvazzaf askerler Yavuz Pehlivan, Mehmet Metin Turan, Tamer Nalbant, Davut Yıldız, Erdal Özkan, İdris Acartürk, Asuman Ünlü, İrfan Bulut, Erdal Şener, Serhat Hastürk ile 4 kadının da aralarında bulunduğu 18 tutuklu sanığın tahliyesine karar vermişti. Mahkeme diğer tutuklu sanıkların tahliye dilekçelerini başvuru sırasına göre incelemeye devam edeceğini bildirmişti.
15 TAHLİYE DAHA!
29.01.2014 13:12 Askeri casusluk davası olarak adlandırılan İzmir merkezli davada dün akşam 15 kişi daha Bursa mahkemesi tarafından tahliye edildi. Mahkemenin tahliye ettiği sanık sayısı 37'e ulaştı.
İzmir merkezli 'gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında tutuklu yargılanan sanıklardan 10'u muvazzaf asker, 5'i de sivil memur olmak üzere 15 kişi daha bugün tahliye edildi. Kamuoyunda 'casusluk davası' olarak da bilinen gizli belgelerin temin edilmesi soruşturmasında tutuklu bulunan kişiler için avukatlar, bir üst mahkeme olan Bursa Terörle Mücadele Kanunun 10. maddesiyle görevli 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçen hafta itiraz etti. İtirazları inceleyen mahkeme de geçen cuma gününden beri her gün gruplar halinde tahliye kararları verdi. Bugün de 10'u muvazzaf asker, 5'i sivil memur 15 sanık hakkında tahliye kararı çıktı. Edinilen bilgiye göre muvazzaf askerler İhsan Gökoğlan, İlter Alaç, Oğuz Okuyucu, Nuri Dereli, Aydın Şit, Celalettin Akçil, Durmuş Eray Güçlüer, Erhan Murat Akdemir, Hamza Kaya, Emre Aslan, sivil memurlar Süreyya Doğan, Filiz Albayrak, Sara Karadavut, Ferda Berge ve Deniz Yiğitoğlu serbest bırakıldı.
TUTUKLU SAYISI 22'YE DÜŞTÜ
Böylece 'gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında tutuklu yargılanan 59 sanıktan cuma gününden bu yana 37'si, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmış oldu. Cezaevinde halen 22 sanık bulunuyor. Cezaevindeki 22 sanıktan da 9'unun asker olduğu öğrenildi.
(13 Ocak 2014, 15:07), son güncel.: (29 Ocak 2014, 13:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: