Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesiyle ilgili davanın Yargıtay´ın bozma kararından sonraki 2. duruşması başladı. Savunmasını yapan sanık Erhan Tuncel, cinayetin 'Ergenekon üzeri bir şebeke' tarafından işlendiğini, 'hükümetle ve cemaatle bir ilgisi olmadığını' öne sürdü. Duruşmada mahkeme heyetinin, Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına ilişkin kararını açıklaması bekleniyor.
03.12.2013 12:59 Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink´in öldürülmesiyle ilgili davanın Yargıtay´ın bozma kararından sonra İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yeniden görülmesine 2. duruşma ile devam ediliyor.
KRİTİK GÜN
Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada tüm sanıkların bugün yapılacak duruşmaya katılmasına ve Erhan Tuncel hakkında da yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti. Tutuklanarak cezaevine nakledilen Erhan Tuncel bugünkü duruşmaya getirildi. Bugün dava için kritik bir gün. Davanın bugün görülecek duruşmasında mahkeme heyeti Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına ilişkin kararını açıklayacak.
DURUŞMADAN DETAYLAR
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ile Yasin Hayal getirilirken 4 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya Dink ailesinin avukatları da katıldı. Duruşmada daha sonra, Yargıtay'ın bozma ilamına karşı sanık ve avukatların ifade vermesine geçildi. Kimlik tespitinin ardından mahkeme sanıklara söz hakkı verdi.
Duruşmada sanık Erhan Tuncel’in savunması alındı. Dink cinayetinin azmettiricisi olduğu öne sürülen ve Yargıtay’ın bozma kararı verdiği hükümle tahliye edilen Erhan Tuncel, cinayetle ilgisi bulunmadığını ve “dublör olarak kullanıldığını” iddia etti. Kendisinin yaptığı ihbarlar sayesinde Hrant Dink cinayetinin engellenebileceğini ama bunun yapılmadığını öne süren Tuncel, kendisinin ‘sanık’ değil, ‘tanık’ olduğunu söyledi.
Tuncel, yakalanmasının ardından görülen ilk duruşmada tüm suçu polis müdürleri Ramazan Akyürek, Sabri Uzun ve Ali Fuat Yılmazer’e yükledi.
Verdiği ifadelerin ardından tanık koruma programına alındığını söyleyen Erhan Tuncel şunları söyledi:
POLİS DEĞİL CİNAYET ŞEBEKESİ
Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ben hepsine iyilik ettim. Hepsinin ortak özellikleri yalancı oldukları ve adli mercileri yanıltmalarıdır. Cinayet çetesinin Ali Fuat ve Sabri Uzun ölüm ihbarı yapmamış ve yanlış rapor düzenlenmiştir. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp kendilerini saklamıştır. Oda TV, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil bu ikisidir. Ben bu şahıslara hiçbir kötülük yapmadım. Savcılık halen şahısların kurduğu tuzakla karşı karşıyadır.
CİNAYETİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTIM
Yaptığım ihbar nettir. Gerisi zırvadır. Bu şahıslar beni mahkemede dublör olarak kullanıyor. Bana böyle demeselerdi bu grupla bağlantım olmazdı. Yargıtay’ın bozma kararı yerinde ve eksiktir. Yasin’e yapmamasını söyledim ve cinayeti ihbar ettim. Ben hiçbir şekilde kaçmadım. Avukatıma laptopumu teslim ettim. İsteseydim yurtdışına çıkardım. Gelip teslim olacaktım. 156’yı aradım. Bir ay sonra teslim olacaktım. 5 yıldır tutuklu olmama rağmen halen tutukluyum. İstenen “Biz Erhan hakkında verilen karara uyuyoruz” diyorsunuz. Tanık koruma programı için ruhsat verildi. Kaçma şüphem yok. Ben cinayeti engellemeye çalıştım. Tutukluluk halimin kaldırılmasını istiyorum.”
Daha önce adları kamuoyunda ‘cemaatçi’ olarak anılan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in ‘cemaatçi olmadıklarını’ söyleyen Erhan Tuncel, Dink cinayetini ihbar ettiğini ancak "Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer çetesinin" cinayeti önlemediğini öne sürdü.
Tuncel, daha önceki ifadelerinde Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün suikasttan sorumlu olduğunu ileri sürmüştü. Bugünkü ifadesinde ise ‘jandarmanın bu işi yapacak kapasitede olmadığını’ dile getirdi.
Erhan Tuncel’in, savunmasında yer alan bazı ifadeleri şöyle:
“Benim cinayetle alakam yok. Beni dublör olarak kullanıyorlar. Ben ihbarımı yaptım. Cinayet engellenebilirdi.”
“Hrant Dink cinayetinin hükümetle ve cemaatle bir ilgisi yoktur. Cinayet Ergenekon üzeri bir şebeke tarafından işlenmiştir. Devlet bu cinayet şebekesine maaş ödemekte, ailelerine sosyal güvenlik imkanı tanımaktadır.”
“Yargıtay'ın örgüt diyerek bozma kararı doğrudur ama eksiktir. Örgüt sadece Yasin ve Ogün'den oluşmamaktadır.”
“Ben tanığım ve tanık koruma programından yararlandırılmam gerekiyor. Sanık olarak burada olmamalıydım.”
TUNCEL: SAVCI TANIK KORUMA PROGRAMINA ALDI
Sanık Erhan Tuncel, 15 sayfalık yazılı savunmasını okudu. Tuncel, geçtiğimiz hafta cinayetle ilgili devam eden soruşturmada savcıya ifade verdiğini ve tanık koruma programına alındığını söyledi.
‘JANDARMA İLE İLGİM YOK’
Dink cinayetinin bir yapı tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Erhan Tuncel, bu yapının kendisini dublör olarak yargılattığını savundu. Jandarmanın cinayetle bir ilgisi bulunmadığını ileri süren Tuncel, Trabzon emniyetindeki görevlileri suçladı. “Karşımızda polis yok cinayet şebekesi var" iddiasında bulunan Tuncel, “Benim yargılanmam ve bu yapıyı kuranların yargılanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.
KAMU GÖREVLİLERİ , HAKLARINDA DEĞERLENDİRME YAPTI
Cinayetin işleneceğine dair gerekli bilgileri verdiğini ve operasyon yapılması gerektiğini söylediğini belirten Erhan Tuncel, dosyada adı geçen bazı kamu görevlilerini sıraladı. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan Trabzon'da bağlantılı olduğunu belirttiği istihbarat görevlilerine kadar isimleri sıralayan Tuncel'in, “Şaibelidir, olaydan bilgisi yoktur, bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti yoktur" şeklinde konuştu. Muammer Güler'in olaydan bilgisi olmadığını belirten Tuncel, “Şu an milletvekilidir. Bir milletvekilinin bu organizasyonu kuracak imkan ve kabiliyeti bulunmamaktadır" dedi.
SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİNE AKYÜREK ENGEL OLDU
Tuncel, Celalettin Cerrah'ın olay öncesiyle ilgili bilgisi olmadığını ileri sürdü. Cerrah'ın gerekli soruşturmayı yürüttüğünü savunan Erhan Tuncel, “Soruşturmayı genişletmek istemiş ancak Ramazan Akyürek tarafından engel olunmuştur" diye konuştu.
Erhan Tuncel, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ı ise “Şaibelidir, görevinden alındı. Bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti yoktur" şeklinde niteledi.
RAMAZAN AKYÜREK'İ SUÇLADI
Adı geçen diğer emniyet personelinin de bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti olmadığını söyleyen Tuncel geriye Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in kaldığını belirtti. Akyürek'in bu yapıyı kuracak imkanı bulunduğunu ileri süren Tuncel, “Bu yapıyı sadece o kurabilir. Kendilerine ulaşılmaması için kayıtları sildirdi. Jandarmayla irtibatlı olduğum yalanını ortaya atıp polisle ilişkimi gizlemeye çalıştı" diye konuştu.
Akyürek'in hükümet ve cemaat ile irtibatlı olduğu iddiasının palavra olduğunu belirten Tuncel, “Bu yapı hükümeti zaafa uğratmıştır" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan için “Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beyefendi" diyen Tuncel, Erdoğan'ın dökülen kanı durdurmak için başlattığı süreçte gerçekleşen Oslo görüşmelerinin de bu yapı tarafından sızdırıldığını ileri sürdü. Söz konusu yapının kendilerini hükümet ve cemaate şirin göstererek yargılanmaktan kurtarmaya çalıştığını söyleyen Tuncel, Başbakan Erdoğan'ın cinayeti çözmede samimi olduğunu, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu hazırlatıldığını söyledi.
Erhan Tuncel savunmasını bu şekilde tamamlamasının ardından tahliyesini ve beraatini istedi.
YASİN HAYAL DE SAVUNMA YAPTI
Tutuklu sanık Yasin Hayal ise savunmasında, “Erhan Tuncel arkadaşımız gözaltına alındığında bu olayı asker yaptı diye bir beyanda bulunmuş. Merhum Hrant Dink'in resimlerini bilgisayardan çıkaran kendisidir. Bunu da kabul ediyor. Öldürülen birinin resimlerini çıkarmak nedir, azmettirmektir. Benim masumiyetim ortaya çıkmıştır. Tahliyemi talep ediyorum. Masum bir insana bu kadar işkence yapılmaz" dedi.
HAYAL SALONDAN ÇIKARILDI
Davada avukatların taleplerinin ardından Yasin Hayal tekrar söz almak isteyince mahkeme başkanı “Daha zamanımız var söz vereceğim biraz bekle" dedi. Bu sırada kendisini cezaevinden getiren komutana bağıran ve küfür eden Hayal salondan çıkarıldı. Jandarmalar tarafından zorla dışarı çıkarılan Hayal “Başkanım bana artislik yapıyorlar" diye bağırdı.
Yasin Hayal salondan çıkarıldıktan sonra tutuksuz sanık olan kardeşi Osman Hayal söz alarak, “Trabzon'dan buraya kadar geldik biz de konuşalım" dedi.
Başkanın söz vermesinin ardından “Ben burada yüzde yüz mağdurum. Erhan Tuncel'in istihbarat elemanı olması meşru mudur? Simitçiden istihbarat elemanı olur mu?" dedi.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA...
Duruşmaya verilen aranın ardından kararlarını açıklayan Mahkeme Heyeti, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Davetiye gönderildiği halde duruşmalara gelmeyen sanık Ahmet İskender hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İskender, yakalanıp Yargıtay bozma ilamına karşı görüşü sorulduktan sonra serbest bırakılacak.
Mahkeme, Jandarma görevlisi Gürhan Düngün'e söylediği "bana artistlik yapma" sözleri nedeniyle Yasin Hayal hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Duruşma 7 Ocak 2014'e ertelendi.
------------------------------------------------------------------------------
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012'de verdiği kararla, 19 sanığın yargılandığı davada tutuklu yargılanan Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmek" suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırarak, tüm sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin kararına itiraz etmişti. Usta'nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in örgüt liderliği ve yöneticiliğini yaptığı sanıkların, Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.
''KARAR 'ÖRGÜT YOK' ANLAMINA GELMEZ''
Kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz ise davanın sanıklarıyla ilgili örgüt yöneticiliği veya üyeliği konusunda yeterli delil bulunamadığından, beraat kararı verdiklerini söylemişti. Eryılmaz, "Verdiğimiz karar, 'örgüt yoktur' anlamına gelmez. Verdiğimiz karardan rahatsız değiliz. Sadece tatmin edici olmadığını belirttim. Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz" açıklamasını yapmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, "sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle bozulmasını istemişti.
Tebliğnamede, "Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla, ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir" ifadesine yer verilmişti.
YARGITAY'IN BOZMA KARARI
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, örgüt yönünden verilen beraat kararını bozmuştu. Daire, sanıkların silahlı terör örgütü değil, suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetmişti.
"Kasten öldürmeye azmettirme” ve Orhan Pamuk'u “tehdit” suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararı ise onanmıştı. Hayal hakkında “Silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma” suçundan beraat kararı ise “suç örgütü kurma ve yönetme” suçundan mahkumiyet gerektiği için bozulmuştu.
Sanıklardan Ersin Yolcu'nun “kasten öldürmeye yardım suçundan” mahkumiyet hükmü onanırken, “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan beraatinin ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyet gerektirdiği için bozulmasına karar verilmişti.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ise “patlayıcı madde imal etme” suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Kasten öldürmeye azmettirme” suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozmuştu. Tuncel hakkında “silahlı terör örgütü yöneticisi olma” suçundan beraat kararı da “suç örgütü üyesi olma” suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Tuncel'in, Trabzon'da 24 Ekim 2004 tarihinde McDonalds'ın bombalanması olayında, “genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama” suçlarından verilen mahkumiyet kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel'in bu eyleminin “6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu oluşturacağına karar vermişti.
Sanıklardan Ahmet İskender hakkındaki “kasten öldürmeye yardım” suçundan verilen mahkumiyet kararı onanırken, İskender'in “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan beraati ise "suç örgütü üyesi olma" suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Salih Hacısalihoğlu'nun “Silahlı terör örgütüne yardım” suçundan beraat kararı onanmıştı. 6136 Sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet kararı, sanığın cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı için, "beraat" kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.
Sanıklardan Zeynel Abidin Yavuz ile Tuncay Uzundal'ın "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan beraatlarına ilişkin kararlar da "suç örgütü üyesi oldukları" gerekçesiyle bozulmuş, sanıklar Yavuz ve Uzundal hakkındaki "kasten öldürmeye yardım" suçundan beraat hükümlerinin de sanıkların Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmeleri sebebiyle mahkumiyetleri gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmişti.
Sanıklardan Mustafa Öztürk'ün de “silahlı terör örgütü üyesi olma”, “kasten öldürmeye yardım” suçlarından beraat kararlarını onayan Yargıtay, sanıklar Halis Egemen ile Yaşar Cihan hakkında da “silahlı terör örgütüne yardım” suçundan kurulan beraat hükümleri de onamıştı.
Sanıklardan Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal hakkında da “kasten öldürmeye yardım” suçundan kurulan beraat hükmü, eksik soruşturma sebebiyle bozulmuştu. Sanıklardan Veysel Toprak, Alper Esirgemez, Osman Alpay, Erbil Susaman, Şenol Akduman, İrfan Özkan ve Numan Şişman'ın “silahlı terör örgütüne yardım yataklık”, “suç işleyeni saklama” suçlarından verilen beraat kararları, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında dava zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmişti.
(03 Aralık 2013, 12:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: