Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 2012'deki 'Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı' sorularının sızdırıldığı iddiasına ilişkin 58'i tutuklu 82 sanığın yargılanmasına devam edildi.
29.03.2017 14:39 Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 2012'deki "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının sızdırıldığı iddiasına ilişkin 58'i tutuklu 82 sanığın yargılanmasına devam edildi.
27.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Duruşma Salonu'nda görülen davanın duruşmasına, "terör örgütü üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 45 yıl 7'şer aya kadar hapis istemiyle yargılanan 58 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Duruşmada, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile Hazine Müsteşarlığının avukatları da "müşteki" olarak yer aldı.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıklardan Murat Enez, terör örgütü üyesi olmadığını, sınavı çalışarak ve hakederek kazandığını söyledi. İddianamede yer alan sınava ilişkin bilirkişi raporlarında çelişkiler bulunduğunu, bu raporlarla sağlıklı bir sonuç alınmasının mümkün olmadığını öne süren Enez, beraat ve tahliye talep etti.
Sanıklardan Nadir Bilgiç de darbenin en aşağılık suçlardan biri olduğunu söyledi ve darbe girişiminde bulunanları lanetledi. Haksız yere cezaevinde tutulduğunu öne süren Bilgiç, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, FETÖ üyesi olmadığını iddia etti. Terör örgütü mensuplarının haberleştiği ByLock programını kullanmadığını anlatan Bilgiç, "ByLock kullanımına ilişkin tespitlerin nasıl yapıldığı belli. Bunun dosyadan çıkarılmasını istiyorum." dedi.
Terör örgütü mensuplarıyla para ilişkisine dair iddianamedeki MASAK raporunda hatalar bulunduğunu öne süren Bilgiç, hiçbir yapının üyesi olmadığını savundu ve beraat istedi.
"Çalışarak kazandım"
Necmettin Boz da savunmasında, sınavı çalışarak kazandığını, buna dair tanıkları bulunduğunu ifade etti. Soruların sızdırılmasıyla ilgili davanın daha önce takipsizlikle sonuçlandığını, dosyanın tekrar açılması için yeni bir delile ihtiyaç duyulduğunu, haklarındaki davanın ise yeni delil olmadan bir tutanakla açıldığını öne süren Boz, mahkemeden davayı düşürmesini talep etti.
Silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasını reddeden Boz, ByLock kullanmadığını belirterek, bu iddianın dosyadan çıkarılmasını istedi. Boz, iddianamede telefon irtibatı bulunduğu öne sürülen sanığın Kahramanmaraş Barosundan meslektaşı olduğunu belirtti ve avukatlar arasında bu tür telefon irtibatının olağan olduğunu söyledi. Kolluk güçlerine kendisinin teslim olduğunu, kaçma şüphesinin bulunmadığını belirten Boz, tahliye talep etti.
Sanıklardan Recep Durgun da suçlamaları kabul etmediğini, daha önce takipsizlikle kapatılan dosyanın yeni delil olmadan açılmasının CMK'ya aykırı olduğunu savundu. Mülakatta elendiğini anlatan Durgun, atanamadığı için hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasında da bulunulamayacağını ifade ederek, beraat istedi.
"Tekzip davalarının önde gelen avukatlarından"
Sanıklardan Selamet Şen hakkındaki iddiaları reddetti. ByLock kullanmadığını öne süren Şen, örgütün yargı imamı Abdülkadir Aksoy ile telefon görüşmesini doğruladı. Aksoy'un, tekzip davalarının önde gelen avukatlarından biri olduğunu savunan Şen, kendisinin de tekzip davaları bulunduğunu, Aksoy ile bu kapsamda görüştüklerini öne sürdü.
Selamet Şen, evinde yapılan aramada bulunan örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitaplar ile diğer yayınların, merdiven altında basılmayıp devlet kurumlarının izniyle çıkarıldığını, bu yayınları edinmesinde suç olmadığını kaydetti.
Sırrı Kesen de terör örgütü üyeliği iddiasının kendisine çok ağır geldiğini, bu suçlamayı kabul etmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Kesen, "Bugüne kadar kimseye kasten zarar vermedim. Devletime ve milletime zarar verdiğim iddia ediliyor. Bu çok zoruma gidiyor." diye konuştu.
Hakkında Konya'da da terör örgütü üyeliği suçundan dava açıldığını belirten Kesen, sınava ilişkin bilirkişi raporlarında çelişkiler bulunduğunu, yorum yoluyla kendilerine suç ihdas edildiğini öne sürerek, beraat istedi.
Serhat Ağır da darbe girişimini kınadığını belirtti ve şehitlere rahmet diledi. Hiçbir örgüte üye olmadığını, kimseden emir ve talimat almadığını dile getiren Ağır, ailesinin Van'ın önde gelen ailelerinden olduğunu, avukatlık yaptığı dönemde AK Parti'den milletvekili aday adaylığını açıkladığını, daha sonra da milli birlik ve kardeşlik projesi için doğu illerinde çalışmalar yürüttüğünü anlattı.
Hakimlik sınavına "devlete borcunu ödemek için" ilan üzerine başvurduğunu ifade eden Ağır, sınavdan 74 puan aldığını, sınavın iptali üzerine dava açtığını ve bu davayı kazandığını aktardı. Hakimlik sınavını kazanıp Kütahya'ya atandığını söyleyen Ağır, burada iş mahkemesinde görevlendirildiğini, maden işçilerine ilişkin çok sayıda davaya baktığını, işçilerin çalışma şartlarını görmek için yerin bin 500 metre altına indiğini ve bu nedenle adının "madenci hakim"e çıktığını belirterek, "Hizmetlerimin karşılığı bu olmamalıydı. Ben ülkeme hizmeti paraya tercih ettim. Artık aklanmak ve şaibesiz şekilde yaşamak istiyorum." dedi.
Serhat Ağır, telefon irtibatı olduğu öne sürülen Nurullah Albayrak ile icra davası yüzünden irtibata geçtiğini, bu kişiyle davalık olduklarını ifade etti.
Mahkeme heyeti, beyanların ardından yarın devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.
28.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü duruşma salonunda görülen davanın duruşmasına 58 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Duruşmada Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Hazine Müsteşarlığının avukatları da "müşteki" olarak yer aldı.
Tutuklu sanıklardan Türk Patent Enstitüsü eski avukatı Tekin Bülbül'e, iddianamede FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in firari avukatı Nurullah Albayrak ile HTS kayıtları olduğu soruldu.
Türk Patent Enstitüsünde kurum avukatı olduğu için görüştüğünü ileri süren Bülbül, "Albayrak ile ya müvekkili Fetullah Gülen'in isim hakları konusunda, ya da Türkçe Olimpiyatları ile ilgili birkaç dava vardı. O yüzden görüşmüş olabilirim." dedi.
Bülbül, FETÖ'nün terör örgütü kabul edilmediğini savunarak, "FETÖ/PDY'nin, terör örgütü olabilmesi için Yargıtay kararı olması gerekiyor ama ortada bir karar yok. Bu yapı, 2000 yılından önce yargılanmış ve beraat etmiş bir yapıdır." ifadesini kullandı.
MASAK raporunda yer alan, FETÖ'nün finans kurumu Bank Asya'ya para yatırması konusunda da Bülbül, "Ev almak için yakınlarımdan borç almıştım. Bu parayı elde tutmamak için Bank Asya'ya yatırdım. Ev almaktan vazgeçtikten sonra parayı sahiplerine iade ettim. 'Terör örgütüne müzahir banka' deniliyor ama ortada kesinleşmiş bir terör örgütü yok." savunmasını yaptı.
Bülbül, FETÖ'nün haberleşme aracı "ByLock" kullanımına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"ByLock kullanıldığı iddiasına yönelik, Anayasa'da haberleşme özgürlüğü olduğunu hatırlatıyorum. Diğer ücretsiz uygulamaları kullanmak serbest iken ByLok kullanmak neden suç? İndirmedim ve kullanmadım ama kullanmak neden suç sayılıyor? İks, iks, iks. MİT, siyasetin düşman ilan ettiği bir grup hakkında delil üretemez mi? İks, iks, iks, iks, iks."
Tutuklu sanıklardan eski Kemalpaşa Hakimi Ahmet Kara, savunmasında ByLock uygulamasını kullanmadığını ileri sürerek, "ByLock yüklemem ve kişilerle görüşmem söz konusu değildir. Eğer uygulamayı kullandığım söyleniyorsa, görüşmelerin içeriği, kimlerle görüştüğümün tespit edilmesini talep ediyorum. Terör örgütü üyeliği konusundaki suçlamaları da kabul etmiyorum." dedi.
Bazı sanıkların, savcılık ifadesinde kendisi hakkında söylediği iddiaların "soyut iftiralar" olduğunu öne süren Kara, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep etti.
"Özel üniversiteler mesleği bitirdi"
Sanıklardan Mehmet Keleş de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Özel üniversitelerdeki hukuk mezunlarının sayısı artınca meslekte bir erozyon oluştu, meslek bitti. Meslek artık adalet aracı değil ticarete dönüşmüştü, bu yüzden sınava girmeye karar verdim." diye konuştu.
FETÖ ile irtibatının olmadığını savunan Keleş, "Beynimi başkalarına kiraya verip, hukuk sınırlarını aşmak, millete kurşun sıkıp, halkın evlatlarının üzerinden tankla geçenlerle adımın bir tutulması zoruma gidiyor." ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Oktay Cemil Bayam da üzerine kayıtlı cep telefonu hattında tespit edilen ByLock uygulamasını kullanmadığını öne sürerek, beraatini istedi.
İddianamede, başka bir soruşturma şüphelisinin dava konusu sınavdan önce, kendisinin de aralarında bulunduğu 4 adayla gittikleri Konya'da "sınav sorusu ve cevaplarının kendilerine gösterildiği" beyanı sorulan Bayam, şüphelinin itiraflarını reddederek böyle bir görüşmenin olmadığını ileri sürdü.
Duruşmada, sanıklardan Hasan Çiçek, Ömer Mutlu Erdoğan ve Yusuf Aydemir de savunma yaptı.
Davanın yarınki duruşması sanık savunmalarıyla devam edecek.
29.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen davanın duruşmasına, 58 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ve yakınları katıldı.
Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Hazine Müsteşarlığının avukatları da “müşteki” olarak duruşma salonunda hazır bulundu.
Davanın yedinci celsesinde 5’i tutuksuz 8 sanık savunma yaptı.
Tutuksuz sanıklardan Adem Kaçar, sınavdan bir gün önce sınav sorularını gördüğünü, bu bilgiyi emniyet ve savcılık ifadelerinde de tekrar ettiğini söyledi.
Konya’daki bir avukatlık bürosunda soruların kendisine gösterildiğini anlatan Kaçar şöyle devam etti:
“Tarsus’ta avukatlık yaparken, hakimlik sınavına imkanlarımla çalıştım. Aynı ilçede avukatlık yapan arkadaşım ve davanın sanıklarından Ahmet Kara, sınav için Ankara’ya birlikte gitmeyi teklif etti. Sınavdan bir gün önce Kara ile Ankara’ya gitmek üzere yola çıktık. Ahmet, ‘Önce Konya’ya uğrayıp birini gördükten sonra Ankara’ya gideceğiz’ dedi. Konya’da adını hatırlayamadığım iş merkezindeki avukatlık bürosuna geldik. Büroda iki kişi vardı. Bunlardan birisi yarınki hakimlik sınav sorularının kendisinde olduğunu, Kur’an-ı Kerim’i getirerek bize yemin ettirdikten sonra bilgisayardan bu soruları gösterdi. Kitapçık şeklinde 140 civarında soru vardı, soruları not etmeme hususunda bizi uyardılar. Sorulara 2-3 saat bilgisayardan bakıp soruların işaretli olan cevaplarını ezberledik.”
Sınavdaki sorularla Konya’da gösterilen soruların aynı olduğunu görünce pişmanlık duyduğunu ileri süren Kaçar, “Pişman olduğum için sınavın iptalinden sonra dava açmadım. İnsani bir zafiyet yaşadığımın farkına vardım. Olayda yanlış yaptığımı anladım. Nefis, insanın başına her şeyi getiriyor, yanlış bir hareketin insanı ne kadar rezil edeceğini yaşadım.” dedi.
FETÖ ile bağlantısının olmadığını savunan Kaçar, “Müslüman olduklarını söyleyen bu insanlara yanaşmamın en büyük nedeni nefsimle baş başa kalıp hata yapma korkumdu. Ama yaşananlardan sonra ‘Müslüman adamlar’ dediğim kişilerin daha büyük hatalar yaptıklarını gördüm.” ifadelerini kullandı.
Hakkındaki adli kontrol şartının kaldırılmasını talep eden Kaçar, beraatını istedi.
Tutuksuz sanıklardan eski Sivaslı Hakimi Elif Mercan Çevik de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Sınavdan önce iki çocuğumu görümceme bırakarak, sınava hazırlandım. Ofisimde sabahlayarak çalıştım. FETÖ ile hiçbir bağlantım yok. Herhangi bir örgüte de üye değilim, beraatımı istiyorum.” dedi.
Tutuksuz sanık Hacer Bardakçı da üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, “FETÖ üyeliğini, diğer suçlamaları ve bilirkişi raporlarını da kabul etmiyorum. Kesin ve genel bir sonuç vermeyen bu raporlar yüzünden mesleğimden oldum. Matematik testinde çözümünü yazdığım, yazmadığım ve attığım sorular oldu ama şu an hatırlamıyorum. Sınava giren diğer adayların mağdur edildiği söyleniyor. Mağduriyet söz konusu olamaz, sınavdan 70 ve üzere puan alan her aday mülakata girmeye hak kazanıyor. Atanmak için sadece sınavdan başarılı olmak yetmiyor, mülakattan da başarılı olmak lazım.” diye savunma yaptı.
FETÖ’nün haberleşme programı ByLock’u kullandığı tespit edilen tutuklu sanık Hafize Okay ise ByLock’un delil olmayacağını savunarak, “Kanlı bir örgütün, cani bir örgütün üyesi olsam neden kendi telefonumdan yazışmalar yapayım? ByLock bence delil değildir. ByLock listesini kim, nasıl hazırladı? MİT tarafından hazırlandığı belirtilen bu raporların delil niteliği yoktur.” iddiasında bulundu.
Daha önce avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavlarına 4 kez girdiğini belirten sanık Hüseyin Akay da bu sınavların hepsinde başarılı olduğunu ancak mülakat aşamasında elendiğini söyledi.
FETÖ’ye muhalif olduğu için elendiğini ileri süren Akay, “Gülen’in İsrail ve CIA maşası olduğuna dair 2010’dan beri sosyal medyada paylaşımlarım var. Bu düşüncelerim bugün de geçerli. Sınavdan sonra sosyal medyada bu işin içinde bir iş olduğunu yazdım. FETÖ ile en küçük bir bağımın olduğu ispatlanırsa bütün suçlamalara razıyım.” ifadelerini kullandı.
Düğününden önce gözaltına alındığını anlatan Akay, hakkında uygulanan adli kontrol şartı sebebiyle balayına gidemediğini, bu nedenle adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını talep etti.
Duruşmada, sanıklardan Ayşe Çıracı ve İsa Çetin de savunma yaptı.
Davanın yarınki duruşması sanık savunmalarıyla devam edecek.
30.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşmaya 58 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Hazine Müsteşarlığının avukatları da "müşteki" olarak duruşma salonunda hazır bulundu.
Davanın sekizinci celsesinde biri tutuklu 5 sanık savunma yaptı.
Tutuklu sanık avukat Mehmet Salih Öztürk, dini cemaatlerin hepsine sempati duyduğunu, aralarında ayrım yapmadığını ve hepsinin sohbetlerine katıldığını söyledi.
Devlet kurumlarında çalışmayı hiç düşünmediğini, sınava kendisini denemek için girdiğini ileri süren Öztürk, "Yoluma kırmızı halı serip, 'Gel, seni Anayasa Mahkemesi Başkanı yapalım.' deseler yine de kabul etmem. Hakkımda 6 soruşturma vardı. Sınava girme şartlarını bile taşımamama rağmen sınava girdim. Mülakatta neden girdiğim sorulduğunda kendimi denemek için girdiğimi belirttim." şeklinde savunma yaptı.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna göre FETÖ'nün finans kurumu Bank Asya'da hesabının bulunduğu hatırlatılması üzerine Öztürk, "Evet, Bank Asya'da hesabım var. İddianamede para yatırıp yatırmadığım değil, 2014'teki hesap hareketlerim yer almış. Avukatlık yaptığım için diğer bankalarda da hesabım var." ifadelerini kullandı.
ByLock'u telefonuna sohbet abisi yüklemiş
Sanık Öztürk, FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandığı iddiasıyla ilgili de şunları kaydetti:
"FETÖ' diye bir örgüt ortada yokken, ben bu örgüte üyelikten yargılanıyorum. Evet, telefonumda ByLock uygulaması var, ne olmuş varsa. Adamlar sevap kazandırmak için uğraşıyordu. Katıldığım sohbetlerde yaptığımız işler hakkında bilgi isteyip bizleri takip ediyorlardı. Sohbetlere davet eden kişi, 17-25'ten sonra sohbetlere gidip gelmeyince, 'Ağabey, en iyisi telefonuna bir mesajlaşma programı indirelim ve oradan haberleşiriz.' dedi. Terör örgütü içerikli bir şey yok. Bu grubun 15 Temmuz'a kadar hiçbir şiddet eylemini görmedim, 15 Temmuz'dan sonra da netleşmemiş şüpheler var. Kesin bir şey söyleyemem."
Duruşmada savunma yapan sanıklardan Tülay Ardıç, Şerife Cevizci Ünsal, Ümit Sargın ve Maviye Keleş de üzerlerine atılı suçlamaları reddederek beraatlerini talep etti.
Davanın yarınki bölümü sanık savunmalarıyla sürecek.
31.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 2012'deki "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının sızdırıldığı iddiasına ilişkin 58'i tutuklu 82 sanık hakkında açılan davanın ikinci haftasında 35 sanık savunma yaptı.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen davanın duruşmasına 58 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmada Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Hazine Müsteşarlığının avukatları da "müşteki" olarak yer aldı.
Davanın dokuzuncu celsesinde ikisi tutuksuz 7 sanık savunma yaptı.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Kılınç, üzerine atılı suçlamaları reddederek, Antalya'da hakim olarak görev yaparken bir davanın keşfine gittiği sırada gözaltına alındığını söyledi.
Davanın diğer sanıklarının hiçbiriyle bağlantısı olmadığını savunan Kılınç, "Benimle birlikte yargılanan herkesi burada gördüm, daha önceden tanımam. Kaçmayı hiç düşünmedim, ben yörüğüm ve devletin asli unsuruyum. Gidecek başka yerim yok. MASAK raporunda belirtilen para hareketi, hakim arkadaşımdan aldığım borçtur ve kendisine de sorabilirsiniz. FETÖ ile herhangi bir bağım yok, olamaz da." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi darbeci general Semih Terzi'yi vurduktan sonra şehit edilen Ömer Halisdemir'in ailesine ziyarette bulunarak taziyelerini ilettiğini belirten Kılınç, suçsuz olduğunu savunarak tahliyesini istedi.
"ByLock yüklü, Allah'ın bildiğini kuldan saklayamam"
Tutuksuz sanıklardan Behzat Murat Sümbüllü de hakkındaki suçlamaları reddederek, "Evimde yapılan aramada bulunan bir ABD doları, yanında başka ülkelere ait paraların da olduğu çocuğumun kolleksiyonu. Hem bir dolar niye suç olsun ki? Bank Asya'da hesabım vardı, resmi denetlemelere tabi bir bankada hesabımın olması da normal." diye konuştu.
FETÖ üyelerinin şifreli haberleşme ağı ByLock uygulamasını kullandığı için tutuklu bulunduğunu savunan sanık Eyüp Çukadar da Nisan 2015'te hakimlikten istifa ederek avukatlık yapmaya başladığını söyledi.
Telefonundaki uygulamayı eski Torul Hakimi Rasim Büyük'ün yüklediğini öne süren Çukadar, "ByLock ile ilgili tespitler nasıl yapılmış bilmiyorum ama Allah'ın bildiğini kuldan saklayamam. Evet, telefonumda yüklüydü, aynı bölgede çalıştığım Hakim Rasim Büyük yükledi. Hiç kullanmadım, raporda da ortaya çıkacaktır. Allah şahit, vatanıma kastedecek ne mesaj yazdım ne de aldım. Varsa bir şey çıkarılsın, en büyük cezayı alayım. FETÖ ile bir bağlantım da çıkarsa üzerime atılı suçlamalarla cezalandırılmaya razıyım." şeklinde savunma yaptı.
Sanıklardan Kemal Angın da iddianamede üzerine atılı suçlamalara ilişkin belgeleri inceledikten sonra savunma yapmak istediğini belirterek mahkemeden süre talep etti.
Mahkeme heyeti, Angın'ın talebini kabul ederek, gelecek hafta uygun bir günde savunma yapmasına karar verdi.
Kaçma şüphesi gerekçesiyle tutuklandığını öne süren sanıklardan eski Yargıtay Tetkik Hakimi Selcan Kafalı da hakkında gözaltı kararı olduğunu öğrendikten sonra İstanbul'dan Ankara'ya gelerek teslim olduğunu ileri sürdü.
Sanık Kafalı, "Kaçma şüphem olsa kendim gelip teslim olmazdım. FETÖ ile bir bağlantım yok, beraatimi talep ediyorum." dedi.
Duruşmada sanıklardan Ahmet Erdemir ve Zeynep Ekici de savunma yaptı.
Davada geçen haftaki duruşmalarla 62 sanığın savunması alındı.
Duruşma, 3 Nisan Pazartesi günü sanık savunmalarıyla sürecek.
İDDİANAME
Davanın iddianamesinde, sınav sorularının ÖSYM Başkanlığının bilgisayar sistemlerinden FETÖ mensupları tarafından sızdırılarak şüphelilere ulaştırıldığı ifade ediliyor.
Şüpheliler "terör örgütü üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ve "terör örgütü faaliyeti kapsamında resmi belgede sahtecilik" suçlarından 45 yıl 7 ay 15'er güne kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın sınavda usulsüzlük yapıldığı ve sorularının servis edildiğine yönelik suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, soruşturma sonucunda takipsizlik kararı vermiş ancak daha sonra dosyayı resen ele alarak soruşturmayı yeniden açmıştı.
FETÖ elebaşının "sızma" emri
İddianamede, FETÖ'nün kuruluşu, ideolojisi ve yapılanmasına ilişkin bilgi verilerek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, örgüt mensuplarına "devletin kılcal damarlarına kadar sızma" emri verdiği anımsatıldı.
Talimat sonrasında örgütün, kitleler halinde, belli plan ve stratejiye göre, kamu kurum ve kuruluşlarında toplu kadrolaşma faaliyeti başlattığı kaydedilen iddianamede, örgütün bunun için her türlü sınav sorusunu önceden ele geçirmeye başladığı belirtildi.
Toplu kadrolaşmayla ilgili FETÖ çatı davası iddianamesindeki şu bölüm nakledildi:
"Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında yapılacak bütün sınavlarda sorulacak sorular, birkaç gün önceden Paralel Yapı imamlarına sızdırılmıştır. Örgütün üst imamları, her dershanede sınav sorularını öğrencilere ulaştırmakla gizli görevlendirilmiş sorumlulara bunları vermiştir. Örgütün her dershanesinde çalınan sınav sorularını ideolojiyi benimseyen öğrencilere ulaştıran özel sorumluları bulunmaktadır. Sınav soruları bu yapı üyelerine önce Kur'an üzerine yemin ettirilip sonra çözdürülerek sınavı kazanmaları sağlanıp kamu kurum ve kuruluşlarında topluca kadrolaşmaya gidilmiştir."
Paralel yapı-18 Ağustos (2016) 'Ankara 2012'deki hakim-savcı sınavı yolsuzluğu 82 sanık' davası
(29 Mart 2017, 14:39), son güncel.: (31 Mart 2017, 12:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: