FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında paraşüt eğitimi için İstanbul'dan Ankara'ya getirilen ve tutuksuz yargılanan 51 Hava Harp Okulu öğrencisi hakkında açılan davaya başlandı.
29.03.2017 14:27 FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında paraşüt eğitimi için İstanbul'dan Ankara'ya getirilen ve tutuksuz yargılanan 51 Hava Harp Okulu öğrencisi hakkında açılan davaya başlandı.
28.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davadaki ilk duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıkların tamamı, taraf avukatları ve sanık aileleri katıldı.
Duruşmada, sanıkların savunmaları dinlenildi. Sanık A.U. 15 Temmuz gecesi Kara Harp Okulunda olduklarını, kendilerini güvenli bir yere götürmek için bulundukları noktaya helikopterler gönderildiğini anlattı. A.U. 50 kişilik tam teçhizatlı askerlerin dışarıda hazır beklediğini gördüğünü kaydederek, kendilerinde teçhizat bulunmadığını, ellerinde sadece valizlerinin olduğunu ifade etti. A.U, "Daha sonra iki adet helikopter geldi. Helikopterlerin halka ateş ettiğini gördüğümüz için tedirgin olduk. Bir arkadaşım telefonunu koğuşta unuttuğunu söyledi ve beraber onu almaya gidip gitmeyeceğimizi sordu. Onunla gitmeyi kabul ettim. Anafartalar taburuna girdiğimiz zaman kalabalık bir ekip silahlanmıştı ve silahlara mermi basıyordu. Onun için Kara Harp Okulu güvensizdi. Arkadaşıma 'yavaş gidelim bizi yanlış anlayabilirler' dedim. Koğuşlar bölgesine geçtik telefonu aldık. Arkadaşlarımızın yanına gitmek için acele ediyorduk. Daha sonra helikopterlerin bulunduğu yere geri döndük. Bazı arkadaşlarımız zorla götürülmüşlerdi. Etrafımızda bir kaç silahlı kişi vardı. Tam teçhizatlı olmalarından dolayı can güvenliğimiz tehlikedeydi. 91 arkadaşımız helikopter ile gitti. Onlar suçlu, biz suçsuz diye bir durum yok. Onlarda suçsuz diye düşünüyorum. Helikopter geri gelseydi biz de gidebilirdik" diye konuştu.
Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini ifade eden A.U., "Ben de ve arkadaşımda ByLock olmadığı tespit edilmiştir. Kara Harp Okulunda bulunan eşyalarımız arandı ve hiçbir suç unsuru bulunmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum, hiçbir terör örgütüne üye değilim" dedi.
Sanık A.T.İ., Kara Harp Okulunun kendileri için güvenli olmadığını, bazı askerlerin mermi bastığını gördüğünü söyledi. A.T.İ, "Oraya gelen helikopter başka bir ülkenin helikopteri değildi. Üzerinde Türk bayrağı vardı ama ben o helikopterde korktum. Helikopter gelince ağaçların arasına saklandık. Darbe girişimini biliyorduk. Ama darbeci mi, değil mi, bizi güvenli yere mi götürecek bilemedik. Ne giden arkadaşların ne de bizim suçumuz yok. Bizi zorla sıraya geçirdiler. Helikopter gelseydi hepimizi götüreceklerdi. Giden arkadaşlardan birini aradım. 'Biz indik sizin gelmenizi bekliyoruz' dediler. Bizi azarlayan yarbayın yanında bir de albay vardı. Onun törenlerde savaş beden eğitimi komutanı albay olduğunu biliyorum. İsim olarak bilmiyorum. Bizimle alakası yoktu önümüzden geçip gitti" ifadelerini kullandı.
6 ay hapis yattığını daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını anlatan A.T.İ, "Bütün bu olanlara rağmen ben devletime küskün değilim. Devlet bizim, bayrak bizim, vatan bizim. Subay olarak hayallerim vardı, belki de şehit olacaktım. Şimdi mühendislik fakültesine yerleştim, mühendis olarak da devletime hizmet vermeye devam edeceğim" şeklinde konuştu.
Duruşmada, Kara Harp Okuluna eğitim için gelen 142 Hava Harp Okulu öğrencisinden bu davada yargılanan 51'inin savunmalarının alınmasına devam edildi.
Ortak bir hesaba para yatırarak, terör örgütüne finans sağlamakla suçlanan öğrenciler, yapılacak faaliyetler ve etkinlikler için açılan "FİLO kasası" denilen hesapta biriken paraların okulun 30-40 yıllık genel uygulaması olduğunu, tüm öğrencilerin elden veya EFT ile bu hesaba para yatırdıklarını belirtti. Öğrenciler biriken paralarla yüzük, eşofman gibi ihtiyaçlarını aldıklarını, düzenledikleri etkinliklerde bu paraları kullandıklarını aktardı.
Terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmeyen öğrenciler, 6 sortide helikopterle götürülen diğer 91 öğrencinin de helikopterlere binmek istemediğini belirterek, silah zoruyla götürüldükleri ifadesini verdi.
Kara Harp Okulunda sabaha kadar beklediklerini, helikopter tekrar gelmediği için diğer arkadaşları gibi Etimesgut'a götürülmediklerini ifade eden öğrenciler, darbe teşebbüsünden 12 gün sonra tanık sıfatıyla ifade vereceklerini zannederken tutuklandıklarını, 6 ay cezaevinde kaldıklarını anlattı.
Sanıklardan Mahmut Tosun, hiç beklemedikleri bir şekilde gözaltına alınıp eğitim öğretim haklarından mahrum kaldıklarını söyledi.
Veysi Aslancı, gece saat 02.00-03.00 arasında helikopterle güvenli bölgeye götürülecekleri söylenerek alanda toplandıklarını, helikoptere binmek istemediklerini, gelen helikopterden inen tanımadıkları bir yarbay tarafından hakarete uğradıklarını, silah zoruyla helikopterlere bindirilmek istendiklerini anlattı. Aslancı, "Giden arkadaşlar da zorla götürüldüler. Biz de kime güveneceğimizi bilmediğimiz için geri çekildik. 12 gün Kara Harp Okulunda kaldık. Sonra tutuklandık. 6 ay cezaevinde kaldım. İçerideyken 3 ay sonra babam vefat etti. Cenazesine dahi gidemedim. Çok zor süreçler yaşadık. Babamın öldüğünü çıktıktan sonra öğrendim" diye konuştu.
Sanıklardan Muhammed Halit Kutsan da terör örgütü üyeliğini kabul etmediğini belirterek, "Hava Harp Okuluna birçok sınavdan, elemeden geçerek girdik, darbeci, örgüt mensubu olmamız mümkün değil" dedi. Bu sözler üzerine Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Ademoğlu, "Senin gibi belli aşamalardaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları bu darbeyi yapmaya çalıştı. TBMM'yi, Türk milletini başka bir ülkenin askerleri bombalamadı. Tüm incelemelere rağmen birileri demek ki bu işi yapabiliyor değil mi?" ifadelerini kullandı.
Olay gecesi yaşananları anlatan Ali Ulutaş da haksız yere 6 ay cezaevinde yattıklarını, okullarının, eğitim süreçlerinin aksadığını, ailelerinin perişan olduğunu savunarak, "Bütün bu yaşananlara rağmen devletime küskün değilim. Vatan bizim vatanımız, devlet bizim devletimiz. Subay olarak hayallerim vardı, belki şehit olacaktım, şimdi mühendis olacağım. Mühendis olarak da devletime hizmet vermeye devam edeceğim" dedi.
Ömer Faruk Susman, diğer 91 arkadaşının helikopterlere zorla bindirildiklerini, helikopter gelseydi kendilerinin de binmek zorunda kalacağını ifade ederek, başlarındaki eski Yüzbaşı Kenan Baştuğ'a kalben inandığını, onun da darbeden haberi olmadığı kanısına vardığını savundu.
Mehmet Beşir Acar da başlarındaki komutan Kenan Baştuğ'un, olayların başlamasının ardından öğrencileri koridora toplayarak, "Ne olduğunu bilmiyorum, kimseye ulaşamıyorum. Olaylara karışmayacağız, biz misafiriz, koğuşlardan çıkmayın" dediğini aktardı.
Avukatlardan Başkan Ademoğlu'na teşekkür
Sanıkların avukatları da hiçbir delil bulunmamasına rağmen müvekkillerinin süreçte tahliye edilmediğini, en son gelen görüntü kayıtlarında her şey ortada olmasına rağmen sulh ceza hakimlikleri tarafından sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verilmediğini savundu. Mahkeme Başkanı Ademoğlu'na tahliye kararından dolayı teşekkür eden avukatlar, müvekkillerinin beraatını istedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi kapsamında haklarında dava açılan 51 Hava Harp Okulu öğrencisinin yargılandığı davanın bugünkü celsesi tamamlandı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıkların savunmaları dinlendi.
Sanıklardan Oğuzhan Doğançay paraşüt eğitimi için 11 Temmuz'da Ankara'ya geldiklerini ve Kara Harp Okulunda kaldıklarını söyledi.
15 Temmuz akşamı uçak sesleri duyduklarını, internet haber sitelerinden Boğaz Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını öğrendiklerini, ancak darbe girişiminden haberdar olmadıklarını anlatan Doğançay, komutanları Yüzbaşı Kenan Baştuğ'un gece yarısı gazinoda toplanmalarını istediğini, burada bulunan televizyondan darbe bildirisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasını dinlediklerini, darbe girişimini de bu şekilde öğrendiklerini belirtti.
Gece güvenli bir yere nakledilecekleri belirtilerek Kara Harp Okulu içtima alanında toplanmalarının istendiğini anlatan Doğançay, saat 03.00 sularında 2 helikopterin geldiğini, ancak nereye götürüleceklerini bilmedikleri için bu helikopterlere binmek istemediklerini, tam teçhizatlı karacı bir yarbayın kendilerini tehdit ettiğini, Yüzbaşı Kenan Baştuğ'un alay komutanıyla görüşmesinin ardından gruplar halinde helikoptere binmeye başladıklarını, helikopterlerin 3 sortide 6 sefer yaparak 91 kişiyi Etimesgut'a naklettiğini, 51 kişinin ise içtima alanında kaldığını bildirdi.
Sabaha kadar alanda beklediklerini ifade eden Doğançay, 08.00 sularında koğuşlarına döndüklerini, 12 gün Kara Harp Okulunda kaldıktan sonra gözaltına alındıklarını ve mahkemece tutuklandıklarını anlattı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden ve terör örgütü üyesi olmadığını ifade eden Doğançay, beraat talep etti.
Sanık Yusuf Dönmez, nereye götürülecekleri konusunda bilgi verilmediği için helikoptere binmek istemediklerini belirterek, "Komutanımız da binmemizi istemedi. Bu bize güven verdi. Tam teçhizatlı karacı bir yarbay bizi tehdit etti. Yüzbaşı Baştuğ'un alay komutanıyla görüşmesinin ardından helikopterlere bindik" dedi.
İddianamede çelişki olduğunu öne süren Dönmez, "Bir yerde Kara Havacılık Okulunun güvenli olduğu belirtiliyor ve tahliyemiz anlamsız bulunuyor. Başka bir yerde ise okulun darbeciler tarafından ele geçirildiği ve üs olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Darbecilerin ele geçirdiği bir yer nasıl güvenli olabilir?" diye konuştu.
"Okul darbecilerin elindeydi"
Sanıklardan Mehmet Öztürk, hakkındaki iddiaları reddetti ve paraşüt eğitiminin Genelkurmay Başkanlığının bilgisi dahilinde çok önceden planlandığını söyledi. Eğitimin özellikle 15 Temmuz'a denk getirildiği iddiasını da yalanlayan Öztürk, kendilerinden sonra başka bir grubun daha aynı eğitim için Kara Harp Okuluna gelmesinin planlandığını anlattı.
Mehmet Özden de darbe teşebbüsünü Yüzbaşı Kenan Baştuğ ile televizyondan öğrendiklerini ve şok olduklarını söyledi. Sanıklardan Mehmet Emin ise herhangi bir olaya karışmadıklarını, darp ve cebirde bulunmadıklarını belirterek beraat talep etti.
Terör örgütü üyeliği iddiasını reddeden Nihat Kara da öğrenciler, iddianamede öne sürülenin aksine, "F kasa"nın okulda yapılacak faaliyet ve etkinlikler için açılan ortak hesabın adı olduğunu, "Filo kasası" anlamına geldiğini, komutanların bilgisi dahilinde açılan bu hesaba tüm öğrencilerin elden veya EFT ile para yatırdıklarını belirtti.
Darbe girişim sırasında şehit olanları saygı ve şükranla andığını belirten sanıklardan Halit Demir, "Olağan dışı bir durum olduğunu jetlerden anladık. İnternetten araştırdık. Gazinodaki televizyondan net şekilde darbeyi anladık. Her taraftan çatışma ve silah sesleri geliyordu. Ankara mahşer yeriydi ve biz o mahşerin ortasındaydık. 91 arkadaşımız helikopterle götürüldü, biz kaldık. Okulun yönetimi darbecilerin elindeydi. Böyle bir yerin güvenli olması söz konusu değil" diye konuştu.
Sanık avukatları da müvekkillerinin beraatlerini ve duruşmadan vareste tutulmalarını ve haklarındaki adli kontrolün kaldırılmasını istedi. Sanıklardan Yusuf Çiçek'in avukatı, müdafilikten çekilme talebinde bulundu.
Beyan ve talepleri dinleyen mahkeme, Yusuf Çiçek'e başka bir avukat tayini için Ankara Barosuna müzekkere yazılmasına hükmetti ve duruşmayı yarın devam edilmek üzere tamamladı.
29.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi kapsamında haklarında dava açılan 51 Hava Harp Okulu öğrencisinin yargılandığı davada, tutuksuz yargılanan 51 sanığın savunması tamamlandı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmada, paraşüt eğitimi için İstanbul'dan Ankara'ya gelen ve tutuksuz yargılanan 51 eski Hava Harp Okulu öğrencisi hazır bulundu.
İki gündür süren duruşmalarda savunma yapan öğrenciler, daha önce planlanan paraşüt atlayış eğitimi kapsamında uçakla İstanbul'dan Ankara'ya getirildiklerini, darbe teşebbüsüne katılmadıklarını belirterek, haklarındaki terör örgütü üyeliği suçlamasını reddetti.
Faaliyetler ve etkinlikler için açılan "FİLO kasası" denilen hesapta biriken paraların okulun 30-40 yıllık genel uygulaması olduğunu, tüm öğrencilerin elden veya EFT ile bu hesaba para yatırdığını ifade eden öğrenciler, üniversite öğrencisi olmaları nedeniyle duruşmalardan vareste tutulmalarını ve beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Öğrencilerden Furkan Sürücü, haklarındaki tüm iddiaları reddederek, "Üniformalarımız alınmış olabilir. Ben ve arkadaşlarım Türkiye'nin en önemli üniversitelerine girdik. Ben Boğaziçi Üniversitesi'ni kazandım. Diğer arkadaşlarım, ODTÜ ve İTÜ gibi üniversitelere girdiler. Biz gerekirse takım elbisemizi giyer yine milletimize hizmet ederiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de zamanında rütbelerini söküp, devlete, millete hizmet etmiştir. Arkadaşlarım ve benim milletimize her zaman hizmet edeceğimize yüce Türk adaleti önünde söz veriyorum." diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi'nin İngilizce yeterlilik sınavına cezaevinde olması nedeniyle giremediğini, Haziran ayında yurt dışında eğitime gideceğini belirten Sürücü, bu nedenle yurt dışı yasağının kaldırılmasını istedi.
Sanık Rafet Örendemir de "Suçumuz yok ama eğer suçumuz varsa o da Hava Harp Okuluna girmiş olmamızdır. Ailemizden, sevdiklerimizden feragat edip o şanlı yuvada askeri eğitim aldık. Askerlik bir yaşam tarzı idi. Bunun bilincinde olan, vatanını, milletini, devletini seven, canını feda etmeyi göze almış vatansever Harbiyelileriz. Vatanımızı sevdiğimiz için çektiğimiz eziyetleri bizden başka kimse bilemez. Vatan haini değiliz. Hain damgası yemeyi de hak etmedik." dedi.
Başbakanlığın katılma talebi kabul edildi
Duruşmada, sanık avukatları da öğrencilerin duruşmadan vareste tutulmasını, yurt dışı yasaklarının kaldırılmasını talep etti. Avukatlar, öğrencilerin komutanları tutuklu Kenan Baştuğ ile Hüseyin Ergezen'in tanık olarak dinlenmesini istedi.
Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığı adına Avukat Akif Özkan, davaya katıma talebinde bulundu.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Ademoğlu, istemlerle ilgili karar vermek üzere duruşmaya ara verdi.
Ara kararları açıklayan Başkan Ademoğlu, paraşüt eğitimi için Ankara'daki Kara Harp Okulu Komutanlığında bulunan ve olay günü helikopterle Etimesgut 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığına nakledilen diğer 91 öğrenci ve nakilleri konusunda emir veren komutanları Kenan Baştuğ ve Hüseyin Ergezen'in yargılandığı dava ile bu davanın birleştirilmesi konusunu daha sonra karara bağlayacaklarını, Baştuğ ve Ergezen'in tanık olarak dinlenmesi talebini de bu karardan sonra görüşeceklerini söyledi.
Öğrencilerin götürülmek istendiği Etimesgut 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığında darbe teşebbüsü olup olmadığı, varsa buna ilişkin soruşturma bulunup bulunmadığı konusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verdiklerini belirten Ademoğlu, Başbakanlığın katılma talebini kabul ettiklerini kaydetti.
Ademoğlu, öğrencilerin duruşmadan vareste tutulması ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması taleplerini reddettiklerini belirterek, sınav tarihlerini bildiren öğrencilerin duruşmaya katılmama konusundaki mazeretlerini kabul edebileceklerini açıkladı.
Duruşma, 18 Temmuz'a bırakıldı.
CEP TELEFONUYLA KAYDETTİKLERİ GÖRÜNTÜ VE FOTOĞRAFLAR DOSYAYA GİRDİ
Öte yandan öğrencilerden bazıları o gece yaşadıkları anları cep telefonlarıyla kaydetti. Bu görüntü ve fotoğraflar dosyaya girdi. Çok net olmayan görüntülerde, Ankara'da bomba atan uçakların sesleri ve öğrencilerin kendi aralarındaki konuşmaları yansıyor. Bu konuşmalarda öğrencilerin olanlar karşısında yorum yaptıkları ve korku içinde bekledikleri anlaşılıyor. Fotoğrafta ise korktukları için koğuşlara giremeyen öğrencilerin koridorda bekledikleri görülüyor.
İDDİANAME
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında paraşüt eğitimi için Ankara'daki Kara Harp Okulu Komutanlığında bulunan ve olay günü 91'i helikopterle Etimesgut 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığına nakledilen 142 Hava Harp Okulu öğrencisiyle bu öğrencilerin nakilleri konusunda emir veren komutanları Kenan Baştuğ ve Hüseyin Ergezen için "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve " Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açmıştı.
Sanıklardan bir bölümü savcılığın talebiyle sulh ceza mahkemesi, bir bölümü de iddianameyi kabul eden Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakılmış, böylece davada 2 komutan dışında tutuklu sanık kalmamıştı.
Öğrencilerin geri kalanı ile 2 komutan, 9 Mayıs'ta hakim karşısına çıkacak.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-01 Ocak (2017) 'Ankara Hava Harp Okulu Darbe Yapılanması 51 sanık' davası
(29 Mart 2017, 14:27), son güncel.: (30 Mart 2017, 14:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: