FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik soruşturmalarına ilişkin İstanbul'daki 7. iddianame tamamlandı. Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nü işgal girişimiyle ilgili 18'si rütbeli 58 şüpheli hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. Askerle mücadele eden vatandaşlardan Ümit Yolcu'nun şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı işgal girişimine ilişkin hazırlanan iddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
22.01.2017 11:22 TSK'ya sızmış FETÖ'cülerin 15 Temmuz darbe girişimine yönelik soruşturmalarına ilişkin İstanbul'daki 7. iddianame tamamlandı.
19 Ocak'taki gelişmeye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtildi.
İLK İŞGAL GİRİŞİMİNDE BULUNULAN POLİS YERLEŞKESİ
Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün barındırdığı yaklaşık 5 bin polis memuru, envanterinde kayıtlı TOMA (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı), panzer ve shortland gibi zırhlı araçları, silah ve mühimmat kaynaklarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün en güçlü birimlerinden biri olduğu belirtilen iddianamede, "Darbeci askerler tarafından kendilerine karşı oluşabilecek en önemli tehdit polis mukavemeti olarak düşünülmüş olmalı ki İstanbul Emniyet Teşkilatı'nın 3 ana yerleşkesinden biri olan ve personel olarak yoğun bir yerleşke olması açısından ilk işgal girişiminde bulunulan yerleşke, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesi olmuştur" denildi.
"DARBECİLERİN İSTANBUL'DAKİ EN ETKİN BİRLİĞİ..."
Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nde meydana gelen olaylar 66.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda görev yapan subay, astsubay ve erler tarafından gerçekleştirildiği ifade edildi. İddianamede, 66.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nın tank ve zırhlı araçları barındırması nedeniyle darbe girişimi kapsamında İstanbul, Avrupa yakasında FETÖ mensuplarınca en etkin olarak kullanılan birliklerden biri olduğu kaydedildi.
"HAYIRLI OLSUN İHTİLAL OLDU"
İddianamede, yapılan tüm hazırlıkların şüpheli Yusuf Sari koordinesiyle gerçekleştirildiği belirtildi. Şüpheli Üsteğmen Kurtuluş Kara komutasında 2 tank, zırhlı muharebe araçları ile şüpheli erlerle birlikte ile Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesi'ne intikal etti. Kışladan 21.30'da çıkış yapan şüpheliler saat 22.20 itibariyle yerleşkeye vardılar. Yerleşkeye ilk varan şüphelilerden Kurmay Yarbay Kadir Yıldız beraberindeki uzman çavuşlarla B kapısına gelerek nöbet tutan tanık polis memurlarına hitaben "Hayırlı olsun ihtilal oldu. Hulusi Akar'ı da aldık. Cumhurbaşkanı tutuklandı, hükümet düştü. Herkes silahlarını bıraksın teslim olsun. Dışarı çıkmak isteyen silahlarını teslim edip çıkabilir" şeklinde söylemlerde bulundu. Nöbetçi Amir mağdur Selma Gençkaya'ya da aynı sözleri tekrar eden şüpheli Kadir Yıldız, tüm silahları personelle birlikte teslim etmelerini söyledi.
"POLİSE TESLİM OL ÇAĞRISI YAPTI"
C Kapısını tutan şüphelilerden Kurmay Albay şüpheli Yusuf Sari ise buradaki polislere, "Polisle çok sırt sırta çatıştık. Bizim sizinle bir derdimiz yok. Biz bu ülkedeki haksızlıklara ve hukuksuzluğu karşı Yurtta Sulh Cihanda Sulh ekibi olarak dur demeye geldik" diyerek kendi taraflarına geçmeleri çağrısında bulundu. Sari, "Binayı boşaltın silahlarınızı bırakın teslim olun. Eğer ki amiriniz beş dakika içinde buraya gelmezse tankı ateşleyeceğim" dedi.
"POLİS TESLİM OLMADI"
Yusuf Sari'nin, mağdur Selma Gençkaya ve Çevik Kuvvet Şube Müdürü mağdur Kayhan Şahan'a darbe yapıldığını, teslim olmasını, iş birliği yapmadığı taktirde zor kullanacaklarını ve çok kan döküleceğini söyledi. Mağdur Kayhan Şahan, şüpheli Yusuf Sari'ya yerleşkeyi teslim etmeyeceğini, askeri içeri sokmama ve yerleşkeyi teslim etmeme konusunda kesin talimat aldığını, yerleşkeye girmek istedikleri taktirde çatışacaklarını, ilk silah patladığında o anda orada bulunan herkesin öleceğini, o gecenin sabahını kimsenin göremeyeceğini belirterek gözdağı vermek amacıyla gerçek sayı o kadar olmadığı halde iceride 2 bin personelin bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine Yusuf Sari da bekleyeceklerini, ilk ateş eden personelin kendileri olmayacağını, polislerin de çok heyacanlı olduğunu ve sakin olmaları gerektiğini söyledi.
"HAVAYA ATEŞ EDİLİNCE VATANDAŞLAR ZIRHLI ARACA ÇIKTI"
Saat 00.31'den itibaren vatandaşların kalabalık bir şekilde yerleşkeye gelerek askerlere kışlaya dönmelerini söyleyerek ikna etmeye çalışırken şüpheli Kadir Yıldız megafonla, "Sıkıyönetim ilan edildi evinize gidin" dedi. Vatandaşların tepkisi artınca Kadir Yıldız'ın havaya ateş açmanın serbest olduğunu söylemesi üzerine 4-5 el ateş edildiği, vatandaşların zırhlı aracın üzerine çıkarak Kadir Yıldız'ın kullandığı tüfeği almak istedikleri sırada yaşanan boğuşma sırasında Kadir Yıldız'ın piyade tüfeğiyle ateş ederek Ümit Yolcu'nun ölümüne, müşteki Ahmet Daylan'ın başından yaralanmasına, müşteki Mehmet Yazıcı'nın da omzundan yaralanmasına neden oldu. Kadir Yıldız'ın rastgele ateş etmesi sonucu diğer müştekilerin de yaralandığı anlatıldı. Şüpheli Kadir Yıldız'ın yanında bulunan şüpheli er Telat Yasin Özen'e "Gerekirse şehadet şerbetini burada içeceğiz. Teslim olmak yok" dedi. Ancak Yıldız'ın vatandaşların yardımıyla emniyet güçlerince gözaltına alındı. Üsteğmen Kurtuluş Kara'nın da erlere tankın namlusunu doldurma emrini verdi, ancak bu emir yerine getirilmedi. Şüpheli astsubay Mehmet Ali Çelikkaya da vatandaşların gelmesi üzerine şüpheli erlere "Korkmayın bordo bereliler gelip sizi kurtaracak" dedi.
"VATANDAŞLARIN MÜCADELESİYLE TESLİM OLDULAR"
Şüpheli askerler, vatandaşların fedakarca mücadelesi sonucunda saat 01.00'da teslim oldu. İddianamede, şüpheli Kurtuluş Kara'nın da gözaltı işlemleri sırasında kendisini bulunduğu tanka kilitlediği, vatandaşların tankı sallaması üzerine dışarı çıktığı, tankın üzerine çıkarak "Ben sizin komutanınızım bana itaat etmek zorundasınız" dediği de anlatıldı.
DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 18'i tutuklu 58 şüpheli hakkındaki iddianamenin detayları belli oldu.
FETÖ/PDY'nin kuruluşunu kolaylaştıran koşullara, yapılanmasına ve örgütlenmesine ilişkin detayların yer aldığı iddianamede, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesinde 15 Temmuz 2016'da FETÖ Silahlı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimine ilişkin eylemlerin, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında görev yapan subay, astsubay ve erler tarafından yapıldığı belirtildi.
Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün, yaklaşık 5 bin polis memuru, envanterinde kayıtlı TOMA, panzer ve Shortland gibi zırhlı araçları, silah ve mühimmat kaynakları olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünün en güçlü birimlerinden biri olduğu vurgulanan iddianamede, "Darbeci askerler tarafından kendilerine karşı oluşabilecek en önemli tehdit 'polis mukavemeti' olarak düşünülmüş olmalı ki İstanbul Emniyet Teşkilatının üç ana yerleşkesinden biri olan ve personel olarak yoğun olması açısından ilk işgal girişiminde bulunulan yerleşke Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesi olmuştur." ifadelerine yer verildi.
"BAYRAMPAŞA'DAN BİR POLİS BİLE ÇIKMAYACAK"
İddianamede, FETÖ Silahlı Terör Örgütü üyelerince oluşturulan "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubunda, grubu oluşturan Binbaşı Murat Çelebioğlu'nun, darbe gecesi saat 22.28.50'de "kadir yb.im Bayrampaşa hallolunca haber verin, Ankara'dan haber bekliyorlar", saat 22.57.33'te "Bayrampaşa'dan bir tane bile polis çıkmayacak" şeklinde mesajlar gönderildiği anlatılarak, darbe girişiminin talimatlarını Ankara'dan gelerek ileten ve İstanbul ayağındaki planlamalar için görevlendirmeler yapan Kurmay Albay Muzaffer Düzenli'nin aynı grupta, 15 Temmuz saat 22.58.35'te "Bayrampaşa'dan kesinlikle polis çıkmayacak" şeklinde mesaj gönderdiği kaydedildi.
Darbe girişiminde bulunan FETÖ üyelerinin, polisi kendilerine karşı en büyük güç olarak gördükleri için aynı zamanlarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesini de işgal kapsamına almış olmaları nedeniyle Bayrampaşa Çevik Kuvvet'ten polislerin çıkmasını engelleyerek İstanbul genelinde polislerce kendilerine karşı gösterilecek mukavemetin önüne geçmeye çalıştıklarına yer verilen iddianamede, bu kapsamda "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubunda saat 22.56.56'da "Bayrampaşa'dan polis göndermek istiyorlarmış, tıkayın" şeklindeki mesajın da bu kanıyı doğrular nitelikte olduğuna işaret edildi.
"HAYIRLI OLSUN İHTİLAL OLDU, HULUSİ AKAR'I DA ALDIK"
İddianamede, kışladan saat 21.30'da çıkış yapan şüphelilerin, saat 22.20 itibarıyla Bayrampaşa Çevik Kuvvet Yerleşkesine vardığı belirtilerek, şüphelilerden Kurmay Yarbay Kadir Yıldız'ın Çevik Kuvvet B kapısı önünde nöbet tutan tanık polis memurları Samet Durnabaş ile Oktay Çolak'a hitaben "Hayırlı olsun ihtilal oldu, Hulusi Akar'ı da aldık, Cumhurbaşkanı tutuklandı. Hükümet düştü. Herkes silahlarını bıraksın, teslim olsun. Dışarı çıkmak isteyen silahlarını teslim edip çıkabilir." dediği kaydedildi.
Şüphelilerden Yusuf Sarı ve Kadir Yıldız'ın, Çevik Kuvvet Yerleşkesinde verdikleri emirler sonucunda diğer şüphelilerce Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Yerleşkesinin girişleri kuşatıldıktan sonra, saat 00.22'de birkaç vatandaşın gelerek şüphelilerle tartışmaya başladığı anlatıldı.
Vatandaşların saat 00.31'den itibaren kalabalık şekilde Çevik Kuvvet Yerleşkesine geldiğine vurgu yapılan iddianamede, şöyle devam edildi:
"Darbe girişimini engellemeye gelen vatandaşlarımız, şüphelilere kışlaya dönmelerini söyleyerek ikna etmeye çalışmışlardır. Vatandaşlarımızın yoğun bir şekilde zırhlı araçların yanına gelmesi üzerine şüpheli Üsteğmen Burak Koç, Kurmay Yarbay Kadir Yıldız'ı arayarak vatandaşların geldiğini, çok kalabalık olduğunu söyleyerek gelmesini istemiştir. Kadir Yıldız da bahse konu yere geldiğinde ZMA aracının üzerine çıkarak megafonla vatandaşlarımıza hitaben 'Vatandaşlarımız, sıkıyönetim ilan edildi, evinize gidin' şeklinde söylemde bulunmuştur. Bu söylem üzerine vatandaşlarımız tepkilerini artırınca Kadir Yıldız, şüpheli askerlere havaya ateş açmanın serbest olduğunu söylemiştir. Kadir Yıldız, bu sırada şüpheli er Telat Yasin Özen'in piyade tüfeğini alarak havaya 4-5 el ateş etmiştir. Bu sırada vatandaşlarımız zırhlı aracın üzerine çıkarak Kadir Yıldız'ın kullandığı tüfeği almak istedikleri sırada yaşanan boğuşma sırasında Kadir Yıldız piyade tüfeği ile ateş ederek maktul Ümit Yolcu'nun ölümüne, müşteki Ahmet Daylan'ın başından yaralanmasına, müşteki Mehmet Yazıcı'nın da omzundan yaralanmasına neden olmuştur."
Vatandaşlarca piyade tüfeği alındıktan sonra Kadir Yıldız'ın tabancasını çıkartarak rastgele ateş açmaya başladığı belirtilen iddianamede, bu atışlar sonucunda müştekiler Kahraman Bat, Mehmet Ayar ve Salih Ersin'in yaralandığı anlatıldı.
GEREKİRSE ŞEHADET ŞERBETİNİ BURADA İÇECEĞİZ"
İddianamede, bazı müştekileri de dipçikle ve tanktan atarak yaralayan Kadir Yıldız'ın, yanında bulunan şüpheli er Telat Yasin Özen'e, "Gerekirse şehadet şerbetini burada içeceğiz, teslim olmak yok" dediği aktarıldı.
Kadir Yıldız'ın, vatandaşların yardımıyla emniyet güçlerince gözaltına alınmak istendiği sırada direnmeye devam ettiği vurgulanan iddianamede, "Kadir Yıldız, vatandaşlarımızın fedakarca mücadelesi ve emniyet güçlerimizin kararlılığı sonucunda polislerce teslim alınmıştır. Şüpheli Üsteğmen Kurtuluş Kara, vatandaşlarımızın kalabalık bir grup olarak olay yerine gelmesi üzerine şüpheli Uzman Çavuş Burak Şengül'e halkın tanka çıkmasını engellemesini emretmiş, kendisi de piyade tüfeğinin dipçiği ile halkı engellemeye çalışmıştır. Ayrıca şüpheli er Emre Kahraman'a tankın namlusunu doldurma emrini vermiş ancak bu emir yerine getirilmemiştir." denildi.
"ATEŞ ETMEYEN ERLERE SİLAH DOĞRULTTU"
İddianamede, Çevik Kuvvetin diğer bir noktasında şüpheli Kurmay Albay Yusuf Sarı ile yer alan şüpheli Astsubay Mehmet Ali Çelikkaya'nın, vatandaşların gelmesi üzerine şüpheli erlere "Korkmayın bordo bereliler gelip sizi kurtaracak, üçerli gruplar halinde toplan, halkın üzerine doğru uygun adım marş" şeklinde emir verdiği ifade edilerek, şunlar anlatıldı:
"Şüpheli Mehmet Ali Çelikkaya ayrıca şüpheli er İsmail Akkılıç'ın ifadesinde de belirtildiği üzere, atışın serbest olduğunu söylemiş ve şüpheli erlerin ateş etmemesi üzerine şüpheli erlere silah doğrultmuştur. Şüpheli Yusuf Sarı gözaltına alındığı sırada Çevik Kuvvet'te komiser olan müşteki Emre Tafan'a hitaben 'Bizi bırakın sabaha çok şey değişecek, hepinizle hesaplaşacağız, bu iş burada bitmedi, sabaha karşı göreceksiniz, telefonumu bana verin, ben sizin komutanınızım, artık bana tabisiniz, daha fazla kan dökülmesin, darbe yaptık size, duymuyor musunuz beni' şeklinde söylemde bulunmuştur."
İddianamede, söz konusu askerlerin zor durumda kalmaları üzerine kışladan çıkış yapan destek ekibinin, yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra vatandaşların darbe girişimini engellemek için yolları kapatmış olması nedeniyle kışlaya dönüş yapmak zorunda kaldığı belirtildi.
"SİLAHLARIN KAYBOLDUĞU SENARYOSU"
Şüpheli Kurmay Albay Yusuf Sarı'nın, tugay komutan yardımcısı olarak görev yaptığı 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen darbe toplantısına katıldığı, bu toplantıda alınan kararlar doğrultusunda Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in emri doğrultusunda, buradaki birliklerin, Atatürk Havalimanı, Bayrampaşa Çevik Kuvvet, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesini işgal edecek şekilde hazırlandığı kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Sarı'nın darbe girişimi günü, araçların ve şoförlerin listelerini istediği, erlerin atış talimi yapması emrini verdiği, araçların yakıt ikmallerinin ve bakımlarının yapılmasını emrettiği vurgulanarak, olay günü personelin faaliyet başlayıncaya kadar kışla dışına çıkmasını engellemek, hazırlıkları tamamlamak amacıyla "silah kaybolduğu senaryosu"nu uygulamaya koyduğu ifade edildi.
Şüphelinin, sözde kayıp silahların saat 20.00 sıralarında bulunduktan sonra dahi personelin mesaiyi terk etmeyerek kışlada hazır kıta olarak ertesi güne kadar kalması emrini verdiği belirtilen iddianamede, ''Şüpheli Çevik Kuvvet Yerleşkesine vardığında tankların ve ZMA'ların kapıları kapatmasını, askerlerin yerleşkeye giriş ve çıkışları engellemelerini, vatandaşların ve araçların geçişlerini engellemeleri hususlarında emirler vermiş, müşteki ve tanık polis memurlarına sıkıyönetim ilan edildiğini, 'Yurtta Sulh' ekibi olarak yönetime el koyduklarını, teslim olmalarını, yerleşkeyi teslim etmelerini, teslim olmamaları halinde zor kullanarak içeri gireceğini ve çok kan döküleceğini bildirmiştir.'' denildi.
"AVRUPA YAKASINDAKİ DARBE GİRİŞİMİNİN ÜST SEVİYEDEKİ PLANLAYICILARINDAN"
İddianamede, şüpheli Yusuf Sarı'nın İstanbul Avrupa yakasında gerçekleştirilen darbe girişiminin üst seviyede planlayıcılarından olduğuna işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Başından itibaren darbe bilinci ile hareket etmiş ve faaliyetleri bu doğrultuda yönlendirmiştir. Saat 00.33'te 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubundan yazdığı '66. Tugay Komutanlığını devraldım, çekilmiyoruz. Allah yardımcımız olsun' şeklindeki mesaj da son ana kadar darbe girişimi kastı ve kararlılığın bir göstergesidir. Bu itibar ile şüphelinin TSK hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda devletin çeşitli kamu kurum ve kuruşlarına sızarak kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kamu gücünü kullanan ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü bünyesinde hareket eden bir grubun önceden yapılan planlaması çerçevesinde, sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak adlandırılan illegal oluşumun içerisinde yer alarak sevk ve idaresinde bulunan şüpheliler ile darbe girişimini gerçekleştirmiştir."
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, 18'i tutuklu 58 şüpheli hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talep ediliyor.
İddianamede, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da şüphelilerin her birine 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ayrıca, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün işgal girişiminin planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle Kurmay Albay Yusuf Sarı'ya, "tehdit", "kasten öldürmeye azmettirme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" suçlarından bir kez müebbet ve 54 yıldan 94 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edilen iddianamede, şüphelilerden Kadir Yıldız'a, olay sırasında Ümit Yolcu'nun ölümüne ve 7 kişinin de yaralanmasına sebep olduğu iddiasıyla "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" suçlarından da bir kez müebbet ile 52 yıldan 86 yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.
(22 Ocak 2017, 11:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: