FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik soruşturmalarına ilişkin İstanbul'daki 8. iddianame tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in alıkonulmasına ilişkin 5'i tutuklu 2'si firari 9 subay hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan 194 sayfalık iddianame İstanbul 25'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede 5'i tutuklu, 2'si firari toplam 9 şüpheli askerin 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütü üyeliği, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle silahla birden fazla kişi tarafından özgürlüğünden yoksun kılma' suçlarından cezalandırılmaları istendi. İddianamede, 15 Temmuz Darbe girişimi planlayan FETÖ'nün kurucusu ve yöneticileri tarafından, kalkışma öncesi bir takım planlama ve hazırlıklar yapıldığı, şüphelilerden Zafer Gümüş'ün kalkışma öncesi 2'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda gerçekleştirilen toplantıya katıldığı anlatıldı.
22.01.2017 13:35 TSK'ya sızmış FETÖ'cülerin 15 Temmuz darbe girişimine yönelik soruşturmalarına ilişkin İstanbul'daki 8. iddianame tamamlandı.
20 Ocak'taki gelişmeye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in alıkonulmasına ilişkin 5'i tutuklu 2'si firari 9 subay hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ve Bülent Başer tarafından hazırlanan 190 sayfalık iddianame, Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanarak İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme heyeti, 15 gün içerisinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde karar verecek. İddianamenin kabulü halinde şüpheliler daha sonra hakim karşısına çıkacak.
İddianamede Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan, Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı, Üsteğmen İsa Demirbilek, Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, Kurmay Binbaşı Zafer Gümüş tutuklu şüpheli, Binbaşı Mustafa Köroğlu ve Kurmay Albay Uğur Yıldız firari şüpheli, Üsteğmen Orhan Arı ile Yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran ise tutuksuz şüpheli, Tümamiral Özel ise müşteki sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tutuksuz şüpheliler hakkında da yakalama talep edildi.
Tüm şüpheli askerler hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs eden ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ise 11 yıl 6 aydan 29'ar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
FETÖ'nün kapsamlı olarak anlatıldığı iddianamede, örgütün 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere çeşitli eylemleri ve faaliyetleri anlatıldı. İddianamede, 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe kalkışmasını planlayan ve hayata geçiren FETÖ/ PDY Silahlı Terör Örgütü kurucusu ve yöneticileri tarafından, kalkışma öncesinde birtakım planlamalar ve hazırlıkların yapıldığı anımsatıldı.
Şüphelilerden Zafer Gümüş'ün darbe kalkışması öncesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen toplantılara iştirak ettiği, FETÖ/ PDY Silahlı Terör Örgütünün üyesi olan tüm şüphelilerin, darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri savunulan iddianamede, darbe kalkışmasının bir parçası olarak, kalkışmaya iştirak etmeyecekleri ya da karşı faaliyette bulunacakları değerlendirilen üst rütbeli askerlerin ne şekilde etkisiz hale getirilecekleri ve nerede alıkonulacakları hususlarında kararlar alındığı belirtilerek, bu çerçevede darbe kalkışması faaliyetleri kapsamında Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral müşteki Mesut Özel'i derdest ederek konutundan almak ve 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine kapatmakla görevlendirdikleri kaydedildi.
Bu görevlendirmeye uygun hareket eden şüphelilerden Zafer Gümüş, Ertürk Murat Cansaran ve Orhan Arı'nın ellerinde uzun namlulu silahlarla 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine giderek orada faaliyet gösterdikleri, ceza ve tutukevi personeline baskı yaparak koğuş boşalttıkları anlatılan iddianamede, diğer şüpheliler tarafından derdest edilerek getirilen müştekiyi tutuklama müzekkeresi olmaksızın cezaevine kapattıkları vurgulandı.
İddianamede, diğer şüphelilerden Mustafa Köroğlu, İbrahim Halil Tekatlı, İsa Demirbilek ve Semih Barbaros Üstün'ün üzerlerinde silah bulunduğu halde müştekiyi cebir ve şiddet kullanarak konutundan derdest ettikleri, rütbesini söktükleri, ellerini kelepçeledikleri ve ağzını bantladıkları müştekiyi cezaevine götürerek, şüphelilerden Gümüş, Cansaran ve Arı ile birlikte müştekiyi zorla cezaevine kapattıkları ifade edildi.
Deniz Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olan şüpheli Uğur Yıldız ve Deniz Harp Okulu Akdeniz Öğrenci Tabur Komutanı olan şüpheli Cüneyt Aydoğan'ın darbe kalkışmasına bilinçli olarak katıldıkları, birlik içinde görev alarak faaliyetlerde bulundukları, darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri anlatılan iddianamede, müşteki Tümamiral Mesut Özel'in derdest edilerek 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine kapatılması görevini planladıkları ve organize ettikleri, diğer şüphelilere bu yönde emir ve talimat verdiklerinin anlaşıldığı kaydedildi.
-Müşteki Tümamiral'in ifadesi-
İddianamede müşteki Tümamiral Mesut Özel'in de ifadesine yer verildi. Özel, olay günü saat 22.30'da okul nöbetçi amiri deniz Kurmay Binbaşı şüpheli Cüneyt Aydoğan'ın kendisini arayarak, "Heyecanlı bir şekilde bizzat görmem gereken önemli bir mesaj olduğunu söyledi ve beni karargaha davet ederek, yanında deniz Binbaşı Mustafa Köroğlu var, o sizi aracıyla gelip alacak" dediğini, bunun bir alarm, tatbikat veya terör alarmı olduğunu düşündüğü söyledi.
-"Ellerimi kelepçelediler, bantla ağzımı kapattılar"-
Şüpheli binbaşı Köroğlu'nun eve gelerek, aracın arakasına kendisini davet ettiğini, söz konusu aracı da deniz Piyade Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün'ün kullandığını anlatan müşteki Özel, şunları anlattı:
"Hareket ettikten kısa bir süre sonra araç karanlık bir yerde durdu. Mustafa Binbaşı bana 'Arkadaşlar binecek' dedi. Hemen kapılar açıldı ve deniz Üsteğmen İsa Demirbilek ve deniz Piyade Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı araca hızla bindiler. Beni çift taraflı sıkıştırdılar. Bu esnada zannediyorum ki Binbaşı Mustafa Köroğlu arkasına dönerek benim ağzımı bantladı. Aynı anda sağımda ve solumda bulunan üsteğmenler ellerimi plastik kelepçeyle kelepçelediler, başımı eğdiler. Daha sonra araç tekrar hareket etti. Bu sırada Binbaşı Mustafa Köroğlu elinde bulanan bir zarf veya kağıda bakarak bana hitaben 'Komutanım sıkıyönetim ilan edildi, TSK yönetime el koydu ve sizi güvenli bir yere götürme talimatı aldım' dedi. Bir müddet sonra Deniz Harp Okulundan dışarıya çıktık. Kapıdan çıkış esnasında nöbetçilerin görmemesi için başımı elleriyle iyice bastırdılar."
Daha sonra cezaevine vardıklarını, araçtan önce Mustafa Binbaşı çıktı ve sonra kendisini çıkarttıklarını anlatan müşteki Özel, "Cezaevi ekibi geldi fakat onlar şaşkın gibilerdi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Sanıyorum 1. Ordu Harekat Merkezi ile görüşerek beni oraya tutuklu olarak alacaklarını öğrendiler. Önce beni getiren denizci üsteğmenler rütbelerimi, rozetlerimi söktüler. Pantolon kemerimi çıkardılar. Ağzımdaki bandıaçtılar ve ben dedektörün diğer tarafına telefon ve diğer eşyalarım bıraktırılarak geçtim. Beni getirenler ayrıldılar." dedi.
Müşteki Özel, kendisine cezaevi giriş tutanağı imzalatmak istediklerini ancak neden alındığını ve avukatıyla görüştürülmediğini, tutuklama müzekkeresini görmediğini ve darp raporu alınmadığı için evrakı imzalamadığını söyledi.
Saat 02.00sıralarında 1. Ordu ve Deniz Kuvvetlerinin açıklamalarını da görünce "telefonumu getirin ben komutanımı arayacağım" dediğini aktaran müşteki Özel, tutuklu bulunduğu yerden çıkışını şu şekilde anlattı:
"Orada bulunan bir yarbayın telefonumu vermesiyle Koramiral Adnan Özbal'ı telefonumdan aradım. Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu olduğumu ve salıverilmem için 1. Ordu Komutanlığından emir beklendiğini söyledim. O da bana 'Merak etme ben görüşüp seni oradan çıkarttıracağım' dedi. Çok kısa süre içerisinde gizli numaradan beni Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu aradı. Cezaevi müdür yardımcısı olan ismini bilmediğim yarbayı telefona istedi ve kendisine benim derhal salıverilmem için emir verdi. Yarbay da 1. Ordu Komutanlığından emir bekliyorum' dedi ve telefonu tekrar bana verdi. Kuvvet komutanı bana 'Mesut oradan derhal çık ve İstanbul Tersanesi Komutanlığına git orası emniyetli, oradan birliğinden güvendiğin şahısları ara ve birliğinin emniyeti al ve birliğinin başına geç' talimatını verdi.
Bir süre sonra telefona Tuğgeneral Eyüp Gürler çıktı. Kendisine Maltepe Cezaevinde olduğumu, Deniz Kuvvetleri Komutanının derhal birliğimin başına geçme emri verdiğini ve çıkacağımı ifade ettim. O da bana 'şu anda çıkamazsınız teyit etmem lazım ' dedi. Ben yarbaya 'ben çıkıyorum eşyalarımı getirin' dedim ve eşyalarımı aldım. Çıkışa doğru ilerledim. O sırada bana bir araç çağrıldığını söylediler. Beraber cezaevi dışına çıktık ve aracı bekledik. Ancak güvenlik nedeniyle çıkış yapamadık. Bunun üzerine Muhammet Ali astsubay kendi telefonundan arkadaşı olan fakat benim adını bilmediğim bir polis memuruyla görüşme yaparak yol ve güvenlik durumu hakkında bilgi aldı. Birliğime gitmek için ısrarcı olmam üzerine arkadaşı olan bir taksiciyi çağırdı. Taksiciyi 15-20 dakika bekledikten sonra geldi. Birlik kapısından çıkarak taksiye Muhammet Ali astsubayla birlikte bindik. Tuzla'ya doğru ilerledik. Yolda eşim ve Deniz Eğitim Öğretim komutanıyla görüşmeler yaptım. Kendisi bana dekan Deniz Kurmay Albay Çetin Özaktan ile görüştüğünü, dekanın sıkıyönetim emrine uymayacağını ifade ettiğini,güvendiğim adamlar ile birliğimin emniyetini alarak birliğimin başına geçmem gerektiğini söyledi. Bana birliğimdeki durum hakkında da ayrıca bilgi verdi."
Müşteki Mesut Özel, karargaha intikal ettikten sonra kendisini kaçıran şüphelileri gözetim altına aldırdığını ve ertesi gün firari olan 2 kişi hariç diğer şüphelilerle darp raporları ve tüm teçhizatları ilgili makamlara teslim ettiğini söyledi.
-Şüpheli Zafer Gümüş'ün ifadesi-
Şüpheli Binbaşı Zafer Gümüş'ün ifadesine de yer verilen iddianamede Gümüş, Tümamiralin cezaevine getirildiği bilgisini aldıktan sonra cep telefonuyla Albay Mehmet Kapan'ı aradığını ve durumu izah ettiğini belirterek, "Mehmet Kapan tamam deyip kapattı.Bir müddet sonra kendi cep telefonumdan cezaevi müdür yardımcısı yarbay aradı. Deniz Kuvvetleri Komutanının aradığını, hukuksuz bir tutuklama olduğunu, Tümamirali bu şekilde tutuklayamayacağımızı söyledi." dedi.
Gümüş, ifadesinde Tugay karargahında bir sivil olduğunu iddia ederek, olayı şöyle anlattı:
"Yarbayın telefonundan sonra Yüzbaşı Murat Cansaral'la tugay karargahına gittik. Tugay karargahında komutanlarım Özkan Aydoğdu ve Mehmet Kapan'a (yanlarında sivil birisi vardı) cezaevi müdürünün aradığını söyledim. Çekincelerimi ilettim. Komutanlarımın yanındaki sivil şahıs bana 'git cezaevi müdür yardımcısını vur' dedi. Komutanlarım bir şey söylemedi. Bu sivil şahsın komutanlarım üzerinde yetkisi olduğunu, kendisini amir pozisyonunda gördüğünü söyleyebilirim. Bu kanunsuz emirden sonra hiçbir şey söylemeyerek Yüzbaşı Murat'la tabura gittim. Taburda bir müddet kaldıktan sonra helikopter pistine gittim. Helikopterden üzerinde özel kamuflajları olan 4-5asker bize doğru geldiler. Bu askerler bize doğru gelirken helikopterden takım elbiseli bir şahsın indirilerek yere diz çöktürüldüğünü uzaktan gördüm. Yanımıza gelen şahıs bana ve Murat yüzbaşıya 'helikopterde 6 tane havacı general var, bu şahısları cezaevine alacağız' dedi. Ben gelen özel kamuflajlı askerlerden, bir nevi olay yerinden kaçtım. Tugay karargahına Yüzbaşı Murat'la gittik. Tugay karargahında binanın önünde daha önce bana emir veren sivil şahısla görüştüm. Durumu anlatınca sivil şahıs bana 'onları kaçırma, onlar bize üç gün yeter' dedi. Bu konuşmadan sonra gelen generallerin rehin bırakılacağını düşündüm."
Şüpheli Gümüş, kendisine o gün verilen kanunsuz emirlere uymadığını söz konusu whatsapp gruplarına da kendisinin izni olmadan eklendiğini ve bu gruplara birşey yazmadığını iddia ederek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
İddianamede şüpheli Orhan Arı da ifadesinde, darbe girişimi gecesi kendisine şüpheli Binbaşı Zafer Gümüş'ün emir verdiğini ve bunun bir sıkıyönetim olduğunu söylediğini belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyip şüpheli Gümüş'ün yakalanmasında bile yardımcı olduğunu öne sürdü.
-"Tugay Komutanlığındaki sivil"-
İfadesine yer verilen şüpheli Yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran da tugay komutanlığındaki daha önce hiç görmediği bir sivil şahıstan bahsetti. Yüzbaşı Cansaran, darbe girişimi gecesi Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığına gittiklerini anlatarak "Zafer Binbaşı 'araçta bekle' dedi. Emri duymazdan gelerek Binbaşının arkasından karargaha girdim. Tugay Komutanı Özkan Aydoğdu ile koridorda karşılaştık. Zafer Binbaşı 'Komutanım topları emretmişsiniz' dedi. Tugay Komutanı 'Ne topu' dedi. Arkasına doğru dönerek daha önce görmediğim birine 'Ağabey bakar mısın' dedi. Ben de şaşırdım. O anda koridorda pembe gömlekli, kır saçlı, 40 - 45 yaşlarında, 175 santimetre boylarında, alnı açık, esmer tenli, hafif göbekli daha önce hiç görmediğim bir şahıs bize yaklaştı. 'Evet ağabey topları istediler, nizamiyeyi takviye edecekler.' dedi.Zafer Binbaşı '10 tane top mermisi yükleteyim mi?' dedi. Tugay Komutanı 'Top mermisine gerek yok, 2 bin adet uçaksavar mermisi yükleyin.' dedi. Zafer Binbaşı ile tekrar dışarıya çıktık. Tugay Komutanının yanındaki sivil şahsı o zamana kadar hiç görmemiştim." dedi.
İddianamede diğer şüpheliler de ifadelerinde haklarındaki iddiaları kabul etmeyerek, herhangi bir olaya karışmadıklarını ileri sürdü.
Tanık anlatımları ve kamera kayıtlarına da yer verilen iddianamede, görüntülerde müşteki Özel'in cezaevine getirilişi ve çıkarılışı, ellerindeki kelepçenin çözülmesi de yer alıyor. Şüphelilerden ele geçirilen dokümanların da yer aldığı iddianamede, şüpheliler İbrahim Halil Tekaltı ve İsa Demirbilek'ten 1 dolarlık banknotun da ele geçirilerek adli emanete konulduğu kaydedildi.
(22 Ocak 2017, 13:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: