Anayasa Mahkemesi'nin dün Balyoz davası ile ilgili açıkladığı 'hak ihlali yapıldığı' yönündeki kararın ardından Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu 230 sanığın tümü için tahliye ve davanın yeniden görülmesi kararı verdi.
19.06.2014 16:21 Anayasa Mahkemesi'nin dün Balyoz davası ile ilgili açıkladığı 'hak ihlali yapıldığı' yönündeki kararın ardından Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye taleplerini değerlendirdi. 4'ü de bayan olan mahkeme heyeti 230 tutuklu sanık için tahliye kararı verdi.
Kararı veren İstanbul Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Başkan Özlem Karaçam, üyeler Berrin Çelen, Mübeccel Saraçoğlu ve Tülin Akbey olmak üzere bayan hakimlerden oluşuyor.
SAVCI YENİDEN YARGILAMA VE TAHLİYE İSTEDİ
AYM kararı kendisine ulaşan ve Balyoz davasında son kararı verecek olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin kararı hakkında duruşma savcısından görüş istedi. Duruşma Savcısı Can Şükrü Gençkan mütalaasında, yargılamanın yeniden yapılmasını ve cezaevinde yatmakta olan sanıkların infazının ertelenmesini istedi.
VE TAHLİYE
Savcının mütalaasını değerlendiren mahkeme, Balyoz davasıyla ilgili kararını açıkladı. Mahkeme savcının mütalaasına uyarak 230 sanığın tamamı için infazın durdurulması kararı verdi. Bu kararla cezaevinde Balyoz davasından hükümlü olarak tutulan isimlerin tamamı tahliye edilecek. Mahkeme aynı zamanda haklarında yakalama kararı bulunun 6 firari sanığın yakalama kararının kaldırılmasına da hükmetti.
Anayasa Mahkemesi'nin kararına atıfta bulunan mahkeme, hükümlülerin cezaevinde kaldıkları süreyi de dikkate aldı. Bir kısım sanıkların AYM'ye başvurduğunu hatırlatan mahkeme, AYM'nin ihlal kararının tüm hükümlüleri etkileyeceği için tamamı yönünden karar verdiğini belirtti. Kararlar oy birliği ile alındı.
YENİDEN YARGILANACAKLAR
Mahkeme heyeti verdiği kararda savcılığın yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olduğunu ifade etti. Sadece bazı sanıkların Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettiğini hatırlatan mahkeme ancak kararın içeriğinin tüm hükümlüleri etkilediğini belirtti. Mahkeme, bu kapsamda davadan ceza alan tüm sanıklar hakkında yargılamanın yenilenmesi kararına hükmetti. Mahkeme, AYM tarafından verilen kararın içeriği ile sanıkların tutukluluk ve hükümlülükte geçirdikleri süre dikkate alındığında infazın devamının bu aşamada hükümlülerin mağduriyetine yol açacağını belirterek, 230 sanığın infazının durdurulmasına karar verdi. İnfaz durdurma kararının ardından mahkeme, sanıkların başka davalardan tutuklu olmaması durumunda tahliye edilmelerine hükmetti. Mahkeme, davayla ilgili duruşma açılarak yargılamanın yeniden yapılmasını istedi.
------------------------------------------------------------------------------
ANAYASA MAHKEMESİ ‘BAK’ DEDİ YEREL MAHKEME ‘SERBEST’ DEDİ!
20.06.2014 16:27 Balyoz davasında AYM kararı sonrası yerel mahkemenin tüm sanıkların tahliyesine karar vermesi hukukçularca eleştiriliyor. Akit gazetesinin aynı zamanda avukatı da olan yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, bugünkü yazısında konuyu şu şekilde değerlendirdi:
"Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz sanıkları ile ilgili verdiği karar, iki gerekçeye dayanıyor. Birinci gerekçe, şahit olarak gösterilen Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın dinlenmemiş olması. İkincisini ise, karardan bire bir aktarayım: “Dijital delillerin değerlendirilmesine ilişkin şikâyetlerinin giderilmediği”.. Affedersiniz, bu iki yanlışlık, 230 sanığın toptan tahliyesini nereden çıkartıyor? Hani bizde vardır ya.. Biri “vur” dedi mi... Ölçüyü tutturamayan diğeri, hemen öldürür. Bu da o hesap..
Anayasa Mahkemesi, işin esasına hiç girmeden.. Hatta o konuda talepler olmasına rağmen, bir kanaat belirtmeyerek.. Dolayısı ile, “Biz darbeci değiliz. Biz darbe planı yapmadık” şeklindeki iddiaları, bir anlamda ciddi bulmayarak.. “Şu iki hususu belirttiğimiz şekilde incelerseniz, karar daha adil olur, sanıklar da karardan tatmin olur” dedi.. Yerel mahkeme ise.. Sanki “230 kişiyi, niye darbeci imişler gibi mahkum ettiniz ki.. Bunlar darbeci değil” denilmişçesine.. 230 sanığın tamamını tahliye etti.. Anayasa Mahkemesi “Bir bak” dedi.. Yerel mahkeme, “Hepinize tahliye” dedi.. Aslında yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamış olmadı.. Anayasa Mahkemesi’nin kararını bahane ederek, kendi istediği kararı verdi!
Anayasa Mahkemesi kararını uygulamak için aslında ne yapılmalı idi? Önce iki gerekçeden birisi olan “şahitler” konusunda ne yapılması gerektiğini söyleyelim.. Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman şahit olarak dinlenmeliydi.. Gerekirse, mahkeme hemen davetiye çıkarıp, telefonla bile çağırıp, 1-2 gün içinde bu iki ismi dinleyebilirdi.. Bunu yapacağına, işin kolayına kaçıyorlar.. “Tahliye” deyip, sorunu kendilerince çözüyorlar..
İyi de.. Bu iki ismin, sanıklar lehine şahitlik yapacağını nerden biliyorsunuz? Belki de bu iki şahit, gelecekler ve takır takır, sanıkların bir kısmı aleyhine şahitlik yapacaklar: “Çetin Doğan yok mu Çetin Doğan.. O ne darbecidir, siz bilmezsiniz. Biz onun komutanı olmamıza rağmen.. Ona nasıl yalvardık.. Yakardık.. Bizi dinlemedi.. Bizi de yakacaktı. Neyse ki, Başbakan dik durdu da.. Darbeyi başaramadı!”
Şahitler bunu dedikleri an.. Çetin Doğan’ın tahliyesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz.. Çetin Doğan yeniden mahkum olur.. Yeniden cezaevine girer. Anayasa Mahkemesi de, “Bu kişileri tahliye edin” demedi zaten.. “Şahitleri dinleyin” dedi.. Şahitlerin, sanıklar lehine konuşup konuşmayacağı ise.. Şahitler dinlendiğinde ortaya çıkacak..
Anayasa Mahkemesi’nin ikinci gerekçesi ise “dijital delillerin değerlendirilmesine ilişkin şikâyetler giderilmedi!” Burada yapılması gereken neydi? “Dijital verilerle ilgili şikayet ne varsa, bu şikayetlerin giderilmesi” idi. Anayasa Mahkemesi, “Dijital veriler usulsüz. Bundan başka da delil yok. Bu sanıkların hepsi beraat etmeliydi. Mahkum etmişsiniz. Kararınızı düzeltin” demedi ki! Anayasa Mahkemesi, şunu dedi: “Ben de bu dijital verilerden bir şey anlamadım. Sanıklar mı haklı, mahkeme mi haklı, belli değil. Bu konuda itirazlar olduğuna göre, mahkeme itirazları güzel bir şekilde değerlendirsin, bilirkişi raporu alsın, tereddütler giderilsin.”
Dolayısı ile.. Bu tereddütlerin giderilmesi sonrasında, sanıklar tekrar mahkum da olabilir. Beraat da edebilir.. Bazıları mahkum olabilir, bazıları da beraat edebilir.
Ama hiçbir şey araştırmadan, “Sanıkların tahliyesine” şeklinde bir karar verilmesi, hiç mümkün değildi.. Maalesef, hiç mümkün olmayan karar, alındı, 230 sanık tahliye edildi!
Şunu da belirtelim.. Balyoz davasının tepe yöneticileri için, “dijital veriler” konusunun hiçbir önemi olduğunu sanmıyorum. Çünkü onlar hakkında mahkumiyet kararı verilirken, zaten “dijital veriler” tek başına delil olarak alınmadı. Başka deliller ışığında mahkumiyet kararı verildi. Dijital veriler, Çetin Doğan ve tepe noktadaki bazı sanıklar lehine çıksa bile.. Yine beraat etmeleri mümkün değil.. Kısacası, “dijital veriler”den, Balyoz yöneticilerine ekmek yok.. Ama bir rüzgar estirildi. Anayasa Mahkemesi, sanki mahkumiyet kararını bozmuşçasına, yerel mahkeme bir anda 230 kişiyi tahliye etti.. O zaman şu soruyu sormak da bize düşüyor: “Bu ülkede Balyoz olmadı ise.. Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız vesair darbe planları uydurma ise.. Başörtü yasağını yıllarca kaldırtmayan kimlerdi? İHL mezunlarını katsayı zulmüne uğratanlar kimlerdi?” (Ali İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit)
(19 Haziran 2014, 16:21), son güncel.: (20 Haziran 2014, 16:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
AYM: Balyoz'da hak ihlali var
Balyoz:Yeniden yargılamaya 2.ret
Balyoz´da 237 ceza kesinleşti
Bir Balyoz da AYM´den
Flaş!!! Yargıtay Balyoz´u onadı
Yargıtay´dan Balyoz gibi gerekçe
Tutuklu askerlerden bildiri
Balyoz temyiz duruşmaları manşetlerimiz
Yargıtay Başsavcılığı: Balyoz onansın
Flaş!!! Balyoz davası bitti
Balyoz Planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz ve diğer davalardaki delil tartışmaları
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap