28 Şubat davasında 21. duruşma başladı. Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
30.09.2013 10:45 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 27´si tutuklu 103 sanığın ´Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak´ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılandığı davanın 21. duruşması başladı. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katılıyor.
SANIK KENAN DENİZ´İN ÇAPRAZ SORGUSU
Duruşmada, dönemin İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı ve Başbakan Askeri Başdanışmanı Kenan Deniz´in çapraz sorgusuna devam edildi.
Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar, Deniz´e, 6 Mayıs 1997 tarihli BÇG Batı Harekat Konsepti belgesinde hükümet aleyhine yıkıcı faaliyetlerin yer aldığını ve toplum mühendisliğine soyunulduğunu hatırlatarak, ?Bu metinle ilgili dönemin Başbakanına bilgi verdiniz mi?? sorusunu yöneltti. Görev ve yetkileri arasında merhum Başbakan Erbakan´a bu tür konularda bilgileri verme yetkisi olmadığını öne süren Deniz, ?Gündemi ben belirlemiyordum. Bu konuda gündemi Genelkurmay Başkanı belirler. 16 yıl geçti. Bilgi verilip verilmediğini hatırlamıyorum? cevabını verdi.
Avukat Beytar, Batı Harekat Konsepti konulu belgenin dağıtım planında, ?Başbakan Askeri Başdanışmanı hariç? ibaresinin bulunduğunu belirterek, Deniz´e belgenin kendisine gönderilmemesinin sebebini sordu. Aynı zamanda İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı olduğunu anımsatan Tuğg. Deniz, konuya vakıf olduğu düşüncesiyle belgenin kendisine gönderilmemiş olabileceğini savundu.
Bu cevap üzerine duruşma savcısı Kemal Çetin, ?devlet ve kurumlarda devamlılık esastır? ilkesi gereğince belgenin kendisine gönderilmemesine bir anlam veremediğini kaydetti. Kenan Deniz ise ?O zaman öyle takdir etmiş olabilirler? dedi.
-Hükümete yönelik psikolojik harekat planını ´taslaktı, uygulamaya girmedi´ diyerek savundu-
Batı Harekat Konsepti konulu belgede, hükümete yönelik psikolojik harekat planlarının yer aldığına işaret eden Av. Yılmaz Bölükbaşı, Deniz´e bu psikolojik harekatta herhangi bir rolünün olup olmadığını sordu. Deniz, taslak belgenin uygulamaya girmemiş bir plan olduğunu iddia etti.
Beytar´ın, Konsept belgesinin dağıtımında Başbakanlık Askeri Başdanışmanının neden hariç tutulduğuna yönelik sorusu üzerine Deniz, İç güvenlik Harekat Daire Başkanıydım. Herhalde, o şartlar içinde konuya vakıf olduğum için oraya gönderme gereği duyulmamış olabilir dedi.
Deniz, sanıklardan Çetin Doğan´ın 6 Mayıs tarihli konsept dokümanının taslak metninde toplum mühendisliğine, hükümete yönelik hareketlerin icrasına yönelik herhangi bir ifadeyi hatırlayıp hatırlamadığını sorması üzerine, Hatırlamıyorum, böyle bir ifade olduğunu da zannetmiyorum karşılığını verdi.
Doğan´ın Hükümetle kurumsal ilişkilerin çok iyi olduğunu belirttiniz. TSK olarak Azerbaycan Harp Okulunu o dönemde kurduk. Kril alfabesinden Latin alfabesine geçen Azerbaycan için Başbakanlıktan sembolik fiyata, çok iyi hatırlıyorum cebimden çıkarmıştık, 5 liralık bir paraya matbaa alıp Azerbaycan´a sevk ettiğimizi hatırlıyor musunuz? sorusuna Deniz, Hatırlıyorum, böyle bir ihtiyaç hasıl olmuştu. Bir görüşmemiz esnasında Sayın Başbakan´a arz etmiştim. Bu olayı çok yakinen hatırlayabildim cevabını verdi.
Deniz, bir soruyu yanıtlarken, o dönemde Genelkurmayda, Batı Üst Kurulu adı altında faaliyet gösteren bir kuruldan haberi olmadığını bildirdi.
Deniz, Beytar´ın, 12 Haziran 1997´de New York Times´da Çevik Bir´in ´Cumhuriyetin tehlikede olduğunu görüyoruz´ yönünde beyanının çıktığına işaret ederek, hükümetle TSK arasındaki gerilimin aşikar olup olmadığını sorması üzerine, bunun bireysel bir refleks olabileceğini söyledi.
Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan´ın da aralarında bulunduğu bazı müştekilerin avukatı Yılmaz Bölükbaşı´nın, Başbakanın askeri başdanışmanı olarak askeri konularda, özellikle hükümet asker ilişkilerinin yürütülmesinde mutlaka bir rolünüz oldu sözleri üzerine Deniz, Evet, kesinlikle çok uyumlu, çok ahenkli, örnek düzeyde bir ilişki olduğunu ifade edebilirim. Ama burada bunu teyit edecek hem başbakan hem müsteşar rahmetli oldu ifadelerini kullandı.
-´Madem uyum vardı, o küstahlık neydi?´-
Müşteki avukatı Yılmaz Bölükbaşı´nın ?Erbakan´la uyumlu çalıştım? dediniz. O dönemde asker ve hükümet ilişkileri uyumlu muydu?? sorusuna Deniz, ?Kesinlikle çok uyumlu ve ahenkli, örnek bir ilişki olduğunu söyleyebilirim? karşılığını verdi. Deniz´in ?askerin hükümetle uyumlu çalıştığı? iddiasındaki çelişkilere dikkat çeken Bölükbaşı, ?Eğer ilişkiler uyumlu yürütüldüyse komutanların kameralar karşısında hükümet aleyhine ve Başbakan´a hakaret içerikli konuşmaları oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? diye sordu. Kurumsal bir uyumdan bahsettiğini dile getiren sanık Kenan Deniz, bireysel reflekslerle ilgili bir yorum yapmak istemediğini söyledi.
-Tümgeneral Özbek´i savunurken yalan söyledi-
Tekrar söz alan müşteki avukatı Emrullah Beytar, ?TSK ve hükümet arasında kurumsal bir uyum vardı? savunması yapan tutuklu sanık Tuğg. Kenan Deniz´e dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Osman Özbek´in Başbakan Erbakan´a ile ailesine hakaretlerde bulunmasını ve küfretmesini hatırlatarak, ?Eğer ilişkiler samimi ise bu tür kişisel reflekslere karşı Genelkurmay bir işlem yaptı mı?? sorusunu yöneltti. Dönenim Başbakan Askeri Başdanışmanı Kenan Deniz, Genelkurmay´ın Özbek´in küfrüyle ilgili işlem yaptığını öne sürdü. Oysa dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. İ. Hakkı Karadayı, merhum Erbakan´a küstahça küfreden Osman Özbek´e sahip çıkarak, ?Kimsenin ağzına fermuar çekemem? demişti. Cezalandırma bir yana ödüllendirilen Özbek´in rütbesi yükseltilmişti.
-Sanık Deniz, Çevik Bir´in avukatını azarladı-
Sanık Tuğgeneral Kenan Deniz´in, çapraz sorguda çelişkili beyanlarda bulunması da gözlerden kaçmadı. Savunmasında BÇG´nin Mayıs sonunda faaliyete geçtiğini iddia eden Deniz, Savcı Kemal Çetin´in ıslak imzalı belgeleri hatırlatması üzerine çark ederek, ?Askerlikte hizmet devamlılığı vardır. Faaliyetlerimiz önceden başladı. Sadece aktif çalışma Mayıs´ta oldu demek istedim? ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Org. Çetin Doğan gibi aleyhlerine sahte belge üretildiğini savunan Deniz, bu konuda şüphelendiği herhangi bir ismin olup olmadığına ?hayır? cevabını verdi.
Deniz ayrıca, kendisine ?Eksik paraflı belge kimler tarafından 2. Başkan´a arz edilir?? sorusunu soran sanık emekli Org. Çevik Bir´in avukatı Vefa Toklu´ya ?Bunu 2. Başkan´a söylerseniz daha iyi olur. Askerlikte eksik paraf diye bir şey yok? şeklinde çıkıştı.
Deniz´in ardından söz alan avukatı Mustafa Bir, iddianameye ilişkin eleştirilerde bulundu ve müvekkilinin tahliyesini istedi.
SANIK YILDIRIM TÜRKER´İN SAVUNMASI
Kenan Deniz´in savunmasının tamamlanmasının ardından dönemin Genelkurmay Personel Daire Başkanı ve OYAK eski Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Türker savunmasını yaptı. Türker, 28 Şubat döneminde hükümetin vazife görmekten men edilmediğini söyledi. Türker, Batı Çalışma Grubu (BÇG) gibi grupların uluslararası karargahlarda da olabileceğini belirtti.
İddianamede üzerlerine tamamlanmamış bir suçun atıldığını iddia eden Türker, Teoride oluşabilmesi için kast ile ve cebren işlenmesi gerekiyor. Hükümete işlenmesi gerekiyor. Bu madde ile ilgili açıklanmış bir suç yok. Buradaki suç olguları ile belirtilen suç olguları farklıdır. Ankara Sincan´da yapılan tatbikatta yapılanlar maddi cebir sayılabilir mi? Suç atılanların silah taşıması cebri göstermeye yeterli oluyor mu? O dönemde vazife görmekten men edilen bir hükümet var mı? Naip hakimler inceledikleri Milli Güvenlik tutanaklarında Erbakan´ın istifa ettiğini gördüler. BÇG gibi çalışma grupları uluslararası karargahlarda bulunur. dedi.
28 Şubat Davası´nda savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Personel Başkanı emekli Korgeneral Yıldırım Türker ise, ?54. Hükümet istifa ettikten sonra, hükümeti kurma görevi Tansu Çiller´e verilseydi, o da Refah-Yol Hükümeti olmayacak mıydı? O zaman hükümeti ıskat olacak mıydı? Böyle bir dava olacak mıydı? Suç olarak isnat edilen suç, o zamanki Cumhurbaşkanı´nın fiiliyle meydana gelmiyor mu?? dedi.
İddianame ve müşteki beyanlarında kendisine atfedilen eylem olmadığını ileri süren Türker, Refah-Yol Hükümeti´nin Başbakanı Necmettin Erbakan´ın 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´e sunduğu istifa mektubundan bazı bölümleri okuyarak, ?Burada cebir ve ıskattan bahsediliyor mu? O tarihte ıskat edilmiş veya vazife görmekten cebren men edilmiş bir hükümet var mı?? diye sordu.
BÇG´nin gizlenmiş bir yapısı olmadığını söyleyen Türker, iddianamede Sincan´da tankların geçtiği yol için ?Ankara´nın en işlek caddesi? ifadesinin kullanıldığına işaret etti ve ?Sincan nasıl oluyor da Ankara´nın en işlek caddesi oluyor?? dedi.
İddianamedeki tespitlerin ?komik ve hayal mahsulü? olduğunu ileri süren Türker, TSK´da bir grubun askeri müdahale için ortaya çıktığına dair belge bulunmadığını öne sürdü ve beraatını istedi.
DURUŞMA SONA ERDİ
Türker´in savunmasını tamamlamasının ardından duruşma sona erdi. Duruşmaya yarın sanık savunmalarının alınması ile devam edilecek. Öte yandan; duruşmaya verilen öğle arasında rahatsızlanan tutuklu sanık Yücel Özsır, Jandarma tarafından hastaneye götürüldü.
(30 Eylül 2013, 10:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap