28 Şubat davasında 17. duruşma başladı. Çevik Bir, dün başladığı savunmasına bugün de devam ediyor. Çevik Bir, hakim ve gazetecilere bilgilendirme amaçlı irtica brifingi verildiğini söyledi.
24.09.2013 11:42 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 27´si tutuklu 103 sanığın ´Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak´ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılandığı davanın 17. duruşması başladı. Duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık yakınları ve avukatlar katılıyor.
SANIK ÇEVİK BİR´İN SAVUNMASI
Duruşmaya dün savunması yarım kalan Çevik Bir´in savunması ile devam ediliyor. Sanık avukatlarının ´BÇG kurulması ve faaliyetleri ile ilgili açıklamalarda bulundunuz. J başkanlarınca belirlenerek bu göreve getirildiğini iddia ettiniz? BÇG görev alan personel kartı çıkarılmış mıdır? Ailelerine özel kartlar çıkarıldı mı? sorularına Çevik Bir, ?BÇG göreve gelince personele ikinci görev verilmiş oldu. Personeller daire başkanları ve J başkanları tarafından seçilerek gönderildi. Kimlerin girebileceği konusu bellidir. Kontrollü giriş çıkış mevcuttur. Kartsız giriş sağlanamıyor. Proje subaylarına sorun soruyu.? şeklinde cevap verdi.
Müşteki avukatlarından Mustafa Akyol da ?İç Hizmet Kanunun 35. Madde çerçevesinde hükümet irticaya göz yumarsa askerin müdahalesi meşru mudur?? sorusunu üzerine Hakim Tayyar Köksal araya girerek kanaat sormayın, olaya ilişkin soru sorun diyerek avukatı uyardı.
Müşteki avukatlarından Yılmaz Bölükbaşı´nın basın yayın kuruluşlarına veya hakimlere brifing verilmiş midir?? sorusuna ise Çevik Bir, ?Bu brifingin verilmesi tamamen bilgilendirme maksatlıdır. Genel bir brifinglerdir. Bilgilendirme maksatlıdır.? cevabını verdi. (Cihan)
Çevik Bir, dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller´in, ?Şerefsiz onbaşı? sözüne karşı suç duyurusunda bulunulması ve bir kampanya yürütülmesi emri verip vermediği sorusu üzerine, ?Katiyen hatırlamıyorum. Böyle bir kampanya konusunda herhangi bir emir vermediğim gibi yapılmış çalışmadan da haberdar değilim? dedi.
Bir, 28 Şubat dönemindeki irtica brifinglerini duyulan ihtiyaç ve istek üzerine ve bilgilendirme amacıyla verdiklerini belirterek, ?Bu brifingler TSK´nın görevidir? dedi.
Bir, savunmasında avukatların sorularını yanıtladı. Bir, üzerinden 16 yıl geçtiği için bazı toplantıları ve somut olayları hatırlamadığını, sorgu sırasında da BÇG´nin ıslak imzalı belgelerinin gösterilmediğini söyledi. Bir´e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Soru: İrtica brifingleri TSK´nın görevi midir?
Bir: İrtica brifingleri TSK´nin görevidir. TSK herhangi bir tehdit gündeme geldiğinde bu tehdide karşı harekete geçer ve herkesin tehdidin anlaması ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç duyularak bu brifingler yapılmıştır. Böyle bir brifingin verilmesinin maksadı bilgilendirme maksadıdır. Bir irtica tehdidi gündeme gelmiştir. Bu konu şahıslar tarafından bizden bilgi verilmesi istenmiştir sadece bilgilendirme amaçlı yapılmıştır. Genel bir bilgilendirme brifingleridir ve istek üzerine yapılmıştır bu brifingler.
Soru: Sayın Bir, ?TSK personeli hiçbir fişleme faaliyetinde bulunmamıştır? demiştir. Adıyaman Kahta´da bir köyün girişinde jandarma tarafından kurulan bir barakada beyefendinin görev süresi içinde dört yıl bu köye giren herkes 7/24 ve 365 gün kayıt yapıldı. Bu konuda bir bilgisi ve talimatı var mıdır?
Bir: Bu konuda hiçbir talimatım bilgim yoktur, taburun alayı vardır, komutanları vardır. Genelkurmay 2. başkanının böyle spesifik olayları duyması bilmesi imkansızdır.
Soru: BÇG´de görevlendirilen proje subaylarından örneğin Ahmet Dağcı emre karşı gelebilir miydi?
Bir: Bir askeri şahıs böyle bir şey yapmaz. Onun emriyle yapar. Arkadaşımız ihtiyacı temsil etmiştir. Bu arkadaşlarımız görev yapmıştır. Benim bunun dışındaki detayları bilmem imkansızdır. Bu konuda görev yapmazsa sıralı komutanlar tarafından değerlendirilir, ona göre mahkemeye verilir. Komutanın ve genelkurmay başkanının müsaadesi ile olur. Hiç böyle bir mahkemeye verme olayını hatırlamıyorum.
Soru: BÇG´deki raporlama sistemi belgesinde tarikat, dergah, Kuran kursları, imam hatip okullarının sayıları sorulmuş. Buna neden gerek duyulmuş?
Bir: Bunu okuduğumuz zaman altında ismini geçen kişilere sorun. Ben Genelkurmay 2. Başkanı olarak bilemem.
Soru: Hakim ve savcılar brifinglerde yönlendirildi mi? Örneğin Danıştay´ın başörtüsü ile ilgili kararları konusunda.
Bir: Brifingler sadece bilgilendirme maksadıyla yapılmıştır, spesifik sorularla ilgisi yoktur. Sizinle bu konuları tartışma niyetinde değilim.
Bir, duruşmada sanık avukatları ve mahkeme heyetinin sorularını yanıtlamaya devam etti. Savunma avukatlarından Levent Özçelik, Bir´e, Dünkü savunmanızda, ´Batı Çalışma Grubu´nda (BÇG) görev alan personelin, seçilmiş, özel görevli olmadığını ifade ettiniz. Bunların özel bir iletişim ağının olmadığını´ söylediniz. BÇG´de görev alan personel için özel bir tanıtım kartı çıkarılmış mıdır? sorusunu yöneltti.
Çevik Bir, BÇG´nin çalışma alanına güvenlik kapsamında herkesin giremediğini belirterek, bu soruyu personelde görev yapmış çalışma arkadaşlarının daha iyi bileceğini söyledi.
Sanık avukatlarından Müşteba Aydın´ın, Müvekkilim Cengiz Çetinkaya´yı, Sincan Cezaevi´ne gelmeden önce tanıyormuydunuz? Müvekkilim size herhangi bir evrak getirdi mi yada verdiniz mi? sorusuna Bir, Bu arkadaşı, burada tanıdım. Soyadını bile hatırlamıyorum. Bizim kişilerle muhatap olmamız, özel emir vermemiz imkansızdır cevabını verdi.
Avukat Aydın´ın, Tansu Çiller´in ´şerefsiz onbaşı´ lafı üzerine Genelkurmay Adli Müşavirliği, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Bunu hatırlıyormusunuz? Bu emri siz mi verdiniz? Çiller´in bu sözüne karşı bir kampanya yürütülmesi emriniz var mı? sorusu üzerine de Bir, Ben böyle bir emir verdiğimi hatırlamıyorum. Böyle birşeyden haberdar değilim karşılığını verdi.
Müşteki avukatlarından Yunus Akyol´un, 28 Şubat döneminde, Malatya´da bir köyde fişleme yapıldığından haberdar olup olmadığı sorusu üzerine Bir, Genelkurmay ikinci başkanının böyle bir sipesifik olayı duyması imkansızdır. Bir belge gösterilmeden bu olayın söylenmesi doğru değil şeklinde yanıtladı.
Sanık avukatlarından Mustafa Öztürk´ün, Sanık Ahmet Dağcı, emirler doğrultusunda BÇG´de görevlendiriliyor. Ahmet Dağcı bu emre itaat etmezse bu kişiyi emre itaatsizlikten mahkemeye sevk edebilir misiniz? sorusunu Bir, şöyle cevapladı:
Böyle birşeyin yaşanacağını düşünmüyorum. BÇG´deki görevin nasıl kişiler tarafından yapılacağını en iyi bilen arkadaşlarımızdır. Burada görev yapmayacak olurlarsa, bu sıralı komutanlar tarafından değerlendirilir ve gereği yapılır. Sıralı komutanları tarafından bilgi verilir, üst komutanın da izni alınarak dava açılır.
Bir, bu süreçte emre itaatsizlikten bir dava açılıp açılmadığını hatırlamadığını söyledi.
Müşteki avukatlarından Enis Günay, iddianamedeki bir belgeyi örnek göstererek, değişik mezhep ve tarikatlara ilişkin bilgi ve isimler toplandığını, bunun BÇG´nin görevi olup olmadığını sordu.
İddianamedeki belgeye bakan Çevik Bir, soruyu, belgenin altında isimleri bulunan arkadaşlarına sormasını istedi.
Avukat Günay´ın, 28 Şubat döneminde başı kapalı olanlarla ilgili işlem yapılması telkininde bulundunuz mu? Milli Eğitim Bakanlığı´na bir brifinginiz var mı? Böyle bir göreviniz var mı? sorusuna Bir, Brifingler bilgilendirme maksadıyla yapılmıştır. Böyle sipesifik konularla ilgisi yok. Türk Silahlı Kuvvetleri eğer ülkede bir tehdit varsa bunu anlatır. Bu dönemde de irtica tehdidi vardı karşılığını verdi.
Müşteki avukatlarından Yılmaz Bölükbaşı´nın, Refah Partisi´ne psikolojik harekat yapıldığı, kamuouyunun etkilenmeye çalışıldığı söylenmiştir. Bunun için altyapı ve bilgi bankası oluşturulmuş mudur? Basın yayın kuruluşları, hakim ve savcılar brifinglerle yönlendirilmiş midir? sorusunu Bir, Brifing bilgilenidirme amaçlıdır, ortada bir irtica tehdidi var. Bu brifinglerin metinlerinde sormuş olduğunuz soruların sipesifik konuları yok diye yanıtladı.
´Daha önceki ifadelerinizi tekrarlıyor musunuz?´
Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal´ın, Daha önceki ifadelerinizi tekrarlıyor musunuz? sorusuna Bir, şu yanıtı verdi:
Aradan 15 sene geçmiş aklımızdan geçmeyen bir olayla aniden karşılaştık. Rahmetli bir gazetecinin yazdıklarını görünce ´bu olacak´ dedik. Savcılıkta bize sorulan sorular açık açık gösterilmedi. Hiçbir dökümanın, BÇG tarafından hazırlanan ıslak imzalısı gösterilmedi. İran konusu soruldu? İran irticanın geliştiği bir yer ve irtica ihraç ediyor. Aklıma gelmeyen konularda öylesine cevapladıklarım oldu. 15 sene geçtikten sonra aklımızda kalanları söyledik. Kendimizi eğittik, hazırlandık. 15 sene geçmiş kişileri hatırlamıyorsunuz. İddianamenin abartılmış olduğunu düşünüyoruz, ama doğru kısımlarını da alarak hazırlandık ve çıktık.
SANIK ÇETİN DOĞAN´IN ORAK-ÇEKİÇ´Lİ SAVUNMASI
Çevik Bir´in savunmasının ardından sıra dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Orgeneral Çetin Doğan´a geldi. Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal´ın, Savunmanızı yaparken rahatsızlanırsanız bize haber verin demesi üzerine Doğan, Çevik Paşa savunma yaparken, ben hastayım demem ayıp olur dedi ve savunmasına başladı.
10 Nisan 1997´de hazırlanan BÇG konulu belgeyi kendisinin hazırladığını aktaran Doğan, Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti´ne inanarak bu belgeyi kalem aldım. Belgenin yasalara aykırı olduğunu kimse söyleyemez. Bugün de altına imza atmak gerekirse bugün yine imzalarım. dedi.
Doğan, ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı´nın 10 Nisan 1997´de hazırlanan belgeyi verdiği ifadesinde hatırlamadığını beyan ettiğini, hatırlamamasının normal olduğunu, ama kendisinin gayet iyi hatırladığını belirtti. Doğan, 10 Nisan 1997´de kendisi tarafından hazırlanan belgede Genelkurmay Başkanı´na ?Kibrit kutusunun üzerinde orak çekiçler aranıyordu. Birçok kişi tahribata uğratılmıştır. Türkiye´de ulusun yüzde 99 Müslümandır. Özen göstermemiz gerek. Konu inançlı insanları tedirgin etmemeli. Biz hazırladığımız konu siyasal İslami, dini bayrak olarak kullananlara karşı olmalıdır? şeklinde uyarılarda bulunduğunu iddia etti. (Cihan)
İşlemediği suça karşı, kendimi savunmak için hazır değilim demenin, iddianın altında ezilmek anlamını taşıyacağını ifade eden Doğan, Tutuklu bulunduğum Sincan F Tipi Cezaevinde bilgisayar kullanma imkanı bulamadım. Avukatım aracılığıyla bir kısım belgeleri inceleme imkanı buldum. Kısa sürede yaptığım inceleme, atılı suça ilişKin fiil ve fail bulmaya yönelik yapılan sahtekarlığı bulmaya yeterlidir diye konuştu.
Özel bir amaçla kurgulanan davada hiçbir gerçeklik payının bulunmadığını savunan Doğan, dava konusu delillerin, yasal nitelik taşımadığını, sahte ve uydurma olduğunu, belgelerin tahrif edildiğini öne sürdü.
Türk ulusuna gerçekleri anlatabilmek ve tarihe not düşmek istediğini ifade eden Doğan, 3,5 yıldır, haksız ve hukuksuz yargılama ile tutuklu bulunduğunu iddia etti.
28 Şubat Davasının, Ergenekon ve Balyoz´dan farklı olmadığını ileri süren Doğan, şunları kaydetti:
Tezgahlanan davalara fırsat veren ve kesintisiz güç kaynağı sağlayan hep aynı merkez olmuştur. Bunun kaynakları çırılçıplak ortada. ´Ben Ergenekon Davasının savcısıyım´ diyen, soruşturma sırasında baş iş göreninin arabası arızalanınca, başbakanlığın arabasını vererek yüreklendiren kimdir?
Balyoz ile ilgili iddialar ortaya atıldığında davet üzerine televizyonlara çıktım. Bu sırada ´Bir Emekli Orgeneral çıkmış televizyon televizyon dolaşıyor, sanmayın ki biz olanlardan haberdar değildik, onlar işlerine baktılar biz de işimize baktık´ diyen kimdir?
Balyoz darbe planından, MİT´in, İçişleri Bakanlığı´nın, Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü´nün haberinin olmadığının resmi belgelerle ortaya konulduğunu kaydeden Doğan, şunları ifade etti:
Demek ki sayın Başbakanın başka kaynakları var. 28 Şubat soruşturması kapsamında bazı medya patronlarının ve köşe yazarlarının ifadelerinin alınmak üzere Ankara Cumhuriyet Savcılığına çağrılmasının ardından ´çağrılmayanlar da var, onların da çağrılması gerekir, patronların gerçekleri açıklaması lazım´ diyerek yargıya açıkça talimat veren kimdir?
Ülkemizde son 11 yılda, çağdaş demokrasi ve insan haklarına taban tabana zıt uygulamalarla var olan adalet, mülkün temeli olmaktan çıkmış, zulmün aracı olmuştur. Siyasi davaların görüldüğü özel yetkili mahkemeler, hukuk cinayeti işlemektedir.
28 Şubat Davasında yasal niteliği olmayan uydurma delillerin kabul gördüğünü, yalın gerçeklerin gözardı edildiğini öne süren Doğan, iddianameyi eleştirerek, İrtica denilince akla hükümet geliyorsa, bu bir düşünce hastalığıdır. Bizim iktidarlarla hiçbir sorunumuz yok dedi.
Duruşma savcısının, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesinde kuvvetli suç şüphesini öne sürdüğünü belirten Doğan, Bu belgelerde suç unsuru yok. Atılı suçla ilişkilendirilmesi mümkün değil. Asılları yoktur, fotokopidir ve tahrif edildiklerine dair güçlü şeyler vardır diye konuştu.
Genelkurmay´da birçok konuda, çok sayıda toplantı yapıldığını, bunlardan birisinin de irtica tehdidi olduğunu ifade eden Doğan, toplantı kapsamında bu tehdide yönelik bir çalışma grubu oluşturulduğunu anlattı.
Genelkurmay binasının altında geçici harp karargahı olarak kullanılan, kriz masasının kurulduğu bir yerde çalışma mekanı bulunduğunu kaydeden Doğan, BÇG´nin burada faaliyet göstermesinin mümkün olabileceği yönünde teklifte bulunduklarını söyledi.
Dava dosyasındaki, BÇG´nin kurulmasına ilişkin emrin bulunduğu belgenin ekinin sahte olduğunu savunan Doğan, Bu ekteki belge el yazması ve üzerinde tarih yok. Ana belge 4 Nisan tarihli, belgenin üzerinde herhangi bir atıf yok ek olduğuna dair dedi.
Doğan, söz konusu emrin ekinde yer alan el yazısı belgenin inceletilmesini, el yazısının kime ait olduğunun belirlenmesini istedi.
SAVCI, DOĞAN´IN İDDİASINI YALANLADI
Duruşmada Çetin Doğan ile savcı Kemal Çetin arasında sahte tartışması yaşandı. Çetin Doğan, 28 Şubat 1997 kararlarından sonra 7 Nisan 1997 günü Genelkurmay´da, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir´in başkanlığında general ve amiraller zirvesinin düzenlendiğine dair Genelkurmay Başkanlığı´ndan mahkemeye gönderilen belgenin imzasız olduğunu iddia etti. Doğan, belgenin Tamer Tatar tarafından gönderildiğini ve Genelkurmay Başkanlığı´ndan gönderilmiş izlenimi verildiğini öne sürdü. Doğan´ın bu ifadelerinin ardından savcı Kemal Çetin araya girdi. Savcı Çetin, belgenin Genelkurmay Başkanlığı´ndan gönderildiğini ve belgenin altında imzanın bulunduğunu söyledi. Genelkurmay tarafından gönderilen bu belge davanın en önemli delilleri arasında yer alıyor.
Duruşmaya yarın Çetin Doğan´ın savunması ile devam edilecek. Hazırlamış olduğu 6 bölümlük savunmasının 2. bölümünü tamamlayan Doğan, savunmasını yarın öğleye kadar bitirmeyi düşündüğünü belirtti.
(24 Eylül 2013, 11:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap