Yargıtay 9. Ceza Dairesi´ndeki 361 sanıklı Balyoz davasının temyiz 10. duruşması saat 9.00´da başladı. Duruşmada sanık avukatları savunmalarını yapmaya devam ediyor. 117 avukattan 58´i önceki duruşmalarda savunmalarını tamamlamıştı. Diğer bir deyişle, avukatların yarısı savunmasını tamamlamış oldu.
01.08.2013 10:22 Aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın da bulunduğu tarihi Balyoz davasının 12. temyiz duruşması bu sabah 09.00´da Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde başladı. Duruşmaya sanık avukatları ile aileleri katıldı.
Önceki duruşmalarda müvekkilleri olan sanıklar adına savunma yapan 117 avukattan 58´inin savunması tamamlanmıştı. Diğer bir deyişle, avukatların yarısı savunmasını tamamlamış oldu. Savunmalarda süre kısıtlaması bulunmuyor. Bazı avukatların savunması 5 dakika sürerken kimisinin ise saatlerce sürebiliyor.
DAVAYA BAYRAM SONRASI DEVAM EDİLECEK
09.09´da yerini alan heyete bazı avukatlar Pazartesi ve Salı günü Silivri´de Ergenekon duruşmalarının olacağını hatırlatarak çakışma endişesini dile getirince Başkan Ekrem Ertuğrul, o konuyu açıklayacağım dedi ve şunları söyledi: ?Sayın müdafiler, değerli izleyiciler ve değerli basın mensupları günaydın. Oturumdan önce bir hususu açıklamak istiyorum. 7 Ağustos Çarşamba öğleden sonra başlayacak Ramazan Bayramı dolayısıyla duruşmalara 12 Ağustos´a kadar ara verilecek, savunmalar o gün kaldığı yerden devam edecektir. Yargıtay´ın web sitesinde duyuru yapılacaktır.?
2 SANIĞIN AVUKATI TURGAY SARIAKÇALI´NIN SAVUNMASI
Duruşmada daha sonra savunmalara geçildi. İlk olarak, sanıklar Özden Örnek ve Mehmet Cenk Dalkanat´ın avukatı Turgay Sarıakçalı kürsüye geldi ve savunmasına başladı. avukat Sarıakçalı, yeni TCK´da yapılan düzenlemeleri hatırlatarak teşebbüs suçunun unsurlarının oluşmadığından tüm sanıkların beraatı gerekir.
Dijital verilerin gerçek oluşturulma tarihini sorgulayan Sarıakçalı şöyle devam etti: ?Acaba bunlar 2003 yılında var mıydı? Yoksa 2003´de olduğu öne sürülen olayla bağlantı kurulamaz. Mahkeme bu dijital verilerin 2003´te var olduğunu kabul edip ona göre sonuca gitti. Oysa çeşitli veri ve uzman raporları bunların en erken 2006 veya 2009´da oluşturulduğunu gösteriyor. Tüm iddianamenin kurgusu ise bunların 2002-2003´te oluşturulduğuna dayanmaktadır. O kadar büyük sahtecilik yapılmıştır. Hataya düşmemeleri mümkün değil. O hatalar sahtekarlıkları ele verdi. Bunun üzerine mahkeme zaman zaman güncellenmiştir gibi bir gerekçe buldu. Bunun da somut bir izahı yok. Kim ne zaman güncelledi, bunlar güncellendi ve şunlar niye güncellenmedi sorularının cevabı yok. Mahkeme bu düzenleme tezini ortaya atarak zaman bunların delil olamayacağının da kabul edilmesi gerekir. Güncelleme teorisi yanlış ise de bunlar kesinlikle delil olamaz.?
Avukat Sarıakçalı sözde delil CD´lerin tek oturumluk olduğu, üzerinde değişiklik yapılamayacağını vurgulayarak, bunu uygulamalı olarak mahkeme heyetine gösterdi. Savcının esas hakkındaki mütalaalarının yer aldığı CD´lerin üzerinde değişiklik yapmaya çalışan avukat Sarıakçalı, (güncelleme) kelimesini ekledi. Kaydetmeye çalıştı fakat kaydedilmediğini gösterdi.
Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı şu dikkat çekici yorumu yaptı: ?Teknik konularla ilgili bir sorun yok. Belirttiğiniz hususlar daha önce anlatıldı. Bunlar teknik konular, hukuki değil. Çok fazla detaylandırmanın anlamı yok diye düşünüyorum. Buyurun devam edin?.
Avukat Sarıakçalı, güncelleme konusunda son söz olarak ?Microsoft´un kurucusu Bill Gates gelse bu CD´lerde tek nokta değiştiremez? dedi. Avukat Sarıakçalı bu CD´lerin 2007´de ?onurlu bir subay veya bavullu adam? tarafından üretildiğini belirterek CD´ler bavullu adamın elindeyse sanıkların güncelleme yapması mümkün müdür şeklinde konuştu.
Avukat Sarıakçalı, mahkemenin ?belge asıllarının Genelkurmay Başkanlığında olduğuna dair açıklamalara değinerek şöyle devam etti: ?İlginçtir ki mahkeme sahte olduğu iddia edilen belgelerle ilgili araştırma yapmıyor ama imzalar herkesin kabullendiği davayla ilgisi olmayan yazılarla ilgili araştırma yapmıyor ama imzalar herkesin kabullendiği davayla ilgisi olmayan, yazılarla ilgili inceleme yapıp Genel Kurmay´a yazı yazıyor. Böylece asıllar buradaysa diğerleri niye yalan olsun algısı yaratılmaya çalışıldı. Hatta kamuoyunda tüm delillerin aslının Genel Kurmay Başkanlığı´nda olduğu gibi bir kanaat oluşturuldu. Cebimizde 3 banknot var. İkisi gerçek, biri sahte. İkisi gerçek diye sahte banknotu da mı gerçek kabul edeceğiz??
Avukat Sarıakçalı, müvekkili Cenk Akkanat´ın suçlandığı bir dijital veriyle ilgili ilginç bilgiler verdi. Müvekkilimin Kara Harp Akademisi bitirme tezinin denizcilikle ilgili olduğunu 4 bölümden oluştuğunu ve gizlilik derecesi bulunmadığını belirterek şunları söyledi: ?Gerekçeli kararda suç unsurları arasında gösterilmiyor. Ancak iddianame ve eklerinde yer alıyor. Polislerin hazırladığı bir rapor var. Müvekkilimin tezinden alıntılar yapıp 7 bölümden oluştuğunu belirtip şöyle bir ibare eklemişler: ?Darbe yeteneğini elinde bulunduracak...? Yanına da gizli damgası vurmuşlar. Denizcilikte darbenin anlamı su üstü ve su altı platformlardan karaya hücumlardır. Bunu bulup tezin arkasına ekleyip işte darbeden söz ediliyor denmiş. Tezin aslını ve sahtesini karşılaştırın. Diğer sahte belgelerin aslı yok ama bu sahte belgenin aslı var işte. Alın size sahte belge. Nasıl sahte belgelerle uğraştığımızı, sizin de bizim de nasıl vaktimizin alındığını, bu kadar subayın sahte belgelerin nasıl mahkeme edildiğini görün. 10 yıllık avukatım ama böyle bir yargılama görmedim. Eskiden kovboy filmleri vardı, adamı ata bağlarlar, belediye başkanı yargıç olup şeklen ifade alınır, ata kırbaç vururlar at giderdi. Burada da sorgu bile bitmez. Tutukluların boyunlarına ilmek takıldı. Tek bir talep incelenmedi. Ben bu davanın yargılanmasının huzurunuzda daha yeni başladığına inanıyorum.?
SANIK ÖMER FARUK AĞA YARMAN´IN AVUKATI SALİHA SAVAŞKAN´IN SAVUNMASI
Avukat Turgay Sarıakçalı´nın 1,5 saat süren savunmasını tamamlamasının ardından sanık Havelsan genel müdürü Ömer Faruk Ağa Yarman´ın vekili Saliha Savaşkan kürsüye geldi ve savunmasına başladı. Sanık Yarman´ın diğer avukatı Mehmet Oral salı günkü 10. duruşmada müvekkili için 1 saate yakın savunma yapmıştı.
Savaşkan, müvekkilinin kendi deyimiyle davada, ´nazar boncuğu´ olarak, tek sivil sanık olarak yer aldığını belirterek, ?Müvekkilim asker kökenli değil, askerle bağlantısı yoktur. HAVELSAN Genel Müdürüydü emekli oldu. Kendisi nükleer mühendisi olup bilim adamıdır? dedi. Müvekkilinin suç tarihinde yol müteahhidi olduğunu ve HAVELSAN´da 2003 yılında çalışmaya başladığını anlatan Savaşkan, kimin tarafından oluşturulduğu belli olmayan listenin müvekkili tarafından kaydedildiğinin iddia edildiğini ifade etti. Müvekkilinin darbe sonrasında görev alacaklar listesinde isminin bulunmadığını anlatan Savaşkan, müvekkillinin isminin yer aldığı listede görevinin ne olacağının belli olmadığını savundu. ´Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur´ ifadesine dikkat çeken Savaşkan, ?Bir davada delillerin bir kısmı doğru bir kısmı yanlış diye bir şey olmaz. Delillerin net ve katı olması ve hiçbir şüpheye mahal bırakmaması gerekiyor. Bu durum benim adalet hissimi zedeliyor? değerlendirmesinde bulundu. Dijital verilerin kaynak doğrulatılmasının yapılmadığını, müvekkilin evinde veya iş yerinde arama yapılmadığını anımsatan Savaşkan, müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu.
Savaşkan, nükleer mühendisi ve bilim adamının örgüt üyesi olduğunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Savaşkan ?82 mezunuyum. Bilişim dersi bizim zamanımızda yoktu. Bilişim hukukunu bu davayla öğrendim. Zehirli ağacın meyvesi zehirli olur, bir kısmı zehirsiz diyemeyiz. Kimler tarafından hazırlandığı belirsiz CD´lerle 13 yıl 4 ay hapis cezası verilmesi adalet hissimi zedeliyor? dedi.
Yarman´ın Milli Savunma Bakanı ile ABD´ye gidecekken bir telefon çağrısıyla gittiği Beşiktaş´ta tutuklandığını, tutuklama kararını da mübaşirin kapıda bildirdiğini anlatan Savaşkan, 21 Eylül 2012´deki Balyoz karar duruşmasında yaşananları şöyle anlattı: ?Hüküm okunurken salon ölüm sessizliğindeydi. Tüm hazirun vakurla dinledi. Mahkemeye karşı en küçük taşkınlık yoktu. Yalnızca müdafii yerinde bulunanlar 5-6 avukatın önünde koruma kalkanları elinde olan Mehmetçik vardı. Duruşma bitiminde dışarısı mahşer yerine döndü. Yaşamım boyu unutmayacağım sahnelerdi bunlar. Ancak yine de hukuka olan inancıma, ülke yargıçlarının adaletine duyduğumuz güvenle Galelio´nun ?Yine de Dünya yuvarlak? misaliyle hukukun uygulanması ve adaletin tecelli edeceği düşüncemizi müvekkilime söylemeye çalıştım.
Müvekkilim 2 yıl içinde 35 kilo zayıfladı ve kitaplar yazdı. Bu kadar değerli bilim adamı son görüşmemizde artık bizi teselli eder duruma geldi ve dedi ki, ?Üzülmeyin trafik kazalarının aldığı canlar nasıl yadırganmıyorsa, Cumhuriyet tarihimizde adalet kazalarının nice değer ve ömrü hoyratça tüketmesi de artık öyle yadırganmaz oldu. Bu coğrafya Tevfik Fikret´in ?din şehit ister Asuman kurban? her şeye rağmen ben memleketimi seviyorum, okullarına gittim, hapishanesinde yattım, kaza şimdi beni buldu diye gönül koymak yakışır mı? Bize şahsen bu toprak ve insanlıktan da umut kesmedim. Olan bizlere değil memlekete oluyor? dedi.
Avukat Savaşkan, savunmasının son bölümünde ABD´deki bir kuruluşun tutuklu 8 bilim adamıyla ilgili hazırladığı rapor hakkında bilgi verdikten sonra sözlerini şöyle tamamladı: ?Bizim yargı sistemimiz yargılanıyor. Bu ülkenin avukatıyım ve ilkemi seviyorum. Müvekkilim asker değil ama babam asker. Bu derece haklı da olsa eleştirmemin, kararlarımızın irdelenmesi beni çok üzüyor. Hukukumuz belli. Olmaması gerekenlerin bir daha olmamasını, hakların bertaraf edilmemesini, adil yargılama yapılmasını diliyor. Suçsuz yere 2 yıldır yatan suçsuzluğunu ispat ettiğimiz müvekkilim beraatını talep ediyor.
SANIK TİMUÇİN ERARSLAN´IN AVUKATI UĞUR SAYANER´İN SAVUNMASI
Avukat Savaşkan´ın yarım saat süren savunmasının ardından kürsüye sanık Timuçin Erarslan´ın avukatı Uğur Sayaner geldi ve savunmasına başladı. Sayaner, müvekkilinin 1. Ordunun 5-7 Mart 2003 tarihli seminerine katılmadığını belirtti. Müvekkilinin hangi eylemiyle tutuklandığını, bundan önce neden 1,5 yıl duruşmalardan vareste tutulduğunu bilmediklerini ifade eden Sayaner, mahkumiyet hükmünün hiçbir hukuki ve maddi dayanağı olmadığını savundu. Müvekkilinin isminin bulunduğu listedeki sanıkların bir kısmının beraatına, bir kısmının mahkumiyetine karar verildiğini anlatan Sayaner, bu konudaki kriteri anlamadıklarını söyledi. Sayaner, Vereceğiniz kararla Türk hukuk tarihinde yerinizi alacaksınız, hukuka uygun kararlarınızın, haksızlıkları bir nebze telafi edeceğini düşünüyoruz dedi.
Sayaner, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı´nın tebliğnamesindeki beraat talebine katıldıklarını da belirtti.
6 SANIĞIN AVUKATI ALİ SEZENOĞLU´NUN SAVUNMASI
Avukat Sayaner´in 7 dakika süren savunmasının ardından kürsüye Aykar Tekin, Haldun Ermin, Mesut Zafer Sarı, Aydın Sezenoğlu, Celal Kerem Eren ve Hasan Özyurt gibi 6 sanığın avukatı olan Ali Sezenoğlu geldi ve savunmasına başladı. Sezenoğlu, 10. Ağır Ceza mahkemesi´ne 19 CD ve DVD´nin lot ve kafiye numarasının ve ayrıca üretim tarihinin Japonya´ya sorulmasını istediğini ancak mahkemenin bunu kabul etmediğini söyledi. Eğer yapılsaydı bu dava açılmazdı. Belki de CD´lerin 2005´te üretildiği ortaya çıkardı. Neredeyse kendim gidecektim Japonya´ya.
Avukat Sezenoğlu 6 müvekkili hakkındaki iddiaları tek tek slaytlarla cevaplaması üzerine mahkeme başkanı araya girdi ve aralarında şu konuşma geçti:
Mahkeme Başkanı: Savunmanızı daha pratik anlatabilir misiniz? Özde, hep aynı ifadeler toparlayarak gider misiniz?
Av.Sezenoğlu: Şunu söylemek istiyorum.
Mahkeme Başkanı: Söylemeyin demiyorum, söyleyin.
Av. Sezenoğlu: Bakın ben mahkemeye bilirkişi dinlettiğim için Ağır Ceza´da yargılanıyorum. ÖSYM´de bir ihbar oldu, Bakan Yazıcı emir verdi, 24 saatte bulundu. Bunlar bu ülkenin çocuğu değil mi? Niye bu ihbar mailleri bulunmuyor.
Mahkeme Başkanı: Tüm bunlar eksik soruşturmaya yönelik iddialar.
Av. Sezenoğlu: Evet, bizim canımız yanıyor.
Sezenoğlu bu diyalog sonrasında konuşmasına devam etti.
Avukatı Ali Sezenoğlu, müvekkillerden bir tanesinin ağabeyi olduğunu belirterek, müvekkillerinin tamamının rütbesinin yüzbaşı olduğunu ve seminere katılmadıklarını söyledi. 6 müvekkilinin isminin aynı belgelerde geçtiğini 3´ünün tutuklu olduğunu 3´ünün ise serbest olduğunu ifade eden Sezenoğlu, dijital verilerinin imzasız olduğunu ve müvekkilleriyle illiyet bağı bulunmadığını kaydetti. Sezenoğlu, ?Dünyanın en iyi korunan iki liderinden biri olan Başbakan´ın ofisine gizlice dinleme cihazı konulabiliyorsa, kontrolsüz kaldığı bilenen bir odaya sigara paketi büyüklüğündeki hard diskin birileri tarafından yerleştirilmesi de mümkündür? dedi. Emniyet raporlarında dijital verilerin birbiri ile uyumlu olduğuna ilişkin bilgiler yer aldığını anımsatan Sezenoğlu, verilerin meta-data bilgilerinin farklı olduğunu slayt ile heyete gösterdi. Müvekkili Hasan Özyurt´un Gölcük´te görev yaptığını anlatan Sezenoğlu, delillere göre müvekkilinin Marmaris´e giderek ev kontrolü yapmasının gerektiğini ifade ederek, ?Gölcük-Marmaris arası 750 km. Müvekkilimin görev bölgesinden çıkarak gizlice 12 saat yolculuk yaptıktan sonra ev aramaları yapması, zaman ve mekan olarak mümkün olmadığı gibi hayatın olağan akışına aykırıdır? dedi.
İddia edilen planlarda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel´in tutuklanacak personel arasında adının geçmesine rağmen aynı planda Oramiral Bilgel´in İmralı ve Yassıada´da keşif görevi verildiğinin de görüleceğini söyledi. Sezenoğlu, ?Hem tutuklanacaksınız, hem de keşif görevini üstleneceksiniz böyle plan olur mu?? diye sordu. Davanın açılmasına neden olan 19 CD´nin kafile numarasını yerel mahkemeden istemelerine rağmen kendilerine verilmediğini anlatan Sezenoğlu, ?CD´lerin üretim tarihini içeren bu numaralara bakılmış olsalardı bu dava hiç açılmayacak bu kadar insanlar hiç mağdur edilmeyecekti? ifadelerini kullandı. ÖSYM´den sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı adına ?torpil? maili atan kişinin 24 saat içinde yakalandığını anımsatan Sezenoğlu, ?Orgeneraller, tümgeneraller, bunlar Türkiye´nin çocuğu değil mi yüzlerce mail atılıyor hiçbir soruşturma yapılmıyor? dedi.
Ağabeyi sanık Aydın Sezenoğlu´nun Libya´da NATO kapsamında kritik görev yaptığını, ifadeye çağrıldığını, geldiğini ancak yoğunluk nedeniyle ifade veremeden Libya´ya döndüğünü ifade eden Ali Sezenoğlu, ?Merkez Komutanlığı´ndan tekrar telefon geldi, yine Türkiye´ye geldi. Suçlu olduğunuza inansanız gelir misiniz? Geldiler ve tutuklandılar ve hem de kaçma şüphesiyle. Adamın elinde 3.5 milyon dolar nakit para var. Kendisine görev nedeniyle verilmiş para bu. Suçlu olsan bu parayla kaçarsın, dünyanın her yerine gidersin ama bunlar onurlu insanlar. Tahliyelerini beraatlarını istiyorum? dedi.
ÖĞLE ARASI
Saat 12.00´de duruşmaya 13.30´a kadar öğle arası verildi.
8 SANIĞIN AVUKATI İLKAY SEZER´İN SAVUNMASI
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Avukat Sezenoğlu savunmasına devam etti. Toplam 2 saat kadar süren savunmanın tamamlanmasının ardından kürsüye; Ayhan Taş, Memiş Yüksel Yalçın, Nejat Bek, Selim Erkal Bektaş, Hasan Nurgören, Behçet Alper Güney, Yüksel Gamsız ve Osman Fevzi Güneş gibi 8 sanığın avukatı olan İlkay Sezer geldi ve savunmasına başladı. Sezer, şunları söyledi: ?Bu dava için tavsiye planı deniliyor. Sanıkların nezninde TSK yargılanıyor deniliyor, kızılıyor. Ama general, amiral seviyesinde 300 dolayında asker birden ortaya çıkan davaların konusu oldu. Şu anda Türk ordusunun muvazzaflarından yüzde 20´si tutuklu. Gözden kaçıyor ama önümüzdeki zamanlarda Türk milleti açıkça görecek. Deniz Kuvvetleri´nde 120 albay varmış, 80´i tutuklu. Dünyada örneği olmayan siyasi bir dava. Asker, subay potansiyel suçlu oldu. Neredeyse sokakta görünce toplayacaklar. Üzülerek söylüyorum şekli bir yargılama hissi bizlere yaşatıldı. Tahliye talebinde bulunacağız, 15 dakika savunma hakkı var. 7 kişi için 15 dakika. 2 dakika bile düşmüyor. Avukat konuşsa müvekkiline söz verilmiyor. Savunma hakkı adeta yok sayıldı.Bu davada TSK´nın 1. Ordu komutanları tutuklandı. Bu davayla ülke savunmasına yönelik planlar işgal edilip ele geçirilmiştir.
Bu sözlerin ardından ilk olarak Orgeneral Bilgin Balanlı´nın savunmasını yapan Sezer, şunları söyledi: Şu an şu saat itibarıyla toplanan YAŞ´ta olması gereken ama maalesef cezaevinde tutuklu olan Hava Kuvvetleri´nin en kuvvetli isimlerinden Orgeneral Balanlı, asılsız iddia ve delillerle tutuklanan, 18 yıl hapisle yargılanıyor. Tutukluluk süreci 26 ayı doldurmak üzere. 2011 YAŞ Toplantısı´nda olması gerekirken bugün burada. Olmamasının telafisi mümkün olmayan ne zararlarla karşılaştığımızın özetidir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı engellenmiş olan, özgürlüğü elinden alınmış olan müvekkilime bu zararları kim tahsil eder? Yalnız siz haksızlığa son vererek bu zararları bir nebze giderebilirsiniz. ?
Bilgin Balanlı hakkında birkaç dijital veri olduğunu hatırlatan Sezer, ?Bir listede adı var ama bu listede yüzlerce isim var. Balanlı´nın altında bugün ki Hava Kuvvetleri Komutanı´nın adı var. Bu listeden 3 kişi tutuklu diğerlerinin bilgisine bile başvurulmadı.? dedi. Balanlı´nın hazırladığı öne sürülen bir belgede adının Bilgin ve İshet Balabanlı olarak gözüktüğüne dikkat çeken Sezer; bunu emniyetin yayınladığı bir tekzip tutanağı olduğunu ve Balanlı değil Balabanlı olarak yazıldığına dikkat çekti ve ?eşinin de adı karıştırılmak suretiyle bir miktar aba altından sopa gösteriliyor? dedi. Balanlı ile ilişkilendirilen Bilvanis Çiftliği iddiaları ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı açıklama yaptı. Hava Kuvvetleri Komutanı iki yazı yazarak bu iddiaları yalanladığını hatırlatan Sezer; iddiaların asılsız olduğuna dair bu yazılara itibar edilmemiştir. Neden?? diye sordu.
Savunmasında dijital veri ve sahtecilikleri anlatan Sezer, ?Eğer bu haksızlıklara bugün dur diyemezsek bu dijital verilerle birçok insan suçlanacak ve karşımıza gelecek. İnsanların dijital verilerle tutuklanması ve mahkum edilmesi hem hukuk hem de vicdana sığmaz. dedi. 10.Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyla görüşmesinden not aktaran avukat İlkay Sezer, şunları anlattı: ?beş avukat görüşmek istedik, kabul etti. Biz bir bilirkişi raporu alın bu delillerle ilgili bir bilirkişi raporu, Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman´ı dinleyin tüm taleplerimizden vazgeçeceğiz. Başkan; sizin aldığınız bilirkişi raporları var. CMK´ya göre bizim aldıklarımızla eşdeğer. Sanık da dinlemeyeceğiz.´?
Bilgin Balanlı´nın Bilvanis Çiftliği´ni izlettiği iddialarına açıklık getiren Sezer; Balanlı´yla hiçbir ilgisi olmadığını, onun görev yapmasından yıllar önce devletin güvenlik birimlerinin ortak çalışmalar yaptığını ayrıca MGK´da gündeme geldiğini, vurgulayarak; ?Balanlı´dan önce görev yapan komutanlara hiçbir şey sorulmayıp Balanlı´nın sorumlu tutulması hakkaniyetiyle bağdaşmaz?dedi. Gerekçeli karar gibi bir belgeye çok sayıda gerçek dışı ifade yer aldığını da belirten Sezer; bunun sehven özrüyle bile açıklanamayacağını ifade etti. Bu komplolar yüzünden yüzlerce subayın tutuklandığını ve hayatının karartıldığını, adalet sisteminin aldatıldığını belirten Sezer; şöyle devam etti: ?Bu komplo ile ilgili gereğinin yapılması millete ve tarihe karşı sorumluluktur. Demokrasi ve hukuk devleti denilen bu ülkede sahtecilik galip gelmiş, insan şeref ve özgürlüğü bu kadar ucuz görülmüştür. Makam ve ünvanınız ne olursa olsun bir sabah uyandığınızda terörist ilan edilmeniz işten bile değildir?.
DURUŞMA 12 AĞUSTOS´A ERTELENDİ
Avukat İlkay Sezer´in 3,5 saati aşan savunmasını tamamlamasının ardından mahkeme duruşmayı 12 Ağustos 2013 Pazartesi günü saat 09:00´a erteledi.
361 SANIKTAN 262´SİNİN, 117 AVUKATTAN 63´ÜNÜN SAVUNMASI TAMAMLANDI
03.08.2013 12:56 Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde görülen Balyoz planı davasının temyiz duruşmasında, üç haftada 63 avukat, 361 sanığın 262´sinin savunmasını tamamladı. Yargıtay´da, aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın da bulunduğu Balyoz darbe planı davasının temyiz duruşması, 12. gün boyunca yapıldı. Ramazan Bayramı´nın 7 Ağustos 2013 Çarşamba öğleden sonra başlayacak olması sebebiyle oturumlara 12 Ağustos 2013 Pazartesi gününe kadar ara verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin ´2013/9110 esas sayılı dosyası´nda savunma sırası, avukatların soyadına göre alfabetik olarak sıralanıyor. 361 sanıklı Balyoz planı davasının temyiz duruşmasında, üç hafta boyunca 96 avukata savunma sırası geldi. Bu avukatlardan 63´ü savunmasını tamamladı. 33 avukat ise adları mahkeme salonunda okunmasına karşın, duruşmada hazır bulunmadıkları gerekçesiyle savunmalarını yapamadılar. Savunma yapamayan bu avukatlara, 117 avukatın sırasının bitmesinin ardından en son söz hakkı verilecek. 361 sanıklı Balyoz planı davasının temyiz duruşmasında, üç hafta boyunca 63 avukat 262 sanığın savunmasını bitirdi. Temyiz duruşmalarına, Ramazan Bayramı sonrası kaldığı yerden devam edilecek. (Cihan)
(01 Ağustos 2013), son güncel.: (03 Ağustos 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Balyoz temyiz duruşmaları manşetlerimiz
Yargıtay Başsavcılığı: Balyoz onansın
Flaş!!! Balyoz davası bitti
Balyoz Planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz ve diğer davalardaki delil tartışmaları
BM´nin balyoz raporu çöktü
AİHM: Tutuklama ve deliller doğru
Sanıklara bir darbe de AİHM´den
Çetin Doğan´a AİHM balyozu
Yargıtay´dan Çetin Doğan´a ret
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap