Ergenekon davasında 297. duruşma başladı. Duruşmada sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Eski Kızılay müfettişi tutuklu sanık Kemal Aydın savunması için kürsüye alınırken, CHP milletvekillerinden tutuklu sanık Mustafa Balbay ile tutuksuz sanık Sinan Aygün´ün öğleden sonra savunma yapması bekleniyor.
14.05.2013 11:13 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 66´sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon davasının 297. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmada, CHP milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük, gazeteci Tuncay Özkan ve Danıştay saldırısı faili Alparslan Arslan´ın da aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya katılan 4 tutuksuz sanıktan Yalçın Küçük ve Sami Hoştan, başka suçlardan tutuklu oldukları için tutuklu sanık bölümünde yer aldılar.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli Orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in de aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Dünkü oturumda savunma yapmaya hazır sanık olmayınca mahkeme tarafından bugün savunmalarının alınmasına karar verilen sanıklardan CHP milletvekili tutuksuz sanık Sinan Aygün, duruşmaya katılmadı. Mustafa Balbay´ın ise öğleden sonraki oturumda savunmasını yapması bekleniyor.
SANIK KEMAL AYDIN´IN SAVUNMASI
Eski Kızılay müfettişi olan tutuklu sanık Kemal Aydın, savunmasını yapmak için sanık kürsüsüne çağrıldı. Sanık Kemal Aydın, Reyhanlı´daki saldırıda hayatını kaybedenle rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyerek sözlerine başladı. Konuşma sürelerinin kısıtlanmasını savunma haklarının engellenmesi olarak değerlendiren Kemal Aydın, kendisine verilen 2 saatlik süreyi en iyi şekilde kullanmaya çalışacağını söyledi.
Yargılanmalarına neden olan, iddia edilen Ergenekon terör örgütü şemasının Şenkal Atasagun´un MİT müsteşarı olduğu dönemde firari şüpheli Tuncay Güney´in ifadeleri doğrultusunda çizildiğini anlatan Aydın, Atasagun ve Güney´in tanık olarak dinlenmesi gerektiğini söyledi. Atasagun´un tanık olarak dinlenilmemesini eleştirerek, Henüz geç kalınmış değil. Zindanda tutuklu olan benim. Atasagun´un dinlenmesini talep ediyorum. Tuncay Güney´in de duruşmada telekonforens yöntemiyle tanık olarak dinlenilmesini, eğer tanık olarak dinlenilmeyecekse televizyonlara verdiği mülakatların delil olarak kabul edilmesini talep ediyorum diye konuştu.
Sanıklara esas hakkındaki mütalaaya ilişkin verilen 2 saatlik savunma süresini eleştiren Aydın, Ağır suçlamalarla yargılanıyorum. Süre kısıtlamasından da vazgeçilmesini istiyorum. Ayrıca savunmama hazırlanmak için süre talep ediyorum. Savunma hakkı hayati önem taşımaktadır ve önemlidir diye konuştu. (Cihan, DHA)
SANIK MUSTAFA BALBAY´IN SAVUNMASI
14.05.2013 17:15 Davanın öğleden sonraki oturumunda CHP milletvekili tutuklu sanık Mustafa Balbay savunma yaptı. Kendisine tanınan 2 saatlik sürenin yetersiz olduğunu söyleyen Balbay, mütalaanın hukuki bir belge olmadığını savundu. Balbay, Okunan mütalaanın içinde ne bir suçlama net olarak ifade edilmiş ne de somut bir delil gösterilmiştir. diye konuştu.
Mustafa Balbay, Kendinizle alakalı bölümde göremediğiniz suçlamaları, başka sanıklarla alakalı değerlendirmelerin yapıldığı bömlerde görebiliyorsunuz. Benimmle alakalı bölümde eski Genelkurmay Başkanımız sayın İlker Başbuğ´un ve Tuncay Özkan´ın isimleri hiç geçmezken, onlarla alakalı bölümde benle alakalı suçlamalar yer alıyor. Einstein gelse bu mütalaanın denklemini çözemez. Mütalaada ´İki artı iki buhar deniyor, suyla toprak bir olur beş eder´ deniliyor. Bu nedenle savunma yaparken sadece kendimizi savunmamız yetmiyor. Birlikte yargılandığımız insanları da savunmamız gerekiyor. dedi.
Konuşmalarına getirilen süre kısıtlamasını eleştiren Balbay, Türk Ceza Kanunu´nun en ağır maddeleri ile yargılanıp hem de tarafımıza yöneltilen suçlamalara ilişkin delillerin sunulmaması ile karşı karşıyayız. ifadesini kullandı. Balbay, iddia edilen suçların işlendiği yerin Ankara olması nedeniyle yargılamanın Ankara´da olması gerektiğini belirterek Siz, bizi burada yargılamaya yetkili değilsiniz. Yetki gasbı içindesiniz. şeklinde konuştu.
İddianameyi hazırlayan savcılarla ilgili olarak da Balbay, Savcılar burada kimleri yargılayacaklarını seçmişler, hangi suçları yükleyeceklerini de belirledikten sonra yola çıkmışlar. dedi. İddianamenin değişik yerlerinde kendisi hakkında farklı suçlamalar bulunduğunu, sayfaları ile birlikte okuyarak sıralayan Balbay, Mütalaanın 25´inci sayfasında İlhan Selçuk ve Şener Eruygur ile birlikte toplantılara katıldığım. Bu toplantılara ilişkin notlar alarak da darbeye zemin oluşturduğum iddia ediliyor. Bu bölümde, not almama rağmen bu notları hiçbir yerde kullanmadan sildiğim belirtiliyor. Bu da üzerime atılan suçun dayanağı olarak gösteriliyor. Bilgisayarımdan çıkan notlar hala bana gösterilmedi. Suçlanmama neden olarak ´Balbay´ın notları´ ve ´Balbay´ın günlükleri´ gerekçe gösteriliyor. Ancak bu notlar bana ait değil ya da tahrif edilmiş notlardır. Bilgisayarımdan çıkan 1998 ve 2006 yıllarına ait notlar, emniyette 2,5 dakikada hazırlanmış. Ayrıca Dizüstü bilgisayarımdan çıkan notlar olduğu söyleniyor ama benim dizüstü bilgisayarım yok, masa üstü bilgisayarım var. şeklinde konuştu.
Cumhuriyet gazetesi manşetinden yayınlanan ´Genç subaylar rahatsız´ başlıklı haberle ilgili olarak da Balbay, Genç subaylar rahatsız´ ifadesi, Türkiye´de darbeler tarihinde önemli yere sahip olan ve Başbakan Adnan Menderes´in idamı ile sonuçlanan 27 Mayıs darbesinin sloganıydı. 20 Mayıs 2003 günü Başbakan ile Genelkurmay Başkanı´nın yaptığı görüşmenin içeriğine ilişkin haberde ´Genç subaylar tedirgin´ manşetini kullandık. Bu, haberden başka bir şey değildi. Gazetecilerin haberleri gerektiğinde rahatsız edebilir. Namık Durukan´ın haberi de böyle bir haberdir. Namık Durukan, bu haberle ilgili olarak da ödül almıştır. dedi.
Sanık Balbay, savunmasının devamında Menderes´in, 27 Mayıs 1960´da idam edilmesi ile ilgili olarak da İdam kararını kimler verdi? Hükümet mi? Hayır, Asker mi? Hayır. Bir özel mahkeme oluşturulmuştu. Adnan Menderes bir yasa çıkartarak yaşı geçkin olanları emekliye ayırmış, gençleri de göreve getirmişti. İşte o heyet kendisini yargılamıştı. Menderes yargılaması sırasındaki hukuksuzlukları anlatınca yargılayan mahkeme tarafından ´Sizi buraya getiren mahkeme, böyle olmasını istiyor´ cevabını vermişti. ifadesini kullandı. (Cihan)
(14 Mayıs 2013, 11:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap