49´u muvazzaf asker toplam 357 sanığın yargılandığı, fuhuş, tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belgeleri ele geçirme davasına sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.
13.05.2013 13:57 49´u muvazzaf asker 357 sanığın yargılandığı, fuhuş, tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belgeleri ele geçirme davasına 17. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.
SANIK ATİLA KAYA´NIN SAVUNMASI
Duruşmada ilk olarak iddianamenin 19. sırasında yer alan tutuklu sanık muvazzaf albay Atila Kaya´nın savunmasının alınmasına başlandı. Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve gizli kalması gereken bilgileri temin etme suçlamalarıyla 2 ile 6 yıl hapsi istenen Atila Kaya, dijital iftirayla karşı karşıya kaldıklarını iddia ederek, beraatini ve tahliyesini talep etti.
SANIK BÜLENT KUL´UN SAVUNMASI
Daha sonra iddianamede 23. sırada bulunan tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Bülent Kul savunma yaptı. İddianamede örgüt koordinatörü olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Üsteğmen Onur Süer´e bağlı çalıştığı belirtilen Kul, bir teğmenin altında çalışacak acziyete sahip olmadığını, bunun vicdansızlık ve mantıksızlık olduğunu söyledi. Kimse için bilgi ve belge temin edip vermediğini kaydeden Kul, bilgisayarda hazırlanmış belgelerle suçlanıp cezaevinde yatmanın vicdani olmadığını ifade etti. Sanık Bülent Kul, tahliyesini ve beraatini istedi.
SANIK CELALETTİN AKÇİL´İN SAVUNMASI
Daha sonra iddianamede 24. sırada yer alan tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Celalettin Akçil savunma yaptı. Hakkında 2 ile 6 yıl hapis cezası istenen Akçil, bilgi ve belge kazandırmadığını, kazandırdığı iddia edilen belgelerin hepsinin internette mevcut olduğunu söyledi. Akçil, suçsuz olduğunu belirterek tahliye ve beraatini talep etti. Akçil´in savunmasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.
SANIK DURMUŞ ERAY GÜÇLÜER´İN SAVUNMASI
Duruşmaya öğleden sonra devam edildi. İddianamenin 26. sırasında yer alan kurmay albay Durmuş Eray Güçlüer savunmasını yaptı. ´Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak ve gizli kalması gereken bilgileri temin etmek´ suçlarından 2-6 yıl arasında hapis cezası istenen Güçlüer, üzerine atılı suçlamaları reddetti.
Suçlamaları öğrendiğinde yurt dışında olduğunu, hemen apar topar Türkiye´ye döndüğünü ve savcılığa kendisi isteğiyle başvurduğunu, çünkü suçsuz olduğuna inandığını belirten Güçlüer, ?Kendi isteğimle teslim olmuşum, ama kaçma şüphesiyle 11 aydır tutuklu yargılanıyorum. Bu olay bende ve ailemde telafisi olmayan yaralar açtı? dedi. Güçlüer, birileri tarafından adına dijital dosya açılıp, içine birtakım belgeler konulmasıyla kendini iğrenç bir komplonun içinde bulduğunu, tahliye ve beraatini istedi.
SANIK DOĞAN ŞAHİN´İN SAVUNMASI
Duruşmada daha sonra Doğan Şahin savunma yaptı. Aynı suçlamalardan 2-6 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Şahin, ele geçirilen materyaller içinde kendi ismine dair bir belgenin çıkmadığını, sanık Safiye Köten´den ele geçirilen belgelerde ise ´Doğan Şahin´ isimli dosyaların şifrelerinin kırılamadığının belirtildiğini, ancak içeriğinin belli olmayan dijital belge nedeniyle suçlandığını savundu.
SANIK EMİN UĞUR ÖZAÇIK´IN SAVUNMASI
Aynı suçlamalarla yargılanan jandarma Yarbay Emin Uğur Özaçık, özel hayatlar üzerinden komplo kurulduğunu, iddianamede suçlamalara dayanak gösterilen belgelerin önemli kısmının sahte olduğunu söyledi. Özaçık, suç işlemediğini ve örgüte üye olmadığını belirterek, tahliyesini istedi.
SANIK EMRE ASLAN´IN SAVUNMASI
Aynı suçlamayla yargılanan pilot Üsteğmen Emre Aslan ise, ´Pandora´ veri tabanında kendisi hakkında ?desteklenecek kişilerden olduğu? şeklinde notun yer aldığını, kimseye belge vermediğini, şantaja maruz kalmadığını ve suçsuz olduğunu ifade etti. Aslan, örgütün mağduru olduğunu, kendisi hakkında iftira atıldığını, TC kimlik numarasının ele geçirilerek dijital verilere kaydedildiğini savunarak, tahliyesini ve beraatını talep etti.
SANIKLARIN HÜKMÜN GERİ BIRAKILMASI TALEPLERİ YOK
Öte yandan, Mahkeme Başkanı Atilla R.´ın ?ceza almaları halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılma taleplerinin olup olmadığını? sorması üzerine savunmasını veren bütün sanıklar böyle bir taleplerinin olmadığını, zira suçsuz olduklarını, bu nedenle beraat talep ettiklerini söylediler.
BİLGİN ÖZKAYNAK´TAN DİLEKÇE
Örgütün elebaşı olduğu iddia edilen, hakkında müebbet ve 9 yıl hapis cezası istenen tutuklu sanık Bilgin Özkaynak´ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, mahkemeye dilekçe verdi. Sakarya, verdiği dilekçeyi de delillere dayanarak sunum yaptı. Bilgin Özkaynak, avukatı Sakarya aracılığıyla mahkemeye verdiği dilekçesinde şunları belirtti: ?Anladım ki, bütün bu operasyonların amacı benim tırnaklarımla gece gündüz çalışıp biriktirdiğim mal varlığımın elinden alınmasının hedeflenmesidir. Benim şirketim aile şirketleridir. Karım ve iki çocuğumdan başka kimsem yoktur. Arkamızda da dayandığım başka güç yoktur. Ayrıca , ?Pandora´ veri tabanında adı geçmeyen Mahmet Aksu´nun da neden alındığını da anladım. Düşündüler ki, şirketlerin mali müşavirliğini yapan Mehmet Aksu´yu da alalım, arkasında şirketler idare edecek kimsesi kalmasın, ben de daha kolay bir lokma olayım. Bunun sonucu olarak, tutuklu kaldığım bir sene içinde ben işlerimin başında olmadığımdan bazı işlerim zora girmiştir, tutukluluğumun uzaması halinde mağduriyetim artacak, bazı işyerlerim de elimden gidecektir. Bu çerçevede şu anda bazı zorlamaların başladığını da heyetinize bildirmek isterim? dedi.
Yazılı savunmasında Özkaynak, ?ben suçsuzum ama bu komployu kimler kurduysa ve çok isteniyorsa söylesinler tüm mal varlığımı devredeyim, ailemi de alıp çok sevdiğim vatanımı terk edeyim? dedi. Özkaynak savunmasınnı devamında şu görüşleri dile getirdi: ?Bunları anlatmamın sebebi kamuoyunda ?Ergenekon´ davası olarak bilinen soruşturmada benimle ilgili ?Kovuşturmaya yer olmadığı´na dair kararın cuma günü avukatım tarafından bana getirilmesidir. Ergenokon silahlı terör örgütü ve üyeleri ile sözde irtibatım araştırılmıştır. Bu sebeple yaklaşık 2-3 yıllık süre boyunca tüm telefonlarım dinlenmiştir. Ancak bu takip ve dinlenmeler sonucunda kamu davası açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilememiştir. Ergenekon soruşturmasındaki dinlemenini bitmesinden ve hakkımda açılmış olan soruşturmanın sonlanmasından sadece 3 gün sonra 10 Ağustos 2010´da bu defa İzmir Emniyet Müdürlüğüne sözde ihbar maili gelmiş ve 3 Aralık 2010 tarihinde ismimin de geçtiği projeli çalışma başlatılmıştır. Bu kapsamda 9 Mayıs 2012´de gözaltına alınarak fuhuş, gizli belge, kişisel verileri kaydetme, tehdit amaçlı suç örgütü lideri olarak kurduğum iddia edilmiştir. Bu soruşturmanın başlaması gerçekten çok manidardır. Halen F 1 cezaevinde tutuklu bulunmaktayım. Yani hakkımda komplo kuranlar Ergenekon soruşturması ile istediklerini elde edememişler, bunun üzerine hiç ilgim olmadığı halde 2010/640 soruşturma sayılı casusluk dosyasına beni bağlamışlardır. Ben bana kurulan ve yıllardır planlı bir şekilde ilerleyen ve beni bitirmeyi amaçlayan bu komplonun sonucunda halen şoktayım. Bu yeni belgeler aleyhime kurulan komplonun göstergesidir. Bunları da tarafınıza delil olarak sunuyorum. Mağduriyetimin göz önüne alınarak bir an evvel kefeletle de olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.?
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi. (DHA)
(13 Mayıs 2013, 13:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Casusluk iddianamesi kabul edildi
İşte casusluk çetesinin şeması
Casuslar TSK´da cirit atıyor
Casusluk: 6. dalga, 50 gözaltı
Casusluk: 5. dalga, 54 gözaltı
Casusluk: 4. dalga, 30 gözaltı
Casusluk: 2. dalga, 51 gözaltı
Casusluk operasyonu: 26 gözaltı
Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz, Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap