Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın naaşından alınan örnekler üzerindeki incelemede dışarıdan verildiği kesin olan dört zehirli madde tespit edildiği belirtiliyor: DDT (zehir), Kadmiyum (ağır metal), Amerikyum ve Polonyum (radyoaktif madde). Uzun vadede radyoaktif maddelerle vücudun yorulduğu, sonra böcek ilacı ile ani ölümün sağlandığı düşünülüyor.
24.11.2012 11:34 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talimatıyla mezardan çıkarılarak otopsi yapılan 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal´ın Adli Tıp raporunda son aşamaya gelindi. Ortaya çıkan bulgular Özal´ın ölümü üzerindeki sır perdesini kaldıracak nitelikte. Yapılan incelemelerde Özal´ın naaşında dışarıdan verilmiş dört farklı toksik maddeye ulaşıldı.
Bunlar içinde, çok zehirli ve inatçı bir böcek öldürücü olan, 1980 yılında Türkiye´de yasaklanan DDT (dikloro difenol trikloroethan) zehir maddesinin vücuda alındıktan sonra karaciğerde parçalanması sonucu oluştuğu bilinen DDE ilk sırada yer aldı. Doğada ve insan vücudunda yok olmayan bu zehrin, Özal´ın naaşında, normal sınırdan 10 kat fazlası tespit edildi.
İkinci sırada ise seramik, pil ve akü sanayiinde kullanılan kanserojen ve toksik bir ağır metal olan Kadmiyum (Cd) bulunuyor. Adlî Tıp´ın yaptığı incelemelerde ilk iki madde naaşta yüksek miktarda çıktı.
Naaşta ayrıca dışarıdan verilen, öldürücü etkiye sahip ´Amerikyum´ ve ´Polonyum´ adlı iki ayrı radyoaktif madde de tespit edildi.
Rapor birkaç haftaya tamam
Adli Tıp´taki incelemede, Özal´ın vücudunun uzun vadede radyoaktif maddelerle hasara uğratıldığı ve sonra da böcek ilacı ile ani ölümünün gerçekleştiği üzerinde duruluyor. Bütün bu sonuçları değerlendirecek olan Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu birkaç hafta içinde raporu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderecek.
Uzmanların tespitlerine göre, DDT vücuda fazla miktarda alındığı zaman şok ve ani ölümlere neden oluyor. Böcek zehrinin Özal´a dışarıdan sıvı ya da katı gıda maddeleriyle birlikte verildiği ifade ediliyor. Zehir kendini kusma, ishal, ter, solunum sıkıntısı, göz bebeğinde büyüme veya küçülme, nabız artışı, kaslarda zayıflamalar, kasılmalar ve kramplar şeklinde gösteriyor. Özal ölümünden bir gün önce Bulgaristan Büyükelçiliği´nde içtiği limonata ya da Çankaya Köşkü´ne geldikten sonra tükettiği gıdalar üzerinde duruluyor.
Kadmiyum (Cd), vücuda alındıktan sonra kana karışıyor. Ağır metal olduğu için vücuttan atılamıyor. Kemiklerde kalsiyum yerine stoklanan kadmiyum (Cd), kemik dokularında yenilenme sürecini yavaşlatıyor ve vücuda zarar veriyor. Özal´ın vücudunda az miktarda bulunan ama dışarıdan verildiği kesin olan ´amerikyum´ ve ´polonyum´ ise vücutta ciddi yıkıma sebep oluyor. Kişinin günlük hayatını sekteye uğratıyor, yorgunluğa sebep oluyor. Özal´ın özellikle Orta Asya gezisi sırasında yorgun ve bitkin olması dikkat çekmişti.
İşte öldürücü o 4 zehir
DDT: Çok zehirli ve inatçı bir böcek öldürücü olan DDT, kolayca vücut dokusundaki yağlarda çözülür ve gıda zincirinde birikmeye başlar. DDT yıllarca, dünyada yaygın biçimde böcek ilacı olarak kullanıldı. Yüksek dozlarda insan vücuda giren DDT, sinir sistemini etkileyerek titreme, çırpınma ve felce yol açabiliyor. Ölümlere neden oluyor. 1970´li yıllarda ABD ve Avrupa´da yasaklandı.
Kadmiyum (Cd): Elektrik, seramik, pil ve akü sanayiinde kullanılan kadmiyum, kanserojen etkili toksik bir ağır metal olarak biliniyor. Gıdalar, içme suyu, hava, sigara ve çalışma ortamı havasıyla insan vücuduna girebiliyor. Yoğun miktarda alındığında ölüme neden oluyor.
Polonyum: Rus istihbarat servisinin eski çalışanlarından Aleksander Litvinenko´nun zehirlenmesi ile gündeme gelen radyoaktif polonyum maddesi, solunum, yiyecek ve içecek maddeleri ya da ciltte bulunan açık yaralardan vücuda girmesi durumunda tehlikeli süreci başlatıyor. Arap TV kanalı El-Cezire´nin iddiasına göre, Filistin´in 2004 yılında hayatını kaybeden lideri Yaser Arafat, polonyumla zehirlenerek öldürüldü.
Amerikyum: Radyoaktif bir madde olan amerikyum, oldukça zehirli bir madde olduğundan herhangi bir şekilde vücuda alındığında ölüme sebebiyet veriyor.
Gül ´araştırın´ dedi savcı mezarı açtı
17 Nisan 1993´te vefat eden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ani ölümü senelerce tartışıldı. Cumhurbaşkanı Gül´ün talimatıyla ölümü araştıran Devlet Denetleme Kurulu, 13 Haziran 2012´de şüpheleri rapor etti, vefat günü yaşananları ´akıl tutulması´ olarak nitelendirdi. Ölüm nedeninin tam anlaşılabilmesi için mezarın açılarak otopsi yapılması gerektiği ifade edildi. Mezar 2 Ekim 2012 tarihinde açıldı, Adli Tıp tarafından örnekler alındı. (Çağlar Avcı / Zaman)
KORUMALARDAN GARSONLARA KADAR HERKES SORGULANMALI
25.11.2012 12:02 Adli Tıp´ın, Turgut Özal´ın naaşı üzerinde yapılan incelemede, dışarıdan verildiği kesin olan dört zehirli madde tespit etmesi büyük yankı uyandırdı. Özal´a yakın isimlerle siyasiler kafalarda soru işareti kalmaması için uyarıyor: ?Bu süreçte tedbirler alınmalı. Garsonundan korumasına kadar herkes sorgulanmalı.? Özal döneminin Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, ?O gece Köşk´e, Özal´ın en yakınlarına bakmak lazım.? derken, Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, o dönem Özal´ın etrafında bulunan herkesin kapsamlı bir şekilde sorgulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Özal´ın naaşında böcek zehri DDT, ağır metal kadmiyum, radyoaktif elementler amerikyum ile polonyum bulunduğunu Zaman dün manşetine taşımıştı.
Özal dönemi Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler:Eğer Adli Tıp´ın çalışmaları zehirlenme bulgusunu doğruluyorsa o gece Köşk´te bulunan herkes sorgulanmalı. Korumasından garsonuna, aile üyelerine kadar sorgulanmalı. Gerisi savcılara kalmıştır. Fakat bana göre bundan daha önemlisi Özal´a daha önce Kartal Demirağ tarafından gerçekleştirilen suikast girişimi. Bu olayın bütün detayları ortaya çıkarılmalı. Çünkü bu olayın aydınlatılması günümüzdeki bu olay kadar önemli. Bu noktada Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da harekete geçmeli.
Kapsamlı bir soruşturma yapılmalı
Hasan Celal Güzel (Özal döneminin bakanı)Özal´ın öldürülmesine ilişkin şüphelenecek çok sebep vardı. 1988 Haziran´ındaki genel kongrede suikasta uğramıştı zaten. Yapılan tahkikatla Özal´ın ölüm nedeni ortaya çıkıyor. Bu çok üzücü bir durum. Cumhurbaşkanımızın şehit olduğunu gösteriyor. Dünyanın sayılı adamlarından, politikacılarından biri haince öldürülüyor ve bunun sorumluları acilen ortaya çıkarılmalı. Araştırmalar zamanında yapılsaydı failler bulunabilirdi
Eski Bakan Sait Yazıcıoğlu:Zehirleme işleminin bu denli kademeli yapılmış olmasını aklım almıyor. Bir cumhurbaşkanının yemesi içmesi özeldir. Korumaları vardır. Yemekleri kontrol edilir. Zehirlerin kademe kademe verilmesi ve bunun anlaşılmaması çok vahim bir durum. Özal´ın öldürülme zamanı da çok çarpıcı. Bugün Türkiye´nin en büyük problemleri arasında yer alan Kürt sorunuyla ilgili önemli çalışmalar yapılıyordu.
Eski başbakan yardımcısı ve Özal´ın en yakın arkadaşı Ekrem Pakdemirli: Bu bilgilerin bir kısmı balon bile olsa demek ki öldürüldüğü kesin. Bu alçaklığı kim yaptı bilmiyorum ama eğer ortaya çıkarsa bu adamı asmak lazım. İlahi adalet tecelli edebilir. Ben bilmiyordum, sonra söylediler. Özal´ın ölümünden sonra Köşk´ten ayrılanlar olmuş. Aşçı, yanılmıyorsam ölümden bir hafta-on gün sonra Kanada´ya, hizmet eden kız da İsveç´e yerleşmiş. Demek ki yakınından biri herhalde. Bunları getirmek öyle zor değil. Bavullayıp getirmek gerekir. Herhalde bunları da bizim savcılar akıl eder.
O YORGUNLUK BABAMA BİR ANDA GELDİ
Ahmet Özal (Turgut Özal´ın oğlu): Ben de o geziye katılmıştım. O yorgunluk babama bir anda geldi. Artık raporların yazıldığını zannediyorum. Adli Tıp bunları hukuken savcıya vermek zorundadır. Bundan sonrası savcının görevidir. Babamın zehirlediğini baştan beri tahmin ediyordum. 14 senedir bunun kavgasını veriyorum. 1988 yılındaki suikastın araştırılması lazım. Bu rapor açıklandıktan sonra savcıların suikastı incelemesi gerekiyor.
Soruşturma komisyonu kurulmalı
Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın:Özal´ın ölümünün normal bir ölüm olmadığı belli. Raporun henüz kapalı olan kısımları var. Mezarın açılmasından sonra elde edilen bulgular gösteriyor ki Özal ciddi bir cinayete kurban gitmiş. Bunu yapanların hesap vermesi lazım. Rapor tamamlandıktan sonra savcıya gönderecekler. Savcı da bundan sonra gerekli işlemleri yapacak. TBMM, Özal´ın Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan ölümüyle ilgili raporu kaynak alarak soruşturma komisyonu kurması lazım. Bu komisyona raporlar da intikal eder.
Özal´ın etrafındakiler kapsamlı araştırılmalı
AK Parti Milletvekili (Susurluk Komisyonu Başkanı) Mehmet Elkatmış:Artık hiçbir sır gizli kalmıyor. Yıllar öncesinde yapılan bir cinayet bile bugün ortaya çıkarılıyor. Özal´ın öldürülmesi de bunlardan birisi. Bugün ortaya çıkan gerçekten yola çıkılarak o dönem Özal´ın etrafındaki herkes kapsamlı bir şekilde sorgulanmalı. Birçok önemli kişiyi en yakınındaki insanların zehirleyip öldürdüğünü biliyoruz. Özal´ın zaman içerisinde zehirlenerek öldürüldüğünü düşündüğümüzde yakınında bulunanlar çok dikkatli bir şekilde araştırılmalı.
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı:Bu maddeler eğer topraktan geçmediyse ve doğruysa uzun yıllar vücutta kalabilir ve tespit edilir. Özellikle DDT, kadmiyum ve amerikyum. Bu maddeler insanları öldürebilir. Burada biraz polonyum´da sıkıntılı olabilir. Onun yarılanma ömrü kısa. O konuda bir şey söyleyemeyeceğim.
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: Ben olsam manşeti ´Bütün taşlar yerine oturuyor´ diye atardım. Daha önce söylediğimiz her şey doğru çıkıyor. Bir kere otopsi yapılamadı. ´Ambulans yoktu´ gibi ihmal sayılabilecek saçmalıkları bir tarafa bırakalım. Ama otopsi yapılmaması ciddi manada bir karartma operasyonudur. Kan örneğini hemşirenin kırması falan bu tabii hiçbir şekilde kabul edilemeyecek gülünç bir iddia. Son olayların başlangıcı DDK´nın çok ciddi profesyonel bir çalışmasıdır. Talimatı Abdullah Gül vermişti, sağ olsun. Ben eski bir savcı hakim olarak bütün ihtimalleri ortaya yatırmak zorundayım. Ama bir karartma operasyonu olacağı konusunda şimdi benim bir şüphem var. Dikkatli olunmalı. (Çağlar Avcı , Göksel Genç / Zaman)
ÖN RAPOR: ÖLÜM NEDENİ KARACİĞER HARABİYETİ
29.11.2012 10:22 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal´ın naaşından 1´inci İhtisas Dairesi´nin elde ettiği bulgularla ilgili önemli bilgilere ulaşıldı. Naaşında 4 ayrı zehir bulunan otopside, Özal´a dışarıdan verildiği tespit edilen DDT (zehir), kadmiyum (ağır metal), amerikyum ve polonyum´un (radyoaktif madde) hangi organlara ve ne şekilde zarar verdiği belirlendi. Ön rapora göre, Özal´ın karaciğerlerinde normalin çok üstünde DDE adlı toksik maddeye rastlandı. DDE´nin, vücuda dışarından giren DDT isimli zehrin ciğerde parçalanmasıyla oluştuğu öğrenildi. Karaciğerdeki parçalanmanın otopsi raporuna ´ölüm nedeni´ olarak yansıyacağı belirtilirken, ince bağırsak ve testislerde kadmiyum, soluk borusu ve akciğerlerde polonyum maddeleri belirlendi. (Zafer Kütük / Star)
(24 Kasım 2012), son güncel.: (29 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Adli Tıp iddiası: Özal zehirlenmiş
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
Özal ailesinden garip tavır
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap