Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın naaşından alınan örnekler üzerindeki incelemede tespit edilen öldürücü zehirlerin, naaşın etrafındaki toprakta hiç bulunmadığı ortaya çıktı edildi. Bu sonuç, Özal´ın zehirlenerek öldüğünün kesinleşmesi anlamına gelirken, bazı çevrelerin ´zehirler topraktan yağ dokusuna karıştı, dışarıdan verilmedi´ iddialarını da çürütüyor.
26.11.2012 10:32 Adli Tıp Kurumu´nun, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın naaşı üzerinde yapılan incelemede, dışarıdan verildiği kesin olan 4 zehirli madde tespit etmesi geniş yankı uyandırdı. Bazı çevrelerin ´zehirler topraktan yağ dokusuna karıştı. Dışarıdan verilmedi.´ iddialarını ise Adli Tıp´ın hassas çalışmaları yalanlıyor. Özal´ın naaşında çıkan zehirlerin topraktan karışma ihtimaline karşı uzmanlar mezarın 40 cm yakınındaki toprak kütlelerini de çeşitli incelemelere tabi tuttu, zehir taramasından geçirdi. Dışarıdan verilen zehirlerin hiçbirinin topraktan olmadığı sonucu ortaya çıktı. Uzmanlar ayrıca zehir bulgularını naaşı çürümeyen Özal´ın organ ve dokularında tespit etti. 19 yıl sağlam kalan karaciğer, beyin, ince bağırsak gibi bölümlerinde zehirler tespit edildi. Ayrıca örneklerini inceleyen uzmanlar farklı ekiplerle birbirinden habersiz doğrulamalar yaptı. Sonuç yine aynı çıktı.
Özellikle toksik sınırın 10 kat fazlası bulunan böcek öldürücü DDT, karaciğer ve ince bağırsakta tespit edildi. Aradan geçen bunca zamana rağmen oranın fazla çıkmasıyla ilgili, ?Oran bunun kat ve kat daha fazlası olabilir. Zamanla zehirdeki değişiklikler bu oranı düşürmüş olabilir.? değerlendirmesi yapılıyor. Bu da şu anlama geliyor: ?Özal en fazla bir iki gün içinde ya da miktarın çokluğuna bakarsak yere yığıldığı sabahın saatler öncesinde zehirlendi. Diğer verilen zehirler ise zamanla vücudunu yıktı.? (Çağlar Avcı / Zaman)
ZEHİRLENME TEŞHİSİ ZAMANAŞIMINI UZATIR
27.11.2012 09:43 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmada, zamanaşımı 2013 yılının Nisan ayında dolacak. Ancak Adli Tıp Genel Kurulu tarafından yapılan otopsi raporunun ulaşmasından sonra süreç farklı işleyecek. Buna göre, otopsi raporundaki ´zehirlenme´ tespitiyle birlikte soruşturmanın seyri değişecek. Çünkü soruşturma dosyasında en az bir ismin şüpheli olarak geçmesi halinde zamanaşımı süresi 10 yıl uzayacak. Öte yandan Özal´ın ölümünün doktorlar tarafından şüpheli bulunduğu ancak olayın adli mercilere aktarılmadığı ortaya çıktı.
Otopsi sonuçları, 17 Nisan 1993 yılında hayatını kaybeden merhum Cumhurbaşkanı´nın zehirlendiğini ortaya koyuyor. Özal´ın ölümünün cinayet olmasının kesinleşmesi durumunda dava açılacak. Suç, eski Türk Ceza Kanunu (TCK) döneminde işlendiği için dava açma süresi 20 yılda doluyor. Ancak soruşturmada şüpheli bulunması ve bu şüphelinin ifadesinin alınması durumunda zamanaşımı süresi kesiliyor. Bu durumda süre 10 yıl daha uzuyor. 657 sayılı TCK´nın 102. maddesinde zamanaşımının ?ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis cezalarını gerektiren suçlarda yirmi sene? olduğu kaydediliyor. Zamanaşımının kesilerek uzayacağı süre ise söz konusu kanunun 104. maddesinde şöyle geçiyor: ?Kamu davasının zamanaşımı, mahkumiyet hükmü, yakalama, tevkif, çağırma veya hazır bulundurma müzekkereleri, adli makamlar huzurunda şüphelinin sorguya çekilmesi, şüpheli hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya cumhuriyet savcısı tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir. Bu sebepler zamanaşımı süresini 102. maddede ayrı ayrı belirlenen sürelerin yarısının eklenmesiyle ulaşacağı süreden fazla uzatamaz.?
Son günlerinde yanında kimler vardı?
Otopsi raporunda tespit edildiği belirtilen zehirlerin kısa süre içinde etki gösteren zehirler olması şüpheleri Özal´ın son günlerinde yanında olan isimlere çevirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün talimatıyla hazırlanan 625 sayfalık Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda, Özal´ın son günlerinde yanında olan isimlere yer verildiği belirtildi.
Raporu Rektör Bozer düzenledi
Özal´ın ölümünün, Çankaya Köş-kü´nde rahatsızlanmasının ardından getirildiği Hacettepe Hastanesi doktorlarında da şüphelere yol açtığı belirtildi. Bu şüpheler konusunda ölümün tıbben kesinleşmesinin ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na bilgi verilmediği ortaya çıktı. Özal´a hastanede ilk müdahaleyi yapan ekibin başında olan dönemin Hacettepe Üniversitesi Rektörü Yüksel Bozer´in ´ölümün şüpheli olmadığı´ yönündeki kanaatini belirtmesinden sonra olayın adli mercilere aksettirilmediği kaydedildi. (İzzettin Çiçek / Zaman)
(26 Kasım 2012), son güncel.: (27 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Adli Tıp iddiası: Özal zehirlenmiş
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
Özal ailesinden garip tavır
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap