Ergenekon davasına 259. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, Balyoz darbe planı davasında ağır hapis cezası alan emekli Org. Ergin Saygun tanık olarak dinleniyor. Saygun, Erzincan´daki Ergenekon yapılanması konusunda hakkında gizli tanıklarca dile getirilen iddiaları yalanladı.
12.11.2012 14:19 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı Ergenekon davasının 259. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmada tanık olarak dinlenilen emekli Orgeneral Ergin Saygun, kendisinin Erzincan´a gittiği şeklindeki gizli tanık beyanlarının tamamen yalan olduğunu söyledi.
TANIK ERGİN SAYGUN´UN İFADESİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmaya, rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi´nden ambulansla getirilen Saygun´un Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından kimlik tespiti yapıldı.
´Tutuklu musunuz, hükümlü mü?´ sorusuna Saygun, ´Balyoz Planı´ davasında 18 yıl hapisle cezalandırıldığını anımsatarak, Yargıtay aşamasının bulunduğunu söyledi.
Saygun´un, imzasız ihbar mektuplarının kanunlara göre delil niteliği bulunmadığınını söylemesi üzerine Başkan Özese araya girerek, ´Burada vakıf olduğunuz olayları, gözlemlerinizi anlatın´ diyerek, hukuki vasıflandırma yapmamasını istedi.
´Balyoz´ soruşturması sırasında emniyette 25-30 saat süren ifade verdiğini, kendisine ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesi kapsamında da sorular sorulduğunu dile getiren Saygun, ´Bana ´İlhan Cihaner´i tanıyor musun´ diye sordular. ´Tanıyorum´ dedim. İhbar mektubu olduğunu söylediler. Efe ve Munzur (gizli tanık) benim Erzincan´a gittiğimi iddia ettiler´ dedi.
Saygun´un gizli tanıkla ilgili bazı açıklamaları üzerine Başkan Özese, gizli tanığın kimliğini açıklamanın suç olduğunu belirtti.
Gizli tanıkların kendisini tanıdıklarını sanmadığını ifade eden Saygun, ´Gizli tanıklara, ´Ergin Saygun Erzincan´a geldi´ şeklinde bu telkinleri yapanlar, ifade vermeye zorlayanlar kimdir. Tamamen yalandır. Ne Erzincan´a gittik, ne de bir seminere katıldık. Bunlar dosyada olduğu için açıklık getirmek istedim´ diye konuştu.
Başkan Özese´nin bilgisayarların silindiği iddiasını hatırlatması üzerine Saygun, 2008´de Genelkurmay 2. Başkanlığı´ndan 1. Ordu Komutanlığı´na atanması nedeniyle, ayrılırken kendi bilgisayarlarını temizlediklerini söyledi.
Saygun, ´Sadece bilgisayarları değil, dolaplarda ne kadar dosyalar varsa onları da ilgili yerlere gönderdik, temizledik. Benim sağlık durumumla ilgili rapor internete düştü. Bu nedenle temizleyerek birşey bırakmadık´ şeklinde konuştu.
Saygun, ihbar mektubunda sözü edilen temizlemenin yapıldığı dönemde kendisinin ve sekreteri Uğur Berksun´un Genelkurmay Karargahı´nda olmadığını kaydetti.
´Ergenekon´ dosyasındaki bazı konuların sanki ´Balyoz´ dosyasında da yer aldığını ifade eden Saygun, ´Hilmi Özkök, Çetin Doğan´a ´1. Ordu´da bazı emekli orgeneraller ve sivillerin darbe hazırlığı yaptı´ diyor. O dönem ne emekli orgeneral ne de sivil var. O zaman bahsedilen davanın Balyoz değil, başka bir şey olduğunu düşünüyoruz´ dedi.
´Balyoz Planı´ dosyasında bazı listelerde isimleri olduğu gerekçesiyle bir kısım sanıkların 16 yıl hapisle cezalandırıldığını belirten Saygun, o listelerin bir kısmının ´İnternet andıcı´ dosyasında bulunduğunu söyledi.
Saygun, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel´in ´28 Şubatla ilgili elimize geçen bazı listeler var. Balyoz´dakilerle örtüşüyor´ dediğini ifade ederek, ´Şimdi 3 ayrı liste ortaya çıktı. Bu listelerden dolayı birçok pırıl pırıl insana 16 yıl hapis cezası verdiler´ diye konuştu.
Özese´nin ´irtica.org´ ve ´türkatak.com´ adlı internet siteleri hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğu Saygun, bu sitelerin 1999´dan beri işletildiğini, 64 tane genelge ve yönetmeliğin Aralık 2010´da hükümet tarafından yürürlükten kaldırıldığını anlattı.
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı´ndan daha detaylı bilgi alınabileceğini belirten Saygun, ´Ben 2008 Ağustos´un da ayrıldım. Siteler kapatılacaktı. Kapatıldı zaten. Gizli saklı bir şey yok. Sitelerle ilgili bir şikayet de yok´ dedi.
Özese´nin ´Balyoz Planı´ soruşturması kapsamında emniyette alınan 110 sayfalık ifadesinin dosyaya getirildiğini belirtmesi üzerine Saygun, ´Ben o ifademi kabul etmedim. Reddettim. O kadar emek verdim ama ifadem usulüne uygun alınmamıştır´ diye konuştu. (AA)
Balyoz davasına ilişkin emniyette alınan 110 sayfalık ifadesini kabul etmeyen Saygun, kendisine hiçbir belgenin bu süreçte gösterilmediğini, ancak ısrarı üzerine Balyoz belgesinin dijital versiyonunun gösterildiğini ifade etti. Bunun üzerine Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, dava konusu belgelerin dijital versiyonlarını göstererek belgelerdeki imzanın kendisine ait olup olmadığını sordu. Saygun, imzanın kendi imzasına benzediğini ancak kesin olarak bir şey söyleyemeyeceğini dile getirdi.
Savcı Pekgüzel, kendi döneminde Genelkurmay bünyesinde işletilen internet siteleriyle alakalı çalışma yapılıp yapılmadığını sordu. Saygun, Bu siteler 1999 yılından beri yayın yapıyordu, Genelkurmay, bu konu ile ilgili soruları zaten cevapladı. dedi. Savcı, sanık Dursun Çiçek´in, kendi komutanlarının sitelerin içeriğini değiştirme yetkisi olduğunu, aynı zamanda komutanlara sitelerin içeriği ile ilgili günlük bilgilendirme yapıldığını şeklinde ifade verdiğini hatırlattı. Pekgüzel´in, Size de günlük bilgilendirme yapılıyor muydu? şeklindeki sorusuna Saygun, Hatırlamıyorum, Genelkurmay´a sormak lazım. cevabını verdi.
Bilgi Destek Şubesi´nin gri ve kara propaganda yapılacağına dair çalışmaları var. Bununla alakalı bilginiz var mı? sorusuna Saygun, Benim bu konuda bir bilgim yok. şeklinde cevap verdi. Genelkurmay Başkanlığı´nın işlettiği internet sitelerinin gerçek kimliklerle alınmadığını belirten Savcı Pekgüzel, Saygun´a bu konuda bilgisini sordu. Saygun, bu konuda bir bilgisinin olmadığını, kendisinin bu işlerin ihalelerle yapıldığına dair bilgisinin olduğunu söyledi.
Başkan Özese´nin bilgisayarların silindiği iddiasını hatırlatması üzerine Saygun, 2008´de Genelkurmay 2. Başkanlığı´ndan 1. Ordu Komutanlığı´na atanması nedeniyle, ayrılırken kendi bilgisayarlarını temizlediklerini söyledi.
Saygun, ´Sadece bilgisayarları değil, dolaplarda ne kadar dosyalar varsa onları da ilgili yerlere gönderdik, temizledik. Benim sağlık durumumla ilgili rapor internete düştü. Bu nedenle temizleyerek birşey bırakmadık´ şeklinde konuştu.
Saygun, ihbar mektubunda sözü edilen temizlemenin yapıldığı dönemde kendisinin ve sekreteri Uğur Berksun´un Genelkurmay Karargahı´nda olmadığını kaydetti.
TANIK MEHMET FARUK DEMİR´İN İFADESİ
Ergenekon davasında, Saygun´dan sonra eski Yüksek Strateji Merkezi Başkanı Mehmet Faruk Demir tanık sıfatıyla dinlendi. Demir, Demir, dönemin ABD Büyükelçiliği´nin siyasi müsteşarı John Kunstadter ile yakın ilişkisi olduğunu söyledi. Levent Ersöz´ün, Ayışığı, Yakamoz ve Sarıkız darbe planlarını Faruk Demir´den aldığı şeklinde ifade verdiğinin hatırlatılması üzerine Demir, bu planlardan haberi olmadığını belirtti.
Tanık Demir, Kunstadter ile genel dış politikaları tartıştıklarını belirterek Birgün sohbet sırasında ´Bıktık artık. Türkiye´nin iç politikasıyla ilgili absürt belgeler gönderiyorlar. Bu bizim işimiz değil. Bizim için hükümet ve asker aynı.´ dedi. Ben de nedir bunlar diye sordum. Bana Hilmi Özkök ile ilgili, işini iyi yapmadığı, istifaya zorlandığı gibi şeylerin yazıldığı bir word belgesi gösterdi. Mühim olabilir diye mektup ile dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök´e yolladım. dedi.
Levent Ersöz´ün, Ayışığı, Yakamoz ve Sarıkız darbe planlarını Faruk Demir´den aldığı şeklinde ifade verdiğinin hatırlatılması üzerine tanık Demir, bu planlardan haberi olmadığını söyledi. Ersöz´e belge vermediğini, sözünü ettiği belgeyi Genelkurmay Başkanlığı´na gönderdiğini belirten Demir, Ersöz´e ise sadece bu belge konusunda bilgi verdiğini belirtti.
Demir, Kunstadter´in CIA bağlantısı var mı? şeklindeki bir soru üzerine, kendisinde bu şekilde bir düşünce oluşmadığını söyledi.
Gazeteci Nuray Başaran ile birlikte Levent Ersöz´ün daveti üzerine Başaran ile birlikte ziyaretine gittiklerini belirten Demir, Ersöz ile ABD´nin Irak işgali, Türk-ABD ilişkileri, yeni siyasi iktidarın getirdiği iklim gibi konularda sohbet ettikleri bilgisini verdi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de dosyada bulunan power point sunumu halindeki Ayışığı ve Yakamoz isimli planları göstererek, Ersöz´ün sizin gösterdiğinizi iddia ettiği belgeler bunlar mı? diye sordu. Demir de, bunları ilk defa gördüğünü belirterek, Ersöz´e Özkök ile ilgili belgeyi söylediğini, bir belge vermediğini vurguladı.
Demir, kendisi hakkında ABD veya başka ülkelerin casusu olduğu şeklindeki iddialarla ilgili olarak Böyle bir konuyla suçlanmak benim için en ağır suçlama ve hakarettir. Bu suçlamaları sahibine aynen iade ediyorum dedi.
-Ergenekon´da, Öcalan´ın eski avukatı ifade verecek-
Ergenekon davasının yarın görülecek olan duruşmasında, Abdullah Öcalan´ın eski avukatı İrfan Dündar´ın tanık olarak dinlenmesine karar verildi.Tanık Demir´in ifadesinin alınmasının tamamlanmasından sonra Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese duruşmayı yarına ertelediklerini açıkladı. Özese, yarın yapılacak olan duruşmada teröristbaşı Abdullah Öcalan´ın eski avukatlarından İrfan Demir ile Zahit Engin´i tanık olarak dinleyeceklerini açıkladı. (Cihan)
TUTUKLU SANIK IĞSIZ´DAN TSK´YA TEPKİ
Ergenekon Davası´nda tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, yazılı bir açıklama yaparak, annesi Münevver Iğsız´ın 6 Kasım´da İstanbul´daki cenaze törenine hiçbir muvazzaf askerin katılmamasını kabullenemediğini söyledi. Iğsız Ben bunu reva görenlerin yerinde olsaydım, madem ki bu hareketimle kişiyi toplum önünde mahkum edip dışlıyorum, tutarlılık adına taziye mesajı da yollamazdım dedi. Iğsız açıklamasını, Bilinsin ki bazılarının çok uğraşmasına rağmen beceremediğini başardılar: Çok acıttılar! şeklindeki sitemli ifadelerle tamamladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon Davası´nda tutuklu olarak yargılanan emekli Orgeneral Hasan Iğsız yazılı yaptığı açıklamasına Tutuklu bulunduğum bu dönemde kaybetmiş olduğum anneme son görevimi yapabilmem için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin verdiği izinle mümkün olmuştur. Müteşekkirim ifadeleriyle başladı.
Iğsız açıklamasında Akraba ve dostlarımın yanında emekli komutanlar, devre arkadaşlarım, diğer emekli asker arkadaşlarım ve çok sayıda tanıdık, böylesine acılı bir günde beni ve ailemi yalnız bırakmadılar. Ayrıca mazereti nedeniyle cenazeye katılamadığı haberi yollayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, çelenginin yanında vekilinin kendisini temsilen cenazede bulunmasını sağlamış, tutuklu bulunmasına rağmen Sayın Doğu Perinçek gönderdiği çelenkle acıma ortak olmuştur. Cenazede hazır bulunarak ziyaret ederek veya uzakta bile olsalar çeşitli şekillerde ailemize ulaşarak acımızı paylaşan bütün dost ve tanıdıklara Silivri 5 No.lu cezaevi yönetimi ve personeline teşekkürlerimi sunuyorum dedi.
Iğsız açıklamasında Ancak cenazede görevi olarak gönderilen sivil kıyafetli bir kişi dışında hiçbir muvazzaf askerin bulunmaması, üzüntümü katlayan bir neden olmuştur. Ben askeri öğrencilik dönemim dahil üniformamı tam 50 yıl taşıdıktan sonra 2010 yılında son görev yerim olan 1. Ordu Komutanlığı´ndan şerefle ayrıldım. Yaklaşık iki yıl sonra, annemin cenazesi son görev yerim olan İstanbul´da kaldırılıyor ve hizmetteki hiçbir meslektaşım yanında göremiyorum. Bunu kabullenemiyorum şeklinde duygularını kaleme aldı.
Emekli Orgeneral Iğsız şöyle devam etti: TSK´nin geleneksel örf ve adetleri ile TSK´ye uzun yıllar hizmet etmiş büyüklere saygı, vefa duygusu gibi değerleri bir kenara atarak insani bir ilişkiyi bile çok gören dışlayıcı bir davranış içine girişin sebebi, içinde bulunduğumuz durum nedeniyle yanımızda görünme tedirginliği ise hala bilinmiyorsa söyleyeyim: TSK´ye yöneltilen komplo ürünü davaların sanığı olan ben ve arkadaşlarımın tutuklu bulunma nedeni işlenmiş bir suç değildir. Tersi olsaydı bile bu tamamen insani bir görevin yerine getirilmesine mani olarak görülmemeliydi. Ancak, ben bunu reva görenlerin yerinde olsaydım, madem ki bu hareketimle kişiyi toplum önünde mahkum edip dışlıyorum, tutarlılık adına taziye mesajı da yollamazdım.
Iğsız açıklamasını, Bilinsin ki bazılarının çok uğraşmasına rağmen beceremediğini başardılar: Çok acıttılar! şeklindeki sitemli ifadelerle tamamladı. (DHA)
(12 Kasım 2012, 14:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: