Ergenekon davasında dün sanıkların talebi üzerine çağrılan eski polis şefi Ahmet İhtiyaroğlu tanık olarak ifade verdi. Ergenekon´un 2001´de ilk kez ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney konusunun işlendiği ifade işlemi sırasında savcı ve hakimin tanığa yönelik ısrarlı soruları, Saçan´ın Güney´e yönelik işkenceli sorgusunu ortaya çıkardı. Mahkemenin ısrarı üzerine tanık, sorguyu yapan ismin Saçan olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Saçan´ın kendisini savunsun diye çağırttığı tanık, ifadesiyle Saçan´ı zor duruma sokacak. İfadesinde işkenceyi ısrarla yalanlayan tanık İhtiyaroğlu, sorgudaki zanlılara işkence yapmaktan dolayı daha önce iki kez hapse mahkum olmuştu.
03.10.2012 11:17 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 238´inci duruşması dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görüldü. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan eski polis şefi Adil Serdar Saçan´ın talebi üzerine çağrılan İstanbul eski Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu tanık olarak ifade vermeye üçüncü duruşmada da devam etti.
Ergenekon´un 2011´de ilk kez ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney konusunun işlenmeye devam edildiği ifade işlemi sırasında Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, MİT´ten dosyaya gönderilen 6 CD içerisinde bulunan ve Tuncay Güney´e ait olduğu değerlendirilen ses kaydının dinletileceğini söyledi. Ses kayıtlarının dinletilmesinin ardından Mahkeme Başkanı Çalmuk, Ses Tuncay Güney´e mi ait? diye sordu. Tanık İhtiyaroğlu, Ses kayıtlarına ilişkin beyanda bulunmak istemiyorum. Bu bizim yaşadığımız bir enstantene değil. Yaşanmamış enstanteneyi yaşanmış gibi gösteremeyiz diye cevap verdi.
Ses kayıtlarının dinlendiği sırada araya giren Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Mülakatta soruyu kim soruyor dedi. İhtiyaroğlu, Bu konuda beyanda bulunmak istemiyorum şeklinde cevap verdi. Hakim Çalmuk´un ısrar etmesi üzerine tanık İhtiyaroğlu Bilmiyorum şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine savcı Pekgüzel, Biliyorsunuz da mı bilmiyorsunuz? Yoksa cevap vermek mi istemiyorsun şeklinde konuştu. Bunun üzerine Çalmuk, Tanıklık yemininiz yaptırıldı. Bildiğiniz her şeyi söylemek zorundasınız. Ses kimin sesi? dedi. Bunun üzerine tanık İhtiyaroğlu tutuksuz sanık bölümünde oturan Adil Serdar Saçan´a dönerek, Abi ne fark eder dedi. İhtiyaroğlu sözlerini şöyle devam ettirdi: Biz çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Adil´in sesi. Ben bu ses CD´lerini incelettim. Uzman kişi sesin Tuncay Güney´e benzediğini ancak tınısının farklı olduğunu söyledi. Biz böyle bir sorgu yapmadık. Böyle bir ifade almadık. Böyle bir olay yaşanmadı.
-Sorgudaki çığlık sesleri polisin tiki!-
Ses kaydında Ah diye inleme ve çığlık atılması üzerine Ahmet İhtiyaroğlu, Bu bizim polis memuru Selahattin Kıraç. Tiki vardır. Onun çıkardığı sesler. Biz sorgu sırasında böyle bir laubalilik yapmayız. Bu enstantene burada yaşanmış bir enstantene değil. Böyle bir enstantene yok. Bunlar monte diye açıklama yaptı. Mahkeme heyeti, ses kayıtlarının dinlenmesine ara vererek duruşmayı 4 Ekim Perşembe gününe erteledi. ( DHA)
-Güney ve Oğuztan videolarının çözümü yeniden yapılacak-
Mahkeme 237. duruşma sonunda ara karar almış, Tuncay Güney ile tutuksuz sanık Ümit Oğuztan´ın 2001′deki mülakatına ilişkin video kayıtlarının, eksiklikler ve bazı kelime hatalarının giderilmesi amacıyla yeniden çözümlerinin yapılmasına karar vermişti. Güney ve Oğuztan´ın mülakatına ilişkin kayıtların çözümlerinde, bazı sözlerin eksik yazıldığı ifade ediliyordu.
TUNCAY GÜNEY KİMDİR?
Tuncay Güney, Ergenekon´un en kritik isimlerinden biridir. Başbakan Ecevit´in 3´lü koalisyon hükümeti döneminde 2001 yılında bir oto dolandırıcılığı suçlamasıyla gözaltına alınıp polisçe sorgulandı. Güney, o sorguda inanılmaz bilgiler verdi. Ağır işkencelere maruz kaldı. Ergenekon örgütünün ilk kez deşifre olmasına neden oldu. Ancak iddialara göre kendisini o dönem sorgulayan polis müdürü Adil Serdar Saçan, onu serbest bıraktı. Havaalanında pasaport ve bileti ve az miktar para vererek yurtdışına kaçmasını sağladı. Güney, gittiği Kanada´da o ülkenin vatandaşlığına geçti. Güney´den elde edilen çuvallarca belge de Saçan tarafından polis müdürlüğünden çıkarılarak özel bir yerde gizlendi, soruşturma örtbas edildi. 6 yıl sonra 2007 yılında başlatılan Ergenekon soruşturmasında bu olay ortaya çıkınca, Serdar Saçan soruşturma belgelerini kaçırma ve soruşturmayı örtbas suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. İkinci Ergenekon davasının sanıklarından birisi oldu. İkinci Ergenekon iddianamesine ?hakkında işlem sürdürülen şüpheli? olarak giren Tuncay Güney ise, ´örgütle bağını tamamen kopardığı´ gerekçesiyle ´tanık´ yapıldı. Savcılar, cevaplaması talebiyle Güney´e sorular gönderdi.
-Tanık İhtiyaroğlu, işkenceden hapis cezası almıştı-
Ergenekon davasında sanıkların talebi üzerine savunma tanığı olarak ifade veren İstanbul eski Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu, ifadesinde Oğuztan ve Güney´e işkence yapıldığı iddialarını ısrarla yalanladı. Ancak İhtiyaroğlu´nun, sorgudaki zanlılara işkence yapmaktan dolayı daha önce iki kez hapse mahkum olduğu ortaya çıktı. Sanıklara uyguladığı işkenceler mahkemelerce kanıtlanan İhtiyaroğlu, 2004 yılında Mustafa Birol Kalyoncu´ya işkence yaptığı gerekçesiyle 10 ay hapis cezası, 2007´de ise Olgun Aydın´a gözaltındayken işkence yaptığı için 1 yıl hapis cezasına çarptırılmış. Saçan ve ´sağ kolu´ İhtiyaroğlu´nun içinde bulunduğu ekip işkenceyle ünlü diye biliniyor. Haklarında onlarca işkence davası var. Devam eden davalar kapsamında hazırlanan bilirkişi raporları ile yıllar sonra bile işkenceler tespit edilebiliyor.
-İşte Tuncay Güney´i sorgulayan ekip-
MİT, Saçan´ın müdür olduğu İstanbul Organize Şube Müdürlüğü´nde 2001 yılında Tuncay Güney´e işkence yapıldığını tespit etti. Güney´den işkenceyle alınan ifadelerin ses kayıtlarını Ergenekon Mahkemesi´ne iletti. Ses kayıtlarıyla beraber sorgu kaydının çözüm tutanağını da içeren bir rapor da gönderildi. Raporda Güney´e ağır işkence yapıldığı, bunun sonucunda ağladığı için sözlerinin anlaşılamadığı belirtiliyordu. Tuncay Güney´e yapılan polis sorgusunun video kaydı ile çözüm tutanaklarının linklerini aşağıda belirttik. O tutanaklarda Güney´i sorgulayan polisler kod isimlerle belirtiliyor. Bu polislerin kimlikleri de ortaya çıktı. S-1, S-2 ve S-3 kod adlarıyla verilen polislerin Adil Serdar Saçan, Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir olduğu öğrenildi. Ahmet İhtiyaroğlu, kayıttaki seslerden ikisinin kendisine ve dönemin Organize Müdürü Adil Serdar Saçan´a ait olduğunu daha önce de doğrulamıştı. Ancak İhtiyaroğlu, CD´deki seslerde bazı kırılmalar, üst üste bindirmeler ve montajlar olabileceğini belirtmiş, işkence iddiasını ise reddetmişti. İhtiyaroğlu, Tuncay Güney´in 2 gün Organize Şube tarafından sorgulandığını, bu sorguya İstihbarat Şube´den de yetkililerin katıldığını ancak işkenceli sorgunun olmadığını öne sürmüştü. Oysa MİT´in bilirkişi raporlu gönderdiği ses kaydında işkence açık biçimde görülüyor ve bilirkişi de bu durumu tespit etmiş durumda. Konuyla ilgili görüşü sorulan Ergenekon davasının tutuklu sanığı Adil Serdar Saçan´ın avukatı Serkan Saçan, görüştüğü müvekkilinin böyle bir olayı ve sorguyu hatırlamadığını söylüyordu.
İŞTE ERGENEKON MEDYASI
-Tanıklara bir işkence de Ergenekon medyasından: İşkenceci güvenilir, işkence gören güvenilmez!-
MİT´in yukarıda bahsedilen rapor ile CD´leri mahkemeye göndermesi üzerine Milliyet ve Hürriyet gazetecileri, Serdar Saçan ile yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu´nun ifade alırken işkence yaptıklarına ilişkin rapora geniş yer ayırmıştı. Milliyet ´İşkence CD´leri neden bugüne kadar çıkmadı?´ şeklinde haber yaparken, Hürriyet de işkence altında yapılan mülakatın içeriğini yayınlamıştı. Haberlerde işkence uygulayan polisler güvenilir gösterilirken, işkence gören Tuncay Güney ise yüz kızartıcı nitelemelerle aşağılanıyor, ifadelerine güvenilmez birisi olarak gösteriliyordu.
Milliyet, daha önce işkence suçundan iki kez mahkum olmuş İhtiyaroğlu´nun açıklamalarını ilginç bir şekilde sayfalarına taşımış, İhtiyaroğlu´nun Güney´e ilişkin ´Gülen sorularında terledi´ sözlerini manşet yaparken ilginç ayrıntılar aktarmıştı. O haberde, Güney´in hem gay olması, hem genç hem de çok kolay anlatan olması sebebiyle kendisine ?inandırıcı? gelmediğini belirten İhtiyaroğlu, bu nedenle ?Fethullah Gülen ile ilgili sorulara çekimser cevaplar verdiğini, tedirgin olup terlediğini gördüm. Bu durumdan şüphelendim. O da sanki ´Bu sorularda nereden çıktı´ der gibiydi. Gülen yapılanmasının Ergenekon´un alt yapılanması olduğunu, kendisinin Ergenekon´un basın işlerinin sorumlusu olduğunu anlatıp geçiştirdi. Bunu ağzından kaçırmış gibi bir hali vardı ve terledi.? diyordu. Böylece bu çevreler, bir taraftan yeri geldiğinde Ergenekon soruşturmasının Fethullah Gülen´in tertibi olduğunu dahi söylemekte, diğer taraftan Gülen´in Ergenekon´la bağlantılı olduğunu dahi ileri sürebilmekteydi.
Yukarıda bahsi geçen haberlerin dışında aynı dönemde yayınlanan diğer haberler de incelendiğinde Tuncay Güney´in, güvenilmez ve hatta cinsel sapkınlıkları olduğu vurgulanıyor, onun ifadelerinin de yeraldığı Ergenekon soruşturması çürük bir tertip olduğu iddia ediliyordu.
Şaşırtıcı benzerlikle, bir başka karalama çabası yine diğer bir Ergenekon tanığı ve sanığı olan Osman Yıldırım için de gösterildi. Danıştay´a saldırı davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde verdiği ifadeleri etkili olan Yıldırım´ın deli olduğu, ifadelerinin geçersiz olduğu şeklinde aynı medya organlarında dikkati çeken yayınlar yapıldı. Hürriyet gazetesi 13.08.2009 tarihli haberinde, GATA´dan Yıldırım için ?İleri derecede anti-sosyal Kişilik Bozukluğu? tanısı konulan bir rapor verildiğini iddia etti, ancak ne raporu yayınlayabildi ne de doğrulatacak bir kaynak gösterebildi. Haberde, tanıklığı hakkında şüphe uyandırabilmek için Osman Yıldırım hakkında en ağır ifadeler haber diye verildi. Haberde, Ergenekoncu çevrelerin dillerinin altındaki bakla olan ?böyle adi ve korkunç bir varlığın ifadeleri nasıl olur da Danıştay ve Cumhuriyet bombalamalarının Ergenekon´la birleştirilmesinde ciddiye alınır, hayret? ifadesi dolaylı şekilde aktarılıyordu. Hürriyet´in habercilikten çok hakaretçilik değeri taşıyan bu haberi, ?Danıştay saldırısı ve Ergenekon davalarının aynı anda ´tanık, gizli tanık ve sanığı´ olarak Türk hukuk tarihinde bir ilki gerçekleştiren abla katili Osman Yıldırım? şeklinde başlıyor, ?Abla katili, Komutanlarına saldıran, mizacı sıkıntılı huzursuz, anksiyöz madde kullanıyor, öldürüp başkasını suçlar, günah, ayıp, suç tanımazlar. Vicdanları yoktur. Kural tanımazlıklarını, suçlarını, kendileri ve karşılarındakilere rasyonalizm (akla uygun hale getirme) ve projeksiyon (yansıtma) şeklinde açıklarlar. Bir anti-sosyal kişilik, annesini öldürür, hüngür hüngür ağlar. Sonra da annesini suçlar ve haklı gerekçeler çıkartır? şeklinde devam ediyor ve ?Bu kişilerin mahkemelerde tanıklık yapmasına hazin hazin, gülerek bakarım. Bu kişiler 10 dakika içinde 10 tane yalan söylerler. Hepsinde de yemin ederler? diyerek bitiyordu. Hürriyet gazetesinin bu haberi üzerine 01.11.2009 tarihinde GATA tarafından bir açıklama yapıldı ve Osman Yıldırım hakkında hiçbir raporlarının olmadığı belirtildi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(03 Ekim 2012, 11:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tanık Ahmet İhtiyaroğlu´nun Ergenekon davasındaki ifadeleri
Tuncay Güney´in 2001´de poliste verdiği ve Ergenekon örgütünü ifşa eden ifadesinin dökümü
Tuncay Güney´in 2001´de poliste verdiği ve Ergenekon örgütünü ifşa eden ifadesinin video kaydı
İhtiyaroğlu, Güney sorgusunu anlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap