KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş´tan şok açıklamalar: ´İlhan Selçuk içeri alındığı gün ben davayla ilgimi kestim, yazılanları artık okumuyorum. Bir insan kendi gazetesine bomba attı diye içeri alınır mı?´
19.01.2009 13:16 Ergenekon soruşturmasına sert tepki gösteren Denktaş´tan şok açıklamalar: ´Bir insan kendi gazetesine bomba attı diye içeri alınır mı?..´ Ergenekon davası devam ederken, yasa dışı derin devlet uzantılarının KKTC´ye de uzandığı yönünde sık sık iddialar gündeme geliyor. Ancak iddiaların en büyük muhataplarından olan KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, devam eden soruşturmada ortaya çıkarılan delillerden, cephaneliklerden ve suikast planlarından ikna olmamış görünüyor. Denktaş, kamuoyunda kontrgerilla olarak da adlandırılan Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) Kıbrıs´taki faaliyetlerinde rol almakla suçlanmıştı.
Ergenekon gözaltıları için aşure gibi tanımını kullanan Denktaş, dava hakkında usulün bozulduğunu ve hukukun çiğnendiğini iddia ediyor. Farklı görüşlerden insanların aynı davaya hizmet etmesinin mantık dışı olduğunu savunan eski Cumhurbaşkanı, davayla ilgisini kesmesini ise şu ilginç sözlerle anlatıyor: İlhan Selçuk içeri alındığı gün ben davayla ilgimi kestim, yazılanları artık okumuyorum. Bir insan kendi gazetesine bomba attı diye içeri alınır mı?
Cihan Haber Ajansı´na konuşan Denktaş, Dava konusunda kendi adıma herhangi bir korkum yok ifadesini kullanırken Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek´ten de övgüyle bahsetti.
Şu anda Ergenekon terör örgütüne üyelik iddiasıyla tutuklu ve tutuksuz yargılanan birçok kişi çeşitli platformlarda birlikte görülen kişilerdi. Cumhuriyet mitinglerinde ordu göreve pankartının altında bu ülkenin kritik görevlerinde bulunmuş kimselerin bulunması sizce yadırganacak bir durum değil midir?
- Türkiye´de Cumhuriyeti, laikliği korumak için Cumhuriyet mitingleri yapıldı, bunları gördük. Herkesin hakkıdır bu mitinglere katılmak. ´Ordu göreve´ diye ben bir pankart hatırlamıyorum; lakin sorumsuz kişiler bu pankartları asmışsa o mitinge katılanları kapsamaz.
Bu saygın kişilerin ordu göreve pankartlarını göre orada bulunmaları normal mi karşılanmalı?
- Ben burada yadırganacak bir durum görmüyorum, o kimselerin ne niyetle o toplantılara gittikleri bellidir. Ülkenin gidişatından rahtsızlık duyduklarını belirtmek istemişlerdir. Arkalarında duran yaftalara dönecek olursak, dönüp baktılar mı o etiketlere, onları desteklediler mi, bunlara bakmak lazım. Basında fotoğrafı yayınlanan o kimseler laik, Atatürkçü, Cumhuriyete bağlı ve Türkiye´deki gidişatı beğenmeyen, tehlikeli gören kişilerdir. Bunun orduyu darbeye teşvikle hiçbir alakası yoktur. Bu sivil topluluklar laikliğe Atatürk ilkelerine sahip çıkan topluluklardır. Benim okuduğum gazetelerde ben bunu gördüm. Başka gazeteler bunlara ne renk verdi ben bilemem.
GÖZALTINA ALINANLAR TAM BİR AŞURE; HER KESİM VAR, BÖYLE ŞEY OLMAZ!
Gözaltına alınan kişiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Farklı görüşleri savunan insanların aynı çatı altında toplandığını görüyoruz.
- Buna aşure derler ve hiçbir şekilde bu insanları birbirleriyle bağlayıp bunlar aynı hedefe doğru yürüyen insanlardır diye bir sonuca varılamaz. Nasıl ki göreceğiz varılamayacaktır! Ankara ve İstanbul barosunun yapmış olduğu açıklamalar suç varsa suçluyu bulmayın demiyor, usulü bozdunuz diyor, hukuka riayet etmiyorsunuz diyor. Ben de buna katılıyorum; şüphe var aleyhine gel içeri ve delilleri arayacağım, delil varsa seni mahkemeye vereceğim delil yoksa evine gideceksin. Ama ben beş ay altı ay on ay içeride kalıyorum ve ölüyorum, bu da oldu, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir usul yoktur ve olamaz.
İbrahim Şahin´in ifadeleri konusunda ne düşünüyorsunuz, kendisine bir görev verildiğini iddia ediyor?
- İbrahim Şahin´in ifadelerini okumadım, görev verildiği iddia edilen kurumlar da bunu yalanladı zaten. Ben okumuyorum bunları.
İLHAN SELÇUK KENDİ GAZETESİNE BOMBA ATTIRIR MI?
Fakat İbrahim Şahin kendisi söylüyor bunları.
- Ben okumuyorum bunları; şuna bakıyorum ben (hürriyet gazetesini eline alıyor, Oktay Ekşi´nin yazısını okuyarak) Bu yaratık (Tuncay Güney) bir ülkeyi karıştıracak kadar bir şeyler biliyor idiyse, ve bunları ta 2001 yılında üstelik polis tarafından alınan ifadesinde söylediyse işleme koymak için sekiz sene niçin beklendi? sekiz sene polisin elinde bu ifadeler ve birdenbire bunlar üzerine büyük bir baskı başlıyor. İlhan Selçuk Ergenekon davasından içeri alındığı gün ben Ergenekon davasından ilgimi kestim. Şöyle kestim; yazılanları okumuyorum, İlhan Selçuk´u kendi gazetesine bomba attı diye içeri alıyorsan ben ona inanmam ve neticeyi beklerim, mahkemeler görevini yapsın o zaman gereğini göreceğiz.
Krokilerden çıkan silahlar sizce delil teşkil etmiyor mu?
- Bilmiyorum, göreceğiz. Bu silahlar kimin silahıdır, kim koymuştur, görevdeyken mi koydu, çalmış mıdır, ne maksatla koydu, bunu mahkemelerin araştırması lazım. Bizim buradan oturup ahkam kesmemiz hiç doğru değil. Çünkü biliniyor ki zamanında Gladyo diye şeylerin olduğunu söylüyor hükümetler. Eskiden komünizme karşı sivil depolar yapılırdı, onlar mı, resmi silah mı, ne olduğu çıkacak bunların.
TÜRK GLADYOSU TASFİYE EDİLDİ Mİ, BİLEMEM... ERGENEKON DAVASININ BENİMLE ALAKASININ OLMASI DÜŞÜNÜLEMEZ
Gladyo yapılanmasının Sovyet Rusya´nın çöküşünün ardından, bütün ülkelerde tasfiye edildiği; fakat Türkiye´de tasfiye edilemediği söyleniyor...
- Bilemem onu; bir mahkeme vardır mahkemeye müsaade edeceksiniz herkes herkesi görsün.
İlişkilerinizden dolayı davayla ilgili ifadenize başvurulursa konuşmak ister misiniz?
- Benim ilişkim bütün Türk hükümetleriyledir, Türk askeriyledir, Türk düşünürleriyledir, Türk gazetecileriyledir. Kıbrıs davasını her platformda anlatmışızdır. Bizim ilişkilerimiz tamamen açık. İfadem istenirse de elbette konuşurum.
Ergenekon davasında bana da sıra gelir dediğiniz oldu mu? Türkiye´de ki bazı siyasiler, sıranın kendisine gelmesinden korktuklarını ifade ediyorlar.
- Türkiye´yi geziyorum ben, herkeste o korku var. Kendi adıma herhangi bir korkum yok, bu davanın benimle alakası olamaz. Ergenekon diye bir şeyin benimle ne alakası olacak...
DAVA SONRASI AİHM´YE GİDİLMELİ
Ergenekon davası nereye kadar uzanır?
- Ben avukatım; bir dava başlamıştır sonucunu beklerim, ama usule uyulmadığını görürsem ve bana sorulmuşsa söylerim. Baroların tavrını destekliyorum; usulde hata vardır. İnsan hakları ve haysiyetine riayet edilmemektedir. Bir şüpheliyi içeriye alıp delilleri ondan sonra bulmak, insan haklarıyla bağdaşmaz. Delilin varsa en kısa zamanda bu delili bulursun, ondan sonra kişiyi içeri alıp mahkemeye verirsin. Yoksa 13 ay içerde kalacak, hiçbir delil yok ve adam içerde ölecek, dünyanın hiçbir yerinde böyle şey olamaz.
Delil yoksa bir kişi nasıl 13 ay tutuklu kalabilir?
- Avukatlarla görüştüm yasa böyle diyorlar. Yasa böyleyse bu yasayı AİHM´ye (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) götürmek lazım, böyle yasa olur mu diye. Mesela Kıbrıs´ta birisi içeriye alınırsa zan üzerine, yirmi dört saatte mahkemenin önüne çıkar.
PERİNÇEK´İ EMPERYALİZME KARŞI ATATÜRK İLKELERİNE BAĞLI BİR KİŞİ OLARAK GÖRÜYORUM
Doğu Perinçek 74 harekatında TSK´yı işgalci faşist olarak nitelemişti, lakin AB sürecinde gelişen politikalar çerçevesinde AK Parti´nin Kıbrıs´ı sattığını iddia ediyor, vatan hainliğiyle suçluyor. Bu dönüşü siz nasıl açıklıyorsunuz?
- Ben Perinçek´i tanıdığımdan beri Kıbrıs meselesinde emperyalistlerin oyunu karşısında diri duran bir kişi olarak gördüm. Talat Paşa Komitesi´ni kuran kişidir. orada beni başkan yaptılar. O münasebetle ilişkilerimiz devam etti. Kendisini daima emperyalizme karşı Atatürk ilkelerine bağlı bir kişi olarak görürüm. (Zaman)
(19 Ocak 2009, 13:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon´un Kıbrıs uzantısı konulu manşetlerimiz
Ergenekon iddianamesinde arama yap