Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un faili meçhuller davası ile ilgili Star TV´de yaptığı açıklamalar, Diyarbakır´da görülen dava dosyasına girdi. Müdafi avukatlardan Tahir Elçi, davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyetinden Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti. 5 sayfalık bir dilekçeyi mahkemeye sunan Elçi, Başbuğ´un mahkemeyi, tanıkları, yargıçları baskı altına alacak şekilde açıklamalar yaptığını söyledi. Elçi, ´Biz burada yargılanan herkese üzülüyoruz. Terörle mücadele edilirken bunlar da yakınlarını kaybetmiştir. Olayların Türkiye´nin geleceği açısından aydınlanmasından yanayız. Ama Genelkurmay Başkanı veya nüfuz sahibi kişilerin böyle açıklamalar yaparak mahkemeyi baskı altına almasını doğru bulmuyoruz. Bu durum bizi endişelendiriyor.´ dedi.
Başbuğ´un açıklamaları, faili meçhuller dosyasına girdi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un faili meçhuller davası ile ilgili Star TV´de yaptığı açıklamalar, Diyarbakır´da görülen dava dosyasına girdi. Müdafi avukatlardan Tahir Elçi, davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyetinden Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti. 5 sayfalık bir dilekçeyi mahkemeye sunan Elçi, Başbuğ´un mahkemeyi, tanıkları, yargıçları baskı altına alacak şekilde açıklamalar yaptığını söyledi. Elçi, ´Biz burada yargılanan herkese üzülüyoruz. Terörle mücadele edilirken bunlar da yakınlarını kaybetmiştir. Olayların Türkiye´nin geleceği açısından aydınlanmasından yanayız. Ama Genelkurmay Başkanı veya nüfuz sahibi kişilerin böyle açıklamalar yaparak mahkemeyi baskı altına almasını doğru bulmuyoruz. Bu durum bizi endişelendiriyor.´ dedi.
Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ile emrinde çalışan korucu ve itirafçıların, Güneydoğu´da karanlık dönem olarak adlandırılan 1990-1998 yılları arasında işledikleri iddia edilen 20 faili meçhul cinayet davasına bugün devam edildi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın bugünkü duruşmasına tutuklu olarak yargılanan Albay Cemal Temizöz, koruculardan Kamil Atağ, Tamer Atağ, Kukel Atağ, itirafçı Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakın katıldı. Duruşmada tanıkların dinlemesi devam edildi. Önceki duruşmada tanıklardan Mehmet Nuri Binzet dinlenmişti. Bugün ise faili meçhul cinayete kurban giden Ramazan Elçi olayı ile ilgili tanıklar ifade verdi. Tanıklardan Mehmet Geçit, Cizre Belediyesi´nde zabıta olarak çalışırken Ramazan Elçi´nin cenazesini morgdan aldıklarını kimsesizler mezarlığına defnettiklerini söyledi. Geçit, Definden hemen önce Nurettin adında biri geldi. Tabutu açtı, bu benim kardeşim deyip ağladı. Sonra mezardan ayrıldı. diye konuştu. Tanıklardan Hamit Onat ise 1994 yılında Cizre´de iş yerinin olduğunu, Ramazan Elçi´nin bir binek Toros´a bindirilip götürüldüğünü gördüğünü söyledi. Onat, Toros bakkalın önünde durdu. İki kişi indi. Ramazan Elçi´yi alıp götürdüler. Gelen kişiler silahlıydı. dedi. Cizre´de Ramazan, Abdülhakim Güven ve Cabbar isimlerini duyduklarını, ancak tanımadığını belirten Onat, Bu Toros JİTEM´e aitti. Herkes biliyordu. Araçtan inenler daha önce müşteri gibi dükkana gelip gittiler. şeklinde konuştu.
Bir teneke yağ alıp müşteri gibi davrandım ve öldürülmekten kurtuldum
Faili meçhul cinayetlerin kurbanlarındın Ramazan Elçi´nin kardeşi Nurettin Elçi de ağabeyinin öldürülmeye götürüldüğü anı anlattı. Cizre´de ağabeyi Ramazan ile birlikte esnaflık yaptıklarını anlatan Elçi, 1994 yılında Toros marka bir arabanın iş yerlerinin önünde durduğunu ve iki kişinin inerek içeri girdiğini söyledi. Elçi, Ben dükkanın arka kısmında istif yapıyordum. Oradan ön taraf görünüyordu. Elleri kaleşnikoflu, belinde tabanca olan iki kişi ´Burası Ramazan ve Nurettin´in işyeri mi?´ diye sordu. Ağabeyim de evet dedi. Bu sırada dükkanda 10´a yakın müşteri vardı. Biri bağırdı herkes eşyasını alsın çıksın kapatıyoruz. Müşteriler eşyalarını alıp çıktı, ben JİTEM´ci olduklarını anladığım için bir teneke yağ alıp çıktım? diye konuştu.
Kafasında kurşun izi vardı kalp krizi diye rapor etmişler
İş yerinden çıktıktan sonra karşıda ağabeyinin götürülüşünü izlediğini belirten Elçi şunları anlattı: Araba gri ya da beyazdı. Emniyet yönüne doğru götürdüler. Ben eve gittim, annemi savcılığa gönderdim. Savcı sormuş emniyet ve askeriyede böyle bir kişinin olmadığını söylemişler. Ben dışarı çıkmadım beni de götüreceklerini biliyordum. Üç gün sonra bir arkadaşımız hastanede bir ceset olduğunu söyledi. Gittiğimde mezarlığa götürmüşlerdi. Mezarlığa koştum, baktım ölen kişi ağabeyimdi. Şakağında bir kuruşun izi vardı. Üç gün yas tuttuktan sonra İstanbul´a kaçtım. Orada 7 yıl kaldıktan sonra Cizre´ye döndüm. Annesinin yeşil kart başvurusu için gittiğinde resmi kurumda kendisine bir belge imzalatıldığını anlatan Elçi, Belge ağabeyimin ölüm raporuymuş. Ananemin okuma yazması yok. Oğlunun kalp krizinden öldüğünü rapor edip, ona imzalatmışlar. dedi.
Hakim sorusuna çarpıcı cevap: Kimlik sormaya kim cesaret edebilirdi?
Mahkeme başkanının Ağabeyinin götürüldüğü sırada neden kimlik sormadınız, kimler olduğunu öğrenmediniz. sorusu üzerine Nurettin Elçi, Cizre´de Toros arabayı gören kendini saklardı. Torosla götürülenlerden dörtte biri geri gelmezdi. O arabayı gören kaçıyordu. Kimlik sorma gibi bir hakkımız yoktu. diyerek o dönemdeki korku terörüne dikkat çekti. Mahkeme Başkanı´nın sorması üzerine Elçi sanıkları göstererek, Temizöz´ü burada tanıdım. Kamil Atak ve diğerlerini tanıyorum. O dönemde kardeşimi götürüp öldüren yanılmıyorsam Hıdır Altuğ´du. Bu kişi gelenler arasında vardı. açıklamasında bulundu.
Temizöz´ün konuyu saptırmasına mahkeme heyeti izin vermedi
Temizöz ise söz hakkı isteyerek bazı kişilerin PKK´nın halk mahkemelerinde yargılandığını ve öldürüldüğünü söyledi. Temizöz´ün konuyu değiştirme çabalarına rağmen mahkeme heyeti olayla ilgili sorular sorulmasını istedi.
Askerler Temizöz´ün avukatlarıyla yan yana oturdu
Davanın bugünkü duruşmasında ilginç anlar da yaşandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un açıklamalarından sonra sanık Temizöz ve beraberindekilerin neşeli olduğu gözlendi. Temizöz´e bugün üç avukat eşlik etti. Daha önce ise duruşmalara 6 avukat katılıyordu. Bu yüzden avukatlardan boşa kalan sandalyelere jandarmada görevli bir binbaşı ve bir yüzbaşı oturdu. Askerlerin avukatların yanında oturması ve savunma makamı gibi görüntü vermesi dikkat çekti. ( Bugün)
Başbuğ´un açıklamaları, faili meçhuller dosyasına girdi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un faili meçhuller davası ile ilgili Star TV´de yaptığı açıklamalar, Diyarbakır´da görülen dava dosyasına girdi. Müdafi avukatlardan Tahir Elçi, davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyetinden Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti. 5 sayfalık bir dilekçeyi mahkemeye sunan Elçi, Başbuğ´un mahkemeyi, tanıkları, yargıçları baskı altına alacak şekilde açıklamalar yaptığını söyledi. Elçi, Biz burada yargılanan herkese üzülüyoruz. Terörle mücadele edilirken bunlar da yakınlarını kaybetmiştir. Olayların Türkiye´nin geleceği açısından aydınlanmasından yanayız. Ama Genelkurmay Başkanı veya nüfuz sahibi kişilerin böyle açıklamalar yaparak mahkemeyi baskı altına almasını doğru bulmuyoruz. Bu durum bizi endişelendiriyor. dedi. ( Cihan)
Genelkurmay´dan cinayet sanıklarına açık destek
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, birkaç gün önce Star TV´de katıldığı bir programda davanın 1 numaralı sanığı Albay Cemal Temizöz´ü ´haksız yere suçlanıyor´ diyerek savunmuştu: Beni en çok üzen olayların başında şu geliyor: Terörle mücadelede görev yapmış, canını feda etmekten kaçınmamış, subayın, generalin, astsubayın haksız yere suçlanmaları beni çok rahatsız etti. Bir terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorlar. Albay Cemal Temizöz, buna bir örnek. Başbuğ´un görülmekte olan bir davaya Temizöz´ün ismini de vererek açıkça müdahale etmesi ikinci tanırım iyi çocuktur vakası olarak nitelendirildi. Şemdinli davası sanığı astsubay Ali Kaya için de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt ´tanırım iyi çocuktur´ diyerek dava görülmekte iken açıklama yapmıştı. İlerleyen süreçte mahkeme sanıkların suçlarını sabit görerek 39´ar yıl ağır hapis cezalarına çarptırdı. Davanın başlamasına verdiği ifadelerle neden olan Mehmet Nuri Binzet, gördüğü baskılar nedeniyle ifadelerini geri çekti, hatta hakim karşısında yaptığı savunmalarında bir gün dediğini diğer gün yalanladı. Davanın diğer tanıkları da birer ikişer ifadelerini geri çektiler. Tanıklara yapılan baskılar dinleme kayıtlarıyla delillendirildi ve dava dosyasına eklendi. Genelkurmay Başkanının açık müdahalesinin de gösterdiği gibi bu davada da tıpkı Erzincan´daki davada olduğu gibi tanıklara, savcı ve hakimlere doğrudan ya da dolaylı baskılar yapılıyor. Bu baskıların davanın sonucunu etkileyip etkilemeyeceği bilinmiyor, ancak baskılar sürdüğüne ve son olarak bizzat Genelkurmay Başkanından geldiğine göre bu kesimin hakim ve savcılardan yana ümitsiz olduğu söylenebilir.
İtirafçıların işkenceleri anlatıldı
Faili meçhul cinayetler davasında tanık olarak dinlenen korucu Arafat Aydın, 1994 yılında amcasının oğlu korucu Mustafa Aydın´ın öldürülmesi olayı ilgili sanıklardan itirafçı Adem Yakın ve Hıdır Altuğ´u sorumlu tuttu. Aydın, itirafçıların kendilerine yaptıkları işkence yaralarını astsubay ve üsteğmenin ağlayarak tedavi ettiğini belirtti. İtirafçıların; amcasının oğlu Mustafa Aydın´ın bütün dişlerini taşla kırdığını ve Mustafa´nın boğazına şiş sokarak öldürdüklerini anlattı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davada öğleden sonra tanık Arafat Aydın dinlendi. Aydın, PKK´dan ayrılarak itirafçı olan Adem Yakın ve Hıdır Altuğ ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kendilerine ait 785 koyunun örgüt mensupları tarafından öldürüldüğünü iddia eden Aydın, tazminat için yaptıkları başvurudan sonuç alamadıklarını söyledi. Olaydan kısa süre sonra amcasının oğlu Mustafa Aydın ile birlikte köy korucusu olduklarını belirten Aydın, ?1994 yılında Cudi dağına büyük bir operasyon yapıldı. Bizim de katılmamız istendi. Teçhizat ve silah verilerek Hisar taburuna götürüldük. Taburda oturan Bedran kod adlı Adem Yakin ve Tayfun kod adlı Hıdır Altuğ bizi çağırdı. Bizi 300 metre bir dereye götürdüler. Burada Bedran bize silah dayatarak el ve ayaklarımızı bağladı. Başımıza poşet geçirdi. Bizi soyarak çıplak halde diken içine yatırdı. Bu sırada taş vurdu. Tayfun beni yere yatırarak boynumuza bastı. Çok yalvardık hatamız nedir diye. Onlar bize ´biz Müslüman değiliz bize bu soruları sormayın´ dedi. Tayfur bana yalan söyle, teröre yardım ettim dememi istedi. dedi. İtirafçı Tayfur ve Bedran kod adlı Adem ve Hıdır´ın Mustafa´nın boğazına şiş soktuğunu anlatan Aydın, bunların daha sonra taşla Mustafa´nın bütün dişlerini kırdıklarını kaydetti. Mustafa´nın bu işkenceden sonra bayıldığını ve Hisar karakoluna götürüldüğünü belirten Aydın, karakolda midesinin üstüne büyük bir taş bırakıldığını ve saatlerce öyle bekletildiğini dile getirdi.
Karınca yuvasında işkence
Aynı kişilerin kendisi ve Mustafa´yı karınca yuvasına oturttuğunu anlatan Aydın, Daha sonra Mustafa´yı Bedran ve Tayfur dereye doğru götürdüler. Aynı günün akşamına doğru derede Mustafa öldürüldü. Korucular koşturunca Mustafa´nın öldürüldüğünü anladım. Ben taburda kalmaya devam ettim. Mustafa´yı defin ettikten sonra Temizöz tabura gelerek bana ve ordakilere ´Mustafa kayadan düştü, Tayfur ve Bedran öldürmedi.´ şeklinde dememizi istedi ve yemin ettirdi. Korktuğumuz için hiçbir yere şikayet etmedik.? dedi.
´Adem Yakın, Bedran´dır, Hıdır Altuğ ise Tayfur´dur´
16 yıldır korucu olarak sürekli dağlarda bulunduğunu belirten Aydın, Bedran ve Tayfun´un dağlarda değil ilçe merkezinde görevli olduklarını kaydetti. Aydın, ?Bizi hem PKK hem de bunlar öldürüyor. Neden işkence yaptılar anlamadım. Şikayetçi olsaydık Bedran bizi öldürürdü. O dönem Bedran taburda rütbeli gibiydi. Bizim bu halimizi gören karakolda görevli Cihan astsubay ile Hakan üsteğmen yanımıza gelerek yaralarımızı pansuman ettiler, bizim için ağladılar ama bir şey yapamıyorlardı.? şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti tanık Aydın´a sanıkları tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Aydın, sanıklara dönerek, ?Adem Yakın, Bedran´dır, Hıdır Altuğ ise Tayfur´dur.? dedi. Mahkeme başkanının, ´Bahsettiğin şahıslar, sanıklardan hangisi?´ sorusu üzerine tanık Arafat Aydın, sanıklardan Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Cemal Temizöz´ü teşhis etti.
Başbuğ´un açıklamaları
Diğer 2 tanığın ifadelerinin ardından mağdur müşteki avukatları söz aldı. Avukat Tahir Elçi, söz konusu davanın tarihi açıdan çok önemli olduğunu belirtti. Elçi,Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ´un katıldığı bir tv programında sanıklardan Cemal Temizöz lehine yargı görevini yapan savcı ve yargıçlar üzerinde baskı kurarak onları etkilemeye çalıştığını belirterek, hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Suç duyurusu örneğini mahkemeye de sunan avukat Elçi, mahkemenin de Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti. Daha sonra söz alan sanıklardan Temizöz, tanık Arafat Aydın´ın jandarma için özel bir istihbarat elemanı olduğunu anlatarak, ´Onun verdiği bilgiler doğrultusunda terör örgütüne yönelik önemli operasyonlar yapılmıştır. Neden böyle bir ifade verdiğini anlayamadım. Bizim dosyamıza bizim dışımızda karışmayan var mı? Genelkurmay Başkanı Başbuğ´un bir TSK personeli hakkında beyanlarda bulunması neden yadırganıyor´ dedi. Sanık Temizöz, 13 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Diğer sanıklar ve avukatlarının tahliye talebinin ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddetti ve duruşmayı erteledi.
İstenen cezalar
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK´nın ´adam öldürmek´, ´cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak´ ve ´adam öldürmeye azmettirmek´ suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz´ün 9, Kamil Atağ´ın 7, Tamer Atağ´ın 2, Adem Yakın´ın 7, Hıdır Altuğ´un 3, Fırat Altın´ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ´ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Temizöz´ün 1993´te Cizre´de ´terörle mücadele ediliyor´ görüntüsü altında ´korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu´, ´Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK´ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı´ anlatılan iddianamede, grubun bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor. ( AA, Cihan)
(09 Temmuz 2010, 17:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İfade değiştirttiler ama durum aynı
Ergenekon ve benzer davaları tanıkları deşifre ve tehdit ederek etkisiz bırakma gayretleri
Gardiyandan ihbar: Temizöz´ü kurtarmak için kirli oyunlar oynanıyor
Kontrgerillacıların Albay´ı kurtarma operasyonu kayıtlara geçti
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Cemal Temizöz iddianamesinin tamamı
Temizöz hakkında hazırlanan iddianame ve açılan dava haberimiz
TEMİZÖZ İDDİANAMESİNİN TAMAMINI OKUYABİLİR KELİME ARATABİLİRSİNİZ