Türkiye´de kaos ortamı oluşturmak amacıyla gayrimüslim vatandaşları ve müze denizaltıdaki öğrencileri hedef aldığı iddia edilen ´Kafes Operasyonu Eylem Planı´ davasında bugün ikinci duruşma görülüyor. İlk duruşmada iddianame okunmuş, sanıklardan bazıları savunmaları yapmıştı. Yine ilk duruşmada davanın askeri mahkemeye gönderilmesi talebi reddedilmiş, kendisine eylem yapılacağı iddia edilen AGOS gazetesinin müdahil olarak davaya katılması kabul edilmişti. Sanıklarla müdahil avukatlar arasında çıkan gerginlik üzerine duruşma bugüne ertelenmişti.
Kafes davasında 2. duruşma: Burada TSK yargılanmıyor
Türkiye´de kaos ortamı oluşturmak amacıyla gayrimüslim vatandaşları ve müze denizaltıdaki öğrencileri hedef aldığı iddia edilen ´Kafes Operasyonu Eylem Planı´ davasında bugün ikinci duruşma görülüyor. İlk duruşmada iddianame okunmuş, sanıklardan bazıları savunmaları yapmıştı. Yine ilk duruşmada davanın askeri mahkemeye gönderilmesi talebi reddedilmiş, kendisine eylem yapılacağı iddia edilen AGOS gazetesinin müdahil olarak davaya katılması kabul edilmişti. Sanıklarla müdahil avukatlar arasında çıkan gerginlik üzerine duruşma bugüne ertelenmişti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın ikinci duruşması için sanıklar adliyeye getirildi. Davada Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü ve Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar´ın da aralarında bulunduğu 33 sanık yer alıyor. 3´ü tutuklu olan sanıklar ´Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürütmek´ ile suçlanıyor. İki minibüsle adliyeye getirilen sanıkların bir kısmı adliyenin yan kapısından içeri alındı. İkinci bir minibüsteki kişiler ise hakim ve savcıların giriş yaptığı kapıdan adliye binasına alındı.
Mahkeme Başkanı: Burada TSK yargılanmıyor TSK gözbebeğimiz
Duruşmanın başında konuşan Mahkeme Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, bazı konulara değinmek istediğini belirterek, Bu davada yargılanan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) değil. TSK, hepimizin göz bebeğidir. Her kurumda olduğu gibi TSK içinde de suç işleyenler ya da hakkında suç iddiası bulunanlar olabilir. Bu yargılamanın içeriği de isnat edilen suçlardır. Mahkeme huzurunda taraflardan birinin diğerine üstünlüğü yoktur, herkes eşittir diye konuştu. Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu, davanın taraflarına duruşmanın nizamının bozulmaması konusunda uyarıda da bulunarak, Hepimiz uygar insanlarız. Bize yakışmayan davranışlarda bulunmayalım dedi.
Müdahil avukat ile sanık arasında bu kez tartışma çıkmadı
Davaya müdahilliği kabul edilen Agos Gazetesi avukatlarından Fethiye Çetin, önceki günkü duruşmada savunma yapan Kurmay Yarbay Halil Özsaraç´a yönelttiği soruya sanık avukatlarınca itiraz edildiğini hatırlatarak, sanıklara soru sorulmasının kısıtlanmasının maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellediğini belirtti. Tutuklu sanıklardan Halil Özsaraç ise müdahil avukatların yöneltmesi gereken soruların iddialarla ilgili olması gerektiğini belirterek, avukatların kendi ideolojileri doğrultusunda sorular yönelttiklerini ve bu şekilde kamuoyu yaratarak mahkemeyi baskı altına almaya çalıştıklarını öne sürdü. Özsaraç, Lütfen bu sorulara izin vermeyin dedi. Mahkeme Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu da Çetin´e, Siz de sorularınızı kısa kısa sorarsınız dedi. Avukat Çetin´in İddianamede, görev bölümü altında ´Özel plan hücre´ örgütlenmesi ibaresi var. Bu TSK geleneğinde var mıdır? diye sorduğu Özsaraç, Hayır yoktur karşılığını verdi.
Hayatın olağan akışına uyan açıklamalar: Denizaltıdaki patlayıcılar unutulmuştur.. 3. güç TSK´yı yıpratmak için çalışıyor.. TSK´da darbe yanlısı biri bulunmuyor.. Denizaltı hala bizim görev alanımızda, Deniz Kuvvetleri ´patlayıcıları bildir´ deseydi, haber verirdim..
İlk savunma 1 no´lu sanık Öğütçü´den
Sanık kürsüsüne ilk olarak emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü geldi. Duruşmada, mahkeme duvarına yansıtılan barkovizyonla savunmasını yapan sanık, hakkındaki iddiaları ´düzmece´ olarak değerlendirdi. Şunları söyledi: 40 yıl hizmet ettikten sonra imzasız, sahte imzalı ihbar mektupları, düzmece CD´ler ile üstümüze atılan kuru iftiraları temizlemek için buradayım.´ Feyyaz Öğütçü, TSK mensuplarına yönelik psikolojik harp yürütüldüğünü ve ´Ergenekon´ gibi bazı davaları yönlendiren üçüncü güç olduğuna inandığını anlattı: Bu güç, bazı mihrakların amacı doğrultusunda hareket eden, TSK´yı yıpratmak için çalışan üçüncü bir güçtür. Türkiye´de hâlâ TSK´da darbe yanlısı biri bulunmamasına rağmen, sözde darbe planları tartışılıyor. Bu üçüncü güç kendinden olmayan subayları tasfiye etmeye devam ediyor. Onlardan yana değilsen darbeden yanasın.´ Hukuk dışı olayların hep üzerine gittiğini ve mesleğinin 40. yılında çok iyi organize edilmiş haysiyetsiz kişilerin çirkin karalama kampanyası ile karşılaştığını anlatan Öğütçü, görevdeyken bu konularda askeri savcılığa 9 adet soruşturma talimatı verdiğini ve mektupla SAT Grup Komutanlığı´nda olay çıkarmakla tehdit edildiğini dile getirdi. Öğütçü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda istihbarat amaçlı faaliyet gösterdiği iddia edilen fuhuş çetesi adına çalıştığı belirtilen sivil memur Zuhal A. ile İlknur Ö.´nün yasa dışı ve gayri ahlaki maillerini tespit ettirdiğini açıkladı. Şahısları başka yerde görevlendirdiğini ifade etti. İddianamede, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda istihbarat amaçlı fuhuş çetesinin faaliyet gösterdiği belirtilmişti. Kafes Planı üzerindeki ´Uygundur. Kadir paşa koor. etsin´ notunun kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Bu yazının kendi yazısına benzetilmeye çalışıldığını savundu. Rahip Santoro ve Dink cinayetlerine de değinen Öğütçü, Bu cinayetlerle, söz konusu plan irtibatlandırılmaya gayret edilmiştir. Bu olayların failleri bellidir. Bu cinayetlere en çok üzülen kişilerden biri benim. şeklinde konuştu.
Öğütçü: Denizaltı hala bizim görev alanımızda
Çapraz sorgusunda üye Hakim Mehmet Karababa´nın, Denizaltıda patlayıcı madde bulununca adli makamlara neden bilgi vermediniz?´ sorusuna Öğütçü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bana ´bildir´ deseydi, bildirirdim.´ şeklinde cevap verdi. Karababa´nın, Orası sivillere açık bir yer. Dolayısıyla sivil savcılara bilgi vermeniz gerekmez miydi?´ sözüne karşılık da Denizaltı bizim görev alanımızda hâlâ. Biz sadece sergi için onlara verdik.´ ifadesini kullandı.
Öğütçü: Denizaltıdaki patlayıcılar unutulmuştur
Koç Müzesi´ndeki denizaltına konulan ve öğrencilerin ziyareti sırasında patlatılacağının iddia edildiği TNT kalıplarını imha emri veren dönemin Kuzey Deniz Saha Komutanı Ahmet Feyyaz Öğütçü suçlamaları reddetti. Feyyaz Öğütçü, 14 Kasım 2008´de Uluç Ali Reis isimli denizaltıda bulunan patlayıcılara ilişkin ilginç açıklamalarda bulundu. TNT kalıplarının imha edilmesinden Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nın sorumlu olduğunu belirtti. TNT kalıplarının bulunduğunun kendisine bildirilmesinden sonra kurmay başkanlığa yazı yazdığını ifade eden Öğütçü, komutanlıktan ´gerekli önlemi alın ve imha edin´ mesajının kendisine ulaşmasının ardından bu yöndeki bilgiyi SAS ekibine verdiğini kaydetti. Karargah´ta kurmay başkanının haberi olmadan kuş uçmaz. diyen Öğütçü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içinde böyle bir yapılanmaya izin verilemeyeceğini savundu. Şöyle konuştu: Benim bu patlayıcılarla ilgili bir tahminim de var. Arkadaşlar ABD gibi ülkelerle yapılan askeri tatbikatlarda elde kalan patlayıcıları saklıyor. Emekli olduktan sonra da imha etmek istiyorlar. Bu patlayıcılar öyle de orada kalmış olabilir. Ben olay ortaya çıktığında ´denizaltı kullanılırken orada unutulmuş olabilir´ demişim. Savcı da hayatın olağan akışına uygun olmadığını söylüyor bu açıklamamın. Bu ne demek? Agos abone listesinin istihbarat birimlerinde bulunmasının normal olduğunu ifade eden Öğütçü, azınlık vatandaşları korumak için bu listelerin devletin birimlerinde yer alabileceğini söyledi.
Ilğar: CD ve DVD´ler delil değil
Kafes Eylem Planı davasının tutuksuz sanığı Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar ise savunmasına artık Hrant Dink cinayeti davasının müdahili olacaklarını söyleyerek başladı. Hakkındaki iddiaların ana delilinin 3 No´lu DVD´deki ´Danışma Kurulunda üye olarak adının geçmesi´ olduğunu, temel delil niteliğindeki CD ve DVD´lerin hukuki delil niteliği taşımadığını savundu. Albay Dursun Çiçek ve Şener Eruygur´u tanımadığını anlattı. Müdahil avukatlarından Fethiye Çetin´in, Ağustos 2009´da Tuğamiral Ahmet Türkmen, sizinle ve sanıklarla görüşmüş. Konusu neydi?´ şeklindeki sorusu üzerine Ilğar, Ben Foça´dayken geldi. Orada ´Kafes´ ile ilgili çeşitli sorular sordu. İlk kez duyduğum için tebessümle karşıladım. Özet olarak ne içerdiğini söyledi. Bazı şahısları tanıyıp tanımadığımı sordu. 3-5 kişiyi tanıdığımı söyledim. İmzalı yazılı beyan istedi. ifadelerini kullandı.
İhbar olmasa kamuoyu öğrenemeyecekti
Koç Müzesi´ndeki denizaltıda bulunan patlayıcılar sivil savcılığa ve polise haber verilmesi gerekirken verilmemiş ve Öğütçü´nün emriyle aldırılarak imha ettirilmişti. Sivil savcılar denizaltıda patlayıcı bulunduğunu ancak aylar sonra Kafes planını haber veren ihbar mektubuyla öğrenmiş ve başlattıkları soruşturmada denizaltıdaki patlayıcıların bulunma ve imha ettirilme işlemleri için askeri savcılıkça bir soruşturma yürütülmediğini de öğrenmişlerdi. Müze denizaltıda patlayıcıların bulunması olayının sivil savcılara haber verilmemesi, hatta ihmal ya da unutulma olduğu kabul edilse dahi askeri savcılığın böyle korkunç bir ihmal için bir soruşturma bile yürütmemiş olması kafes planı iddialarını doğrulayan en önemli bulgulardan biri olarak değerlendiriliyor. Bu duruma açıklık getirmesi beklenen davanın 1 numaralı sanığı Feyyaz Öğütçü ise savunmasında davadaki en önemli suçlamalardan biri konusunda hayatın olağan akışına uyduğunu iddia ettiği açıklamalar yaptı. Kadir paşa koordine etsin yazısı benim değil benzetmişler iddiası da tıpkı ıslak imza olayında olduğu gibi Adli Tıp ve kriminal laboratuvarlarınca doğrulanabilecek bir iddia. Davanın ilerleyen aşamalarında bu hususun gündeme gelmesi ve eğer şimdiye kadar yaptırılmadıysa da o yazı için kriminal bir incelemenin yaptırılması beklenebilir.
Kafes iddianamesinde temel suçlama: Ergenekon üyesi olmak
´Kafes eylem planı´na ilişkin hazırlanan ve İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 33 sanığın, ´Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyesi olmak´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 65 sayfalık iddianamede, şüpheliler Ahmet Feyyaz Öğütçü, Kadir Sağdıç, Mehmet Fatih İlgar´ın ´Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmede ´Danışma Kurulu´ adı altında emir ve komuta yetkisine haiz örgüt mensubu oldukları´ belirtildi. İddianamede, Mücahit Erakyol, Deniz Erki, Tanju Veli Aydın, Emre Sezenler, Hüseyin Doğancı, İsmail Bak, Metin Samancı, Levent Gülmen, Aydın Ayhan Saraçoğlu, Bülent Aydın, Bora Coşkun, Süleyman Erharat, Murat Aslan, Emre Tepeli, İbrahim Öztürk, Halil Özsaraç, Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Daylan Muslu, Hüseyin Erol, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, İsmail Zühtü Tümer, Levent Olcaner, Özgür Erken, Metin Fidan, Türker Doğanca, Mesut Adanur ve Metin Keskin´in eylemlerinin de ´Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmenin üyesi olmak´ suçunu oluşturduğu kaydedildi. İddianamede, tüm sanıkların, TCK´nin 314. maddesinin 2. fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu´nun 5. maddesi uyarınca 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
(17 Haziran 2010, 10:12), son güncel.: (18 Haziran 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kafes Eylem Planı manşetlerimiz
Kafes iddianamesinde arama yap
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap