Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahındaki eylemlere ilişkin 132 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.
22.11.2020 12:51 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahındaki eylemlere ilişkin 132 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.
21.10.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde yapılan duruşmada, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yapan tutuklu sanık eski tuğgeneral Adem Boduroğlu esasa ilişkin savunma yaptı.
Darbe girişiminden sonra sözde sıkıyönetim listesinde adı bulunduğu için merkez komutanlığına gönderildiğini anlatan Boduroğlu, listede adının yer almasının kendi iradesinin dışında olduğunu öne sürdü.
Olay günü harekat merkezini ele geçirdiği yönündeki iddiaları reddeden Boduroğlu, "Orada ele geçirilecek bir durum yok. İçerlerde kriptolu telefon hattı var. Bu telefonlardan ne ben ne Erhan Caha ne Ali Rıza Çağlar darbeye yönelik konuşmamış. Darbe yöneticisi olsam bu kriptolu telefonla sağa sola emir verir, konuşma yapardım. Hem burayı ele geçireceğime muharebe merkezini ele geçirirdim." ifadelerini kullandı.
Olay günü 23.00'ten sonra mesaiye geldiğini, personele kamuflaj giymesi ve silahlanmaları yönünde talimat vermediğini ileri süren Boduroğlu, "Bu nasıl darbe başkanım, bu nasıl yöneticilik?" diye konuştu.
Boduroğlu, darbe girişimi sırasında görevini yerine getirmeyenlerin bulunduğunu iddia ederek, yargılanmaları gerektiğini savundu.
Tekrar göreve çağırılması durumunda, vazifesinin başına geçeceğini ifade eden Boduroğlu, suçsuz olduğunu söyleyerek beraat talebinde bulundu.
16.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan tarafından dava dosyasına gelen belgelerin okunup duruşma zaptına yazdırılmasının ardından cumhuriyet savcısından görüşü soruldu.
Savcı, dava dosyasına gelen belgeler hakkında bir talebinin bulunmadığını ifade etti ve tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçların katalog suçlardan olması, atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı ile atılı suçların ceza üst sınırlarının dikkate alınarak mevcut hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Savcılık görüşünün ardından sanıklar ve avukatların ek savunmalarıyla talepleri alındı.
Sanıklardan eski yarbay Tanju Aydıncık, 15 Temmuz gecesi KKK'ye bağlı birliklere çekilen sıkıyönetim mesajlarını kaleme almakla suçlandığını hatırlatarak, söz konusu mesajların sanık eski tuğgeneral Adem Boduroğlu tarafından zorla kendisine yazdırıldığını ifade etti. Dinlenen tanıkların da bu durumu teyit ettiğini aktaran Aydıncık, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek tahliye talebinde bulundu.
Sanık eski yarbay İdris Aygün, yargılanmaya başladığı günden bu yana dava dosyasına aleyhte bir delilin eklenmediğini, suçsuz olduğunu savunarak tahliyesini ve beraatini istedi.
Cep telefonu incelemesine ilişkin rapor hakkında konuşan sanık eski teğmen Ramazan Bingöl, telefonunda suç unsuruna rastlanılmadığını söyledi. Darbe girişimine katılmadığını öne süren Bingöl, yaşananları televizyondan öğrendikten sonra odasından çıkmadığını, suçsuz olduğunu savundu.
Sanık eski astsubay Yalçın Kızılçam ise darbe girişiminden bugüne haksız yere tutuklu bulunduğunu öne sürdü. Mahkemenin tutukluluk inceleme sonrası vereceği kararı gerekçeli şekilde açıklamasını talep eden Kızılçam, tahliyeye yönelik bir talepte bulunmayacağını dile getirdi.
Bazı tutuklu sanıkların da tahliye taleplerinin alınmasının ardından duruşma yarına bırakıldı.
17.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Tutukluluk inceleme için sanıklar ve avukatlarının taleplerinin alındığı duruşmada, beyanların tamamlanmasından sonra mahkeme heyeti müzakereye çekildi.
Müzakere sonrası Mahkeme Başkanı Murat İlhan, mahkeme heyetinin oy birliği ile aldığı ara kararları açıkladı.
Buna göre, bazı sanıkların tanık dinlenilmesi talepleri ile daha önce esasa ilişkin savunma yapan bazı sanıkların tekrardan savunma için süre istemi talepleri reddedildi.
Mahkeme, ayrıca tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek mevcut hallerinin devamına hükmetti.
Davanın görülmesine yarın, sanık eski üsteğmen Bayram Üstündağ'ın esas hakkındaki savunmasıyla devam edilecek.
18.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Esasa ilişkin savunma yapan sanık eski üsteğmen Bayram Üstündağ, 15 Temmuz 2016 günü görev yeri olan Kara Kuvvetleri Karargahında kamuflajlı olmasının şüpheli olarak algılandığını, ancak daha önce de kamuflajla mesai yaptığını ifade etti.
Yargının bağımsız olmadığı iddiasında bulunan Üstündağ, gözaltı ve yargılama sürecinde hukuk dışı uygulamalarla karşılaştığını ileri sürdü.
Sanık Üstündağ, tanık ve bazı sanıkların hakkında verdiği aleyhteki beyanları kabul etmediğini bildirerek, kendisine "iftira" atıldığını savundu.
Olay günü karargaha terör saldırısı yapılacağı yönündeki söylem üzerine silah aldığını, darbe girişiminden habersiz olduğunu öne süren Üstündağ, 15 Temmuz'dan önce darbeye hazırlık kapsamında bir faaliyetle de karşılaşmadığını ifade etti.
Darbe girişiminde yer almadığını savunan Bayram Üstündağ, olaylar sırasında askerlerine bu yönde bir emir vermemesinin ve kendi sorumluluğundaki silahların kullanılmamasının bunun kanıtı olduğunu savundu.
Sanık Üstündağ, dava dosyasına giren ankesörlü ve ardışık arama kayıtlarının da FETÖ kapsamında olmadığını, daha önce görev yaptığı askeri birliklerdeki erler tarafından aranmış olduğunu iddia etti.
Esas hakkındaki mütalaada şahsını suçlu çıkaracak somut bir delil bulunmadığını iddia eden Üstündağ, üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
19.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ile bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı emekli Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk'ü derdest edenler arasında bulunduğu belirtilen eski üsteğmen Oğuzhan Çelikoğlu esasa ilişkin savunma yaptı.
Olay günü vazife gereği karargahta bulunduğunu öne süren Çelikoğlu, bağlı birliklere darbe içerikli mesajların çekilmesini sağlayan komutanları yalan söylemekle suçladı ve sisteme şifre girilmesiyle bunun önlenebileceğini dile getirdi.
Darbe girişimi sırasında derdest edilen emekli Tümgeneral Gençtürk'ün alıkonulması konusunda sanık eski tuğgeneral Erhan Caha ile aralarında bir görüşme gerçekleşmediğini ileri süren Çelikoğlu, bu yönde kimseden emir almadığını söyledi.
Gençtürk'e, "Genelkurmay Başkanı adına tutuklandığı"nın söylenmesi üzerine duruma karşı çıkmadığını ve karşısındaki ekibin başında olan yarbaya itiraz etmediğini öne süren Çelikoğlu, bu saatlerde darbe girişiminden habersiz olduğunu savundu.
Darbe girişiminden habersiz olduğundan, yaşananlardan şüphelenmediğini dile getiren Çelikoğlu, yarbay tarafından verilen emir üzerine Gençtürk'ün ellerini bağladığını anlattı.
Olay günü kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini ifade eden Çelikoğlu, suçsuz olduğunu savunarak, beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
20.11.2020 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya bazı tutuklu sanıklar oldukları cezaevlerinden video konferans yöntemiyle katıldı, taraf avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.
Olay tarihinde KKK Personel Başkanlığı Plan Şube Müdürü olan eski kurmay albay Mutlu Serkan Vurdem, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasına başladı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenen terörle mücadele toplantısına katıldığını belirten Vurdem, bir süre sonra bazı komutanların bitmeden toplantıdan ayrıldığını söyledi.
Vurdem, saat 19.00'da KKK Karargahı'na geçtiğini, dönemin Personel Başkanı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk'ün makamına çıkarak toplantıya ilişkin kendisine bilgi verdiğini ifade etti.
Karargahtan ayrılacağı sırada tatbikat yapılacağı bilgisini aldığını iddia eden Vurdem, bunun üzerine nizamiye nöbetçisinden komutanlık binasında bulunanların isimlerini istediğini kaydetti.
Darbe girişimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasıyla öğrendiğini öne süren sanık Vurdem, daha sonra odasına geçtiğini, gecenin önemli bir kısmını burada geçirdiğini iddia etti.
Sabah saatlerine kadar gelişmelere ilişkin bilgi almak için kendisini telefonla arayanlara cevap vermekle meşgul olduğunu savunan Vurdem, darbe girişiminin bastırılmasıyla sivil kıyafetlerini giyerek karargahtan ayrıldığını söyledi.
Darbe girişiminde yer almadığını, mesaide kaldığı için suçlandığını iddia eden Vurdem, "O gece karargahı terk etmem halinde suç işlemiş olacaktım, böyle bir şey yapmadım." dedi.
Gece boyunca silah kullanmadığını, kimseye de kanunsuz emir vermediğini, Ömer Şevki Gençtürk'ün de arasında bulunduğu bir grup askerin alıkonulmasına ilişkin de talimatının olmadığını ileri süren Vurdem, aleyhindeki beyanların gerçeği yansıtmadığını savundu.
Yaklaşık 6 saat savunma yapan sanık Vurdem, 23 Kasım pazartesi görülecek duruşmada kaldığı yerden savunmasına devam edecek.
Davanın geçmişi
Darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 150 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve mahkemenin iddianameyi kabulü sonrası 150 sanığın yargılanmasına 6 Temmuz 2017'de başlanmıştı.
Yargılama devam ederken aralarında dönemin KKK Lojistik Başkanı olarak görev yapan eski korgeneral Yıldırım Güvenç'in de bulunduğu 8 sanığın dosyaları ayrılmış, sanık sayısı 142'ye düşmüştü.
Davanın 22 Kasım 2019'daki celsesinde ise Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü açıklamış, aralarında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı olan eski tuğgeneral Adem Boduroğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harbe Hazırlık ve Eğitim Daire Başkanı eski tuğgeneral Ali Rıza Çağlar'ın da bulunduğu 94 sanığın "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istemişti.
Sanıkların 17'sinin "darbeye yardım" suçundan 20 yıla, 2'sinin ise FETÖ üyeliği suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Savcı mütalaasında 12 sanık hakkında beraat, firari 12 sanığın dosyalarının ayrılmasını, daha önce "Anayasayı ihlal" suçundan başka davalarda ceza alan 5 sanığın ise "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçlarından cezalandırılmalarını istemişti.
Mahkeme, 19 Ağustos'taki ara kararında aralarında eski albaylar Uğur Karaca ve Nuh Altınsoy'un da bulunduğu 12 firari sanığın dosyalarının mevcut davadan ayrılarak yargılanmalarının başka dava dosyasından sürdürülmesini kararlaştırmıştı.
Dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga'nın darbeciler tarafından alıkonulmasına ilişkin davada yargılanan ve Yargıtay tarafından dosyaları bozulan eski albaylar Erkan Erol ile Mahmut Gündoğdu'nun dosyalarının mevcut dava ile birleştirilmesi kararı sonrası davadaki sanık sayısı 132 olmuştu.
Paralel Yapı-15.07.2016-Ankara 132 sanık (ilk 150) Darbe/Kara Kuvvetleri Kom. davası
(22 Kasım 2020, 12:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: