İstanbul'da, ABD Başkonsolosluğu bölge güvenlik biriminde araştırma görevlisi olarak görev yapan ve 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla 17 aydır ev hapsinde tutulan Nazmi Mete Cantürk ile adli kontrol şartı altında olan eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk'ün yargılanmasına başlandı. 17 aydır ev hapsinde tutulan sanık Cantürk'ün ev hapsi kaldırıldı. Sanığa yurtdışı yasağı konuldu.
29.06.2019 12:08 İstanbul'da, ABD Başkonsolosluğu bölge güvenlik biriminde araştırma görevlisi olarak görev yapan ve 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla 17 aydır ev hapsinde tutulan Nazmi Mete Cantürk ile adli kontrol şartı altında olan eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk'ün yargılanmasına başlandı.
25 Haziran'da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Nazmi Mete Cantürk, eşi Sevim Cantürk ve kızı Kevser İrem Cantürk ile avukatları katıldı. ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier, ABD İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell, eski ABD İstanbul Başkonsolosu Jennifer L. Davis ile konsolosluk görevlileri duruşmada izleyici olarak yer aldı.
'İş ilanını gazetede gördüm'
Duruşmada savunmasını yapan sanık Nazmi Mete Cantürk, '1988 yılında eşimle evlendim. O dönemde gazetede gördüğüm ABD Başkonsolosluğunun iş ilanına başvurdum. Daha önce yurt dışında çalıştığım için İngilizce biliyordum ve işe alındım. 1 sene resepsiyonist olarak çalıştım. Daha sonra gece tercümanlığı görevine geçtim. Bu görevin ardından Bölgesel Güvenlik Biriminde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Görevim makam koruma, mekan koruma ve güvenlik soruşturmalarından oluşuyor' ifadelerini kullandı.
'Güvenlik görevlilerine sunumlar yaptım'
'Görevlerim kapsamında resmi kurumlarla görüşmelerim oluyor' diyen Cantürk, 'ABD yetkilileri isterse, İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle görüşüyordum. Güvenlik sağlamayla ilgili planlar yapardım. Görevim gereği terör tehdidinde farkındalık oluşturmak amacıyla güvenlik görevlilerine sunumlar yaptım. İddianamede FETÖ'ye yakın kişilerle aynı otelde kaldığım yazılmış ve toplantıya katıldığım söylenmiş. Ben gittiğim yerlere konsolosluk görevlendirmesiyle giderim. Konakladığım yerde kalan kişileri bilmem mümkün değil' dedi.
'Benimle ilgili bunları neden uydurduğunu bilmiyorum'
Metin Topuz'un hakkında söylediklerine yönelik konuşan Cantürk, 'İddianamede Metin Topuz'un aleyhime konuştuğu yazıyor. Kendisiyle yıllar önce kavga etmiştik. Bu yüzden böyle dediğini düşünüyorum. Metin Topuz'la hiçbir zaman aynı yerde çalışmadım. Benim hangi gazeteyi okuduğumu, hangi dine mensup olduğumu bilemez. İddianamede geçen Hacı Salih Zengin ile 25 yıl önce tanışmıştım. O zamandan beri kendisini görmedim. Görevimle alakalı neden böyle bir şey uydurduğunu bilmiyorum. FETÖ'ye üye olduğum iddiasını tamamen reddediyorum. Bylock kullanmadım. Darbeden sonra televizyon yayınlarına Bylock'u öğrendim. Hain Fetullah Gülen ile tanışmadım. Ev hapsi nedeniyle hürriyetim kısıtlandı. 17 aydır devam eden tedbir cezaları ceza haline döndü. Beraatimi talep ediyorum' şeklinde konuştu.
'Eşim olmasa burada olmazdım'
Daha sonrasında savunma yapan sanık Sevim Cantürk, 'Aslıma yöneltilen suçlamayı kabul etmiyorum. Yaptığım evlilik benim ağır ceza mahkemesinde olmama neden oldu. Eşimle ilgili böyle bir suçlama olmasa bende burada olmazdım. Benim 2005 yılında açılmış Bank Asya hesabım var. Hesap hareketlerine bakıldığında normal bankacılık işlemleri yaptığım görülüyor. Evime çok yakın diye oraya hesap açtım. Emekli maaşımı da oradan alıyordum. Bir de ailemden gelen mirası yatırdım oraya, çocuklarıma pay etmek için' dedi.
'Beraatimi talep ediyorum'
'Telefonuma geldiği iddia edilen mesajlar toplu mesajlardır' diyen sanık Sevim Cantürk, 'Numaramı nereden aldıklarını bilmiyorum. İddianamede Murat Hökelek ile konuştuğum yazılmış. Kendisi kardeşimdir. Telefonla konuşmam gayet normaldir. Kendisi hakkında FETÖ soruşturması açılmış ancak soruşturma sonlandırılmıştır. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum' ifadelerini kullandı.
'Vakit geçirmek istedik'
Cumhuriyet Savcısı, sanık Sevim Cantürk'ün savunmasının ardından sanığa, 'Ankara'dan Merzifon'a giderken, otelde bir gece konaklamışsınız. 4 saatlik bir yol için neden konaklama ihtiyacı duydunuz?' şeklinde bir soru yöneltti. Sanık Sevim Cantürk, 'Kızımla birlikte gidiyorduk. Biraz dinlenip, vakit geçirmek istedik' dedi. Savcı bu cevap üzerine, 'Aynı tarihte FETÖ yöneticilerinin orada toplantısı varmış, bilginiz yok muydu?' şeklinde sordu. Bunun üzerine sanık Cantürk, 'Kaldığım otelde kalan her insan hakkında bilgi sahibi olamam' dedi.
'Kitaplar dedeme aittir'
Daha sonrasında savunma yapan sanık Kevser İrem Cantürk, 'TUS'a hazırlık süreci dışında hiçbir dershaneye gitmedim. Okurken ailemin yanında kaldım. Bu yüzden hiçbir yurtta kalmadım. Telefonla görüştüğüm iddia edilen Murat Hökelek dayımdır ve meslektaşımdır. Hakkında açılan soruşturma sonlandırılmıştır. Doktor olduğum için birçok kişiye numaramı verebiliyorum. Bu yüzden her telefonla görüştüğüm kişiyi hatırlamayabilirim. İddianamede bana ait kitapların bulunduğuna yer verilmiş. Ancak arama anneannemin Merzifon'daki evinde yapıldı. Kitaplar rahmeti dedeme aittir ve yasaklı değildir. Hakkımdaki suçlamaları reddediyor ve beraatimi talep ediyorum' diye belirtti.
Sanıkların savunmalarının ardından söz alan sanık avukatları, sanıkların adli kontrol şartlarının kaldırılmasını talep etti.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanıklar hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamını ve firari eski savcı Zekeriya Öz'le irtibatı tespit edilmesinin ardından casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında dava açılan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sabit ikametgah sahibi olması ve sağlık durumu nedeniyle sanık Nazmi Mete Cantürk'ün 'konutu terk etmemesi' şeklindeki adli kontrol şartını kaldırdı.
Sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamına karar veren mahkeme heyeti, sanığın haftada bir olmak üzere karakolda imza atmasına hükmetti.
Sanıklar Sevim Cantürk ve Kevser İrem Cantürk hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol hükümlerini kaldıran heyet, yurt dışına çıkış yasağı şartının devamına kararlaştırdı.
Heyet, başka davada sanık olan Metin Topuz'un tanık olarak dinlenilmesine hükmetti.
'Kararı doğru buluyoruz'
Duruşma çıkışında adliye önünde açıklama yapan ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier, 'Ev hapsinin kaldırılması kararını tanıyoruz ve doğru bulduğumuzu söylemek istiyoruz. Aynı zamanda kendisine yüklenen suçlamaların herhangi bir delilinin de görmediğimizi ifade etmek isterim. Bir de sadece bu süreç değil tabii ki, bütün devam eden yargı süreçleriyle ilgili olarak çabuk, şeffaf ve adil çözüm konusundaki arzumuzu tekrar dile getirmek isterim. Çok teşekkürler. Soru almayacağız, ilave söyleyeceğimiz bir şey yok' dedi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, hakkında 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçundan kamu davası açılan ve yargılaması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden, FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik kumpas 17/25 Aralık soruşturmalarını kullanmak suretiyle giriştiği eylemlerine iştirak ettiği ve bu soruşturmaların organize ve koordinasyonunda görev aldığı tespit edilen Metin Topuz'un savunmasında, Nazmi Mete Cantürk'ün Zaman gazetesi okuduğunu, çevresinde dini sohbetler yaptığını, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü sempatizanı olabileceğini beyan ettiğine yer veriliyor.
İddianamede sanık Cantürk hakkında H.S.Z'nin ifadesinde, kendisinin 1998-2014 yılları arasında Zaman gazetesinde çalıştığını, Nazmi Mete Cantürk'ün gazetede çocuklarının ürünlerini yayınlatmak maksadıyla kendisine müracaat etmesi sebebiyle tanıdığını, bu dönemde Nazmi Mete Cantürk'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunda çalıştığını ve ABD'ye gitmek için vize başvurusunda bulunması halinde kendisine yardımcı olabileceğini, daha sonrasında gazetede çalışan birçok kişiden ABD ülkesine gitmek maksadıyla vize müracaatında bulunduklarında 'Fetullah Gülen'i ziyarete gidiyorum' şeklinde beyanda bulunanların vize işlemlerinde kolaylık sağlandığını duyduğunu, Nazmi Mete Cantürk'ün kendisine yönelik beyanı doğrultusunda bu yönde örgüt elebaşını ziyarete gidenlere vize kolaylığını sanığın sağladığını düşündüğünü, bu şahsın Zaman gazetesine aboneliği olabileceğini ve bu gazeteyi takip ettiğini beyan ettiği kaydediliyor.
Sanık Cantürk hakkında FETÖ'den dava açılmış kimisi tutuklu kimisi firari birçok kişiyle irtibatının bulunduğu belirtilen iddianamede yer verilen 2008- 2017 yılları arasındaki görüşmelere ilişkin HTS raporunun analizindeki bazı isimler şunlar:
'Mutlu Ekizoğlu (17/25 Aralık girişimini planlayıp icra eden ve eylemleri sebebiyle halen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam ediyor, suç tarihi itibarıyla İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı), Ramazan Emekli (FETÖ/PDY üyesi olduğundan bahisle hakkında soruşturma/kovuşturma yürütülen eski İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı), Ali Şerbetçi (Batman Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapan ve 15 Temmuz darbe girişimi esnasında 'Emniyette görevli polis memurlarının darbecilere direnmemeleri' yönünde talimat vererek polislerin direncini kırdığı gerekçesiyle Batman Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor), Mehmet Kadir Filizer (FETÖ elebaşı Gülen'in firari avukatı), Zeki Bulut (eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkan Yardımcısı Başbakanlık konut ve ofisine böcek yerleştirilmesi olayı faillerinden FETÖ/PDY üyesi olduğundan bahisle hakkında soruşturma/kovuşturma yürütülüyor), Yurt Atayün (Hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülüyor, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü), Tufan Ergüder (Eski Emniyet Müdürü, hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülen firari), Erol Demirhan (eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle soruşturma/kovuşturma yürütülüyor), Mithat Aynacı (Darbe girişiminde Vatan Caddesi'ndeki bir tankta kamuflajla yakalanan, hakkında FETÖ/PDY üyesi/yöneticisi olduğundan bahisle dava alıp yerel mahkemece cezalandırılan eski Emniyet Müdürü), Zeki Taşkın (FETÖ/PDY üyeliği irtibatı nedeniyle Emniyet Müdürlüğü görevinden ihraç edilmiş iken 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğünü kuşatarak darbeye katılan kişilere WhatsApp grubundan 'darbeye direnen herkesin vurulması, silah ve teçhizatlarının teslim edilmemesi' talimatını veren bu sebeple de hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 'anayasal düzeni bozmaya teşebbüs suçundan kamu davası açılan sanık.)'
İddianamede, sanık Cantürk'ün bu şahıslarla irtibatı hakkında görev tanımı kapsamında makul ve mantıklı izahlarda bulunamadığı belirtilerek, sanığın, tespit edilen örgütle irtibatlı kişilerle yoğun görüşmelerinin örgüt içi irtibat ve bağlantılarının olduğunu ortaya koyduğu kaydediliyor.
Sanık Sevim Cantürk'ün ise FETÖ elebaşısının çağrısı üzerine örgütle bağlantılı olduğundan kapatılan Bank Asya'daki hesabında artırımda bulunduğu, örgütten hakkında işlem yapılan bazı şahıslarla yoğun irtibatının bulunduğu ifade edilen iddianamede, sanığın telefonunda ve hafıza kartında yapılan inceleme sonucunda, örgütle bağlantılı olan derneklerle ilişkisinin olduğunu, yine örgütün sohbet adını verdiği toplantılarına iştirak ettiğini, yine örgütün okuma kampları ve sonrasında düzenlediği örgütsel ideolojiyi yerleştirmek maksadıyla tertip ettiği anlaşılan okuma yarışmalarına katıldığı anlatıldı.
İddianamede 3 sanığın da 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Paralel yapı-27 Nisan (2019) 'İstanbul 3 sanık ABD Konsolosluk çalışanı Nazmi Cantürk, eşi ve kızı' davası
(29 Haziran 2019, 12:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: