Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 243 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
07.07.2018 15:11 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 243 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
02.07.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, eski yüzbaşı Ramazan Karabulut ile eski üsteğmen İlker Çiçek'in savunmaları alındı.
Olay akşamı kışla içinde askeri hareketliliğin başladığını ve terör saldırısı olabileceğinin söylendiğini ileri süren sanıklar, ilerleyen saatlerde de çatışma yaşandığını belirtti.
İddianamede de yer alan 'Sıkıyönetim ilan edildi' şeklinde bir açıklama duymadıklarını savunan Karabulut ve Çiçek, darbe girişiminden habersiz olduklarını öne sürdü.
Aralarında Tuğgeneral Veli Turan'ın da bulunduğu askerlerin rehin tutulduğu Sükan Salonu'nda silahlı nöbet tuttuğuna dair iddialar sorulan sanık Karabulut, iddiayı reddetti.
Güvenlik kameralarına yansıyan silahlı halde Sükan Salonu önündeki görüntüleri izletilen Karabulut, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını ileri sürerek, kamera kayıtlarını kabul etmedi.
Suçlamaları kabul etmeyen Karabulut ve Çiçek, mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Savunmasının ardından eski yüzbaşı Karabulut'un çapraz sorgusu yapıldı.
Mahkeme heyetinin sorularını cevaplayan Karabulut, müşteki avukatlarının sorularını cevaplamayacağını ifade etti.
TBMM avukatı Bilal Temel, 'Savunmanızda uzun uzun soruşturma aşamasında verdiğiniz beyanlarınızı neden kabul etmediğinizden bahsettiniz. Diğer şahısların ifadelerini, kamera kayıtlarını inkar ettiniz. 15 Temmuz'u anlatmaya gelince 3 cümle ile geçiştirdiniz. Siz 15 Temmuz gecesi Jandarma Genel Komutanlığında değil miydiniz, siz aslında yok musunuz?' ifadelerini kullanarak sanığa tepki gösterdi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
03.07.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, eski yüzbaşı Yener Ekinci'nin savunması alındı.
Olay günü eski yüzbaşı İlyas Pekdemir ile Jandarma karargahına gittiklerini belirten Ekinci, kışlaya girişten kısa süre sonra terör saldırısı olduğunun söylenerek silah almaları emri verildiğini anlattı.
Bir süre sonra savaş uçaklarının uçmaya başladığını, helikopterden bölgeye atış yapıldığını beyan eden Ekinci, güvenli bir bölgeye geçerek internetten haberlere baktığında, 'Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grubun askeri kalkışma içinde olduğu' haberlerini gördüğünü ifade etti.
Sabah saatlerine kadar kanunsuz bir işe karışmadan beklediğini, kışla içine giren polislerce teslim alındığını aktaran Ekinci, darbe girişiminde bulunmadığını savundu.
Sanık Ekinci, davanın müştekilerinden Tuğgeneral Veli Turan'ın rehin tutulmasında rol aldığına dair suçlamaları da reddetti. Ekinci, 'Veli Turan'ı ne tanırım, ne de olay günü görmüşlüğüm vardır.' ifadelerini kullandı.
'Eyüp71' kullanıcı adıyla FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı tespitini kabul etmeyen Ekinci, örgütte Eyüp kod adını kullanıp kullanmadığı sorulması üzerine FETÖ üyesi olmadığını ve kod adı kullanmadığını ileri sürdü.
Eski üsteğmen de reddetti
Savunma yapan eski üsteğmen Mehmet Nur Çinpolat, mesleğe astsubay olarak başladığını, sonradan girdiği subaylık sınavını kazanarak görevini devam ettirdiğini bildirdi.
Olay akşamı bir yakınının sağlık problemi dolayısıyla izin dilekçesini vermek için karargaha gittiğini iddia eden Çinpolat, kışlaya terör saldırısı istihbaratı olduğunun söylenmesinden sonra olası siber saldırılara karşı sistemleri kontrol ettiğini ileri sürdü.
Bir süre sonra çatışmaların başladığını, neler olduğunu anlamak için internetten haberlere baktığında darbe girişiminden haberdar olduğunu aktaran Çinpolat, devlet büyükleri ve üst rütbeli komutanların açıklamalarından kışla dışındaki askerlerin darbeye kalkıştığını düşünerek kışla içinde beklemeye devam ettiğini dile getirdi.
Müşteki Tuğgeneral Turan'ın rehin alınmasında görev aldığına dair suçlamayı da kabul etmediğini bildiren Çinpolat, ByLock kullandığı tespitini de reddetti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
04.07.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ve müşteki kurumların avukatları ile darbe girişimi sırasında karargahta başından vurularak yaralanan Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan ve Aslan'ın şehit edilen koruması Hasan Gülhan'ın aileleri katıldı.
Duruşmada, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ı silahla öldürmeye kalkıştığı, Aslan'ın koruması Hasan Gülhan'ı da şehit ettiği belirtilen eski kurmay albay Erkan Öktem savunma yaptı.
'Darbeleri lanetliyorum.' sözleriyle savunmasına başlayan Öktem, hazırlanan idari tahkikat raporunda hatalar bulunduğunu ileri sürerek aleyhindeki hususları ve kamera kayıtlarını kabul etmedi.
Darbe girişiminden önce Jandarma Genel Komutanı olan Galip Mendi'nin özel kalem müdürü olduğunu beyan eden Öktem, 15 Temmuz günü Mendi'nin emri üzerine İstanbul'a seyahatine ilişkin hazırlık yaptıklarını anlattı.
Mendi'nin akşam 19.00 sularında davetli olduğu düğüne katılmak için karargahtan ayrıldığını belirten Öktem, bir süre sonra telefonla aranarak Genelkurmay'a terör saldırısı olduğu, Mendi'nin de Jandarma Genel Komutanlığı'na geri döneceğini söyleyerek kışlada beklemesinin söylediğini ifade etti.
Kendisini arayan kişinin kim olduğunu bilmediği için Mendi'nin koruma subayını arayarak durumunu öğrenmek istediğini ancak iletişim sağlayamadığını bildiren Öktem, bu sırada savaş uçaklarının uçuş yaptığını, nizamiye bölgesinden de silah seslerinin gelmeye başladığını söyledi.
Jandarma karargahına da terör saldırısı yapıldığını düşünerek dışarı çıktığında sanık eski yarbay Yasin Kayabaşı'nı gördüğünü aktaran Öktem, Kayabaşı'nın ikinci katta bilgilendirme yapılacağını söylemesi üzerine Sükan Toplantı Salonuna gittiğini belirtti.
Toplantı salonu önünde bulunan Albay Güven Şağban ile tartışma yaşadıklarını, bunun üzerine odasına döndüğünü anlatan Öktem, odasında Başbakan Binali Yıldırım'ın 'bir grubun askeri kalkışması' şeklindeki açıklamasını gördüğünü anlattı.
Kuvvet komutanlıklarını arayarak bilgi almaya çalıştığını ancak bir şey öğrenemediğini iddia eden Öktem, bir ara dışarı çıktığında ateş edildiğini, can güvenliğini düşünerek odasına döndüğünü dile getirdi.
Sanık Öktem, bu saatten sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
'Sabaha kadar odamdan ve bulunduğum kattan hiç ayrılmadım. Sabaha doğru dışarıdan sesler gelmeye başladı. Koridorda biri 'uçaklar burayı bombalayacakmış' dedi. Ben de hayatımı kaybetmemek için karargahtan ayrılmaya karar verdim. Ormanlık alanda bir süre bekledim. Bulunduğum bölgedeki zırhlı araçlar bölgeden ayrılınca tel örgülerden atlayarak metruk bir binaya girdim. Bir süre sonra polisler geldi, daha sonra da gözaltına alındım.'
Karargah içindeki darbe faaliyetlerini koordine ettiği ve darbe girişiminin başarısız olacağının anlaşılmasından sonra karargah içinde yangın çıkarılmasından sorumlu tutulduğunu belirten Öktem, 'masum' olduğunu ileri sürdü.
Öktem, vatandaşlara ateş ettiğine dair beyanlarda bulunan tutuksuz sanıklar Adem Eker, Orhan Karaca, Yusuf Ziya Şimşek ve diğer sanıkların ifadelerini kabul etmediğini dile getirdi.
İddianamede, Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Daire Başkanı Turgut Aslan'ın başından vurularak, yaralanması olayından suçlandığını belirten eski kurmay albay Erkan Öktem, Aslan'ın vurulduğu belirtilen saatlerde olay yerinde olmadığı iddiasında bulundu.
Aslan ve Gülhan'ın rehin tutuldukları yerden çıkarılmalarına ilişkin kamera kayıtları ve fotoğraflara ilişkin beyanda bulunan sanık Öktem, 'Kamera kayıtları değiştirildi. Bu fotoğraflar orijinal değildir. Fotoğraflar maniple edilmiştir.' diye konuştu.
Öktem, Aslan ve Gülhan'a ateş ettiğine ilişkin tespiti kabul etmediğini belirtti.
Öktem, darbe girişimini bastırmak için sabah saatlerinde jandarma kışlasına gelen zırhlı polis araçlarından ateş edildiğini, Aslan'ın da zırhlı polis aracından yapılan ateş sonucu yaralanmış olabileceğini öne sürerek bu hususun araştırılmasını istedi.
Darbe girişiminin planlanmasından haberi olmadığını, darbe içerikli mesajları bağlı birliklere çekmediğini ve kimseye ateş etmediğini ileri süren Öktem, FETÖ üyesi de olmadığını ifade etti.
Öktem, mahkeme heyetinden tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Şehit polisin fotoğrafına bakamadı
Öktem'in savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Söz alan tutuksuz sanık Uğur Erdoğan, Öktem'in ifadelerinin doğruyu yansıtmadığını belirterek, 'Zırhlı araçların bulunduğu kısımda albay Erkan Öktem'i safari kıyafetli halde, elinde MP-5 silahla gördüm. Burada (A nizamiyede) halka doğru hedef gözetmeksizin ateş ediyordu.' diye konuştu.
TBMM avukatı Bilal Temel'in, Öktem tarafından vurulduğu tespit edilen şehit polis memuru Gülhan'ın vurulmuş haldeki fotoğrafını göstererek, 'Bu fotoğraftaki kişiyi daha önce gördünüz mü? Vurulduğu yeri biliyor musunuz?' sorusunu yöneltti.
Kanlar içindeki Gülhan'ın fotoğrafına ilk önce bakmayan Öktem, mahkeme heyetinin uyarısından sonra baktığı fotoğraftaki Gülhan'ı olay günü görmediğini ileri sürdü.
Davanın görülmesine 9 Temmuz Pazartesi devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Haziran (2017) 'Ankara 243 sanık (ilk 244) Darbe/Jand.Gn.Komutanlığı' davası
(07 Temmuz 2018, 15:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: