Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
02.06.2018 13:58 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin davada, aralarında eski alay komutanları Muhsin Kutsi Barış ve Muhammet Tanju Poshor'un da bulunduğu 521 sanığın yargılanmasına devam edildi.
28.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, avukatları ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Sanıkların ifadelerinin alındığı duruşmada savunma yapan eski uzman çavuşlar Bayram Ali Bayraktar, Zafer Muhip, Zafer Öner, Mesut Pak, Mesut Şen, Benal Yılmaz ve Mehmet Sait Uçar üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini beyan etti.
Tatbikat olduğu gerekçesiyle kışlaya çağırıldıklarını, yaşananların darbe girişimi olduğunu anladıktan sonra darbeye karşı durduklarını iddia eden sanıklar, suçsuz olduklarını ve tutuksuz yargılanmak istediklerini ifade etti.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
29.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, avukatları ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Darbe girişiminden yaklaşık bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına atandığını dile getiren eski uzman çavuş Hacı Bekir Demirci, olayın yaşandığı hafta boyunca birlikte alarm verilerek bir tatbikat yapılacağının konuşulduğunu, söz konusu tatbikat için alarmın 15 Temmuz akşamı verildiğini anlattı.
Demirci, alarm üzerine kışlaya döndüğünü, sanık eski binbaşı Osman Koltarla'nın alaya gelen askerlere zamanında geldikleri için teşekkür ettiğini ifade etti. Bundan yaklaşık yarım saat sonra Koltarla'nın terör saldırısı olabileceğini söylediğini ifade eden Demirci, teröristlerin telefon sinyalleri aracılığıyla yer tespiti yapabileceği gerekçesiyle cep telefonlarının toplatılması emrini verdiğini aktardı.
Koltarla'nın emriyle başka bir takıma görevlendirildiğini, otobüsle terör saldırısına müdahale amacıyla kışla dışına götürüldüklerini belirten Demirci, gecenin ilerleyen saatlerinde Muhafız Alayına döndüklerini dile getirdi.
Darbe girişimini kışlaya döndükten sonra öğrendiğini, telefonlar toplatıldığı için haberleri takip edemediğini ileri süren sanık Demirci, darbe girişiminde bulunmadığını savunarak, 'Amirlerimin yalanlarıyla kandırılarak hain konumuna düşürüldüm.' ifadelerini kullandı.
Üzerine atılı olan 'FETÖ üyeliği' suçlamasını da kabul etmeyen Demirci, mahkeme heyetinden tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesini istedi.
Savunma yapan sanıklar Abdullah Haney, Osman Baydemir, Abidin Üçkazan, Mustafa Akman, Mustafa Demirel ve Yasin Kabakcı da suçlamaları kabul etmeyerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
30.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada sanıklar, avukatları ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Savunma yapan sanık eski uzman çavuş Serdar Yıldırım, olay günü tatbikat için alarm verildiğini, kışlaya gitmesinden sonra da terör saldırıları gerekçesiyle sıkıyönetim ilan edildiğinin söylendiğini ileri sürdü.
Terör saldırılarına müdahale için otobüslerle Oran'daki Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarına götürüldüklerini dile getiren Yıldırım, burada sanık eski binbaşı Osman Koltarla'nın, 'Kanunsuz işler oluyor.' diyerek askerlerin Muhafız Alayı'na dönmesini sağladığını anlattı.
FETÖ'cü olmadığını, darbe girişiminde bulunmadığını iddia eden sanık Yıldırım, 'Başta Pensilvanya'daki şarlatan olmak üzere ona beynini, ruhunu kiralayan, Türk milletinin parasıyla alınan tankı, uçağı, tüfeği millete doğrultan, darbe girişiminde bulunanlardan şikayetçiyim. 'Ben komutanım' diye geçinen, askerlerini kandıran ve huzurunuzda yalan söyleyen Muhsin Kutsi Barış'tan da şikayetçiyim.' sözleriyle kendini savundu.
- 'Sıkıyönetim ilan edildi'
Sanıklardan Orhan Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminden önce uzman çavuş rütbesinde Muhafız Alayında görev yaptığını ve suçsuz olduğunu ifade ederek savunmasına başladı.
Olay akşamı personelin alarm verilmesi durumunda ne kadar sürede hazır olabileceğinin ölçülmesi için alarm verildiğini, bunun üzerine alaya geldiğini belirten sanık Çelik, gelişinden sonra terör saldırısı olduğu gerekçesiyle cep telefonlarının toplandığını kaydetti.
Yapılan içtimada eski binbaşı Koltarla'nın, 'Sıkıyönetim ilan edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu.' açıklamasını yaptığını bildiren sanık Çelik, sıkıyönetim ilanının terör saldırıları nedeniyle yapıldığını düşündüğünü ileri sürdü.
Otobüsle kışla dışına çıkarıldıklarını, gittikleri Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarında yaşananların darbe girişimi olduğunu öğrendiğini ifade eden Çelik, kanunsuz bir işe karışmadığını savundu.
Sanık Çelik, darbe girişiminde bulunmadığını savunarak mahkemeden tahliyesini ve beraatini istedi.
Savunma yapan eski uzman çavuşlar Tuncer Dinçer, Haluk Karataş, Hasan Sezer ile tutuksuz yargılanan sanık sivil memurlar Baki B. ve Erkan T. de üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
01.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, avukatları ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Çağrı Taşpınar, 13 Temmuz'da mesaideyken Tuncer Dinçer'in, birlik komutanı Osman Koltarla'nın emri olduğunu, personelin reaksiyon süresinin ölçülmesi amacıyla alarm eğitimi yapılacağını söylediğini öne sürdü.
Tatbikat yapılacağına yönelik bir şey duymadığını savunan Taşpınar, 15 Temmuz'da Ümit Erdem ile nöbetini tamamlayıp, eşini de AŞTİ'den aldıktan sonra evine gittiğini belirtti. Taşpınar, saat 19.00 gibi uyuduğunu ve yaklaşık iki saat sonra manga komutanı astsubay Mürsel Akyol'un arayıp 'Alarm verildi. Haberin yok mu? Hemen fırla.' demesi üzerine hazırlanıp birliğe gittiğini kaydetti.
Silahını alıp içtima alanına geçtiğini anlatan Taşpınar, mühimmat dağıtıldığını ve kendisinin 5 tane aldığını söyledi.
Taşpınar, daha sonra 'terör saldırısı var' denilerek telefonların toplanıldığını ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gitmek için kullandıkları otobüslere bindirildiklerini, yine oraya gideceklerini düşünürken MSB lojmanlarına götürüldüklerini belirtti.
'Hiçbir şeyden haberimiz yoktu.' diyen Taşpınar, binbaşı Osman Koltarla'nın TSK'nın yönetime el koyduğu bilgisini paylaşıp kanunsuz bir şey yapılmayacağını, emir dışına çıkanların da cezalandırılacağını söylediğini öne sürdü.
Taşpınar, lojman bölgesindeyken yine Osman Koltarla'nın 'Biz bu olaylara dahil değiliz. Sizi alaya götüreceğiz.' sözleriyle rahatladığını savunarak, sonrasında alaya döndüklerini anlattı.
Alayda darbe girişimine destek veren Özel Kuvvetler personeli olduğunun söylenmesi üzerine çatışma ihtimaline karşı görevlendirildiğini iddia eden Taşpınar, vatana millete zeval getirecek bir şey yapmadığını ileri sürdü.
Taşpınar, tahliye talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Tuna Civil de 13 Temmuz'da içtimadayken takım astsubayı Yaşar Demir'in 15-16-17 Temmuz günlerinden birinde alarm eğitimi olacağını, katılmayanların ya da 45 dakikadan fazla geç kalanların cezalandırılacağını söylediğini iddia etti.
Normal bir eğitim olduğunu düşündüğünü savunan Civil, 15 Temmuz'da mesai bitimi eve gittiğini, Yaşar Demir'in 21.05 sıralarında Whatsapp grubundan alarm verildiğini bildirdiğini söyledi.
Civil, 22.00 civarı alaya giriş yaptığını ifade ederek, binbaşı Osman Koltarla'nın, içtima alanındayken reaksiyon sürelerinin iyi olduğunu belirterek teşekkür ettiğini anlattı.
Beklerken IŞİD saldırısı olduğunun söylendiğini, yer tespiti yapılabileceği gerekçesiyle de telefonlarının toplandığını öne süren Civil, binbaşı Koltorla'nın da telsizden TSK'nın yönetime el koyduğuna yönelik bir anons geçtiğini, kanun dışına çıkan personel hakkında da gerekli yasal işlemi yapacağını söylediğini iddia etti.
Civil, her zaman Külliyeye gittikleri otobüslerle Oran'daki askeri lojmanlara götürüldüklerini belirterek, otobüsün radyosundan Milli Savunma Bakanının, ihanet içinde bulunan komutanlar olduğu, kanunsuz emirlere uyulmaması gerektiğini söylediği konuşmasını dinlediklerini dile getirdi.
Bazı arkadaşlarıyla kanunsuz emirlere uymamayı, böyle bir emir vereni etkisiz hale getirmeyi, getiremezlerse de uzaklaşıp gerekli yerleri bilgilendirmeyi kararlaştırdıklarını iddia eden Civil, Osman Koltarla'nın gelip 'Durum bildiğiniz gibi değil. Bilmediğiniz yanlış şeyler var.' diyerek çekileceklerini söylediğini öne sürdü.
Civil, alaya 04.30 gibi döndüklerini belirterek kanunsuz bir emir almadığını, alanı da görmediğini ileri sürdü.
Alayda darbeci olarak düşünülen yabancı personel olduğunun belirtilmesi üzerine silah alıp içtima alanına gittiklerini bildiren Civil, bir grubun helikopter pistinin, bir grubun alay binasının, bir grubun da birliğin emniyetini aldığını söyledi.
Civil, dört gün boyunca mesaiye gittiğini ve birliğin emniyeti konusunda görev icra ettiğini belirterek, 22 Temmuz akşamı gözaltına alındığını ifade etti.
Hiçbir terör örgütüyle bağı bulunmadığını iddia eden Civil, tahliye talebinde bulundu.
Sanık eski uzman çavuş Doğan Sapmaz'ın da savunma yaptığı duruşmaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski uzman çavuş Samet Dinçer, 15 Temmuz sabahı nöbeti devredip Mamak'taki evine gittiğini, akşam saatlerinde de uzman çavuş Abidin Üçkazan'ın arayıp alarm tatbikatının başladığını söylediğini aktardı.
Yolunun üzerindeki nöbet istirahatli arkadaşı Murat Arslan'ı da alıp 21.30 gibi alaya giriş yaptığını belirten Dinçer, eğitim elbisesini giydiğini anlattı.
Dinçer ayrıca, bir G3 piyade tüfeği ve 5 de şarjör aldığını, birlik komutanı binbaşı Osman Koltarla'nın iyi bir reaksiyon verildiğini dile getirerek personele teşekkür ettiğini söyledi.
Koltarla'nın, alay komutanının yanına gidip geldikten sonra IŞİD saldırısı olduğunu belirterek telefondan yer tespiti gerçekleştirilebileceği endişesiyle cep telefonlarının bırakılmasını istediğini öne süren Dinçer, Koltarla'nın daha sonra da TSK'nın yönetime el koyduğu bilgisini paylaşıp, durum ne olursa olsun kanunlar çerçevesine hareket edeceklerini söylediğini iddia etti.
Sonrasında da otobüslere bindirilerek, Oran'daki MSB lojmanlarına götürüldüklerini, buranın ismini de otobüsteki konuşmalardan öğrendiğini ileri süren Dinçer, beklerken otobüsün radyosunu açtırdıklarını ve kalkışmadan haberdar olduklarını söyledi.
Dinçer, alaya 04.30 civarında döndüklerini belirterek, üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Sanık eski uzman çavuşlar Şener Gömlekli, Ömer İpkıran ve Yusuf Ziya Poyraz da yaptıkları savunmada iddiaları reddetti.
Sanıkların tahliye talebinde bulunduğu duruşma, pazartesine ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 521 sanık (ilk 534) Darbe/Cumhurb. Muhafız Alayı' davası
(02 Haziran 2018, 13:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: