İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 34'ü tutuklu, 44 sanığın yargılanmasına başlandı.
21.04.2018 17:59 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Hava Harp Okulu'nda görevli subayların da aralarında bulunduğu 34'ü tutuklu, 44 sanığın yargılanmasına başlandı.
16.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bakırköy Adalet Sarayı'nda bulunan konferans salonunda İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya, 33 tutuklu ve 9 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanlık avukatları ile sanıkların avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan da izliyor.
Sanıkların kimlik tespitlerinin yapıldığı duruşmada, iddianamenin özeti okundu.
Duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.
Tutuklu sanık Hüseyin Ergezen, avukatının salonda olmadığını, avukatı gelince savunma yapacağını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek, 'CMK kapsamında sana avukat gönderilmiş. Savunma yapacak mısın?' diye sordu.
Sanık Ergezen de 'Benim kendi avukatım var. O gelince yapacağım.' dedi. Mahkeme Başkanı Şimşek, sanığın ısrarla savunma yapmaktan kaçındığını tespit ederek, sanığı yerine oturttu.
Sanık Ecir Şık'ın da avukatı olmadığı için savunması alınamadı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Süleyman Demirci, kendilerine terör saldırısının olabileceğinin söylendiğini, komutanına sorarak silahhaneden silah aldığını, beklemeye başladığını, terör saldırısı karşısında nasıl hareket ediliyorsa o şekilde hareket ettiğini ileri sürdü.
Hava Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay Barbaros Akça'nın kendi arabasıyla birlikten çıkış yapacağı zaman kendisini de arabasına bindirdiğini, Ataköy Konakları'nın orada sivil bir aracın kendi araçlarını durduğunu, o aracın polis aracı olduğunu bilmediğini anlatan sanık Demirci, bir süre sonra yolun açıldığını, trafik çok olduğu için karşı şeride geçerek ilerlemeye devam ettiklerini söyledi.
Sanık Demirci, Albay Akça'ya yol tıkalı olduğu için geri dönmeyi teklif ettiğini ifade ederek, 'Albay, bana 'Öğrencilerin yanına gitmemiz gerekiyor.' dedi. Zeytinburnu'nda yolda silahlı, sakallı insanlar vardı. Barbaros albay ve yanındakiler yolu kesenlerle konuşmaya başladı. Bazı noktalardan üzerimize ışık tutuluyordu. Beklemeler sırasında polise ve sivil vatandaşlara silah doğrultmadım, tehdit etmedim. Bu kişilere darbeci olmadığımızı, darbeden haberimiz olmadığını söyledim. Barbaros albay birliğe geri dönmek için arabaya bindi. Polisler geri dönmemize izin vermedi. Arabadan indik ve silahlarımızı aldılar, kelepçe takmadan karakola götürüldük.' diye konuştu.
Demirci'nin 1999 yılında gerçekleşen depreme dair yaşadıklarını ve hayatıyla ilgili anılarını anlatması üzerine Mahkeme Başkanı Şimşek, 'Herkes burada hayat hikayesini anlatırsa nasıl olacak bu iş? Savunmanı iddianamede geçen iddialar çerçevesinde gerçekleştir.' diyerek sanığı uyardı.
Bunun üzerine Demirci, olay gününe ilişkin savunma yapmaya devam etti.
Sanık Demirci, 15 Temmuz'da Hava Harp Okulu Dekanı Albay Ahmet Gümüş'ün kendisine zarf verildiği iddialarına ilişkin, 'Amir tarafından birliğe çağrıldım. Kimseden zarf veya talimat almadım. Dekan ve icra astsubayını görmedim. Darbe konusunda bilgilendirme yapılmadı. 2 kere birliğe giriş yaptım, dinlenme odasında oturdum. Kesinlikle zarf falan almadım. Birliğe yönelik terör saldırısı nedeniyle silahhaneden silah aldım.' dedi.
Demirci, Vali Vasip Şahin'in derdest edilmesi emri evrakından haberinin olmadığını, kendisinin ve diğer eğitim personelinin silah kullanmayı dahi tam olarak bilmediğini, böyle bir görevin kendisine tebliğ edilmediğini ve edilseydi asla kabul etmeyeceğini savundu.
Mahkeme Başkanı Şimşek'in, 'Albay Gökhan Sönmezateş'i gördün mü? Tanıyor musun?' sorusuna sanık Demirci, 'Adını dahi duymadım, kim olduğunu gazetelerden öğrendim.' diye yanıt verdi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Tutuklu sanık eski Üsteğmen İsa Pek, 15 Temmuz'da mesai bitiminden sonra evine gittiğini, misafirinin geldiğini, misafiriyle oturduğu sırada sicil amiri Albay Ahmet Gümüş'ün kendisini arayarak çağırma planının uygulandığını söyleyerek, kendisini birliğe çağırdığını belirtti.
Birliğe gittiğini, daha sonra komutanının yanına gittiğini ifade eden sanık Pek 'Komutan bana, terör saldırı ihbarı aldıklarını söyledi. Okulun büyük bir kısmı Yalova'ya intikal etmişti ve tayin zamanı olduğundan personel zafiyeti olduğunu düşünerek hukuka aykırılık görmedim. Öğrenci alay komutanı Yalova'daydı, okul komutanı Fethi Alpay da düğündeydi. En üst rütbeli Kurmay Albay Ahmet Gümüş'tü. Birlik güvenlik emrini yadırgamadım.' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek, 'Birlikten çıkışı, sahil yolunda yakalanmanızı ve valilik işgal listesi kısımlarını anlat. VIP salonda bulundun mu? Toplantılardan bilgin var mı? Hangi araca bindin? Bana bunları anlat. Hiçbir şey anlatmadın bana. Hava Harp Okulu mevzuatını anlatma bana.' dedi.
Sanık Pek de idari kısım amiri olduğunu, emirleri gereken kişilere ilettiğini savundu.
'Komutan 5. kattan atla dese atlayacak mısın?'
Başkan Şimşek de ''Cumhurbaşkanı, başbakan televizyonlara çıktı, 'kalkışma var' dedi. Bunları duymadın mı? Komutan 5. kattan atla dese atlayacak mısın? Cumhurbaşkanı, başbakan 'darbeye teşebbüs' var dedi. Ne zaman duydun bunu?' diye sorması üzerine sanık, karakolda öğrendiğini iddia etti.
Başkan da ''Senin telefonun ne marka?' diye sordu. Sanık Pek de 'Samsung marka telefonum.' şeklinde cevap verdi.
Başkan Şimşek de 'Benim telefonum da Samsung marka, kit kit kit diye mesajlar geldi. Havaalanından kalkan uçaklar, alçaktan uçan uçakları duymadın mı? Saat 02.00'ye doğru yakalanmışsın. Köprü kapandı, şu uçtu diye mesajlar geliyordu bana. Senin haberin yok muydu?' diye sanığa soru sordu.
Sanık Pek de, 'Şarjım çok azdı, internet verisini kapatmıştım.' dedi.
Başkan Şimşek'in 'Olaylara gel artık, şu arabalara binin' diye sanığı uyarması üzerine sanık Pek, 'Anormal hiçbir durumla karşılaşmadık, kimseden darbe ve benzeri bir şey duymadım. Kurmay başkanı geldiğinde telefonla konuşuyordu. 'Harbiyelilere saldırı olmuş benimle gelin' diye emir verdi. Biz de normal sivil araçla kendisini takibe başladık.' diye konuştu.
'Şehitlerle ilgili hiçbir şey söylemedin'
Başkan Şimşek'in 'Ecir Şık'ın üzerinde çıkan listeden haberin var mı? O listede adın var. TRT'de açıklanan bildiride ele geçirilmiş. O iki araçla nereye gidiyorsunuz' şeklinde sorular sordu.
Sanık Pek de 'O listede adımın olduğundan haberim yoktu. Bildiriden de haberim yoktu. Saldırı olduğunu duyunca çıktık, nereye gideceğimizi bilmiyordum.' dedi.
Sanığın, o gece 2 Hava Harp Okulu öğrencisinin öldüğünü ve bu kişilerin yaşlarının çok küçük olduğunu söylemesi üzerine başkan Şimşek de '248 şehit var, onlar için ne diyorsun. Sabahtan beri savunmanda şehitlerle ilgili hiçbir şey söylemedin. Şimdi iki öğrenciden bahsediyorsun' demesi üzerine sanık Pek, 'Biz emniyette polislerle otururken, darbecilere lanet ettik.' diye cevap verdi.
Bir diğer tutuklu sanık Mücahit Erken de savunmasında, tüm suçlamaları reddettiğini, 15 Temmuz'da çağırma planı kapsamında birliğe gittiğini, bu durumun emre itaat olduğunu ileri sürerek, '15 Temmuz'da mesai sonrası lojmana gittim. İddianamede bahsedilen okuldaki hareketliliğe şahit olmadım. O hafta tüm vaktim bilgi işlemde geçti. Saat 22.00 sıralarında Albay Naci Kaygusuz aradı, çağırma planı kapsamında okula çağırdı. Şubedeki görevli personeli aradım, okula gittim. Nizamiyeden girişte anormallik yoktu. Bilgi işleme geçtim. Albay Kaygusuz'u aradım, benim başka bir albayı aramamı söyledi ve eğitim elbisemizi giydim. Daha sonra üsteğmen İsa Pek beni aradı. Albay Barbaros Akça'nın emrinde görevlendirildiğimi söyledi.' diye savunma yaptı.
Sanık Erken, Albay Barbaros Akça'nın bulunduğu destek grup bölgesine gittiğini, terör olaylarının olabileceği konuşmasının yapıldığını belirterek, valilik işgali için çıkış yapıldığı iddialarının olduğunu, bu iddiaların doğru olmadığını ileri sürdü.
Başkandan 'savunma hakkını kötüye kullanıyorsun' uyarısı
Tutuklu sanık Ecir Şık da savunmasında, iddianameyle ilgili tespitlerde bulunarak ve eleştirerek, 'Darbe girişiminin mahiyetini halen anlayabilmiş değilim. Bu davada kendimi sanık olarak görmüyorum, görmeyeceğim.' dedi.
Mahkeme Başkanı Erdoğan Şimşek de 'Bu şekilde savunma hakkını kötüye kullanıyorsun. 'İddianame gülünçmüş, komikmiş' gibi konuşamazsın. Suçlamalarla ilgili konuş, altını kırmızı çizgiyle çiziyorum. 30 yıldır bu işi yapıyorum. Sen hukukçu değilsin, iddianameyle ilgili yorum yapamazsın. Suçlamalara cevap ver.' diye sanığı uyardı.
Albay Barbaros Akça'nın terör saldırı olacağının beklenmesini söylediğini, kanunsuz bir emir almadığını, uygulamadığını, öğrencilerin yaralı olduğunun söylenmesi üzerine Albay Akça ile birlikte okuldan çıktıklarını savunan sanık Şık, yolda polislerle karşılaştıklarını, karakola götürüldüklerini belirtti.
Hakkındaki tanık ifadelerini reddeden sanık Şık, hakkındaki tüm suçlamaları da reddetti.
Duruşma yarına ertelendi.
19.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan 4. duruşmaya, 33 tutuklu sanık, 9 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada, savunma yapan tutuklu sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
Öte yandan tutuklu sanık eski Albay Adnan Çetin'in cezaevinde beyin kanamasından hayatını kaybetmesi üzerine dosyadaki sanık sayısı 43'e düştü.
20.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 33 tutuklu sanık, 9 tutuksuz sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada, sanıkların ve avukatların talepleri alındı. Sanıklar, suçsuz olduklarını savunarak, tahliyelerini istedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı.
Heyet, ara kararında, eski Hava Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral Fethi Alpay'ın sivil s¸ofo¨ru¨ olan memur Ziya Güler'in yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyesine karar verdi.
Diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren heyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve TRT'nin müdahillik talebini kabul etti.
Bir sonraki duruşmanın sırasıyla 22, 23, 24, 25 ve 26 Ekim'de Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılması kararlaştırıldı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 687 sayfalık iddianamede, darbe kalkışması öncesi Hava Harp Okulu'nda düzenlenen toplantı ve koordinasyon çalışmaları ile darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 sabahı ve darbe girişimi sırasında okulda gelişen olaylar anlatıldı.
'Tuğgeneral, 'Cumhurbaşkanını derdest etme' emrini buradan aldı'
İddianamede, 14 Temmuz 2016'da öğle saatlerinden itibaren Hava Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral Fethi Alpay'ın makam odasında darbe koordinasyon toplantısı düzenlendiği, toplantılara eski 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, eski İstanbul Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan, eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Ahmet Çelebioğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlisi eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in katıldığı belirtildi.
Tuğgeneral Sönmezateş'in, 'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın derdest edilmesi' emrini bu toplantıda aldığı kaydedilen iddianamede, toplantıların geç saate kadar gizlilik içerisinde yapıldığı, 16 Temmuz'da, toplantının yapıldığı komutanlık katında bulunan kameraların sökülerek saklandığı, yapılan soruşturmada saklanan kameraların bulunduğu ve toplantıya ilişkin görüntülerin elde edildiği bildirildi.
İstanbul Valisi Şahin'in derdest edilme planı
Darbe teşebbüsü gecesi Hava Harp Okulu'ndan yola çıkan subay ve astsubayların, Zeytinburnu Kazlıçeşme'de emniyet güçleri tarafından yakalandığı ve yakalanan tutuklu şüphelilerden Binbaşı Ecir Şık'ın üst aramasında 4 sayfadan ibaret darbe görevlendirme planının ele geçirildiği vurgulanan iddianamede, İstanbul Valisi Vasip Şahin'in derdest edilmesiyle ilgili bir planın yazılı olduğunun görüldüğü de vurgulandı.
İstanbul'da darbe kalkışması için havalanan askeri helikopterlerin iniş-kalkış koordinesine ilişkin tespitler ile Atatürk Havalimanı ve Ulus'taki TRT binasının işgalinin yönetilmesine ilişkin planlardan da bahsedilen iddianamede, 34'ü tutuklu 44 şüphelinin, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'TBMM ile hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
Şüphelilerin ayrıca, 'silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, hava ulaşım araçlarının alıkonulması, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi' gibi suçlardan da değişik oranlarda hapis cezalarına çarptırılması talep edildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-30 Ekim (2017) 'İstanbul 43 sanık (ilk 44) Darbe/Hava Harp Okulu' davası
(21 Nisan 2018, 17:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: