Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Polatlı'daki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 330 sanıklı davada sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarının alınmasına devam edildi.
24.03.2018 19:00 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Polatlı'daki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 330 sanıklı davada sanıklar ve avukatlarının esas hakkındaki savunmalarının alınmasına devam edildi.
19.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Duruşma, Asker Camii ile Polatlı Merkez Camisi'ni basarak sela okunmasını engellediği belirtilen sanık eski Yarbay Abdülkerim Ceyhan'ın savunmasıyla başladı.
Darbe girişimi sırasında Füze ve Topçu Okulunda, Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı olarak görev yapan sanık Ceyhan, önceki savunmasını tekrarladığını, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
Duruşma savcısının iddianamedeki suçlamaları tekrarladığını savunan Ceyhan, bu nedenle mütalaayı kabul etmediğini ifade etti.
Olay tarihinde görevlendirmeyle Kara Kuvvetleri Komutanlığında bulunduğunu belirten Ceyhan, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da bağlı olduğu komutanlarının emriyle KKK'dan asıl görev yeri Topçu Okuluna gitmesinin suç sayıldığını iddia etti.
Emir üzerine saat 21.30'da karargaha gittiğini belirten Ceyhan, daha sonra Füze ve Topçu Okul Komutan Vekili albay Güngör Gazi Karslı'nın başkanlığında faaliyet izleme merkezindeki toplantıya katıldığını anlattı.
Bu esnada karargaha ulaşan "yıldırım harekat emrinde" ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildiğini, bu kapsamda uygulanacak emirlere ilişkin sıralama yapıldığını aktaran Ceyhan, olası bir sabotaja karşı kışlanın emniyetini almak için bazı tedbirler alınmasının kararlaştırıldığını ifade etti.
Karslı'nın bu kapsamda güvenlik gereği emniyet birliği oluşturması emrini verdiğini aktaran Ceyhan, bunun üzerine kışlanın dışındaki kursiyer teğmen ve astsubayların geri çağrılması yönünde ilgili komutanlara emir verdiğini kaydetti.
İlerleyen saatlerde halkın kışlanın etrafında toplanmaya başladığını aktaran Ceyhan, Karslı'nın emriyle Polatlı ilçe merkezinde devriye turu attıklarını, olumsuz bir durumla karşılaşmadıklarını söyledi.
Gazi Karslı'nın emirleri doğrultusunda hareket ettiğini, emirleri sorgulama konumunda olmadığını savunan Ceyhan, şöyle devam etti:
"Emirlerine rağmen Karslı, savunmasında beni suçlayan beyanlarda bulundu. Kaymakamlığa gidecek birlikle üç aracı, ben toplantıya gelmeden önce hazırlanması emrini kendisi vermiştir. Haberim olmadan uçaksavar mühimmatı ile zırhlı araçları neden benim birliğime göndermiştir? Biz dışarı çıkıp geri geldiğimizde kursiyerleri silahlı bir şekilde sabah saatlerine kadar bekleten kişi de Karslı'nın kendisidir. Benimle telefon görüşmesi yapmadığını iddia etmiştir ancak kendisiyle 11 görüşmemiz olduğu HTS kayıtlarıyla ortaya çıkıyor. Bu durum Karslı'nın niyetini ortaya koymaktadır. Onun iddia ettiği gibi 'Polatlı merkeze ZPT koyalım' şeklinde bir önerim asla olmamıştır. O gece en büyük talihsizliğimiz Güngör Karslı'nın komutana vekillik yapmasıdır."
"Selaların susturulması emrini Karslı verdi"
İlerleyen saatlerde 58. Topçu Tugayı karargahının bitişiğindeki Askeriye Camii'nden sela okunmaya başladığını ifade eden Ceyhan, bunun üzerine Karslı'nın cami imamı ile görüşüp halkla askeri karşı karşıya getirmemesi için uyarıda bulunmasını istediğini bildirdi.
Ceyhan, emir üzerine camiye giderek selalarla birlikte halkın askere karşı gelmesine neden olacak anonsların yapılmaması isteğini imama ilettiğini anlattı.
Daha sonra sanık eski tugay komutanı tuğgeneral Murat Aygün'ün aynı şekilde Polatlı Merkez Camisi'ne giderek oradaki imamla görüşmesini istediğini söyleyen Ceyhan, şunları kaydetti:
"Gazi Karslı'nın emriyle 58. Topçu Tugayı karargahının bitişiğindeki Asker Camii'ne, Murat Aygün'ün emriyle Polatlı Merkez Camisi'ne gittik. Onların emriyle gittiğimizi zaten kendi beyanlarında ortaya koymuşlardır. Vatandaşımızın güvenliğini sağlamak, halk ile askerin karşı karşıya gelememesi, bir çatışma yaşanmaması için böyle bir girişim yapılmıştır. Emir vermeye yetkili komutalarımdan aldığım emirle 48 kursiyer uzmanla kışla dışına çıkılmış, 25 dakika sonra dönülmüştür. Bazı kişilerin maddi ve manevi baskı ve şiddetlerine rağmen en küçük bir cebir olayı içinde bulunulmamıştır. İmamlar ile görüşmek için çıkılan görevde, hiçbir bir personele bu konuda bilgi verilmemiştir. Bu uzmanlar, benim emirlerim çerçevesinde hareket etmişlerdi, kanunsuz bir emri yerine getirmemişlerdi."
Suçsuz olduğunu savunan Ceyhan, beraat talebinde bulundu.
"Bazı noktalar tutulacak"
Tutuklu sanık eski üsteğmen Mesut Yurtseven de emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini belirterek, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savundu.
Yurtseven, olay gecesi sanık Aygün'ün karargah harekat merkezinde düzenlediği toplantıda, terör saldırısına karşı Ankara'nın bazı bölgelerinde güvenlik önlemi alınacağını söylediğini aktardı.
Bu kapsamda Aygün'ün birlik komutanlarına tutulacak kavşakların adreslerin bulunduğu not ile mangalarda görev yapacak askerlerin isimlerinin bulunduğu listeler verdiğini anlatan Yurtseven, bunun üzerine mühimmatları alarak araçlara geçtiklerini kaydetti.
Konvoy halinde tugaydan çıkarak Ankara istikametine yol almaya başladıklarını anlatan Yurtseven, daha sonra karşılarına çıkan halkın darbe girişimi olduğun söylemeleri üzerine araçları durduklarını belirtti.
Bu aşamadan sonra darbe girişimine katkı sağlayacak herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını öne süren Yurtseven, emrindeki askerlerin mühimmatlarını silahlardan çıkartmaları için emir verdiğini ifade etti.
Halka Ankara'ya gitmeyeceklerine dair söz verdiğini, isteyenlerin araç lastiklerini patlatabileceklerini söylediğini aktaran Yurtseven, vatandaşlarla tartışmadıklarını, onlara zarar verecek bir girişimde bulunmadıklarını söyledi.
Davanın bugüne kadar görülen duruşmalarında suçsuz olduklarının ortaya çıktığını savunan Yurtseven, beraatini talep etti.
Sanık eski üsteğmen Naci Kozan, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, cunta faaliyetine katkı sağlayacak davranışta bulunmadığını savundu.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı sanık eski tugay komutanı tuğgeneral Murat Aygün'ün harekat merkezinde düzenlendiği toplantıya katıldığını belirten Kozan, burada sıkıyönetim ilan edildiğine ilişkin bir ifade kullanılmadığını iddia etti.
Aygün'ün terör saldırısına karşı Ankara'nın bazı bölgelerinde güvenlik önlemi alınacağını söylediğini aktaran Kozan, daha sonra birlik komutanlarına söz konusu bölgelerin adreslerinin yazıldığı notlar ile mangalardaki askerlerin isimlerinin bulunduğu listeler dağıtıldığını anlattı.
Bunun üzerine konvoy halinde kışladan ayrıldıklarını, Yapracık mevkisine geldiklerinde darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini belirten Kozan, bunun üzerine konvoyu durdurduklarını söyledi.
Vatandaşlarla hareket ettiklerini, darbe girişimine yönelik bir eylemde bulunmadıklarını öne süren Kozan, kimseye zarar vermeden polise gittiklerini anlattı.
Davanın geldiği aşamada suçsuz olduklarının ortaya çıktığını savunan Kozan, beraat talebinde bulundu.
- "Ateş eden olursa siz de ateş edin"
Sanık eski teğmen Ömer Gemici de hazırlık aşamasındaki ifadeleri ile mahkeme huzurunda yaptığı ilk savunmayı kabul ettiğini belirterek, son savunmasını kısa tutacağını söyledi.
Darbe girişiminden kısa bir süre önce 58. Topçu Tugay Komutanlığına atandığını, bu nedenle karargahtaki işleyiş hakkında yeteri kadar bilgisinin bulunmadığını ifade etti.
Komutanlarının 15 Temmuz'da gece eğitimi olacağını söylediğini, bu nedenle birlikten ayrılmaması için emir aldığını anlatan Gemici, belirlenen saatte içtima alanına çıktığını kaydetti.
Bölük komutanının kendisine eğitim süresince binbaşı Cafer Öncel'in emrine verildiğini söylediğini, teçhizatlarını alıp onun birliğine katılması yönünde emir verdiğini aktaran Gemici, şöyle devam etti:
"Cafer binbaşı bize sıkıyönetim ilan edildiğini, bir terör saldırısı olduğunu ve buna karşı güvenlik önlemi alacağımızı söyledi. İstanbul'daki köprülerin kapatılması, birlikten ayrılmadan önce komutan yardımcısı albay Serhat Selçuk Pesek'in 'Size ateş eden olursa siz de ateş edin' demesi, bütün bu gelişmeler bir terör saldırısı olduğu izlenimi verdi. Zaten aynı araçta olduğumuz tanıklar da aynı şeyi anlattı."
Kışladan ayrıldıktan bir süre sonra darbe girişimi olduğunu öğrendiklerini söyleyen Gemici, karargaha geri dönmek istediklerini ancak Yapracık mevkisinde trafiğin yoğun olması nedeniyle burada beklemek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Bulundukları yere gelen vatandaşlarla konuştuklarını, onlara karşı şiddet içeren bir eylemde bulunmadıklarını belirten Gemici, beraatini istedi.
- "Emirleri sorgulayamazdık"
Tutuklu sanık astsubay Serkan Filiz ise iradesi dışında kışla dışına çıkarıldığını, rütbesi gereği komutanlarının verdiği emirleri sorgulama konumunda olmadığını öne sürdü.
Sıkıyönetim direktiflerinden haberinin olmadığını, kolluk kuvvetini desteklemek amacıyla kışla dışına çıkarılacaklarına ilişkin kendilerine bilgi verildiğini belirten Filiz, sonrasında gelişen olaylara anlam veremediğini dile getirdi.
Polatlı'daki karargahtan çıkıp Temelli'ye ulaşana kadar herhangi bir engellemeye maruz kalmadıklarını ifade eden Filiz, "Bizler darbe amacıyla kışladan çıkmadık. Komutanların emirlerini uyguladık, bizim konumumuzdaki askerler, emri mütalaa edemez. Aslında bu durum herkes tarafından bilinen gerçeğimizdir. Darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra Ankara'ya ilerlemedik, kimseye zarar vermedik. İki yıla yakın tutuklu yargılanıyoruz. Beraatimi istiyorum." şeklinde savunma yaptı.
Sanıklar Umut Nuri Altun, Yusuf Aydoğan ve Serdar Yavuz'un da savunmalarının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
20.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve avukatları ile bazı şikayetçi avukatları katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki savunmalarını yapan sanıklar suçsuz olduklarını savunarak, beraat talebinde bulundu.
Sanıklardan olay tarihinde uzman onbaşı olan Yunus Yalçın, olay günü "Terör saldırısı var" denilerek araca bindirildiğini ve kışladan çıktıklarını ifade etti. Temelli'yi geçtikten sonra beraberindeki bir arkadaşına ailesinden telefon geldiğini aktaran Yalçın, "Ailesi darbe olduğunu söylemiş. Bunu benimle paylaştı. Darbe ne, bilmediğim için konvoy durunca komutana sordum. Şarjör takmamamızı söyledi. Birkaç dakika sonra tugaya döndük. Sonra da silahıma sarılarak uyudum. Darbeyle ilgim yok. Tecrübesiz genç bir asker olarak ne olduğunu anlayamadım." diye konuştu.
Olay tarihinde astsubay kıdemli çavuş olan Mustafa Aypan, üsteğmen Alican Demir ve binbaşı Mehmet Erol'un emri üzerine kamyonla kışladan çıktıklarını anlatarak, "Kanunsuz bir emir söz konusu olmadığından araca bindim. Emir komuta zincirine göre hareket ettim. Darbe girişimiyle ilgili hiçbir fiilde bulunmadım. Birlikten çıktıktan sonra Cumhurbaşkanımızın çağrılarını halk radyodan dinletti. Bir gazeteci geldi, 'Arkadaşlar kandırılmışsınız, belli oluyor' dedi. Biz de durumumuzu anlattık." ifadelerini kullandı.
Suç tarihinde topçu astsubay olan sanık Serdar Güçlü, kışladan çıktıktan sonra bulunduğu aracın kasasındaki Gökhan Bilgiç'in mesajla, "Komutanım, darbeye desteğe mi gidiyoruz?" diye sorduğunu, kendisinin ise "Hiçbir bilgim yok." diye yanıt verdiğini ifade etti.
Darbe girişimi olduğunu anlamalarının ardından durumdan kurtulmanın yollarını aradıklarını ve yönlerini Polatlı'ya çevirdiklerini anlatan Güçlü, "Fakat vatandaşların araçlara zarar vermemesi için fazla ilerleyemedik. Halka, polise mukavemet göstermedim. Araçtan dahi inmedim. Darbenin en ateşli olduğu saatlerde bile geri dönme ve teslim olma iradesi gösterdik. Hiçbir kanunsuz emir almadım, kanunsuz hiçbir emir yerine getirmedim." dedi.
Güçlü, batarya komutanı yüzbaşı Hakan Kıvrak'ın da daha önce "Görevlendirdiğim 23 personele hiçbir şey bildirmedim. Gittiğiniz yerde size anlatırlar." dediğini aktararak, beraat talebinde bulundu.
Suç tarihinde 58. Topçu Tugay Komutanlığında astsubay çavuş olan sanık Ahmet Kaygısız, 15 Temmuz'da nöbet istirahatli olduğunu ancak Uzman Çavuş Şükrü Yılmaz'ın arayarak, batarya komutanı yüzbaşı Hakan Kıvrak'ın mesaiye devam etmesini emrettiğini anlattı.
Önce yangın tatbikatı olacağı, daha sonra teşkilat eğitimi yapılacağından bahsedildiğini ifade eden Kaygısız, sonrasında Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğu, Başkan'ın kaçırıldığının söylendiğini kaydetti.
Acilen içtimaya çıktıklarını ve batarya Hakan Kıvrak'ın takviye amacıyla Ankara'ya gideceklerini söylediğini aktaran Kaygısız, kışladan çıkan birliklerin darbe girişimini öğrenince kışlaya geri dönmeye çalıştığını savundu. Kaygısız, bütün olayların bilgisi ve iradesi dışında gerçekleştiğini öne sürerek beraatını talep etti.
Suç tarihinde astsubay olan sanık Hasan Tandoğan ise Genelkurmay Başkanı'nın rehin alındığının söylendiğini, bölük komutanı Oğuz Serdar Özgür'ün emriyle araçlara bindiklerini ve komutanın bulunduğu aracı takip ettiklerini anlatarak, ancak Genelkurmay karargahı yerine Polatlı Çarşı Camisi'ne gittiklerini kaydetti.
Sonra yine bölük komutanının emriyle kışlaya döndüklerini aktaran Tandoğan, olayların ne olduğunu, kışlaya döndükten sonra öğrendiğini iddia etti.
Tandoğan, Bank Asya'daki hesabının ise örgüte yardım için değil, "faize bulaşmamak" için olduğunu savundu.
Suç tarihinde uzman erbaş olan sanık Samet Öztürk, olay günü amirlerinin Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu söylediklerini ifade ederek, emniyet güçlerine desteğe gideceklerinin kaydedildiğini bildirdi.
Öztürk, "Polatlı merkeze geldiğimizde, amirimin içinde bulunduğu birinci araç, Haymana'ya saptı. Onu takip ettik. Kışlaya dönmek için uygun bir dönüş aradık. Yol, askeri araçların dönüşü için uygun değildi. 20-25 kilometre gittik. Sonra Hakan Kıvrak kanunsuz emir aldığımızı, Başkomutanımızın ve komutanların kışlaya dönme talimatları verdiğini söyledi. Tugaya döndük." diye konuştu.
Sanık Yunus Dağ da "terör saldırısı" gerekçesiyle kışladan çıktıklarını ve kullandığı araçla önündeki araçları takip ettiğini bildirerek, "Bir süre sonra Haymana yoluna döndük. Sonra durduk. Hakan yüzbaşının açıklamalarıyla kalkışmayı öğrendim. Bu kanunsuz işin içinde olmayacağımıza karar verdik ve kışlaya döndük." dedi.
Darbe veya suç işleme kastıyla hareket etmediğini belirten Dağ, "Darbe girişimini öğrenir öğrenmez tavrımı demokrasiden yana kullandım." iddiasında bulundu.
Duruşmada bugün son olarak, sanıklardan, araçlarla kışladan çıkan eski üsteğmenler Naci Kozan ile Yusuf Aydoğan'ın, "Gerekirse silah kullanın" dediğini belirttikleri eski yüzbaşı Alper Doğan, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Tutuklanıp, TSK'dan ihraç edilene kadar Harekat ve Eğitim Şubesinde plan subayı olan Doğan, suçlamaları reddetti.
Doğan, 15 Temmuz'da saat 21.30 sıralarında yapılan ve sanıklardan olay tarihinde tuğgeneral rütbesiyle eski 58. Topçu Tugayı Komutanı olan Murat Aygün'ün, "TSK yönetime el koydu. Sıkıyönetim ilan edildi" dediği belirtilen toplantıya geç katıldığını ve toplantıda ordunun yönetime el koyduğundan bahsedilmediğini ileri sürdü.
Darbe girişimi gecesi verilen emirlerin terör eylemlerine karşı olduğunu düşündüğünü öne süren Doğan, bazı personeli, darbe faaliyetleri kapsamında kışlaya çağırdığı suçlamasına ilişkin, "Dört personeli mesaiye çağırdım. O saatte ne Başbakan ne Cumhurbaşkanı henüz açıklama yapmıştı. Kalkışma veya yasa dışı bir şey olduğunu anlamam mümkün değildi." iddiasında bulundu.
Kışladan konvoy komutanı olarak çıkan sanıklar Naci Kozan ve Yusuf Aydoğan'ın, savunmalarında, kendisinin "Gerekirse silah kullanın" dediğini söylediklerini anlatan Doğan, "Kanunsuz herhangi bir emir ve telkinde bulunmadım." dedi.
Doğan, Aydoğan'a yönelik, "Kendisinin suç kastıyla hareket etmediğini kanıtlayabilmek adına şahsım hakkında beyanda bulunmaktadır. 'Ben tutuklandıysam herkes tutuklasın' diye hareket etmektedir." ifadesini kullandı.
Darbe teşebbüsü gecesi birliklerinin darbe girişimi içinde olduğunu anlama şansı olmadığını savunan Doğan, "Suç teşkil edecek bir eylem gerçekleştirmedim. Darbe girişiminden 1,5 ay sonra tutuklandım. Bu girişimin içinde olsam adaletten kaçma yolları arardım. 15 Temmuz'da olayların bir darbe olabileceği aklımın ucundan dahi geçmedi." diye konuştu.
Doğan, beraatini talep etti.
Hazır bulunmayan bazı sanıklar adına avukatlarının savunma yaptığı duruşmada, daha sonra bugün için planlanan diğer sanıkların savunmaları alınmak istendi ancak sanıklar, hazır olmadıklarını söyleyerek, süre istediler.
Bunun üzerine duruşma yarın saat 09.00'a ertelendi.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki görüşünde 267 sanığın "anayasal düzeni ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmasını, 62 er ve erbaş ile bir sivil memurun ise beraatlerini istemişti.
21.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davada sanıklar, avukatları ve bazı müşteki avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, "yurtta sulh konseyi" üyelerinden olduğu belirtilen, darbecilerin sözde atama listesinde "4. Kolordu Komutanı" ve "Ankara Sıkıyönetim Komutanı" olarak ismi geçen eski tümgeneral Osman Ünlü esasa ilişkin savunmasını yaptı.
Yaklaşık 42 yıl boyunca asker olarak hizmette bulunduğunu, üzerine atılı suçlamaları işlemediğini beyan eden sanık Ünlü, darbeciler tarafından oluşturulan birlik telsiz çağrı kodları ve personel iletişim bilgilerinin yer aldığı listede kendi isminin ve iletişim bilgilerinin yer almamasının kendisinin suçsuz olduğunu kanıtladığını öne sürdü.
Darbe girişiminden habersiz olduğunu iddia eden Ünlü, "Adımın atama listesinde bulunması bilgim dışındadır. Bu bir komplodur. ByLock'taki kumpas mağdurları gibi sıkıyönetim listesi de kurulmuş bir kumpastır. Bir kısım sözde sıkıyönetim komutanları, bu kumpas nedeniyle tahliye edilmişlerdir. Ben de böyle bir kumpasın içindeyim. (Firari eski tuğgeneral) Ali Kalyoncu ve ekibi, 28. Mekanize Piyade Tugayı'na gelmeden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığına giderek hazırlık yaptıkları, kamuflajlarını giydikleri anlaşılmıştır. Benim sözde atama listesinden haberim yoktur. Darbecilerin benim adımı ve makamımı kullandıkları açıktır." diye konuştu.
Sanık Ünlü, sözde atama listesinden olay akşamı Varol Aydın'ın kendisini araması ile haberi olduğunu, bunu ilk başta kabul etmediğini ve atama emrini teyit etmesi için Aydın'a talimat verdiğini anlattı. Aydın'ın atama emrini yazılı olarak kendisine iletmediğini belirten eski tümgeneral Ünlü, bir süre sonra kendisini sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinden eski tuğgeneral Erhan Caha'nın aradığını, 4. Kolordu'ya bundan sonra gittiğini bildirdi.
Ünlü, Caha ile aralarında geçen konuşmaya ilişkin, "Erhan Caha, 'Ben sizi Kara Kuvvetleri Harekat Merkezi'nden arıyorum, görev yerinize hareket ettiniz mi?' diye sordu. Caha'ya, 'Ne görevi, neler oluyor' dedim. Bunun üzerine Caha, bana ilgili emrin 4. Kolordu'da bildirileceğini söyledi." ifadelerini kullandı.
"Gerekirse intihar ederim yine de vazgeçmem"
Sanık Ünlü, 4. Kolordu Komutanlığı'na giriş yapmadan önce o tarihte 4. Kolordu Komutanı olan Korgeneral Metin Gürak ile görüşmek istediğini ancak burada olmadığını, ardından kolordu içindeki 28. Mekanize Piyade Tugayı'na giderek burada bulunan Ali Kalyoncu ile görüştüklerini dile getirdi.
Firari Kalyoncu'nun kendisine atama emirlerini gösterdiğini, kendisinin emirlerin uygunsuz olduğunu söylediğini iddia eden Ünlü, bu hususun o esnada odada bulunanların beyanlarında da yer aldığını belirtti.
Darbe girişimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondaki açıklamalarından öğrendiğini öne süren Ünlü, bundan sonra tekrar karşılaştığı Kalyoncu'ya eylemlerinden vazgeçmeleri ve dışarı çıkan askerleri birliğe çağırmasını istediğinde Kalyoncu'nun, "Gerekirse intihar ederim yine de vazgeçmem." dediğini ifade etti.
Bulunduğu yerdeki kimseyi tanımadığından darbecilere müdahale edemediğini anlatan eski tümgeneral Ünlü, eski Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile görüşerek darbecilere operasyon yapabileceğini söylediğini, darbecileri vazgeçirmek için de TRT yayınına katılarak darbe girişimine karşı açıklama yaptığını aktardı.
"Yurtta sulh konseyi" üyeleri arasında da adının yer aldığını ancak listede adı geçen diğer isimlerle bir irtibatının bulunmadığını dile getiren Ünlü, konsey ve FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişiminde bulunmadığını savunarak, mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
23.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık Can Taşçı, iddianamedeki suçlamaları reddettiğini, olay günü terör saldırısı olduğu haberi üzerine kışladan çıkarıldıklarını, "ülkenin durumu karışık" denilerek tahrik edildiklerini iddia etti.
"Babam ek iş olarak saz çalar, bu 1 dolarlar da ona verilenler"
Taşçı, o süreçte kursiyer uzman çavuş olduğunu, üzerinden çıkan 1 dolarları kardeşinin hatıra olarak verdiği için sakladığını öne sürdü.
Kursta bulunan diğer uzman çavuş adaylarından farkı olmadığını ve suçsuz olduğunu savunan Taşçı, şöyle konuştu:
"Kurs, eylül ayında bitecekti. Bugün ise 20 aydır tutuklu haldeyiz. 15 Temmuz günü bölük komutanı Oğuz Serdar Özgür defalarca arayıp 'Neden telefonuna bakmıyorsun. Acil durum var.' diyerek arkadaşlarıma haber vermemi istedi. Komutanlar, 'Türkiye'nin durumu karışık. Hazırlanmamız lazım.' dedi. Bir araya gelince silahlandırıldık. Bize, 'Halkın can güvenliği tehlikede. Gerekirse silah kullanın.' diye de emredildi. Ama darbeye yönelik herhangi bir emri uygulamadık. Cüzdanımdan çıkan dolarları, engelli kız kardeşim askere gönderildiğim gece bana hatıra olarak teslim etti. Babam ek iş olarak saz çalar. Düğünlerde havaya atılan paralardan kendisi de toplar. Bunlar da o paralardır."
Taşçı, yakın çevresinin, suçsuz olduğuna ilişkin en büyük delil olarak değerlendirilmesini isteyerek, "O zaman 24 yaşındaydım. Şimdi 26 yaşındayım. Kurunun yanında yanan yaş olmak istemem." ifadesini kullandı, beraatini talep etti.
Duruşmada savunma yapan sanık İbrahim Yıldız, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, 15 Temmuz'da muhabere başçavuş Ata Gümüş tarafından kışlaya çağrıldığını söyledi.
Hayatı boyunca FETÖ'nün herhangi bir okul ve yurdunda kalmadığını öne süren sanık Yıldız, o gece kendisine sadece telsizlerin çevrim eğitiminin yapılacağı bilgisinin verildiğini anlattı.
Yıldız, "kışlada gece eğitimi var" talimatıyla toplandıklarını söyleyerek şunları kaydetti:
"Eğitim denetlemesi yapılacağı bildirilince bir araya geldik. Daha sonra TÜRKSAT'a saldırı olduğu söylendi. Emniyet güçlerine takviye olarak kışla dışına çıkarıldık. Tamamen yardım maksatlı olduğunu düşünerek itaat ettim. Sonra olayın gerçek yüzünü öğrendik. Temelli civarında durduk. Sonra da bir köyde emniyet güçlerine teslim olduk. Bu yapının kurumlarında kalmadım. ByLock ve KakaoTalk gibi programları ne gördüm ne de kullandım. Siber suçlar raporunda aleyhime suç unsuru teşkil edecek herhangi bir bilgi yoktur, bilirkişi raporuyla sabittir. Aleyhime tanık da yoktur. Beraat ve tahliyemi talep ediyorum."
Duruşmada savunma yapan sanık Mehmet Yıldız, önceki savunmalarını tekrar ettiğini, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, 15 Temmuz'da kimseden sıkıyönetim direktifleri almadığını öne sürdü.
Sanık Yıldız, o süreçte daha yeni göreve başladığını, askeri algılardan henüz yoksun ve tecrübesiz olduğunu öne sürdü.
Tatbikat, gece eğitimi gibi süreçlerden o sırada bilgisi olmadığını belirten Yıldız, şunları söyledi:
"20 günlük astsubaydım. 2. Topçu Taburu'na işletmen olarak atandım. Henüz oryantasyon sürecindeydim. Emirleri sorgulamadan yapıyordum. O gece, Aydın üsteğmen 'Kolluk kuvvetlerine desteğe gidiyoruz' diyerek bizi götürdü. Kimseden sıkıyönetim ya da darbe direktifi almadım. Bu darbeyi çok yıldızlı komutanlar da anlayamamışlardır. 20 aydır tutukluyum. Beraatimi talep ediyorum."
Duruşmada savunma yapan sanık Tayfun Başar, önceki savunmalarını tekrar ettiğini, o süreçte bölük astsubayı olarak görev yaptığını belirterek, olay akşamı gece eğitimi haberinin kendilerine ulaştığını öne sürdü.
Sanık Başar, daha sonra terör saldırısı ihtimaline karşı silahlandırıldıklarını ifade ederek, "Bize sadece mühimmat almamız söylendi. Nereye gittiğimiz söylenmedi." dedi.
O sırada emirleri sorgulayamayacağını anlatan Başar, komutanın emriyle araçlara dağıldıklarını, araç şoförlerinin de bilgilendirilmediğini öne sürerek, şöyle devam etti:
"Daha 10 günlük bölük astsubayıydım. 'Eğitim' denilince katıldık. Emirleri nasıl sorgulayabilirim? Araçlara dağılınca, araç komutanı arkada oturan rütbeliye 'Nereye gidiyoruz' diye sordu. 'Önündekini takip et' diye cevap verince tedirgin oldum. Gerçek durumu daha sonra anlayınca kışlaya dönmek istedik. Baktık ki emniyet güçleri bizi teslim alabilir, araçlarımızda kapıları kilitleyip bekledik. Ateş etmedim ve edeni görmedim. Kamu malına da zarar vermedim. Amirlerim haricinde kimseden talimat almadım. Babam TSK'da 30 sene görev yapmış emekli astsubaydır. Bizi de hep Atatürk ilkelerine göre yetiştirmiştir. Heyet olarak karar verirken empati yapın."
Suçlamaları kabul etmediğini belirten Tayfun Başar, hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.
Sanık Uğur Yalçındağ, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Komutanların emirlerine itaat etmemek" gibi bir algının olay gecesi oluşmadığını iddia etti.
FETÖ'cü kurumlarla irtibatının hayatı boyunca olmadığını söyleyen Yalçındağ, 15 Temmuz'da yasa dışı hiçbir faaliyete karışmadıklarını öne sürdü.
Uğur Yalçındağ, eğitim emrinin kendilerine ulaşmasıyla kışlada toplanıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Olay gecesi saat 19 gibi 'gece eğitimi' denilerek kışlada toplandık. Daha sonra 'kolluk kuvvetlerine destek' adı altında bize görev verildi. Emrin yasal olduğunu düşünerek yerine getirdik. Mercedes marka brandalı bir kasalı kamyonetin arkasında intikal ettirildik. Polisle ve vatandaşla hiçbir şekilde karşılaşmadık. Komutanın emrine itaat etmememiz gibi de bir şey olamazdı. Yasal faaliyet yaptığımıza inandık. Yasa dışı hiçbir faaliyette bulunmadım. 3 aylık evliyken tutuklandım. 20 aydır tutukluyum."
Yalçındağ, hakkında şikayet olmadığını beyan ederek, beraatını talep etti.
Sanık savunmalarının ardından ara verilen duruşmaya, pazartesi günü devam edileceği bildirildi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-22 Aralık (2016) 'Ankara 330 sanık Polatlı 58. Topçu Tugayı Darbe Yap.' davası
(24 Mart 2018, 19:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: