İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50'si tutuklu 132 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanıklardan 82'sinin "Anayasayı ihlal" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
17.03.2018 18:49 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50'si tutuklu 132 sanığın yargılanmasına devam edildi.
12.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bakırköy Adliyesi'nde oluşturulan salonda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmada, 50 tutuklu ve 14 tutuksuz sanık, taraf avukatları ile tanıklar hazır bulundu.
Duruşma, tanık beyanlarının alınmasıyla devam edildi.
Bir önceki celse hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Seyit Remzi Yalçın, Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla savunmasını yaptı.
Sanık Yalçın, olay tarihinde astsubay öğrenci olduğunu, staj için 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda görevlendirildiğini anlattı.
15 Temmuz günü saat 18.30'da konferans salonunda toplandıklarını ve terör tehdidi nedeniyle hafta sonu çarşı izinlerinin iptal edildiği duyurusunun yapıldığını söyleyen Yalçın, şöyle devam etti:
"Binbaşı Ahmet Baykal, tatbikat yapılacağını söyleyerek bizi gruplara ayırdı. Depoya götürüldük. Daha önce atış talimi yapılacağı söylenerek, bize silah, hücum yeleği ve başlık verilmişti. Depodan da şarjör ve mermi almamız söylendi. Silah kaybolduğu için personelin çıkışı da yasaklanmıştı. Binbaşı Ahmet Baykal, tatbikat olmadığını, bunun gerçek bir terör saldırısı olduğunu söyledi ama biz öğrenci olduğumuz için gerçekçi olsun diye böyle söylediklerini düşündük. Araçlara bindirildik, park alanında yaklaşık 20 dakika araçların içinde bekledik. 06 plakalı bir arabadan sivil giyimli 3 kişi indi, kamuflaj giydi. Biz 3 araç kışladan çıktık. 10 dakika kadar gittikten sonra, araçlar durduruldu. Komutanlar yolu açmak için araçlardan uzaklaştı. O sırada halk da bize ne olduğunu soruyordu. Bir süre sonra kışlaya döndük. Bir süre sonra tekrar çıkış yaptık. Bu sefer daha hızlı hareket ediliyordu. Bir süre sonra tekrar trafik durdu. Piyade Yüzbaşı Fatih olduğunu öğrendiğim kişi, yolun karşısına geçmemizi ve bir aracın bizi alacağını söyledi. Yolun karşısında bekledik, gelen yolcu otobüsüne bindik. Kışlaya döndüğümüzde halk bizi alkışlarla karşıladı. Darbe teşebbüsünü kışlaya döndüğümde öğrendim. Birkaç arkadaşımla koğuşa çıktık, silahları sakladık. Polis gelene kadar koğuşta bekledik."
Yalçın, geçen hafta beyin kanaması geçirdiğini ve tedavisinin devam ettiğini dile getirdi.
İfadenin ardından, cumhuriyet savcısı sanık Yalçın'ın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, Yalçın'ın sağlık sorunlarını da göz önünde bulundurarak, oy birliğiyle sanığın tutuksuz yargılanmasına hükmetti.
Darbe teşebbüsüne ilişkin görüntüler izletildi
Olay günü, dağıtılan silahların kime ait olduğu, olay yerinden toplanan boş kovanların balistik incelemelerine dair rapor okunduktan sonra, raporun bir örneği sanıklara dağıtıldı. Ayrıca darbe günü 3. Kolordu Komutanlığı'ndan askerlere gönderildiği belirtilen İstanbul'un çeşitli yerlerine yapılacak terör saldırılarına ilişkin mesajın içeriğine dair rapor da okundu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından mahkemeye sunulan 14-15-16 Temmuz 2016'da karargah haber merkezindeki güvenlik kamerası görüntüleri izletildi.
Görüntülerde, 14 Temmuz sabahı, sivil kıyafetli ve sırt çantasıyla kışlaya gelen darbeci subayların koridorlardan geçişleri, tugay komutanının odasında toplanmaları, 15 Temmuz günü yaşanan hareketlilik ve darbe teşebbüsü saatlerinde kamuflaj giyip silah almaları yer alıyor. 15 Temmuz gece saatlerinde yaralanan sanık Kurmay Yarbay Fatih Sönmez'in tedavisinin yapılması, darbeci subayların dışarı çıkıp çatışma alanına gitmeleri, 16 Temmuz sabahı şehit edilen Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün karargah binasının arkasına geçmesi, darbeci subayların çatışmadan sonra haber merkezine dönüp sivil kıyafetle kışladan ayrılmaları ve polislerin karargaha giriş görüntüleri yer aldı.
Görüntülerde ayrıca helikopterle Doğan Medya Grubu'na giden ve darbe girişiminin başarısız olmasının ardından Yunanistan'a kaçan darbeci askerler de yer alıyor.
Mahkemeye sunulan ikinci bir kayıtta da sanık Bayram Bakdemir'in bir arazide yakalanma görüntüleri salondakilere izletildi.
Müşteki beyanlarının okunduğu duruşma, yarına ertelendi.
13.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki salonda yapılan 16. duruşmaya, 48'i tutuklu 60 sanık ile taraf avukatları katıldı.
Katılan Necla Gökbayrak ile Ceylan Ertürk ve Zeynep Ceren Ertürk, müşteki Fikriye Aslan da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada beyanı alınan Fikriye Aslan, şehit polis memuru Serdar Gökbayrak'ın kardeşi olduğunu belirterek, olayın nasıl meydana geldiğini bilmediğini söyledi. Aslan, sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydetti.
Tanıkların dinlenildiği duruşmada, darbe girişimine ilişkin başka bir davadan tutuklu olan Mehmet Güngör'ün beyanı alındı.
Güngör, helikopter teknisyeni olduğunu belirterek, "Sabaha karşı 66. tugaya gittiğimizde 10-12 subay gördüm. Dışarıdan silah sesleri duyulunca ellerinde silah olan bu subaylar binadan çıktı. Bunlar çıktıktan sonra çatışma sesleri daha çok gelmeye başladı." dedi.
Tanık Murat Erzurum da olay tarihinde uzman çavuş olarak 66. tugaydaki merkez şubede çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"DEAŞ'ın kışlaya ve havaalanına terör saldırısı düzenleyeceğini söylediler. Mesaiye kalıp, mühimmatları alıp beklemeye devam ettik. Tankları ayarlıyorlardı. Aralarında tanımadığım bir albay vardı. Üstümüzde de helikopter turluyordu. Nizamiye bölgesi kalabalıktı. Karargah binasından çıkarken Davut (Ala) ve Sait (Ertürk) albay bizi karşıladı. Sait Albay bize içeride darbecilerin olduğunu söyledi. Yaralıları polis memurlarına teslim ettik. 2 time ayrıldık. Ben Sait Albay ve 3 polis memuruyla beraber ilerledim. Karşı taraftakilere teslim olmalarını söyledi. Teslim olmayıp seri bir şekilde ateş ettiler. Polis memuru kafasını çıkartınca vuruldu. Sonra yatar pozisyonda mevzi alan Sait Albay da vuruldu. Bizi geri püskürttükten sonra helikoptere binip gittiler. Yüzlerini görmedim. Helikoptere binmek için bizi püskürtmeleri gerekiyordu. Nizamiye bölgesine kadar püskürtüldükten sonra ölüleri alabildik."
Duruşma, tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi.
15.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bakırköy Adliyesi'nde oluşturulan salonda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmaya, 25 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken, 12 tutuksuz sanık da salonda hazır bulundu.
Duruşmaya bir sanık ise Afyon'dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Sanık yoklamasının ardından başlayan duruşmada, savunması alınmayan sanıklara söz verildi.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edildi.
Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanıklardan 82'sinin "Anayasayı ihlal" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Savcı, albay Sait Ertürk'ün şehit edilmesine ilişkin 14 sanığın, "bir suçu gizlemek veya yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Savcı, sanıklardan 11'inin A Haber televizyonuna baskına gidilmesi eylemine ilişkin "ulaşım araçlarının kaçırılması veya el konulması" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 27 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Sanıklardan firari konumda bulunan 4'ünün dosyasının ayrılmasını isteyen savcı 43 sanığın beraatını talep etti. Tutuklu 50 sanığın tutukluluk halinin devamını isteyen savcı tutuksuz 35 sanığın ise tutuklanması talebinde bulundu.
DETAYLAR
Cumhuriyet savcısı, sanıklar Latif Ağaçbacak, Ercan Eker, Mehmet Türk, Mehmet Purtaş, Mehmet Çataklı, Fatih Karabulut, Mehmet Kocatepe, Özkan Özgenç, Necdet Köstek, Bayram Bekdemir, Vural Dizdaroğlu, Turan Keklik, Yavuz Selim Koç, Okan Öz, Abdullah Budak, Ahmet Pirim, Aslan Kılıç, Alparslan Güner, Abdullah Özdemir, Alettin Baydan, Bayram Kantık, Burak Baykın, Cüneyt Demirbağ, Emre Gölcük, Fatih Şahan, Fırat Gültekin, Furkan Gürtaş, Gökhan Sevinç, Hakan Yelkovan, Hasan Can, Hasan Demir, Hasan Kaygısız, İbrahim Şahin, İsmail Çelik, Lütfi Demirhan, Mahmut Tarman, Mehmet Arı, Mücahit Meletli, Muharrem Aktaş, Musa,Odabaş, Mustafa Kirazlı, Onur Çetin, Ömer Eryılmaz, Rasim Erkan, Sadık İpek, Sedat Çelik, Şükrü Aygün, Tuna Tepecik, Umut Muzaffer Taşdemir, Veli Yıldırım, Ümit Akkurt, Yüksel Kılıç, Zafer Mengilli, Halil İbrahim Tuncer, Halis Duman, Hamza Kendir, Hanifi Çolak, İsmail Turan, Mehmet Temur, Mete Pişkin, Musa Murat Özcan, Ramazan Karaçöl, Sami Ekici, Semih Yavuz Yılmaz, Tansu İncekli, Yıldırım Umut Şimşek, Onur Eroğlu, Halil İriş, Osman Dündar, Selamet Salkılıç, Mehmet Çakıltaş, Gökhan Alabay, Alparslan Karademir, Seyit Remzi Yalçın, Özgür Arıbaş, Necmettin Buğdaycı, Cumhur Takar ve İbrahim Çelebi'nin, "anayasayı ihlal" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından, ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Savcı, bu sanıklardan; Latif Ağaçbacak, Rasim Erkan, Mehmet Purtaş, Mehmet Çataklı, Abdullah Özdemir, Fatih Şahan ve Hasan Kaygısız'ın, Servet Asmaz'ın şehit edilmesi eylemine iştirak ettikleri gerekçesiyle "bir suçu gizlemek amacıyla kasten öldürme" suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını talep etti.
Savcı, sanıklardan Latif Ağaçbacak, Alaattin Baydan, Burak Baykın, Emre Gölcük, Fatih Şahan, Fırat Gültekin, Hasan Kaygısız, İbrahim Şahin, Mustafa Kirazlı, Onur Çetin ve Ümit Akkurt'un A Haber Televizyonu'na baskına gidilmesi eylemine ilişkin "ulaşım araçlarının kaçırılması veya el konulması" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" 27 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.
-Sait Ertürk'ün şehit edilmesine ilişkin 14 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapsi talebi
Sanık Mehmet Türk'ün, Mehmet Güder, albay Sait Ertürk ve Serdar Gökbayrak'ın şehit edilmesi eylemi nedeniyle "Bir suçu gizlemek veya yakalanmamak için kasten öldürme" suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini isteyen savcı, Türk'ün ayrıca müdahillerden Ali Kara'nın öldürülmesine teşebbüs edilmesi eylemi nedeniyle "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da 13 yıldan 20 yıla kadar hapsini istedi.
Savcı, sanıklar Durdu Selim Ayçetin, Abdullah Budak, Abdullah Özdemir, Bayram Kantık, Ercan Eker, Fatih Karabulut, Mehmet Purtaş, Musa Odabaş, Ömer Eryılmaz, Rasim Erkan, Sedat Çelik, Necdet Köstek ve Fatih Sönmez'in; albay Sait Ertürk ile Serdar Gökbayrak'ın şehit edilmesi eylemlerinden dolayı, "bir suçu gizlemek veya yakalanmamak için kasten öldürme" suçundan, 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.
-Sanıklardan 14'üne "öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis istemi
Savcı, müdahiller Davut Ala, Ferdi Akgün, Veysel Akdağ, Muslahattin Murat Bilik, Kemal Cavit Alpdemir, Yaşar Demiral, Mesut Karaman ve Bayram Dirlik'e karşı "bir suçu gizlemek veya yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs" suçunu işlediklerini öngördüğü sanıklar Durdu Selim Ayçetin, Mehmet Türk, Abdullah Budak, Abdullah Özdemir, Bayram Kantık, Ercan Eker, Fatih Karabulut, Mehmet Purtaş, Musa Odabaş, Ömer Eryılmaz, Rasim Erkan, Sedat Çelik, Necdet Köstek ve Fatih Sönmez'in" 13 yıldan 20 yıla kadar hapsi istedi.
-Delil yetersizliğinden 43 sanığa beraat talebi
Sanık Bayram Kantık'a karşı "bir suçu gizlemek veya yakalanmamak için kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan, sanık Mehmet Orman'ın 13 yıldan 20 yıla kadar hapsini isteyen savcı, 43 sanığın, olay gecesi darbe bilinciyle ve mevcut anayasal düzeni değiştirme kastıyla hareket ettiklerine ve FETÖ üyesi olduklarına dair somut bir delil elde edilemediğinden beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Savcı, haklarında yakalama kararı bulunan ancak firari konumda olan sanıklar Menderes Sema, Murat Sözen, Ali Özkara ve Sedat Engin'in dosyasının ayrılmasını istedi. Savcı ayrıca, tutuklu 50 sanığın tutukluluk halinin devamını talep ederken, tutuksuz 35 sanığın ise tutuklanmasını talep etti.
-Duruşma ertelendi
Mütalaanın açıklanmasının ardından, tarafların süre talep etmesi üzerine, mahkeme heyeti ara karar oluşturarak, taraflara bir sonraki duruşmaya kadar esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verdi. Tutuklu 50 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, bir sonraki duruşmanın 9-10-11-12-13 Nisan'da Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesindeki salonda yapılmasını kararlaştırdı.
KAÇIŞ GÖRÜNTÜLERİ DOSYAYA GİRDİ
15 Temmuz darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı, darbe teşebbüsü günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu, 4 kişinin şehit edilmesi ile A Haber televizyon kanalını işgal teşebbüsüne ilişkin 50'si tutuklu 132 sanığın yargılandığı dava dosyasına yeni görüntüler girdi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce dosyaya eklenen görüntülerde, 14 Temmuz 2016'da darbe teşebbüsünü planlamak için bazı subayların 11.25'te kışlaya geldikleri, Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in odasında yapılan toplantıya İl Jandarma Komutanı Albay Gürcan Sercan'ın da katıldığı anlar yer alıyor. Toplantıya katılanların, 13.56'da kışladan ayrılmaları kayıtlara geçiyor.
Kayıtlarda, 15 Temmuz'da Topkule Kışlası'nda ikinci toplantı yapıldığı ve 10.51'de sivil kıyafetli kişilerle yapılan toplantıdan sonra tugay komutanının 16.18'de kışladaki subaylarla toplantı yaptığı görülüyor.
Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, Yarbay Osman Akkaya ve diğer subayların, 20.14'te hücum yeleği, başlık ve silahlarla karargah koridorlarında görüntülendikleri kayıtlara, 15 Temmuz akşamı 23.33'te Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in kışlayı terk etmesi de yansıyor.
Darbeci subayların eylemler için 23.20'de haber merkezinden ayrılmaları da görüntülerde yer alıyor. Davanın sanıklarından Yarbay Fatih Sönmez'in yaralı olarak 00.47'de haber merkezine gelmesi, sağlık Astsubay Cüneyt Demirbağ'ın 00.55'te Sönmez'e müdahale için merkeze girmesi, Demirbağ ve kolları sargılı olan Sönmez'in 00.59'da revire gitmek için haber merkezinden ayrılması, güvenlik kameralarınca görüntüleniyor.
Vatan Caddesi'ne helikopterle inmeye çalışan grubun 01.56'da haber merkezine dönüşü sırasında, arkalarında kolları sarılı olan Sönmez görüntülere yansıyor. A Haber televizyon kanalını işgal için giden ekibin 02.22'de kışlaya dönüşü, helikopter ile Doğan Medya Center binasına giden askerlerin haber merkezinden 02.36'da çıkışı ve 03.51'de dönüşü de görüntülerde yer alıyor.
Yunanistan'a kaçarak siyasi sığınma isteyen Yüzbaşı Abdullah Yetik, Yüzbaşı Süleyman Özkaynakçı, Başçavuş Mesut Fırat, 03.33'te haber merkezi koridorunda görüntüleniyor.
Görüntülere sabaha karşı 04.20'da hareketliliğin arttığı ve subaylar ile helikopter personelinin haber merkezinde toplanması da yansıyor.
Darbecilerin kışladan kaçış anları
Şehit Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk ve Gazi Albay Davut Ala komutasındaki vatansever unsurların 04.38'de komutanlık binasına girişleri kameralara yansıyor. Görüntülerde, 04.27'de darbeci subayların vatansever devlet unsurlarıyla çatışmak için hücum yeleği, başlık ve silahlarla binadan çıktıkları, 04.36'da ise çatışmanın başladığı kayıtlara geçiyor. Yüzbaşı Sedat Çelik'in çatışmanın olduğu yöne doğru hedef aldığı yansıyan görüntülerde, çatışmadan sonra kaçan darbeci askerler de yer alıyor. Vatansever unsurların siper olarak kullandığı tank da görüntülerde yer alıyor.
Darbeci subayların sivil kıyafetli olarak 04.57'de kışladan ayrılmaya başladığı anlarda, 04.52'de Yunanistan'a kaçan helikopter personelinin ellerinde silahlarla kışladan kaçışları da görüntüleniyor.
Kışladaki askerlerin 08.09'da teslim alınmaları, emniyet güçlerinin kışlaya gelmesi ve sanık Yarbay Bayram Bekdemir'in 09.26'da yarı çıplak şekilde yakalanması da görüntülere yansıyor.
Mahkemeye, sunulan ikinci bir kayıtta da kışladan kaçan bir askerin vatandaşlar tarafından yakalanması görülüyor.
İDDİANAME
Soruşturma sonucunda hazırlanan 600 sayfalık iddianamede, aralarında subayların da bulunduğu tamamı rütbeli 55'i tutuklu, 4'ü firari 132 sanık yer alırken, haklarında "darbeye teşebbüs" suçundan daha önce dava açılan 14 şüpheli hakkında "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bu dosya üzerinden soruşturma yapıldığı belirtiliyor.
İddianamede, görev yapan ve kalkışmaya destek için bölgeye giden 55'i tutuklu, 4'ü firari 118 rütbeli sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", " Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Darbe girişiminin karşısında durmak ve kışla güvenliğini sağlamak amacıyla hareket eden Albay Sait Ertürk ve müşteki Albay Davut Ala'nın, emniyet güçleri ile koordine sağlanarak, kışladaki darbeci askerleri teslim almak için zırhlı araçların korumasında Topkule Kışlası'na girdikleri anlatılan iddianamede, kışladaki darbeci askerlerin, "teslim olun" çağrıları ve emniyet güçlerinin üzerine yoğun şekilde ateş etmeye başlaması üzerine çıkan çatışmada polis memuru Serdar Gökbayrak ve Albay Sait Ertürk'ün vurularak şehit olduğu, polis memurları Ferdi Akyün, Veysel Akdağ, Muslahattin Murat Birlik, Kemal Cavit Alpdemir ve Yaşar Demiral'ın ise yaralandığı anlatılıyor.
Topkule Kışlası'ndan darbecilere destek olmak için hareket eden ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi'nin içerisine inmeye çalışan helikoptere, emniyet güçlerince ateş açıldığı belirtilen iddianamede, inmek için uygun bir alan arayan helikopterden alçalma esnasında kalabalığın üzerine ateş edildiği ve açılan ateş sonucu darbe girişimini engellemeye çalışan Mehmet Güder'in şehit olduğu kaydediliyor.
66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan A Haber televizyon kanalının işgali için hareket eden şüphelilerin önünün TEM Otoyolu'nda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü istikametinde Gaziosmanpaşa tır garajı mevkisine geldiklerinde, polisler ve vatandaşlar tarafından kesildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin polislerle ve vatandaşlarla yolun açılması hususunda girdikleri tartışma sırasında şüphelilerce ateş edilmesi üzerine olay yerinde bulunan ve darbe girişimini engellemek amacıyla sokağa çıkan Servet Asmaz'ın yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği aktarılıyor.
İddianamede, 4 kişinin şehit edilmesi ile polis ve vatandaşların yaralanmasına ilişkin 36 şüpheli hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da müebbet hapis cezası istenirken, 23 şüphelinin "kamu malına zarar verme" suçundan hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Avrupa Yakası'na ilişkin toplantı
İstanbul Avrupa Yakası'nda yer alan 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda darbe teşebbüsünü planlayan grup tarafından toplantı yapıldığı belirtilen iddianamede, darbecilerin tugayı kalkışma sırasında Avrupa Yakası'ndaki hedeflerin işgal edilmesinde en kilit rolü oynayacak şekilde konumlandırdıkları bildiriliyor.
İddianamede, darbe teşebbüsünden günler önce tugayda yapılacak faaliyetle alakalı çalışmalara başlanıldığı, elde edilen verilere göre en geç 14 Temmuz'da tugaydaki üst rütbeli subayların toplandığı kaydediliyor.
Darbe teşebbüsü sırasında tugay içerisinde emir komuta zincirinin düzgün çalışması için bazı görevlendirmelerde değişikliğe gidildiğinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, buna göre 15 Temmuz 2016'da Tugay Nöbetçi Amirliği nöbetinin Üsteğmen Alper Karacaoğlu'ndan alınarak Harekat ve Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Ahmet Baykal'a verildiği, bu görevlendirmenin Tugay Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya tarafından yapıldığı ifade ediliyor.
"Darbeciler, tankları 30 Ağustos için yürütmüş"
İddianamede, İstanbul'daki ana darbe davasının sanığı dönemin Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit ve Tugay Komutan Yardımcısı Yusuf Sarı'nın koordinesinde verilen söz konusu emirlerin akabinde, normalde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na tayini çıkan, bu nedenle 13 Temmuz 2016'da görevini şüpheli Yarbay Fatih Sönmez'e devreden Tank Tabur Komutanı Serbülent Eken'in, Tugay Komutanı Yiğit ile Yusuf Sarı tarafından darbe girişimi kapsamında kendisine verilen görevleri yerine getirmek için kışlada eski görevinde bırakıldığı anlatılıyor.
Sanık Kurmay Yarbay Fatih Sönmez'in Tank Tabur Komutanı olarak atandığı halde Lojistik Destek Komutanlığı'na görevlendirildiği, Serbülent Eken'in 14 Temmuz'da bu kapsamda Yusuf Sarı, Kadir Yıldız ve Ahmet Baykal ile koordineli olarak araç ve personel değişimi konusunda faaliyet yürüttükleri belirtilen iddianamede, bu kapsamda hangi tankların hangi personel ile darbe girişimine katılacağının isim isim belirlendiği, şüpheliler Eken, Yıldız ve Enver Muratoğlu'nun araçların bakımını yaptırdığı, yakıt ikmallerini tamamlattığı ve mühimmatları hazırlattırdığı ifade ediliyor.
Tank Tabur Komutanı Serbülent Eken'in tanklara üçer tank mermisi dağıttırdığı, ayrıca tank taburuna 12 bin MG-3 mühimmatı ve 19 bin 200 Hk-33 mühimmatı getirilmesini sağladığı, aynı şekilde Piyade Tabur Komutanı Kadir Yıldız'ın personelinin itirazlarına rağmen Zırhlı Personel Taşıyıcı araçlara kule silahlarını yüklettiği belirtilen iddianamede, verilen emirler doğrultusunda hazırlanan tankların 30 Ağustos törenlerine yaklaşık 1,5 ay olmasına rağmen kışla içerisinde hazırlık amacı ile yürütüldüğüne dikkat çekiliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-22 Eylül (2017) 'İstanbul 132 sanık (ilk 118) Darbe Yap./66.Mek.Piy.Tugayı' davası
(17 Mart 2018, 18:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: