Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
24.02.2018 20:15 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
19.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski pilot yüzbaşı Yavuz İstek, olay tarihinde Eskişehir'deki 1. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nde (BHHM) hava savunma plan subayı olarak görev yaptığını, eski albay Ali Durmuş'un emri üzerine "geri hizmet uçuşu"nda görev almak için Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığına gittiğini söyledi.
Emir üzerine 14 Temmuz 2016'da Diyarbakır'a gittiğinde aynı filoda çalışan Erdem Erdoğan'ın evinde kaldığını, ertesi gün filoya geçtiğinde kendisine Terörle Mücadele Harekatı (TMH) yapılacağının söylendiğini savunan İstek, "Saat 10.30'da uçak başına gittik. Muhabere yönetimi sistemine de uçuş bilgilerimiz girilmişti ancak uçuşun iptal olduğu söylendi. Daha sonra filoya döndük." diye konuştu.
Geri hizmet uçuşu için görevlendirildiğini ancak emrin filoda TMH olarak değiştirilmesini ve görevin Akıncı Üssü'nde olmasını garipsemediğini öne süren İstek, "Diyarbakır'dan kalkan her uçak terör örgütü unsurları tarafından örgütün yöneticilerine iletilmektedir. Geçmişte sadece telefondan gelen emirle farklı meydana giderek oradan TMH operasyonlarına katıldığım olmuştur. Bu yüzden Akıncı'ya gitmeyi yadırgamadım." dedi.
Sanık İstek, görevin iptal olması üzerine Erdem Erdoğan'ın evine döndüğünü, akşam saatlerinde gelen emirle Yıldıray Korkmaz'ı da alarak filoya gittiklerini, daha sonra saat 22.30 sıralarında 181. Filo personeliyle koordineli şekilde 6 uçakla kalkış yaptıklarını anlattı.
Diyarbakır'dan "ATMACA" çağrı koduyla havalandıklarını dile getiren İstek, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Üs komutanımızın emriyle kalkış yaptık. Telsizden Diyarbakır'dan 6 uçakla seyrüsefer halinde olduğumuzu söyledik. Rotada giderken tanker uçağı dahil birçok uçağın kuleler tarafından yönlendirildiğine şahit oldum. Akıncı'ya yaklaştığımızda kule, Akıncı'nın güneyinde bekleme talimatı verdi. Beklememiz esnasında tanımlanamayan bir uçak hakkında bizden bilgi istediler.
Bunun üzerine uçağımızda bulunan 'sniper pod'la havadaki bir yolcu uçağını tespit ettik. Bunu kuleye bildirdik. Daha sonra iniş yaptık."
Akıncı Üssü'ne indikten sonra 141. Filo'ya geçtiklerini ve çevrede silahlı ve tam teçhizatlı askerler gördüklerini ifade eden sanık İstek, "Kalkışma olduğunu saat 01.00 gibi öğrendik. Filo içinde de silahlı askerler vardı. Bu ortamda kendi can güvenliğimizi düşünerek, gece boyunca dinlendik. Sabah lojman bölgesine geçtik, oradaki misafirhaneye sığındık." beyanında bulundu.
İddianamedeki kule ve telsiz kayıtlarının aksine Akıncı Üssü'ne indikten sonra bir daha uçmadığını, darbe girişimine destek vermediğini ve FETÖ üyesi olmadığını savunan sanık İstek, beraatini talep etti.
Çapraz sorgu sırasında Başkan Selfet Giray'ın, "Ankara'ya iniş yaparken herhangi bir patlama gördünüz mü? sorusunu sanık İstek, "İnerken Gölbaşı'nın güneyinden alçaldım. Bahsedildiği gibi şehrin herhangi bir yerinde patlama göremedim. Ayrıca, alçak uçuş da yapmadım." diye cevapladı.
Bir avukatın, "Hava radar kayıtlarına rağmen siz, uçmadığınızı söylüyorsunuz. Uçuş yapan arkadaşınız oldu mu?" sorusunu yöneltmesi üzerine İstek, "Ben Diyarbakır'dan gelip de uçuş yapan görmedim." dedi.
İddianameden
İddianamede, Eskişehir'de görev yapan eski pilot yüzbaşı Yavuz İstek'in darbe girişiminin yaşandığı gün kendi imkanlarıyla Diyarbakır'a gittiği, 8. Ana Jet Üs Komutanlığından mühimmat yüklü F-16 uçağıyla yanında İbrahim Yozgat ile Akıncı Üssü'ne geldiği, gelirken havada Ankara'nın doğusunda bulunan yolcu uçağını önlemeye çalıştığı, Ankara üzerinden alçak irtifada yüksek süratle uçuş yaptığı belirtildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski pilot kurmay yüzbaşı Ceyhan Karakurt, olay günü Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda görev yaptığını, saat 14.30 sıralarında diğer pilotlarla terörle mücadele harekatı görevi kapsamında havalanmak için uçakların yanına gittiklerini, uçağı çalıştırdıklarını fakat kendilerine uçuşun iptal olduğunun söylenmesi üzerine filoya döndüklerini anlattı.
Karakurt, akşam evde oturduğu sırada gelen telefonla görev yerine döndüğünü ve saat 22.30 sıralarında hazırlıklarını tamamlayıp, Diyarbakır'dan kalkış yaptığını belirterek, "Bize Kazan'da bulunan Akıncı Hava Üssü'ne gideceğimiz söylendi. Bu kapsamda 6 uçak havalandık." diye konuştu.
Akıncı Üssü üzerine geldiklerinde kule tarafından inmelerine izin verilmediğini öne süren Karakurt, sözlerine şöyle devam etti:
"Kuleye yakıtımızın az olduğunu söyledik. İniş izni verildi. İniş yaparken bir trafo patlaması ya da havai fişek patlaması gibi bir patlama gördüm. Daha sonra 6 uçak iniş yaptık. Orada bizi bakım ekibi karşıladı. Bize 'Olaylardan haberiniz var mı?' diye sordular. Biz de haberimizin olmadığını terörle mücadele harekatı kapsamında geldiğimizi söyledik. Sonra bizi aldılar 141. Filo'ya götürdüler."
Filo'ya indikten sonra herhangi bir yasa dışı olaya katılmadığını ve tekrar uçuş yapmadığını ileri süren Karakurt, tahliyesini talep etti.
Sanık eski pilot yüzbaşı Yıldıray Korkmaz da 182. Filo Komutanlığında görev yaptığını, olay günü filo komutanı İbrahim Yozgat'ın emriyle sabah saatlerinde terörle mücadele harekatı olacağının bildirilmesi üzerine uçak başına gittiğini, daha sonra görevin iptal olduğunu ifade etti.
Akşam saatlerinde gelen telefonla filoya gittiğini ve saat 22.30 sıralarında 6 uçakla kalkış yaptıklarını bildiren Korkmaz, "Filonun son uçağı bendim. Akıncı Üssü'ne geldiğimizde beklememiz emredildi. Yaklaşık yarım saat üssün üzerinde bekledik. Saat 00.00 gibi iniş yaptık. Filonun kapısında duran askerler öncelikle bizi içeri almadı daha sonra içeri girdik. Bir darbe teşebbüsü olduğunu orada öğrendik." dedi.
Ankara ve İstanbul üzerinde alçak uçuş yaptığına dair iddiaları da reddeden Korkmaz, indikten sonra tekrar uçmadığını söyledi. Korkmaz, sabah pist vurulunca lojmanlar bölgesine kaçtıklarını daha sonra da gözaltına alındığını ifade etti.
Sanık eski pilot yüzbaşı Aziz Ersel Emanet ise üzerine atılı tüm suçlamaları reddederek, savunmasına başladı.
Emanet, iddianamede, geçen mühimmat yüklü F-16 uçağıyla Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan Akıncı 4. Ana Jet Üssü'ne geldiği, gelirken Ankara üzerinden alçak irtifada yüksek süratle uçuş yaptığına yönelik tespitleri kabul etmedi.
Duruşma, sanıkların Akıncı Üssü 141. Filo'daki görüntülerinin izletilmesi ve kule ile aralarında geçen telsiz kayıtlarının dinletilmesiyle devam etti.
20.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, savunma yapan sanık eski pilot kurmay yüzbaşı Oğuz Alper Emrah, olay tarihinde 143. Filo'da görev yaptığını, Hollanda'daki müşterek NATO karargahına tayininin çıktığını, filoda son günleri olduğundan ilişik kesme işlemleriyle uğraştığını anlattı.
Emrah, olay günü rutin mesaisini yaptığını, sabah kursiyer bir pilotla simülatörde eğitim uçuşu icra ettiğini daha sonra yurt dışına gidecek olması nedeniyle arkadaşlarıyla vedalaştığını ifade etti.
Öğleden sonra filo komutanının, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) operasyonu olabileceğini söylediğini ve 141. Filo'ya gitmesini istediğini aktaran Emrah, 141. Filo'da diğer pilotlarla birlikte brifinge katıldığını, orada verilen emir doğrultusunda akşam TMH görevine katılmak için filoda kaldığını kaydetti.
Emrah o gece Akıncı Üssü'nde yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
"141. Filo'da brifinge katıldıktan sonra uçacağım söylendi. Bunun üzerine, ben de hazırlıklarımı tamamladım. Saat 00.15 civarında kalkış yaptım. Gerekli bilgi ve talimatların kalktıktan sonra verileceği söylendi. Belirli bir süre düz gittim. Üsse geri dönerken, bir koordinat verildi. İlgili koordinattan geçiş yapmam istendi. Ankara şehir üstü olduğundan büyük bir terör saldırısı olduğunu düşündüm. Ancak havada verilen koordinattan alçak irtifadan uçmadım. Ses hızını da geçmediğim için mala zarar verme suçunu işlemedim. Saat 02.00 gibi de iniş yaptım."
Emrah, iniş yaptıktan sonra öğrenci gazinosunda beklerken, televizyondan darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, o saatten sonra sabaha kadar uçuş yapmadığını iddia etti.
Soru üzerine Emrah, o gece uçtuğu F-16'nın çağrı kodunu hatırlamadığını ileri sürdü.
Bir avukatın, "Uçuş yaptığın yerin Ankara şehir üzeri olduğunu anladın, neden uçtun?" sorusu üzerine Emrah, "Pilot, verilen emri uygular. Ben merkezde terör saldırısı olduğunu düşündüm. 'Teröristler uçak seslerini duyar da kaçar' diye bu emir verilmiştir." diye yanıt verdi.
Akıncı Üssü'ndeki görüntüleri izlettirilen ve kule telsiz kayıtları dinlettirilen Emrah, "Bu sesin bana ait olup olmadığını bilmiyorum. Şu an görüntülerle ve telsiz kayıtlarıyla ilgili hiçbir bilgilendirme yapamam. Dijital analiz raporu talep ediyorum." diye konuştu.
İddianameden
İddianamede, Oğuz Alper Emrah ve İlker Hazinedar'ın kullandıkları F-16'ları kaldırdıkları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının tespit edilerek, önleme yapılmasını istedikleri ifade edildi.
İddianameye göre, Oğuz Alper Emrah ile görüşen 141. Filo'daki Ahmet Tosun, telsizde cumhurbaşkanlığı uçağını tarif ederek, "Önleyeceğiniz uçak, muhtemel cumhurbaşkanlığı uçağı. Forsu olacak, kocaman bir uçak, cumhurbaşkanlığı forsu olan bir uçak." ifadelerini kullanıyor. Bunun üzerine Emrah "Mutabık" şeklinde karşılık veriyor.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski pilot kurmay yüzbaşı Selahattin Yorulmaz, Akıncı Üssü 143. Filo'da program subayı ve öğretmen pilot olarak görev yaptığını anlattı.
Emniyet ve savcılıktaki ifadelerini kötü muamele altında verdiğini ileri süren ve kabul etmeyen Yorulmaz, "Masumum, mağdurum ve haksız yere 20 aydır tutukluyum." diye konuştu.
Olay gününden bir gün önce evde kafasını dolaba çarptığını, ertesi gün mesaiye geldiğinde şiddetli baş ağrısı yaşadığını bu yüzden sabahki eğitim uçuşlarında zorluk çektiğini ifade eden Yorulmaz, "Filo komutanım 'Akşam Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olabilir' deyince başımın ağrıdığını söyledim. O da bana 141. Filo'ya gitmemi ve oradaki brifinge katılmamı söyledi." dedi
Yorulmaz, öğleden sonra 141. Filo'da diğer pilotlarla birlikte brifinge katıldığını, orada başının ağrıdığını tek başına uçmasının zor olduğunu söylediğini, kendisine ikinci bir pilotla TMH'ye katılacağının söylenmesi üzerine 143. Filo'ya döndüğünü belirtti.
- "Uzun süre uyumuşum"
Akşam saatlerinde Filo'da beklerken verilen emir doğrultusunda uçak başı yaptığını dile getiren Yorulmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı birlikte uçuş yapacağımız söylendi. Daha sonra 4563 kuyruk numaralı uçakla Balıkçı ile birlikte kalkış yaptık. Akıncı güneyine doğru yönlendirdik. Uçağın bilgisayar sistemi çöktü. Uğur Uzunoğlu'na bilgisayarın arızalı olduğunu bildirdik. Havalandıktan kısa süre sonra geri inmek durumunda kaldık."
Olay tarihinde Ankara şehir merkezi üzerinde ses hızını aşarak alçak uçuş yaptığına ilişkin iddiaları reddeden Yorulmaz, "Uçaktan inince başım çok ağrıyordu. O gece bir daha uçmadım. Uçuş emniyet odasına geçtim. Eşimle koşunca bir kalkışma olduğunun haberini aldım. Daha sonra uzun süre uyumuşum. Pist bombalanınca uyandım. Daha sonra lojman bölgesine geçtim. Gözaltına alınana kadar, o bölgede kaldım." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorusu üzerine Yorulmaz, 15 Temmuz günü "Kurt" çağrı koduyla uçtuğunu ifade etti.
Evinde 1 ABD doları bulunduğunun hatırlatılması üzerine Yorulmaz, "Ben olaydan 20 gün önce eşimle birlikte Miami'deydik. Oradaki alışverişimizden kalan para üstlerinden biridir." dedi.
Bir avukatın "Uçuştan döndüğünde darbeye yönelik olağanüstü bir hareketlilik gördün mü?" sorusuna Yorulmaz, "Başımın ağrısından dolayı, uçuş emniyet odasında uyudum. Bir terslik görmedim." diye yanıt verdi.
Çapraz sorgusu sırasında kamera görüntüleri izletilen sanık Yorulmaz, kamera görüntüleriyle ilgili sorulara cevap vermeyeceğini söyledi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
21.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Sanık eski pilot kurmay yüzbaşı İlker Hazinedar, savunmasında, olay tarihinde 143. Filo'da program subayı ve öğretmen subay olarak görev yaptığını söyledi.
Hazinedar, 11-15 Temmuz 2016'da tatil planlaması yaptığını ancak ailesinin ziyaret için Ankara'ya geleceğini öğrenmesi üzerine iznini iptal ettirdiğini, bu durumun darbe girişimiyle alakalı olmadığını savundu.
Filo komutanının emriyle olay günü akşam saatlerinde Terörle Mücadele Harekatı (TMH) kapsamındaki brifinge katılmak için 141. Filo'ya gittiğini belirten Hazinedar, orada gece harekat kapsamında göreve gidilebileceğinin söylediğini, bunun üzerine 143. Filo'ya döndüğünü kaydetti.
Hazinedar, Filo'da TMH için hazırlık yaptığı sırada gelen emir üzerine uçak başına gittiği ifade ederek, "Rutin kontrollerden sonra kuleden izin alarak kalkış yaptık. Uçuş boyu istikamete devam ediyordum. Belirli mesafeden sonra lider uçakla telsizle alakalı sıkıntılar yaşadık." diye konuştu.
Uçuş öncesi TMH ile ilgili herhangi bir koordinat almadığını, verilen koordinatın havadayken geldiğini iddia eden Hazinedar, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Havada neden koordinat verildi diye bir kuşkum olmadı. Ben de lider uçağı takip etmeye devam ettim. Verilen koordinattan 2 kez geçtim. O noktadan alçak geçiş yapmadım. Şehir ışıklarını uzakta gördüm. Bir süre sonra havada bekleme noktası verildi. Daha sonra iniş yaptım. Beni karşılayan bakım ekibi de bana darbeyle alakalı herhangi bir şey söylemediler."
Hazinedar, iddianamede yazılanların aksine olay gecesi alçak uçuş yapmadığını, mühimmat atmadığını ve TMH kapsamında kule personelinin yönlendirmesiyle uçuş yaptığını savundu.
Filoya döndüğünde teçhizat odasına malzemelerini bıraktığını, çevrede çok sayıda silahlı ve tam teçhizatlı asker gördüğünü söyleyen Hazinedar, "Daha sonra gazinodaki dinlenme odasına geçtim. Odada televizyon yoktu. Eşimle konuştum. Bir kalkışma olduğunu anlayınca bulunduğum yerde uyudum. Daha sonra lojmandaki evime geçtim." dedi.
141. Filo'daki toplantı salonuna elinde kroki benzeri bir kağıtla bazı kişilerin girdiği güvenlik kamera görüntülerine ilişkin Hazinedar, kayıtlardaki kişinin kendisi olduğunu ancak elinde kağıtla odaya giren kişiyi hatırlayamadığını, kağıdın içeriğini de bilmediğini ileri sürdü.
"Arkadaşlarınızın seslerini bilmemeniz çok enteresan"
Darbe girişiminin yaşandığı gece telsiz konuşmaları dinletilen sanık Hazinedar, o gece uçtuğu çağrı kod adını hatırlamadığını ve konuşmaların da kendisine ait olmadığını ayrıca konuşanların da kim olduğunu bilmediğini iddia etti.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Bugüne kadar kaç tane kayıt dinledim, telsiz çözümlerine baktım. Bazıları 'Kurt' çağrı adıyla bir konuşma yaptığını iddia ediyor. Ancak o gece kule ya da diğer uçaklarla temasa geçen öyle bir çağrı kodu yok. Biz burada bile konuşunca şahıslar, seslerin kimlere ait olduğunu ayırabiliyoruz. Yani az çok kanaatimiz oluşuyor. Sizin aynı filoda yıllarca uçtuğunuz arkadaşlarınızın seslerini hiç bilmemeniz çok enteresan." diye konuştu.
Bir avukatın "Külliye ve Genelkurmay üzerinden geçildiğine dair ses kayıtları var. Size havada verilen koordinatlar buralar olabilir mi?" sorusuna Hazinedar, "Bilmiyorum, ancak şehir merkezi değildi. Alçaktan da uçuş yapmadım." diye yanıt verdi.
AK Parti avukatı Muammer Cemaloğlu'nun, "Gazino bölgesinde uyuduğunuzu ifade ettiniz. Şimdiye kadar bir çok sanık aynı bölgede sabah kadar uyuduğunu iddia etti. Uyuduğunuz yer kaç kişilik acaba?" sorusunu Hazinedar, "O bölgede 3 tane gazino var. 5 ya da 6 tane çekyat var. Diğerlerini bilmem ama ben orada uyudum." şeklinde yanıtladı.
İddianameden
İddianamede, 14 Temmuz'da Akıncı Üssü'nden Balıkesir 9. Ana Jet Üssü'ne gelen iki F-16 uçağına "hassas vuruş sağlamak" için "Sniper Pod" uygulaması yüklendiği, bu uçaklardan birinin pilotu İlker Hazinedar olduğu, 15 Temmuz gecesi 4. Ana Jet Üssü'nden kalkış yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağına önleme yapmak için görevlendirildiği belirtildi.
İddianamede ayrıca "Hazinedar'ın darbe girişimi gecesi saat 00.20'de cumhurbaşkanı uçağının takibi için Akıncı Üssü'nden havalanan mühimmat yüklü 2 uçaktan birini kullandığı ve Polatlı üzerinden Afyonkarahisar istikametine doğru uçtuğu, cumhurbaşkanlığı uçağını önleme eylemini gerçekleştirmek için uçuş yaptığı, dönüşte Ankara üzerinden alçaktan uçtuğu ve saat 01.38'de Akıncı Üssü'ne iniş yaptığı anlaşılmıştır." ifadesine yer verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski pilot üsteğmen Adem Kırcı, olay tarihinde 142. Filo'da görevli olduğunu, 14 Temmuz günü eski binbaşı Mehmet Fatih Çavur'un kendisini ve devre arkadaşları Müslüm Macit ile Mehmet Çetin Kaplan'ı evine çağırdığını ve kendilerine birkaç gün içinde Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olacağını bildirdiğini anlattı.
Kırcı, 15 Temmuz günü rutin mesaisinin ardından evine döndüğünü, 16.30 gibi devresi Müslüm Macit'in aradığını ve akşam TMH olabileceğini söylediğini, bunun üzerine eşini Çetin Kaplan'ın ailesinin evine bırakarak, 141. Filo'ya gittiğini ifade etti.
Saat 18.00 sıralarında 141. Filo'da pilotlarla brifinge katıldığını aktaran Kırcı, "Bu gece TMH operasyonu olacağı, havada yakıt ikmal desteği sağlanacağı söylendi. Büyük şehirlerde teröristler tarafından büyük eylemler olabileceği istihbaratının geldiği, bu yüzden TMH yapılacağı söylendi." diye konuştu.
Kırcı, saat 21.30 sıralarında Çavur tarafından verilen emir sonrasında uçak başına gittiğini, rutin kontroller tamamlandıktan sonra Akıncı Üssü'nden 22.00 sularında ikinci uçak olarak kalkış gerçekleştirdiğini beyan etti. Yaklaşık 20 dakika havada kaldığını öne süren Kırcı, komutanın talimatıyla yakıt azaltıp üsse döndüğünü söyledi.
İniş yaptıktan sonra 141. Filo'ya döndüğünü, daha sonra dinlenme amacıyla odalardan birine girdiğini, o süre zarfında kimseden bir anormallik hissetmediğini ifade eden Kırcı, "Yaklaşık bir saat sonra Mustafa Konur üsteğmen odaya geldi. İptal olan görevin tekrar verildiğini söylemesi üzerine teçhizatları kuşandıktan sonra uçak başına gittim." dedi.
Kontrollerin akabinde motor çalıştırma işlemlerinden sonra uçağında arıza meydana geldiğini, bunu telsizden bildirdiğini iddia eden Kırcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Telsizden Genelkurmay Karargahı'na dışardan saldırı olduğu, bu bölgeyi incelemiz, taktik kanaldan saldırıyı bertaraf edecek şekilde pozisyon almamız gerektiği söylendi. Ben de bu saldırının DEAŞ ya da PKK/PYD tarafından gerçekleştirildiğini düşünerek Akıncı Üssü'nden iki uçak kalkışımızı gerçekleştirdik. 00.50 sıralarında kalktık. Verilen koordinata yöneldik. İlgili yerlerle koordinasyon sağlayınca bölgeyi incelemeye başladık. Bölgede araçlar, araçların etrafında yüzlerce insan gördük. Takriben bölgeyi incelemeye devam ettik. Bu esnada daha önce karşılaşmadığım bir durumu analiz etmeye çalıştım. Bölgeyi incelemeye devam ettikten sonra bize 'mach' üstü geçme talimatı verildi. Bu belirsizlik içerisinde bu kadar az enformasyonla bu talimatları kabul etmeyeceğimi söyledim. Yakıt azaltıp indim."
Kırcı, iniş yaptıktan sonra filoya gittiğini, daha sonra hiçbir talimatı yerine getirmediğini, sabaha karşı lojmandaki ailesinin yanına gittiğini savundu.
Akıncı Üssü'ndeki görüntüleri izlettirilen ve kule telsiz kayıtları dinlettirilen Kırcı, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu ancak telsiz kayıtlarını reddettiğini bildirdi.
FETÖ üyesi olduğuna dair beyanlarını reddetti
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığın savcılık aşamasında verdiği şu beyanı okudu:
"Lise son sınıfta cemaatle irtibata geçmiştim. Lise bitiminde Hava Harp Okulunda cemaat abisinin yönlendirmesiyle tercih ettim. Hava Harp Okulunu kazandıktan sonra öğrencilik dönemimde Burak ya da Bilal isimli abi İstanbul'a geldiğinde benimle buluşuyordu. Cemaat evine gidiyorduk. Cemaatin İstanbul Bayrampaşa'da bulunan evine giderek sohbet esnasında Fetullah Gülen'in kitaplarını okumamız tavsiye ediliyordu.
Enes isimli abi bu sohbetlerde okulda namazlarımızı ima yoluyla kılmamızı, açıktan namaz kılmamamızı, 'Cemaatten olduğunuzu belli etmeyin' diyordu. 195 kişilik dönemin neredeyse yarısının cemaat üyesi olduğunu biliyordum. Bu kişilerin hangi abilerle, hangi cemaat evlerine gidip geldiklerini takip etmedim. Bu nedenle bilmiyorum."
Sanık Kırcı, savcılık aşamasında avukatı huzurunda vermiş olduğu ifadeleri kabul etmediğini, bu beyanların kendisine ait olmadığını ve zorla yazdırıldığını iddia etti.
Sorulan soru üzerine kardeşi Eyüp Kırcı'nın "ByLock" kullanıcısı olduğunu cezaevine girince öğrendiğini ifade eden Kırcı, bunun kendi davasıyla alakalı olmadığını savundu. Kırcı, eşinin Bank Asya'da hesabı olduğunu bildiğini, söz konusu hesabın yıllar önce açılmış bir hesap olduğunu söyledi.
Mahrem imamlar davası sanığı Ufuk Işık'ın ifadesinde geçen beyanlar yüzünden örgüt mensubu olmakla suçlandığını savunan Kırcı, Işık'ın beyanlarını kabul etmediğini söyledi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
22.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Sanık eski pilot üsteğmen Mustafa Konur, olay tarihinde 141. Filo'da görev yaptığını, 15 Temmuz günü filo komutanının ilerleyen saatlerde Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olacağını söylemesi üzerine kendi isteğiyle mesaide kaldığını söyledi.
Verilen emir üzerine öğleden sonra diğer pilotlarla birlikte TMH brifingine katıldığını, orada kendisinden kripto GPS cihazı istenmesi üzerine Muhabere Merkezi'ne gittiğini ifade eden Konur, "Sorumluluğumda olan kripto GPS cihazını aldım ve filoya getirdim. Bu cihaz akıllı mühimmatın GPS ile mühimmatın bağlantısını sağlamaktadır. Çalışıp çalışmadığına baktım. Cihazı filoda bırakıp uçuşa gittim." dedi. Konur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saat 00.50 sıralarında önce Adem Kırcı lider uçak olarak kalkış yaptı. Arkasından ben de tek başıma kalkış yaptım. Verilen koordinata yöneldik. Kızılay ve Genelkurmay üzerinde bir yerde bekledik. Bölgede araçlar, araçların etrafında insanlar gördük. Takriben bölgeyi incelemeye devam ettik. Bize 'mach' üstü geçme talimatı verilmiş. Ben bunları duymadım. Lider uçakta bulunan Adem Kırcı'nın yönlendirmesiyle üsse geri döndük."
Konur, filoya döndüğünde tanımadığı silahlı insanlar gördüğünü belirterek, "Kısa uçuştan sonra dinlenme odasına geçtim. Orada biraz uyudum. Uyandıktan sonra darbe girişiminden haberdar oldum. Daha sonra filonun içinde saklanarak vakit geçirdim, kimseyle temas kurmamaya çalıştım." diye konuştu.
Olay tarihinde Ankara şehir merkezi üzerinde ses hızını aşarak alçak uçuş yaptığına ilişkin iddiaları reddeden Konur, tahliyesini talep etti.
Çapraz sorgusunda evinde 13 adet 1 ABD doları bulunduğunun hatırlatılması üzerine sanık Konur, "Bu paralar üç yerden gelmiş olabilir. Birincisi, nisan ayında kursa gittiğimde alışverişten kalan para üstü olabilir. Pakistan'a göreve gittiğimizde dolar olarak verilen harcırahtan kalan para olabilir. ya da koleksiyondan kalan para olabilir. Örgütle alakalı değildir." ifadelerini kullandı.
Konur, "Şükrü" kod isimli "mahrem abi"ye bağlı olarak çalıştığı yönündeki Ufuk Işık ve Samet Özmekik'in beyanlarını da kabul etmediğini söyledi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
23.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık eski pilot üsteğmen Mehmet Yurdakul, olay tarihinden kısa süre önce Akıncı Üssü'ne atandığını, son görev yerinin 143. Filo olduğunu söyledi.
Yurdakul, 15 Temmuz sabahı sağlık muayenesi işlemleri için Eskişehir'de olduğunu, filo komutanı Mustafa Azimetli'nin telefonu üzerine saat 15.00 civarında filoya geldiğini, Azimetli akşam saatlerinde Terörle Mücadele Harekatı (TMH) olabileceğini bildirince de evine gittiğini anlattı.
Evinde istirahat halindeyken eski yüzbaşı İlker Hazinedar'ın aradığını belirten Yurdakul, "Akşama halı saha maçı olacak. Sen de gel. Mustafa Özkan da katılacak, onun arabası yok onu da getir.' dedi. Bunun üzerine ben de eşimi babamlara bıraktım, eşime ve babama terörle mücadele harekatına katılacağımı söyledim. Mustafa Özkan'ı da alıp filoya gittim." diye konuştu.
Yurdakul, 141. Filo'ya geldiğinde TMH uçuşu için beklediğini, herhangi bir brifinge katılmadığını, Azimetli'nin "Sen de uçacaksın hazır ol." demesi üzerine saat 22.30'da uçak başı yaptığını bildirdi. İlhami Aygül ile motor çalıştırdığını ifade eden Yurdakul, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlhami Aygül ile aynı uçakta kalkış yaptık. Mühimmat yoktu uçakta. Bize yerdeyken herhangi koordinat ya da hedef verilmedi. Kalkıştan sonra bir bölge verdiler. Biz de o bölgede bekledik. Uçakta 'pod arızası' olduğunu bildirdik. Daha sonra yakıt azaltıp geri döndük."
İniş yaptıktan sonra televizyonu olmayan bir yerde dinlenirken eşinden darbe girişimi olduğunu öğrendiğini ileri süren Yurdakul, o saatten sonra herhangi bir olaya katılmadan gazino bölgesinde uyuduğunu iddia etti.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığın, savcılık aşamasında verdiği şu beyanı okudu:
"Filodan telsizle sürekli bize atış yapıldı mı? 'Ne zaman yapılacak?' diye soruyorlardı. Biz de ilk başta arıza olduğunu söyledik. Birkaç denemeden sonra hedefe kilitlenebildik. Daha önce çatışma yapıldığını bildirdiğim hedefe son baktığımızda herhangi bir çatışma yoktu. Çevre de boştu. Ben de bunun üzerine söz konusu yere aynı anda iki tane GBU-10 bombayı attım. Aynı bölgede beklemeye devam ettik. Bu sırada filodan Mustafa Özkan'a da aynı bölgeye bomba atmalarını söylediler. O da aynı bölgeye bomba attı."
Yurdakul, savcılık aşamasında avukatı huzurunda verdiği ifadeleri kabul etmediğini, bu beyanların kendisine ait olmadığını ve kurgu olduğunu savundu.
Sanığın kız kardeşiyle ilgili KPSS sınavında usulsüzlük yaptığına ilişkin işlem yapıldığının ve Bank Asyaya para yatırdığı iddialarının hatırlatılması üzerine Yurdakul, iddialarının suçun şahsiliği ilkesi gereği mahkemenin konusu olmadığını öne sürdü. Yurdakul, "mahrem imamlar" yapılanması sanığı Ufuk Işık'ın mahrem abiliğini yaptığına dair tespiti de reddetti.
- İddianameden
Yurdakul hakkında iddianamede yer alan değerlendirmede, zanlının darbe teşebbüsünün yaşandığı gece saat 00.56'da ASLAN-41 numara kodunu kullanan F-16 uçağından pilot İlhami Aygül ile Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasına 2 GBU-10 bombası attığı, Ankara üzerinde yüksek sesle alçak uçuş gerçekleştirdiği ve bombalama sonucunda 2 kişinin şehit edilmesi, 39 kişinin de yaralanmasına neden olduğu belirtildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski üsteğmen Mustafa Özkan, olay tarihinde önceden planlı yıllık izninde olduğunu, verilen emir üzerine görev yaptığı 143. Filo'ya döndüğünü anlattı.
Dönemin Filo harekat subayı binbaşı Ali Karabulut'un 14 Temmuz'da kendisini arayarak "Jübile uçuşu için filoya gel" dediğini aktaran Özkan, "Filo'da son günlerimdi. İzinden dönünce ilişik kesme işlemlerimi tamamlayacaktım. Emir gelince Gaziantep'te tatilimi yarıda kesip geldim." diye konuştu.
Özkan, olay günü saat 20.40 sıralarında üsteğmen Mehmet Yurdakul'un kendisini araçla evinin önünden alarak birlikte Karabulut'un emrettiği gibi 141. Filo'ya gittiklerini söyledi. Filo'ya gittikten sonra Mustafa Azimetli'nin "Büyük bir Terörle Mücadele Harekatı (TMH) var. Şimdilik senin bir görevin yok" dediğini ileri süren Özkan, daha sonra gazino bölgesine geçip beklediğini iddia etti.
Kursiyer gazinosunda darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, sabaha kadar ailesiyle mesajlaştığını, eşini aradığını, gece boyunca eşi ve ailesiyle iletişim halinde olduğunu ve uçmadığını savunan Özkan, Ankara Emniyet Müdürlüğünü bombaladığına dair kule ve telsiz konuşmalarının kendisine ait olmadığını öne sürdü.
Özkan, sabaha kadar filonun içerisinde gezdiğini, çevrede tam teçhizatlı ve silahlı askerler olduğundan üssü terk edemediğini, daha sonra gazino bölgesine geçip uyuduğunu savundu.
Duruşma sırasında, telsiz kayıtları dinletilen Özkan, kendisine ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarının bilimsel karşılığı olmadığını, ses kayıtlarının dijital ses analizinin yapılmasını, kayıtların montaj olup olmadığının tespit edilmesini talep etti.
"Ben o zaman aralığında uyuyordum"
Özkan, "mahrem imamlar" yapılanması sanığı Ufuk Işık'ın mahrem abiliğini yaptığına dair tespiti de reddetti.
Çapraz sorgusunda bir avukatın, "Sana isnat edilen bombalama eyleminin saat aralığında telefonu kullanmadığın görünüyor ne diyeceksin?" sorusuna Özkan, "Ben o zaman aralığında uyuyordum." şeklinde yanıt verdi. Bunun üzerine avukatın, "Uçuş yaptığınız iddia edilen saatlerde Ankara'nın Altındağ, Yenimahalle ve Çankaya gibi ilçelerinde cep telefonunuz sinyal veriyor. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?" diye sorması üzerine sanık Özkan, "Yanlışlık olduğunu düşünüyorum." karşılığını verdi.
Başka bir avukatın, "Geldiğiniz an itibarıyla bu hain darbe girişimi hangi terör örgütü yapmıştır?" sorusunu ise "İnşallah bu mahkeme sonucunda belli olacak. Ben burada bilirkişi değilim. Ben sanığım, kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum." diye cevapladı.
Duruşmaya 26 Şubat Pazartesi günü sanık eski pilotlar Uğur Uzunoğlu, Yücel Canbolat ve Müslüm Macit'in savunmalarıyla devam edilecek.
İddianameden
İddianameye giren görüntüler ve telsiz konuşmalarına göre, Ankara Emniyet Müdürlüğüne atılan iki bombadan biri "94-0095" kuyruk numaralı uçaktan "ASLAN 4 İki Numara" kodunu kullanan Mustafa Özkan tarafından atıldı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 473 sanık (ilk 486) Akıncı Hava Üssü Darbe Yap.' davası
(24 Şubat 2018, 20:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: