Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin, 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
02.12.2017 17:14 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin, 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.
27.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.
Tutuksuz sanık eski üsteğmen Hüseyin B, olay günü mesai sonrasında ikametine geçtiğini, Boğaz Köprüsünün askerler tarafından kapatıldığını gördüğünü, saat 23.00 sıralarında okulun WhatsApp grubuna albay Hasan Koçer'in birliğe gelinmesi yönünde attığı mesajın ardından okula gittiğini savundu.
Hüseyin B, okula geldikten sonra dekanlık binasında bulunan kafeterya bölümüne geçtiklerini, bütün personelin orada olduğunu gördüğünü, ardından odasına giderek internetten ne olduğunu anlamaya çalıştığını iddia etti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bölüm başkanı albay Hasan Koçer tarafından birlik emniyeti için Anafartalar Taburuna silah almaya gideceklerinin söylendiğini öne süren Hüseyin B, 'Kara Harp Okuluna gelebilecek darbecilere karşı silah aldığımızı düşündüm. Orada mühimmatsız bir tüfek, boş şarjör ve hücum yeleği verildi. Bir süre bekledikten sonra sabah saatlerinde albay Koçer 'Silahları aldığınız yere teslim edip evlerinize sivil bir şekilde dönebilirsiniz' dedi. Ben de evime geçtim.' ifadelerini kullandı.
Hüseyin B. hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile ilişkisi olmadığını, darbe teşebbüsüyle bir alakasının bulunmadığını söyleyerek beraatini istedi.
Tutuksuz eski sanık üsteğmen Ahmet Ö. de olay tarihinde üsteğmen olarak görev yaptığını, evinde oturduğu sırada uçak sesleri ile uyandığını, ne olduğunu anlamak için telefonuna baktığında WhatsApp üzerinden, 'tüm dekanlık personelinin en hızlı vasıtayla Kara Harp Okulu'na gelmesi' mesajını görmesi üzerine Kara Harp Okulu'na gittiğini anlattı.
Ahmet Ö, rutin kimlik kontrolünün ardından dekanlık binasına girdiğini, sabaha karşı Anafartalar Taburunda bir üsteğmen tarafından dekanlık personeline kışla güvenliği amacıyla mühimmatsız HK33 piyade tüfeği ve hücum yeleği dağıtıldığını, kendisinin de bunları alarak odasında beklediğini iddia etti.
Sabah saatlerinde kışla emniyetiyle ilgili herhangi bir problem kalmadığının söylenmesi üzerine dağıtılan tüfek ve hücum yeleğini teslim ederek kışladan ayrıldığını öne süren Ahmet Ö, darbe girişimiyle ilgisi olmadığını, emir komuta zinciri içerisinde davrandığını savundu.
Tutuksuz sanık eski üsteğmen Hüseyin Y. de darbe girişimi günü rutin mesaisine devam ettiğini, öğrenci alımlarıyla ilgili görevinin sona ermesinin ardından evine gittiğini belirtti.
Hüseyin Y. cep telefonuna iletilen 'mesaiye gelinmesi' yönündeki mesajın ardından Kara Harp Okulu'na gittiğini söyledi.
Okula girdikten sonra dekanlık binasında bulunan kafeteryada televizyondan Başbakanın yaşananların bir kalkışma olduğu, yapanların cezalandırılacağı yönündeki konuşmasını duyduğunu belirten Hüseyin Y, 'Bir müddet bekledikten sonra odada beklememiz emredildi. Bunun üzerine odama gittim. Arkadaşlarımla birlikte olan biteni internetten takip ettim.' dedi.
Hüseyin Y, saat 02.30 sıralarında silah almaya gidildiğini öğrenmesi üzerine kalabalığı takip ederek silah almak amacıyla Anafartalar Taburuna gittiğini, bu anda bir patlama sesi duyduğunu anlattı.
Kurşunların hedefi olmamak için kendini yere attığını aktaran Hüseyin Y, bu sırada albay Memet Erkenekli'nin yaralandığını gördüğünü, arkadaşlarının Anafartalar Taburu iç bahçesinde beklediğini öğrenince yanlarına gittiğini ve orada da silah dağıtıldığını öne sürdü.
Hüseyin Y. kimseye karşı silah kullanmadığını, FETÖ ile herhangi bir irtibatı olmadığını belirterek beratını talep etti.
Duruşmaya öğle arası verildi.
28.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.
Tutuksuz sanık Ahmet O, olay tarihinde mesai bitiminde ikametine gittiğini, saat 23.00 sıralarında WhatsApp üzerinden herkesin acil olarak mesaiye gelmesi gerektiği yönünde mesaj gelmesi üzerine okula gittiğini anlattı.
Ahmet O, 4 No'lu nizamiyeden okula girdiğini, kafeteryada toplandıkları sırada patlama olduğunu ve ardından herkesin odasında beklemesinin emredildiğini iddia etti.
Emir komuta sistemi içerisinde davrandığını ve okulun emniyetini alma amacıyla hareket ettiğini savunan Ahmet O, şunları anlattı:
'Saat 02.00 sularında Anafartalar taburuna gitmemiz emredildi. Orada silah dağıtıldığını öğrendim ancak silah almadan odama geçtim. 04.00 sıralarında herkesin silah alacağının emredilmesi üzerine ben de gittim aldım. Daha sonra odama gittim sabaha kadar bekledim. Bir süre sonra da evime gittim.'
Ahmet O. FETÖ ile herhangi bir bağlantısı olmadığını ileri sürerek beraatini talep etti.
Tutuksuz sanık Şevki K. de olay günü öğrenci alımlarına ilişkin çalışmalarını tamamladıktan sonra evine geçtiğini, saat 23.15 sıralarında albay Orhan Gerdan'ın kendisini aradığını, en seri vasıtayla okula gelmesi emrini verdiğini anlattı.
Şevki K, saat 23.30 sıralarında 4 No'lu nizamiyeye giriş yaptığı sırada, her zamankinden farklı olarak nizamiyede bekleyen Harp Okulu öğrencilerinin kendisini durdurarak kimlik sorduklarını, kimliğini ibraz edip okula giriş yaptığını söyledi.
Dekanlık binasına girdikten sonra herkesin kamuflajlı olduğunu görmesi üzerine üniformasını giyerek kafeteryaya gittiğini belirten Şevki K, daha sonra albay Orhan Gerdan'ın yanına gittiğini, Gerdan'ın ailesinin durumundan endişe eden varsa okuldan ayrılabileceğini söylemesi üzerine üniformasını çıkararak sivil kıyafetlerini giyip evine gittiğini öne sürdü.
Evine gittikten sonra olayları televizyondan takip etmeye başladığını ve darbe girişiminin hiçbir aşamasına katılmadığını öne süren Şevki K, okula gelmesi gerektiği yönündeki emir üzerine okula gittiğini, suç teşkil eden herhangi bir emir almadığını, terör örgütüyle bir bağlantısının olmadığını beyan etti.
Tutuksuz sanık Sıddık G. de olay günü ikametine gelince yorgun olması nedeniyle uyuduğunu, saat 23.15 sıralarında görev yerinden aranıldığını ve albay Önder Haluk Tekbaş'ın emri ile alarm olduğunun ve acil okula gelmesi gerektiğinin söylendiğini iddia etti.
Sıddık G, saat 23.30 sıralarında okula ulaştığını, 1 No'lu nizamiyeden yasak olduğu gerekçesiyle aracıyla giriş yapamadığını, aracını park ettikten sonra aynı nizamiyeden yaya olarak girip dekanlık binasına gittiğini ileri sürdü.
Gecenin ilerleyen saatlerinde dekanlık personeliyle birlikte Anafartalar taburu silahlığına gittiklerini, tanımadığı bir rütbelinin silah dağıttığını, isimleri kayıt altına alınarak silah verildiğini iddia eden Sıddık G, 'Saat 04.30'a kadar Anafartalar tabur bölgesi iç bahçesinde oturduk. Saat 05.00 sıralarında odama geçtim. Sabah saatlerinde silahları teslim edebileceğimizin söylenmesi üzerine silahımı verip okuldan çıktım.' ifadelerini kullandı.
Sıddık G, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını, darbe girişimine katkı sağlayacak herhangi bir eylemde yer almadığını savunarak beraatini talep etti.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan tutuksuz sanık Selçuk B. olay tarihinde uzman çavuş olarak görev yaptığını, darbe girişiminin yaşandığı gün Kara Harp Okulu 4 No'lu nizamiyede nöbetçi olduğunu anlattı.
Selçuk B, akşam saatlerinde bomba ve uçak seslerini duyunca harekat merkezini aradığını ancak cevap alamadığını, saat 21.30 sonrasında resmi üniformalı ve kamuflajlı kişilerle birlikte 10-15 civarında Kara Harp Okulu kursiyerinin nizamiyeye geldiğini iddia etti.
Rütbeli personel ile yanlarında gelen şahısların sabaha kadar nöbet tuttuklarını, kendisini ve yanında bulunan iki askeri dışladıklarını öne süren Selçuk B, 'Sorularıma cevap vermiyorlardı. Neden geldiklerini sorduğumda başlarındaki komutan 'Benimle muhatap olma, bana soru sorma, git başımdan, ben de ne olduğunu tam olarak bilmiyorum.' dedi. Hareket Merkezini ve ani müdahale mangasını aradım ancak kimseye ulaşamadım.' dedi.
Selçuk B, bu şartlar altında sabaha kadar nizamiyede bulunduğunu, araç giriş ve çıkışının olmadığını, saat 09.00 sıralarında da nöbetini bitirip evine gittiğini ileri sürdü.
Çapraz sorgu sırasında avukat Abdi Yaşar'ın 'Senin için hayatında en önemli üç şey nedir?' sorusuna sanık Selçuk B. 'Birincisi vatanım, milletim ve bayrağım, ikincisi anne-babam, üçüncüsü ise nişanlımdı. Ancak nişanlım benim vatan haini darbeci olduğumu düşünerek benden ayrıldı.' cevabını verdi.
Bunun üzerine avukat Yaşar,' Peki şu an senin bu davada yargılandığın terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen karşında olsa tavrın ne olurdu?' sorusuna ise Selçuk B. 'Sonu ne olursa olsun hiç tereddüt etmez Feto'nun kafasına sıkardım.' karşılığını verdi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
30.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 sanığın yargılandığı davanın bugünkü celsesi tamamlandı.
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın öğleden önceki kısmında 3 tutuksuz sanığın savunması alındı. Sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından ara karar açıklanmak üzere duruşmaya 1 buçuk saatlik ara verildi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Serkan Gümüş, Çetin Kaya, Gökhan Orcan, Taner Soner, Sezgin Erdem, Suat Kurt, Gökhan Duran, İbrahim Süheyp Erdem, Aytekin Yıldızhan, Cüneyt Sevim, Cihan Yıldız ve Murat Yusuf Taze'nin tahliyelerine karar verdi. Heyet, savunması alınan tüm tutuksuz sanıklar hakkındaki imza yükümlülüklerinin kaldırılmasına, yurt dışı yasağının ise devam etmesine hükmetti.
Dava, 1 Mart 2018'e ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Temmuz (2017) 'Ankara 239 sanık Darbe Yap./Kara Harp Okulu' davası
(02 Aralık 2017, 17:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: