Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin açılan 150 sanıklı davaya devam edildi.
02.12.2017 16:53 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin açılan 150 sanıklı davaya devam edildi.
27.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşma, sanık eski astsubay Yunus Emre Çevik'in savunmasıyla başladı.
Çevik, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı evinde bulunduğu sırada, ev arkadaşı Mehmet Burak Demir'in telefonla görüştüğü kişinin kamuflajlarını giyip karargaha gelmesini emrettiğini söylediğini aktardı.
Bunun üzerine kendisinin de bu şekilde çağırabileceğini düşünerek kamuflajlarını giyip karargaha gitmeye karar verdiğini belirten Çevik, saat 22.30'da 2 no'lu nizamiyeden giriş yaptığını ifade etti.
Darbe girişiminde yer almadığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini ve kimseye ateş etmediğini savunan Çevik, sabah saatlerine kadar bu şekilde karargahta kaldığını öne sürdü.
'Ortalık karışık, hemen buraya gel'
Sanık Seyhan Cömez de kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini, mahkeme huzurunda vereceği savunmasının esas alınmasını istedi.
Olay tarihinde KKK Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'ın emir astsubayı olarak görev yaptığını anlatan Cömez, evinde bulunduğu sırada nöbetçi Ramazan Atsan'ın kendisini arayarak, tedirgin bir ses tonuyla 'ortalık karışık, hemen buraya gel' dediğini aktardı.
Terör saldırısı olma ihtimaline karşı karargaha gitmek için evinden çıktığını, bu sırada Genelkurmay Başkanlığı karargahının önüne geldiğinde ambulansları gördüğünü ifade eden Cömez, saat 23.00'te KKK 7 No'lu nizamiyeden giriş yaptığını söyledi.
Burada karşılaştığı Atsan'ın, Orgeneral Uyar'ın Genelkurmay'da derdest edildiğini, eğitim elbiselerini hemen giymesini istediğini anlatan Cömez, bir zaman sonra uçak ve patlama seslerinin geldiğini aktardı.
Bu sırada Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe girişime ilişkin açıklamalarını izlediğini belirten Cömez, daha sonra sanık eski tuğgeneral Erhan Caha'yı tek başına televizyon izlerken gördüğünü ifade etti.
Caha'nın, 'Çocuklar karargahtan ayrılmayın etraf sakıntılı' dediğini öne süren Cömez, bunun üzerine sabah saatlerine kadar karargahta kaldığını anlattı.
Sanık eski astsubay Resul Savaş ise Şube Müdürü Albay Erkan Erol'un kendilerine akşam mesai olacağını, herkesin eğitim kıyafetleriyle gelmesini istediğini aktardı.
Saat 22.00 sıralarında 2 No'lu nizamiyede daha önce görmediği bir binbaşının kendisinin de aralarında bulunduğu askerlere 7 No'lu nizamiyeye gidilmesi emrini verdiğini bildiren Savaş, buradaki askerlerin tatbikat olacağını söylediklerini iddia etti.
Daha sonra yine tanımadığı bir albayın otoparka gidip beklemesini emrettiğini anlatan Savaş, 'Bunun üzerine otoparka gittim, orada beklemeye başladım, saat 23.00 sıralarında F-16 savaş uçaklarının alçaktan uçtuğunu gördüm. Suriye'ye girileceğini düşünmeye başladım.' savunmasını yaptı.
İlerleyen saatlerde Genelkurmay Başkanlığı bölgesinden insan ve silah seslerinin gelmeye başladığını aktaran Savaş, darbe girişiminden haberdar olduktan sonra birlikten ayrılmak istediğini ancak buna izin verilmediğini ileri sürdü.
Darbe girişimi kapsamından herhangi bir emri yerine getirmediğini iddia eden Savaş, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü sanık eski binbaşı Halil Ekiztaş'ın savunmasıyla başladı.
Olay tarihinde KKK Lojistik Şube Müdürlüğünde plan subayı olarak görev yaptığını ifade eden Ekiztaş, karargahtaki odasında bulunduğu sırada, bir kişinin koridorda 'herkesin kamuflajlarını giyip aşağı inmesi gerektiğini' söylediğini duyduğunu iddia etti.
Bunun üzerine eğitim elbiselerini giyip 7 Nolu Nizamiyeye gittiğini, daha sonra bir grup personelin kantin bölgesinde toplandıklarını gördüğünü anlatan Ekiztaş, kışlaya yapılacak bir terör saldırısına karşı önlem alınacağının konuşulduğunu öne sürdü.
Albay Erkan Erol'un da saldırıya karşı herkesin görev almasını istediğini savunan Ekiztaş, albay Hasan Yılmaz'ın da benzer bir açıklama yaptığını, daha sonra garajlar bölgesine gittiğini kaydetti.
Bu gelişmeleri ilk başta tatbikat olarak değerlendirdiğini ileri süren Ekiztaş, bir zaman sonra karargaha araç giriş ve çıkışlarının yasaklandığını ifade etti.
Araç sevk bürosundaki televizyondan İstanbul'daki köprülerin askerler tarafından kapatıldığına ilişkin haberleri izlediğini belirten Ekiztaş, gerçekten bir terör saldırısı olabileceğini, buna ilişkin devre arkadaşlarıyla telefonda görüştüğünü söyledi.
Bu sırada uçak ve helikopter seslerinin gelmeye başladığını anlatan Ekiztaş, ulaştırma sorumlusu Üsteğmen Süleyman Kaya'nın tecrübesiz olması nedeniyle ona neler yapması gerektiği konusunda telkinde bulunduğunu iddia etti.
Gece yarası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasıyla darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia eden Ekiztaş, bu saate kadar kışladaki eylemlerin güvenlik önlemi almaya yönelik olduğunu savundu.
Çapraz sorgu sırasında, bir avukatın silah kılıfının açık olup olmadığına ilişki sorusuna Ekiztaş, kılıfı bir hafta önce aldığını ancak silahına uygun olmadığı için kılıf mandalının açık kaldığını öne sürdü.
'Vatandaşların terörü protesto ettiklerini düşündüm'
Sanık eski binbaşı Şahin Yüce de hazırlık aşamasında emniyet ve savcılıkta verdiği ifadeleri kabul etmediğini, mahkeme huzurundaki savunmasının esas alınmasını istedi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da albay Hasan Yılmaz'ın terör saldırısına karşı karargahta kalmalarını istediğini iddia eden Yüce, bu görüşmeden bir süre sonra çatışma sesleri geldiğini kaydetti.
Polis ve sivil araçların İnönü Caddesi'nden Genelkurmay Başkanlığı karargahına ilerlediklerini gördüğünü anlatan Yüce, bunun terör saldırısını protesto etmek için yapıldığını düşündüğünü iddia etti.
Daha sonra telefonla görüştüğü Binbaşı Turgut Akgül'ün TSK'nin içindeki küçük bir grubun kalkışma faaliyeti içinde oldukları bilgisini verdiğini ifade eden Yüce, arkadaşıyla bir değerlendirme yaparak yasadışı emirleri yerine getirmeyeceklerine dair karar aldıklarını savundu.
Güvenlik maksadıyla yazlık bahçede uzun süre kaldığını, daha sonra Hasan Yılmaz'a gelişmeler hakkında bilgisinin olup olmadığını sorduğunu belirten Yüce, sabah saatlerinde evine gittiğini kaydetti.
Darbe girişiminden bir hafta sonra gözaltına alındığını ifade eden Yüce, çıkarıldığı mahkemece tutuklandığını söyledi.
Konusu suç teşkil eden bir emri yerine getirmediğini, darbe girişimine katkı sağlayacak herhangi bir eylemde bulunmadığını iddia eden Yüce, tahliye talebinde bulundu.
Sanık eski astsubay Selim Özden'in de savunmasını alan mahkeme, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.
28.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Davanın öğleden sonraki bölümü, duruşmaların kayıt altına alındığı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'nin (SEGBİS) arızalanması nedeniyle yapılamadı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşma, sanık eski kurmay Binbaşı Mesut Turan'ın savunmasıyla başladı.
Olay tarihinde KKK İstihbarat Başkanlığında işlem subayı olarak görev yaptığını, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını iddia eden Turan, karargahtaki odasında çalıştığı sırada koridordan tatbikat yapılacağı, herkesin eğitim elbiselerini giyip toplanma alanına gelmesi için duyuru yapıldığını savundu.
Bu talimatı kimin verdiği konusunda bilgisinin bulunmadığını iddia eden Turan, eğitim elbiselerini giyerek 2 Nolu nizamiyeye gittiğini ifade etti.
Burada toplananların aralarında, 'tatbikat olacak' diye konuştuklarını duyduğunu öne süren Turan, bunun üzerine daha fazla bilgi almak için kışla dışındaki aracında bıraktığı telefonunu almaya gittiğini söyledi.
Cep telefonunun şarjının bittiğini fark edince yeniden karargaha döndüğünü belirten Turan, sabah saatlerine kadar darbe girişimine katkı sağlayacak hiçbir eylemin içinde olmadığını savundu.
SEGBİS arızalandı
Turan'ın savunma yaptığı sırada duruşma salonunun elektriği kesildi. Elektriğin gelmesinin ardından sanık Turan savunmasına kaldığı yerden devam ederken bu sefer de duruşmaların kayıt altına alındığı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) arızalandı.
Sistemin yeniden aktive edilmesi için teknik personelin uzun süren çalışmaları sonuç vermeyince mahkeme heyeti, duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verdi.
30.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümü eski astsubay Metin Çetin'in savunmasıyla başladı.
Çetin, 15 Temmuz günü rutin mesaisini tamamladığını, evinde istirahat ettiği sırada akşam binbaşı Yılmaz Akış'ın aradığını, silahlı ve eğitim elbiseli olarak mesaiye gelmesini söylediğini ve ardından özel aracıyla karargaha gittiğini iddia etti.
Karargaha giriş yaptıktan sonra 7 No'lu kapıya gittiğini, orada bulunan binbaşı Mehmet Karslı'nın 'Sende iki tane tabanca var, birini bana ver.' dediğini ileri süren Çetin, 'Ben de normalde bir adet tabanca vardı, görüntülerde diğer tabanca gibi görünen aslında kılıftı. Rütbeli komutan istediği için ben de tabancamı kendisine verdim.' ifadelerini kullandı.
Çetin, yüzbaşı Mustafa Tezcan ile birlikte Kara Kuvvetleri Komutanlığının Eskişehir yoluna bakan nöbet kulübesine takviye için görevlendirildiklerini, nöbet kulübesinde saat 03.30 sıralarında telefonundan Boğaziçi Köprüsü'nün kapatıldığı haberlerini gördüğünü öne sürdü.
Haberleri okuduktan sonra darbecilere karşı karargahın güvenliğini aldıklarını düşündüğünü ileri süren Çetin, şunları anlattı:
'Nöbet bölgesinde olduğumuz süre içerisinde üzerimizden geçen helikopterlerin Genelkurmay tarafına alçaldığını gördüm. Saat 06.30 sıralarına kadar burada bekledik. Tam bu esnada bir adet savaş uçağının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne bomba bıraktığını canlı olarak gördüm. Karargahda kalkışma ile ilgili herhangi bir hareketlilik yoktu. Mustafa Tezcan ile birlikte sabah saatlerinde karargah binasına giderek televizyondan kalkışma ile ilgili haberleri izledik. Daha sonra 2 Nolu nizamiyeden çıkarak kışladan ayrıldım.'
FETÖ ile bir bağlantısı olmadığını ve amirlerinin emirleri dışında hiç kimseden talimat almadığını savunan Çetin, tahliyesini talep etti.
Sanık eski astsubay Mevlüt Özyurt da mesaiden sonra evine gittiğini, akşam saatlerinde Başbakanın açıklamalarından sonra karargaha gitmeye karar verdiğini anlattı.
Özyurt, saat 03.00 sularında şahsi aracıyla sivil kıyafetli olarak karargaha girdiğini, içerde yüzbaşı Hüseyin Rahmi Bali'yi gördüğünü, neler olduğunu sorduğunda Bali'nin bir kalkışma olduğunu ve kalkışmacılara karşı kışlanın emniyetini aldıklarını söylediğini ileri sürdü.
Nizamiyede karşılaştığı bir albayın eğitim elbisesi giymesini emrettiğini söyleyen Özyurt, 'Kamuflajlarımı giyerek sivil elbiselerimi aracıma bıraktım. Sabaha kadar araç park yerinde bulundum. Saat 09.00 gibi karargahtan ayrılarak evime döndüm.' ifadelerini kullandı.
Darbe girişiminin ardından 20 gün mesaiye devam ettiğini beyan eden Özyurt, karargaha gittiği saatte darbenin bastırılmış olduğunu savundu.
Sanık eski astsubay Mustafa Kundakçı'nın da savunmasını alan mahkeme, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.
01.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra taraf avukatları katıldı.
Daha sonra söz verilen Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve TBMM avukatları, davaya katılma talebinde bulundu.
Duruşma savcısı da verdiği mütalaada katılma talebi bulunan avukatların talebinin kabulünü, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını istedi.
Sanık avukatlarının ve bazı sanıkların taleplere karşı beyanda bulunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, TBMM, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığının suçtan zarar görmeleri ihtimaline binaen davaya 'katılan' sıfatıyla kabulüne karar verdi.
Mahkeme sanıklardan Fehmi Atuk, Altuğ Kayışoğlu, Ayhan Kaykaç, Ahmet Erdoğan, Ali Gürcan, Volkan Önal, Murat Kül, Mevlüt Özyurt, Mustafa Kundakçı ve Bahri Bayrak'ın da tahliyesine hükmetti.
Duruşma 19 Mart 2018'e ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Nisan (2017) 'Ankara 150 sanık Darbe Yap./Kara Kuvvetleri Yapılanması' davası
(02 Aralık 2017, 16:53)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: