Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"nde ismi bulunan ve örgütün askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları iddiasıyla haklarında dava açılan 136 kişinin yargılanmasına başlandı. Davanın soruşturma aşamasında itiraflarda bulunarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ancak mahkemede itiraflarını reddeden sanık Aydın Keleş'in tutuklanmasına karar verildi.
07.10.2017 14:42 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"nde ismi bulunan ve örgütün askeri yargıdaki yapılanmasını oluşturdukları iddiasıyla haklarında dava açılan 136 kişinin yargılanmasına başlandı.
04.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülmeye başlanan davanın ilk celsesinde, sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, bin 606 sayfalık iddianamenin özetini yaklaşık 3,5 saatte okudu.
Sanıkların üzerine atılı suçlamaları hatırlatan Sarıdoğan, duruşmanın öğleden sonra sanık savunmalarıyla devam edeceğini belirterek ara verdi.
AHMET ARIK
Öğleden sonra devam eden duruşmada savunma yapan sanık Ahmet Arık, olay tarihinde teğmen rütbesinde stajyer askeri hakim olarak görev yaptığını söyledi.
Hakkındaki suçlamaların somut delillere dayandırılamadığını iddia eden Arık, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında evinde bulunduğunu, hiçbir illegal faaliyette yer almadığını savundu.
Sözde sıkıyönetim listesinde isminin yer aldığını darbe girişiminden beş gün sonra bir gazetedeki haberden öğrendiğini iddia eden Arık, söz konusu listeye göre sözde İzmir sıkıyönetim savcılığına atandığını ancak bu şehre gitmeye yönelik hiçbir girişimde bulunmadığını ifade etti.
İradesi dışında isminin yazıldığı bir liste nedeniyle suçlandığını öne süren Arık, listede adları olmasına rağmen yaklaşık 60 askeri hakimin görevine devam ettiğini, bu durumun, listeye itibar edilmediğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Hakimlik sınavına giriş sorularının önceden alındığına ilişkin iddianamede yer alan tespite işaret eden Arık, şöyle devam etti:
"Bilirkişiler, adayların büyük bir çoğunluğunun soruları önceden aldıklarını iddia ediyor ama bunların kim olduğunu belirtmiyor. Üniversiteye giriş sınavında Türkiye genelinde 29. oldum ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleştim. Dört yıl boyunca tek ders bırakmadan fakülteyi bitirdim, daha sonra yüksek lisans yaptım. Girdiğim bütün sınavlarda, Türkiye'de yüzde 1'lik dilimin dışında hiç kalmadım. Geçmişten bugüne girdiğim sınavlara bakılabilir. İddia edildiği gibi soruları önceden almadım."
Örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığına ilişkin tespiti de kabul etmeyen Arık, söz konusu programı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra duyduğunu öne sürdü.
AHMET BİLMİŞ
"Erdoğan'ın çağrısı üzerine sokağa çıktım"
Sanık eski Hakim Teğmen Ahmet Bilmiş de savunmasına, lise eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduğunu, FETÖ'ye bağlı okul, yurt ve iş yerleriyle ilişkisinin bulunmadığını iddia ederek başladı. Üniversiteyi dereceyle bitirdikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığına askeri hakim olarak atandığını, 15 Temmuz'da Eskişehir'de kız arkadaşıyla bir kafede bulunduğu sırada darbe girişiminden haberdar olduğunu öne süren Bilmiş, bunu kanıtlayacak birçok delilinin bulunduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimine karşı halkı sokağa davet etmesi üzerine bu çağrıya uyarak fiili olarak darbe girişimine karşı tutum sergilediğini savunan Bilmiş, hakkında gözaltı kararı verildiğini öğrendikten sonra ifade vermek için Ankara Emniyet Müdürlüğüne gittiğini anlattı.
Burada yapılan incelemede hakkında böyle bir kararın verilmediğini öğrendikten sonra mesaisine devam ettiğini söyleyen Bilmiş, bu gelişmeden bir hafta sonra internetten yayınlanan sözde sıkıyönetim hakim ve savcılar listesinde isminin yer aldığını gördüğünü aktardı.
Böyle bir listede isminin geçmesinden dolayı utanç duyduğunu, bu çalışmayı hazırlayanlardan şikayetçi olduğunu belirten Bilmiş, "Bu sözde görev listesine yönelik hazırlanan bilirkişi raporunda, listenin kimin tarafından hazırladığı tespiti yok. İddianamede de buna ilişkin bir bilgi yok. Kimin hazırladığı belli olmayan, iradem dışında ismimin yazıldığı bu listeden dolayı yargılanıyorum." dedi.
Aynı listede ismi yer alan 58 hakim ve savcı hakkında soruşturma açılmaya gerek duyulmadığına ilişkin savcılık kararı bulunduğunu dile getiren Bilmiş, söz konusu kişilerle aynı konumda olmasına rağmen tutuklu yargılandığını ifade etti.
Hakkında tanık beyanı bulunmadığını, örgütün haberleşme programını kullanmadığını söyleyen Bilmiş, tahliyesini istedi.
ABDULLAH SAİT YÜCEHALİL
Sanık eski Hakim Teğmen Abdullah Sait Yücehalil de 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ'yü lanetlendiğini belirterek, örgüt üyesi olmadığını ifade etti.
Kastamonu'da izinde bulunduğu sırada darbe girişimini öğrendiğini savunan Yücehalil, "İsmimin yer aldığı sözde sıkıyönetim listesinden haberim olsaydı, Kastamonu yerine, sözde atandığım Adana'da olurdum. Bu durum darbeden ve sözde listeden habersiz olduğumun kanıtıdır." dedi.
AHMET AKDOĞAN
Sözde listede Gaziantep Sıkıyönetim Askeri Mahkemesine Askeri Hakim olarak atanan sanık Ahmet Akdoğan da darbe girişimi sırasında abisinin kendisini arayıp, İstanbul'daki köprülerin askerler tarafından kapatıldığı bilgisini verdiğini, bunun üzerine darbe girişiminde haberdar olduğunu söyledi.
Darbe girişimine katkı sağlayacak herhangi bir eylemin içinde olmadığını öne süren Akdoğan, isminin iradesi dışında sözde atama listesine yazıldığını, bilgisi dışında gelişen bu durumdan sorumlu tutulamayacağını iddia etti.
Akdoğan, "Atama listesine yönelik soruları, benim ismimi oraya yazan hainlere sormak lazım. Listenin, mesleğe yeni başlayan, genç ve tecrübesizlerden oluştuğu görülüyor. Darbenin başarılı olması halinde darbecilerin istediklerini yaptırabilmek için böyle bir tercih yapıldığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Askeri hakimlik giriş sınav sorularını önceden temin ettiği iddialarına da değinen Akdoğan, bu konuyla ilgili bilirkişi raporunun gerçekleri yansıtmayan bir anlayışla hazırlandığını, sınavı hakkıyla kazandığını söyledi.
Akdoğan, ByLock kullanmadığını iddia ederek, tahliyesini istedi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
05.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmada sanık Alper Özdemir, tutuklu bulunduğu Erzincan'daki cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla savunma yaptı.
ALPER ÖZDEMİR
Darbecilerden ele geçirilen sıkıyönetim listesinde sözde Erzincan Sıkıyönetim Askeri Savcılığında görevlendirildiği belirtilen eski Hakim Üsteğmen Özdemir, 15 Temmuz'da mesaisinin ardından evine gittiğini, televizyon izlediği sırada yaşanan askeri hareketlilikten haberdar olduğunu söyledi. İlerleyen saatlerde uyuduğunu, sabah kalktığında da evine gelen polislerce gözaltına alındığını savunan Özdemir, darbecilerle ortak hareket etmediğini öne sürdü.
Sıkıyönetim listelerinde adının kendi bilgisi dışında yer aldığını iddia eden Özdemir, "Ben darbe girişiminden sonra Erzincan'a sıkıyönetim komutanları olarak atanacakları belirtilen kişileri tanımam. Bu iki şahsın adını Erzincan'da ifade verdiğim sırada duydum. Bana sıkıyönetim emriyle ilgili bir görev tebliğ edilmemiştir. Bu yönde bir görev tebliği yapılsa da zaten kabul etmezdim." şeklinde savunma yaptı.
Söz konusu listede görevlendirilmesine rağmen hakkında takipsizlik kararı verilenler de olduğunu belirten sanık Özdemir, FETÖ üyesi olmadığını, askeri hakimlik ve savcılık sınavını kendi çalışması sonucu kazandığını dile getirerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
AYDIN KELEŞ
- Mahkeme başkanından sanığa tepki
Sanık Özdemir'in savunmasının ardından, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için itiraflarda bulunan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan tutuksuz sanık Aydın Keleş'e söz verildi.
Keleş, soruşturma aşamasında alınan ve iddianameye de yansıyan beyanlarının doğruyu yansıtmadığını öne sürerek, emniyette baskı altında ifadesinin alındığını iddia etti. FETÖ'nün darbe girişiminden kısa süre önce evlendiğini ve memleketinde izinde olduğunu savunan Keleş, darbe girişiminden habersiz olduğunu ve sıkıyönetim listelerinde kendisine görev verilmesinden haberdar olmadığını dile getirdi.
Sanık Keleş'in, savunmasını uzatması üzerine Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, "Savcılıkta da mı polisler sana baskı yaptı? Savcılıkta da aynı ifadeleri vermişsin." diye konuştu. Keleş'in iddiasını sürdürmesi üzerine Sarıdoğan, "Sulh Ceza Hakimliğine de çıkarılmışsın, hakkında adli kontrol işlemi yapılmış. Peki burada niye söylemedin kendine baskı yapıldığını?" tepki gösterdi.
Sanık Keleş, beyanları ve fotoğraf teşhislerinin doğruyu yansıtmadığını, FETÖ üyesi olmadığını iddia ederek, beraat talebinde bulundu.
AYDIN BAŞARANOĞLU, ALİ RIZA BAYANA
Duruşmada darbeciler tarafından oluşturulması planlanan Ankara 1 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görevlendirildiği belirtilen sanık eski Hakim Teğmen Aydın Başaranoğlu ve sözde Erzurum Sıkıyönetim Mahkemesi'nde savcı olarak görevlendirme yapılan Ali Rıza Bayana da haklarındaki suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi.
- Tutuksuz sanığa tutuklama kararı
Savunmaların ardından duruşma savcısından mütalaası soruldu.
Cumhuriyet savcısı, sanık Aydın Keleş'in soruşturma aşamasında itiraflarda bulunarak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığını ancak mahkemede itiraflarını reddettiğini belirterek, tutuklanmasına, sanık Ahmet Bilmiş'in de tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Taleplerin ardından mahkeme heyetinin kararını açıklayan Başkan Sarıdoğan, soruşturma aşamasındaki itiraflarını reddeden sanık Keleş'in mevcut delil durumu ve atılı suçun niteliği gereği tutuklanmasına, sanık Bilmiş'in ise uzun tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildiğini açıkladı.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
06.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 16. Ağırceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
RAMAZAN AYDIN
Duruşmada savunma yapan eski askeri hakim Ramazan Aydın, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da Merkez Orduevi'nde bulunduğunu, bunun da kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu söyledi. Sözde sıkıyönetim listesinde isminin yer aldığını darbe girişiminden sonra öğrendiğini iddia eden Aydın, iradesi dışında isminin yazıldığı bir liste nedeniyle suçlandığını öne sürdü.
Listede adları olmasına rağmen çok sayıda askeri hakimin görevine devam ettiğini öne süren Aydın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının söz konusu listenin soruşturma konusu olamayacağına ilişkin tespitinin bulunduğunu belirtti. Aydın, "Buna rağmen tutuklu yargılanmaya devam ediyoruz. İsmi listede olmasına rağmen hakkında işlem yapılamayanlara gösterilen bu tutum, bizden neden esirgeniyor anlamış değilim. Bu dava sonucunda suçsuz olduğumuz anlaşılacaktır." dedi. Askeri hakimlik giriş sınav sorularını önceden temin ettiği iddialarına da değinen Aydın, sınava ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunun gerçekleri yansıtmayan bir anlayışla hazırlandığını ve sınavı hakkıyla kazandığını savundu.
FATİH PEKER
"Listeye itibar etmedim"
Fatih Peker de olay tarihinde Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılık bünyesinde yardımcı savcı olarak görev yaptığını, FETÖ ile hayatının hiçbir evresinde ilişkisinin bulunmadığını iddia etti. Devlet okullarında öğrenim gördüğünü, örgütün dershanelerine gitmediği ve yurtlarında kalmadığını anlatan Peker, askeri hakimlik giriş sınavı sonucunda yedek listeye kaldığını, daha sonra başvurmayanlardan oluşan boşluk nedeniyle atandığını kaydetti.
Sözde sıkıyönetim emriyle İstanbul 3 No'lu Sıkıyönetim Askeri Savcılığına görevlendirilmesinin yapıldığını darbe girişiminden sonra öğrendiğini savunan Peker, bu göreve hiçbir zaman itibar etmediğini öne sürdü. İsminin listeye neden yazıldığı konusunda bilgisinin bulunmadığını vurgulayan Peker, "Görev yaptığım yerde yardımcı olarak bulunuyordum. Bu listeye yazılanların genel özelliklerine baktığınızda göreve yeni atanan genç ve tecrübesizlerden oluşuyor. Muhtemelen darbe girişiminin başarılı olması halinde cuntacıların, dilediklerini yaptırmak için alt rütbeden isimleri seçmiş olabileceklerini düşünüyorum." diye konuştu.
Hakimliğe giriş sınav sorularını önceden temin ettiği iddiasının temelsiz olduğunu ileri süren Peker, bu konuda hazırlanan bilirkişi raporunda ise birçok eksikliğin bulunduğunu savundu. Söz konusu rapora göre sınavda başarısız olanların da soruları önceden temin ettiklerinin anlaşıldığını kaydeden Peker, raporun bu şekliyle delil sayılmaktan uzak olduğu iddiasını paylaştı. Peker, darbecilerden şikayetçi olduğunu belirterek savunmasını tamamladı.
Duruşmaya, öğle arası verildi.
HASAN KOÇAK
Darbecilerden, ele geçirilen sıkıyönetim listesinde sözde İstanbul sıkıyönetim mahkemesinde görevlendirilen Hasan Koçak, görevlendirmenin bilgisi dahilinde olmadığını, aynı listede adı geçen generallerin tahliye edildiğini ileri sürerek tahliyesini talep etti.
SALİH KÜÇÜK
Sanık Salih Küçük de hakkındaki suçlamaların somut delillere dayandırılamadığını, sadece hakkındaki tanık beyanlarına istinaden 15 aydır tutuklu olduğunu öne sürdü.
Küçük, sözde atama listesinde adları olmasına rağmen birçok askeri hakimin görevine devam ettiğini, bu durumun listeye güvenilmeyeceğinin göstergesi olduğunu söyledi.
UMUT GÖK
Umut Gök de olay tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılık bünyesinde görev yaptığını, sözde Ankara Sıkıyönetim Mahkemesinde görevlendirildiğini medyadan öğrendiğini iddia etti.
Darbe girişimi gecesi evinde ailesiyle olduğunu öne süren Gök, 16 Temmuz sabahı gelen telefon üzerine görev yerine giderek darbe girişimine katılan aralarında amirallerin de olduğu bir kısım askeri personeli gözaltına aldığını ileri sürdü.
TAHA DEMİR
Sanık Taha Demir de darbe girişiminden haberi ve bilgisi olmadığını, sözde sıkıyönetim listesinde yapılan atamaya itibar etmeyerek mevcut görevine devam ettiğini söyledi.
FETÖ ile fikir ve eylem birliği olduğu iddialarını reddeden Demir, şunları söyledi:
"Listede sözde Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinde görevlendirildiğim yazıyor, ben böyle bir listeye riayet etseydim o gece çıkar giderdim. İmzasız, isimsiz bir kağıt parçasında ismim geçiyor diye hayatımız karardı. Kim yazmış, kim yayınlamış onlar cezalandırılsın. Ben devletime, milletime bağlı bir insanım. Benim kaçma şüphem yok, nişan yapılırken gözaltına alındım, kaçacak adam nişan yapmaz. Devlet de bizim hükümet de bizim, gel derse geliriz git derse gideriz. Ben milliyetçi bir aileden geliyorum. Her gün o kadar askerimiz, polisimiz şehit olup toprağa düşüyor, biz hapishaneye düşmüşüz çok önemli değil."
TURAN ÖZEN
- Mahkeme başkanından sanığa uyarı
Turan Özen de sözde atama listesinden haberi olmadığını, iddianamede geçen FETÖ üyeliği iddiasını kabul etmediğini, hayatının hiçbir döneminde illegal faaliyette bulunmadığını savundu.
Listede ismi olup da hala görevlerine devam eden hakim ve savcılar olduğunu öne süren Özen," Söz konusu liste delil olarak kabul edilmez, listeyi hazırlayanlardan şikayetçiyim." diye konuştu.
Özen, gözaltına alındığında sistematik işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ve emniyette baskı altında ifade verdiğini ileri sürerek, şikayetçi olacağını söyledi.
Sanık Özen'in, savunmasında sarf ettiği sözlere Mahkeme Başkanı Sabahattin Sarıdoğan, "Devletin sistematik bir işkence politikası olmaz. Sizi uyarıyorum. O sözünüzü geri alınız. Görevini ihmal eden bir kamu görevlisi varsa o, onun suçudur. Aynı gemideyiz, bu devlet bizim devletimizdir." diye tepki gösterdi.
SERDAR ÖZCAN, SALİH KOCAOĞLU
Sanıklar Serdar Özcan ve Salih Kocaoğlu da delilleri karartma ve kaçma şüphelerinin olmadığını savunarak tahliyelerini talep etti.
Tahliye taleplerini bir sonraki celsede değerlendireceklerini açıklayan Başkan Sarıdoğan, duruşmaya 9 Ekim Pazartesi devam edeceklerini belirtti.
İDDİANAME
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan ve Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbecilerin hazırladığı gizli mesaj formlarına ekli askeri yargı mensuplarına ilişkin sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi" ve listenin sonundaki "Not 1"de adı geçen personelin bir kısmına, darbenin gerçekleşmesi halinde yeni görev verileceği, bir kısmının ise görevlerine devam edeceği kaydediliyor.
Askeri yargıdaki FETÖ yapılanmasında oldukları belirtilen sanıkların, darbe girişiminde bulunan askeri kanat ile arasında fikir ve eylem birliği olduğu kaydedilen iddianamede, Milli Savunma Bakanlığı "müşteki" olarak yer alıyor.
İddianamede, FETÖ'nün, 2009-2014 yılları arasındaki askeri yargı hakim alımları ve mesleğe kabul sınavı sorularını önceden elde edip kullandıklarına dair yeterli delil oluştuğu ifade edilirken, sınav sorularını FETÖ mensuplarına verdiği tespit edilen eski Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) çalışanı Hüseyin Gökhan Aydoğdu da sanıklar arasında bulunuyor.
İddianamede, sanıkların 135'inin "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "terör faaliyeti kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçlarından 45 yıl 6'şar aya kadar mahkumiyetleri talep ediliyor.
Sanık Aydoğdu hakkında iddianamede "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçlaması yer almazken, diğer atılı suçlamalardan 45 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-16 Mayıs (2017) 'Ankara 136 sanık Darbe Yap./Sıkıyönetim Hakim-Savcıları' davası
(07 Ekim 2017, 14:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: