İstanbul'da, 17-25 Aralık operasyonu öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürleri ile düzenli olarak telefonla görüştüğü belirlenen ABD Başkonsolosluğu'nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz tutuklandı. 4 gün önce gözaltına alınan şüphelinin sorgusunda şok bilgiler ortaya açıktı. Casusluk iddiasıyla tutuklanan ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz'un 15 Temmuz şüphelisi rütbeli askerlerle de ilişkisinin tespit edildiği iddia ediliyor.
08.10.2017 19:33 İstanbul'da, 17-25 Aralık operasyonu öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürleri ile düzenli olarak telefonla görüştüğü belirlenen ABD Başkonsolosluğu'nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz tutuklandı.
4 Ekim'deki gelişmeye göre, 17-25 Aralık operasyonu öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürlerinin ABD Başkonsolosluğu’nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz ile düzenli olarak telefonla görüştükleri iddia ediliyor.
Halen firarda olan dönemin başsavcı vekili Zekeriya Öz ve emniyet müdürlerinin 17-25 Aralık operasyonu öncesinde ve sonrası ile ilgili olarak ABD Başkonsolosluğu’ndaki irtibat görevlisine düzenli olarak bilgi aktardıkları değerlendiriliyor.
FETÖ’CÜLER OPERASYON TALİMATINI KİMLERDEN ALDI ?
17-25 Aralık 2013’te gerçekleştirilen operasyonlar sürecinde, FETÖ’nün “operasyon talimatlarını” kim ya da kimlerden aldığına dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
İddialara göre soruşturmanın ilk ayağında, 17-25 Aralık operasyonunu yürüten emniyet müdürleri ile M.A adına kayıtlı telefon üzerinden ABD Başkonsolosluğu’nda irtibat görevlisi olan Metin Topuz’un görüşmeler yaptığı belirlendi. Metin Topuz ile FETÖ’cü polislerin yoğun telefon görüşmelerinin tespiti üzerine 4 gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Metin Topuz hakkında gözaltı ve yakalama kararı verdi.
TUTUKLANDI
Büyük bir gizlilik içinde gözaltına alınan Metin Topuz çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Soruşturma savcısının tutuklanma talebinde ise Metin Topuz’un 17-25 Aralık operasyonunu düzenleyen FETÖ’cü polisler dışında , 15 Temmuz darbe girişiminde aktif olarak rol oynayan askerlerle de ilişkisinin tespit edildiği bilgisi yer aldı.
Tutuklama gerekçesinde yer alan iddialara göre, Metin Topuz’un irtibatta olduğu askerler İstanbul eski İl Jandarma Komutan yardımcısı Yarbay Oktay Akkaya, Jandarma Subay Yüksel Asan ile Batman’da darbeye karşı direnen polisleri sindirmeye çalışan Emniyet Amiri Ali Şerbetçi ve Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yapılan saldırıda etkin rol oynadığı iddia edilen Emniyet Müdürü Zeki Taşkın ile de irtibatlarının olduğu değerlendirmelerine yer verildi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Savcılık sorgusunda kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Metin Topuz, görüştüğü emniyetçi ve askerlerle sadece görevi nedeniyle görüştüğünü, bunun dışında 17-25 Aralık’ta da 15 Temmuz darbe girişiminde de kendisinin bir rolü bulunmadığını söyleyerek suçlamaları reddetti.
ZEKERİYA ÖZ, ABD’LİLERDEN VIP KARŞILAMA İSTEMİŞ
Metin Topuz, savcılık sorgusunda dönemin özel yetkili savcısı Zekeriya Öz ile 2 kez görüştüğünü bunların da tamamen ABD ve Türk polisinin ortak çalıştığı operasyonlara ilişkin olduğunu vurguladı. Metin Topuz , Zekeriya Öz ile son görüşmelerinde yanlarında 2 ABD’li yetkilinin de bulunduğunu, kendisini davet ettiklerini ancak Zekeriya Öz’ün VIP karşılama ve ağırlama isteğinden dolayı bu görüşmenin geri çevrildiğini belirtti.
Savcılık sorgusunda Metin Topuz bazı polis ve askerlere telefon görüşmesini de hatırlayamadı. Bunlarla görüşmesini ise kendisini vize talebi için aramış olabilecekleri yönünde değerlendirmede bulundu.
SAVCILIKTAN ŞOK SUÇLAMALAR
Soruşturma savcısının tutuklama talebinde ise şu ifadeler yer aldı: “ Fetullahçı terör örgütünün taşeron olarak kullanıldığı 17-25 Aralık girişiminde şüpheli Metin Topuz’un girişimin emniyet ve yargı ayağını yürüten şüphelilerle eylemin asıl faili konumundaki dış istihbarat ve ülkeler arasında aracılık görevini yürüttüğü, sözde soruşturma dosyasındaki sahte delil ve ses kayıtlarının yurt dışına çıkartılması konusunda FETÖ mensuplarının dış irtibatı olduğu yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu...”
DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'ye ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un, 17-25 Aralık 2013 girişimini planlayıp icra eden eski emniyet müdürleri, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine katılan kişiler, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olmak suçu nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen 121 kişi ve ByLock kullanan çok sayıda kişiyle yüzlerce irtibatının tespit edildiği ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'ye ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "casusluk" ve "Türkiye hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz hakkındaki suçlamalar ve alınan ifadesi ortaya çıktı.
Savcılıkça şüpehli Topuz hakkında Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilen sevk yazısında, 17/25 Aralık girişimini planlayıp icra eden eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı firari sanık Mutlu Ekizoğlu, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcıları Yasin Topçu ve Kazım Aksoy, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Büro Amiri Mehmet Akif Üner, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amirleri Arif İbiş ve İbrahim Şener, eski İstihbarat Şube Müdürü Serdar Güldalı, eski Narkotik Şube Müdürü Özcan Bulduk, eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Oğuzhan Ceylan, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle ilgili darbe toplantılarına katılan ve darbe girişimi sırasında jandarma personeline silah dağıtarak darbe girişimine katılmalarını sağlayan eski İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nın Anadolu yakasındaki birliklerinden sorumlu komutan yardımcısı Yarbay Oktay Akkaya, darbe girişimi sırasında Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü'nü kuşatarak darbeye katılan kişilere WhatsApp grubundan, "darbeye direnen herkesin vurulması, silah ve teçhizatlarının teslim edilmemesi" talimatını veren eski Emniyet Müdürü Zeki Taşkın ve 17/25 Aralık girişiminin yargı ayağını yöneten eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili firari sanık Zekeriya Öz ile ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un irtibatının tespit edildiği belirtildi.
Sevk yazısında, 1994-2017 yılları arasında 120 kez yurt dışına giriş çıkış kaydı bulunduğu belirtilen şüpheli Metin Topuz'un, başkası adına kayıtlı cep telefon numarasını kullandığı kaydedilerek, Fetullahçı Terör Örgütü'nün taşeron olarak kullanıldığı 17-25 Aralık girişiminde emniyet ve yargı ayağını yürüten şüphelilerle, eylemin asıl faili konumundaki dış istihbarat ve ülkeler arasında "aracılık görevini" yürüttüğü ifade edildi.
Sözde soruşturma dosyasındaki sahte delil ve ses kayıtlarının yurt dışına çıkarılması konusunda örgüt mensuplarının "dış irtibatı" olduğu yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu kaydedilen sevk yazısında, "Şüphelinin iletişimleri kontrol edildiğinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçu nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen 121 kişi ile yoğun irtibatının bulunduğu gibi FETÖ/PDY terör örgütünün ByLock kriptografik iletişim sistemini kullanan çok sayıda kişi ile yüzlerce irtibatının tespit edildiği anlaşılmıştır." denildi.
Topuz'un ifadesi de sevk yazısında
Sevk yazısında Metin Topuz'un savcılığa verdiği ifadeye de yer verildi. Şüphelinin ifadesinde, ismi geçen kişilerle görevi nedeniyle irtibat kurduğunu, 1982 yılında ABD Konsolosluğu bünyesinde göreve başladığını, 1993 yılının Şubat ayında ABD Konsolosluğu Amerikan Federal Narkotik Polis Teşkilatı İstanbul Bürosu'na geçtiğini ve halen aynı görevi yürüttüğünü aktardığı kaydedildi.
Konsolosluğun tahsis ettiği telefon hattını kullandığını, adına kayıtlı herhangi bir hattın olmadığını öne süren şüpheli Topuz, Fetullahçı Terör Örgütü'yle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, Zekeriya Öz ile Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde iki defa görüştüğünü belirterek, bu görüşme ile ilgili şunları anlattığı aktarıldı:
"İlk görüşme 2013 yılında oldu. Amerika'dan gelen bir heyetle kendisini ziyarete gittik. Toplantıya bir başsavcı vekili de katıldı. Toplantıya 5 dk sonra da Zekeriya Öz katıldı. Toplantıda adli konularda nasıl beraber çalışabileceklerini konuştular. Kendi dışımda heyetteki herkes Amerikalıydı. Diğer ikinci görüşme ise Mali Şubeyle yürüttükleri bir başka dosya ile ilgili oldu. Bu görüşme Zekeriya Öz'ün makamında oldu. Görüşmeyi Mali Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy ayarladı. Toplantıda takip ettikleri konuyla ilgili savcının Amerika'ya götürülmesi teklifinde bulunuldu. Zekeriya Öz de davet edildi."
-Amerika'daki savcı ile görüşmüşler
Şüpheli ifadesinde ancak Öz'ün VIP karşılama isteğini kabul etmediklerini bu nedenle görüşmenin sonlandığını belirterek, Yakup Saygılı Mali Şubede görev yaptığı dönemde bir çok kez ziyaret yaptığını söyledi.
Şüpheli Topuz, Saygılı şube müdürü iken, Saygılı'nın yardımcıları Yasin Topçu ve İbrahim Şener de dahil yurt dışına çıktıklarını, Washington'da bu konuyla ilgili Amerikan savcısıyla görüştüklerini anlatarak, Ardıç ile DEA görevlileriyle Çakallı'nın makamında tanıştığını, yaptıkları telefon görüşmelerini de iş gereği yaptığını, bu şahıslarla da iş gereği tanıştığını öne sürdü.
Darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada tutuklanan ve hakkında dava açılan eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Albay Gürsan Sercan ve eski Yarbay Oktay Akkaya ile jandarma içerisinde irtibat kurduğu kişiler olduğunu, yine darbe suçundan tutuklu bazı eski polisler ile de iş gereği tanıştığını öne süren Topuz, firari eski emniyet müdürü Tufan Ergüder ile Narkotik Şube Müdürü olduğu dönemde tanıştığını ve iş ilişkisi nedeniyle görüşmeye devam ettiğini iddia etti.
"Darbeye direnen herkesin vurulması, silah ve teçhizatların teslim edilmemesi" talimatını veren ve darbe suçundan tutuklanan Zeki Taşkın'ı hatırlamadığını öne süren Topuz ifadesinde, bazı şahıslarla görüştüğünü hatırlamadığını, görüşmüşse de iş gereği vize amaçlı görüşmüş olabileceğini iddia ederek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile hiçbir irtibatının olmadığını ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine hiçbir yasa dışı işe girişmediğini iddia etti.
FETÖ mensuplarıyla Gülen arasındaki irtibatı sağlamış
Şüpheli Topuz hakkında sevk yazısında şu değerlendirme yapıldı:
"Yapılan tespit ve beyanlardan da anlaşıldığı üzere şüphelinin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimini yöneten Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarıyla ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan FETÖ lideri Fetullah Gülen arasındaki irtibatı sağladığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu, şüphelinin evinde yapılan arama sonucu ele geçirilen telefon ve dijital materyallerin halen incelenmesinin devam ettiği anlaşılmakla tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur."
Zekeriya Öz ile görüşme talimat veren Amerikalı ortaya çıktı
FETÖ'den tutuklanan ABD İstanbul Konsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un hâkimlik sorgusu ortaya çıktı. Zekeriya Öz ile görüşme talimatı veren kişi Topuz'un amiri Jason Sandowall.
ABD İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Topuz sorgusunda konuştu: Müdürüm Jason Sandowall, Zekeriya Öz’e bir toplantı için telefonumu vermemi istedi. Talimatı yerine getirdim.
17-25 Aralık kumpasını tezgâhladıkları gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konulan Yakup Saygılı, Mahir Çakallı, Nazmi Ardıç ve Mehmet Akif Üner'in de aralarında bulunduğu birçok polis görevlisi ve eski Cumhuriyet Savcısı firari Zekeriya Öz ile irtibatı ortaya çıkınca tutuklanan ABD İstanbul Konsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un hâkimlik sorgusu ortaya çıktı. Topuz sorgusunda bu görüşmeleri inkâr etmedi. Ancak görüşmelerin iş ilişkisi çerçevesinde olduğunu öne sürdü.
Zekeriya Öz ile irtibatını da anlatan Topuz, "Ben ilk defa Zekeriya Öz ile Çağlayan Adliyesi'nde ABD'li heyet ile görüştüm. Kendisi ve bir başka ismini hatırlayamadığım Cumhuriyet Savcısı'nın katıldığı bir toplantıydı. Bana sorulan telefon görüşmesini bu toplantıyı organize etmek için yaptım. Zekeriya Öz'e telefonu vermemi müdürüm bana söyledi. Müdürümün ismi Jason Sandowall'dır" diye konuştu. Telefon irtibatı olan şahısların muhatapları olan durumlardaki makamları işgal eden şahıslar olduğunu ileri süren Metin Topuz, "Ben de amirim pozisyonunda olan Jason Sandowall'nın talimatlarıyla bu şahıslarla telefon görüşmeleri yaptım. İsnat edilen suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
"FETÖ'NÜN DIŞ İRTİBATI"
İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından şüpheli Metin Topuz için verilen tutuklama kararının gerekçesi ise şöyle; FETÖ'nün taşeron olarak kullandığı 17-25 Aralık girişiminde şüpheli Metin Topuz'un, girişimin emniyet ve yargı ayağını yürüten şüphelilerle, eylemin asıl faili konumundaki dış istihbarat ve ülkeler arasında aracılık görevini yürüttüğü, sözde soruşturma dosyasındaki sahte delil ve ses kayıtlarının yurtdışına çıkarılması konusunda FETÖ mensuplarının dış irtibatı olduğu yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu anlaşılmıştır."
SAVUNMAYLA BULGULAR TERS
Kararda, "Şüphelinin iletişimleri kontrol edildiğinde FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçu nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen 121 kişi ile daha olağanın ötesinde yoğun irtibatının bulunduğu gibi FETÖ'nün ByLock kriptografik iletişim sistemini kullanan çok sayıda kişi ile yüzlerce irtibatının tespit edildiği, şüpheli savunmasında genel olarak görüşmelerin iş icabı olduğunu savunmuş ise de bu savunmanın hayatın olağan akışına uygun düşmeyen görüşme olduğu, savunmanın suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu, samimi görülmediği ve itibar edilmesi mümkün olmadığı" denildi.
ÇAKALLI, GÖRÜŞTÜĞÜNÜ KABUL ETTİ
Tutuklama kararının son bölümünde ise şu ifadeler kullanıldı: Tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerini yöneten FETÖ mensuplarıyla ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan örgüt lideri Fetullah Gülen arasındaki irtibatı sağladığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve kuvvetli suç şüphesinin bulunduğuna karar verilmiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davanın duruşmasında da tutuklu eski polis müdürlerinin savunması alındı. Eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı, Metin Topuz'u tanıdığını ve görüştüğünü söyledi.
ABD'DEN TEPKİ
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, İstanbul Başkonsolosluğunda görevli bir yerel çalışanın tutuklanmasından büyük bir rahatsızlık duyulduğunu belirtti ve çalışanlara yönelik "temelsiz iddiaların" iki ülke arasındaki uzun dönemli ortaklığı baltaladığını belirtti.
17-25 Aralık operasyonu öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürleri ile düzenli olarak telefonla görüştüğü belirlenen ABD Başkonsolosluğu'nda görevli irtibat görevlisi Metin Topuz'un 4 gün önce gözaltına alındığı ve bugün çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandığı ortaya çıkmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, hakkında dava açılan eski polis müdürleri Yakup Saygılı, Nazmi Ardıç, Mahir Çakallı ve Mehmet Akif Üner ve firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilen ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi M.A. gözaltına alınmıştı.
M.A.'nın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklanmasına karar verildi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan ABD'nin Ankara Büyükelçiliği tutuklamaya tepki gösterdi.
DIŞİŞLERİNDEN ABD'YE CEVAP: KAYITLI PERSONELİNİZ BİLE DEĞİL
Casusluk suçundan tutuklanan ABD başkonsolosluk çalışanı hakkında Amerika'nın açıklamalarına cevap veren Dışişleri Bakanlığı, "Tutuklanan zanlı konsolosluğun kayıtlı personeli bile değil." dedi.
ABD İstanbul Başkonsolosluğu'nda çalışan bir Türk'ün dün FETÖ ile irtibatlı olmak ve casusluk suçlarından tutuklanmasıyla başlayan açıklama düellosu devam ediyor. ABD'nin "rahatsızız" diye başlayan eleştirilerine, Dışişleri Bakanlığı cevap verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, "Terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan sözkonusu kişi ABD Konsolosluğunun kayıtlı personeli değildir" dedi.
Açıklama şöyle:
ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinin M.T. isimli vatandaşımızın tutuklanması üzerine bir açıklama yayımladığını görüyoruz. Açıklamada, M.T.'nin ABD İstanbul Başkonsolosluğu "yerel çalışanı" olduğu iddia edilmektedir.
"KAYITLI PERSONEL DEĞİL, DİPLOMATİK LİSTEDE DE YOK"
25 Eylül 2017 tarihinde terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan sözkonusu kişi ABD Konsolosluğu'nun resmi listesinde kayıtlı personeli olmadığı gibi, herhangi bir diplomatik veya konsüler bağışıklık sahibi de değildir.
ABD'DEN BİR AÇIKLAMA DAHA
ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ABD İstanbul konsolosluğunun bir yerel görevlisinin casusluk suçlaması ile tutuklanmasına ilişkin hükümet yanlısı basın organlarının yaptığı yayından rahatsızlığını dile getirirken, hükümetten “bazılarını intikam peşinde” olduğunu öne sürdü.
ABD Büyükelçisi John Bass, bir grup basın mensubuna bu sabah yaptığı açıklamada “Türk hükümetinde bazılarının bu davanın hakim önünde mahkemede takip edilmesi yerine yargılamanın basın organları aracılığıyla yapılmasını tercih etmiş olmalarından derin bir rahatsızlık duyuyorum. Bu bana adaletin değil daha çok intikam peşinde olmak gibi geliyor. Kendi anayasaları ve uluslararası anlaşmalarla hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokratik normlara bağlılık bildirmiş ülkelerimizde bu ikisi arasında büyük bir fark vardır” diye konuştu.
Türkiye’deki görev süresinin dolması nedeniyle İstanbul’da bir grup basın mensubuyla biraraya gelen John Bass konuşmasının başında İstanbul’daki “ciddi” medya organlarının temsilcileriyle buluşmayı istediğini belirtirken “Bağımsız gazetecilerin; güçlü ve özgür medyanın canlı bir demokratik toplumun temelini oluşturduğuna inanıyorum” dedi.
Bazı medya organlarının davet edilmediğine dikkat çeken Bass, “Burada değiller çünkü onları temel gazetecilik etiğini izlemedikleri ve kurguyu tercih etmeleri nedeniyle medya temsilcileri olarak göremiyorum” diye konuştu.
Daha sonra konuşmasını casusluk suçlamasıyla tutuklanan İstanbul konsolosluğunun yerel görevlisine getiren Bass, “Kendisine yöneltilen suçlamaların dayanıksız olduğuna ve bu suçlamaları destekleyecek delillerin ortaya çıkmayacağına inanıyorum” ifadesini kullandı.
BEKİR BOZDAĞ'DAN ABD'YE TEPKİ
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'la ilgili, "Burada üzerinde durulması gereken ABD Büyükelçiliğinin de bir terör örgütüyle bu kadar içli dışlı birisinin Türk makamlarına bildirilmeden ABD Büyükelçiliğinde çalışması ve bu kadar isnat bulunan birinin orada bulundurulması. 'Biz nasıl böyle birini burada tutuyoruz' diye biraz onun üzerinde kafa yorarlarsa daha isabetli olur" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında ABD Büyükelçiliği'nin Metin Topuz'un tutuklanmasına yönelik açıklamasına sert tepki gösterdi. Bozdağ, "Metin Topuz bir Türk vatandaşı. Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği'nde ve Konsolosluklarında çalışanlar hem diplomatik personel, hem konsüler statü de olanlar hem de bu kapsamda olmayıp da orada resmen çalışan kişiler. Bunların bütün bilgileri Büyükelçilikler tarafından Dışişleri Bakanlığı'na verilir. Şimdi ABD Büyükelçiliği'nin verdiği listede hem diplomatik, hem konsüler hem de resmi çalışanlar arasında Metin Topuz diye bir isim yok. Onların çalışanı olarak gözükmüyor kayıtlarda. Çalışıyorsa bunu bildirmemişler demektir. O onların ayrı bir eksikliği. Kaldı ki çalıştığını bildirmiş olsa bile diplomatik dokunulmazlığı veya konsüler korumacılığı yoksa onlarla ilgili işlem yapmak uluslararası hukuka uygundur" ifadelerini kullandı.
Türk vatandaşı herhangi birisi bir suç işlediği iddiasıyla karşılaştığında nasıl adli işlem yapılıyorsa Metin Topuz hakkında da aynı türden bir adli işlem yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yargı önüne gelen iddialar, deliller, bilgiler, veriler üzerinden hareket etmiştir. Burada da basına yansıyan kadarıyla söyleyebilirim. Burada oldukça ciddi veriler olduğunu görüyoruz. Bunun üzerine elbette Türk yargısı Anayasa ve yasaların kendine verdiği yetkiyi kullanarak görevini yapmıştır, görevini de yapacaktır. Suç işleyen kişinin çalıştığı yer ABD Büyükelçiliği olabilir, başka bir yer olabilir. 'Falan yerde çalışıyor. O suç işledi ama biz ona dokunmayalım yanlış olur falan' gibi bir anlayışa kesinlikle Türk yargısı öyle bir siyasi hesap yapmaz. Niye yapmaz. Yargının kuralları bellidir. O kurallar ne ise onu yapmakla görevlidir. Yargı burada tarafsız, bağımsız bir şekilde işlemiş ve görevini yapmıştır."
"Burada üzerinde durulması gereken ABD Büyükelçiliği'nin de bir terör örgütüyle bu kadar içli dışlı birisinin Türk makamlarına bildirilmeden ABD Büyükelçiliği'nde çalışması ve bu kadar isnat bulunan birinin orada bulundurulması"
"Burada üzerinde durulması gereken ABD Büyükelçiliği'nin de bir terör örgütüyle bu kadar içli dışlı birisinin Türk makamlarına bildirilmeden ABD Büyükelçiliği'nde çalışması ve bu kadar isnat bulunan birinin orada bulundurulması" diyen Bozdağ, "Biz nasıl böyle birini burada tutuyoruz diye biraz onun üzerinde kafa yorarlarsa o daha isabetli olur. Türkiye ABD ilişkilerinin iyi olması Türkiye'yle ABD'nin ortak çıkarınadır. Bu ilişkileri iyi tutmak iki tarafın ortak hassasiyetini gerektirir. Yani biz hassas davranacağız ama siz de hassas davranacaksınız. Türkiye'nin terör örgütü ilan ettiği örgütlerle irtibat, üyelik iltisak ilişkisi içerisinde olanları bir büyükelçilik istihdam ederse o esasında bu ilişkilere en büyük zararı verir" açıklamasında bulundu.
"Elçiliğin tepkisini ben doğru bir tepki olarak görmüyorum"
Bozdağ, ABD elçiliğinden yapılan açıklama ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Elçiliğin tepkisini ben doğru bir tepki olarak görmüyorum. Kendileri böyle bir tepki ortaya koyabilir. Onların kendi takdiridir ama benim dediğim bu Türk Amerika ilişkilerinde en büyük özen gösterecek şey buradaki Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği'dir. Onlar özen gösterecek. Yani Türkiye Devleti'nin terör örgütü kabul ettiği bir örgütle, yargı kararıyla da terör örgütü olduğu kesinleşmiş FETÖ terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olan birini çalıştırmaması lazım. Yani Amerika'da herhangi bir büyükelçilik El- Kaide teröristini büyükelçilikte istihdam edebilir mi. Böyle bir şey olabilir mi. olamaz. Burada hassasiyet göstermesi gereken bizzat büyükelçinin kendisi ve büyükelçiliktir. Türk yargısı, suç işleyen kişilere hangi muamele yapılıyorsa onu yapmıştır. Hassasiyeti bu noktadadır. Onun gereğini yerine getirmiştir. Yargının yaptığı bir tasarruftur. Bu bir siyasi tasarruf değildir. Onun da altını özellikle çizmek de fayda görüyorum. Her hadiseyi siyasi tasarruf gibi değerlendirmek yanlış. Amerika'da FETÖ'yü iade edin dediğimizde 'efendim bizim yargımız bağımsız' Cumhurbaşkanımızın korumalarına hepsine işlem yapıldığında hatta orada olmayanlara işlem yapılıyor. Olay yerinde olmayanlara işlem yapıldığında 'efendim bizim yargımız bağımsız' Sizin yargınız bağımsız biz söylediğimizde oluyor. Ama Türkiye'de bir şey olduğunda Türk yargısı bağımsız niye demiyorsunuz. Türk yargısı da Amerikan yargısı kadar bağımsız bir yargıdır."
Paralel yapı-08 Aralık (2015) 'İstanbul 44 sanık 17 Aralık Kumpası/Fetullah Gülen dahil' davası
Paralel yapı-ABD bağlantıları
(08 Ekim 2017, 19:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: