Samsun'da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile birlikte 11'i tutuklu, 13 kişinin yargılanmasına başlandı.
30.09.2017 21:17 Samsun'da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile birlikte 11'i tutuklu, 13 kişinin yargılanmasına başlandı.
27.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile ilgili gözaltına alınan ve 16 Mart'ta tutuklanan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile birlikte 11'i tutuklu, 13 Sahil Güvenlik personelinin yargılanmasına bugün başlandı. Murat Özer ile birlikte Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Albay Hakan Kaya (45), Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Teğmen Murat Tuğrul Tekin, Astsubay Çavuş Halil Çiftçi, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek, Yüzbaşı Hüseyin Baş, Astsubay Kıdemli Başçavuş Hasan Hüseyin Yılmaz, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömür Yolcu, Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı, Üsteğmen Binici ile tutuksuz sanıklar Astsubay Kıdemli Üstçavuş Tayfun Yılmaz ve Astsubay Çavuş Furkan Kara'nın yargılanmasına başlandı. Sanıklar hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, hükümete karşı suçlar ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada sanıklar kendilerini savundu.
Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile emekli Albay Hakan Kaya, Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Teğmen Murat Tuğrul Tekin, Astsubay Çavuş Halil Çiftçi, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek, Yüzbaşı Hüseyin Baş, Astsubay Kıdemli Başçavuş Hasan Hüseyin Yılmaz, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömür Yolcu, Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı, Üsteğmen Ömer Binici ile tutuksuz sanıklar Astsubay Kıdemli Üstçavuş Tayfun Yılmaz ve Astsubay Çavuş Furkan Kara ile avukatları katıldı.
Sanıklar için 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye, düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan da 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezaları istenen davanın ilk duruşmasına sanıkların savunmaları alınarak başlandı.
Salih Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer mahkemede verdiği ifadede, '2014 yılında Samsun'a atandım. Evimde istirahatteyken 22.30 sıralarında Harekat Şube Müdürüm Albay Hakan Kaya ve İstihbarat Şube Müdürüm Yüzbaşı Süleyman Ercan beni aradılar. İstanbul ve İzmir bölgesinde personelin birliklere çağrıldığını, hareketlenmeler olduğunu ve bizimle ilgili bir şey olup olmadığını, bize bir şey gelip gelmediğini sordular. Ben de bana ulaşan bir şeyin olmadığını söyledim. İstirahatime devam ettim. 23.45 sıralarında Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, 'Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu. Biz askeriz, gereğini yapacağız' dedi. Ben de askeri literatür çerçevesinde 'Emredersiniz' diyerek sivil kıyafetle birliğime, karargahıma gittim. Karargaha vardığımda, Albay Hakan Kaya ile görüştüm. Bana neler olduğunu sordu. Ben de bilmediğimi söyledim. Kendisiyle odamda konuşurken bildiğim kadarıyla 00.12 sıralarında Yüzbaşı Mert Küçük geldi. Ankara'dan Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Merkezinden telefon geldiğini, Emin Nazlı isimli bir binbaşının aradığını, Komutan Amiralin emri olduğunu, elimizdeki bot ve gemilerin ivedilikle sefere çıkarılması gerektiğini, liman giriş ve çıkışlarının, deniz hudut kapılarının kontrol edilmesini ifade etti. Yazılı emrin daha sonra geleceğini söyledi. Ben de rutin olarak Ankara'dan gelen bir emir gibi personele iletmelerini, bot ve gemi ile sefere çıkmalarını söyledim. Mert Küçük harekat merkezine giderek emri oradaki görevlilere iletti. Samsun'dan TCSG-30 numaralı nöbetçi olan botu kaldırmasını söyledim. Onda silah yoktu. Ankara'nın emri Sinop ve Fatsa'daki bot komutanlıklarına iletilmiş. Dost Gemisi ve birliğimizde 3 gemiye talimat vermedim. Yazılı emir saat 01.08'de Ankara'dan çıktı. Bizim sisteme 01.15'de gelmiş. Bana getirilişi 01.20 veya daha sonra. Yazılı emri görünce terslik olduğunu anladım. Ben emri getiren görevliye, bu emri Hakan Kaya ve Süleyman Ercan'a götürmesini söyledim. Onların da değerlendirmesini istedim. Bu emrin kanuna aykırı olduğunu kararlaştırdım. Botlara geri dönün emri verdim. Ankara'yla bundan sonra kesinlikle temasa geçmemelerini, sadece bizimle irtibatlı olmalarını söyledim. Hakan Üstem'in bizi aramasını anlamlandıramıyorum. Çünkü Sahil Güvenliklerin darbeye iştirak edecek güç ve kabiliyeti yoktur' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Kemal Ayver'in, Samsun Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken ile görüşüp görüşmediği sorması üzerine Albay Murat Özer, 'Telefonla görüştüm. Eker bana yazılı emir gelip gelmediğini sordu. Geldiğini söyledim. Ben onun Sıkı Yönetim Direktifinde olduğunu bilmiyordum. Başka da bir görüşmem olmadı' diye cevap verdi.
Murat Özer, 'Hakan Albay, merakından dolayı olup biteni anlamak için Trabzon Deniz Komutanlığından sıkı yönetim direktifi istedi. Sistem üzerinden bize atmışlar. Ne olup bittiğini anlamak için bize bağlı Trabzon Sahil Güvenlik Grup Komutanlığından Hakan Kaya vasıtasıyla sıkı yönetim direktifini getirttik. Bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımıza adresli orayı muhatap alınarak gelmiş bir emir değildir. Orada yan yana bir Deniz Komutanlığı var. Deniz Komutanlığına iletilmek üzere biz onları haber merkezi nöbetini de tutuyoruz. Mesajlar ortak bize de geliyor. Direktifi ben ve Hakan albay haricinde kimse görmedi. Ankara'dan benim bottaki komutanlarıma emir geldiğini öğrendim. Mühimmatın yüzde 10'unu boş alanda patlatıp karaya çıkartmalarını söylemişler. Olay gecesi evimden karargaha sivil kıyafetimle geldim. Silahımı üzerime almadım. Makam aracımı ve şoförüm ile korumamı getirmedim. Silahlı hiçbir personelim dışarı çıkmadı. Halk ile karşı karşıya gelmedik. Sakin bir gece geçirdik. Personelime benden emir almadan hareket etmeyin dedim' diye konuştu.
Sanık Özer, savunmasında 2014'te Samsun'a atandığını belirerek, 15 Temmuz gecesi evinde istirahat ettiğini, saat 22.30 sıralarında Hareket Şube Müdürü Albay Hakan Kaya ve İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Süleyman Ercan'ın kendisini aradığını anlattı. Özer, 'İstanbul ve İzmir bölgesinde personelin birliklerine çağrıldığını, hareketlenmeler olduğunu ve bizimle ilgili bir şey olup olmadığını, bize bir şey gelip gelmediğini sordular. Ben de bana ulaşan bir şey olmadığını söyledim. İstirahatime devam ettim. 23.45 sıralarında Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem beni aradı 'Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu, biz askeriz gereğini yapacağız' dedi. Ben de askeri literatür çerçevesinde 'emredersiniz' diyerek sivil kıyafetle özel aracımla karargaha gittim.' diye konuştu.
Özer, ifadesine şöyle devam etti:
'Karargaha vardığımda Albay Hakan Kaya ile görüştüm. Bana neler olduğunu sordu? Ben de bilmediğimi söyledim. Kendisi ile odamda görüşürken bildiğim kadarıyla 0.12 sularında yüzbaşı Mert Küçük geldi. 'Ankara'dan Sahil Güvenlik Komutanlığı Hareket Merkezinden telefon geldiğini, Emir Nazlı isimli bir binbaşının aradığını, komutan amiralin (Hakan Üstem) emri· olduğunu, elimizdeki bot ve gemilerin ivedilikle sefere çıkarılması gerektiğini, liman giriş ve çıkışlarının deniz hudut kapılarının kontrol edilmesini' ifade etti. Yazılı emrin daha sonra geleceğini söyledi. Ben de Ankara'dan gelen emri· rutin bir emir gibi personele iletmelerini bot ve gemilerle sefere çıkmalarını söyledim. Mert Küçük hareket merkezine giderek emri oradaki görevlilere iletti. Samsun'dan TCSG-30 numaralı nöbetçi olan botu kaldırmasını söyledim. Onda silah yoktu. Ankara'nın emri Sinop ve Fatsa Bot Komutanlıklarına iletilmiş. Dost Gemisi ve birliğimizdeki 3 gemiye talimat vermedim. Yazılı emir saat 01.08'de Ankara'dan çıktı, bizim sisteme 01.15'te gelmiş. Bana getirilişi 01.20 ya da daha sonradır. Yazılı emri görünce bir terslik olduğunu anladım. Ben emri getiren görevliye, Hakan Kaya ve Süleyman Ercan'a götürmesini söyledim. Onların da değerlendirmesini istedim. Bu emrin kanuna aykırı olduğunu kararlaştırdım, botlara geri dönmeleri emrini verdim. Ankara ile bundan sonra kesinlikle temasa geçmemelerini sadece bizimle irtibatlı olmalarını söyledim. Hakan Üstem'in bizi aramasını anlamlandıramıyorum. Çünkü sahil güvenliklerin darbeye iştirak edecek güç ve kabiliyeti yoktur.'
Hakimin, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken ile görüşüp görüşmediği yönündeki sorusu üzerine sanık Özer, 'Telefonla görüştük. Eken, bana 'yazılı emir gelip gelmediğini sordu' Geldiğini söyledim. Ben onun sıkıyönetim direktifinde olduğunu bilmiyordum. Başkaca bir görüşmem olmadı.' yanıtını verdi.
Sanık Özer, ifadesini şöyle sürdürdü:
'Hakan Albay, merakından dolayı olup biteni anlamak için Trabzon Deniz Komutanlığından sıkıyönetim direktifi istedi. Sistem üzerinden bize atmışlar. Ne olup bittiğini anlamak için bize bağlı Trabzon Sahil Güvenlik Grup Komutanlığından Hakan Kaya vasıtasıyla sıkıyönetim direktifini getirttirdik. Bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımıza adresli orayı muhatap alınarak gelmiş bir emir değil. Orada yan yana bir deniz komutanlığı var. Deniz Komutanlığına iletilmek üzere biz onların haber merkezi nöbetini de tutuyoruz. Mesajlar ortak bize de geliyor. Direktifi ben ve Hakan Albay haricinde kimse görmedi.'
Ankara'dan kendisinin de aşılarak bağlı birliklerin arandığını ifade eden Özer, 'Ankara'dan, bot komutanlarının beni aşarak arandığını öğrendim. 'Mühimmatın yüzde 10'unu patlatarak karargaşa çıkarmaları istenmiş' Ankara ile irtibatlarını kesmelerini söyledim.' diye konuştu.
Özer'in ifadesinin tamamlanmasının ardından savunmasını yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme heyeti, sanıklar Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek ve Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı'nın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 27 Kasım'a erteledi.
DİĞER DAVA
Öte yandan 15 Temmuz darbe girişiminde Samsun Sahil Güvenlik'teki darbe yapılanmasını konu alan bir başka dava daha bulunuyor. 34 sanıklı dava, 2 Haziran'da sunulan iddianamenin 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmesiyle açılmıştı.
(30 Eylül 2017, 21:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: