Tam
EskidenYeniye
 

Donanma 92 sanıklı Fetö davası

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

30.09.2017 20:50 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

25.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı.

Donanma Komutanlığı'nda darbeci Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, İmren'in talimatlarıyla Merkez Komutanlığında diğer askerlerin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmelerini sağladığı, Donanma Komutanlığı'nda gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın cezaevi aracına konularak İstanbul'a gönderilmesi olayında aktif olarak bulunarak bu araçlara komutanlık yaptığı belirlenen Güvenlik Taburu Komutanlığı İnzibat Karakol Komutanı tutuklu sanık yüzbaşı Harun İlaslan savunma yaptı.

"Orduevinde içki içiyorduk"

Savunmasında vatanını milletini seven, halkın seçtiği hükümete saygılı, Atatürkçü biri olarak FETÖ terör örgütü ile hiçbir bağının olmadığını ileri süren İlaslan, darbeci olmadığını ve darbeye destek vermediğini iddia etti.

İlaslan, 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Albay Uğur Çelikten ile orduevinde içki içtikleri sırada saat 23.30 sularında Albay Muharrem Aslan'ın telefonla aradığını, Tuğamiral İmren'in üsse gelmesini emrettiğini söyledi.

Birinci amiri olan Çelikten'e bilgi vererek üsse geldiğini kaydeden İlaslan, "Tuğamiral Payal'ı araçla alarak Merkez Komutanlığına getirdik. İmren, Payal'ın nezarete atılmasını emretti. Daha sonra Payal ve Tümamiral Yıldırım, İmren'in talimatıyla cezaevi nakil aracına kondu. Araçta 5 asker, bir astsubay vardı. Önde eskortluk yapan araçta ise iki asker vardı. Ben amirallerin olduğu cezaevi nakil aracına bindim ve İstanbul'a doğru yola çıktık." diye konuştu.

Büyük bir terör saldırısı olduğunu ve sıkıyönetim ilan edildiğini sandığını öne süren İlaslan, Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin, "Cep telefonun yok muydu? Neler olup bittiğini öğrenmek için internete girip bakmadın mı?" şeklindeki sorusuna, "O sırada çok yoğunluk vardı. Aklıma gelmedi bakamadım. Biraz alkollüydüm, onun da etkisi olabilir." yanıtını verdi.

"Çarpışın, çatışın, teslim olmayın"

İmren'in kendisine, "İstanbul'a doğru yola çıkın, ben sana daha sonra amiralleri nereye götüreceğinizi söyleyeceğim" dediğini aktaran İlaslan, yolda polislerin "dur" ikazı yaptıklarını, bu nedenle İmren'i telefonla aradığını belirterek, şöyle konuştu:

"İmren bana, 'Sakın durmayın. Çarpın, çarpışın, çatışın, teslim olmayın' emrini verdi. Ben de emirlerini uygulamayacağımı söyleyerek telefonu kapattım. Çünkü terör olsa, sıkıyönetim ilan edilse halk ve polisle birlikte olurduk, karşı karşıya gelmezdik. Tabiri yerindeyse jetonum geç düştü. Gebze'de yolumuzu polisler ve halk kesti. Askerlere teslim olacağımızı söyledim. Araçlardan indik ve silahlarımızı polise vererek, teslim olduk. Teslim olmasaydım, İmren'in emirlerini dinleseydim çok kötü şeyler olurdu."

"Vatan hainliği ile yargılanacaksın"

Sevimli'nin, "Amiraller Yıldırım ve Payal sana bu yaptığının suç olduğunu söylemedi mi?" şeklindeki sorusuna İlaslan, "Amirallerden darbe yapılıyor diye bir şey duymadım. Sadece 'İmren'e yanlış yapıyorsun' dediler. Bana da nakil aracında anayasaya aykırı işler yaptığımı, vatan hainliği ile yargılanacağımı söylediler." ifadelerini kullandı.

Amirlerinin sıralamaya göre Albay Uğur Çelikten, İmren ve Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin olduğunu ifade eden İlaslan, "Kösele, Çelikten'i arayıp, İmren'in darbeci olduğunu ve emir komuta zincirinden çıkarıldığını söylemiş. Çelikten bana bu konudan bahsetmedi. Söyleseydi, İmen'in emirlerini uygulamazdım." diye konuştu.

İmren'in, nakil aracıyla amirallerin götürülmesi yönündeki yerine getirdiği emrinin kanunsuz olduğunu kabul eden İlaslan, "İmren, terör olduğunu ve sıkıyönetim ilan edildiğini söyleyerek beni kandırdı. Kendisinin sonradan darbeci olduğunu öğrendim. Suçsuzum." dedi.

Duruşmada, Donanma Komutanlığı'nda tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığı'nda gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın cezaevi aracına konularak İstanbul'a gönderilmesi ile diğer personelin etkisiz hale getirilmesi ve gözaltına alınmasında aktif rol aldığı öne sürülen Güvenlik Tabur Komutanlığı personeli tutuklu sanık uzman çavuş Emre Kıvrak savunma yaptı.

Kıvrak, 15 Temmuz akşamı televizyondan İstanbul'da askerlerin "Boğaz Köprüsü"nü kapattığını ve bazı olayların yaşandığını gördüğünü, WhatsApp grubundan acil olarak Donanma Komutanlığı "kapı 4"e gelmesi yönünde mesaj aldığını ve görev yerine gittiğini söyledi.

"Emrini dinlemeyen albayı tutukladı"

"Kapı 2"de Semih yüzbaşının kendisini beklettiğini, kapının önünde halkın toplanmaya başladığını anlatan Kıvrak, "Ben kapının arkasında bekliyordum. O sırada askerler havaya ateş açtı. Halk biraz sakinleşince, İmren, uzman çavuşlara 'sen sen gel' diyerek, aracına bindirdi. 15-20 dakikada bir geliyor, askerleri alıyor ve üssün belli noktalarında görevlendiriyordu. Ben donanmaya sabotaj olduğunu düşündüm. Beni de işaret ederek, Albay Muharrem Aslan'ın yanına götürerek, burada kalmamı emretti. Bu arada İmren, Albay Uğur Çelikten'e bağırarak, 'sen benim emrimi nasıl dinlemezsin' diye çekiştirerek, nezarete götürdü." diye konuştu.

İmren'in askerlere, "Vur emri var. Emrimi dinlemeyenleri acımadan, gözünün yaşına bakmadan vururum." şeklinde konuştuğunu dile getiren Kıvrak, şöyle devam etti:

"Ben usulsüz ve kanuna aykırı bir emir yerine getirmedim. Komutanlarım bana 'İmren'in emrini dinleme, o darbeci' deseydi ben kesinlikle orada olmazdım. Benim FETÖ ve darbe ile ne işim olabilir. Ben uzman çavuşum, karşımdaki koskoca amiral. Nasıl karşı gelebilirdim. Ben devletime, milletime bağlı biriyim. İmren, kaçınca suç işlediğini anladım ama hala darbe olduğundan haberim yoktu. Bizi kandırdı."

Söz alan tutuklu sanık İmren, "Ben uzman çavuşlara çok yakın davranırdım. Albaylarla onları hak hukuk konusunda hep eşit tutardım. Onlardan şefkatimi esirgemezdim. Her gün onlarla birlikteydim. Aramızda mesafe yoktu. Onlar için canımı feda ederim. Onlar da benim için canlarını feda eder. Bu yüzden bu çocuklar benim emrimi dinledi." dedi.

Cumhuriyet savcısının, "Bir amiral, 'emirlerimi dinlemezsiniz vururum' diyor, amiralleri, rütbelileri tutuklatıyor. Siz darbe olduğunu anlamadınız mı?" şeklindeki sorusuna, sanık Kıvrak, "Hayır anlamadım. Daha önce hiç darbe görmedim." şeklinde cevap verdi.

Kıvrak, darbeci olmadığını, kanunsuz bir emri uygulamadığını öne sürerek, tahliyesini talep etti.

"Halk toplanınca havaya ateş ettik"

Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylarda İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, İmren'in gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldıkları, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, İmren'in ateş emri vermesi üzerine bu emre uyarak ateş eden grubun içerisinde olduğu belirlenen tutuklu sanık uzman çavuş Erdal Çetin de savunmasında suçlamaları reddetti.

Donanma Komutanlığı'ndan arandıklarını, İmren'in tatbikat yapacağını söyleyip, acil üsse çağırdıklarını ileri süren Çetin, "Üsse gittiğimde, İmren askerlere konuşma yapıyor, terör saldırı olduğunu söyleyerek, 'Emirleri benden alacaksınız. Lojmanlarda herkesi buraya çağırın.' dedi. Bu arada dışarıdan sesler geliyordu. Vatandaşlar kapı önünde toplanmış, içeri girmeye çalışıyordu. Kırmızı alarm verildi. Kapının girişine tel örgüler çekildi. İmren kapının önünde saf tutmamızı istedi. Havaya ateş emri verince biz de ateş ettik." ifadelerini kullandı.

İmren'in bağırarak, "MG3 getirin buraya. Bakalım buradan kimse geçebilecek mi?" dediğini ifade eden Çetin, MG3'ün arızalı olduğu söylenince İmren'in çok sinirlendiğini dile getirdi.

"Vur emri var gerekirse vurmaktan çekinmeyin"

O sırada salaların okunduğunu kaydeden Çetin, İmren'in "Biz daha Müslümanız" diyerek, askerlere diz çöktürdüğünü söyledi.

İdris astsubayın, "Donanma Komutanımızın haberi var mı?" şeklindeki sorusuna İmren'in çok kızdığını aktaran Çetin, "İmren, 'sen bunu nasıl sorarsın' diye bağırdı. İmren'in, 'Donanma Komutanı gelirse vururum' dediğini duymadım. Sadece, 'Komutan gelirse bana haber verin' dediğini duydum. Askerlere konuşma yaptı. 'Vur emri var gerekirse vurmaktan çekinmeyin' dedi." ifadelerini kullandı.

Sabah 06.00'da sicil amiri Halil astsubaya mesaj gönderip durumu ilettiğini aktaran Çetin, "Kimseye ateş etmeyin. Oradan kaçın." şeklinde cevap aldığını belirtti.

İmren'in diğer amirallerle birlikte sahil güvenlik botuna binerek kaçtığını belirten Çetin, "Sicil amirlerimiz darbe girişimini 23.00'te bildikleri halde, bize bilgi vermediler. Sakarya tank taburunda komutanlar, askerlerine, 'hemen geri dönün bu bir darbe girişimi' diye mesaj atmışlar ama bizim komutanlarımız sabahı bekliyor." diye konuştu.

Mahkeme heyeti başkanı Yusuf Sevimli'nin, "Telefonun yanında değil miydi? Neden internete girip neler olduğunu öğrenmedin?" şeklindeki sorusuna Çetin, "Telefonum yanımdaydı ama internetten bakmadım." cevabını verdi.

Sanık Çetin, FETÖ okullarında okumadığını, dershanelerine gitmediğini, evlerinde kalmadığını, Bank Asya'da hesap açtırmadığını ve "ByLock" kullanmadığını savunarak, tahliyesini istedi.

Sanık avukatı, müvekkilinin daha önce darbe görmediği ve öyle bir ortamın olmadığı için, darbe olduğunu anlayamadığını iddia etti.

"Rusya veya Suriye ile savaş çıktı sandım"

Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylarda tutuklu sanık İmren ile birlikte hareket ettiği öne sürülen tutuklu sanık uzman çavuş Hakan Türker ise savunmasında, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

İmren'in, emrine karşı gelenlere silah çekip gözaltına aldığını, bir yüzbaşıyı bu şekilde görünce korktuğunu ifade eden Türker, "Karşımızdaki bir amiral. Yüzbaşıya bunu yapan bize neler yapmaz diye düşündüm. Ben babamdan korkmadığım kadar komutanlarımdan korkardım. Ortalık karışınca neler olduğunu anlamaya çalıştım. Rusya veya Suriye ile savaş çıktı sandım. Halk savaş istemiyor acaba onun için mi donanmanın önünde toplandı diye düşünüyordum." ifadelerini kullandı.

"Sanki Beyaz Saray'dan Trump'ı alacaklar"

Sabah olunca darbe olduğunu anladığını ileri süren Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amiraller İmren, Ekici ve Bay sabah botla kaçtı. O sırada donanmaya giren rütbelilere teslim olduk. Meğerse gece darbe olduğunu herkes biliyormuş. Kimse bize bir şey demedi. Akşamdan donanmadaki darbecilere operasyon yapılacakmış. Sabah yaptılar. İmren ve yanında emir astsubayı var. Ellerinde tabanca. Bunları nasıl alamadılar. Sanki Beyaz Saray'dan Trump'ı alacaklar. Bana deseler bunlar darbeci, ben alır gelirdim. Kimse bize bir şey demedi."

Mahkeme başkanı Sevimli'nin uzman çavuş Adem Metin'in, "Hakan Türker'e, Hayrettin İmren darbeci çıktı dedim" şeklindeki ifadesini hatırlatması üzerine Türker, "Adem Metin bana öyle bir şey demedi. Fısıldamış olabilir, ben duymadım." diye konuştu.

Türker, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini ve darbeden haberinin olmadığını ileri sürerek, tahliyesini talep etti.

Duruşma salonunda kurulan büyük ekranda, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Donanma Komutanlığı önünde vatandaşların gerçekleştirdiği protesto görüntüleri izletildi.

Mahkeme, ara kararında tutuklu sanıklar Emre Kıvrak, Erdal Çetin ve Hakan Türker'in tahliye taleplerinin reddine karar vererek, duruşmaya 1 gün olmak üzere 27 Eylül çarşamba gününe kadar ara verdi.

27.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve bazı yakınları katıldı. Duruşmayı, bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

Duruşmada, Donanma Komutanlığı'nda tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, İmren'in talimatlarıyla Merkez Komutanlığı'nda diğer askerlerin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmelerini sağladığı, Donanma Komutanlığı'nda gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın cezaevi aracına konularak İstanbul'a gönderilmesinde aktif olarak bulunarak bu araçlara komutanlık yaptığı, örgütün iletişim sistemi olan "ByLock"u kulandığı öne sürülen Güvenlik Tabur Komutanlığı Fiziki Güvenlik Subayı tutuklu sanık Üsteğmen Ahmet Aykut Şevik savunma yaptı.

Şevik, 15 Temmuz 2016 akşamı, Albay Muharrem Aslan'ın, Donanma Komutanlığı'nda tatbikat yapılacağını söylediğini ve acil olarak silahlanıp üsse gelmesini istediğini savundu.

Üsse geldiğinde, İmren'in askerlere konuşma yaptığını belirten Şevik, "İmren, 'Arkadaşlar, darbe teşebbüsü var. Genelkurmay Başkanlığı'ndan amirallerin tutuklanması için emir geldi. SAS komandoları gelecek. Emir komuta bende. İçeri kimseyi almayın.' dedi. Cep telefonumun internetinden baktığımda darbe girişimi olduğunu gördüm. Ben darbecileri engellediğimizi sandım. O nedenle İmren'in emirlerini uyguladım." iddialarında bulundu.

İmren'in, subay, astsubay ve erbaşlara talimatlar verdiğini, "Bakın arkadaşlar, durum ciddi. İşinizi düzgün yapın. Yoksa sizi vururum." dediğini öne süren Şevik, "Daha sonra Merkez Komutanlığı'na gittik. İmren, Tümamiral Yıldırım'a, 'İskender, senin sınıf arkadaşınım. Bana güven. Genelkurmay'dan emir var. Seni bir süre misafir edeceğiz. Bak, zaten gemiler seyre çıktı.' dedi. Yıldırım, gelen emri görmek istedi. Sonra yazıyı getirdiler. Yıldırım yazıyı okudu, 'Bunu bana neden daha önce göstermediniz.' diye kızdı." diye konuştu.

"İmren, Yıldırım'a, 'Çocukların aklını bulandırma' diye çıkıştı"

Tuğamiral Payal'ın, İmren tarafından gözaltına alınıp, nezarete konduğunu sonradan öğrendiğini, amirallerin İstanbul'a götürülmesi için cezaevi aracının hazırlanmasından haberinin olmadığını ileri süren Şevik, savunmasına şöyle devam etti:

"Tümamiral Payal, nakil aracına bindirilirken, İmren'e, 'Kanunsuz iş yapıyorsunuz.' dedi. Ben de ne olduğunu anlamak için, 'Komutanım nasıl kanunsuz iş yapıyoruz.' diye sordum. Bu arada İmren araya girdi ve Yıldırım'a, 'Çocukların aklını bulandırma.' diye çıkıştı. O sırada İmren bana, nakil aracına eskortluk yapan araca binmemi ve amirallerin sağ salim İstanbul'a götürülmeleri emrini verdi. Nereye gideceğimizi yolda öğrendim. Amiralleri, Maltepe Kenan Evren Kışlası'na götürecektik. Osmangazi Köprüsü'nün çıkışı bariyerlerle kapatılmıştı. Oradaki görevlilere yolun açılmasını istedim. Onlara silah çekip tehdit etmedim. Sonra bariyeri kendim açarak yola devam ettik. Gebze'de sivil çakarlı bir otomobil, bize selektör yakarak durmamızı işaret etti. Ben de nakil aracında bulunan Yüzbaşı Harun İlaslan'ı arayıp, durumu anlattım. Bana durmamamızı söyledi."

Bir süre sonra bir polis aracının geldiğini ve durmalarını istediğini anlatan Şevik, "Polisler 'aracı durdurun, konuşalım' dediler, ileri de kalabalık bir halk grubu vardı. Ben de İmren'i telefonla arayarak, durumu aktardım. Bana, 'Sakın durmayın, ezin geçin.' diye emir verdi. Ben polisi ve vatandaşları ezemezdim. Hemen durdum. Halk etrafımızı sarmış, araçlarımızı sallıyor, yumruk ve tekme atıyordu. Benim bulunduğum araca polis memuru bindi. 'Sizi buradan çıkaracağım.' dedi. Nakil aracına da emniyet müdürü bindi. Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidecektik ama orada vatandaşların toplandığı bilgisi gelince, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne gittik." ifadelerini kullandı.

Emniyete girerken, silahını teslim ettiğini, iki polisin kollarına girerek, içeri aldığını belirten Şevik, "Sivil polisler üzerimdeki üniformayı falçata ile parçaladı. Ben çok şaşırmıştım. Şoktaydım. Darbeye karşı çıktığımı, engellediğimi sanıyordum. Ben darbe girişimine katılmadım, destek vermedim. Bana darbeye katılmayan komutanlarım, 'FETÖ darbe yapıyor.' demedi. Ben vatanıma ihanet etmedim. Benim bu eli kanlı FETÖ denen ihanet şebekesiyle işim olmaz. Vatanıma, milletime bağlı bir subayım. Üstlerim bana söyleseydi, İmren'in emirlerini dinlemezdim. Cezaevi aracını geri getirirdim, çünkü İmren bana darbecilere karşı mücadele ettiğimizi söyledi." diye konuştu.

FETÖ'nün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı yönündeki iddiaları da reddeden Şevik, suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyesini talep etti.

Sanık avukatı, müvekkilinin tüm yaşadıklarını samimi bir şekilde anlattığını iddia ederek, "Müvekkilim görev bilinciyle hareket etmiştir. Darbenin başarılı olması için uğraşmamıştır. İfadeleri tutarlıdır. 'ByLock' kayıtları geldiğinde savunma yapacağız. 14 aydır tutuklu olan müvekkilimin tahliyesini, aksi karar olduğu taktirde adli kontrol şartıyla bırakılmasını talep ediyoruz." dedi.

28.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları ve bazı yakınları katıldı.

Duruşmayı, AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz ve bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

Duruşmada, tutuklu sanık Sahil Güvenlik Komutanı Hakan Üstem'in vermiş olduğu talimat doğrultusunda şüpheli Süleyman Yarayan'ın yönlendirmesi sonucu 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Özel Sekreteri Mahmut Arduç ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Koruma astsubayları Kadir Bükülmez, Faruk Kamalak, Mehmet Metin, Mustafa Polat isimli askerlerle İstanbul'dan Kocaeli'ye intikal ettiği, yolcularının Deniz Kuvvetleri Komutanını usulsüz olarak gözaltına almakla görevlendirilmiş ekip olduğu, Gölcük'e yanaştığında Üstem'in Kocaeli'deki darbe girişiminin yöneticilerinden olan tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'le irtibata geçerek bot personelinin karaya çıkmasını sağladığı, darbenin başarısız olması sonrasında söz konusu yolcuları darbeci amirallerle birlikte TCSG 19 Botu ile 16 Temmuz sabahı kendisine yapılan tüm uyarılara rağmen Gölcük'ten kaçırdığı, darbe girişimine iştirak edenlerin emir ve talimatlarına uyduğu, onlarla hareket ettiği, uyarılara karşın botu durdurmadığı, darbe gecesini üs içerisinde hiçbir zorlama olmaksızın geçirdiği, darbenin içeriği hakkında bilgi sahibi olduğu halde hiçbir karşı girişimde bulunmadığı öne sürülen tutuklu sanık eski TCSG 19 Botu Komutanı Gürkan Kantaroğlu, savunma yaptı.

Kantaroğlu, 15 Temmuz'da nöbetçi bot olarak görev yaptıklarını belirterek, o gün TCSG 25 Botu'nun tecrübe seyrini de icra ettiklerini söyledi.

Kantaroğlu, Kalamış'a kadar VIP seyir yaptıklarını dile getirerek, daha sonra kendisine arama-kurtarma görevi verildiğini bildirdi.

Yakıtı azaldığı için bu ihtiyacı gidermek üzere harekat odasını aradığını anlatan Kantaroğlu, "Zeytinburnu'ndaki limana gittik 21.30 sıralarında yakıt tankeri geldi. Ankara Sahil Güvenlik Komutanlığından görev telefonumu Süleyman Albay aradı. Ne yaptığımı sordu. Ben de yakıt aldığımı söyledim. O da 'Yakıtı bırak Kalamış'a git VIP görev var' dedi. Bu sırada İstanbul hareket odasından arandım ve acilen kalkmam gerektiği söylendi. Ben de 22.07'de kalktım. 22.30'da Kalamış'a geldim. Gemiye biri albay rütbeli, 3'ü takım elbiseli 6 kişi bindi." şeklinde konuştu.

"Askerler makam yatına karşı siper aldı"

Kalamış'ta Deniz Kuvvetleri Komutanı emir subayı Özkan binbaşının kendisini aradığını ve kendisiyle görüştüğünü aktaran Kantaroğlu, "Özkan binbaşı, 'Botta kim var?' diye sordu. Ben de bota binen albaya dönüp, 'Göreviniz nedir?' diye sordum. O da bana Deniz Kuvvetleri Komutanının özel kalemi olduğunu iletti. Ben de Özkan binbaşıya 'Özel kalem' diye cevap verdim. Mahmut albay 'Telefonla kiminle konuşuyorsun?' dedi. Ben de Özkan binbaşıyla görüştüğümü söyledim. O da 'Emir komuta bende kalk.' dedi." ifadesini kullandı.

Mahmut albayın Üstem'le telefonla konuştuğunu ve daha sonra cihazı kendisine verdiğinde Üstem'in dediklerini yapmasını istediğini belirten Kantaroğlu, daha sonra Mahmut albayın herkesin telefonlarını toplattığını söyledi.

Kantaroğlu, Ataköy'e gelmeden albayın kendisinden açığa çıkılmasını istediğini ve burada 1 saat 15 dakika beklediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

"İçlerinden biri bottaki televizyonu açtı. TRT 1 rast geldi. TRT 1'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el konulduğunu belirten bildiri okunuyordu. Kanalı değiştirdim, darbe girişimi olduğunu gördüm. Tankları gördüm. Kimin bunu yaptığını öğrenemedim. Daha sonra Mahmut albay, 'Ortam karışık, kimseye güven olmaz.' diyerek televizyonu kapattı. Tutuksuz sanıklardan M.A. ile konuşurken Mahmut albay gelerek, 'Ortam karışık, bizle ilgili birşey yok.' dedi ardından 'Komutanım.' diyerek biriyle konuşmaya başladı. Sonra 'Sarıyer ve Kalamış'a gidelim' dedi ama sürekli fikir değiştirdi. Kalamış'a geldik, Mahmut albay 'Dinlenin' dedi. Ekibinden birilerinin dışarıda bekleyen bir aracın bagajından torba getirdi, içinden mermi şıngırtılarını duydum. Bu sırada botun arkasına makam yatı geldi. 'Hemen halatları çözün, kalkın' dendi. Askerler makam yatına karşı siper aldı. Bu sırada üzerlerine manevra yapan bir yat olunca sıkıntı olduğunu anladım. Mahmut albay geldi ve 'Gölcük ne kadar sürer?' dedi. 'Bir saat sürer' dedim. Albay 'Komutanım' diyerek yine biriyle konuştu. Albay 'Gölcük'e gidelim' dedi."

"İmren, kafamıza sıkılması talimatı verdi"

Gölcük'e geldiklerinde güvenlik botunun kendilerini karşıladığını ve limana da silahlı kişiler geldiğini dile getiren Kantaroğlu, şöyle devam etti:

"M.A. gelerek silahlı uzman çavuşun gemiyi boşaltmamız istediğini iletti. Ona personel 'Gemide kalacak' dedim. Mahmut albay, 'Çıkıyoruz' dedi. Askerlerin limanda elleri enselerinde insanların 2 panelvan araca koştuğunu gördüm. Ben kimseyi esir almak için konuşmadım. Silahlı insanlar namluları bize doğrultu. Hayrettin İmren geldi ve silahını göğsüme dayadı. 'Sen kimsin, kimlerdensin?' dedi. Ben de '19 bot komutanıyım, kim kimdir bilmiyorum?' dedim. İmren, 'Gemide kimse var mı? dedi. 'Başçarkçı var' dedim. 'Gelsin' dedi. Ben de 'Botta bir kişi kalsın' deyince İmren 'Burası Donanma burada bir şey olmaz' dedi. 'Erlerim ne olacak' dedim. O da 'Onlar güvendeler' dedi. Kolumu sıkarak araca beni bindirdi. Araçla merkez komutanlığına geldik. Buradaki nezarette yer olmadığı için avluya alındık. Oradayken M.A. geldi. İmren, Muharrem albaya 'Al bunları bizim misafirimizler' dedi. İmren, elinde silahla etrafına bağırmaya başladı. 'Sizin albayınızı, yüzbaşınızı içeri attım, hepinizi vururum.' deyip arabasına binerek gitti. Oraya silah zoruyla getirildim. Muharrem albayla konuştuğumuzda 'Ona da emir geldi, sakin olun, komutanımız birliğimizi koruyor, emir komuta altındayız' dedi. İmren daha sonra gelerek 'Gemine el koydum' dedi. Takım elbiselilere ve bize dönerek, 'Deniz Kuvvetleri Komutanı yakın korumaları da yanımızda' dedi ve kafamıza sıkılması talimatı verdi."

Kantaroğlu, İmren'in daha sonra yine birkaç kişiyi bulundukları alana getirdiğini anlatarak, başlarında silahlı kişilerin bulunduğunu söyledi.

Tutuksuz sanıklardan botta görevli astsubay M.A. ile otururken tanımadığı kişinin gelerek serbest olduklarını aktardığını belirten Kantaroğlu, daha sonra buradan alınarak limana götürüldüklerini kaydetti.

Kantaroğlu, limanda geminin hazır olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Kalkış için hazırlığımızı yaptık. İmren silahlıydı ve yanında sivil kişiler vardı. O zaman bunları tanımıyordum, kim olduklarını sonradan öğrendim. İmren gemiye bindi ve yine gümüş renkli silahını çıkararak 'Kalkın' dedi. İmren bana bir iskele tarif etti. Belirtilen iskeleye yanaşamayacağımı söyledim. İmren de 'Yanaşırsın' dedi. Ben de baş kısımdan yanaştım. Bu iskeleye yanaşınca Mahmut albay ve ekibini aldık. Daha sonra limana gittik İmren, Nazmi Ekici ve Ayhan Bay indi. Diğer iskelede silahlı 2 kişi indi. Sonraki silahlı kişilerle Kalamış'a gittik. Osmangazi Köprüsü'nden geçerken deniz polisini gördüm. Polis 'TCSG 19.' diye anons geçti. Bottaki takım elbiseli silahlı kişi, 'Devam et' dedi. Deniz polisini görünce durmak istedim ancak askerlerin ve polislerin can güvenliğine zarar gelmemesi için yapmadım. Takip edilmek için aynı rotada düzey şekilde ilerledim. TCG İmbat'ın beni takip ettiğini sonradan öğrendim. Kalamış'ta bottakiler indi. Daha sonra sicil üstümle konuşarak durumu anlattım. Onlar da durumu polise anlatmamı iletti. Ben de gidip anlattım. İfade vermek için Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittim ve gözaltına alındım."

Mahkeme başkanının "İlk ne zaman darbe girişimi olduğunu anladın?" sorusu üzerine Kantaroğlu, Muharrem albayın çelişkili ifadelerini televizyondakilerle birleştirince birşeyler olduğunu anladığını anlattı.

Muharrem albayın kendilerine darbeyle ilgileri olmadığını ilettiğini aktaran Kantaroğlu, "Biz birliğimizi koruyoruz. Vatandaşlar kapıya saldırdı, polisle onları oradan uzaklaştırdık. AK Parti İlçe Başkanı ve Kaymakam geldi.' dedi. O zaman bir şeyler olduğunu anladım. FETÖ üyesi değilim. FETÖ üyelerinin dövmesinin olduğunu gördünüz mü? Sırtımda 3 tane dövme var. Yapmak zorunda kaldığım şeyler baskı ve silah tehdidi altında gerçekleşti. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Kantaroğlu, tutuklu sanıklardan İmren'in, "Çarkçı başıyla konuşup makine arıza verdi, diyebilir miydiniz?" sorusu üzerine, "Elinizde silah varken bunu yapmak mantıksızdı. Makine bölümü kıç üstündeydi. Burada kaportayı açıp bota arıza verdirmek olanaksızdı." ifadesini kullandı.

Tutuksuz sanıklardan Astsubay M.A. da hayatında ilk kez İmren'i o gece botla geldiklerinde gördüğünü belirterek, "Askerler beni ilk minibüse götürdüler daha sonra ikinci minibüse bindirecekken biri kafama silah dayadı. 'Sen kimsin? Alın bunu' dedi. Minibüse aldılar. 300 metre gittik ve merkez komutanlığına geldik. İner inmez bizim bot komutanını gördüm. O sırada İmren geldi. Muharrem albay ve 4-5 personel vardı. İmren, albaya 'Bu ikisini alın en ufak harekette kafasına sıkın' dedi." diye konuştu.

İmren'in söz alması üzerine, M.A'ya "Benim elimde silah yoktu. Sana silah çekmedim. Madem vatanını, milletini seven askersin, neden beni durdurup engellemedin?" dedi.

Bunun üzerine M.A. da "Keşke bana da birileri 'Bu adam hain' deseydi, keşke ben de rahmetli Ömer Halisdemir gibi gereğini yapsaydım." karşılığını verdi.

Duruşmada, savunmasını yapan Donanma Komutanlığı Üs Savunma Harekat Merkez Amiri tutuksuz sanık Albay S.U, darbe girişimi akşamı evde istirahat ettiği sırada telefonla Donanma Komutanlığında tatbikat yapılacağının söylenmesi üzerine birliğine gittiğini söyledi.

Üsse geldiğinde anlam veremediği bir hareketlilik yaşandığını, önce darbe olduğunu anlayamadığını ifade eden S.U, "Yurtta Sulh Konseyi'nin sıkıyönetim direktifi geldi. Okudum. Cumhurbaşkanımızın televizyona canlı yayında bağlanarak yaptığı açıklamayı izleyince darbe olduğunu anladım. Personelimi toplayarak, darbe girişimine destek vermeyeceğimizi söyledim. Ayrıca telsizle de anons ettim." şeklinde konuştu.

Vatandaşların kapılarda toplanmaya başladığını belirten S.U, halka zarar verilmemesi ve darbecilerin dışarıya çıkmaması için gerekli önlemleri aldığını, kapılarda asker sayısını arttırdığını ve Birlik Emniyet Planı'nı devreye soktuğunu, sivil halkla darbeciler arasında izolasyon sağladığını kaydetti.

Eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Hayrettin İmren'in telsizle "Bu birliğin tek komutanı benim. Benden başka kimseden emir alınmayacak. Cumhurbaşkanı yurt dışına kaçtı." şeklinde anons yaptığını anlatan S.U, "Üstlerime ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım. Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin, 'İhanet içinde olanların emrine uymayın. Çatışma ortamından kaçının.' şeklinde emir verdiğini söylediler. Bende emirleri uygulayarak bekledim. Bu arada İmren'in askerleri emrinin altına aldığını öğrendim. Zaten İmren benim sicil amirim. Kendisi bana bağlı birliklerin komutanıdır. Biz çatışma ortamı olmasın, kimse zarar görmesin diye müdahale etmedik." ifadelerini kullandı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin, "İmren'in darbeci olduğunu ne zaman anladın?" şeklindeki sorusuna S.U, "Genelkurmaydan gelen mesajdan darbe yapıldığını anlamıştım ancak kimin darbeci olduğunu bilemedim. Kimseye güvenmiyordum. İmren, 'Cumhurbaşkanı yurt dışına kaçtı' şeklinde telsizden anons edince darbeci olduğunu o zaman anladım." şeklinde cevap verdi.

Darbe girişimiyle ilgisinin olmadığını aksine darbenin bertaraf edilmesi için çalıştığını ileri süren sanık S.U, beraatını ve iadei itibarını talep etti.

"Kolumdan tutarak çekiştirdi"

İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, İmren'in talimatlarıyla Merkez Komutanlığında diğer askerlerin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmelerini sağladığı iddia edilen eski Merkez Komutanlığı Koruma Tim Komutanı tutuklu sanık Murat Göktürk, savunmasında suçsuz olduğunu ileri sürdü.

Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın gözaltına alındığından ve cezaevi nakil aracının hazırlandığından haberinin olmadığını ileri süren Göktürk, "İmren bana, 'Bu aracın komutanı sensin' dedi. Önce ben isteksiz davrandım. Kolumdan tutarak çekiştirdi. İterek araca bindirdi. Araçta amirallerin olduğunu bilmiyordum çünkü ben önde oturuyordum, arada demir kapı vardı. Aracın, Maltepe Kenan Evren Kışlası'na götürüleceğini yolda söylediler. Kötü bir şeyler olduğunu sezdim. Eşimi arayıp helallik istedim." şeklinde konuştu

Göktürk, suçsuz olduğunu ileri sürerek tahliyesini talep etti.

"Amiraller, 'Biz amiraliz. Bizi zorla alıkoydular' diye seslendiler"

Gözaltına alınan amiralleri İstanbul'a götüren askeri cezaevi nakil aracının şoförü tutuklu sanık Mustafa Dikme ise darbe gecesi evde olduğunu ve telefonla birliğe gelmesinin emredildiğini söyledi.

Üsse geldiğinde yüzbaşı Harun İlaslan'ın kendisine Maltepe Cezaevi'ni bilip bilmediğini sorduğunu belirten Dikme, "Biliyorum deyince, cezaevi nakil aracını götürmemi söylediler. Araçta kim var bilmiyordum. Yolda giderken yanımda olan Murat Göktürk astsubaya sordum, amiraller var diye cevapladı. Göktürk, 'Bu işten Donanma Komutanı'nın haberi yoksa başımız belaya girer' dedi. Ben de tedirgin oldum." şeklinde konuştu.

Gebze'ye geldiklerinde sivil çakarlı bir aracın selektör yaparak kendilerini takip ettiğini anlatan Dikme, "Harun Yüzbaşı 'Durma, devam et' emrini verdi. Ben de durmadım fakat ilerde polis otoları yolumuzu kesti. Vatandaşlar toplanmıştı. Aracımızı sallayıp, tekme yumruk atmaya başladılar. Polisler silahını bize doğrultup, çıkmamızı istediler. Biz çıktık. Araçtan amiraller, 'Biz amiraliz. Bizi zorla alıkoydular' diye seslendiler. Bunun üzerine polisler kapıyı açmak istediler ama açamadılar. Ben kendilerine yardımcı oldum. Amiraller indirildi. Polisler bizi Kocaeli Emniyet Müdürlüğüne götürdüler." dedi.

Darbeyle bir ilgisinin olmadığını, o akşam cezaevi nakil aracını kullanacak birini bulamadıkları için kendisinin de şoför olduğu için evden çağırdıklarını anlatan Dikme, "Orada aracı kullanan biri çıksaydı, şimdi benim yerime o kişi burada yargılanıyor olacaktı. Benim darbeyle bir ilgim yok. Ben uzman çavuşum. Zaten üzerimde silah da yoktu. Bana 'Bu aracı götüreceksiniz' diye emrettiler, ben de emri yerine getirdim. Tuğamiral İmren'i bir kere gördüm." diye konuştu.

FETÖ ve darbeyle bir ilgisinin olmadığını, devlet okullarında okuduğunu gözyaşlarıyla anlatan Dikme, "Ben 14 aydır tutukluyum. Gelirimiz yok. Oğlum halı yıkama fabrikasında çalışıp evimize bakıyor. Ben suçsuzum. Beni buradan çıkarın. Oğlumun okuması lazım. Ben çalışıp aileme bakmak istiyorum." dedi.

Darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen "Sıkıyönetim Darbe Planı"nın harekat merkezinden ilk kendisine getirildiği, mesajı gördüğünde oradakilere "Bu emre göre şu andan itibaren Donanma Komutanı Sinan Azmi Tosun, Kurmay Başkanı Ayhan Bay'dır. Ben onlardan emir alacağım." şeklinde söylemde bulunduğu, darbe girişimi süresinde darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın talimatlarını uyguladığı, donanma içerisinde meydana gelen olaylar ve gemilerin seyre kalkmasından haberdar olduğu, kendisine verilen kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği iddia edilen tutuklu sanık eski Donanma Komutanlığı Harekat Başkanı Kurmay Albay Mustafa Bardakçı savunma yaptı.

Bardakçı, 15 Temmuz akşamı Harekat Merkezi Vardiya Amiri Binbaşı Ufuk Koç'un kendisini arayarak, gemilerin seyre çıktığı bilgisini verdiğini, daha sonra silahsız olarak üsse gittiğini ileri sürdü.

Kapıda askerlerin kendisini içeriye almadığını, İmren'in bu konuda kesin emri olduğunu söylediklerini ifade eden Bardakçı, "Harekat Başkanıyım diye kendimi tanıtınca, İmren'i telefonla aradılar. İmren 'Almayın' demiş. Bir süre sonra İmren'in aracı kapının iç tarafında durdu. Beni görünce yanıma geldi. İçeri girmem gerektiğini söyledim. Bana, 'İçeri giremezsin, defol git. Asker seni içeriye almayacak.' diye bağırdı. Israr edince içeri girmeme izin verdi. Ben de hemen Harekat Merkezine gittim." diye konuştu.

Bardakçı, gemilerin limandan ayrıldığını Tuğamiral Yalçın Payal'a rapor ettiğini, o sırada "Yurtta Sulh Konseyi"nin sıkıyönetim direktifi mesajının geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Payal'ı aradım ama ulaşamadım. Daha sonra ikinci sicil amirim olan Donanma Komutanı Veysel Kösele'yi aradım. Durumu anlattım. Kösele bana, 'Mesajı teyit etmiyorum.' dedi. Daha sonra defalarca birinci sicil amirim Tuğamiral Payal, Kösele ve Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ı arayarak, emir ve direktiflerini aldım. O emirler çerçevesinde hareket ettim. Darbeci değilim, darbecilere destek vermedim. Kanunsuz bir emir almadım ve vermedim."

"Darbe olmasaydı amiral olacaktım"

Sıkıyönetim direktifini okuduktan sonra, "Bu emre göre şu andan itibaren Donanma Komutanı Sinan Azmi Tosun, Kurmay Başkanı Ayhan Bay'dır. Ben onlardan emir alacağım." şeklinde bir söylemde bulunmadığını öne süren sanık Bardakçı, "Tutuklanmasaydım yüzde 95 amiral olacaktım. Bu hain kalkışma, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki çalışkan, başarılı ve vatansever subayların önünü kesmek için yapıldı. Ergenekon, Balyoz davalarında bunu gördük. İstenmeyen başarılı subaylar darbe ile FETÖ havuzuna atılmıştır." iddialarında bulundu.

Sanık Erdem salondan çıkarıldı

Bu arada, tutuklu sanıklardan eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem, "Bravo" şeklinde bağırması üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli tarafından jandarma eşliğinde duruşma salonundan çıkarıldı. Sevimli, Erdem'in avukatının itirazını reddetti.

Gece boyunca Harekat Merkezi'nde kaldığını, seyre çıkan gemilerin geri dönmesi için emir verdiğini, amirallerin kaçtığı sahil güvenlik botuna telsizle ulaşarak yaptıklarının kanunsuz olduğunu söylediğini, Donanma Komutanı Kösele'nin gemide alıkonulduğunu sonradan öğrendiğini savunan Bardakçı, "Harekat Merkezi'ne, Kösele'nin, Yavuz Fırkateyni'nde alıkonulduğu yönünde bir e-mail geldi. Durumu hemen Tuğamiral Payal'a bildirdim. Bana, 'Tamam' dedi ve telefonu kapattı. Ben darbeci İmren'in emirlerine uymadım. Sadece üstlerimin emirleri doğrultusunda hareket ettim." şeklinde konuştu.

Işık evlerindeki sohbetlere katılmış

Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, "FETÖ/PDY'nin Ege Bölgesi Sorumluluğu ve ABD'de, Colorado Eyaleti Bölge İmamı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan Hasan Polat'ın, Deniz Harp Okulu öğrencilerinden sorumlu abi olduğu dönemden tanıdığı Mustafa Bardakçı'nın, cemaatin ışık evlerindeki sohbetlere katıldığını" söylediğini hatırlatması üzerine Bardakçı, "Kesinlikle hiçbir dönemde cemaatçi olmadım. FETÖ'nün hiçbir yapılanmasında yer almadım. Bu konuyla ilgili avukatım savunma yapacak." dedi.

Sanık avukatı da müvekkilinin darbecilere destek vermediğini, sadece üstlerinin emirlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, "Colorado imamı denen kişinin iddiaları asılsızdır. Hadi doğru olduğunu varsayalım. 1993 yılında olmuş bir olaydan dolayı müvekkilim ceza alacaksa Türkiye'nin yüzde 30'unun da yargılanması gerekir. Müvekkilim suçsuzdur. Tahliyesini talep ediyoruz."

Deniz Harp Okulu'nun 1993 mezunlarına FETÖ desteği

Bu arada, Hasan Polat'ın iddianamede sanık Bardakçı hakkında şu ifadeleri yer alıyor:

"1993'te Deniz Harp Okulu'na sınava girecek öğrencilere, abiler tarafından sınav soruları dağıtıldı. O dönem sınava girenlerin hepsi kazandı. Benim bu talebeler ile olan diyaloğum Harp Okulunu bitirinceye kadar devam etmiştir. Sonra murakıp sistemi dediğimiz askeri personeli takip eden cemaat içi yapıya devredilmiş ve 1993'ten sonra bir daha da görüşmemiz yasaklanmıştır çünkü mezuniyet sonrası Harp Okulu öğrencileri ile irtibatı devam ettirmek örgüt içerisinde ihanet sayılmaktadır. Benim FETÖ içerisinde bu isimlerden hatırlayabildiklerim şahıslardan Deniz Harp Okullarından 1993 yılında mezun olan Mustafa Bardakçı isimli şahıstır. Bu şahsın rütbeleri tahminime göre şu an albay statüsündedir ancak nerede hangi görevde oldukları konusunda bir fikre sahip değilim. Tahminim o ki 1993 mezunlarının ilk 10 derecesinin tamamı cemaat mensuplarından oluşmaktaydı. Bu öğrencilerle olan irtibatım 1994 yılına kadar devam etti. Bardakçı ve diğer öğrencilerle 1993 yılında sürekli görüşmelerimiz olmuş ve pek çok defa Işık evlerinde sohbetler yapılmıştır. Adı geçen şahısların tamamı birbirlerini tanımaktadırlar."

Ara karar

Mahkeme heyeti ara kararında, sanıklar Harun İlaslan, Ahmet Aykut Şevik, Mustafa Dikme ve Murat Göktürk'ün tahliye taleplerinin reddine, adli kontrol şartı hükümlerine uymayan sanık Ersoy Aktaş'ın yakalanmasına, davaya müdahil olma talebinde bulunan Başbakanlık, Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Levent Kerim Uça, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatları Samet Genç ve Hüseyin Coşkun'un talebinin kabulüne karar vererek, duruşmaya sabah devam edilmek üzere ara verdi.

29.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve bazı yakınları katıldı. Duruşmayı, bazı STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

Duruşmada, darbe girişimi sırasında darbeci firari sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın emir astsubayı tutuklu sanık Serkan Dumanlıdağ, darbe girişimi süresinde Bay'ın kendisine verdiği kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nı gözaltına almakla görevlendirilmiş SG-19 Sahil Güvenlik botu ile Gölcük'e gelen ekibin bulunduğu Bay'ın konutuna kimsenin yaklaştırılmaması konusunda verilen görevi yerine getirdiği suçlamaları hakkında savunma yaptı.

Dumanlıdağ, 15 Temmuz darbe girişiminde kanunsuz bir eylemde bulunmadığını, tutuklu olmasının tek nedeninin emir astsubayı olduğu Tuğamiral Ayhan Bay'ın firari olmasından kaynaklandığını öne sürdü.

Komutanın emirlerini yerine getirmenin ve özel işlerini yapmanın emir astsubayının görevlerinden olduğunu ifade eden Dumanlıdağ, "Komutanlarımızdan gelen emirleri sorgulamayız, verilen emirleri yerine getiririz. Bay'ı göreve başlamadan önce tanımazdım. Kendisi sessiz, sakin, ketum ve içine kapanık bir insandı." diye konuştu.

"Gemilerin terör saldırısı olduğu için seyre çıktığını sandım"

Dumanlıdağ, 15 Temmuz akşamı, Bay'ın eşinin kendisini arayarak, komutanın üsse gelmesini söylediğini belirterek, şöyle konuştu:

"Birliğime gittiğimde olağanüstü bir hareketlilik vardı. Ayhan Bay gemilerin seyre çıkması emrini vermiş. Kendisine, 'Komutanım, bir şey mi var?' dedim. 'Yok bir şey.' dedi. Daha sonra televizyondan Boğaz Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını izledim. Ben de, terör saldırısı var herhalde diye düşündüm. Bundan dolayı gemilerin boğazda güvenliğini sağlamak için seyre çıktığını düşünerek, normal karşıladım çünkü, terör, sabotaj ve olağanüstü durumlarda gemilerin seyre çıkması daha önce de yaşanmıştı."

Bay'ın silahını alıp, lojmandaki konutuna gelmesini söylediğini anlatan Dumanlıdağ, Tümamiral Yıldırım'ın, Bay'a neler olduğunu, gemilerin seyre neden çıktığını sorduğunu dile getirerek, Bay'ın, "Komutanım Ankara'dan mesaj geldi, o yüzden gemileri kaldırdım." dediğini öne sürdü.

"Ayhan Bey korkmasın, kale bizim"

Eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in kendisine, "Ayhan Bey korkmasın, kale bizim" dediğini aktaran Dumanlıdağ, "İmren'in bu ifadesinden üssün emniyete alındığını sandığını söyledi.

Dumanlıdağ, savunmasına şöyle devam etti:

"Televizyondan darbe olduğunu gördüm ama İmren'in darbeci olduğunu bilmiyordum.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu'nun, televizyondan darbeye destek vermediği mesajı yayınlandı. Sabah 06.00'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Sekreteri Kurmay Albay Mahmut Arduç ve koruma astsubaylarıyla geldi. Ayhan Bay'ın lojmandaki evine geçtiler. Deniz Kuvvetleri Komutanı darbeye destek vermediklerini açıkladı, sonra en yakın adamı özel sekreteri gelince Tuğamiral Bay'dan şüphelenmedim. Sabah 08.15 sıralarında Bay ile Tuğamiral Nazmi Ekici konuttan ayrıldı. Bay, bana 'Ben çıkıyorum.' diyerek gitti. Komutanın eşi bana Bay'ın nerede olduğunu sordu. Bilmediğimi söyledim. Çocuklarının psikolojisinin bozuk olduğunu, Bay'a ulaşamadığını söyledi. Bu arada İskender Amiral bana 'İkinci bir emre kadar birliğe gelme.' dedi. Bay ile ilgili medyada bir şey çıkmayınca Ankara'da olduğunu sanıyordum."

"O zaten gelmez, onun işi bitti"

Sanık Dumanlıdağ, firari sanık Bay'ın, darbe gecesi 01.30'da "İmren dışında kimse eve ve çevresine gelmesin." şeklinde emir verdiğini, "İskender amiral de mi?" diye sorduğunda ise Bay'ın "O zaten gelmez, onun işi bitti." dediğini ileri sürdü.

Dumanlıdağ, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Koruma astsubayı Kadir Bölünmez'in 2 tablet kırdığını söyledi.

Çapraz sorguya alınan sanık Serkan Dumanlıdağ, savcının, "Köprülerin kapatıldığını, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bostanoğlu'nun 'Donanma bu işin içinde değil' dediğini duyduğunu söyledin. Bu kadar olumsuzluklar gördüğün halde, hiç merak edip üstlerinize sormadınız mı?" şeklindeki sorusuna, "Donanma'da silah sesleri duydum. Gemilerin seyre çıktığı dışında bir şey sormadım. Bay, darbeci olsa Deniz Kuvvetleri Komutanlığı özel sekreteri evine gelmezdi diye düşündüm." şeklinde cevap verdi.

"Bostanoğlu, gemileri darbecilerin kaçırdığını söylemedi"

Başbakanlık avukatı Selman Balta, "Ayhan Bay'ın darbeci olduğunu pazar günü anladığını söyledin. Bu kadar geç öğrenmen normal mi, bunu nasıl açıklayacaksınız?" sorusunu ise Dumanlıdağ, "Deniz Kuvvetleri Komutanı Bostanoğlu, seyre kalkan gemilerin darbeci olduğunu açıklasaydı, bunlar olmayacaktı. Bay, evinde darbe yapmış. Ben bunu nerden bilebilirim. Şu an Bay'ın darbeci olduğunu söylüyorum ama o gece neyin ne olduğu belli değildi." şeklinde yanıtladı.

Davanın müştekisi AK Parti Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan'ın avukatı Samet Genç ise "İskender amiralin, Ayhan Bay'a 'Gemiler neden kalktı, benim neden haberim yok?' dediğini duyduğunuz halde bunun anormal bir durum olduğunu anlamadınız mı?" diye sorması üzerine Dumanlıdağ, "Gemilerin seyre kaldırılması çok anormal bir durum değildi. Geçmişte de bu tür şeyler olmuştu. Filler tepişti, çimler ezildi." diye konuştu.

Tuğamiral Bay'dan sadece "Konutun kapısında bekle ve telefonumu şarja tak." şeklinde iki emir aldığını, Bay'ın korumalığını yaptığı ve evine kimseyi yaklaştırmadığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını savunan Dumanlıdağ, şu iddialarda bulundu:

"Konuta çok kişi geldi, gitti. Kimseyi engellemedim. Kimse bana bir şey demedi. Komutanım, 'Evin önünde bekle' dedi diye FETÖ'cü, darbeci oldum. Ayhan Bay'ın FETÖ'cü olduğunu yıllarca anlamamışlar, ben bir gecede nasıl bilebilirdim? İskender Yıldırım, bildiği halde bana Bay'ın darbeci olduğunu söylemedi. Söyleseydi, Bay'ın emrini dinlemez, silahı dayar, emniyete götürürdüm. FETÖ ile ilgili bir bağım yok. Dersane ve okullarına gitmedim. Bank Asya'da hesabım yok. ByLock kullanmadım. Anayasal düzeni yıkmaya, meşru zeminde kurulmuş hükümeti yıkmaya çalışmadım."

Tümamiral Yıldırım'ın kendisine "birliğe gelme" dediğini ve 4 gün boyunca evde beklediğini iddia eden sanık Dumanlıdağ, "Daha sonra birliğimden beni aradılar, üsse gelmemi söylediler. Birliğe geldim. Benim için firar yazmışlar. Daha sonra gözaltına alındım. Kaçmamı istemişler. Ben suçlu olsam o gün alırlardı. İskender amiral '4 gün birliğe gelme' diyerek aslında kaçmamı istemiş. Kaçmam için bana süre vermiş ama ben kaçmadım. Suçsuzum. Beratımı talep ediyorum." savunmasını yaptı.

Duruşmada, darbe girişimi sırasında darbeci firari sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın kendisine verdiği kurallara aykırı talimatları uyguladığı, FETÖ/PDY terör örgütünün gizli iletişim sistemi ByLock'u kullandığı suçlamasıyla yargılanan tutuklu sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Yarbay Ali ihsan Gürler, savunma yaptı.

Darbe girişimi sırasında, 1. Ordu Komutanlığı'nda Harekat Kurmay Başkanı olan, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in kardeşi olan Gürler, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Sicil amiri olan Tuğamiral Bay'ın kanunsuz emirlerini yerine getirmediğini, FETÖ üyesi olmadığını, darbeye katılmadığını ve ByLock kullanmadığını öne süren Gürler, Atatürkçü bir subay olarak 24 yıllık askerlik hayatında başarılarından dolayı ödül ve takdir aldığını belirtti.

Amiral, terör ihbarı var diye gemileri seyre çıkarmış

Darbe girişimi akşamı 19.30'da evine gittiğini, 16 Temmuz 2016'da çocuğunun sünnet düğünü için memleketine gitmek için hazırlık yaptığını anlatan Gürler, "Saat 21.50'de Tuğamiral Ayhan Bay aradı. Hemen gelmemi söyledi. Birliğime gittim. Ayhan Bay, bana terör saldırısı olduğu için gemilerin güvenlik için ayrıldığını söyledi. PKK'nın saldırısı olabilir diye düşündüm. Gemilerin bir kısmı Poyaz Liman'ından ayrılmış, bir kısmı da ayrılmak üzereydi." diye konuştu.

Saldırı ve sabotaj ihbarı gibi olağanüstü durumlarda gemilerin seyre çıkmasının, gemilerin güvenliğinin sağlanması için yapılan olağan bir durum olduğunu ileri süren Gürler, "Amirlerin gemileri kaldırma kararını sorgulamayız. Ben sadece ofiste gemilerin gelmesini bekledim. Hiçbir personeli çağırmadım, emrimde sadece bir yüzbaşı vardı. Silah taşımadım. Sadece gemilerin emniyetli bir şekilde geri gelmesini düşündüm." dedi.

Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın gemilerin geri dönmesi için emir verdiğine dair mesajı gördüğünü belirten Gürler, "Bay, bana 'Ofiste bekle.' dedi. Gemileri beklemek için ofise gittim. Televizyondan TSK'nın yönetime el koyduğunu, Başbakanın 'Bu bir kalkışmadır.' şeklindeki açıklamasını izledim. Darbe olduğunu anladım ama bir yandan da terör ve sabotaj ihbarı vardı. Ben gemilerin darbeye destek vermek için limandan ayrıldıklarını, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin TCG Yavuz Gemisi'nin de alıkonulduğunu bilmiyordum." iddiasında bulundu.

Sabah, amiraller Bay, İmren ve Ekici'nin sahil güvenlik botuyla kaçtıklarını duyduğunu aktaran Gürler, "Sonra gemiler limana geldikçe yer tahsisi yaptım. Bunun dışında kurallara aykırı emir almadım, vermedim. Sıkı yönetim direktifini görmedim. 12 Ağustos 2016'da açığa alındım. 11 gün evde bekledim. 23'ünde gözaltına alındım. Darbeye destek vermedim. ByLock kullanmadım. Tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.

Savunmasının ardından çapraz sorguya alınan Ali İhsan Gürler, TBMM adına duruşmaya katılan avukat Ömer Burak Barış'ın, "1. Ordu Komutanlığı'nda görevli ağabeyiniz Tuğgeneral Eyyüp Gürler'i aradınız mı? Kendisi sizden üst rütbeli olduğu için darbeyle ilgili bilgi sahibi olma olasılığı yüksek." yönündeki sorusuna "Aramadım" yanıtını verdi.

"Size o kadar başarı belgesi ve takdir, pasif oturmanız için verilmedi"

Ömer Burak Barış'ın, "Ofiste gemileri beklemek dışında sabaha kadar ne yaptınız?" sorusuna ise Gürler, "Karargaha çağrılan personelin bir şeyden haberi yoktu. Ben sadece bana ofiste beklemem yönündeki emre uydum. Benim ağzımdan çıkacak bir kelime ile 200 kişinin kaderi değişirdi. Belki de burada sanık sayısı daha da fazla olabilirdi. Bir şey söylememek, emir vermemek daha doğruydu. Ben Tuğamiral Bay'ın emirlerini dinledim." yanıtını verdi.

Bir sanık avukatı da Gürler'e yönelik, "Size o kadar başarı belgesi ve takdir, olağanüstü durumlarda pasif olarak oturmanız için verilmedi." ifadelerini kullandı.

Başbakanlık avukatı Selman Balta da "Ayhan Bay, gemileri terör saldırısı nedeniyle kaldırdığını söylemiş ama televizyonda Başbakan, Cumhurbaşkanı 'darbe var.' diyor. Siz Bay'ı arayarak, 'Siz bana terör dediniz ama devlet büyükleri darbe girişimi olduğunu söylüyor' demeniz mi? Bir üst amirinize ulaşma ihtiyacı duymadınız mı?' sorusu üzerine Gürler, "Terör ihbarı daha önce verilmişti. Darbe açıklamaları daha sonra açıklandı. Biz gemilerin darbe değil de terör olayı için çıktığını sanıyorduk. Bunu sorgulayacak bir durum görmedim." dedi.

Sanık avukatı, "Müvekkilimin ağabeyinin FETÖ'den tutuklu olması, kardeşinin de suçlu olacağı anlamına gelmez. Ağabeyi katil, kardeşi de katil olur mu? Ayhan Bay emirleri vermiş, sonra da kaçmış. Müvekkilim izine çıkmış olsaydı bu işler başına gelmeyecekti. Deliller toplanmış, kaçma şüphesi yoktur. Müvekkilimin adli kontrol şartıyla tahliyesini talep ediyoruz." dedi.

Mahkeme ara kararını açıkladı

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, sanıkların tahliye taleplerinin reddine, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, ara kararında, davanın bir numaraları sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve diğer firari sanıkların kaçtıkları ülkelerden istenmesi, mümkün olmadığı takdirde kırmızı bülten çıkarılması yönünde girişimde bulunulmasına karar verdi.

Mahkeme ayrıca, firari sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın emir astsubayı tutuklu sanık Serkan Dumanlıdağ'ın adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı şartıyla tahliyesine, tutuksuz sanık Mehmet Aslanparçası'nın adli kontrol şartının kaldırılmasına, yurt dışı yasağının devamına, tutuklu sanık Yavuz Arslan'ın, "Anayasa'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasından tahliyesine ancak diğer suçlardan tutukluluğunun devamına, tutuklu 51 sanığın bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 92 şüpheli bulunuyor.

İddianamede FETÖ elebaşı Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli Darbe Yap./Donanma Komutanlığındaki Eylemler 92 sanık' davası

(30 Eylül 2017, 20:50)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11365    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.010.150